28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 1998 PAZAR 12 KULTUR 10. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali 19 Mayıs-4 Haziran tarihleri arasmda gerçekleşecek VBlva'nııı yüreği, Strehler'ın zekâsıKültür Servisi- Istanbul Kültür ve Sa- nat Vakfi tarafmdandüzenlenen 10. (J)us- lararası Istanbul Tiyatro Festivali 19 Ma- yıs Saiı akşamı saat 20.30 tia Lütfi Kır- dar Kongre ve Sergi Sarayı'ndagerçek- leşecek törenle başlayacak. Festivalin açılışı. Brecht'in 100. doğum yılı kutla- malan nedeniyle. Strehler'in Brecht ka- dını olarak tanınan ünlü Italyan sanatçı Mflvatarafından yapılacak. Sanatçı ge- çen yıl yitirdiğimiz ünlü tiyatro ustasi Gı- orgio Strehler'in yapımı olan 'Milva Ye- ni Bir Brecht Söylüyor-Ay Her Zaman Pariamaz'adlı gösteriyi sunacak Türki- yelı ızleyenlerine. 'IVfflva Veni Bir Brecht Söylüyor-Ay Her Zaman Parlamaz'ın yönetmeni Strehler, "Bu başlık Milva'nın ya da Brecht'in yeniden keşfedilmesi şekfinde algılanınamah''diyorbirya2isında. "Ye- ni tanımı bir vorumcunun ulaşfıgı ol- gunluk ve yaptıği seçim doğrultusunda ortaya çıkarf Brecht'in bütün şiir. şar- kı ve baladlan onun şiirsel başyapıtla- nnın içine dağılmıştır Onun insancıllı- ğı. geçici şeylere karşı duyduğu melan- koli. incelikleri. dünya varlıklanna olan sevgısi, toplumsal yaşamın vahşetini kü- çümsemesi tiim yapıtlannda izlenir. Kurt Wefl*ın besteledıği bir şarkısından (Ay Her Zaman Senin Üzerinde Işıldamaz) alınan *Ay HerZaman Pariamaz". Brecht, Giorgıo Strehler ve Milva'yı birkezda- ha buluşturuyor 17 Temmuz 1939'da Ferrara yakınla- nnda dünyaya gelen Milva, müzik va- şamına yirmi yaşındayken kazandığı RAI'nın genç sesler yanşmasiyla baş- ladı. 1963 vılında vavımlanan 'Canzo- estivalin açılışı, Brecht'in 100. doğum yılı kutlamalan nedeniyle, Strehler'in Brecht kadını olarak tanınan ünlü İtalyan sanatçı Milva tarafından yapılacak. 'Milva,Yeniden Brecht Söylüyor" ni Da Cortile' adlı parçasıyla muzikse- verlenn gönlünde taht kuran sanatçı ti- yarroyla 1964'te tanıştı. 1965 te Paolo Grassi ve Giorgio Strehler ile tanıştı, ay- nı yıl San Remo'da büyük beğenı topla- dı ve hemen ardından Piccolo Tiyatro- su'nda Strehler'in rejısiyle 'Bertolt Brecht'in Şiirleri ve ŞarkılarT başlıklı bir konser sundu. Bunu 1968de "Ben Bertolt Brecht' ızJedi. 1972'de de yine Strehler yönetimınde •ÜçKunışlukOpe- ra'yı sahneieyen sanatçı, popülermüzık- le tiyatro çalışmalannı aynı tempoda gö- türdü uzun yıllar. Seksenlı \ ıllarda bütün basının dikka- tinı üzenne toplayan sanatçı. doksanlı yıl- larda psikolojik nedenlerle uzun süre ortaya çıkmadı Tıyatroya dönüşü yeni- den Strehler'le oldu sanatçının ikılı. 1995 vılında Piccolo Teatro dı Mıla- no'da yenıden bir araya gelerek tıyatro- nun kuruluşunun 50. yılını I997'de 'MB- va Yeniden Brecht Sövlüyor'la kutladı MiKa'nın yüreğı. sesı \e bedenınin Streh- ler'in zekâsı ve yorumuyla buluştuğu perförmans butün Av rupa kentlerını tet- hettı. fethetmeyı de sürdurüyor. Mıl\a, maestronun ölümünden sonra dünyayı onun eksıklığını duyarak dolaşıyor. 'LT'nita* eleştırmenı 1997'de Picco- lo Tıyatrosu'nun 50. yıl kutlamalan kap- samında \enlen resitalin ardından duy- gulannı şöyleaktanyordu ".Milva seve- cen ve tatlı. İ'nlü kı/ıl saçları atkuvruğu vapılmış. Strehler sanki MiKa'nın miti- ni y ıkı\ or.onun içindeki sesleri sihirli bir biçimdedışan vuruyor. İnsanı baştan çı- karan, yirmilik bir gencin şarkılanna >akışan.sevecen,içten. fısıltılı bir ses. No- taiarsahneden asağıvatadüıkla niyor. M0- va mü/isven arkadaşlarının eşliğinde etekieri uzayıp kısalan siyah elbisesL ara- da bir çıkarıp attığı u/un topukiu ayak- kabılan \e takıp çıkardığı şapkasıy la bi- zi vavaşça Brecht'in nıelankolisine.insan- lara olan sevgisine taşıyor." Giorgio Strehler. bu buluşmada Mil- va'nın başka bir yönünü keşfettiğinı söy- lüyordu, dünyaya daha ironik, daha şef- katle bakan. daha renkli bir yöndü bu. IzleyıcılerMilva'vı 10. l'luslararası Is- tanbul Tiyatro Festıvali'ndede buyönüy- le tanıyacaklar. Sahnede kendine has kı- zıl saçlan ve siyah giysileri ile kâh se- vecen. kâh isyankâr, kâh umutsuz bir kadın olarak yer alacak olan Milva iki bölümlük konserinde 6O'lı yıllarda ken- disıni üne kavuşturan 'MarieSanders Ba- ladı' "Bilbao Song', 'Surabava Johnny' gibı şarkılarayervererekizleyiciyigeç- mışe taşıyacak. Festıval açılışında Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi 1998 Tiyatro Onur Ödülie- n de sahiplerine verilecek. 1998 Onur Ödüllen 'nin sahıpleri çağdaş tiyatronun yaşayan bırkaç ustasından olan YUIİIAT»- bimovve MelihCevdetAnday. Günümüz tıyatrosunun en önemli ustalanndan bi- ri olan Lyubimov halen Moskova'da, kendi kurmuş olduğu Taganka Tiyatro- su'nda çalışmalannı sürdürüyor. Sanat- çı 1996'daki tiyatro festivaline 'Doktor Jivago'adlı oyunuyla katılmıştı. Reji an- iayışıyla dünya tiyatrosunda bir ekol oluşturan Lyubimov: 'Hamlet', 'Boris Godunov', 'Üç Kızkardeş' gibı unutul- maz oyunlann yanı sıra opera yorumla- rıyla da dikkat çekiyor. Şu sıralar yine Taganka'da 'KaramazofKardeşler'ı sah- neliyor. Yazın dünyamızm büyük usta- sı Melih Cevdet Anday ıseyazmışoldu- ğu evrensel yapıtlarla Türk tiyatrosuna yaptığı katkılardan dolayı ödüllen- dınlıvor. Orhan Asena 'nın 'Gilgameş Operası' Mersin Devlet Opera ve Balesi tarafından yorumlanıyor Herkes gitsin Mersin'e " l MELtH FERELİ Yanılmıyorsam. 1965 yılının bahanydı: büviik bir heyecanla Şan Tıyatrosu'nun yoluna koyulmuştum sevgili arkadaşım \1ehmet Er- güven'le birlıkte (O yıllar Atakö) 'de kapı karşı komşu oğullan ola- rak bazen aramıza TahirTahirgil'i de katıp İstanbul'un kültürya- şantısmdan birlıkte pay almava çalışırdık ) Dile kolaydı. BeHasAran.Sevda A>dan, AyhanBarangıbı do- nemınustaoperacılannıNevitKodallı'nın "Gilgameş'" ope- rasında ızleyecektık. On yedi yaşında ıkı toy gencin heyecanı büyüktii büyük olmasına.ama Gilgameş'ian- layacak olgunluktan çok uzak olduğumu hü- zünlenerek saptamıştım. Nekadarküçük veâcız olduğumu, "adam" olmak ıçin daha "çok finn ekmek yemek1 " konumunda olduğumu anlamak neyse kı çok fazîa sürmedı. Geçen hafta (7 Mayıs 1998. Perşembe) Mersin Devlet Operası'nın konuğu olarak izleme fırsatını bulduğum Gilgameş Operasf nın galasına 1965ba- hanndakı ürkekliğimı aşmış. ancak bu defa da yep- venı bir yapıma Nevıt Kodallı \e Orhan Asena ho- • calaria birlıkte tanıklık etme heyecanına kendimı kap- hrmıştım. Övle ya, ölümlülügümüze umararayışımızı. Tan- n-ınsan ıkileminın derinliklennde yazgı birliğinin pe- kıştırdıği dostluklara özlemımızı. ıç dünyamızm cal- kantılannı aşma umutlanmızı ırdeleven kaç olay ya- savabılıriz kısacık ömriimüzde! \'e ışte bunlardan bı- rısine Mersın'de tanık olu\ordum - tam 33 vıl sonra... Bızlen önce gerçeküstü bir dünyaya götürüp -zama- na meydan okuyan bedenle hesaplaşma (İ/Jemimld"' dı- le getıren bir metın ıçınde yoğurup \eniden konumlan- dırdı Akdeniz'ın kı\ ısına. gızli bir güç. Yalınlıgı doğallıkla bırleştırerek Nevıt Ko- dallı'nıngörkemlı müziğini görsef bir şöle- ne dönüştürmüş > önetmen Mehmet Ergüv^n: "Idtsch nasıl olunmaz" dersı verırcesıne . "Oyunum ilk kez anlaşıldı" derken Orhan Ase- na, sankı bu kez benım bıle oyunu kavrayabıldığı- ıne mi gönderme yapıyordu bılemıyorum. Esrensel birsöylem vaptıklarına ınançlan yüzlerinden okunan Mer- sin Operasf nın genç sanatçılan. adan- mışlıklan sayesinde zoru başanvordu Eklektik ogeler ıçeren. zaman zaman VVagner/ R. Strauss ve hatta Vvaltonu çagrıştıran zor bir opera Gilgameş: ancak sahne üstünde yer alan sanatçılar kadaror- kestra üyelerı de şeflen Neah Seçkinın koyduğu uluslararaM hedefe ulaştılar- hem de "koJaymıs" ızlenımım ustaca vererek. Gilgameş rolünde Kenan Korbek. En- kıdu rolünde Mehmet Yılmaz daha pek çok başanva ulaşabileceklennın ışaret- lennı venrken. Iştar'ı seslendıren Ben- gi Ispirın bedenınde sankı Zehra Yıl- dız yenıden doğmuş gibiydı. Bu genç sopranomuzun uluslararası plalfor- ma biran once geçebilmesının ülke- miz adına çok değerli bir kazanç olacağını döşünüyorum. Salt rakamlar ölçü alındığında 550 bin kışılık sakınıvie "küçük" diye tanımlama gafletıne kolayca dü- şürebilir bizi Mersin Yoğun göç sonu- cuçırkın yapılanmanın boğazını sıkmaya çalıştujı Mersin. Akdenız'ın engın sulan- na bağnnı açarak Tevfik Sım Gür Kültür Vlerkezi nden evTen^llığe büyüyerek uzan- dı n Mayıs akşamı. , Tevfik Sım Gür Kültür Merkezi kişilikli bir yapı; Mersin izley icisı de bu v apı ve Gü- gameş'e saygılı. olgun ve ıçten bırka- tılım sergıleciı gala gecesinde Besbelli: Mersin'in topraği üret- ken. atılan tohumlar Mehmet Ergü- ven gibı bir v ızyonerın önderlığındegurur vencı birbiçimdeyeşermekte. Mersın'dekörüklenenope- ra ate^ının hiç sönmemesını dılıyorum. Pek çok kımsenın "tersine" yol aldığı bir dönemde, biz biz olalım ve sıdelım Mersin'e! ıstanbul Müzik Festivali Festıval biletleri SMARTELde KültürServisi - îstanbul Kültür v e Sa- nat Vakfı'nm düzenlediğı 26. Uluslara- rası Istanbul Müzik Festivalı'ndebıletre- zervasyonlan başlıyor. 9 Haziran-4 Tem- muz tanhleri arasmda yer alacak olan festivalderezervasyonlarSMARTELte- lefon rezenasyon sıstemı ile yapılacak. 24 saat boyunca hızmet verecek olan SMARTEL telefonla rezenasyon siste- mi. 20 Mayıs Çarşamba saat 19.00'a dek sürecek SMARTEL telefon ile rezenas- yon (0216) 428 02 08 numaralı telefon- dan yapılacak. Festival broşürlerı Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi. Atatürk Kültür Merkezi, Ca- pıtol Altunızade. Uzelli Şaşkmbakkai \e Bakırköy Carousel'den temin edılebıle- cek. SMARTEL telefon ile rezenasyon işlemlennın sona ermesınm ardından fes- tıval biletleri Atatürk Kültür Merkezi \e Aya Irinfdeki festıval gişelen ile Bakır- köy Carousel, Capitol Altunızade v e Uzel- li Şaşkınbakkal'dan temin edilebilır. Fes- tival gışeleri 30 Mayıs-4 Temmuz tarih- len arasmda 10 00'dan 19.00'a. 21.30'a kadar açık kalacak. SMARTEL ile rezer- v asyon yaptırarak bilet alanlara, ındirim- lı öğrencı fiyatları da dahil olmak üzere, bazı gösterilerde yüzde 15 ındinm uygu- lanacak. Bıletlerdetümgösterilerıçin65 yaş ve üstündekı müzıkseverlere de yüz- de 25 ındirim uygulanacak. Topluluk 15 yıllık birlikteliklerini özetleyen 'Mest Of'u yorumlayacak Festivali, Grup Gündoğarken açıyor CUMHL R CANBAZÖĞLL Yapı Kredi Sanat Festivali dinamik bir organizasyon; yıllardır sürekli ara- yışlara gırerek doğru bir çizgi yakala- ma peşındeler. Bu yıl da festivali dört mevsime yayarak daha yaşayan. sanat- severi kısa tarihler arasmda müzik bom- bardımanına tutmayan, yormayan bir uygulamaya giriştıler. Bizi memnuneden bir başkagelişme de festivalin üç önemli yerli gruba prog- ramında yer vermesi oldu. Grup mûzi- ğınin sürekli ikinci planda kaldığı bırül- kede Grup Gündoğarken'in. Moğol- lar'ın ve Veni Türkü'nün uluslararası festivalde çalışmalan bir şeylerin de- ğişmeye başladığmın göstergesı. Yapı Kredi Sanat Festivali'nı bu ge- ce Açıkhava Tiyatrosu'nda Grup Gün- doğarken açıyor. Saat 21.15'tebaşlaya- cak konserin'biletleri saat 10.00- 19.00 arasmda AKM gişelerinden, aynca saat 17.00'den ıtıbaren Açıkhava'nın gışe- sinden sağlanabilir. Grup Gündoğarken'in bugün beş bin kişilik bir mekânda konsere çıkmasın- da on beş yıllık birlikteliklerini özetle- yen MestÖf albümünün başansının pa- yı büyük tabıi. Biz uzun yıllardır Gündoğarken'i ya- kından izlıyoruz. amca llhan Şeşen ıle yeğenlen Gökhan ve Burhan Şeşen ınan- dıkları müzik adma ödün vermeye ya- naşmadan bugünlere geldıler. Oniarı seksenlenn sonlanna doğru bazen tele- Grup Cündoğarken'in konseri saat 21.15'te Açıkhava Tiyatrosu'nda. vızyonda çocuklara özgün ^arkılarını söy lerken gördük. bazen de tıy atro sah- nesinde müzık üretirken Eurovısion Türkıye elemelennde şanslannı denedik- ten sonra Levent Kırcanın Oiacak O Kadar'ının müzıklerinı yazıp ılk bö- Iümlerde ekrana çıktılar. İlk albümlen Bir Yaz Bitiyor, 'Akde- niz soundu' denılen türün o donemde sa- tabıleceği en ıvı rakamlara ulaşırken ikinci ve üçüncü albümler ılgi gorme- mışti Dördüncü albüm Ankara'dan Abim Geldi ıse pop furyasının daha başlamadığı dönemde GibiGibiyim ad- lı parçanınyardımıyla Gündoğarken'in en fazla satılan albümü olmuştu. Ancak bırşeyler ıv i gıtmıyordu. Gru- bun yapıtlannı küçük lokallerde üç gi- tar ya da buzukiyle dinleyenier akustik soundla bambaşka yorumlanan bestele- nn albürrüerdekı düzenlemelennden pek hoşnut değildı. Bol enstrümanlık, fazla öten klavye- ler. makıne davullar bazı parçalann ru- hunu yansıtmak şöy le dursun. duy gula- ra denn darbeler \ uruyordu. Tabiı du- rumdan grup uyelerı de memnun değil- dı ama p'yasanın düzenine teslım ol- muş, fason üretıme gıımış srüdyo adam- larının elinden ancak bu kadar iş çıkı- yordu... Sonra araya üç yıllık aynlık girdi ve grup üyelerinı solo albümlerde dinle- dik; llhan Şeşen. Aşk Haklı albümünü, Burhan Şeşen de Bir DüşGördüm'üya- yımladı ama, "Taş yerinde agırdır" sö- zü bir kez daha kanıtlandı ve Gündoğar- ken günlennde gördükleri ılgıyi bulama- dılar müzik dünyasında. Aynlık döneminde üyeler ortak mü- zik üretmedi ama bir best of albüm pro- jesı sürekli gündemdeydi Gündoğar- ken'de. Ancak yeniden doğuşu destek- leyecek farklı birşey yapılmalıydı. Gün- doğarken de. adeta kumaroynayarak, ku- laklardayerermış bestelerini Türkiye'de yaşayan Yunanlı müzisyen Nikiforos Metaxas'a emanet ederek ve tamamen akustik enstrümanlar kullanarak Mest Of albümüne yaşam verdi. llhan Şeşen'in 'eskişarkJan kurtar- maoperasyonu' diye tanımladığı bu top- lama albüm. daha önce Gündoğarken al- bümlerınde yer almamış Rüzgâr adlı parçanın klıbiyle grubu alıp listelerin en üst sıralanna taşıdı... Grup Gündoğarken bu akşam Açık- hava'da ağırlıklı olarak bu albümden parçaları yorumlayacak ve onlarla bir- lıkte Can Kozhı (davul). Hasan Esen (keman. kemençe), Oğuz Büyûkberber (klarnet), Çağlayan YıWız(gitar, bass). Nikos krallis. Nikiforos Meta\as ve Vas- siliki Papageorgiouda sahneye çıkacak. Bir not daha, konserin başında bu müzik adımlanndan bazılarının da yer aldığı Anadolu Feneri adfı grubun üç parçalık bir bölümü oiacak. KÖŞEBENT ENİS BATUR Mustafa Irgat Tanışıklığımız okul yıllarına iniyordu. Benden iki yaş büyüktü, ama bir sınıf üstteydi. Ciddi bir or- tak yanımız vardı: Okul yönetiminin gözünde "pat- layıcı madde" statüsündeydik. Hırçın, ele avuca sığmaz bir öğrenciydim ben; o sessiz, oysa ala- bildiğine uyumsuzdu: Derslikten uzaklaştınldığı- mız için, sık sık avluda buluşur, kafa kafaya ve- rirdık. Birseferinde, unutmuyorum, durupdurur- ken "evlenmekistiyonım"diyebağırmış, sınıftan atılmıştı. Kimseye benzemeyen bir yanı vardı Mustafa'nın, alışılmadık bir çocuktu, öyle bir ye- tişkin doğdu. Arkadaşlığımız, çok sonra, 1975'te başladı. Arada, birbirimizi uzaktan izlemiştik. Onun Yeni Dergi'de şiirleri çıkmıştı. benim ilk kitaplanm ya- yımlanmıştı, o yılın yaz aylarında, Bodrum'da, çevremizdekilerin mahfyetnianlamaktagüçlük çek- tiği tartışmalara dalmıştık. Sonrasında, neredeyse yirmi yıl boyunca, iniş- li çıkışlı bir ilişkimiz oldu. Beyaz dergisi çıkana dek, şiirlerinin yayıncısıydım. Benimle ıtışmekten hoş- lanırdı. Hem şiirlerini gönderir, hem pişman olur- du. "Siz, majör şairter" derdi, bıyık altından gü- lerek, durmadan Melih Cevdet'e, llhan Berk'e ve bana takılırdı. Ben de rahat durmazdım, Edip Cansever'ın Izzet Yasar'la Mustafa'y kast ede- rek yaptığı "Ece Ayhan'/n tüp şairleri" benzet- mesini silah olarak kullanırdım. Izzet'le çok yakın dosttular, gelgelelim onunla da tatlı tatlı çekişme- den edemezdi. Ece Ayhan'a gerçekten bağlıydı, neredeyse Cahrt Irgat'ın yerini dolduruyordu on- da. En büyük ortak tutkumuz Oktay Rifat'tı. Gerilimli ve mesafeli arkadaşlığımız, son iki yı- lında yumuşak, derin bir dostluğa dönüşmeye başladı. Hastalanacağını bilseydim, bu yakınlaş- maya izin vermezdim sanınm. Biriikte çalıştık o dönemde. işındeki titizliği şaşırttı beni, konuş- malarımız gitgide koyulaştı, bana öyle geliyor ki ciddı birdönüşümden geçiyordu Mustafa, kabu- ğun altından farklı bir ınsan çıkacaktı. Avunduğu- muzu anımsıyorum: Hıç değılse kıtaplarını ya- yımladı, resımlerini sergıledi diye. Oysa, gerisi ge- lecekti. 40'ına gelesiye, çok ağır, yakıcı sorunlarla yüz- leşti Mustafa. Ne kadarı gerçekten ona aitti, ne kadannı yaratıp büyütmüştü, hep düşünmüşüm- dür. Sonuç olarak, kendisiyle ve dünyayla onca dıdiştiyse, bir tür banşıkhk kazanana dek onca sa- vaş boyası sürdüyse, yabana atılamayacak ge- rekçeleri vardı. Kendıni yıprattı. Onu seçenlere gelince, onlar onu sevenlerdi, şikâyet edecek bir şey yoktu - etmediler de. Uzaktan bakıldığında, Mustafa Irgat, şair sav- rukluğu içinde yaşıyor ızlenimi uyandırırdı. Bu gö- rünümün altında, sıkı bir kültürel donanım yattı- ğını bilmezlerdi. Göstermemeye çalışırdı, daha doğrusu göstermeye çalışmazdı, ama Musta- fa'nın aklı fikri 24 saat şiirde, sinemada, resimdey- dı. Derinlemesine ve sistemli biçımde araştırma- ya yönelebileceği bir yaşama üslubu seçmemiş- ti gerçi, gene de basbayağı entelektüeldi: Arta- ud'yu ya da Pound'u, Straub'un filimlerini ya da Stael'in resimlerini kurcalar, onlarla aralıksız he- saplaşırdı. Olümünün ardından, vasiyetine bağlı olarak, "tereke"s\ bana ulaştırıldı. Şaşılası bir disiplinle, arkasında bırakacağı malzemeyi aynştırmış, tek tek dosyalarda toplamıştı. Bu büyük fırtınadan ka- lanlar, kalanlan organize ediş biçımi, yaptıklannı, yapmaya çalışt/klannı ne kadarönemsediğini ka- nıtlıyordu. O toplamdan yaptığım bir seçme ya- kında ortaya çıkacak, yaralı bir adamın nasıl oku- ru da yaralayacağını hep birlıkte göreceğiz. Mustafa Irgat'ı özlüyorum. Pisuvarın üzerine yapıştırdığım "çek elini oradan Mustafa" yazısı- nı görünce kıs kıs gülmeye başlaması gözümün önünden gitmiyor. Arkasında, onu benden fazla özleyen insanlar bıraktığını bilıyorum. Içimizden bir güneş geçti, bize gölge kaldı. Bu üşüme on- dan. Behramoğlu ve Çetin Almanya'da • Kültür Servisi - Ataol Behramoğlu ve Haluk Çetın üç yıldırTürkiye'nin çeşitli yörelerinde sürdürdükleri şiir müzık dinletisini bugün Almanya'nın Münıh kentınde sunacak. Behramoğlu'nun şiirleTınden ve bu şiırlerden yapılmış ezgilerden oluşan dınletı Almanya'da Nürnberg Belediyesi, Nümberg İN-San Dernegi. Münih Halk Derneği'nce düzenlenıyor. Dinletiler sırasında Ataol Behramoğlu'nun şiirlerinin Almanca çevirileri de Alman sanatçılarca sunulacak 'SmırsE-İstanbul Benlin'de' • Kültür Servisi - Berlın'de yaşayan göçmenlere yönelik müzık, tiyatro ve dans alanlannda programlar sunan ve Berlın Senatörlüğü tarafından desteklenen Kültürler Atölyesi 1-4 Ekim tarihleri arasında 'Sınırsız-tstanbul Berlın'de' kapsammda Non Stop Müzik adı altında bir festival gerçekleştirecek. Türkiye'dekı güncel müzik ortamından müzık gruplan ile Berlın'deki Türk müzik gruplannın birlikte sahne almasının sağlanacağı festival için Istanbul'dan üç etkin müzik grubu Berlin'e davet edılecek. Festival. değişik müzik tarzlannın bir arada yorumlanarak zenginliğinın ortaya konmasmı ve Berlin'deki Türk olmayan gençlere de hitap ederek güncel Türk müziğinin popülerliğinı Berlinli gençlık ortanunda güçlendirmeyı amaçlıyor. BUGUN • fSTANBUL BİLGİ ÜMVERSİTESİ nde saat 12 OO'de Midnight Breakfast. 15.00'te The Searchers, 18.00'de Veronika Voss, 20J0'da da Peeping Tom adlı filmler ızlenebılir. • SAİT FAİK ABASIYA.MK'1 A\MA TOPLAVTISI saat 12.00'de Burgazada'da yapılacak. 1. İSTANBUL COCÜK VE GENÇLIK YAYNLARIFUARI BUGUN • 12.0ft-13.0fl Kaynak Yayınlan PaneU 'Çocuk Kitaplarında Şiddetin Haklılaştınlması' başlıklı panele konuşmacı olarak Tanzer Yılmaz, Vlüjen llnem ve Şule Perinçek katılıyor. • 14.00-15J0 Sistem Yaymcılık Sövlcşisi Birsen Ozkan, 'Çocuğun Cinsel Eğitimi' konusunu ırdeleyecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear