23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12MAYIS1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Eurogold şirketi Bergama'daki siyanürlü altın madenini çalıştırmak için her yola başvuruyor Işçîlerle köylüler karşı karşıyaIZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Si- yanüriü altın madenini çalıştırmak içirt her yolu deneyen Eurogold, bu kez ma- dende çalışan işçilerle yöre köylülerini karşı karşıya getirebilecek bir girişimde bulundu. Eurogold'un "ücretsiz izne" ayırdıgı ışçiler. dün Bergama ginşınden kent rnerkezine yürüyüş gerçekleştirmek istediler. Olaydan haberdar olan yöre köylülerinin kent merkezinde ışçileri beklemesi sırasında ortam gerginleşirken emniyet güçleri. maden işçilerinin yürü- yüşünü "izünsiz" olduğu gerekçesiyle en- gelledi. Bergamalılar, ışçilerin yürüyüş.ü- nü, Eurogold'un düzenlediğıni savunur- ken Bergama Belediye Başkanı, "CMay EurogokTun provokasyonu" dedi. Danıştay'm. "siyanürle alnn madenci- liğinin insan sağbğma ve çevTe>« zararfa oi- • Eurogold'un "ücretsiz izne" ayırdığı işçiler, dün Bergama girişinden kent merkezine yürüyüş gerçekleştirmek istediler. Olaydan haberdar olan yöre köylülerinin kent merkezinde işçileri beklemesi sırasında ortam gerginleşirken emniyet güçleri. maden işçilerinin yürüyüşünü "izinsiz" olduğu gerekçesiyle engelledi. duğu* gerekçesiyle Çevre Bakanlığı'nın iznini iptal etmesinin üzerinden geçen bir yıl içinde işçi çıkarmayan Eurogold şir- keti, bırdenbıre işçi çıkarmaya karar ver- di. Geçen günlerde art arda basın açıkla- ması yapan Eurogold. bir yandan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, verdi- gi izin ve ruhsatlann geçerli olduğunu doğruladığını bıldirirken, diğer yandan da " 120çalışanıru ücretsiz izne ayırma ka- ran almak zonında kaldıgmı" açıkladı. Madenci şirket, açıklamalarında Orman Bakanlığı'nın da "orman alanı tahsisiz- nini iptal etmediği"nı ve maden sahasın- daki orman alanının boşaltılması emrini geri aldığını vurguladı. Eurogold'un. maden için "olumlu" olarak gösterdiği bütün bu gelişmelere karşın, bir yıl önce alınan Danıştay kara- nnı gerekçe göstererek 120 işçisini ücret- siz izne ayırma karan "kuşkuyla" karşı- lanırken. şırketin, "Bu tşçilerimizin işe dönmeleri madenin aktif olarak üretime başlaması ile mümkfln olabilecektir" açıklaması da dikkat çekti. Eurogold'un 6 Mayıs 1998'deçalışan- lannı ücretsiz izne ayırdığını duyurduğu açıklamasından beş gün sonra beklenen gerçekJeştı. Dün, 70 kadar maden işçısı ve aileleri Bergama girişinden kent mer- kezine kadar bir yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Bergama Endüstri Meslek Lısesi önünde toplanan işçiler ve aileleri, yürii- yüşe izin verilmemesi üzerine Bergama- Izmir karayolunda basın açıklaması yap- tılar. işçiler. "ekmek ve bukuk mücade- lesi" verdiklerini belirtirken girişimi ha- ber alan ve pazar nedeniyle Bergama'da bulunan köylüler, kent merkezinde top- lanarak işçilen beklemeye başladılar. Ma- den işçilerinin yürüyüş hazırlığı, Berga- ma'da ortamın gerginleşmesıne neden ol- du. Polis. işçilerle köylüler arasında ça- tışma yaşanabileceğı olasılığı nedeniyle Cumhuriyet Alanı çevresinde ve ilçede yogungüvenlikönlemlerialdı.tşçiler ba- sın açıklamasından sonra dağılırken kent merkezinde bulunan köylüler de alandan aynldılar. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taş- kın. ışçilerin yürüyüş girişıminin ''Euro- gold'un provokasvonu" olduğunu belirte- rek. "Türidye bir hokuk devletkttr. Ma- denci şirket, yargı kararlanna rağmen Bergama'dan aynlmak yerine istihdam ettiği işçiler ile köylüler arasında gergin- Uk yaratarak huzursuzluğa yol açıyor" dedı. Azeri uzmanlar eğitim gorecek ÎÜ diyabet referans merkezi oluyor Istanbul Haber Servisi - Dünya Sağlık Örgütü. pro- jelerinde Türkiye'yi refe- rans merkezi olarak seçti. KKTC ve Azerbay- can'dan gelecek diyabet uzmanı, oftalmolog. diyet uzmanı ve diyabet hemşi- releri tstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (IÜ DETAE) Di- yabet Araştırma ve Uygula- ma Ünitesi'nde eğitim gö- recekler. IÜ DETAE Diya- bet Ünitesi. aynca bu uz- manlann ülkelerinde kura- caklan diyabet merkezleri- nin altyapısını oluşturmada destek sağlayacak ve bu ül- kelerdeki diyabet araştır- malannın yürütülmesi için kıtap, dergi, kaset, broşür vb. gibi yayrn organlannın hazırlanmasmda yardımcı olacak. Bu amaçla Azerbay- can'dan gelen Dr. Ali tbra- himov başkanlığındaki he- yet için IÜ Senato Salo- nu'nda bir toplantı düzen- lendi. Toplantıda konuşan IÜ Rektörü Prof. Dr. Ke- mal Alemdaroğlu, lÜ'nün bu gibi projelerle uluslara- rası bilimsel arenada hak et- tiği yeri alacağını söyleye- rek iki kardeş ülke arasın- daki bilimsel alışverişe Is- tanbul Üniversitesi 'nintam destek olacağını belirtti. Çetin 'den kan bağışına destek TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Eczacıbaşı-Baxter firması tarafindan Cej lan Inter Continental Otel'de düzenlenen "Kızuav Kan Haftasf ru Destekleme Toplantısı"na kaükh. Çetin. toplantıda yaptığı konuşmada sağlığv yerinde olan tüm \ urttaşlara kendi ihtiyaçlan doğmadan kan vermeleri çağnsında buldu. Hikmet Çetin daha sonra Kı/ılay Genel Başkaru . Kemal Demir'in çağnsına uyarak Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile birlikte Kızılay'a kan bağışında bulundu. "Meclis'e taze kan gerekli mi" sorusunu **Taze kan her zaman var r diye yanıtlayan Çetin, kan verirken basının izdiham yaratması üzerine "Şimdi hepinize kan bağışı yaptıracagım" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYIMLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI'NDAN ÇUMHURİYETÎMİZtN 75. YILDÖNt MÜ VE ULU ÖNDER ATATÜRK'ÛN ÖLÜMÜNÜN 60. YILI NEDENİYLE 14 DALDA DÜZENLENEN ESER YARIŞMASI (DUYURU) AMAÇ - - . - . „ " r nnar---—.-.- a) Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümûnde. cumhuriyetin kunıluşu, bugüne kadar geçirdiği evreler göz önünde tutularak, top- lumumuz ve kültür birikimimizı ırdelemek; cumhuriyetin geleceğine ilişkin öngörülenn ışıgında. ulntal bilinifsahip. çagdaj. demok- rarik. laik. sorunlannı bılgi ile çözen ve bunu bir ya$am bıçimı olarak gören. yurtsever bireyler yetiştinlmesine katkıda bulunmak, b) Ulu öndenmız Atatürk'ûn 60 ölüm yıldönümûnde. Atatürk"ü toplumumuzun her kesimine. özellikle geleceğımizin teminatı ço- cuklanmız ve gençlerimıze tarutmak ve sevdirmek. edebıyatımıza yenı \e özgün eserlerle katkıda bulunup yazın dünyamızın zengın- leştirilmesini sağlamaktır. YARIŞMA DALLARI Yanşmalar aşagıda belirtılen dallarda yapılacaktır: ÖDÜL DERECELERİ VE MİKTARLARI a) Roman. MÖykü, c) Şiir. ç) Çocuk Edebiyatı (1) Resimli Kitap (2) "Masal" ya da "Oykü" g) Karikatür Her dal için "Büyük Ödül" ve 2 adet "Başan Ödülü" ve Başan Belgesi verilecektir. Buna göre: Büyük Ödül 400.000 000.- TL Başan Ödülü 250 000 000 - TL 14 dalda toplam . 12.600.000.000.- TL ödül verilecektir. DEĞERLENDİRME KURl'LLARl Değerlendınlme Kurullan aşağıdakı şekilde oluşturulmuştur: ı) ROMAN (3) Çocuk Romanı (4)ÇocukOyunu d) Deneme e) Inceleme ğ) Biyografi h) Bilimsel Içenkli Araştırma Eser Yanşması, Konu: "75 Yılında Cumhuriyet Türkıyesi" 0 En lyı Tasarlanmış Kitap Talıp APAYDIN Muzaffer IZGÛ Hıdjyet t«ıR.\KUŞ b) ÖYTCt Fmdun ANDAÇ Mehmet BASARAN BurhanGLNEL c)ŞİİR Sına AKYOL AMûlludir BUDAK EmınÖZDEMtR ç) ÇOCUK EDEBİYATI (1) RESlMLİ KİTAP Doç.Dr.NazanERKMEN . Prof. Dr. lsmaıl ICAYA Prof. Dr Nilüfer R.'NCER (2)MASALnd«ÖYKÜ Mustafa BAİEL Fatıh ERDOGAN MevlûtK.M'LAN f1\ DOU A\ Gûlten DAYIOCLU Mübeccel GÖNEN Mehmet GÜLER (4)OYUN RehaBtLGEN Dr Tûrel EZİC! Murat K.AR.\HCSEYtNOĞLU Al HFVITVIir Q) UE-.ıt >lt Tansu BELE Mehmet YaşarBlLEN İsmet Kemal KABADAY1 tltNCELEME-ELEŞTTRİ Prof. Dr. Mustafa DURAK Prof. Dr. Sıtkı ERİNÇ CengizERTEM ft nvıı\ IIUH1 ' Prof. Dr. Nurhan KARADAû Doç.Dt.SeldaÖNDCL >rof Dr SevdaŞENER î)KARİK.\TXIR •emıh DOĞAN 3edn KOR.AMAN ktetmPEKER ÜBİYOGRAFt -lüse\m ATABAŞ MıCENGlZKAN / *—.._ rnT/^Ö (Em. Ögretmen. Şair. Yazar) (Em. Öğretmen. Yazar) (Ögreımen. Şaır Yazar) (Yayıncı. Yazar) (Em. Ögretmen. Şaır. Yazar) (Yaymcı. Gazsteci. Yazaı) (Şaır) (Ed. Der Gend B?k. Yrd.. Şaır) (A.Ü. tletısım Fak. Em. Ûgr Gör.. Yazar) (Marmara Cniv. Guze! San Fak Graf Böl Öğr. Üv ) (H.G.Graf.Böl Cto.Üv.) (H 0. Kûtüphanecılık Böl. Öğr. Cy.) lYazar) lEdıtör. Yazar) (Yazar. E|ıtımcı| (Yazar) (Yazar) 1 Ögretmen) (Ist. Masal Gerçek Tı>. Sahibı. Yazar) (H.Ü.Dev.Kons.Tıy.Böl. Prof. Dr Oka\ ÖNERTOY ÖnerYAGCI Samı »CARAÖREN Osman ŞAHIN Kemal ÖZER Tugrul TANYOL Nuran TURAN Serpıl URAL Doç.Dr SedatSEYER VedatYAZICI Tank Dursun K. Turan YÜK.SEL Tülın SAÛLAM HalukYÜCE •ıiKcnı univ. ugr. uv.j (Yazar, Yön. ASİTEJ Tür. Mer. Yön Kur Ü>.| (Yazar) (Yazar) (Yazar) (Urudag Oniv. Ögr Cy.) (.Anadolu Cnıv. Gûztl San Fak Ögr L ) (H.C.Ed.Fak.Ögr.Gör) (A.Ü.D T.C.F. Tiv. Böl. Bşk. Yön. Tıv. Ar) (A.Ü.D T.C.F Tiv. Böl. Ögr. Üv.. Tiv. Elş 1 (A.Ü.D.T.C.F. Em. Ögr. Ûy., Tiv. Arş. ve ticşıırmen!) (Kankatûr Der. Oy. Kankatünst) (Kankatûr Der. Üy. Kankatüristı (Kankatûr Der. Bşk. Kankatünst) (Şair, Yazar, Eleştimıen) (Edebıyatçılar Der. Gen. Bjk., Şair) Conuı hK 1 Ur (ı MJU } l) BtLİMSEL İÇERİKLI AR.\§TTRMA ESERİ >rof. Dr. Sına AKŞİN 'rof. Dr. Enzün AYBARS :>rof Dr.AıİılÇEÇEN (Sivasal Bil. Fak. Kamu Yön, Ögr. U\.) (tzmırDolcuzEylûlÛnn Ögr. Uv.ı (A.C. Hukuk Fak. Öftr. Oy) ı) EN İVİ TASARLANMIŞ KİTAr VurdâerALTINTAŞ 3ûlentERK£N SadıklCARAMUSTAFA (Mımar Sınan Ümv. Ögr. Gör. l (MımarSmanÜni\ Ögr.Gör) (MımarSinan Üni\ Öğr. Gör) Ahmet ÖZER ŞEVKET YÜCEL Prof. Dr. KavaÖZSEZGIN tkram SARAÇ Sıtkı TEKMEN Prof.Dr Eysegûl\t)KSEL Turhan SELÇUK Tonguc YAŞAR SemihGCMÜŞ Alpay KABACALI Prof Dr. Nejal KAYMAZ Prof Dr. Ahmet MUMCU Doç- Dr Namık Kemal SARIK.\VAK Prof Dr. BemnYURDADOG lA.C.D.T.Ç.FTürkDılEd Böl Ögr.Ü.ı (Yazar) (Gazeteci. Yazar) (Ögretmen, Yazar) (Şaır. Yaymcı) (Marmara Ümv Ögr. Gör. Şaır) (Yazar) (Yazar, Grafiker) [AnkaraÜniv E| Bil Fak. Ögr.Üy.) (Yazar) (Yazar) (Yazar) (A.Ü.D.T.C F. Tn Böl. Ar$. Gör ASİTEJ Tûrkıye Mer. Gerİ. Sek ) (Yazar, Kukla ve Karagöz San.) (Bılkent Ün Insanı Bı. ve Ed. Fk. Ög. G.) (Yazarl (H.Ü. Güzel San Fak. Öğr Cy.) (Yazar) (R.T.Ü.K 'te Uzman. Metın Yazan) (A.Ü.DT.T C F Tıy Böl. Ögr Üy ) (Karikatür Der. Cy. Kankatürist) (Karikatür Der. Üy. Kankatürist) (ADAMÖYKÜ Der. Yön., Eleştırmen) [Pen Yazarlar Dem. Bşk.. Yazar) (A.C.DT.CF Ö6.Üy.ı (T.B.M.M. Başkan Dan.. Ana. Ün. Ö.Ü ) (H.Ü. Gaz. San. Graf. B. Ögr. Üy.) (HÜ. Başkem Lnıv. Ögr. üy.) BAŞU'Rt Konayu dısıplınlerarası yaklaşımla ele alan telıf eserlerle ilgılı basvunılar, Bakanlıgımız Yayımlar Dairesı Başkanlıgı'na en gec 1 Eylül 1998 Salı günü saat 17 30'a udar yapııacaktır Baj\"uralar, esenn sahibı veya yetkili kıldığı kışi tarafindan bızzat > a da posta ile yapılabilır. Yanşmayla ilgılı daha gems, bilgı almak ısteyenler. yanşma sartnamesını icretsız olarak Kültür Bakanlıgı Yayımlar Dairesı Başkanlıgı (Hanımelı Sok. No HKat 3 lOSıhhıyeAnkaraTel 232 19 65-8 hat.Faks: 231 50 36), ıllerde Kültür Müdüriükieri ve Halk Kûtüphanelerindea yurtdısında ıse vurtdısı temsılciliklenmızden alabıbrler. Basın. 20861 6 Devlet Tîyatrolan kan kaybediyor' TOBAV, KültürrSen ve Konservatuvar Mezunlan Dayanışma Derneği, Kültür Bakanı İstemihan Talay'ı göreve çağırdı... .•VNKAR.4(Cumhuriyet 1997- 1998 döneminde neleri hiçbir teknik sorun Bürosu)- Devlet Tiyatrola- n, Opera ve Balesi Çalı- şanlan Yardımlaşma Vak- fı (TOBAV), Kültür-Sen ve Konservatuvar Mezunlan Dernegi. Devlet Tiyatrola- n konusunda ortak bildiri yayımlayarak, Kültür Ba- kanı İstemihan Talay'ı gö- reve çağırdılar. TOBAV Başkanı Tamer Levent Konservatuvar Mezunlan Derneği Başka- nı Rahmi DUligil ve Kül- tür- Sen Ankara Şube Baş- kanı Erhan Gökgücü im- zasıyla yayımlanan bildi- ride. cumhuriyetin 75. yı- lında Devlet Tiyatrola- n'nin "kanağladığı''belir- tildı. Devlet Tiyatrolan'nın "plansız ve keyfi" yönetı- minin, çalısanlann sanata ulaşma çoşkusunu köreltti- ği belirtilen bildiride. "Türkiye tiyatrosu kan kaybediyor; ama genel mü- dür bunlan göre göre ora- da oturmakta ısrarediyor" denıldi. Sanatçı ve teknik perso,- nelin özgür yaratım süreci ve özlük haklan sorunlan- na dikkat çekilen bildiride. yanlış seçimler nedeniyle bazı oyunlar dışında u ölü birsezon" yaşandığı sav u- nuldu. Kültür Bakanı Talaya. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nün demokra- tikleştirilmesi konusunda girişimde bulunması çağn- sı yapılan bildiride yer alan bazı göriişler şöyle: - Tamamladığımı/ sezon içinde Devlet Tiyatrolan se- >irci oranı, yogun davetli sayısını da katarak yüzde 65'in üzerine çıkmamıştır. - Sergilenen oyunlann büyük bölümü seyırci ve eleştırmenlerden kötü pu- an almıştır. - Daha öncekj sezonda 8 rejisör görev taleplerine karşın boş oturtulmuş ve kurum dışından başrejisör ve genel müdiir onay ıvla 9 konuk rejisöregörev verile- rek ortalama 5 mirvar lira- lık bütce kaybı yaratümış- ken. bu sezon yine 9 rejisö- re görev \erümemiş ve ku- rum dışından 5 rejisör gö- revlendirilerek biitçenin kötüye kullanılması sürdü- rülmüşrür. -1 lan edilen yurtdışı tur- yokken. yönetimin keyfi tasarruflan sonucu değişti- rilmiştir. - Rol dağüımlan,gençre- jisör adaylanna fırsat ver- me doğruItusunda taraftar var etme politikası ile sür- dürülmüştür. - Bazı oyunculara görev \erilmeyerek, onlann ku- rum dışı çalışmalanna ağırlık vermeleri politika- sı sürdürülürken. bazılan- na ise geçerli bir neden ol- madığı halde izin verilme- miştir. - Sezon içinde Devlet Tî- yatrolan'nın bölgeleri da- hiL, çok savıda temsiLseyir- cisizlikten iptal edilmiştir. - Bazı oyunlara görkem- li galalar düzenlenirken. birçoklarına basın galası bile yapılmamıştır. - Kunımun basınla ve meslek örgütleriyle ilişkisi >ine kopuktıu*. - Ilan edilen teknik per- sonel alımı sınavlan. nede- ni açıklanmaksızın belirsiz bir tarihe ertelenmiştir. Bu sezon içinde yapilan ben- zeri sınavlarda torpil me- kanizmasının işledıği yo- lunda şaibeler vardır. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Devrimci Olmak Türkiye'de sağ ve merkez sağ siyasetlerin var- dıkları nokta artık çok net bir biçimde görünüyor. Cumhuriyetimizin ideolojisini "Türk islam Sente- a"nedönüştürmek isteyenler için.artık "deniz tü- kendi". Fakat bu kez "devrimcisloganlara" sanl- dılar. Hem de inanılmaz bir "pışkinlikle" ve inanıl- maz bir "yüzsüzlükle". Büyük bir sendikanın başkanını anımsıyorum. 1980 öncesinde sendikasına çağrılan bir toplum- bilimci, "sosyal sınıflardan" söz ettıği için. o top- lumbilimciyi seminere davet eden eğitim uzmanı- nın gırtlağına sarılmış ve "Bu komünistleri sen topluyorsun buraya, bak adam sınıflardan bah- sediyor" diye yeri göğü birbirine katmıştı. Aynı sendikacı şimdi meydanlarda, "işçi sını- fııı..." diye nutuklar atıyor. Belki bazılan, "adam kendini geliştirmiştir" diye düşünecek. Ama doğ- ru değil. Adam aynı adam. fakat söyleyecek baş- ka şeyi kalmayınca devrimci kesildi. Maksat kol- tuğuyitirmemek... Yaşamını genel çizgileriyle bildiğim bir Alevi ya- zar var. Tüm yaşamı boyunca köşesinde miskin miskin oturan ve gençlerin her türlü eylem girişim- lerini engellemek için elinden gelen her şeyi ya- pan biri. Zaten ağzını açtığı zaman da, ne miskin ve uyuşuk bir adam olduğunu anlamamak için budala olmak gerek. Şimdi konjonktürü uygun gördüğü için, o da devrimci kesildi. Tüm yaşamları boyunca bambaşka "vadiler- de" kanat çırpıp yorulduktan sonra. son üç beş yılda Atatürkçü ve devrimci geçinmeye başlayan nice isimler bilirim. Şimdi bunlar herkesten daha "keskin" devrimci oldular. Kendilerinden başka kimseyi beğenmıyorlar. "Devrimci olmak" bu kadar kolay mı? "Sen devrimciyim" demekle devrimci olunuyor mu? Bunun bir "parent bürosu" mu var? Bir insanın "Sen devrimciyim"diyebilmesi için, yaşamını o devrimci çizgiye adaması gerekir. Dev- rimci olmak; negençliğinin bir döneminde "heves ederek" kımi devrimci hareketlere katılmak, ne de bir "ikbal kapısı aralayabilmek umudu ile" 40 ya- şından sonra devrimciliğe sıvanmaktır. Devrim; bir toplumdaki ekonomik paylaşımın ve ekonomik fırsat eşitliğinin ve siyasal katılımın, toplumun geniş kesimleri lehine hızla değişimidir. Devrimci olmak demek, bu "hızlı değişimi" sağ- lamak için sürekli çabalamak demektir. Bu "değişim" ancak değişimi hedefleyen, dev- rimci örgütler kanalıyla mücadele ederek sağla- nabilir. Zira toplumlarda, değişimi engellemeye çalışan "güç", çok daha bilinçli ve örgütlüdür. E- mek-sermaye çelişkisinin yaşandığı toplumlarda, sermayenin "para" gücü karşısında emekçi sınıf "örgütlü kitle gücünü" koymak zorundadır. Devrimciler açısından en kolay örgütlenebılecek katman "sanayiişçileridir". Zira gerek çalışma ve gerekse yaşam koşulları, bu insanlarda kolay ör- gütlenebilmenin potansiyelini ortaya çıkartır. Bilinçlenme açısından, eğitimli memurlar ve özellikle öğretmenler çok daha ileri düzeydedir. Ancak çalışma koşullarındaki "dağınıklık" kolay örgütlenmelerini engeller. Bugün yaamı bu konuya ayırmamın nedeni, ge- çen cumartesi günü katıldığım bir toplantıda, gençlerimizde gördüğüm kötümserlik ve karam- sarlık oldu. Görebildiğim kadarıyla çoğu pırıl, pırıl gençler- di. Aydınlanmacı ve Atatürkçü idiler. Gerek ülke koşullarını ve gerekse dünyadaki gelişmeleri ya- kından biliyorlardı. Ya da en azından iyi nıyetle öğrenmeye çabalıyorlardı. fakat biraz yukarda de- ğindiğim gibi, müthiş karamsar ve hatta umutsuz idiler. Bir takım eski devrimcilerin bugünkü durumla- nnı ve savundukları şeyleri gündeme getiriyor ve "nerede yanhş yapıldı?" diye düşünerek "karan- yoriardı." Aynı biçimde, bugün devrimci geçinen kimi "tip- lerin ", yaşamlarının başka dönemlerindeki soyta- nlıklannı anımsatıyor ve "Bunlaria nereye kadargi- dilebilir" sorusunu ortaya atıyorlardı. Gerek toplantıdaki konuşmam öncesinde yap- tığımız özel sohbette, gerek toplantıdaki konuş- mamda, gençlerimizin ruhunu karartan karam- sarlık perdesini yırtmaya çalıştım. Başannın temel koşulunun her şeyden önce "kendilerine güven- mekten" ve düşüncelerinin doğruluğuna inan- maktan geçtiğini anlattım. Kendini devrimci ola- rak ilan eden herkesin devrimci olmadığını, mem- leketimizde Atatürk'ûn de ticaretinin yapıldıını söyledim. Doğru bildikleri yolda yılmadan yürü- melerini önerdim. Bazılan, "Ya hafayap/yorsak" sorusunu yönelt- ti. "Olabilir" dedim, "ama eğerdürüst vesamimiy- seniz, hatalannızı da düzeltebilirsiniz." Bilmiyorum, gençleri ne derece lyimser kılabil- dim. ama 500 kilometre bir kara yolculuğunun yorgunluğunun ardından yaptığım sohbet ve ko- nuşmanın, devrimci mücadelenin bir parçası ol- duğunu düşünüyorum. Ve bunu sizlerle paylaş- mak istediğim için bu yazıyı kaleme aldım. Basm Müzesi'nin kuruluşunun 10. yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı ^Medyadaki hastahk tedavi edilmeli' İstanbul Haber Servisi - Medya- da, sermaye arttıkça bağımsızlığın ve meslek ahlakının azaldığı belirti- lerek artık basın özgürlüğü yerine promosyon özgürlüğünün savunul- duğuna dikkat çekildi. Medyanın hastalandığının kabul edilmesi ge- rektiği vurgulanarak tedavisininse ancak elbırliğiyie sağlanabileceği belirtildi. Basın Müzesi'nin kuruluşunun 10. yıldönümü dün çeşitli etkinlikler- le kutlandı. Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti. (TGC) kutlama etkinlikleri kapsamında Basın Müzesi'nde "Ga- zeteci kimdir? Gazetedlerin görevle- ri nelerdir" konulu bir panel düzen- ledi. Gazeteci Recep BilgiDer'in yö- nettiği panelde konuşan gazeteci Or- han Duru. bir gazetenin dün promos- yon olarak ekmek verdiğini örnek gösterdi ve Türk medyasının gidişa- tının son derece kötü olduğunu söy- ledi. Duru, merak ve kuşkuculuğun bir gazetecinin en önemli erdemleri olmasma karşın günümüzde gazete- cilerin "demeç habereiliği*' yapma- yıalışkanlıkhalinegetirdiklennibe- lirterek haber müdürlerinı de bövle- si haberleri yayımlamakla eleştirdi. Panelde konuşan gazeteci Ahmet Güner Elgin ise gazeteci tanımının çok iyi yapılmasmı istedi. Elgin. kadrosu yapılmayan. basm kartı ve- rilmeyen, meslek örgütüne üye kabul edilmeyen ve sendikası bulunma>an gazetecilerin, ancak dayak yiyince, çalıştığı kuruluş, meslek örgütleri ve siyasiler tarafindan sahıplenilmesi- nin büyük birçelişki olduğunu anlat- tı. Elgin. "Rutin haber dışında gaze- tecilerin artık bir görevi kalmamışnr. Yok böyle birşey. Gazeteciler büyük medya kuruluşlannda ofisbo) gibi çalışnrıhyor" dedi. Yazılannın yaytmlandığı gazete- nin karton bir promosyon verdiği dö- nemde normalin 6 katı fazla satma- sının gazeteciler adına üzüntü verici bir durum olduğunu anlatan Hakkı DevTİm de artık gazetelerin gazete- ciye gereksinimleri kalmadıgını vur- guladı. Gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı tlhan Selçuk da konuşmasında ser- maye-medya ilişkisine değinerek medya gruplannın artık siyasi parti- lerden daha güçlü hale geldiklerini söyledi. Selçuk, medyadaki çürü- müşlüğü anlamak için medya kuru- luşlannın başka hangi kuruluşlarla, bankalarla ortak olduklarının ve kimler tarafindan desteklendikleri- nin de ortaya konması gerektiğini be- lirtti. Konuşmasında söz konusu medya kuruluşlanyla bu kuruluşlar- da çahşan pek çok meslektaşını ayn değerlendirmeye dikkat eden Sel- çuk. "Medyamızda bir sürü adamgi- bi adam var. Medya politika gibi de- ğil. Bah gazeteleriyle yanşabilecek değerde gazetecuerimizin sayısı çok. Ancak nasıl oluyor da Türk medyası bu dunıma düşüyor, anlamak müm- kün degü" dedi. Selçuk, medya için- de denetimin olmadığını, denetimin- se ancak örgütlenmeyle sağlanabile- ceğini vurgulayarak sendikanın Cumhuriyet dışında hiçbir gazetede var olmadığına ve TGC'nin yıllar içinde tüm kaynaklannın yok edildi- ğıne dikkat çekti. Medyanın bu or- tamda bile görevini yerine getirdıği- ni söyleyen Selçuk. "Aslında çok güçlü bir rüzgâr esmeseydi medya bugün yerine getirdiği görevini de ya- pamavacak bir dunıma gelebilirdi" diye konuştu. Panelın ardından Basın Müze- si'nin kuruluşuna. yasatılmasına kat- kıda bulunan 17kişi\e I6kuruluşa teşekkürbelgeleri verildi. Basın Mü- zesi'nin kuruluşunu gerçekleştiren eskı TGC Başkanı ve Gazete Sahip- leri Derneği Başkanı Nezih Demir- kent'e teşekkür belgesini TGC Baş- kanı Nail Güreli sundu. Güreli. Ba- sın Müzesi'nin hem teknolojik hem de yayın tarihinı bir arada sergıleme- si açısından dünyanın sayılı uzman- lık müzelerinden bın olduğunu söy- ledi. Daha sonra Demirkent de Gü- reli'ye kıtap bağışı nedeniyle bir te- şekkür belgesi sundu. Kutlama etkinlikleri çerçevesinde TGC bir kokteyl verirken resim \e koleksıyon sergileri açıldı. Sergiier i- ki hafta süreyle gezilebilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear