Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12MAYIS1998SALI
12
PORTAL
""• f v "•" T M
10. IJ]uslarara
•
ısı Istanhı
KULTUR
ııl lıvatro
DtKMEN GÜRÜN
H estıvalı
YAZIODASI
SELİM tLERİ
Semih Poroy'un Portreleri
İstanbul Kiiltür ve Sanat V ak-
fi'nın düzenlediği Uluslararası
İstanbul Tiyatro Festivali 10. yı-
lında kapsamlı bir programla çe-
şitlı tiyatro topluluklannı konuk
ediyor. 19Mayıs'tabaşlayarak4
Hazıran'a kadarsürecek olan fes-
ti\alde vıne farklı renkler. fark-
lı bakışlar. farklı yorumlar bir
araya getinlerek izleyiciye ge-
niş bir yelpaze sunuluyor. Umut-
lar, bu yelpazenın festıval sınır-
lannın dışina taşan olumlu bir
tartışma zemini hazırlaması. Bu
ortamı yaratmak. yenı açılımla-
ra vönelmek. festivalin amaçla-
nndan bın.
10. l luslararası İstanbul TH
yatroOnurÖdülleri bu yıl da yi-
ne ıkı değerli sanat ınsanına ve-
rilıyor. Melih Cevdet Anday ve
Yuri Lyubimov. Sayın Anday ve
Lyubımov. ödüllenni festivalin
açılış geces\nde alacaklar.
10. Ulusiararası İstanbul Ti-
yatro Festivali, 1998'ın Bertolt
Brecht'in doğumunun 100. yılı
olması nedenıyle Piccolo Teatro
diMilanoyapımı olan "MilvaYe-
ni Brecht Söylüyor - Ay her za-
nıan parlamaz" adlı konserle açı-
lıyor. Giseia May, bu bağlamda
bir başka konuk. Tek bir konser
için festıvalın konuğu olan Gise-
la Mav. Berliner Ensemble'la öz-
deşleşen büjük isimlerden bın.
Centre Dramatique National
d'Orleans \ e Stephane Braunsch-
weig Türk sey ırcisıne pek de ya-
bancı sayılmaz. 7. L'luslararası ts-
tanbul Tiyatro Festivalı'nde "Dok-
tor Faustus ya da Şe>1anın Pal-
tosu' ıle izleme olanağı bulduğu-
muz sanatçı, aynı yıl Paris Son-
bahar Festıvalı'ne de bu yapım-
la katılmıştı. Edmburgh Festiva-
lı'ne Shakespeare'ın 'Bir Kış
Masah" ıle konuk olan Braunsch-
vveıg geçen yıl da yıne Edınburgh
ıçin 'Kısasa Kısas'ı hazırlayan
yönetmen. Ulusiararası İstanbul
Tiyatro Festi\alı'ne Bertolt
Brecht'ın ülkemizde daha önce
oynanmamış bir oyunu ile gelı-
yor. •KentterinOrmanında'.Yii-
cel Erten'in vorumladığı, İstan-
bul BŞ Belediyesi ŞehirTiyarro-
lan yapımı 'Kafkas Tebeşir Da-
iresi' ve Genco Erkal'ın kurgu-
layıp yönettiği. Zetiha Berksoy'un
ovnadığı 'Yosma
1
Bertolt
Brecht'e Türkiye'den sesleniş.
Mılva-Gisela May-Zeliha Berk-
soy ineelıkle çizilmiş bir üçgen.
70-L S Mayıs'ta başlayarak 4
Haziran'a kadar sürecek olan
10. Ulusiararası istanbul
Tiyatro Festivali'nde yine
farklı renkler, farklı bakışlar.
farklı yorumlar bir araya
getirilerek izleyiciye geniş bir
yelpaze sunuluyor. Umutlar.
bu yelpazenın festival
sınırlannın dışına taşan
olumlu bir tartışma zemini
hazırlaması. Bu ortamı
yaratmak. yeni açılımlara
yönelmek. festivalin
amaçlanndan biri.
± V y O i n Bertolt
Brecht'in doğumunun 100.
yılı olması nedeniyle' Piccolo
Teatro di Milano yapımı olan
'Milva Yeni Brecht Söylüyor -
Ay her zaman pariamaz" adlı
konserle açılacak olan
festivalde 10. Ulusiararası
İstanbul Tiyatro Onur
Ödülleri bu yıl da yine iki
değerli sanat insanına
veriliyor. Melih Cevdet Anday
ve Yuri Lyubimov. Pina Bausch - •Cam Temizlevicisi'
'Fransa ile Buluşma' febtıval-
de bir dığer başlık. Bu başlık al-
tında dört oyun sunuluyor izle-
yiciye. İlk kez festı\alde perde
açacak olan 'Güz Biriminde Mo-
liere ya da Kibartık Budalası' ts-
tanbul BŞ Belediyesi ŞehırTiyat-
rolan yapımı. Turgav Nar'ın Mo-
lıere'ın 'KibarlıkBudalası'ndan
yola çıkarak yazdığı o> unun yö-
netmeni tıyatroseverlerin yakın-
dan tanıdığı, sevdığı bir ısim;
Mehmet LJlusov. Başar Sabun-
eu, 'Balkon" v e Tiyatro Stüdyo-
su.. bu sezonun hemen bütün
ödüllerini toplayan bir vönet-
men. bir oyun ve bir topluluk.
Fransa ıle randevuda bızden gü-
zel bir ses. Bu buluşmanın Fran-
sa"dan gelen konuklan vukanda
sözünü ettiğim "Kentlerin Or-
manında" ile Centre Dramati-
que National d'Orleans ve Desc-
hamps et Deschamps top I ulıığu-
nun sunacaöı bir Moliere, *Gü-
liinç Kibarlar' Jerome Desc-
hampsve MachaMakeieffıkılt-
sinın v önettığı bu komedıde ken-
dılennı reddeden sınıf atlama te-
laşında ıkı genç kızdan intikam
almak içın markı kılığına sok-
tuklan uşaklannı kullanan iki er-
keğin öyküsü anlatılıyor Tabıı
kı genç kızlar ve tahplen arasın-
da geçen gülünç olaylar. Desc-
hamps \e Makeieff'ın usta elle-
rınde Molıere'ın toplum^al eleş-
tırisini daha da cazip renklerle
vansıtıyor. Oyunu izlerken bu
ünlü ikilinın tuttuğu aynada gü-
nümüzden yansımalar herhalde
kolayca yakalanacaktır Hünerlı
iki yönetmen. dinamik oyuncu-
lar. şık kosrümler Molıere'i bir
kez daha se\direcek bizlere
Ankara Sanat Tiyatrosu ( \ST)
Eşber Yağmu.rdereli'nin yazdığı
\e Rutkay Aziz'ın > önettığı ha-
yata. aşka ve vahşetc daır bir
oyunla katıhyor festivale: *Ak-
rep".
Seyirciden gelen yogun ılgiy-
le halkın akreplere bağışıklık ka-
zanmadığını. kazanmavacağını
kanıtlayan bir >apım.
Festivalde tskandınav ülkele-
rınden iki vazar da buluşuyor
Aksanat Prodüksıyon Tıvatro-
su'nun sundugu Strindberg'ın
'Macaklılar'ı sezonıınun ılgiyle
ızleneno>unlanndanbınydı. ltal-
yan yapımı olarak festivale ka-
tılacak olan 'Denizden Gelen Ka-
dın'ın yazan. dünyaca ünlü bir
ısım: Susan Sontag. Ibsen'ın oyu-
nundan yola çıkarak yazdığı bu
eserde sahne tasanmı. ışık ve rc-
jı ıse Robert VVibon'a ait Işıkla
yıkanan bir sahnede "sahnc si-
hirbazı' olarak da anılan yönet-
menin canlı resımlerini ızlemek
banatlararasındakı ııri alanlarda
dolaşmak ısteyenler için farklı
birdeneyımolacak. Dominique
Sanda. Philipe Leroy 'Denizden
Gelen Kadın'ın baş ovTjnculan.
Kostümlerdeki Giorgio Armani
imzası da bir Italyan hoşluğu.
'Alacaklılar' ve *Denizden Ge-
len Kadın'da sorgulanan konu
•ilişkiler'.- Bu bağlamda İstanbul
Devlet Tiyatrosu yapımı olan.
GeorgeTabori'nin yazdığı, Cü-
neyt Çalışkur'un yorumladığı
'BirCasusa Ağıt' da bu üçgenin
bir bacağını oluşturuyor. Tabo-
ri. oyunda casusluğun parodisı-
nı yaparken çağımızinsan ilişki-
lerinin birkesitini dederinleme-
sıne veriyor.
'Ilişkiler', öylesine geniş bir
!>emsiye kı... lnsanın insanla iliş-
kısi. insanın kentle ılişkisi, insa-
nın Tannlarla ılişkisi. . VVupper-
tal Tanztheater. Pina Bausçh
'Cam Temizlevicisi' ile ilk kez
gelıyor festivale. Dünyanın en
önemli çağdas, koreografı olarak
kabul edilen Pma Bausch. 1997
yılında tamamladığı bu çalışma-
sında hızla metropolleşen bir
kentte Doğu kültürünün izlerinı
sürüyor. Sanatçının insanlar ve
kentlerarasındakı ilişkiyi irdele-
diği yapıtlanndan bin. K.im bı-
lır belki tüm güzelliklerinin ade-
ta ırzına geçilerek büyüyen istan-
bul da ilham kaynağı olur Ba-
usch'a. VV'uppertal DansTiyatro-
su'nun bu son yaratımı yine sa-
natçının zengin düş gücünü, üs-
tün tekniğini ve dansçılann ku-
sursuzprofesyonelliğıni sergili-
yor.
Tadashi Suzuki'nm Euripı-
des'in 'Bakkhalar'ından yola çı-
karak yazdığı ve yorumladığı
'Dionisos" Suziki Companv ofTo-
ga'nın (SCOT) pek çok diinya
kentını gezmış yapıtlanndan bı-
n. Ikı yıl önce Amerikalı sanat-
çı Allen Lauren'ın sunduğu 'Su-
zukj Metodu' ile genç tiyatrocu-
lann dünyasına gıren SCOT. 'Di-
onisos' ile gelenekselden çağ-
daşa gıden çızgıde atılabilecek
adımlann çeşıtlıliğmı sergihyor.
Sahnede (bir buçuk saat) fırtına
gıbi esen bir oyun. Vücut ve ses
kuHammındaki ustalığm sergi-
lenışi. Sahnedekı dinamizmin se-
yircıye geçtiğı farklı bir yapım.
Oyunda bir yandan 'övkü'nün
belırlediği sınırlar içınde kontrol-
den çıkan kitlesel hareketlerin
sorgulanışı. öte yandan da yine
aynı öykü içinde karçıt hareket-
lerin irdelenışı ele alınıyor.
Festivalin proje bazında birdi-
ğer konuğu. 5. Sokak Tiyatro-
su'nun sunacağı '80060'. Altya-
pısını sokak kültürü, popüler sa-
nat, yeraltı sanatı gibi kavramla-
nn oluşturduğu oyunun yapısı
içinde müzik, dans. çızgi roman
gibi öğeler. fantastik bir dünya
içinde bütünleşiyor. Özen Yu-
la'nın yazdığı oyunu Murat Dal-
tabanyönetiyor. 10. Ulusiarara-
sı İstanbul Tiyatro Festivali. Cum-
huriyerimizin 75. Yılı'nı İstanbul
DevietTiv'abrosu yapımı olan 'Ku-
vayi Milliye' ile kutluyor. Festi-
valin kapanış oyunu olan 'Kırva-
yi Milliye'de Ergin Orbey'in yo-
rumunda İstanbul Devlet Tiyat-
rosu'nun zengin oyuncu kadrosu
Nâzım Hikmet'in dizelennı ses-
lendiriyor.
Tiyatrose\eHere iyı seyirler.
Ankara bahanndaDresden FüarmoniERHAN KL4RAESMEN
Görgü tanıklan ijöyle an-
latıyordu: "Gökyüzünden
cehennem vağıyvrdu. On da-
kika önce sakin ve vildızlı.
lacivert bir gecenin yumu-
saklığıyla kuşahlmış Dres-
den birden tarakalarla sar-
sılmaya başlamıştı. Çaürda-
varak yere inen binalann
uğultulu gürültüsüne binler-
ce yaralının inihisi kaölıyor-
du. kentin bir bölümii ya-
nm saat içinde tu/la buz ol-
muştu. On binlerce kadav-
ra. bir o kadar sağa sola da-
ğılmış kol, bacak ve omuz
parçalan tanı bir mahşer fe-
laketini vansıtıyordu."
Ikınci Cihan Savaşrmn
bıtmesıne sayılı günler kala
ve kaybedenlerin teslım bay-
rağını çektıği, ateşkesçağn-
lanndakarşıhklı uzlaşıldığı
ve kesin banş anlaşması im-
zalanmasına sadece haftala-
rın kaldığı bir dönemde Av-
rupa kentlerinde insanlar ye-
nıdensokağaçıkarolmuştu.
Siperler ve sığınaklar boşal-
mıştı Kazanan, zaferçığhk-
lan atarak: yenilen. üzüntü-
lü ve kederli. ama en azm-
dan hepsı birden kentsel so-
kak yaşamına yenıden dö-
nüyordu. Ve işte o gece ta-
rih boyunca işlenmış en bü-
yük uygarhk ayıplarından
birinı oluşturan Dresden "in
bombalanma faciası yaşan-
dı. Hangi hasta beyin, han-
gi hınçlı ve sevgisiz gönül.
hangi basjretsiz yönetici bu
insanlık dışı cezaya o alım-
lı ve çekici kenti, o benzer-
sız kültür ve uygarlık mer-
kezıni değer bulmuştu? Ta-
rıhın hesabı sorulamamış en karanlık
sav falanndan biridir ve büyük bir utanç
kaynağı olmaya devam edecektir.
Ve o Dresden ki yıkılmış katedralleri-
nın. konser salonlannın, müzelerinin.
binlerce cenazenin ve küle dönüsen bom-
ba yangınlannın arasından süzülerek fa-
cianın onuncu gününde bir senfonık mü-
zik konsenne gıdebıliyordu. Harabelenn
arasında geçıci bir mekân bulunmuştu.
Gündelik yaşamda henüz hiçbır şey nor-
male dönüşmemişti. Keder bulutlannın
birazcık da olsa aralanabilmesı için Dres-
denl\ müzığe sığınıyordu.
Dresden Filarmoni Orkestrası'nm An-
kara Ulusiararası Müzik Festivali çerçe-
vesinde ülkemize konuk oluçu. yukan-
daki satırlarla Dresden ve müzik söz-
arihsel gelışme çizgisinin ve günümüzün göz kamaştıncı Dresden topluluğu. 16. yüzyıldan bu yana
sürekliliğe sahip bulunan Staatskapelle orkestrasıdır. Orkestra Ankara Müzik Festivali kapsamındaki
konserlerinin ikinci akşamı, Brahrns'ın iki senfonisini birden arka arkaya yorumladı. Brahms'm
Üçüncü Senfonisi'nin son yirmi mezuru engin ufuklara sahip. ama çok sakin ve yüzeyi kıpırdamaz bir
dağ gölünün ortasına atılan bir çakıl taşının etrafa halkalar saçarken suyun derinliklerinde
kaybolmasını düşündürür. Ya da benzer şeyler. ama içinde derinlik ve enginlik kavramının birlikte
banndığı duyıımsamalan yaratır. Ya da başka şeyleri. VValter Weller'in taşı. göle belki çok
yükseklerden düşmedi. Halkalan biraz küçük çaplı kaldı, ama yine de derinlere gitti.
Dresden Filarmoni Orkestrası, 15. L'luslararası Ankara Müzik Festivali'nde şef VValter VV'eller yönetiminde iki konser verdi.
cüklerinin her zaman büyük saygıyla ve
derin anlamla yan yana getirilmekte olu-
şunun nedenini bir ölçüde açıklayabılmek
üzereyazıldı.
Gelelım gündelik ızlenımlereveDres-
denlilerin Ankara konserlenne. Bunlar-
dan Beethoven'a hasredılmiş olan ilk
konsere uzaklardan bir yerlerden enşıp
gelemedim. Ancak, bilgısınevesezgısı-
ne.kulağınagüvenılırçeşitli dostlarçok
doyurucu bir konser olduğunu dıle ge-
tirdıler. Bız ancak ikinci akşamına.
Brahms'ın iki senfonisınin birden arka
arkaya vorumlandığı o çok az rastlanır
dinleti buketıne yetişebildik. Brahms'ın
Üçüncü Senfonisi'nin son yirmi mezu-
ru engin ufuklara sahip. ama çok sakin
ve yüzeyi kıpırdamaz bir dağ gölünün or-
tasına atılan bir çakıl taşının etrafa hal-
kalar saçarken suyun derinliklerinde kay-
bolmasını düşündürür Ya da benzerşey-
ler, ama içinde dennlik ve enginlik kav-
ramının birlikte banndığı duyumsama-
lan yaratır Ya da başka şeyleri VValter
VV'eller'ın taşı. göle belki çok yüksekler-
den düşmedi Halkalan bırazküçük çap-
lı kaldı. ama yine de derinlere gitti Ay-
rıca Dresden Filarmoni. geldiğı kentin
dünya müzik çevrelerindeyukarıdaki sa-
tırlarda anlatıldığı gibi benzersız bir ye-
re ve neredeyse ruhanı bır prestıje sahip
olmasına karşın bu orkestra onun en iyi
orkestrası değildır. Tarihsel gelışmeçiz-
gisının ve günümüzün göz kamaştıncı
Dresden topluluğu. 16. v üzyıldan bu ya-
na sürekliliğe sahip bulunan Staatska-
pelle orkestrasıdır. Bu olağanüstü toplu-
luk aynı zamanda Vıyana Operası'ndan
sonra Orta Avrupa'nın en önemli opera-
sı sayılan Dresden Operası'nın da musı-
ki yükünu taşır. Geçmışte VV'eber, VV'ag-
ner gibi dev bestecılenn de şeflık yaptı-
ğı bu orkestraya rağmen Dresden kenti-
nin olağanüstü müziksever ve müziğe
yakin (ki bir söy lentıy e göre bu kentte her
üç insandan biri bir enstrüman çalar)
hemşerilerı 1890 yılında ikinci büyük
bir orkestrayı. Dresden Filarmonik Or-
kestrası'nı kurmuştur. Yüzyılın ilk yarı-
sında Paul Van Kempcn.Carl Schuiritts.
daha vakınlarda Kurt Masurgıbı pres-
tijli şefler tarafından yönetılmiş olan bu
orkestrayı halen Vıyana çıkışlı ünlü bir
kemancı ve oda müzıği yöneticısı olup
büyük orkestra şeflıgıne da-
ha sonra gelmış bulunan VVel-
ler yönetmektedir. Alman
müzığinin çok parlak bir dö-
nemının yaşandığı iki savaş
arası yıllannda Dresden ken-
tinin bu iki büyük orkestra-
sında dünyanın en büyük so-
listleri orkestra konseri prog-
ramlarına katılmış, aynca
Furtvvaengler, Bruno VVâlten
Otto Klamperer gibi, Karl
Böhn gibi dönemın en pml-
tılı bagetleri bu orkestralan
yönetmişlerdi. Son yıllarda
dığer bir prestijli orkestraya
sahip olan komşu kent Leıp-
zıg ile birlikte Dresden'den
de Bat\ Almanya'ya ve diğer
Batı ülkelerıne epeyce sayı-
da bir müzısyen göçü oldu-
ğu bılınmektedir. Ancak.
kentteki ve orkestralannda-
ki musikı kökü o kadar güç-
lüdürkı Dresden Filarmoni,
geçen akşam Ankara'da da
kanıtladığı gibi klasik lite-
ratürü hâlâ çok iyi çalan ve
Brahms'ın kornolanyia bir-
likte sizin ayağınızı yerden
kesip ruhunuzu ve gönlünü-
zü yukanlara doğru taşıyabi-
len bir orkestradır. Yan tut-
kulusu olduğum Dresden
kentıne ve olağanüstü nıtelik-
li musıki topluluklanna bu
çerçevede en derin saygıla-
nmı gönderiyorum.
>'urtiçi ve dışı kayboluşla-
nmın sıklığı dolayısıylabuyıl
düzenli ızleyemediğim An-
kara Ulusiararası Müzik Fes-
tivali'nin And Vakfı'nca gös-
terilegelen özverili ve bece-
rili çabalannın bir ürünü ola-
rak mutlu bir başkent faali-
yeti niteliğıyle sürüp gittiği-
ni yine de keyifle gözlüyo-
ruz. Ankara bahanna damgasını basan asal
ve öncelikli festival etkinliklerinin yanı
sıra, önümüzdeki günlerde Fazıl Say'ın
parıltı ve zekâ dolu boy gösterişı türün-
den, olağanüstü canlılıklar da eksik ol-
muyor. Daha az spektaküler. ama merak-
lı ızleyicılerını tam bir doyuma ve mut-
luluğa görürrnüş olan Orta Doğu Teknik
Ünıversitesı Ulusiararası Gıtar Günle-
ri'nden veoraya katılmış olan Meksıka-
lı Fernando Marina ve hele hele lspan-
yol PaMoSainzgıbi olağanüstü yetenek-
lı ıkı genç müzısyeni tanımış olmanın
keyfinden söz etmemek bu tür bir bahar
izlenimleri yazısmdahaksızlıkolurdu. Bu
iki genç sanatçıya da ulusiararası kari-
yerlerinde içten başan dileklerimizi su-
nuyoruz.
Semih Poroy'un Portreler albümünü bir uçtan
bır uca tarıyorum.
Semih Poroy karikatüre sevgi ve şefkat sanatın-
dan incelikler sunüyor.
Semih Poroy "Bu benim ilk kıtabım," diyor.
Daha sayfayı açar açmaz Halikarnas Balıkçı-
sı 'çılgın' saçlanyla beliriyor. Akdeniz'in bir köşe-
sinde durmuş, geçmiş kültürlere bakıyor sanki.
Deniz kuşları kanat çırparak geçiyorlar.
Kitabın en güzel karikatürieri arasında Ahmet Ok-
tay: Gözleri, kaşları hem gülümsüyor, hem düşün-
celi, hem üzgün. Yeni bir şiire hazırlanıyor besbel-
li Ahmet Oktay.
Öbür sayfada kendimı gördüm. Kerime Na-
dir'in gençjiğiyle yan yanaydık. Bir köşede de Or-
han Duru, ÖzdemirAsaf. Kendime uzun uzun bak-
tım:
Ampul tepede üç tel saç, torbalı gözaltları, etli
dudaklar. Gözlerimde hüzün ve ıstıhza gördüm. Bi-
raz da mahmurluk.
Yanı başımdaki sayfada Orhan Murat Anbur-
nu ünlü şapkası, ince bıyığı, papyonu ve kaşko-
luyla hepimizi silip süpürmüş. Belki "Dünya dön-
dükçe I Umut, fakirin ekmeği" diyor, belki eski
filmlerınden birinin ardını kovalıyor. Dokundu ba-
na: Orhan Murat Arıburnu'nu ne edebiyatımız, ne
sinemamız kucaklayabilmış gibi geldi.
Poroy'un karikatürierinden, karıkatür-sevgı port-
relerinden hangi birinı ansam?
Cahit Külebi niye öyle üzgün? Cahit Külebi'yi
ne kadar çok özlüyoruz...
Muzaffer Buyrukçu'nun kaşmda gözünde, saç-
larında, yüz çizgisinde Gerard Depardieu gezı-
nip duruyor. Rrfat llgaz'ın martıları yaprak yaprak
kitaplar olmuş.
Portreler'in en güzel portresi, bence, Doğan
Hızlan'ınki. Pantolon askılan, benekli papyonuy-
la Doğan Hızlan daktilosundan başını kaldırmış, ya-
kın gözlüğünün üstünden etrafı gözetliyor. Gülüm-
süyor gibi, ama kanmayın. az sonra birisini haşla-
yacak.
Haldun Bey, çok değerli Haldun Taner sıyah be-
resiyle. Moda'da, Mühürdar'da hep rastlaştığımız
gibi. Dünyaya sevecenlıkle bakıyor. Yıne dostluk-
lar, ağabeylikler söyleyecek.
Derken 'kalbimizdeki' Reşat Nuri. Gramofon
Iğnesi'ne Semih Poroy'un en güzel çizimlerinden-
di o Reşat Nuri. Çalıkuşu romancısı dudak arasın-
daki sigarasıyla.
Semih Poroy Akşam Güneş/'ni, Dudaktan Kal-
toe'yi okudu mu? Mutlaka okumuştur. Onun Re-
şat Nuri'si yine duyarlıklar saçıyor.
Semih Poroy'un albümünde yalnız edebiyat
adamları hayat bulmuyorlar; sinemacılar, çizerler,
tıyatrocular, her sanat kolundan kişiler bizimle.
Cemal Nadir Güler de bizimle.
Çocukluğumun en büyük sevınçlerindendi Ce-
mal Nadir'in karikatürlerini çeşıtli albümlerden iz-
lemek. 'Harbi', Poroy'un çizgisinde bu kez 'Am-
cabey' kılığına giımış. Kırkların Istanbul'unda ge-
ziniyor.
Simone Signorefyı sever misinız? Benim en sev-
diğim oyunculardan bindır. Gençlik filmlerıni de
gördüm, sinemanın en güzel kadınlarındanmış.
Poroy onu evimizin yaşlı büyük hanımlanndan bi-
ri yapıvermiş. Sanki az sonra, yoksunkaldığımız
masallardan birini söyleyecek. Sarman kedisini
niye çizmemiş sevgili Semih Poroy?
Rita Hayvvorth şuhluğunu koruyor, Gılda 'nın
tuvaletiyle.
Vırginia VVootf ise Victoria çağı dantel yakasıy-
la.
Harbi'nin vinyetleriyle bezeli bu albüm Asım Be-
zirci'ye, AN Ulvi Ersoy'a, Aziz Nesin'e adanmış.
Yaşadığımız günlerın asık yüzünden alıp götü-
rüyor bizi. Sevimliliklere, şakalaşmalara, gülümse-
yişlerin iyiliğine götürüyor. Dünyayı böyle de gö-
rebiliriz dedirtiyor.
Semih Poroy giriş yazısında 'portre'den vaz-
geçmeyi düşündüğünü belirtmiş. Sanmam ki böy-
le bir şey yapsın. Bizi üzmek mı ıstıyor?
Takvimde İz Bırakan:
"Saçlan dökülmüştü. Yeıierini terk etmekte di-
renen birkaç tel de iyice gümüşlenmişti. Yüzü ba-
sıktı, kırpaçlarda dövülmüştü tuğla rengınde. Sol
yanağının burnuna yakın bölümünde kıpkırmızı bır
ben vardı. Çay tarlalannın kilim kilim yayıldığı göz-
lennde acılann tortulaştığı birsu uyuyordu." Faik
Baysal, llgaz Teyze öldü, Telos Yayıncılık, 1998.
Evren Büyükburç'un piyano resitali
• Kültür Servisi-Pıyanist Evren Büyükburç, 26
Mayıs Salı günü saat 14.00'te İstanbul Üniversitesi
Fen Fakültesi Konferans Salonu'nda piyano resitali
verecek. Sanatçı resitalde. Bach. Beethoven. Ravel
ve Listz'in yapıtlannı seslendirecek Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuvan Piyano
Bölümü'nü bitiren sanatçı, yüksek lisans eğitimine
devam ediyor.
BUGÜIV
• İSTANBUL FRANS1Z KÜLTÜR MERKEZİ
KÜTÜPHANESİ'nde saat 19.00'da Mısırlı bılimci
Jean Yoyotte'nin 'İstanbuPdaki Faraunlar' konulu
konferansı izlenebilir.
• BELGESELSİNEMACILARBİRLİĞİ'nde
14.00-18.00 arası Adil Yalçın'ın yönettiği 'Dönüş'
adlı belgesel gösterimi yer ahyor. (292 39 81i
• YAPI KREDİ SERMET ÇİFTER
KÜTÜPR\NESİ-nde saat 18.45'te Çetın Altan.
Enis Batur. Sencer Divitçioğlu ve İlber Ortayhnm
katılacaklan 'Türkiye Ahlaksız mı?' konulu toplantı
izlenebilir. (293 08 24)
• FOTOĞRAFEVİ'nde saat 19.00 ve 19.30'da
Coşkun Aral'ın "Haberci'nin Yolculuğu' adlı dia
gösterisi yer alıyor. (251 05 66)
• GÖÇERLER FOTOĞRAF KULÜBÜ nde saat
19.30"da Gültekin Tetik'in 'Işığın Peşinde 5000 km."
başlıklı dıa gösterisi ve gitar dinletisi yer alıyor.
• BAHÇEŞEHİR KOLEJİ Konferans Salonu'nda
saat 14.00'te Prof. Dr. Toktamış Ateş'in konuşmacı
olarak katılacağı 'Laiklik ve Demokrasi' konulu
söyleşi izlenebilir.
• BÜ StNEMA KULÜBÜ'nde Murat Dıkmen
Salonu'nda saat 16.00'da Tuncel Kurtız ve Muzaffer
Hiçdurmaz'ın katılacağı 'YrtmazGüne\'in Bakışını
BugûneTaşımak" konulu söyleşi yer alıyor
(263 15 00)
• BEYKENT ÜNTVr
ERSİTESİ'nde saat 14.00'te
Mustafa Altıoklar, Serhat Hacıpaşalıoğlu ve Sina
Koloğlu'nun katıldığı 'Medya Köstek mi? Destek
mi?' konulu söyleşi izlenebilir.