22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bayramagrevde • ANKARA (AA) - Türk-lş, Hak-Iş ve DtSK'e bağlı çeşitli sendikalara üye 327 işçi, Kurban Bayranu'na grevde girdi. Türk-lş'e üye 6, DlSK'e üye 4 ve Hak-Iş'e üye 1 sendika tarafindan grev uygulanan 20 işyerinde toplam 1.218 işçi çalışmasına karşılık, grevlere 327 işçi katılıyor. En çok grev uygulayan sendika, 8 işyeri ile Türk- lş'e bağlı TÜMTtS olurken uygulanan grevlerin 19'u özel sektör, l'i de kamu sektörü işyerlerinde bulunuyor. Esrar operasyonu • BİSMİL(AA)- Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde düzenlenen operasyonda, 91 kilogram esrar ele geçirildi. Olayla ilgili olarak 5 kişi yakalandı. Özel otosundaki annesi, eşi ve 2 çocuğunun hasta oldugunu söyleyerek polis noktasmdan geçmek isteyen Ihsan Aslan, güvenlik güçlerini inandıramayınca suçüstü yakalandı. Aracın motoru üstünde ve arka koltuk altında özel olarak paketlenmiş toplam 36 kilogram toz esrar ele geçirildi. Aslan'uı ifadesi doğrultusunda. Kozluk ilçesi Dilimli köyünde Bedri Baskak'ın evindeki aramada da, toplam 55 kilogram toz esrar daha ele geçirildi. seçim I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sayiştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay'da boş bulunan 15 üyelik için TBMM Genel Kurulu'nda bayramdan sonra seçim yapılacak. Sayiştay Birinci Başkanlığı için Sadık Kırbaş ve Mehmet Kamil Mutluer yanşacak. TBMM Genel Kurulu, Sayiştay Meslek Mensuplan kontenjanından 9 kişiyi, Maliye Bakanlığı meslek mensuplan ve diğer meslek mensuplan kontenjanından da 6 kişiyi Sayiştay üyeliğine seçecek. CHP'de kurultaya doğru • ANKARA (AA)- CHP'de, 23-24 Mayıs tarihlerinde yapılacak büyük kurultay için geriye sayım başladı. 69 il ve 875 ilçede yapılan kongrelerin ardından. 10 il ve 11 ilçe de 26 Nisan'a kadar kongrelerini tamamlayacak. Mayıs ayında yapılacak CHP 28. Olağan Kurultayı'nda, genel başkanlık için Deniz Baykal'ın karşısına aday çıkması mümkün görünmezken parti meclisi seçimlerinde, CHP tarihinin en büyük çekişmesinin yaşanması bekleniyor. Baykal'ın, partide yapılmasını istediği imaj değişikliğinin bu yanşa nasıl yansıyacağı da merak konusu. Erbakan'ın hac SHTI • ANKARA (ANKA)- Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın 26'ncı kez hacca gitmesi, yalnızca yakın çevresince bilinen bir sırnnı ortaya çıkardı. FP milletvekilleri arasında "26 kez hacca gitmek dinen uygun mu?" diye başlayan tartışma üzerine şu yorum yapıldı: "Erbakan Hocahac sayesinde hiçbir zaman göremeyeceği Islam ülkelerinden siyasetçi ve işadamlanyla bir araya gelme firsatını yakalıyor. Dünyadaki son gelişmeler konusunda istişarelerde bulunabiliyor." Dünya Sağlık Günü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkam Süleyman Demirel, Sağlık Günü ve Ulusal Sağlık Haftası nedeniyle bir mesaj yayımladı. Demirel, Türkiye'de sağlık alamnda geniş çaplı bir reform yapılması ve herkese sağlık güvencesi verilmesi gerektiğini belirtti. Koruyucu sağlık hizmetlerinin de geliştirilmesini isteyen Cumhurbaşkam, ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştınlmasının zorunluluk oldugunu söyledi. TBMM Genel Kurulu, 6 milletvekili hakkındaki fezlekeleri sonuçlandıracak Ağar9 m 2. fezlekesiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - TBMM. Susurluk olayıyla bağlantılı olarak "çete" suçlama- sıyla dokunulmazlığı kaldınlan DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar'a ikinci kez "dokuıunaya" hazırlanıyor. TBMM Genel Ku- rulu'nda. aralannda Ağar'ın ve DYP Isparta Milletvekili Ömer Bilgin'ın de bulunduğu 6 millet- vekili hakkındaki fezlekeleri bay- ramdan sonra sonuçlandıracak. DYP Genel Başkanı Tansu Çüler hakkında "askeri heyete hakaret" ve "hükümetin manevi şahsryeti- ni tahkir ve tezyif suçlamasıyla düzenlenen 2 fezleke de TBMM Anayasa Adalet Karma Komis- yonu"nda ele alınacak. Dokunulmazlığı kaldınldıktan sonra "silahlı çete teşekkülü" suç- lamasıyla Istanbul Devlet Güven- lik Mahkemesi'nde yargılaması süren Ağar hakkında Yaşar Öz olayıyla ilgili olarak düzenlenen 2. fezleke de bayramdan sonra TBMM Genel Kurulu'nda görü- şülecek. TBMM Anayasa-Adalet Karma Komisyonu, Emniyet Ge- • TBMM Genel Kurulu bayram sonrası, dokunulmazlığı kaldınldıktan sonra "silahlı çete teşekkülü" suçlamasıyla Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılaması süren Ağar hakkında Yaşar Öz olayıyla ilgili olarak düzenlenen 2. fezlekeyi görüşecek. nel Müdürlüğü döneminde uyuş- turucu kaçakçısı Yaşar Öz'ün ser- best bırakılması ve beraberinde- ki silahlann Ankara'ya gönderil- mesi emrini verdiği gerekçesiyle, Ağar'ın dokunulmazhğının kal- dınlması yönünde rapor haarla- mıştı. Genel kurulda da dokunul- mazhğının kaldınlması yönünde karar çıkması durumunda Ağar, 2. kez yargı önüne çıkacak. tktidar ortağı partilerin önerisi üzerine gelecek hafta başında Da- nışma Kurulu'nun toplanarak, şu- bat ayından bu yana bekleyen dosyalan gündeme aldırması bekleniyor. Danışma Kurulu'nun önerisi- nin genel kurulca benimsenmesi durumunda, Ağar'ın yanı sıra Turban genel müdürlüğü yaptığı dönemde "görevini körüye kıü- lanma, evrakta sahtecilik" suçla- masıyla dokunulmazhğının kal- dınlması kararlaştınlan DYP Is- parta milletvekili ÖmerBilgin'in 3 fezlekesi de karara bağlanacak. Karma komisyonun dokunul- mazhğının kaldmlmasını karar- laştırdığı ve genel kurul günde- minde bekleyen diğer milletve- killerinin isimleri şöyle: CHP Samsun milletvekili Mu- rat Karayalcın (görevi körüye kul- lanma-2 dosya), DYP Denizli Mfl- letvekilj KemaJ Aykurt (hizmet nedeniyle görevi suiistimal), FP Gaziantep Milletvekili Kahra- man EmmiofJu. (teşekkül halin- de kaçakçılık), FP Van Milletve- kili Mustafa Bayram (kasten adam öldürme). Aralannda DYP Genel Başka- nı Tansu Çiller'in 2, Mehmet Ağar'ın da 1 fezlekesinin bulun- duğu 15 dosya için de gelecek hafta içinde karma komisyon ta- rafindan hazırhk komisyonlan oluşturulacak. Çiller hakkında, "askeri heyete hakaret" ve *hü- kümetin manevi şahsiyetini tah- idrvetezyiF' suçlaması ile fezle- ke düzenlendi. Ağar hakkındaki fezleke. Susurluk kazasında ölen ülkücü katliam zanlısı Abdullah Çatiı'ya silah taşıma izni veril- mesine dayanıyor. Dosyalan TB- MM'ye ulaşan diğer milletvekil- lerinin isimleri ise şöyle: FP: Kocaeli millervekili Neca- ti ÇeBk (hakaret), Kahramanma- raş milletvekili Kataraman Em- mjoğlu (devletin askeri kuvvetle- rini alenen tahkir ve tezyif). Kon- ya milletvekili Veysel Candan (ihaleye fesat kanştırma). ANAP: Kayseri milletvekjli İbrahim Yılmaz (hakaret ve teh- dit). Afyon mılletvekili Nuri Ya- buz (tedbirsizlik ve dikkatsizlik- le ölüme sebebiyet), Eskişehir millervekili Yaşar Dedelek (Se- çim Yasası'na muhalefet), Hak- kâri milletvekili Naim Geylani (terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerinin kimliklerini açıklamak ve terör örgütlerine he- def göstermek). Antalya millet- vekili Sami Küçükbaşkan (Ko- operatifler Yasası'na muhalefet) DTP: Devlet Bakanı Mehmet Batalh (görevli memura hakaret). DYP: Istanbul milletvekili Me- ral Akşener (Devletin askeri kuv- vetlerini tahkir ve tezyif) Ankara milletvekili MehmetGölhan (As- keri heyete hakaret). CHP: Erzincan milletvekili Mustafa KuJ (hakaret ve sövme). TBB Başkanı Ozgen 'Susurluk'ta kamuoyu uyuma devresinde' EYİNGÖKTAŞ ANKARA - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. EralpÖzgen. Su- surluk konusunda kamuoyunun uyuma devresıne gırdiğini kaydederek. "Otayor- taya çıkbğında kamuoyu çok duyarlı ve heyecanlı idl, ama şimdi olay unutuldu" dedi. Özgen. yargının "siyasi \-esayetatan- daobnası" nedeniyle yurttaşlann güveni- ni yitirdiğini vurguiadı. Özgen, ad vermeden DSP lideri Bülent Ecevifi eleştınrken. "Türkiye'nin irtica tehdidi ile karşı karşıya okluğu bir dönem- de, hiç tahmin etmediğimi/ bazı siyasile- rin tarikatlan desteklemesi bizieri çok üz- mektedir" dıye konuştu. TBB Başkanı Özgen, Cumhuriyet'e, kamuoyunun gündemindeki konularla il- gili açıklamalarda bulundu. Susurluk sanıklannın birer birer tahlı- ye edilmesini değerlendiren Özgen. sa- nıklann serbest bırakılmasının, onlann suçsuz olduklan anlamına gelmeyeceği- ni. mahkemenin "•kaçına vedeBDeriyoket- me" durumlannın olmaması nedeniyle tahliye karan almış olabileceğini, yargı- lama sonucunda sanıklann yeniden tutuk- lanabileceklerini vurguiadı. Özgen. şunlan söyledi: "Savcılann Susurluk dosyası konusun- da ne kadar delil topladıklannı bilnıryo- nım. Antak. son zamanlarda Türk kamu- o>ıında genel bir hastalık var. Bir olay or- taya çıküğında başta çok hevecanlanryor. Kısa bir süre sonra olayı umıtuyor. Susur- luk konusundakamuoyumuzşu anda uyu- ma devresine girmiş durumdadır. Bu çok üzûcüdür. Devlet içinde bazı çeteler yer al- mışür. Bu çeteler temizlenmedikçe. hukuk devlerjndcn söz edemeyiz. Ama, ben bura- da hükümet si>aseü'ni aranuyonım. Bu ise hükümet kanşmamalıdır. Ö>le bir yargı sistemi kurmalryız ki. sa\cılanmız bu işi götürmelidir. Ben şu aşamada savcılan- mızın göre\1erini yeterince yapüklanna inanmryonım. Savcılann her seye el koy- ma yeddleri vanhr. Bu haklannı savcıla- nn yerine getirmesi lazun. Susurluk olayı ayduıhğa kavuşmadıkca, hukukde\letine kavuşamayız. Neyazık ki, bugünyapdma- sı gerekenler yapılmıyor." Başbakan Mesut Yılmaz ve eşi Bodrum'da, CHP lideri Antalya'da, DYP lideri Çiller ise tstanbul'da partililer ve yakınlanyla bayramlaştı. Bazı bakan- İar, komutanlar. milletvekilleri ve sanatçılar, bay ramı Antalya'da geçirmeyi tercih ettiler. LîdeHerbayramda Ankara 9 yı terk etti Haber Merkezi - Siyasi parti liderleri, Kurban BayTamı'nı genellikle Ankara dı- şında geçirdi. Başkentte bulunan Cumhur- başkanı Süleyman Demirel, Kurban Bay- ramı namazını Çankaya Merkez Ca- mii'nde kılarak vatandaşlarla bayramlaş- tı. Cumhurbaşkam daha sonra eşi Nazmi- ye Demirel ile Güniz Sokak'taki evlerinde kurban kestirdiler. Kurban Bayramı tatilini Bodrum'da ge- çiren Başbakan Mesut Yılmaz, yapımı 2.5 yılda tamamlanan OASlS alışveriş, kültür ve eğlence merkezini hizmete açtı. Yıl- maz, daha sonra Bodrum Öğretmene- vi'nde Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ- bay, öğretmenler ve partilılerle bayramlaş- tı.' Bazı bakanlar, komutanlar, politikacılar ve sanatçılar, bayramı Antalya'da geçir- meyi tercih ettiler. Dışişleri Bakanı Isma- il Cem Sheraton Hotel'i, Devlet Bakanı EyüpAşık Şampiyon Tatil Köyü'nü. Dev- let Bakanı Rüştü Kazım Yüceten de Be- lek Turizm Merkezi'ni bayram tatili için seçti. Tatilini Antalya'da geçiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bayram boyunca gazetecilerle politika konuşmayacağını söyledi. Baykal, dün sabah, Antalya'nın Konyaaltı semtindeki evinden aynlarak eşi Olcay Baykal ile lise ve fakülteden ar- kadaşlanyla yürüyüş yaptı. Baykal, daha sonra torunlan Ali Can (4) ve Mehmet (6) ile deniz kenannda kayalıklarda bir süre dinlendi ve torunlannı omuzlanna alarak gazetecilere poz verdi. Bayram tatilinde Antalya'da bulunan bazı komutanlar ise Karpuzkaldıran Aske- ri Dinlenme Tesisleri'ni tercih etti. Genel- kurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoglu. Hava Kuv-vetleri Ko- mutanı Orgeneral İlhan Kılıç ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fikret Özden Boztepe bu tesislerde kalıyor. lstanbul'da bulunan DYP Genel Başka- nı Tansu Çüler. partilere yaptığı uzlaşma çağnsını yineledı. Tansu Çiller dün ayn- ca. eski Içişleri Bakanı Meral Akşener'le birlikte anne ve babasmın mezannı da zi- yaret etti. YAZII ORHAN BİRGİT Dini bayramlar, toplumun kendi geleneği içerisinde yer- leşmiş kurallan ile geçiyor. önce, uzunca bir süre resmi tatil başlıyor. Tatil, Ramazan Bayramı'nda üç, Kurban'da dört gün. Böyle olunca başta politika, banka, borsa, şirket çalışmalan duruyor. Resmi da- ireler, okullar kapanıyor. Eski yıllarda, iç turizmin de- ğerini bilmeyen insanımız için bu bayramlar, herkesin yaşadı- ğı kent ya da kasabada eş dost ziyareti demekti. Ama bir yandan şehirlerara- sı yollann açılması, öte yandan ülkenin bir turizm kaynağı ol- duğunun bilinci, bayram tatille- rini, özellikle hali vakti yerinde olanlar için, iç turizmi canlandı- ncı bir etken haline getiriyor. Toplumun kendi geleneği için- de yerleşmiş kurallar, bayram öncesi ya da sonrası bir iki gü- nü de şayet hafta sonu öncesi- ne denk geliyorsa bu uzunca tatile ekletiyor. Başbakanlığın bir genelgesi ile bu eklemenin adı "idareten tatil" olarak açıklanıyor. Bayram veBiz... Peki herkes mi bu dinlence- nin içerisinde? Başta kolluk güçleri ve sağ- lık personeli, elbette bayram- larda çalışmanın ne demek ol- dugunu bir kez daha anlıyor. Onları, şehirlerarası ulaşım araçlannın şoförleri ve garajlar- daki çalışanlar izliyor. Ve dört yıldan beridir, bayram günlerinde bazı meslektaşları- na beddua ede ede çalışmak zorunda olan gazeteciler. Dört yıl öncesine kadar, ga- zeteciler de belirli bir gönüllü grubun "Gazeteciler Cemiyet- ieri" adına ve yaranna çalışa- rak yayımladığı gazeteleri çıkar- tırlardı bayram tatillerinde. Politikanın, liderlerin bayram mesajları ve partilerin birbirine göstermelik kutlama ziyaretleri ile sınırlandığı, resmi kurumla- rın, borsanın, bankalann kapı- lannı kapattığı günlerde, Allah esirgesin, önemli bir kaza, ölüm gibi şeyler olmazsa, gazeteci ne yapar? Daha çok arşiv ağır- liK.fi, konserve çalışmalannı ha- ber dipfirizinden çıkartır, okura sunar. Tabii bir de dış haberlere da- ha ağırlıkh yönelir. Dört yıl öncesine kadar Cum- huriyet'in ilk yıllannda önceleri Kızılay adına ve yaranna yayım- lanan, daha sonralan da yarım yüzyıla yakın istanbul, Ankara, Izmir başta olmak üzere çeşitli kentlerin gazeteciler cemiyet- leri adına çıkartılan bayram ga- zeteleri, üç dört günlük tatili meslektaşlarına çok gören kimi arkadaşlarımızın girişimi ile kul- var dışı bırakıldı. Dini bayram günleri, sadece cemiyet gazetelerinin yayım- lanmasını sağlayan tek madde- lik yasanın hükmü önce dinlen- medi. Delik büyütüldü ve gaze- teler, böyle bir tatil yokmuşça- sına yayımlanmak durumunda kaldı. Daha sonra bu yasanın ana- yasaya aykırı olduğu iddiasını yargı ciddiye aldı. Ve Anayasa Mahkemesi yasayı yürürlükten kaldırdı. Kaldırdı ve gazeteciler cemiyetleri büyük bir gelir kay- nağından yoksun kaldılar. Bayramlarda, gazetelerin ge- lir kaynakları satıştan çok ilan ve reklama dayanıyor. Satış, özellikle kısa süreli tu- rizm hareketleri yüzünden den- gelenemiyor. Bir kentin içine verilen gazete, bakıyorsunuz alışılmış okurunun üç, dört gün için yer değiştirmesi nedeniyle geleneksel satış çizgisini değiş- tirmiş. Dağıtım kuruluşlan, ola- sı talep yörelerini buluncaya ka- dar, bayram brtiyor. Cemiyetlerin bayram gazete- lerini yasaklatıp, kendi gazete- lerine tatili çok görenlerin, gü- nümüzde yaptıkları helvadan memnun olmayan Nasreddin Hoca gibi pişmanlık duyduğu da artık açık açık biliniyor. Rek- lamlar bayram tatillerinde ya- yımlanan tek cemiyet gazete- sinde toplandığı zaman, işsiz meslektaşlar için bir sosyal destek anlamı ifade edebiliyor- du. Oysa bugünün koşullannda daha çok bir tür angarya gibi değerlendiriliyor bayram içinde gazete çıkarmak. Bu işi başla- tan arkadaşlanmız ise bir iki yıl- dır zaten köşe yazılannın altına siyah bir iki satırlık mazeret cümlesi koyarak, kendilerini çoğunlukla yurtdışına atmanın olanağı olarak görüyorlar bay- ramı. Gazeteciler, yani fikir işçi- leri, örgütsüz, toplusözleşme- siz, sendikasız bir toplum ol- manın ceremesini işte böylece altmış milyon yurttaşının çok büyük çoğunluğu hiçbir şey yapmasalar, evlerinde ayakları- nı uzatıp otururken, rekabet ko- şullannın yürürlüğe soktuğu an- garya nedeniyle işbaşında ge- çiriyoriar. Çünkü onlar, söküğünü dike- meyen terzi, dibine ışık venme- yen mum öykülerini dinleyerek büyümüş bir toplumun bireyle- ridir. Onlar, kendilerinden baş- ka herkesin sorununu mercek altına alır, inceler, eleştirir, gere- kirse keser biçerler. Ama sıra kendilerine gelince.. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 'Kanlı Kıyım../ Bir bayram sabahı... Istanbul. boşalmış... . . Ağaçlar yeşile vurmuş... Baharın habercisi masmavi bir günün başlangı- cındayız... Kentte bir telaş, bir koşuşturma yok... Sanki her şey yerli yerinde... Üsküdar vapuru belki de isteksiz kalkıyor iske- leden... Kız Kulesi olanca yalnızlığın içinde bir sevdayla buluşuyor hiç farkında olmadan... Galata Köprüsü yine aylakları toplamış, Eminö- nü meydanı bana biraz da Diyarbakır çarşısını anımsattı bu bayram... Güvercinler nerede saklanmış bilmiyorum... Eduardo Galeano'nun, 'Rüzgânn Yüzyılı'nı bir kez daha, dün gece okudum... 1928Cienaga... Adı, Kanlı Kıyım... Belki bir çağnşım beni bu kitabı yeniden okuma- yazorluyor... Ne bileyim, koyunlann kesilmesi çevremi kan kokusunun sarması, beni irkiltiyor... "Cienaga kıyılannda bayrakların kabarmış dal- galan. Belleri kamalı erkekler, elleri tencereli ka- dınlar ve çocuklar burada, kamp ateşlerinin ba- şında bekleşmekte. Şirket, bu gece grevi sona erdiren bir anlaşma imzalamaya söz vermiş. Ama, Birieşik Meyve'nin yöneticisi yerine Ge- neral Cortes Vargas boy gösteriyor, anlaşma ye- rine bir ültimatom okuyor direnişçilere. Kimse kıpırdamıyor. Ihtarborusu üç kez ötüyor. Sonra, bir anda, makinelilerle tüfekler boşalmaya başlayınca dünya patlıyor, gök gürültûsünden da- ha gürültülü bir gümbürtüyle. Kent meydanına ölüterden bir halı seriliyor. Askerler gece sabaha kadar, ölüleri denize at- mak, sonra da yerleh süpürüp yıkamakla uğraşı- yoriar. Sabahleyin ortalık tertemiz." • • • • Bahçedeki o ahşap bina, beni yıllar öncesine gö- türüyor... Öğle saatlerinde Sultanahmet'te çay içiyorum, sonra deniz kıyısına iniyorum... Bir akşamüstü keyfini yaşamak için nereye git- mek gerekir? Denize bakıyorum, kanat çırpan martılara... Selimiye Kışlası yüz yıllık yalnızlığı içinde eski ko- nuklarını düşünüyor, 1972 Kurban Bayramı'ndaki ziyaretçi akınıyla avunuyor... Şimdi de Eduardo Galeano'nun 'Yüzler ve Mas- keler'ine (Can Yayınları) göz atıyorum... Ardından bir düş kuruyorum, mavinin içinde yü- rüyorum... 1771 Paris... Aydınlanma Çağı... "Avrupa'da katedrallerle saraylann o saygın, yaşlı duvarlan çatırdamaktadır. Burjuvazi saldırıya geçmiş, buharlı makinelehe, Encyclopedia ciltle- ri ve endüstri devriminin o ağır, karşı durvlmaz si- lahlanyla donanmış olarak. Pahs'te tomurcuklanan öyle meydan okuyucu fikiher var ki hoi poloi'un tepelerinden uçup ge- çerek yüzyıla damgasını vuruyor. 'öğrenmek hır- sı' ve 'bilmek ateşi'y/e dolu bir çağ. Aydınlanma Çağı, insan aklının, düşünen azınlığın aklının bay- rağını, kilisenin dogmalanna ve soylulann ayrıca- lıklanna karşıyükseltiyor. Suçlamalar, baskılar, zu- lümler ve sürgün, Ingiliz düşünüherinin ve 'işe her şeyden kuşkulanmakla başlamış' Descartes'/n bilgili oğullannı ancak teşvik etmeye yarıyor. Yerçekimi kuramından kilise adamlannın bekâr- lığına kadar hiçbir konu Aydınlanma düşünüheri- nin alanı dışında değildir. Kölelik kurumu onlann sürekli saldınsını çekiyor. Kölelik doğaya ters dü- şer, diyor Denis Diderot, Encyclopedia, Akılcı Bi- lim, Sanat ve Meslek Sözlüğü'nün yöneticisi: İn- san, efendisinin malı olamaz, nasıl ki çocuk ba- basmın, kadın kocasının, kul kralının malı olamaz; bunun tersini düşünenler insanlan eşyalaha kanş- tınyohar demektir. Helvetius, 'Avrupa'ya ulaşan hiçbir şeker fıçısı kanla lekelenmemiş değildir' de- miş, Voltaire'/n kahramanı Candide de, Suri- nam'da bir elinişekerdeğirmenine kaptırmış, bir ayağını da kaçmaya yeltenirken yitirmiş bir köle- ye rastlıyor: 'Sizin Avrupa'da yediğiniz şekerin fiyatı budur iş- te!" • • • Bir bayram sabahında umutsuzluğun değil, umudun resmini çizmeli insan... Caddeler, sokaklar bomboş... Istanbul bizlere kalmış... 10 bin Türk yurttaşı Paris'te bayram tatili yapı- yormuş, şeriatçıların 'kurban kesme, vakıflara ba- ğışyap' kampanyası tutmuş... Denize bakıyorum, kanat çırpan martılara... Bir gemi Marmara Denizi'ne açılırken hüznün şarkısını söylüyor; bir sevda masalı belki bittiği yerde başlıyor... Kız Kulesi kendi yalnızlığı içinde özgür... Haydi gözlerinizi yumun, bir düş de siz kurun!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(« raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YUAR 2 BASI 3D0MOTL KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 4 BASI 55O0OCTL SANCILI YILLAR KU$ATILMI$ SOKAKLAR 4 BASI 350 000 TL KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 600 000 TL ZAMBAK SANA DA BULAST1 KAN 2 BASI 600 0MTL DİN BARONUNUN KAZURI 2. BASI 600 000 TL ÂŞIK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 80COOOT. SERİAT PAZARI 60C Î X T L SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear