23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 Merkez Bankası'na özerklik arayışı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel. Merkez Bankası"nın siyasi otoriteden aynştınlması gerektiğini vurgulayarak, Hazine'nin avans kullanımının yasayla kaldınlmasını istedi. Merkez Bankasfnın 66. Hissedarlar Olağan Genel Kurulu açıhşında konuşan Gazi Erçel. merkez bankalannın hükümetleri fonlama döneminin çok gerilerde kaldığını belirtti. Hat-Koç güven tazeledi • Ekonomi Servisi - Eiat Yönetim Kurulu Başkanı Paolo Cantarella. Koç Holding Yönetim Kurulu'flu ziyaret etti. Holding merkezinde yapvlan toplantıda, Cantarella. Fiat Grubu'nun global stratejilerinde Türkiye'nin önemini vurguladt. Bütçenin yarısı Iaize aktarıidı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanlığı. 1998'in ilk 3 ayında. vergi gelirlerinde yüzde 137.9 oranında artış kaydedilerek. 1 katrilyon 641 trilyon liralık tahsilat yapıldığını bildirdi. Iç borç faizlerine yüzde 184.5 oranında artışla 1 katrilyon 380 trilyon lira. dış borç faizlerine de yüzde 94.1 oranında artışla 95 trilyon lira aktanldı. Faiz ödemeleri. toplam bütçe giderlerinin yansını oluşturdu. haç işverertepi memnun • Ekonomi Servisi - İlaç Endüstrisi Işverenler Sendikası tarafından. ilaç fiyatlannın belirlenmesinde 1984 yılında kabul edilen fıyat karamamesinin uygulanmasına geçiş kararı olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. İlaç zamlannın enflasyon artışına neden olmasının söz konusu olmayacağını belirtti. Küreselleşmenin anayasası Fransa'nm baskısıyla 6 ay askıya almdı VIAI başka bahara kaldıEkonomi Servisi - Çokuluslu sermayenin anayasasını oluştur- ma girişimleri olarak tammlanan ve OECD Bakanlar Konseyi top- lantılannda gündeme gelmesi bek- lenen Çok Taraflı Yatınm Anlaş- ması (MAU göruşmelerinin, Fran- sa'nın baskısıyla 6 ay askıya alın- dığı bildirildi. AFP'nin haberinde. OECD'ye üye 29 ülkenin bakanlannın MAl'nin geleceğine ilişkin tartış- malannın önceki gece geç saatle- re kadar sürdüğü. ancak film ve müzik endüstrisi anlaşmaya yo- ğun tepki gösteren Fransa'nın. di- ğer ülkeleri görüşmelerin askıya alınmasına razı ettiği belirtildi. Fransa'nın Avrupa ile ilişkilerden sorumlu Bakan Yardımcısı Pierre Moscovki. karan "başarT olarak • OECD'ye üye 29 ülke bakanlannm katıldığı MAI tartışmalannın, gece geç saatlere kadar sürdüğü. ancak fılm ve müzik endüstrisi anlaşmaya yoğun tepki gösteren Fransa'nın, diğer ülkeleri görüşmelerin askıya alınmasına razı ettiği belirtildi. nitelerken. OECD yetkilileri u as- kıya alma" deyişini kullanmama- yı tercih ederek görüşmelerin ka- sım ayında devam edeceğini söy- lediler. Öte yandan Almanya"nın Ekonomiden Sorumlu Devlet Ba- kanı LorenzSchomenıs, MAI ça- lışmalannın üç yıldır sürdürüldü- ğünü ve bu noktaya getirilmiş ça- balann arşive kaldınlmasınm müm- kün olmadığını söyleyerek, görüş- melerin tamamlanması gerektiği- ni belirtti. Türldye'den tepkiler Öte yandan 24 sivil toplum ku- ruluşu ve Birleşik Metal tşçileri Sendikasfnın düzenlediği birpa- nelde pazar günü bir araya gelen çok sayıda üniversite öğretim üye- si ve uzman. dün açıkladıklan or- tak bir bildirge ile MAl'nin TBMM'de tartışılmaksızın ve hal- kın onayı olmaksızın kesinlikle imzalanmamasını istediler. Bildir- gede bu tür uluslararası anlaşma- lann daha ciddi ve sonuç alıcı bi- çimde tartışılmasına katkıda bulun- mak üzere bir çalışma grubunun kunılması önerildi. Öte yandan Istanbul Sanayi Oda- sı Başkanı Hiisamettin Kavi de konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak. kamuoyunun Türkiye'nin anlaşmaya resmi yaklaşımı ve an- laşmaya koyduğu çekinceler hak- kında bilgisi olmadığını belirte- rek. -Anlaşmanın imzalanması ha- linde. haühazırda rekabet konu- sunda bazı problemler yaşayan hassasbaa sektörierimiziıudün>r a- nın en büyük şirkeüeriyle rekabet etmek zorunda kalması ihtimal dahilindedir" dedi. Anlaşma ne getiriyor? Tek bir küreselekonomiiçinor- tak bir anayasa" olarak nitelenen ve görüşmeleri 1995 yılından be- ri kamuoyundan gizli olarak sür- dürülen MAI. çokuluslu şirketle- re, hükümetlerin politik ve eko- nomik kararlanndan ve toplum- sal huzursuzluklardan dolayı uğ- rayacaklan zarardan ya da bir kâr fırsatının kaybından ötürü devlet- lerden tazminat alma hakkmı ge- tiriyor. Anlaşma ile yabancı yatı- nmctlann birülkeye yaptıklan ya- tınmlarda dışsatım, istihdam, ye- rel girdilerle üretim gibi herhangi bir alanda performans koşulu da- yatılamayacak. MAl'nin altina imza atan ülke- ler. aynlmaya karar verirlerse bu kararlannı resmen bildirdikten 5 y\l sonrasına kadar anlaşma kap- samından çıkamayacak ve aynldık- tan 15 yıl sonrasma kadar da an- laşma ile üstlendiği çok sayıda yü- kümlülüğü sürdürmek zorunda kalacak. KANOLA ÜRETİMİNE YAT1RIM ÇABASİ Srvıyağ açığına çözüm arayışları FATMAKOŞAR Türkiye'de her yıl katlanarak büyüyen sı- vıyag ihtiyacı. dünya genelinde çeşitli sek- törlerde faaliyet gösteren Amerikalı Cargill fîrmasını bu alanda > atınma yöneltti. Tür- kiye'de yeni bir çalışma başlatan Cargill To- humculuk Bölümü, Avrupa'nın birçok ülke- sinde kullanımı yaygınlaşan kano- layağı için hammaddeyı saglamak üzere harekete geçti. Yıllardır hammadde ithalatıy la kapatılmaya çalışılan sıvıyağ açığına "kesin çözürrT getirme iddiasında olan Cargill Tohum, iki yıldır Karadeniz ve Trakya'da kanolabitkisinin ekimini gerçek- leştiriyor. Cargill Tohum yetkili- lerinin hesabına göre her şey yo- lunda giderse Avrupa'da yağ ihtiyacını kar- şılayan ürünler sıralamasında birinci olan kanola bitkisı. Türkiye'de de hak ettiği yeri alacak. Yaklaşık bir yıl sonra tüketicinin be- ğenisine sunulması planlanan kanola yağı, dünyada ayçiçeğinin yerini almayı başar- dı.Kanolanın tanıtımını >aparken çiftçiye alım garantisi de \ererek ekimini yaygmlaş- Kanola bitkisi tırmaya çalışan Cargill Tohum'un yatınmı 35 milyon dolara ulaşti. Yağ sanayicileriy- le görüşmelerini sürdüren fırma yetkilileri. olumluyanttlar aldıklannı belirtirken, 2003 yılında yaklaşık 20 milyon dekar kanola üre- timi gerçekleştirmeyi hedefliyorlar. Yaklaşık 15-20 yıl önce kansere yol açtı- ğı gerekçesiyle dünyada ekimi yasaklanan kolza bitkisinin zararlı asitlerinin tamamen yok edilmesınden sonra yapılan ıslah çalışmalanyla bulu- nan kanolanın ekilmesi. yılda 1 milyar dolar civannda gerçekle- şen hammadde ithalatını bitirecek. Kanolanın yeterli üretilmesi duru- munda yağ sanayicileri. yaz ayla- nnda da üretim yapabilecek.Car- gill Tohumculuk Bölüm Başkanı BemardMatabos. "Kanolamnyaz a>iannda hasatedilmeiyağsana>kisininya- nn da ucuz hammadde bulmasını sağlaya- cak" dedi. Avrupa başta olmak üzere bütün dünyada kanolanın geniş ekim alanlan bul- duğunu belirten Matabos. "Türkiye'nin ise haberiyok, Kanolanınçok savıda getirisivar. Savunma sanayiindeböe kuUanım alanı bu- lan bir üriin 1 " diye konuştu. TüRlZM FORUMU SONUÇ BİLDİRGESÎ Turizmcilerden arazi tahsislerine tepki EkonomiSenisi-Turizmciler. tunzm ara- zileri tahsisinin Maliye Bakanlığı tarafından > ürütülmesine tepki aösterdi. Türkiye Otel- ciler Birliği BaşkanuTÜROB) Ali Gürett. arazi tahsislerinın Maliye Bakanlığı bünye- sindeyürütülmesininyanlışolduğunubelir- terek. turizm tahsislerinin Turizm Bakanlı- ğı tarafından sektörün ilgili binmlerinin gö- rüşleri doğrultusunda yapılması gerektiğini vurguladı. "Turizm Forumu '98" sonuç bil- dirgesini açıklamak için dün bir basın toplantısı düzenleyen TÜ- ROB yetkilileri. sektörün dışında alınan her türlü karar ve gelişme- nin turizmi baltalayacağını dile ge- tirdiler. Önceki gün yapılan Ba- kanlar Kurulu toplantısında Baş- AliGüreli bakan Mesut N'ılmaz tarafından turizm tah- sislerinin özelleştirme kapsamında ele alın- masının önenldiğini açıklayan Güreli. "Bun- dan sonraki arazi tahsislerinin ihale şeklin- de ya da açık arttirma şeklinde yapılabilme- si anıacnla Mali\e Bakanlığı konuyu kendi bümesine çckti. Bakanlar Kurulu karanyla Maliye Bakanlığı bu konudaçalışma \-apiwr" dedi." Gelinen noktanın son derece yanlış oldu- ğuna dikkat çeken Güreli, "Turizm tahsisle- ri Turizm Bakanlığı'nın dahi dışına çıktL Tahsisler mutlaka sektörün görüşleri doğ- ndtusunda yönlendirümeli'' diye konuştu. Güreli, Turizm Bakanlığı'nın 2634 sayılı Teşvik Kanunu'yla arazi tahsislerini son 15 yıldır uyguladığını söyleyerek şöyle konuş- tu: "Turizmingeltşmesinisaglamak için Turizm Bakanlığı ile sektörü bir araya getirmek gerekir. Maliye Ba- kanlığı'nın konu\la yakından ilgisi yok. F.\et. araziler MÜli Emlak'a ait- tir ama. turizmi teş\ikamaci)la Tu- rizm Bakanlığı'na tahsis edilmekte- dir. Turizmi teş\ ik ctmek istiyorsak bunu Turizm Bakanlığı yapacak." Bu arada. Türkiye Otelciler Birliği ku- ruluş yasasıyla ilgili komisyon çalışmalan- nın devam ettiğini dile getiren Güreli. "Ya- sa teklifine ANAP, DV P. CHP destek «rdT dedi. Bu yasanm Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği'nin (TOBB) bölünmesine neden olacağı yönünde açıklamalarda bulunan Fu- at Miras ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezde Odalar Birliği oldugu için yasaya ge- rek olmadığı görüşünü savunuyor. BENCE ÇİFTÇİ DOSTU/ SADULLAH USUM! Eyiip Aşık'tan Kiraflar Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın bir dergi- ye verdiği demeç, şaşkmlıkyarattı. Bakan TEKEL'e ait sigarafabrikalannın ve siga- ra markalannın yabancı şirketlere devri- ne karşı çıkanlann görüşierini aynen sa- vunuyor... Bu kez yaptığı açıklama, bü- yük bir heves duyduğu büyük devlet adamlığınadabirazyakışırgibi... Deme- cinin sonuna doğru, TEKEL'İ gözden çı- karmaya yönelik sözleri de olmasa, bel- ki de kendisini tebrik etmek zorunda ka- lacaktık. Demecinde aynen şöyle diyor: "TEKEL'in zam yapmamasından özel sektör rahatsız. Haklılarda... Kârama- cı ile kurulmuş fırmalardan söz ediyo- ruz. Onlar bizden farklı olarak yapıla- n gereği stok çalışmayı pek fazia be- nimsemiyor. Biz uzun vadeli stoklarta çalışıyoruz. Fiyat dondurmaya dayan- mamızın temelinde de bu yatıyor..." Eyüp Aşık'ın söylemek istediği şey çok açık. TEKEL 6 aydan beri ürünlerine zam yapmadığı için yabancı şirketler de fazla fıyat artışlanndan kaçmıyor. Zira, TEKEL sigaralannın fiyatlan düşük kaldığı süre- ce, yabancı şirketlerin kendi sigaralanna yapacağı zamlar aleyhlerine olacak. Ya- bancı sigara fiyatlarını çok yüksek bulan tiryakilerTEKEL sigaralanna yönelecek... Bu da yabancı şirketlerin işine gelmeye- cek. Çünkü, yabancı şirketler zam yapar- larsa, TEKEL sigaralan ile fiyat farkı çok açılacak ve satışlar düşecek... Zam yap- mazsa, beklediği büyük kazançlara ka- vuşamayacak... Sigara tiryakisinin sömürüsü TEKEL'e ait sigara fabrikalannın ve si- gara markalannın yabancı şirketlere dev- rine karşı çıkanlar da aynen Devlet Baka- nı Eyüp Aşıkgibi düşünüyor... Nitekim. Aşık, "satacağız" veya "devredeceğiz" diye tutturduğu zaman karşı görüşü savunan- lar "Eğer, TEKEL aradan çekilirse, ya- bancı şirketler meydanı boş bulacak ve keyfi yapacağı zamlaria 17 milyo- nu bulan Türk sigara tiryakisini sömü- recek" demişlerdi. Hatta, devir işlemle- rine karşı olanlardaha da ileri giderek, yal- nız sigara tiryakilerinin değil, aynı zaman- da üç buçuk milyonu bulan Türk tütün üre- ticisinin de zarar göreceğini ileri sürmüş- lerdL.Zİra, Türk tütün piyasalan da Tur- gut Özal dönemlerinde çıkanlan yasalar nedeni ile tamamen yabancı şirketlerin kontrolüne gectiği için, TEKELdevletin elin- den çıktığı takdirde rekabet ortadan kal- kacak... Böylece, tek tabancaolarak ka- lan yabancı şirketler, Türktütünlerini üre- ticinin elinden bedava sayılacak fiyatlar- la alacak... Nitekim, bunun örnekleri yaşandı. Eğer, TEKEL olmasaydı, yabancı şirketler hü- kümetin 900 bin lira baş fiyat vermesine rağmen, Türk tütünlerini üreticilerin elin- den belki de 300 veya 400 bin lirayatop- layacaktı. Gene TEKEL olmasaydı, baka- nın da belirttiği gibi, yabancı sigara fiyat- lan belki de 300 bin liralarda kalmayacak, 500 veya 600 bin liralara tırmanacaktı. Damak tadına alışan Türk sigara tiryaki- leri de ne yapıp yapıp bu paralan vere- rek, yabancı sigaralan satın almak zonjn- da kalacaklardı. Sonuçta, üç buçuk mil- yon tütün üreticisi de 17 milyona varan Türk sigara tiryakisi de sömürülecek ve buna karşılık Amerikan, Ingiliz ve Fransız şirketleri her yıl fazladan kazanacaklan yüzlerce trilyon liramızı kendi ülkelerine ta- şıyacaklardı. Tamamen yabancı şirketlerin kontrolü- ne giren tütün piyasasalanmızın artık kur- tanlması mümkün değil. Üreticimizi sömü- rüye karşı koruyabilmek için tek çare, TE- KEL'İ yaşatabilmek ve yabancı şirketter ile rekabet edebilecek güçte tutabilmektir. Türk tütün üreticisi de bu gerçeğin farkın- dadır Gerektiği zaman TEKEL'İ tercih et- mesini bilecektir. Bu durumda, TEKEL'İ par- çalayarak yok etmeye çahşmak. yaban- cı şirketlerin. yabancı ülkelerin amaçlan- na hizmet etmek demektir. Yabancı şirketler neden rahatsız Sigarafiyatlanna bir bakınız. Biryıl için- de 300 bin lira oluverdi. Buna rağmen, fi- yat artışlannı yeterli bulmayan yabancı şirketler rahatsız. Fiyatlan daha fazla art- tırabilmek için TEKEL'in de zam yapma- sını bekliyor ve istiyoriar. Nitekim, Devlet Bakanı Eyüp Aşık da bu gerçeği kabul edi- yor... Ama, buna rağmen Bakan, TEKEL'in yok edilmesineyol açacak BAT Anlaşma- sı'nı savunuyor. itiraflannın ardından ge- len şu sözleri de oldukça şaşırtıcr. "BAT Anlaşması ile ne Türk üreticisi, ne sigara markalan, ne de fabıikalar ya- bancılara peşkeş çekilmiştir. Aksine ga- ranti altma alınmıştır..." Bakan tam bir çelişki içinde. Eğer, ya- bancı sigaralann fiyat artışına TEKEL en- gel olabiliyorsa, Akhisar Sigara Fabrika- sı ile iki sigara markasının fngiliz-Ameri- kan ftrmasına devredilmesi "peşkeş çek- mek" değil de nedir? Çünkü, TEKEL'İ ayaktatutan sigara sanayiidir. Sigara mar- kalan ve sigara fabrikalan elden çıktığı zaman TEKEL'in kapılanna kilit vurmak- tan başka çare kalmayacaktır. TEKEL tarihe kanştıktan sonra, Bakan, yabancı sigara fiyatlannın artışına nasıl engel olacaktır? TEKEL çöktükten son- ra, hükümet, ilan ettiği tütün başfiyatlan- nın piyasalarda düşürülmesini nasıl ön- leyecektir? Hükümetler ve bakanlar, pi- yasalan denetleme gücünü TEKEL'den al- maktadır. Tütün konusunda TEKEL'siz TEKEL Bakanlığı "Yalova Kaymakam- lığı"ndan farksızdır. TEKEL göçtüğü anda Türk tütün üre- ticisi de, tüketicisi de soğan gibi soyula- caktır. Yabancı sigara fiyatlan en kısa za- manda iki veya üç katına çıkacak, Türk tütün üreticisinin eline de geçecek para da yan yanya düşecektir. Hem üreticiler hem de tüketiciler sokaklarda "Yaktın bizi Aşık" diye bağıracaklardır. Alacaklannıza... Güncel Çözüm Faktoring! hemen * ®^v nakit için... Boş nasihat değil... Kapsamlı istihbarat için... Sıkı rekabet için. Ç a ğ d a ş i ş l e t m e l e r ı n g u n d e m i n d e ; alacak hesaplarının yönetimini üstlenen, alacakları istihbaratla aydınlatan, sigortalayan, işletme sermayesi, düzenli nakit akışı ve satışta rekabet gücü sağlayan bir fînansal yöntem; güncel çözüm... Faktoring var. Güncel Çözüm Adresleri:*Aktif Finans«Başer Factoring •Best Factoring »Oemir Factoring »Destek Finans •Devir Factoring»Dış Factoring«Ege Factoring»EGS Factoring •Era Factoring*Es Factoring»Euro Factoring»Facto Finans •Fiba Factoring«GSD Factoring »İlke Factoring«lş Factoring •K Factoring »Kapital Factoring «Kent Faktoring •Optima Factoring•Pamuk Factoring»Sümer Factoring •TEB Factoring «Tekstil Factoring «Ticaret Factoring •Toprak Factoring »Yapı Kredi Faktoring »Yaşar Factoring FACTORİNG DERNEĞİ Sümbül Sokak No.59 2Levent 80620 Istanbul Tel-.(0212) 281 9"? 81 Fax:(0212) 281 97 82 tZZETTİN ONDER POAŞ: Kime Ne Anlatmah ki! Dış güçlerden gelen özelleştirme dayatması ve bu emri yerine getirebilmek için iç güçlerin topluma yut- turmaya çalıştıkları özelleştirme aldatmacası gerçek- ten artık utanç verici boyutlara ulaştı. Uluslararası tah- kim müessesesine öteden beri fıilen teslim olduktan sonra, hukuksal altyapıyı oluşturma aşamasını tamam- lama çalışmaları da sürdürülerek, ılerıde tüm ekono- mi ve ulus olarak teslim olma noktasına doğru gidiyo- ruz. Sigara üzerinde oynanan oyunlar, limanların du- rumu, enerji santrallannın birilerine nerede ise yok pa- hasına teslim edilmeleri ve nihayet Petrol Ofısi'nin sa- tışı! Batı'ya kın kusanından, toplumun çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuğunu ileri sürenine, toprağı işleye- ne tahsis etmeye çalışanından, mazi özlemi iie yanıp tutuşanma dek hemen tüm siyasilen bu konuda de- nemiş olduğumuza göre, artık bu şikâyet ve yakınma- lann adresi, var olan siyasiler olmayıp, halktır!.. • • • Hani özelleştirme; verimsiz çalışan ve zarar eden ku- ruluşlara uygulanacak; şeffaf olarak gerçekleştirile- cek; özelleştirmede değer saptaması gerçek piyasa değ3rine yakın olarak yapılacak; özelleştirme biok sa- tış biçiminde değil de, halka arz yöntemi ile yapılarak, sermayenin tabana yayılması sağlanmış olacak idi!.. Bu saydıklanm ve kamuya hoş seda bırakabilecek da- ha bir dizi hüküm en son özelleştirme yasasında inci gibi dizilmiş bulunmaktadır. Bu hükümler yasada bu- lunduğu ve devlet yetkilileri de yasalara uymak zorun- da olduğu halde. niçin bu hükümler çiğneniyor da, bunlara tam ters uygulamalar yürüriüğe koyuluyor? Bu soruları kendi etik dokuları içinde samimi olarak cevaplayabilen bir sıyasinin bulunabileceğini samimi olarak düşünemıyorum ben. Karar verme durumunda olan siyasiler bir yana, eğer muhalefette bulunan si- yasiler de bu gidişten hesap sormadıkları için kendi- lerini huzurlu hissediyortarsa, doğrusu oturup uzun uzun düşünmek gerekiyor. Bu insanlara kimler bu gö- revleri verdi? Tümü aynı yönde düşünüp hareket etti- ğine göre, acaba seçmenin bılgilendirilmesinde ya da davranışlarının denetlenmesinde mi bir arıza var? Bu noktalarda her şey sağlıklı da benim algılamamda bir çarpıklık var ise, ortadaki yargı kararlannı nasıl yorum- lamak gerekiyor?.. Tam bir karmaşa! Olay karmaşa fa- lan değil. Tam tersine, her şey gün gibi aydınlık: Kriz yönetimi çerçevesinde güçlü Batı sermayesi çevresel ülkelere kaymaktadır. Bizim de ağır borçlu konumda olmamız onlann dayatma yapma gücünü arttırmakta- dır. Siyasilere düşen görev ise bu projeyi, biraz alla- yıp-pullayıp, sermayenin ideolojik araçlannı ve kalem- lerini de kullanarak, kamuoyuna yanlış görüntü verip, borçlanmıza karşılık biraz ve geçici ekonomik rahat- lık sağlayarak, kendi siyasal ömürlerini uzatmaktır. Hal- kımıza düşen, tüm dış güçlerin ve içerideki güçlü ser- mayenin oyununu görmek ve onu bozmaktır. • • • Hiçbir detay bilgiye girmeden Petrol Ofısi'nin satışı hakkında fikir edinebilmek için şu noktalara bakmak yeterli olacaktır - Petrol Ofisi, toplam akaryakıtta yüzde 54 piyasa payına sahipken, ofisin özelleştirilmesi ile bu güzel ve stratejik pazar tekellere terkedilmiş olmayacak mı? - Ofisin özelleştirilmesi, yüzde 51 hissenin blok sa- tış biçiminde yapılırsa, sermaye tabana yayılmış olur mu? Böyle bir satış ile bu güçlü kuruluşa, yüzde 51 hisseyi alan tam olarak hâkim olmuş olmaz mı? Geri- ye kalan hisseler. kimin alacağı belli olmamakla bera- ber, diyelim ki halk alsa, bu kesimin yönetimdeki yeri ne olur? Böylesine bir hâkimiyet altma sokulan kuru- luşun yarın, sermaye arttınmı ya da başka yollaria yüz- de 51 'lik hisseyi elinde tutana geçmeyecegını kim ga- ranti eder? -1957 yılında, "MHIİMü- dafaa ihtiyaçlannı" karşıla- mak üzere kurulmuş olan ANT de böyle bir işlemle devredilmiş olacaktır. "Çok Gizli Bilgiler" dosyasında, ANT'nin ayrılmasından söz edildiği ve "Henüz bir za- manlama programı yapıl- mamış o/mak/a oeraber, öu aynlma işlemi satıştan son- ra yürüriüğe girecektir" ifa- desı kullanıldığı kamuoyu- na açıklanmıştır. Şeffaf ya- pılması taahhüt edilmiş olan özelleştirmede, hem de ofis gibi fevkalade önemli bir ünitenin özelleştirilmesin- de, "Çok Gizli Bilgiler Dos- yas/"ne demektir. - Petrol Ofısi'nin pazar payının yüzde 80'lere ulaş- tığı Karadeniz, Doğu ve Gü- neydoğu'yu kapsayan 31 ilde petrol ikmalınin tehli- keye girmesi karşısında, Mil- N Savunma Bakanlığı ve NA- TO'ya hizmet verilmesinin sağlanması amacı ile yine "Çok Gizli Bilgiler" dosya- sında Altın Hisse'den bah- sedildiği açıklanmaktadır. Bu durum, özelleştirme ile pazarlama kanallarının na- sılriskegirdiğini gösterdiği gıbı, aynı anda, bu yöreler- dekı pazarlama ağını eline geçirenlerın ne denli bir te- kel gücüne sahip olacağını da açıkça göstermekteclir. • • • POAŞ zarar mı ediyor? POAŞ bütçeye yük mü? Za- ten böyle olsa idi. özeüeş- tirilmezdi. POAŞ, 1996 yı- lında 9.2 trilyon TL. vergi, 10.5 trilyon TL. net kâr ol- mak üzere. ücret dışında, toplam olarak 19.7 trilyon TL. katma değer yaratmış- tır.POAŞ'ın 1990-1996 ara- sı dönem kârı artış hızı or- talaması, yüzde 104'tür. 1996 yılı kâr artış hızı ise yüzde 162'dir. işte tüm iş- tahı kabartan da budur! Bu kânn yanında gayrimenkul- lerinin değeri de 525 trilyon TL. dolayındaolan POAŞ'a 142.trilyon TL. değer biçil- miştir. Bu işlem rasyonel bir özelleştirme bile olmayıp; bütçeden potansiyel gelir aktanmı ile kamu mallarının ve gelir potansiyelinin yağ- malanmasıdır! • • • Bu karmaşa. çıkarcılık ve toz-duman içinde sağduyu kaldı mı, bilemiyorum, ama yine de şunu söylemeden edemiyorum: Hukuk, bir gün herkese gerekir! Onun için hukuku yapanlar, hukuku uygulayanlar ve hukuka uy- ması gerekenler çok dik- katli olmalıdırlar! Bizler de halk olarak, emekçilerolarak mallarımıza. haklanmızave oylanmıza sahıp olmalıyız, diye düşünüyorum!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear