23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 NİSAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYF» HABERLER Siyasi partiler, muhalefetteyken verdikleri 'çevreci' sözleri iktidara gelince unuttu 6 Hava, su ve siyaset ldrleııdi'CAIS GAZALCI ANKARA-Sıyası partiler: muhalefet- teyken verdikleri "çevreci" sözleri iktida- ra gelince unuttu. ANAP ve kapatılan RP. çevre konusunu hazırladıklan seçim bil- dirgelerine almaya değer bulmazken; Çevre Bakanlığı'nı uzun süre elinde bu- lunduran DYP de doğa! dengenin korun- masına yönelik somut adımlar atmadı. Katı ve sıvı atıklar, kaçak yakıt kulla- nımı, izinsiz yapılaşma gibi büyük s o runlara çözûm üretemeyen siyasi partile- rin çevTeye yaklaşımı, Gazi Universitesi Mühendisliİc ve Mimarlık Fakültesi öğre- tim üyesi Ayşe TekeTin araştırmasına ko- nu oldu. ANAP-DSP-DTP koalisyonuna kadar, 1980 sonrası iktidara gelen siyasi partilerin çevTeye yönelik sözlerini ince- leyen araştırma, siyasilerin duyarsızlığı- nı ortaya koydu. Tekel, ANAP'ın 1994 yı- lına kadar ne parti programlannda ne se- ANAP ve kapatılan RP. çevre konusunu hazırladıklan seçim bildirgelerine almaya değer bulmazken; Çevre Bakanlığı'nı uzun süre elinde bulunduran DYP de doğal dengenin korunmasına yönelik somut adımlar atmadı. çim bildirgelerinde çevreye değindiğine dikkat çekerken, kapatılan RP'nin de çev- re konusunda seçmenine somut sözler vermeye gereksinim duymadığını ortaya koydu. Araştırmada, RP'nin iktidara gel- meden önce hazırladığı kıtapçıkta. çevre- ye yalnızca. "Hava. su ve siyaset temizle- necek" sözleriyle ver verdiği kaydedildı. Araştırmada, kendini feshederek GHP"yekatılanSHP'nin 1993yılındaha- zırladığı parti programının çevre ile ilgi- li bölümlerine de yer verildi. SHP, programında söz vermesine kar- şın, iktidarda bulundugu dönemlerde ül- İcede ekolojik dengenin konınması için adımlar atılmasını sağlamayarak çevreci- leri hayal kınklığına uğratmıştı. Araştır- madaki partiler ve çevre içm verdikleri sözler şöyle: ANAP: Bu partinin ne parti program- lannda ne seçim bildirgelerinde çevreye yönelik herhangi bir program. politika yer aldı. Ancak buna karşın. 1994'te ; 2000'e 5 Kala Türkiye'nin Hedefleri ve Yeniden Yapılanma" ana başlığıyla A- bant'ta yapılan toplantıda. "Gecikmis, uy- gulamalara derhal başlanacağı. Tiirk in- samnın kuietki unsurlardan annrruş te- miz havayla suya, dcnize. toprağa. yeşili bol doğaya, gürültüsüz şehirlere, patla>-an çöplükleryerine çöpten enerji üreten fab- rikalara ANAP iktidan ik kavuşacağT belirtildi. 1995'te de aynı başlık altında Pamukkale'de yapılan toplantıda. "ANAP'm yönetiminde çevreyi dışlayan bir kalkınmaya izin \erilmeyeceği ve"Kir- leten ödeyecektir" prensibinin "kırletme- den üretmenin' bir müeyyidesi olacağT kaydedildi. SHP: Bu partinin. DYP ile iktidan pay- laştığı 1993 yılına hazırlanan parti prog- ramının "Sosyal Demokratlar Olarak Amaçlannuz" bölümünde. "Toplumsal kalkınma ile çevre korunmasının birlikte yürütülebilmesi için dünyanın her yerin- de politikalar geliştirip uvgulamaya kon- masının sosyal demokratlann başından beri duyartı davrandıgı, üzerinde öncetik- le durduğu konulardır" denildi. DYP: DYP, 1995 yılına kadar Çevre Bakanlığı'nı elinde tutmasını sağlayacak 1991 erken seçimleri için hazırladıgı bil- dirgede. Türkiye'nin çözülememiş sorun- lan arasında, "en büyükdoğal servetolan çevrenin şehirlerde ve kırda korunama- masınT saydı. Aynı bildiride, çevre so- runlannın çözümü için partinin önerileri de şöyle sıralandı: "Ekolojik havzalantespit etmek, Ülke- de çevre anüm teknolojisini geliştirmek, Tiirk çevre mühendisliğini teşvik etmek, çevre ile ilgili yerli üretime dış pazar bul- ma çahşmalanna girmek." RP: Bu parti, 1991 yılında hazırladıgı seçim bildirgesinde. "insanlar için yara- ülan dünyanın insanlar taranndan tahrip edilmemesi gerektiğmi" vurguladı. RP. çevrenin korunmasını vakıflarabırakma- yı plandığını açıkladığı bildirgesinde, 'Çevreyi Koruma ve Geliştirme' vakıfla- n kurarakçevreyi "maddi vemanevi" ko- rumanın "milli bir politika" durumuna getirileceği kaydedildi. İstanbul'daki 50 bin çocuğu bekleyen tehlikekanbul Haber Senisi -Türkiye So- kakÇocuklan Vakfi Başkanı Cumhur Onur, sokak çocuklannın bannması ve eğitimi için çalışma yapan sivil top- lum örgûtlerinin devlet ve yerel yöne- timler tarafından hızla desteklenmesi gerektiğini söyledi. İstanbul'daki hiç- bir beledıyenın sokak çocuklan için yeri olmadığını ve vakfa sadece Zey- tinburnu ve Küçükçekmece belediye- lerinin bina tahsıs ettiğini belirten Onur. "Tüm yerel yönetimlere sesleni- yorum. sokak çocuklannın bannması için bize \er tahsis etsinler. bunun dışın- da hiçbir şe> talep ermiyoruz" dedi. Sokak çocuklan ve korunmaya muhtaç çocuklar konusunda gelişmiş ülkelerde sivil toplum örgûtlerinin, devletin ve yerel yönetımlerin fınansal desteğiyle çalıştığını belirten Onur. ge- rekli önlemlerhızlaalınmadıgı takdir- de 2000li yıllarda tstanbul'daki sokak çocuğu sayısının 100 bini bulacağını vurguladı. tngiltere'de sadece Lond- ra'da sokak çocuklanna yönelik 1000 tane çocuk evi bulunduğuna dikkat çe- Çocuk hakları için 'Küresel Yürüyüş' tstanbul Haber Senisi - Çocuk haklannın koaınması ve geliştinlmesi amacıyla dü- zenlenen "Küresel Yürü- yüş"ün Türkıye bölümü. bu- gün Ağn-Doğubeyazıt-tran kapısmda başlayacak. DtSK. Genel Sekreteri Murat Tok- mak. yürüyüşün Türkiye ayağının DİSK. Türk-Iş, Hak- iş, K£SK ve TESK'ın üstlendiğını. ILO Türkıye temsilciliği ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlı- gı'nın destek v erdiğini bildir- di. Çocuk haklannın korun- ması ve geliştinlmesi içinbü- tün dünyanın desteğini al- mak, çocuklara bedava eği- tim hakkı sağlamak, çocukla- nn ekonomik olarak sömü- rülmesine son vermek ve on- lann fizıksel. ruhsal, moral gelişimine zarar verecek iş- lerde çalıştınlmasmı önle- mek amacıyla Hındistan'dan başlatılan "Küresel Yürü- yüş". Cenevre'de son bula- cak. Türkiye bölümünün bugün AğYfda başlamasının ardın- dan, 29 Nisan"da Ankara'ya gelecek olan voirüyüş ekibi. 1 Mayıs Cuma günü Cum- hurbaşkanı Süleyman Demi- rel ile görüşecek, 1 Ma\ıs Mitıngi'ne katılacak ve ışçı konfederasyonlannı zıyaret edecek. Daha sonra Istan- bul'a geçecek olan ekip, bu- rada çeşitli etkinliklere katıl- dıktan sonra 4 Mayıs Pazar- tesi Ipsala Sınır Kapısı'ndan Yunanistan'a geçecek. Kafi- le, çocuk işçiler ve çocukken çalışmış 42 kişiden oluşuyor. DİSK Genel Sekreten Mu- rat Tokmak. yürüyüşü Ulus- lararası Tekstil Konfeksiyon ve Deri Işçileri Federasyonu (ITGLVVT). Uluslararasi Ka- mu Hizmetlileri Federasyo- nu (PS1) ve ILO'nun da des- teklediğini vuıgulayarak, yü- rüyüşle çocuklann başta öz- gür eğitim hakkı ile fiziksel, zihinsel. ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişiminı engelleyen işlerden korunmasının amaç- landığını belirtti. ken Onur. yaklaşık 50 bin sokak çocu- ğunun bulundugu tstanbul'da ikisi vakfa. biri de derneğe aıt yalnızca 3 ta- ne ev bulunduğunu ve vakfa ait ikı ev- de ancak 50 çocuğu banndırabildikle- rini belirtti. Sokak çocukları konusun- da yasal sorumluluklann Sosyal Hiz- metler ve Çocuk Esırgeme Kurumu (SHÇEK). Sağhk Bakanlığı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Adalet Bakanlı- ğı"nda olduğuna dikkat çeken Onur. "*Ancakbu kurumlann hiçbiri üzerine düşeni tam anlamıyla >vrine getirmi- jor" diye konuştu. Türkiye'de 1 milyon çocuğun ko- runmaya muhtaç, 8 milyon çocuğun yoksulluk sınınnın altında yaşadığını belirten Onur. bu çocuklara sahip çı- kılması için mutlaka sıvıl toplum ör- gütlerine kaynak yaratılması gerektiğı- nı söyledi. Sokak çocuklanna sahip çı- kılması ve eğitılmesınin dev letin han- tal mekanizmasıyla ve memur zihniye- tıyle olamayacağını savunan Onur. "Bu bir gönüllülük işidir. bu işte ken- dini bu işe adamış. insanlann çahşma- sı gerek" dedi. Türkiye'nin de altına ımza koyduğu Bırleşmış Mılletler "Çocuk Haklanna Dair SözJeşme" ile her çocuğun temel yaşama hakkına sa- hip olduğu v urgulanıyor. Dev letin. ço- cuğun yaşamını ve gelişmesini güven- ce altına almakla yükümlü olduğunun belirtıldiği sözleşmede yer alan bazı maddeler şöyle: - Dev let, çocuğu ana- babanın ya da bakımından sorumlu başka kışilerin her türlü kötü muamelesinden koru- yacak. Çocuk suiistımalini önleyecek ve bu tür davranışlara maruz kalan ço- cuklann tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlayacak. - Çocuk mümkün olan en üst dü- zeyde sağlık ve tıbbi bakım standardı- na ulaşma hakkına sahiptir. - Çocuk, eğitim hakkına sahiptir. Devletin görevı ilköğretımın zorunlu ve parasız olmasını sağlamak. her ço- cuğun yararlanabileceği değişık orta- öğretim kanallannı teşv ık etmek \ e ye- teneklerine göre herkesı yükseköğre- nim imkânlanna kavuşturmaktır. de BUGÜN RTLER BİZİM OLSUNYönetmen Yapımcı Oyuncular Bugün ve aftaiçi Hergün Sadullah Celen Selim Aşkın Murat Başoğlu Ebru Akel Gülsen Tuncer Muzaffer Abayhan günlülz komedi dizisi Bu dizide hayata dair herşey var... Aşk var, sevgi var, m üzik var, anlaşma var, anlaşmazlık var... Ooo, bilseniz daha neler neler var... 3sokak çocuğunun korkunç sonu • Yağmurdan korunmak için girdikleri yaya üstgeçidinde uyuyan 3 çocuk, yaslandıklan sacın yerinden çıkması sonucu yola düştü, çocuklardan 1 'i öldü, 2'si ağır yaralandı. SAADET USLU / İPEK YEZDANİ ZeytinburnıTnda " ^ yağmurdan'korunmak için girdikleri kapalı yaya üstgeçidinde uyuyan 3 çocuk, üzerinde bulunduklan sacın yerinden çıkması sonucu yola düştü. Çocuklardan biri öldü. 2si ağıryaralandı. Yağmurdan korunmak ve geceyi geçirmek için Sahil Kennedy Çaddesi üzerinde bulunan kapalı yaya üstgeçidine giren 3 çocuk, bir süre sonra orurduğu yerde uyuyakaldı. 13-14 yaşlanndaki 3 çocuk, üstgeçidin kenarlannda bulunan sacın üzerinde uyurken sacın bir anda yerinden çıkması üzenne araçlann geçtiği yola düştü. Ağır yaralı olarak Gerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlan çocuklardan 1 'i yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtanlamadı. Sokaklarda yaşadıklan öğrenilen çocuklardan biri, adının Erkan Güzel olduğunu söyledi. Diğer iki arkadaşının adının da Murat ve Ali olduğunu belirten Erkan. hangi arkadaşının öldüğünü bilmediğini açıkladı. Yoğun bakımda tedavisi süren 2 çocuğun hayati tehlikeyi henüz atlatamadığı kaydedildi. Polis. çocuklann kimliklerinin belirlenerek ailelerinin tespit edilmesine çalışıldığını. olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi. Bu arada çocuklann üzennde uyuduklan kenar sacı normalde iki katlı olmasına karşın olayın geçtiği yerdeki sacın çoğu sökülmüş. Üstgeçidin altında bulunan saclar da büyük oranda dökülmüş. AYDINLANMA EMRE KONGAR pktay Ekinci ve İstemihan Talay Insanları çok seviyorum. Onlar, kendilerine ve çevrelerine zarar verecek eylemlerde bulunduklan zaman çok üzülüyorum. Hem kendileri için, hem de çevreleri, yani tüm insanlık için. İnsanlann içindeki gruplardan en çok gençleri seviyorum. Çünkü onları, yalnızca Türkiye için değil, tüm in- sanlık için. bizim kuşağın beceremediği güzellik- leri yaratacak kesim olarak görüyorum. Gençlerin içinde, en çok da öğrencilerimi sevi- yorum: Yüz yüze tanıştığım, akıllarının üzerindeki am- bargoları kaldırmaya, özgür ve özerk düşünmeyi öğretmeye çalıştığım öğrencilerimi. Hocalık yaşamımdaki en hüzünlü anlarım; ça- lışmamakta, öğrenmemekte direnen, sürekli yan- lış yapan bazı öğrencilerim, sınavlarda başarısız olduklarında, onlara kötü not vermek zorunda kal- dığım zamanlardır. Bir ögretmen olarak, eğıtimdeki en önemli ara- cın; doğrulukları, çalışkanlıkları, üretimi, kısacası tüm güzellikleri, bunları gerçekleştiren kişileriöne çıkararak "ödüllendirmek" ve "övmek" olduğuna inanıyorum. Yanlışlıkları, tembellikleri. üç kâğıtçılıkları, yağ- macılığı gördüğüm zaman ise, bunu kişisel olarak vurgulamamaya, sadece genel ve soyut ılkeler bazında dikkati çekmeye çalışıyorum. Gerek insan sevgim, gerek öğrencilerime say- gım, "övgülerimi" kişiselleştirmeyi, "eleştirileri- mi" ise genel ve soyut bazda tutmayı öğretti ba- na yıllar içinde. Bu yolla, hata yapan insanlara, yanlışlarından dönme fırsatı da tanıdığıma inanıyorum. • • • Çağdaş insanlığın gelişme çizgisinde büyük mucizeler gerçekleştirmiş olan toplumumuzda bazı "simge kişiler" var. Bu "simge kişiler" öldüklerinde, "anıt insanlar" halini alıyorlar. Örneğin, Pertev Naili Boratav, sadece "halk- bilim"e yaptığı katkılarla değil, çalışkanlığı ve yurt sevgisi ile de tarihtekı yerıni almış olan "anıt in- san"lardan biri. Oktay Ekinci bir "simge kişi". Türkiye'nin tarihinı ve doğasını korumayı; yoz- laşan ve yağmalanan kentlerimizde. çağdaş şe- hirciliği, korumacılığı savunmayı, kişisel ve mes- leki yaşamının ayrılmaz bir parçası; bir "yaşam bi- çimi" haline getirmış bir mımar. Ekinci, bu tutumunu, sadece, okuyup yazarak ve öğreterek etkili kılan değil, aynı zamanda hem görev aldığı bürokrasi, hem de Türkiye'nin 21. yüzyıldaki kurtuluş yolunu işaret eden sivil toplum örgütleri aracılığı ile yaşama geçiren bir uygulama- cı. Muğla, Türkiye'nin en iyi korunmuş kentlerinden biri olma özelliğini, dürüst ve korumacı bir politi- kacı olan Erman Şahin'ın belediye başkanlığı sı- rasında "ImarMödürlvğü" görevini yüklenmış olan Ekinci'yeborçlü. Ekinci, sağlam kuramsal birikimine ek olarak aynı zamanda sorun çözen, çözüm üreten; koru- macılığı, günlük yaşamın gerekleri ile bütünleştir- meyi bilen bir pratısyen. MimarlarOdası Istanbul Şube Başkanı iken, ül- kemizi pençesine alan "yağma" olayının üstüne büyük bir cesaretle gitti. Kürtür Bakanlığı'nın en önemli görevlerınden bi- ri olan "korumacılık" işlevini yerine getırmekle yü- kümlü olan "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullan"nda da çok önemli ışler yaptı. Hem üyesi olduğu kurulda Boğazıçi'nin yağma- lanmasına karşı çıktı, hem de kurulan çalışma ko- misyonları aracılığı ile tüm ülke çapında, çok önemli ilkelerin oluşturulmasına katkı sağladı. En önemlisi de, koruma plan ve projelerıne "Mi- marlar Odası"nın mesleki denetiminin getirilme- sine büyük katkılarda bulunarak "yağma kültürü- nün" pençesinde kıvranan sıyasete ve bürokrasi- ye, sivil toplum örgûtlerinin "kamu yaran" işlevi ile bir "can simidi" fırlattı. • • • Toplumumuzda, "kamu yaranna" yapılan hiç- bir iyilik cezasız kalmaz. Ekinci de, yağmacı politikacılar tarafından, ül- kemizin incisi Istanbulumuzun kalbi Boğaz'dan sorumlu olan Koruma Kurulu'ndaki üyelik görevin- den alındı. Yılmadı, gitti, idari yargıdan göreve dönme ka- ran aldı ve yeniden işe başladı. Şimdi büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla öğrenıyo- ruz ki, eski Kültür Bakanlarından Mesut Yılmaz'ın Başbakan, ve gerçek bir kültür adamı olan Bülent Ecevit'in Başbakan Yardımcısı olduğu kabinede- ki Kültür Bakanı İstemihan Talay, onu yeniden gö- revinden almış. Konu bitmedi ama, yerimiz tükendi. Devamı haftaya. web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html YAZIHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1997 214 Davacı Hazine \ekılı tarafından davalı tsmaıl Türk aleyhine mahkememize açılan men-ı müdahale kal \e tazmınat davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğınce; Tüm aramalara rağmen adresı meçhul olup buluna- mayan lsmaıl Türk'ün ılanen teblıgat yapılmasına ka- rar verilmış olup duruşma günü olan 12.5.1998 günü saat 09.30'da mahkemeye bızzat gelmesi \e\a kendisı- nı bir vekılle temsıl ettırmesi. gelmediğı takdırde yargı- lamaya devam olunacağı. ışbu davetıye yerine geçerli olmak kaydıyla ılanen teblıSı olunur. 17.3.1998 Basın:İ660! Beklenen Kitap Yerli ve Yabancı Bilim Adamlannın Bildiri ve Tartışmalannı içeren, Konusunda Bir llk Ve Her Zaman İçin Yararlanılacak Başvuru Kitabı: CEM Vakfı Yayınlan Bilimsel Toplantılar Dizisi: 1 DtN DEVLET İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE'DE DtN HİZMETLERÎNtN YENİDEN YAPILANMASI ULUSLARARASİ SEMPOZYUMU KİTABI ÇIKTI! BÜTÜN KİTAPÇILARDA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear