Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 1998 CUMA
HABERLER
Rektör düzeyindeki yöneticiler, devletin yanı sıra Gülen'e yakınlığıyla bilinen şirketlerden de maaş alıyorlar
Giileıı okuDarma ayrıcahkSERDARKIZIK
İZMİR - Fethullah Gülen ve yakınlan-
nın Türki cumhurivetlerde açtıkları vakıf
üniversitelenne devlet olanaklarıyla. yasa-
lara aykın olarak bır dizi kolaylıklar saâ-
lanıyor. Vakıf üniversitelerinin Ege Üni-
versitesi'nden sağlanan rektör düzeyinde
yöneticilen. bir v anda de\ letten. öte \an-
da Gülen'e \akınhğıyla bilinen şirketler-
den maaş alıyor.
Azerbaycan "daki Çağ Öğretim tşletme-
leri'ne ait Kafkas Üniversıtesi ile Kazakıs-
tan'daki Feza Gazetecilik AŞ'ye ait Fatih
Üniversitesi'nın Ege Üniversitesi'nden
sağlanan rektörleriyle ilgili aşağıdaki ya-
zışmalar, Gülen \anlılarının faalivetlerinı
gösteriyor.
Bu faaliyetler. 1993 yılının ortalannda
başliyor. Azerbaycan Kafkas Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Başkanı HüseyinDöğme,
Çağ Öğretim İşletmeleri AŞ yetkılisi ola-
rak" 17"Mayıs 1993 tanhinde EÜ Rektör-
lüğü'ne bir dilekçe veriyor. Dilekçe. *Sa-
yın Prof. Dr. Rafet SaygüT diye başlıyor ve
herhangi bir sayı numarası olmadığından
daha çok bir mektubu andınyor. Dilekçe-
de. EÜ Rektörü Prof. Saygılı'dan. o anda
.Azerbaycan Devlet Naft Akademisi'nde
göre\ li. EÜ Mühendislık Fakültesı kadro-
sundabulunan Prof. Dr. Zafer Ayvaz'ın. 1
Eylül 1993 tarihinden başlamak üzere bir
yıl süreyle Kafkas Üniversitesi Rektörü
olarak göre\ lendirilmesi isteniyor.
Bu arada Azerbaycan Milli Eğitım Ba-
kanı F. Celilov tarafından Çağ AŞ'ye, ora-
dan da EÜ rektörlüğüne gönderilen yazı-
da ".-Şirketinizin temsifcisi Prof Dr Za-
fer Ayvaz, Azerbaycan'da Kafkas ünher-
sitesi açmakiçin müracaat etmiştirveüıti-
versiteye izin verilmiştir" deniyor.
Bu yazı Prof. Ayvaz'm hem Çağ AŞ'nin
temsilcısı. hem Devlet Naft Akademisı
öğretim üyesi, hem de EÜ öğretim üyesi
olduğunu ortaya koyuyor. Yani maaşını
EÜ'den alan. yundışında geçici görevli bir
öğretim üyesi, aynı zamanda özel bir şir-
ketin yetkili temsileiliğini yapıyor.
Döğme. Rektör Saygılı'ya yaptığı baş-
vuruda. Celilov 'un yazısını da ekliyor. Ya-
ni Saygılı, Prof. Dr. Ayvaz'ın özel bir şir-
ketin yetkilısi olduğunu biliyor. Ancak ne-
dense bu konunun üstünde hiç durmuyor.
Bununla da kalmayıp, yetkili kurullanna
danışmadan Döğme'nin 17.5.1993 tari-
hinde kendisine verdiği yazıyı u
aynıgün'"
yarutlayarak Döğme ile alelacele bir pro-
tokol imzalıyor. Prof. Ayvaz'm göre\ len-
dirilmesinin alty apısını hazırlayan bu pro-
tokole göre EÜ ile Kafkas Üniversitesi iş-
birliği yapacak \e öğretim üyesi ile araş-
tırmacı değişıminde bulunacaklardır.
Oysa YÖK Yasası ve ilgili yönetmelik-
ler, yönetici görev lendirmesıni değil, an-
cak eğitim ve araştırma amaçlı öğretim
üyesi değişimini içeriyor. Buna karşın
Rektör Saygılı. bu protokolü 14.6.1993 ta-
rihinde üniversite senatosuna getiriyor.
Protokol okunuyor ve senato üyeleri bil-
gılendinlıyor. Üyeler "Protokol okundu,
bilgi edinildi" diye imza atıyorlar.
Protokolün geçerli olması için YÖK'ün
Tescilli kayıp
AİHM yolunda
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır DGM
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca. Diyarbakır
Terörle Mücadele Şubesı'nde
gözaltında olduğu resmı bır
yazıyla kabul edilen Mehmet
Özdemır kavıp. Emnivetin
ısrarla gözaltına ahnmadığını
açıkladığı Özdemır, üç aydır
bûlunamayınca yakınları.
AİHM've başNuruyor.
Selam gazetesine
kapatma cezası
• İstanbul Haber Senisi -
Selam gazetesınde. 16 Ma\ıs
1997 tanhinde vayımlanan
"Laik-Militarist Ölıgarşi \e
Kudüs Işgalcisi Siyonizm"
başlıklı yazısında "bölücülük
propagandası" vaptığı ıddıa
edilen yazar Aydın Koral.
dün İstanbul 2 No'lu
DGMcleki duruşmada 1 >ıl 8
ay ağır hapis cezasına
çarptınldı. Sucun. "milli
güvenliği bozucu nitelikte"
olduğu gerekçesi>le.
gazetenin de 15 gün sürev le.
geçici olarak kapatılması
kararlaştınldı.
Sayıştay
leri
I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMMPlan\e
Bütçe Komisyonu. Savıştay
Birinci Başkanlığı ve
Sayıştay'da boş bulunan 15
üyeyi belirlemek amacıyla
Meclis'te yapılacak seçim
için dün Ön Seçim Geçici
Komisyonu'nu kura ile
belirledi. Sa>ıştay Birinci
Başkanlığı için I Ikişi
başvurdu.
TTK'de görevden
alma
• ANKARA (AA)
Türkiye Taşkömürü Kuruınu
(TTK) Genel Müdürü Cevat
Şahin. kurumla ilgili
yürütülen yolsuzluk
soruşturması kapsamında.
Enerji Bakanlığı'nın emriyle
dün geçici göre\le merkeze
alındı.
2. Manisa davası
I İstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunda "2. Manisa
davası" olarak bilinen ve
bazı siyasi partılerin seçım
irtibat bürolannı silahla
taradıklan ve 1 kişiyi
öldürdükleri öne sürülen
12'si tutuklu 25 sanıeın
yargılandığı davaya îstanbul
DGM'de devam edildi.
Duruşmada. Sınan Kaya ve
llyas Koçak tahliye edildi.
TBMM
Kalemli
malının
hesabmı
vermiyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Eski
TBMM Başkanı.
ANAP Kütahya Millet-
vekili Mustafa Kalemli.
maKarlığını Meclis ko-
mıs\onundan kaçınyor.
TBMM Genel Kurul
Salonu Yolsuzluğunu
Araştırma Komisyo-
nu'nun "esnek" tutu-
mundan > ararlanan Ka-
lemli. dönemin Başkan-
lık Divanı üyelerinin bi-
rer birer mal bildirimle-
rini komisyona iletme-
sine karşın direnmeye
devamediyor.
Kalemli döneminde
ihale edilen ve inşaatına
başlanan TBMM Genel
Kurul Salonu ile ilgili
yolsuzluk iddialarını
araştırmak üzere kuru-
lan Meclis Araştırma
Komi^>onu Kalemli'yi
"dinleme" konusunda
acele etmedi. Komis-
yon, ilk aşamada döne-
min TBMM Teknik Iş-
ler Daire Başkanı Meh-
met Mısırlı. lşletme ve
Yapım Müdürü Ertan
Yüksel ile proje müelli-
fi olan Ural Mimarhk ve
Mühendislık AŞ'nin sa-
hibi İlhami Ural'ın bil-
gisıne başvurulmasını
kararlaştırdı.
1 astsubay, 1 onbaşı ve 3 erin aDelerine, törenle TSK bronz övünç madaiv ası \ t rıldi. - i otogra ı A A)
Şehit aüelerine madalya
ANKARA (AA) - Çatışmalarda
yaşamını yitiren 1 astsubay. 1 onba-
şı ve 3 erin aüelerine. törenle Türk
Silahlı Kuvvetleri BronzÖvünç Ma-
dalyası verildi.
4. Kolordu ve Ankara Gamızon
Komutanlığı'nda saygı duruşu ve Is-
tiklal Marşı'nın söylenmesi ile baş-
layan törende, şehıtlerin özgeçmişle-
ri ile madalya beratlan okundu.
4. Kolordu ve Ankara Garnizon
Komutanı Korgeneral Tamer Akbaş.
yaptığı konuşmada. "Türk miDeti.
milli birlik ve beraberlik içerisinde.
daha muttu. daha müreffeh varınla-
ra koşuyorsa: bunu hiç şüphesiz, can-
lannı bu güzel vatan için vermiş yflz
binterceşehidimizeborçluyuz" dedi.
Törende daha sonra şehit aileleri-
ne madalyalan Korgeneral Akbaş ta-
rafından takıldt ve madalya beratla-
n verildi. Şehit Piyade Astsubay Ça-
vuş Yasin Ge»Tek,jandarma erler Ke-
rim SevindL Yaşar Pusaüıoglu ve So-
nerEkinci'mn madalyalannı babala-
n. jandarma onbaşı TekinŞimşek"in
madalyasmı ise annesi Ayşe Şimşek
aldı.
Piyade Astsubay Çavuş Yasin
GevTek. 26 Kasım'l996'da Tunce-
li'nin Ovacık ilçesınde. jandarma
onbaşı Tekin Şimşek, 2 Ekim
1996"da Hakkânnın Çukurca ilçesi
Üzümlü bölgesinde. jandarma erler
Kerim Sevindi 10 Aralık 1996'da
Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Aktütün
bölgesinde. Yaşar Pusatlı 19 Ekim
1996'da Hakkâri'nin Şemdinli ilçe-
si Yeşılova-Şikeri Tepe bölgesinde,
Soner Ekinci. 15 Kasım 1991 'de Bit-
lis'in Hizan ilçesi Sırmaçek köyü
mevkiinde şehit olmuştu.
Bahçelievler katliamı davasında Susurluk raporu delil olacak
MahkemeAktaş'uı raporunu istediANKARA (Cumhurhet Bürosu) -Susurluk
kazasında ölerı Abdullah Çatlı'nın da aralann-
da bulunduğu 4 sanığın. Bahçelievler katliamı
davasından yargılanmalarına devam edildi.
Mahkeme. müdahıl avukatlannın isteği üzerine,
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca hazır-
lanan Susurluk raporu ile MlT'in hazırladığı ra-
porun tamamının istenmesıne karar verdi.
Ankara 3. AğırCeza Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü duruşmasına. çok sayıda müda-
hıl avukatı katılırken sanıklar ve avukatlan gel-
mediler.
Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak, sanık
Kadri Kürşat Po>Taz"ın savunmasının saptan-
ması ıçın \azilan talımata cevap verilmediğini
belirterek sanık Mahmut Korkmaz'ın da gıya-
bi tutuklama kararının yenne getirilemediğinın
bıldırildiğini kaydefti.
Başkan Koçak, sanıklar L'nal Osman Ağaoğ-
lu ve Kadn Kürşat Poyraz'ın gıyabı tutuklama
kararlannınyerine getırilmesi için yazılan yazı-
lara da yanıt gelmediğini bildirdi.
Müdahil avukatlanndan Erşen Şansal. Bah-
çelievler katliamı davasının. Susurluk olayının
esasını oluşturduğunu öne sürerek şöyle konuş-
tu:
"Abdullah Çatiı. Bahçelievler katiiamının
planla\ıcısı ve organizatöriidür. Susurluk ola>ı ile
ilgili olarak TBMM'de Araştırma Komisyonu
kuruldu ve o komisyon uzun süren arastırmalar
sonunda bir rapor ha/ırladı. Öte yandan. Başba-
kanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca ha/ırlanan
raporun bir kısmıyayunlanmadı. GerekTBMM
Araştırma Komisyonu gerekse Başbakanlık Tef-
tiş Kurulu BaşkanlığTnca haarianan raporiar
yargıya ve j'etkili idareye intikal ettirümedi.
Bahçelievler katliamı olayuıuı düzenleyicisi ve
planlayıcısı olan sanık Abdullah Çatlı. Susurluk
olavında devlet görevüsi ve TBMM üyesi ile bir
arabada bulunmuşlardı. Bu raporun. devlet sır-
n olarak nitelendirilip kamuo> una açıklanma-
\ an kısmında Abdullah Çath'nın ve diğerierinin
başlangiçtan beri de> let tarafından bizzat kulla-
nıldıklan ve onlann dev let tarafından katliam ve
çeşitli gasp olayı gibi işlerde göreviendirildikleri
kesin olarak orta\a çıkacakür."
Avukat Şansal. bu konuyla ilgili yazılı dilek-
çesini mahkemeye sunarak olayın kesin olarak
aydınlığa kavuşabilmesi için Başbakanlık Tef-
tiş Kurulu Başkanlığf nca hazırlanan raporun
kamuoyuna açıklanmayan kesimi de dahil ol-
mak üzere tümünün ve MtT tarafından hazırlat-
tınlan 2. raporun tamamının Başbakanlık'tan
getirtilmesini istedi.
Kapatılan Türkiye tşçi Partisi'ne (TİP) üye 7
öğrenci. Ankara"nın Bahçelievler semtinde 8
Ekim 1978'dekatledilmışlerdi.
onayı gerekiyor. Saygılı, 16.6.1993 tari-
hinde YÖK'e ba^vuruyor. Dört ay sonra
YÖK'ten gelen yanıtla protokol uygun bu-
lunuyor. Ancak EÜ Mühendislık Fakülte-
si'nde görevli Prof. Ayvaz. bu onaydan
önce Kafkas Üni\ ersitesi Rektörü olarak
çalışmaya başlıyor. Usulsüzlükler bunun-
la da kalmıyor. Daha sonra YÖK Yasa-
sı'nın 39. maddesine aykın olarak Ay-
vaz'ın görev süresi 1 yıl daha uzatılıyor.
Çağ AŞ kendisine bağlı Kafkas Üniver-
sitesi'nin rektörü olması için Ege Ünıver-
sitesi'nde görevli Prof. Dr. AliÇahşkan'ı
istiyor. Çağ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı
İhsan Akdeniz'in Kafkas Üniversitesi
Rektörlüğü'ne yazdığı yazı durumu sergi-
liyor: "Kafkas Üniversitesi Rektöriüğü'-
nü, 15.10.1995 tarihinden itibaren bir >ıl
sürevle Ege Üniversitesi Fen
Fakiiltesi Matematik Bölü-
mü öğretim üyelerinden Prof
Dr Ati Çahşkân'ın yürütme-
si şirketimizce karariaşünl-
mjş olup. gereğini ve Prof. Dr.
Çahşkân'ın bilgüendirilme-
sini rica ederim..."
Bu aşamada ilginç bir ge-
^me daha yaşanıyor.
!5.7.1995tarihindeProf.Dr.
Zafer Ayvaz. bağlı bulundu-
ğu ve maaş aldığı EÜ Rek-
törlüğü'ne, Kafkas Üniver-
sitesi Rektörü olarak başvu-
ruyor:
"Kurucu şirketimiz Çağ
Öğretim Işletmeleri AŞ'nin
20.7.1995 tarihve 1995/62 sa-
yıh yazısı Ue üniversiteniz öğ-
retim üj«i Prof. Dr. Ali Ça-
bşkan'ın 10.10.1995 tarihin-
den itibaren 1 yıl süreile Kaf-
kas Üniversitesi Rektörlü-
ğü'nü yürütmesinin u\gun
bulunduğu bildirilmektedir.
Ünhersitelerimizarasındaki
işbirligi protokolüne uygun
olarakSavm Prof. Dr. Aİi Ça-
lışkan'ın anılan tarihlerde
üniversitemizde rektör ola-
rak görevlendirilmesini arz
ve rica ederim_."
Prof. Ayvaz böylece şirke-
tinin emirlerini, bağlı bulun-
duğu Rektör Saygılı'dan
u
ri-
ca ediyorJ" Bu rica üzerine
Rektör Saygılı, Prof. Çalış-
kan'ın baglı olduğu fen fa-
kültesi dekanlığından görüş
istiyor. Ancak beklenildiği
gibi olmuyor ve fakülte yö-
netimi bu isteğe olumsuz ya-
nıt veriyor. Bu aşamada
YÖK Başkanlığı 17.7.1996
tarihinde EÜ Rektörlüğü'ne
gönderdiği bir yazıyla aldı-
ğı karan duyuruyor:
"Devlet ünhersitelerinde
görevli öğretim elemanlan-
nın, vakıf üniversitelerinde
rektör. dekan. enstitü müdü-
rü. yüksekokul müdürü gibi
herhangi bir idari görev al-
malan halinde de\ let üniver-
siteleri ile ilişkilerinin kesil-
mesi gerektiğinin üniversite-
lere du\Tinılmasına..."
YÖK'ün bu karan üzeri-
ne REFAHYOL iktidan he-
men bir formül buluvor.
YÖK Yasasf nın yurtdışı gö-
revlendirmelerle ilgili 39.
maddesine yeni bir fikra ek-
liyor. 22 Mayıs 1997 tarihlı
Resmi Gazete'de vayımla-
nan bu ek maddeye göre
"Türkcumhuriyetleriveak-
raba topluluklanndaki yük-
seköğretim kurullarından
resmi davet alan öğretim ele-
manlanna. 3 yılı aşmamak
ve bütün özlük haklan saklı
kalmak üzere üniversite yö-
netim kumlunun ve Milli
Eğitim Bakanlığı'nın onayı
Ue" aylıklı izin veriliyor.
Böylece üniversitelenn fa-
külte ve ait birimleri devre-
den çıkanlıyor.
BIRBAKIMA
ÜZ YAZI IORHAN BİRGİT
Bazı meslektaşlarımızın. yenı bir hü-
kümet arayışı için bütün bir özveri içe-
risinde kollarını sıvadıkları anlaşılıyor.
Gerçi her birisi, çalıştıkları gazete ve
televizyonlarda etkin görevlerde bulu-
rıuyorlar ama; bu meslektaşlarımızın
aralarında patron konumunda olan
yok. Ama hemen hepsi. 'patronum'
diyen birçok kimseyi çırak çıkartacak
kadar da 'servef saman sahibi'; ya da
oyolunadaylan..Arkadaşlarımızınyü-
reklerindeki vatan sevgısi, elbette
meslek aşkının üzerine çıkıyor. Bu ne-
denle bir araya geldikleri politika ön-
derleri ile röportaj ya da söyleşi yap-
mak yerine hep birlikte 'iktidar değiş-
tlrme oyunlan' oynamayı yeğliyorlar.
Bu önderler arasında taktik düzenle-
fnesi yapmaktan, haber getirip götür-
mekten ziyadesiyle keyif alıyorlar.
Belki de, bu konuşmalardan aldık-
ları esinle oturup yazılarını yazıyor, te-
(evizyon söyleşilerini hazıriıyorlar.
., Önceki akşam, böyle bir 'iktidarde-
ğiştirme oyunu' için seçilen yer, Istan-
bul'un seçkin tepelerinden birisiydi;
Boğaz'ın Anadolu yakasındaki 'Otağ-
tepe'öe, Canan-Mehmet Barlas'la-
rın evi.
Meslektaş konuklartn, Nazlı Şirin
İhcak' ile oğlu Mehmet Ali llıcak
Cengiz Çandar. Ali Bayramoğlu. U-
Tepelerde Kurulan Otağ
fuk Güldemir. Nevzat Yalçıntaş, Se-
lahattin Sadıkoğlu ve Ahmet Hakan
olduğu belirtiliyor.
Ev sahiplerinin karşılamak amacıy-
la kapıda bekledikleri politika önderi
konuk ise, uçakla Ankara'dan gelen
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tan-
su Çiller.
On beş gün kadar önce benzer bir
toplantı, Nazlı Şirin Ihcak'ın Çengel-
köy'deki yalısında yapılmış ve yalının
politika önderi konuğu CHP Genel
Başkanı olmuştu.
Baykal. bir araya gelişin MHP tan-
danslı bir gazetede kamuoyuna du-
yurulmasından sonra yaptığı açıkla-
mada, kendisiyle görüşmek isteyen
herkesle bir araya gelebileceğini söy-
lemişti.
Ancak, o yemekten kısa bir süre
sonra Çiller'in bir liderler turuna çıka-
cağı haberleri geldi ve DYP Genel
Başkanı'nın, CHP liderine "Gel bera-
ber hükümeti düşürüp seçim hükü-
meti oluşturalım. Üstelik senin baş-
kanlığında" dediği, ikili konuşmanın
ana teması olarak gazetelerde ve te-
levizyonlarda yer aldı. Taraflar, önce
bu haberleri yalanlamadılar. Hatta, tur
sahibi Çiller, DP Genel Başkanı Kor-
kut Özal'la, Baykal adına söz verici bir
üslup ile konuşabildi.
Demokrasilerde, hükümet kurmak
kadar; hükümetleri değiştirmek için
çözüm yolları aramak en başta s/ya-
set adamlannın doğal görevi sayılma-
lıdır. Batı ülkelerinde, yurttaşlar ara-
sında yazılı olmayan bir işbölümünün
kuralları işlediği için, siyaset adamının
bu görevini, gazeteci izler ve yorum-
lar.
Ülkemizde, bir süreden beri bizim
meslektaşlarımız, politikacının bir tür
izdüşümü gibi hareket etmeyi, onu
yönlendirmeyi yeğliyorlar.
Otağtepe doruğunda önceki gece
ele alınanların neler olduğu bir iki gün
içinde elbette dedikodu işportacıları-
nın tezgâhlarına düşecektir. Hemen
çoğunu yakından tanıdığım bu mes-
lektaşların içlerinde, özellikle bazılan
"Tansu'ya dedim ki; Deniz bana dedi
ki" diye başlayan tiratlann verdiği tir-
yakilik ile bu tür düzenlemelerde ya ev
sahipliği ya da konukluk yapmaktadır.
Tansu Çiller, ülkeyi bir an önce bir er-
ken seçime götürmek için kendisine
müttefik arıyor. Fazilet Partisi liderieri
ile yaptığı konuşma, TBMM'deki en
çok milletvekiline sahip olan FP'nin bir
erken seçim için Çiller ile birlikte hare-
ket edeceğini gösteriyor. Bu birliktelik,
aritmetik dil ile 225 oy demektir. Ki bir
seçim karanna yeterli değildir. Hele er-
ken bir seçim için istenilen yasa deği-
şiklikleri için, hiçbir anlamı yoktur bu
rakamın. Birlik Partisi, DP, MHP'nin
milletvekilleri ile bazı bağımsızlar da
bu cepheye katılsalar bile erken seçim
isteyenlerin sayısında sadece 13-14
artış olmaktadır.
Gerekli asıl destek, Cumhuriyet
Halk Partisi'nin '55 oyu'nu 'hemen se-
çim' diyenlerin terazi kefesine koy-
makla sağlanacağı için, önceki gece-
nin Otağtepe doruğunda Baykal'ın ku-
lağı iyiden iyiye çınlamış olmalıdır.
Zaten son zamanlarda, resmi de-
meçlerde taraflar ne derlerse desinler,
Tansu Çiller ile Baykal arasında bir
köprü açıldığının belirtileri birbjrini iz-
liyor. Üç gün önce Ertuğrul Özkök,
'Çiller Kurtuluyormu?' başlıklı yazısın-
da Mesut Yılmaz'ın, politikada zayıf
bir rakibi tercih ettiği için DYP Genel
Başkanı'nın koltuğunu muhafaza et-
mesinden yana olduğunu ileri sürü-
yordu. '4 Mart 1998'. Aynı yazıda "//-
ginçtir, CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal da Çiller'e karşı benzer bir po-
litika uyguluyor" deniliyor ve Baykal'ın
böyle bir stratejiyi Yılmaz'ın düşünce-
sinin tam aksine merkez sağı parça-
lamak için yürüttüğü söyleniliyordu.
Yılmaz'ın anlaşılmaz stratejisine
ANAP Grubu'nda homurtular yüksel-
mekte olduğunun ilk işaretleri geldi.
CHP cephesinde ise 'sessizlik' ege-
men. DYP Genel Başkanı'nın alnı ger-
çekten açık ise, Yılmaz ve Baykal bun-
ca yıldır insanlara neden gerçeği söy-
lemiyoriar?
Değilse bunca yurttaşı niçin oyalı-
yoriar?
Sanırım önceki gece Otağtepe ye-
meğindeyenen yemekte, Baykal'ın i-
ki ya da üç aylık başbakanlığında ıs-
rar etmesinin faydalan arasında Tan-
su Hanım'a. işin bir de Özkök'ün ya-
zısındaki yönünü de gözden kaçırma-
ması söylenmiştir.
Tansu Çiller'in Otağtepe'deki mes-
lektaşlann 'kılavuzluklanna güvenme-
sini isteyenlerTGRT'de Mehmet'e, is-
temeyenler Kanal 7'de Nazlı Şirin'e
faks çekebilirier.
Henüz fikirsiz olanlar için; Cengiz
Çandar'ı 'Sabah' ya da lnterstar'da U-
fuk Güldemir'i önerirdim.
SERVER TANILLI
Uselerde Hangi Bilgileri
Öğretmeli?
Fransız, üstüne titrer lisesinin. Öğretmenleri en
ciddi öğretmen okullanndan çıkar; kitapları, önde
gelen üniversite hocalanna yazdırılır ve her ba-
kımdan örnek eserlerdir. Özetle tarih, coğrafya,
biyoloji, edebiyat, bilginin ve bilimin bu ve öteki
ana konuları adam gibi okutulur. Üstlerine de, lise
son sınıfta, pek cıddî bir felsefe cilâsı çekilir; ba-
kalorya sınavlannda, birkaç ana dalın yanı sıra,
gençlerin önce felsefe kültürü yoklanır ve liseden
mezun edilip üniversite kapıları açılır önlerine.
Neden bu titizlik?
Çünkü lise, doğa, toplum ve insan üstüne yal-
nız temel kültürün verildiği bir yer değil; aynı za-
manda, dünya görüşünün oluşturulduğu, ufuk
zenginliğinin ve kafa bağımsızlığının sağlandığı
yer. Bunu üniversitede yapamazsınız; çünkü üni-
versite, uzmanlık dallarının eğitim ve öğretiminin
ocaklarıdır. Genç, liseden alacağını almamışsa,
ciddî bir uzman olması da mümkün değildir ya da
iğreti kalır uzmanlık üstünde, sırıtır.
Özetle, liseönemli; birtoplumdaeğitimi sağlam
temeller üstüne oturtmak istiyorsanız, ne yapıp
edip liseyi, şanına lâyık biçimde kurmalısınız. Ön-
dan olacak, Fransız. üstüne titrer lisesinin.
Peki bitiyor mu sorunlar? Hayır!
Geçen hafta 27 Şubat günlü Le Monde'daki bir
haber. Fransa'da lise eğitiminde yeni bir sorunun
gündeme girdiğini duyuruyordu.
Sorun daşu: Hangi bilgileri öğretmeli liselerde?
Bunu araştırmak için, Fransızlar, bilimsel nitelik-
te bir kurul oluşturmuşlar. Sosyalist hükümetin,
aynı zamanda doğa bilimlerinde uzman olan Mil-
lî Eğitim Bakanı Claude Allegre o kurulun baş-
kanlığına, yöntem üzerine araştırmaları da olan fi-
lozof bir kişiyi, ünlü Edgar Morin'i atamış. Kollar
sıvanırken, Edgar Morin'le de, sözünü ettiğimiz
gazetede pek ilginç bir söyleşi yaytmlandı.
Filozofumuz, bir yakınmadan yola çıkıyor: Ça-
ğımızda bilimler, gitgide daha fazla birbirine kapa-
lı bölmeler halinde; ve gitgide karmaşık sorunlar
çıkarıyorkarşımızabudurum.Kurumlardadüşün-
ce alışkanlıklarının pek büyük direnişiyle karşı kar-
şıyayız. Birbirine sırtını çevirmiş bölmeler halinde
duran bilgiler, kafalar için zararlıdır. Öğreticilerin,
özellikle de ortaöğretimde, bağlı oldukları bilim
dallarını daha geniş bütünlükler içinde birleştir-
melerinin yollarını açmalı. Edgar Morin, "Söz ko-
nusu bilimler arasındaki duvarları ortadan kaldır-
mak gerek" diyor ve bunun için de ivedi bir "dü-
şûnme reformu" öneriyor.
Bu yolda ilk tasarladığı da. "antropo-sosyal"
dediği tarih, sosyoloji, ekonomi. psikoloji ile, inanç
ve mitos bilimleri üstüne tematik toplantılar düzen-
lemek. Böylece iktisatçılar. tarihçiler, sosyologlar
karşıhklı olarak katkılarını ortaya koyacaklar. Bun-
ları izleyen öğretmenler de, ortak temaları görüp
kendileri bağlantılar kurabiiecekler. İlk toplantılar
da 16-24 Mart günleri arasında ve konulan da,
"Insanın evrendeki yeri" ile. "Dillerin, uygarlıkla-
nn, edebiyatlann, sanatlar ile sinemanın insan kt-
şiliğinin oluşumunda yeri"\ son toplantının konu-
su da, "Bilgileri birbirine yeniden bağlamak". Ko-
nuşmacılar, Fransa'nın filozofları, en önde gelen bi-
lim ve kültür adamları. Sekiz günlük toplantıların
amacı da, "laik bir hümanist kültür" yaratmak için
bilgilenme ve düşünce alışverışinde bulunmak.
Bu ve başkaca hazırlıklar. sorunlar ve güçlükler,
sonbaharda parlamentonun da önüne getirilip tar-
tışılacak; zaten yığınla milletvekili de gelişmelerle
ilgili. Öyle olacak, çünkü Millî Eğitim Bakanı'na
göre, "21. yüzyılın yurttaşını yetiştirme" söz konu-
su.
•
Olan biteni alabildiğine özetleyerek aktardım.
Sonra oturup kendi yurdumda olan bitene baka-
rak derinden derine üzüldüm ve gelecek için kay-
gılandım.
Adamlar nelerle uğraşıyor, biz nelerle!
Adamlar, "laik bir hümanist kültür" yaratmak
amacıyla, çağın ve bilimle kültürün sorunlarına
eğilip, "21. yüzyılın yurttaşı"n\ nasıl yetiştirebiliriz
diye düşünme yöntemi ile ilgili tartışmaların içine
yeniden gelip girerken, biz türban ve sakal tartış-
ması yapıyoruz. Oysa kanser. milfî eğitimin yaka-
sına yapışmıştır; hasta bir an önce köklü ameliyat
bekliyor her yönden; görüntülerle uğraşacak za-
man değildir.
Uru bulup alınız, yoksa gitti gider...
YSK Başkanı Tufan Algan
'Şu anda herhangi bir
seçime hazır değiliz'
EN tN GÖKTAŞ
ANK.4RA - Seçim tar-
tışmaları sürerken: Yük-
sek Seçim Kurulu (YSK)
Başkanı Tufan Algan. ola-
sı bir erken seçime hazır
olmadıklannı söyledi. Al-
gan, "Hazırlanmamıziçin
2 trilyon lirava ihtivacınıı/
var. ancak hükümet bu pa-
rayı bize \ermiyor. Bu öde-
neği tak'pcttik. ama şu ana
kadar bir yanıt alamadık"
dedi. Algan. kapatılan
RP'nin eski Genel Başka-
nı Necmettin Erbakan ile
diğer bağımsızlann duru-
munu seçim döneminde
adaş hk için başv urdukla-
nnda değerlendirecekleri-
nı söyledi.
Sorulanmızı yanıtlayan
Algan. son bir aydır ikti-
dar vemuhalefet partilerı-
nin açıklamalan nedenıy-
le seçimin yeniden günde-
me geldiğini. ancak "siya-
si iradenin seçim konusun-
daki belirsizugi yüzünden
çalışmalarının büyük öi-
çüde aksadığınr belırttı.
Algan. sözlennı şöyle sür-
dürdü:
"Her işteolduğu gibi se-
çim için de önce bir alrva-
pı oluşturmak gerekir.
1995 millenekili seçimini
müteakip 19%vılındaha-
liyle kurulumuza bir öde-
nek konulmadı. 1997 vılı
içinde avnı şekikle seçim
gündemegelmediği için yi-
ne bir ödenek verilmedi.
Biz. özellikle son bir aydır
siyasi gündemin birinci
maddesini oluşturan er-
ken seçim konusunda ken-
di ihhŞaçlarımın belirie-
dik. tlerive vönelik erton
bir seçim veva olağan tir
seçim gündeme geldiğinJe
hazır olabilmek için tafci-
atıyla bir ödeneğe ihtiyı-
cımız olduğunu t>clirtrk.
Ancak maalastf bugüıe
kadar bu talebinize bir te-
vap alamadık. Bugünlü
siyasi ortamda iktidır
partilerimiz. gündeme-
rinde bir erken seçim »I-
madığını.çij/üırhüküne-
ti okluklannı beirtiyorlsr.
Buna karşın nuhalett
partileri ise, erken seçfaı
taleplerini yimiemekt-
dirter. Biz tüm bunlan e
geçmiş yıllardaL uyguk-
malan da dikkau? alara,
hazırlıklarımızıı ne olaH-
leceğini aşağı jTiıian belr-
ledik. Para veriıVrse se*-
me hazırlanma çayretiıe
gireriz."