23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 1998 CUMA HABERLER Rektör düzeyindeki yöneticiler, devletin yanı sıra Gülen'e yakınlığıyla bilinen şirketlerden de maaş alıyorlar Giileıı okuDarma ayrıcahkSERDARKIZIK İZMİR - Fethullah Gülen ve yakınlan- nın Türki cumhurivetlerde açtıkları vakıf üniversitelenne devlet olanaklarıyla. yasa- lara aykın olarak bır dizi kolaylıklar saâ- lanıyor. Vakıf üniversitelerinin Ege Üni- versitesi'nden sağlanan rektör düzeyinde yöneticilen. bir v anda de\ letten. öte \an- da Gülen'e \akınhğıyla bilinen şirketler- den maaş alıyor. Azerbaycan "daki Çağ Öğretim tşletme- leri'ne ait Kafkas Üniversıtesi ile Kazakıs- tan'daki Feza Gazetecilik AŞ'ye ait Fatih Üniversitesi'nın Ege Üniversitesi'nden sağlanan rektörleriyle ilgili aşağıdaki ya- zışmalar, Gülen \anlılarının faalivetlerinı gösteriyor. Bu faaliyetler. 1993 yılının ortalannda başliyor. Azerbaycan Kafkas Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı HüseyinDöğme, Çağ Öğretim İşletmeleri AŞ yetkılisi ola- rak" 17"Mayıs 1993 tanhinde EÜ Rektör- lüğü'ne bir dilekçe veriyor. Dilekçe. *Sa- yın Prof. Dr. Rafet SaygüT diye başlıyor ve herhangi bir sayı numarası olmadığından daha çok bir mektubu andınyor. Dilekçe- de. EÜ Rektörü Prof. Saygılı'dan. o anda .Azerbaycan Devlet Naft Akademisi'nde göre\ li. EÜ Mühendislık Fakültesı kadro- sundabulunan Prof. Dr. Zafer Ayvaz'ın. 1 Eylül 1993 tarihinden başlamak üzere bir yıl süreyle Kafkas Üniversitesi Rektörü olarak göre\ lendirilmesi isteniyor. Bu arada Azerbaycan Milli Eğitım Ba- kanı F. Celilov tarafından Çağ AŞ'ye, ora- dan da EÜ rektörlüğüne gönderilen yazı- da ".-Şirketinizin temsifcisi Prof Dr Za- fer Ayvaz, Azerbaycan'da Kafkas ünher- sitesi açmakiçin müracaat etmiştirveüıti- versiteye izin verilmiştir" deniyor. Bu yazı Prof. Ayvaz'm hem Çağ AŞ'nin temsilcısı. hem Devlet Naft Akademisı öğretim üyesi, hem de EÜ öğretim üyesi olduğunu ortaya koyuyor. Yani maaşını EÜ'den alan. yundışında geçici görevli bir öğretim üyesi, aynı zamanda özel bir şir- ketin yetkili temsileiliğini yapıyor. Döğme. Rektör Saygılı'ya yaptığı baş- vuruda. Celilov 'un yazısını da ekliyor. Ya- ni Saygılı, Prof. Dr. Ayvaz'ın özel bir şir- ketin yetkilısi olduğunu biliyor. Ancak ne- dense bu konunun üstünde hiç durmuyor. Bununla da kalmayıp, yetkili kurullanna danışmadan Döğme'nin 17.5.1993 tari- hinde kendisine verdiği yazıyı u aynıgün'" yarutlayarak Döğme ile alelacele bir pro- tokol imzalıyor. Prof. Ayvaz'm göre\ len- dirilmesinin alty apısını hazırlayan bu pro- tokole göre EÜ ile Kafkas Üniversitesi iş- birliği yapacak \e öğretim üyesi ile araş- tırmacı değişıminde bulunacaklardır. Oysa YÖK Yasası ve ilgili yönetmelik- ler, yönetici görev lendirmesıni değil, an- cak eğitim ve araştırma amaçlı öğretim üyesi değişimini içeriyor. Buna karşın Rektör Saygılı. bu protokolü 14.6.1993 ta- rihinde üniversite senatosuna getiriyor. Protokol okunuyor ve senato üyeleri bil- gılendinlıyor. Üyeler "Protokol okundu, bilgi edinildi" diye imza atıyorlar. Protokolün geçerli olması için YÖK'ün Tescilli kayıp AİHM yolunda • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca. Diyarbakır Terörle Mücadele Şubesı'nde gözaltında olduğu resmı bır yazıyla kabul edilen Mehmet Özdemır kavıp. Emnivetin ısrarla gözaltına ahnmadığını açıkladığı Özdemır, üç aydır bûlunamayınca yakınları. AİHM've başNuruyor. Selam gazetesine kapatma cezası • İstanbul Haber Senisi - Selam gazetesınde. 16 Ma\ıs 1997 tanhinde vayımlanan "Laik-Militarist Ölıgarşi \e Kudüs Işgalcisi Siyonizm" başlıklı yazısında "bölücülük propagandası" vaptığı ıddıa edilen yazar Aydın Koral. dün İstanbul 2 No'lu DGMcleki duruşmada 1 >ıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptınldı. Sucun. "milli güvenliği bozucu nitelikte" olduğu gerekçesi>le. gazetenin de 15 gün sürev le. geçici olarak kapatılması kararlaştınldı. Sayıştay leri I ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMMPlan\e Bütçe Komisyonu. Savıştay Birinci Başkanlığı ve Sayıştay'da boş bulunan 15 üyeyi belirlemek amacıyla Meclis'te yapılacak seçim için dün Ön Seçim Geçici Komisyonu'nu kura ile belirledi. Sa>ıştay Birinci Başkanlığı için I Ikişi başvurdu. TTK'de görevden alma • ANKARA (AA) Türkiye Taşkömürü Kuruınu (TTK) Genel Müdürü Cevat Şahin. kurumla ilgili yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında. Enerji Bakanlığı'nın emriyle dün geçici göre\le merkeze alındı. 2. Manisa davası I İstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "2. Manisa davası" olarak bilinen ve bazı siyasi partılerin seçım irtibat bürolannı silahla taradıklan ve 1 kişiyi öldürdükleri öne sürülen 12'si tutuklu 25 sanıeın yargılandığı davaya îstanbul DGM'de devam edildi. Duruşmada. Sınan Kaya ve llyas Koçak tahliye edildi. TBMM Kalemli malının hesabmı vermiyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Eski TBMM Başkanı. ANAP Kütahya Millet- vekili Mustafa Kalemli. maKarlığını Meclis ko- mıs\onundan kaçınyor. TBMM Genel Kurul Salonu Yolsuzluğunu Araştırma Komisyo- nu'nun "esnek" tutu- mundan > ararlanan Ka- lemli. dönemin Başkan- lık Divanı üyelerinin bi- rer birer mal bildirimle- rini komisyona iletme- sine karşın direnmeye devamediyor. Kalemli döneminde ihale edilen ve inşaatına başlanan TBMM Genel Kurul Salonu ile ilgili yolsuzluk iddialarını araştırmak üzere kuru- lan Meclis Araştırma Komi^>onu Kalemli'yi "dinleme" konusunda acele etmedi. Komis- yon, ilk aşamada döne- min TBMM Teknik Iş- ler Daire Başkanı Meh- met Mısırlı. lşletme ve Yapım Müdürü Ertan Yüksel ile proje müelli- fi olan Ural Mimarhk ve Mühendislık AŞ'nin sa- hibi İlhami Ural'ın bil- gisıne başvurulmasını kararlaştırdı. 1 astsubay, 1 onbaşı ve 3 erin aDelerine, törenle TSK bronz övünç madaiv ası \ t rıldi. - i otogra ı A A) Şehit aüelerine madalya ANKARA (AA) - Çatışmalarda yaşamını yitiren 1 astsubay. 1 onba- şı ve 3 erin aüelerine. törenle Türk Silahlı Kuvvetleri BronzÖvünç Ma- dalyası verildi. 4. Kolordu ve Ankara Gamızon Komutanlığı'nda saygı duruşu ve Is- tiklal Marşı'nın söylenmesi ile baş- layan törende, şehıtlerin özgeçmişle- ri ile madalya beratlan okundu. 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Tamer Akbaş. yaptığı konuşmada. "Türk miDeti. milli birlik ve beraberlik içerisinde. daha muttu. daha müreffeh varınla- ra koşuyorsa: bunu hiç şüphesiz, can- lannı bu güzel vatan için vermiş yflz binterceşehidimizeborçluyuz" dedi. Törende daha sonra şehit aileleri- ne madalyalan Korgeneral Akbaş ta- rafından takıldt ve madalya beratla- n verildi. Şehit Piyade Astsubay Ça- vuş Yasin Ge»Tek,jandarma erler Ke- rim SevindL Yaşar Pusaüıoglu ve So- nerEkinci'mn madalyalannı babala- n. jandarma onbaşı TekinŞimşek"in madalyasmı ise annesi Ayşe Şimşek aldı. Piyade Astsubay Çavuş Yasin GevTek. 26 Kasım'l996'da Tunce- li'nin Ovacık ilçesınde. jandarma onbaşı Tekin Şimşek, 2 Ekim 1996"da Hakkânnın Çukurca ilçesi Üzümlü bölgesinde. jandarma erler Kerim Sevindi 10 Aralık 1996'da Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Aktütün bölgesinde. Yaşar Pusatlı 19 Ekim 1996'da Hakkâri'nin Şemdinli ilçe- si Yeşılova-Şikeri Tepe bölgesinde, Soner Ekinci. 15 Kasım 1991 'de Bit- lis'in Hizan ilçesi Sırmaçek köyü mevkiinde şehit olmuştu. Bahçelievler katliamı davasında Susurluk raporu delil olacak MahkemeAktaş'uı raporunu istediANKARA (Cumhurhet Bürosu) -Susurluk kazasında ölerı Abdullah Çatlı'nın da aralann- da bulunduğu 4 sanığın. Bahçelievler katliamı davasından yargılanmalarına devam edildi. Mahkeme. müdahıl avukatlannın isteği üzerine, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca hazır- lanan Susurluk raporu ile MlT'in hazırladığı ra- porun tamamının istenmesıne karar verdi. Ankara 3. AğırCeza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına. çok sayıda müda- hıl avukatı katılırken sanıklar ve avukatlan gel- mediler. Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak, sanık Kadri Kürşat Po>Taz"ın savunmasının saptan- ması ıçın \azilan talımata cevap verilmediğini belirterek sanık Mahmut Korkmaz'ın da gıya- bi tutuklama kararının yenne getirilemediğinın bıldırildiğini kaydefti. Başkan Koçak, sanıklar L'nal Osman Ağaoğ- lu ve Kadn Kürşat Poyraz'ın gıyabı tutuklama kararlannınyerine getırilmesi için yazılan yazı- lara da yanıt gelmediğini bildirdi. Müdahil avukatlanndan Erşen Şansal. Bah- çelievler katliamı davasının. Susurluk olayının esasını oluşturduğunu öne sürerek şöyle konuş- tu: "Abdullah Çatiı. Bahçelievler katiiamının planla\ıcısı ve organizatöriidür. Susurluk ola>ı ile ilgili olarak TBMM'de Araştırma Komisyonu kuruldu ve o komisyon uzun süren arastırmalar sonunda bir rapor ha/ırladı. Öte yandan. Başba- kanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca ha/ırlanan raporun bir kısmıyayunlanmadı. GerekTBMM Araştırma Komisyonu gerekse Başbakanlık Tef- tiş Kurulu BaşkanlığTnca haarianan raporiar yargıya ve j'etkili idareye intikal ettirümedi. Bahçelievler katliamı olayuıuı düzenleyicisi ve planlayıcısı olan sanık Abdullah Çatlı. Susurluk olavında devlet görevüsi ve TBMM üyesi ile bir arabada bulunmuşlardı. Bu raporun. devlet sır- n olarak nitelendirilip kamuo> una açıklanma- \ an kısmında Abdullah Çath'nın ve diğerierinin başlangiçtan beri de> let tarafından bizzat kulla- nıldıklan ve onlann dev let tarafından katliam ve çeşitli gasp olayı gibi işlerde göreviendirildikleri kesin olarak orta\a çıkacakür." Avukat Şansal. bu konuyla ilgili yazılı dilek- çesini mahkemeye sunarak olayın kesin olarak aydınlığa kavuşabilmesi için Başbakanlık Tef- tiş Kurulu Başkanlığf nca hazırlanan raporun kamuoyuna açıklanmayan kesimi de dahil ol- mak üzere tümünün ve MtT tarafından hazırlat- tınlan 2. raporun tamamının Başbakanlık'tan getirtilmesini istedi. Kapatılan Türkiye tşçi Partisi'ne (TİP) üye 7 öğrenci. Ankara"nın Bahçelievler semtinde 8 Ekim 1978'dekatledilmışlerdi. onayı gerekiyor. Saygılı, 16.6.1993 tari- hinde YÖK'e ba^vuruyor. Dört ay sonra YÖK'ten gelen yanıtla protokol uygun bu- lunuyor. Ancak EÜ Mühendislık Fakülte- si'nde görevli Prof. Ayvaz. bu onaydan önce Kafkas Üni\ ersitesi Rektörü olarak çalışmaya başlıyor. Usulsüzlükler bunun- la da kalmıyor. Daha sonra YÖK Yasa- sı'nın 39. maddesine aykın olarak Ay- vaz'ın görev süresi 1 yıl daha uzatılıyor. Çağ AŞ kendisine bağlı Kafkas Üniver- sitesi'nin rektörü olması için Ege Ünıver- sitesi'nde görevli Prof. Dr. AliÇahşkan'ı istiyor. Çağ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Akdeniz'in Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü'ne yazdığı yazı durumu sergi- liyor: "Kafkas Üniversitesi Rektöriüğü'- nü, 15.10.1995 tarihinden itibaren bir >ıl sürevle Ege Üniversitesi Fen Fakiiltesi Matematik Bölü- mü öğretim üyelerinden Prof Dr Ati Çahşkân'ın yürütme- si şirketimizce karariaşünl- mjş olup. gereğini ve Prof. Dr. Çahşkân'ın bilgüendirilme- sini rica ederim..." Bu aşamada ilginç bir ge- ^me daha yaşanıyor. !5.7.1995tarihindeProf.Dr. Zafer Ayvaz. bağlı bulundu- ğu ve maaş aldığı EÜ Rek- törlüğü'ne, Kafkas Üniver- sitesi Rektörü olarak başvu- ruyor: "Kurucu şirketimiz Çağ Öğretim Işletmeleri AŞ'nin 20.7.1995 tarihve 1995/62 sa- yıh yazısı Ue üniversiteniz öğ- retim üj«i Prof. Dr. Ali Ça- bşkan'ın 10.10.1995 tarihin- den itibaren 1 yıl süreile Kaf- kas Üniversitesi Rektörlü- ğü'nü yürütmesinin u\gun bulunduğu bildirilmektedir. Ünhersitelerimizarasındaki işbirligi protokolüne uygun olarakSavm Prof. Dr. Aİi Ça- lışkan'ın anılan tarihlerde üniversitemizde rektör ola- rak görevlendirilmesini arz ve rica ederim_." Prof. Ayvaz böylece şirke- tinin emirlerini, bağlı bulun- duğu Rektör Saygılı'dan u ri- ca ediyorJ" Bu rica üzerine Rektör Saygılı, Prof. Çalış- kan'ın baglı olduğu fen fa- kültesi dekanlığından görüş istiyor. Ancak beklenildiği gibi olmuyor ve fakülte yö- netimi bu isteğe olumsuz ya- nıt veriyor. Bu aşamada YÖK Başkanlığı 17.7.1996 tarihinde EÜ Rektörlüğü'ne gönderdiği bir yazıyla aldı- ğı karan duyuruyor: "Devlet ünhersitelerinde görevli öğretim elemanlan- nın, vakıf üniversitelerinde rektör. dekan. enstitü müdü- rü. yüksekokul müdürü gibi herhangi bir idari görev al- malan halinde de\ let üniver- siteleri ile ilişkilerinin kesil- mesi gerektiğinin üniversite- lere du\Tinılmasına..." YÖK'ün bu karan üzeri- ne REFAHYOL iktidan he- men bir formül buluvor. YÖK Yasasf nın yurtdışı gö- revlendirmelerle ilgili 39. maddesine yeni bir fikra ek- liyor. 22 Mayıs 1997 tarihlı Resmi Gazete'de vayımla- nan bu ek maddeye göre "Türkcumhuriyetleriveak- raba topluluklanndaki yük- seköğretim kurullarından resmi davet alan öğretim ele- manlanna. 3 yılı aşmamak ve bütün özlük haklan saklı kalmak üzere üniversite yö- netim kumlunun ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayı Ue" aylıklı izin veriliyor. Böylece üniversitelenn fa- külte ve ait birimleri devre- den çıkanlıyor. BIRBAKIMA ÜZ YAZI IORHAN BİRGİT Bazı meslektaşlarımızın. yenı bir hü- kümet arayışı için bütün bir özveri içe- risinde kollarını sıvadıkları anlaşılıyor. Gerçi her birisi, çalıştıkları gazete ve televizyonlarda etkin görevlerde bulu- rıuyorlar ama; bu meslektaşlarımızın aralarında patron konumunda olan yok. Ama hemen hepsi. 'patronum' diyen birçok kimseyi çırak çıkartacak kadar da 'servef saman sahibi'; ya da oyolunadaylan..Arkadaşlarımızınyü- reklerindeki vatan sevgısi, elbette meslek aşkının üzerine çıkıyor. Bu ne- denle bir araya geldikleri politika ön- derleri ile röportaj ya da söyleşi yap- mak yerine hep birlikte 'iktidar değiş- tlrme oyunlan' oynamayı yeğliyorlar. Bu önderler arasında taktik düzenle- fnesi yapmaktan, haber getirip götür- mekten ziyadesiyle keyif alıyorlar. Belki de, bu konuşmalardan aldık- ları esinle oturup yazılarını yazıyor, te- (evizyon söyleşilerini hazıriıyorlar. ., Önceki akşam, böyle bir 'iktidarde- ğiştirme oyunu' için seçilen yer, Istan- bul'un seçkin tepelerinden birisiydi; Boğaz'ın Anadolu yakasındaki 'Otağ- tepe'öe, Canan-Mehmet Barlas'la- rın evi. Meslektaş konuklartn, Nazlı Şirin İhcak' ile oğlu Mehmet Ali llıcak Cengiz Çandar. Ali Bayramoğlu. U- Tepelerde Kurulan Otağ fuk Güldemir. Nevzat Yalçıntaş, Se- lahattin Sadıkoğlu ve Ahmet Hakan olduğu belirtiliyor. Ev sahiplerinin karşılamak amacıy- la kapıda bekledikleri politika önderi konuk ise, uçakla Ankara'dan gelen Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tan- su Çiller. On beş gün kadar önce benzer bir toplantı, Nazlı Şirin Ihcak'ın Çengel- köy'deki yalısında yapılmış ve yalının politika önderi konuğu CHP Genel Başkanı olmuştu. Baykal. bir araya gelişin MHP tan- danslı bir gazetede kamuoyuna du- yurulmasından sonra yaptığı açıkla- mada, kendisiyle görüşmek isteyen herkesle bir araya gelebileceğini söy- lemişti. Ancak, o yemekten kısa bir süre sonra Çiller'in bir liderler turuna çıka- cağı haberleri geldi ve DYP Genel Başkanı'nın, CHP liderine "Gel bera- ber hükümeti düşürüp seçim hükü- meti oluşturalım. Üstelik senin baş- kanlığında" dediği, ikili konuşmanın ana teması olarak gazetelerde ve te- levizyonlarda yer aldı. Taraflar, önce bu haberleri yalanlamadılar. Hatta, tur sahibi Çiller, DP Genel Başkanı Kor- kut Özal'la, Baykal adına söz verici bir üslup ile konuşabildi. Demokrasilerde, hükümet kurmak kadar; hükümetleri değiştirmek için çözüm yolları aramak en başta s/ya- set adamlannın doğal görevi sayılma- lıdır. Batı ülkelerinde, yurttaşlar ara- sında yazılı olmayan bir işbölümünün kuralları işlediği için, siyaset adamının bu görevini, gazeteci izler ve yorum- lar. Ülkemizde, bir süreden beri bizim meslektaşlarımız, politikacının bir tür izdüşümü gibi hareket etmeyi, onu yönlendirmeyi yeğliyorlar. Otağtepe doruğunda önceki gece ele alınanların neler olduğu bir iki gün içinde elbette dedikodu işportacıları- nın tezgâhlarına düşecektir. Hemen çoğunu yakından tanıdığım bu mes- lektaşların içlerinde, özellikle bazılan "Tansu'ya dedim ki; Deniz bana dedi ki" diye başlayan tiratlann verdiği tir- yakilik ile bu tür düzenlemelerde ya ev sahipliği ya da konukluk yapmaktadır. Tansu Çiller, ülkeyi bir an önce bir er- ken seçime götürmek için kendisine müttefik arıyor. Fazilet Partisi liderieri ile yaptığı konuşma, TBMM'deki en çok milletvekiline sahip olan FP'nin bir erken seçim için Çiller ile birlikte hare- ket edeceğini gösteriyor. Bu birliktelik, aritmetik dil ile 225 oy demektir. Ki bir seçim karanna yeterli değildir. Hele er- ken bir seçim için istenilen yasa deği- şiklikleri için, hiçbir anlamı yoktur bu rakamın. Birlik Partisi, DP, MHP'nin milletvekilleri ile bazı bağımsızlar da bu cepheye katılsalar bile erken seçim isteyenlerin sayısında sadece 13-14 artış olmaktadır. Gerekli asıl destek, Cumhuriyet Halk Partisi'nin '55 oyu'nu 'hemen se- çim' diyenlerin terazi kefesine koy- makla sağlanacağı için, önceki gece- nin Otağtepe doruğunda Baykal'ın ku- lağı iyiden iyiye çınlamış olmalıdır. Zaten son zamanlarda, resmi de- meçlerde taraflar ne derlerse desinler, Tansu Çiller ile Baykal arasında bir köprü açıldığının belirtileri birbjrini iz- liyor. Üç gün önce Ertuğrul Özkök, 'Çiller Kurtuluyormu?' başlıklı yazısın- da Mesut Yılmaz'ın, politikada zayıf bir rakibi tercih ettiği için DYP Genel Başkanı'nın koltuğunu muhafaza et- mesinden yana olduğunu ileri sürü- yordu. '4 Mart 1998'. Aynı yazıda "//- ginçtir, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Çiller'e karşı benzer bir po- litika uyguluyor" deniliyor ve Baykal'ın böyle bir stratejiyi Yılmaz'ın düşünce- sinin tam aksine merkez sağı parça- lamak için yürüttüğü söyleniliyordu. Yılmaz'ın anlaşılmaz stratejisine ANAP Grubu'nda homurtular yüksel- mekte olduğunun ilk işaretleri geldi. CHP cephesinde ise 'sessizlik' ege- men. DYP Genel Başkanı'nın alnı ger- çekten açık ise, Yılmaz ve Baykal bun- ca yıldır insanlara neden gerçeği söy- lemiyoriar? Değilse bunca yurttaşı niçin oyalı- yoriar? Sanırım önceki gece Otağtepe ye- meğindeyenen yemekte, Baykal'ın i- ki ya da üç aylık başbakanlığında ıs- rar etmesinin faydalan arasında Tan- su Hanım'a. işin bir de Özkök'ün ya- zısındaki yönünü de gözden kaçırma- ması söylenmiştir. Tansu Çiller'in Otağtepe'deki mes- lektaşlann 'kılavuzluklanna güvenme- sini isteyenlerTGRT'de Mehmet'e, is- temeyenler Kanal 7'de Nazlı Şirin'e faks çekebilirier. Henüz fikirsiz olanlar için; Cengiz Çandar'ı 'Sabah' ya da lnterstar'da U- fuk Güldemir'i önerirdim. SERVER TANILLI Uselerde Hangi Bilgileri Öğretmeli? Fransız, üstüne titrer lisesinin. Öğretmenleri en ciddi öğretmen okullanndan çıkar; kitapları, önde gelen üniversite hocalanna yazdırılır ve her ba- kımdan örnek eserlerdir. Özetle tarih, coğrafya, biyoloji, edebiyat, bilginin ve bilimin bu ve öteki ana konuları adam gibi okutulur. Üstlerine de, lise son sınıfta, pek cıddî bir felsefe cilâsı çekilir; ba- kalorya sınavlannda, birkaç ana dalın yanı sıra, gençlerin önce felsefe kültürü yoklanır ve liseden mezun edilip üniversite kapıları açılır önlerine. Neden bu titizlik? Çünkü lise, doğa, toplum ve insan üstüne yal- nız temel kültürün verildiği bir yer değil; aynı za- manda, dünya görüşünün oluşturulduğu, ufuk zenginliğinin ve kafa bağımsızlığının sağlandığı yer. Bunu üniversitede yapamazsınız; çünkü üni- versite, uzmanlık dallarının eğitim ve öğretiminin ocaklarıdır. Genç, liseden alacağını almamışsa, ciddî bir uzman olması da mümkün değildir ya da iğreti kalır uzmanlık üstünde, sırıtır. Özetle, liseönemli; birtoplumdaeğitimi sağlam temeller üstüne oturtmak istiyorsanız, ne yapıp edip liseyi, şanına lâyık biçimde kurmalısınız. Ön- dan olacak, Fransız. üstüne titrer lisesinin. Peki bitiyor mu sorunlar? Hayır! Geçen hafta 27 Şubat günlü Le Monde'daki bir haber. Fransa'da lise eğitiminde yeni bir sorunun gündeme girdiğini duyuruyordu. Sorun daşu: Hangi bilgileri öğretmeli liselerde? Bunu araştırmak için, Fransızlar, bilimsel nitelik- te bir kurul oluşturmuşlar. Sosyalist hükümetin, aynı zamanda doğa bilimlerinde uzman olan Mil- lî Eğitim Bakanı Claude Allegre o kurulun baş- kanlığına, yöntem üzerine araştırmaları da olan fi- lozof bir kişiyi, ünlü Edgar Morin'i atamış. Kollar sıvanırken, Edgar Morin'le de, sözünü ettiğimiz gazetede pek ilginç bir söyleşi yaytmlandı. Filozofumuz, bir yakınmadan yola çıkıyor: Ça- ğımızda bilimler, gitgide daha fazla birbirine kapa- lı bölmeler halinde; ve gitgide karmaşık sorunlar çıkarıyorkarşımızabudurum.Kurumlardadüşün- ce alışkanlıklarının pek büyük direnişiyle karşı kar- şıyayız. Birbirine sırtını çevirmiş bölmeler halinde duran bilgiler, kafalar için zararlıdır. Öğreticilerin, özellikle de ortaöğretimde, bağlı oldukları bilim dallarını daha geniş bütünlükler içinde birleştir- melerinin yollarını açmalı. Edgar Morin, "Söz ko- nusu bilimler arasındaki duvarları ortadan kaldır- mak gerek" diyor ve bunun için de ivedi bir "dü- şûnme reformu" öneriyor. Bu yolda ilk tasarladığı da. "antropo-sosyal" dediği tarih, sosyoloji, ekonomi. psikoloji ile, inanç ve mitos bilimleri üstüne tematik toplantılar düzen- lemek. Böylece iktisatçılar. tarihçiler, sosyologlar karşıhklı olarak katkılarını ortaya koyacaklar. Bun- ları izleyen öğretmenler de, ortak temaları görüp kendileri bağlantılar kurabiiecekler. İlk toplantılar da 16-24 Mart günleri arasında ve konulan da, "Insanın evrendeki yeri" ile. "Dillerin, uygarlıkla- nn, edebiyatlann, sanatlar ile sinemanın insan kt- şiliğinin oluşumunda yeri"\ son toplantının konu- su da, "Bilgileri birbirine yeniden bağlamak". Ko- nuşmacılar, Fransa'nın filozofları, en önde gelen bi- lim ve kültür adamları. Sekiz günlük toplantıların amacı da, "laik bir hümanist kültür" yaratmak için bilgilenme ve düşünce alışverışinde bulunmak. Bu ve başkaca hazırlıklar. sorunlar ve güçlükler, sonbaharda parlamentonun da önüne getirilip tar- tışılacak; zaten yığınla milletvekili de gelişmelerle ilgili. Öyle olacak, çünkü Millî Eğitim Bakanı'na göre, "21. yüzyılın yurttaşını yetiştirme" söz konu- su. • Olan biteni alabildiğine özetleyerek aktardım. Sonra oturup kendi yurdumda olan bitene baka- rak derinden derine üzüldüm ve gelecek için kay- gılandım. Adamlar nelerle uğraşıyor, biz nelerle! Adamlar, "laik bir hümanist kültür" yaratmak amacıyla, çağın ve bilimle kültürün sorunlarına eğilip, "21. yüzyılın yurttaşı"n\ nasıl yetiştirebiliriz diye düşünme yöntemi ile ilgili tartışmaların içine yeniden gelip girerken, biz türban ve sakal tartış- ması yapıyoruz. Oysa kanser. milfî eğitimin yaka- sına yapışmıştır; hasta bir an önce köklü ameliyat bekliyor her yönden; görüntülerle uğraşacak za- man değildir. Uru bulup alınız, yoksa gitti gider... YSK Başkanı Tufan Algan 'Şu anda herhangi bir seçime hazır değiliz' EN tN GÖKTAŞ ANK.4RA - Seçim tar- tışmaları sürerken: Yük- sek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Tufan Algan. ola- sı bir erken seçime hazır olmadıklannı söyledi. Al- gan, "Hazırlanmamıziçin 2 trilyon lirava ihtivacınıı/ var. ancak hükümet bu pa- rayı bize \ermiyor. Bu öde- neği tak'pcttik. ama şu ana kadar bir yanıt alamadık" dedi. Algan. kapatılan RP'nin eski Genel Başka- nı Necmettin Erbakan ile diğer bağımsızlann duru- munu seçim döneminde adaş hk için başv urdukla- nnda değerlendirecekleri- nı söyledi. Sorulanmızı yanıtlayan Algan. son bir aydır ikti- dar vemuhalefet partilerı- nin açıklamalan nedenıy- le seçimin yeniden günde- me geldiğini. ancak "siya- si iradenin seçim konusun- daki belirsizugi yüzünden çalışmalarının büyük öi- çüde aksadığınr belırttı. Algan. sözlennı şöyle sür- dürdü: "Her işteolduğu gibi se- çim için de önce bir alrva- pı oluşturmak gerekir. 1995 millenekili seçimini müteakip 19%vılındaha- liyle kurulumuza bir öde- nek konulmadı. 1997 vılı içinde avnı şekikle seçim gündemegelmediği için yi- ne bir ödenek verilmedi. Biz. özellikle son bir aydır siyasi gündemin birinci maddesini oluşturan er- ken seçim konusunda ken- di ihhŞaçlarımın belirie- dik. tlerive vönelik erton bir seçim veva olağan tir seçim gündeme geldiğinJe hazır olabilmek için tafci- atıyla bir ödeneğe ihtiyı- cımız olduğunu t>clirtrk. Ancak maalastf bugüıe kadar bu talebinize bir te- vap alamadık. Bugünlü siyasi ortamda iktidır partilerimiz. gündeme- rinde bir erken seçim »I- madığını.çij/üırhüküne- ti okluklannı beirtiyorlsr. Buna karşın nuhalett partileri ise, erken seçfaı taleplerini yimiemekt- dirter. Biz tüm bunlan e geçmiş yıllardaL uyguk- malan da dikkau? alara, hazırlıklarımızıı ne olaH- leceğini aşağı jTiıian belr- ledik. Para veriıVrse se*- me hazırlanma çayretiıe gireriz."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear