Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 MART 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dışişleri Bakanı Ismail Cem, hükümet ve devlet olarak Kosova'ya sahip çıkıldığını vurguladı
MecBs'te Kosova tarbşddı
GÖRÜŞ
ANKARA// İSTANBUL (Cumhuriyet)
-TBMM Genel Kurulu'ndaFPveCHP'li
millenekillerinın önergesi doğrultusunda
dün yapılan ön görüşmeler sonunda. Ko-
so\a olaylan konusunda genel görüşme
açılması kabul edildi. CHP Genel Başka-
nı DenizBaykal. Türk hükümetinin Koso-
va'vı sivasi muhatap olarak almasını ve
bunu uluslararası kuruluşlara deklare et-
mesini istedi. Dışişleri Bakanı İsmail
Cem. •'Hükümet \e devlet olarak Koso-
va'ya sahip çıkıldı. kosova insanına karşı
Türldyemizin sorumluluğunu yerinegetir-
dik. Mahcup \e kompleksli olmadık" de-
di.
CHP lideri Deniz Bavkal. partisinin
grup toplantısında yaptığı konuşmada.
Yugoslavya'nın Sırbistan bölgesi içinde
yer alan. Arna\utluk halkının yaşadığı
Kosova bölgesinin Balkanlar'ın hassas
noktası olduğunu belirttı. Baykal, yaşanan
olaylann "Yugoslavya'nın içişleri gibi de-
ğeıİendirikmeyeceğini" kaydederek Tür-
kiye'nin son gelışmelerle ilgili politikası-
nın gerçekçı. sonuç verici ve doğru olma-
dığını savundu. Diğer ülkeler yaptınma
yönelirken Türkiye"nin yalnızca çağrılar-
da bulunup kendisinden beklenen öncü-
lük görevini de yitirdiğini belirterek
"Komplekse gerek yok" görüşünü dile
getirenBaykal. "toprakbünınlüğü" söy-
leminin eski Yugoslavya"nın yeniden
oluşturulması politikasına destek verildi-
ği görüntüsüne yol açtığmı söyledi.
TBMM'de dün akşam gerçekleştirilen
görüşmeler sırasında. siyasal parti grup-
ları sözcülerinin Kosova konusundaki gö-
rüşlerinı aktarmasının ardından. Dışişle-
ri Bakanı İsmail Cem kürsüye çıktı. Cem.
"Etniktemizlik tehlikesinin yeniden ufiık-
ta belirdiği kaygısı varken hepimiz duyar-
lı olma hakkına sahibiz. Bir büyük tehli-
kenin eşiğinde olan Kosovalılara. banşa
sahip çıkarakpolitikalaroluşturuldu" de-
di. Hükümet ve devlet olarak Kosova'ya
sahip çıkıldığını vurgulayan Cem. "Dışiş-
leri Bakanlığı ne yapn, bekledi" diye laf
atılması üzerine "Hiç beklemedik" dedi
\ e girişimlerini anlartı. Türkiye'nin Belg-
rad Büyükelçisi'nin yılda bir kez Koso-
va'ya gittıği, sorunlarla hiç ilgilenmediği
savlannı y alanlayan Cem. "Büyükelçimiz
sadece Kosova'daki Arnavutiarla değil. sa-
yılan 40 bini bulan Türk topluluğuyla da
ilgileniyor. Meseleyi gereken sorumluluk-
la izliyoruz" diye konuştu.
Cem. CHP sözcüsü İrfan Gürpınarın
"kompleksli ve mahcup" polıtıka ızlen-
diğı eleştinlenne şöy le yanıt yerdi: "Mah-
cup \e kompleksli olmadık. İnsafl.. Ken-
dimi/i kötü göstermekten, küçültmekten
zaman zaman zevk alıyoruz herhalde.
Türkiye'nin Dışişleri'nin şu. bu eksiği ol-
muştur. ama kimse. mahcup ve kompleks-
li diyemez. Yunanistan'ın bile diyemediği-
ni, biz kendimize söy lemeyelim."
Öte \andan Istanbul Büyükşehir Bele-
dıye Başkanı Tayyip Erdoğan. Türki-
ye'nin Kosova konusundaki tutumunu
gözden geçirmesi gerektiğinı belirterek
"Türkiye'nin nihai tutumunun bu olma-
ması gerekir" dedi.
Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan dün Kosova'nın tstan-
bul'daki temsilcisi EnverTali'yı ziyaret
ederek Sırp saldınsmda ölen Arna\ utlar
için başsağlığı dileğinde bulundu. Sırp-
lann saldırılan sonucu Kosava'da bugüne
kadar 250 kişinin öldüğünü vurgulayan
Erdoğan, "Ölenleriçinıstırapduyuyoruz''
dedi.
En\er Tali ise Tîto döneminde Koso-
va'nın bir cumhuriyet olduğunu belirterek
Kosova'nın şimdi Sırp işgali altında oldu-
ğunu. sö\ledi. Son saldırılarda 52 Arna-
vut'un öldürüldüğünü. bunlardan I7'si-
nin çocuk. 13'ünün de kadın olduğunu
açıkla\an Tali. Sırplann cenazelen verir-
ken törensiz gömülmesi şartı koyduğunu
iddia etti.
Karma Komisyon
DYP'li Ömer
Bilgin'e yargı
yolu açılıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Anayasa \e Adalet Karma
Komisyonu, TL'RBAN Genel Müdürlüğü
dönemiyle ilgili yolsuzluk iddialan
nedeniyle daha önce 5 dosyadan
dokunulmazlığının kaldınlmasına karar
verilen DYP'ü Ömer Bilgin hakkındaki
üç dosyayı daha kabul ettı. Karma
komisyon. Ulaştırma Bakanı Necdet
Menzirile ANAP Manisa Mıllenekili
Ekrem Pakdemirli hakkındaki dosyalar
dışında gündemindeki tüm dosyalan
karara bağlamış oldu. Anayasa ve Adalet
Karma Komisyonu dün gündemindeki 15
dosyayı daha görüşerek karara bağladı.
TURBAN Genel Müdürlüğü döneminde
görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle
DYP'li ÖmerBilgin'in
dokunulmazlığının kaldınlmasını
öngören 3 dos>a kabul edilirken. diğer
dosyalar dönem sonuna bırakıldı.
Komisyon, dün yaptığı toplantıda
görüşülen 15 dosya ile birlikte
gündemindeki 170 dosyayı karara
bağlamış oldu. DTP'li Ulaştırma Bakanı
h
1
ntft*v»tT* •(' (Emniyet Müdürlüğü strasında
uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz'ün
serbest bırakılması olayı ıle ılgilı olarak
hazırlanan dosyanın yanı sıra ANAP'lı
Ekrem Pakdemirli hakkındaki dosya da
hazırlık komisyonunda karara
bağlanmadığı için karma komisyon
gündemine gelemedi. Karma komisyon
başkanı Atüa Sav toplantıdan sonra
yaptığı açıklamada. çalışmalara
başladıktan sonra gelen 15 yeni dosyanın
görüşülmesi için gelecek hafta hazırlık
komisyonları oluşturulacağını söyledi.
Sav. kabul edılen dosyalann Meclis
Genel Kurulu'nda görüşülebilmesi için
TBMM Danışma Kurulu karan
gerektiğine dikkat çekerek. "Sanıyonım
önümüzdeki toplantılarda bu yönde bir
öneri gündeme getirileeektir" dedi.
TBMM yolsuzluğu
Komisyon
üyeleri salonda
inceleme yaptı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurul Salonu nun yenilenmesiyle
ilgili yolsuzluk sav larını araştırmak üzere
kurulan araştırma komisyonunun üyeleri.
yenilenen salonda dün inceleme yaptılar.
Komisyon. TBMM Başk'anı Hikmet
Çetin'den bundan sonraki hakedişler için
ödeme yapılmamasının ıstenmesini
benımsedi. Komisyonun FP'li üyeleri.
maharlığı bildiriminde bulunmayan eski
TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin bu
tutumunda ısrarlı olması durumunda.
maharlığının tapu dairelenne yazılacak
yazılarla öğrenılmesıni önerdiler.
Araştırma komisyonunun dünkü toplantısı
sırasında. çalışmalara bir süre ara \erilerek
genel kurul salonunda inceleme yapıldı.
Komisyon üyeleri. salonun yenilenme
biçimiyle ilgili eleştirel görüşler aktardı.
DYP'lı üye Ali Rıza Gönül "Bu salon bu
ülkeye lüks" derken ANAP'lı Ekrem
Pakdemirli. koltuklann rengini
beğenmedi. Komisyon Başkanı Ahmet
Priştına da. "Komisyonumuzun araştırma
konusu. salonun niçin bu sekilde yapıldığı
değildir. Komisyonumuz. yapım sırasında
ortaya atılan iddialan araştirmakla
görevlidir" dedi. Pnştina. bazı komisyon
üyelerinın. salonun bu biçımde
yenilenmesinin gerekli olmadığı
görüşünde olduğunu. bazı üyelerin de aksi
görüşü taşıdığını anlattı. Komisyon daha
sonra sürdürdüğü toplantısında. TBMM
Başkanı Çetin'den inşaatla ilgili olarak
bugüne dek yapılan ödemelerin miktarını
resmi yazıyla komisyona bildirmesinin
istenmesini kararlaştırdı.
Çetin'den hakedişler için ödeme
yapılmamasının da istenmesi benımsendi.
Salonun elektronik sistemleri. 13 Mart
günü yapılacak geniş katılımlı son
denemeyle sınanacak. Meclis personelinin
katılacağı geniş kapsamlı provanın
ardından, olumlu sonuç ahnırsa geçici
kabul işleminın yapılabileceği bildirildi.
Bedros Kazancıyan, Şişli Mezarlığı'ndaki Patrikler bölümünde toprağa verilecek
Ermeni Patriği Karekin II öldü
• Ermeni Patrikliği'nden yapılan yazılı
açıklamada, Türkiye Ermenilerinin 11
Nisan Paskalya arifesinin gün batımına dek
yasta olacağı anımsatılarak '84. Türkiye
Ermenileri Patriği seçimleri için çalışmalann,
Paskalya Bayramı'ndan sonra 14 Nisan
günü başlayacağı' kaydedildi.
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Ermenileri 83. Patri-
ği Karekin II (Bedros Kazan-
cıyan), dün Yedikule Surp Pır-
giç Ermeni Hastanesi'nde 71
yaşında hayatını kaybetti. Ka-
rekin Il'nin 15 Mart Pazar gü-
nü Kumkapı Surp Astvadzad-
zin Patriklik Kilisesi'nde ya-
pılacak dini törenden sonra
Şışli Mezarlığı'ndaki Patrik-
ler bölümünde toprağa verile-
ceği belirtildi.
Ermeni Patrikliği'nden ya-
pılan yazılı açıklamada. Tür-
kiye Ermenilerinin 11 Nisan
Paskalya arifesinin gün batı-
mına dek yasta olacağı anım-
satılarak "84. Türkiye Erme-
nileri Patriği seçimleri için ça-
üşmaların. Paskalya Bayra-
mı'ndan sonra 14,Nisan günü,
başlayacağı" kaydçdjldi.
Karekin Il'nin
özgeçmişi
tstanbul'da 18Mayısl927
günü doğan Bedros Kazancı-
yan, Kasım 1940 tarihinde
Kudüs Ruhban Okulu'na gir-
di. Ocak 1950'de kendisine
"Karekin" adı verilerek rahip
takdis edilen Kazancıyan. 2
yıl Kudüs Patrikhanesi Di\an
Başkanlığı görevini üstlene-
rek aynı zamanda da Ruhban
Okulu'nda öğretmenlik yap-
tı. Türkiye Ermenileri Patnğı
Başpiskopos Karekin Haça-
duryan'ın davetıyle 1951 yı-
lının Kasım ayında Istanbula
gelen Kazancıyan. 1952 yılın-
dan itibaren 2 lisede öğret-
menlik yaptı. Surp Haç Tıbre-
vankOkulu'nun 1954'teaçıl-
masının ardından bu okulun
müdürlüğüne atanan Kazan-
cıyan, 1957'de yedek subay
olarak askerligıni yaptı. Ka-
sım 1966'da üst rahiplik dere-
cesinden Episkopos takdis
edildi ve Uzakdoğu, Avustral-
ya, Yeni Zelanda ruhani ön-
deri olarak merkezi Sydney
olmak üzere 1981 yılına dek
bu görevini sürdürdü. Kudüs
Ermeni Patrikliği Asamblesi
tarafından kutsal yerlerin de-
netimi ve korunması görevine
getirilen Kazancıyan, 5 Eylül
1990 günü Türkiye Ermenile-
ri Delegeler Meclisi tarafın-
dan 83. Türkiye Ermenileri
Patriği seçildi. Bedros Kazancıyan, 5 Eylül 1990'da 83. Türkiye Ermenileri Patriği seçildi.
Halefoğlu ve Yavuz, BM Lions Günü nedeniyle düzenlenen panelde konuştu
4
Türlriye etkinliğhıi kapürıyor'
İstanbul Haber Servisi - Eski Dışiş-
leri Bakanı Vahit Halefoğlu ve eski 2.
Ordu ve Harp Akademileri Komutanı
Emeklı Orgeneral Kemal Yavuz, Tür-
kiye - ABD ilişkilerinin sürekli ABD
lehine işlediğini, gelişmelerin olum-
suz yükünü hep Türkiye'nin taşıdığı-
nı belirttiler. Halefoğlu ve Yavuz.
"Türkiye etkisinin. gücünün ve potan-
siyelinin gerektirdiği kararlı. nıtaıiı, il-
keli ve dikkatli adımlan atamıyor. İran
ve Yunanistan. Türkiye'nin yerini al-
mak konusunda önemli yol aldılar" de-
di Ier.
Halefoğlu ve Yavuz. Birleşmiş Mil-
letler Lions Günü nedeniyle Lions ku-
lüplerince S\vissotel'de düzenlenen pa-
nelde. dış politikaya ilişkin görüşleri-
ni açıkladılar.
Halefoğlu. ABD'nin Ortadoğu'ya
olan ilgisınin temel nedenlerinin Isra-
il'in güvenliği ve petrol olduğunu be-
lirterek ABD'nın tüm dünyada Paxa-
merikana'yı uygulamak
istediğinı, buna karşı kim
varsa karşısında ABD'yi
bulduğunu söyledi. Son
dönemlerde ABD'nin
Dicle ve Fırat nehırleny-
le de ilgilendiğini ve Su-
riye'ye Fırat'tan daha çok
su verilmesi konusunda
Türkiye "yi ikna edebile-
ceğini söylediğini \Tjrgu-
layan Halefoğlu. Suriye
lideri Hafız Esad'ın da
çok kurnaz ve dikkatli bir
devlet adamı olduğunu
kaydetti.
Halefoğlu. Türkiye'-
nin önceleri karışık me-
sajlar verdığini de belir-
terek "Diplomaside en
zor şey susmaktır. Yetki-
liler önceleri kalkıp İn-
cirlik talebi gelmedi" de-
diler. Niye bunu anımsa-
öyorlar, ne gereği var? A-
ma zaten bu hükümetle
başka bir şey olmazdı"
diye konuştu. 1. Körfez
krizinde Türkiye'nin ol-
madık yerde Saddam'ı
incittiğini ve sonuçta ne
ABD'ye ne de Araplara
yaranabildiğini sa\xınan Halefoğlu, bu
krizden sonra Irak'ta şeriatçı akımla-
nn gelişmesinin de Türkiye için bü-
yük bir tehlike olduğuna dikkat çektı.
Halefoğlu. "Irak Dışişleri Bakanı Ta-
nk Aziz Hıristiyandır. Irakeskiden çok
serbest bir ülkeydi. Ama 1. Körfez kri-
zinin ardından Irak bavrağına Allahu-
ekber yazısı kondu ve şeriatçılık geliş-
meye başladı" dedi. Irak'a elindeki sı-
lahları Batı'nın verdiğini anımsatan
Halefoğlu. bölge ülkeleri ve Avrupa
ile arası iyi olmayan Türkiye'nin mec-
buren ABD ile yakınlaştığını ifade et-
ti. Halefoğlu şöyle konuştu:
"Olaylann kaymağım Batı yiyor.
zahmetini biz çekiyoruz. ABD. kolu ka-
nadı kınk bir Saddam'ı orada tutarak
İran'a karşı denge kuruyor. Saddam
Türkiye'ye savaş açıp niye karşısına al-
sın. Zaten yeterince düşmanı \ ar. Ayn-
ca Kuzey Irak'taki politikalanmız da
örtüşüyor. Türkiye'nin 1. Körfez kri-
zindeki kaybı parayla ölçülemeyecek
kadar büy üktür. İç politikamız ve Gü-
neydoğu'nun dengesi bozulmuştur.
İran. Orta Asya ve Körfez arasındaki
konumunu çok akıliı kullanıyor. Potan-
siyelinin farkında ve kendini ağırdan
satıvor. Biz ise "Adriyatik'ten Çin Sed-
dı' ne' gibi laflarla. gereksiz yere' Erge-
nekon'da demır döverek" kurbağalan
ürkütriik. Akıliı. bilgili.tutarlı \e karar-
lı bir dış politikamız yok."
Kemal Yavuz ise Israil'in ABD po-
litikası üzerindeki etkisine dikkat çe-
kerek. bir ABD'li generalle yaptığı
sohbette. ABD'li generalın kendisine
"Politikacıya iki şey gerekir. Finans-
man ve medya. ABD'de bunlann ikisi
de Yahudilerin elinde. Başkan bile bun-
lara karşı gelemez" dedığını söyledi.
Yavuz. dün\a üzerinde en çok petrole
sahip olan 6 ülkeden 5'ının Ortado-
ğu'da olduğunu ve ABD'nin de azamı
12 yıl sonra petrol ithal eder duruma
T Î K B d a v a s ı n d a y i n e g e r g i n l i k Ş Z f c
minin de bulunduğu bazı eylemlere kanştıklan öne süriılen Türkive İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB)
nyesi 4'ü rutuklu 6 sanığın yargılanmasıyla ilgili dava yine gergin geçti. Sabah saatlerinden itibaren İs-
tanbul DGM önünde toplanan çok sayıda ülkücü. çevredeki gazetecileri sözlü olarak rahatsı/ etti. İs-
tanbul 2 N'o'lu DGM'deİd duruşmada mahkeme heyeti. avukat Gülizar Tuncer'in isteğini reddederek
•gerginüğin artmaması için. duruşmanın selameti açısından" basuıı içeı i almadı. Duruşmanın ardın-
dan sanık avukatlanyla istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman. polis otobüsüyle DGM'den çıkanldı.
İstanbul Emniyet Müdûr Yardımcısı Bilgi İ nal ik Çe\ ik Ku\ vet Şube Müdürü Turan Türe, alınan gü-
venük öniemkrini kontrol etnıek amacnla DGM önüne geldi.(Fotograf: KEREM ILGAZ)
geleceğini vurgulayarak, dünyadaki
petrol üretiminin üçte birini ABD'nin
tükettiğinı. Avrupa ve Japonya'nın ise
tamamen petrole bağımlı olduklarını
söyledi. Yavuz sözlerini şöyle sürdür-
dü:
"ABD hem kendi çıkan hem de ra-
kipleri nedeniyle petrolü korumak zo-
runda. Aynca dünya patronajı ve silah
pazan nedeniyle de Ortadoğu önemli.
Artık silah sarnıak için de savaş \apılı-
yor. ABD dünyanın bir numaralı silah
satıcısı. ABD'de her 7 kişiden biri sa-
\unma sanayiinde çalışıyor. Silah en-
düstrisi işsizliğin önlenmesinde çok
önemli. 1. Körfez harekâtı tam anla-
mıyla askeri bir şovdan ibaretti."
Rus\a'nın 1. Körfez krizinde pasif
kaldığını. bu kez ise daha atak da\ ran-
dığını ifade eden Yavuz. "10 gün için-
de Ermenistan'da Petrosyan devrildi,
Gürcistan'da Şe\ ardnadze'ye suikast
düzenlendi >e Azerba\ean'da Aliyev'e
karşı bir girişim son an-
da önlendi. Tüm bunlar
rastlantı olamaz" diye
konuştu. Avrupa'da Al-
manya'nın liderliğini i-
lan etmesi üzerine tngil-
tere'nin ABD'ye daha
çok yaklaştığını. Fran-
sa'nın ise Almanya endi-
şesi nedeniyle Akde-
niz'e yöneldiğini öne sü-
ren Ya\uz. şöyle dedi:
"Birinci Körfez kri-
zinde Turgut Özal'ın bi-
reysel hırs vehevesi nede-
niyle Irak'la aramız öyle
açıldı ki Saddam kalsa
da kalmasa da dü/.elt-
mek çok güç. Bin türlü
sorunu olan .\zerbaycan
bile Türkiye üzerine söz
söylejebiliyor. Ermenis-
tan'a karşı reel politika
izleyip Petrosyan'ı des-
teklemekgerekirken bu-
nu yapamadık. Gürcis-
tan ile ilişkilerimiz tesa-
düflere bağlı. Türkiye
güç. etki ve potansiyeli-
nin farkında değil \e her
şeyden önce de evinin içi-
ni düzeltmesi gerekiyor."
E.TEVFIK UNAYDIIN
Kosova Sorunu
8 Mart Cumartesi akşamı Kurtul Anuğ'un TRT'de yö-
nettiği ve Dışişleri Bakanımızın katıldığı, aynca bakan-
lık yapmış değeıii iki emekli büyükelçimızin görüşlerinı
belırrtiğı dış politika gelişmelerine ilişkin programı ilgiy-
le izledim.
1988-1990 yıllarında Belgrad'da görev yapmış bir
büyükelçi olarak söz konusu programda. Kosova olay-
ları hakkında belırtilen görüşlere katkıda bulunabilece-
ğimi düşündüm.
Kosova sorununun gelışmesi kısaca şöyle: Mareşal
Trto'nun, Yugoslavya'nın kendinden sonra da devamı-
nı sağlayabileceğini düşündüğü federal yapı ıçerisinde
ülke oldukça geniş yetkilerle donatılan altı cümhurıye-
te bölünmüş ve bu cumhuriyetlerden Sırbistan'da Voy-
vodina ve Kosova özerk bölgeleri kurulmuştu. Dünya-
ya örnek gösterilen bu federal düzen, Tito'nun otoriter
yönetiminde kolayca sürdürülebildi. Bu dönemde Yu-
goslavya. uluslararası belirgin birsaygınlık kazandı, Hin-
distan ve Mısır'la birlikte Bağlantısız ülkelenn liderliği ro-
lünü üstlendi. Yugoslavya, Tito'nun 1981'de ölümün-
den sonra federe cumhuriyetler arasında öteden beri
mevcut karşılıklı güvensizlikler, hattadüşmanlıklarvedı-
şa vuran iç çekışmeler nedeniyle 1989 yılına kadar ya-
vaş yavaş çözülmeye başladı. Özellikle "glasnost" ve
"perestroika" sonucu Sovyetler Birliği'nde ve peykle-
rinde başlayan dağılma. ıster istemez Yugoslavya'yı da
etkiledi. O sıralarda Sırbistan Cumhuriyeti Başbakanı
olan Miloseviç'in Büyük Sırbistan hayali ve bu yönde-
ki tutum ve davranışları da bu çözülmeyi hızlandırdı.
Miloseviç'in Büyük Sırbistan yaratma çabaları diğer
federal cumhuhyetleri tedirgin eden sözlerıyle belirgın-
leşmeye başladı, Voyvodina ve Kosova'nın özerklikle-
rinin kaldırılmasıyia doruğa ulaştı.
Bu gelişme. Macar azınlığın bulunduğu ve Sırplann
çoğunlukta olduğu 400 bın nüfuslu Voyvodina'da faz-
la bir tepkı yaratmadı. Buna karşılık, 2 milyon cıvarın-
daki nüfusun yüzde 90'ını oluşturan geniş özerklik hak-
lanna sahip: cumhurbaşkanı. meclisi. hükümeti bulu-
nan, hatta rotasyonla Federal Yugoslavya Cumhurbaş-
kanı olabilen Kosovah Arnavut çoğunluk: haklı olarak
bu gelişmeye şıddetle tepki gösterdi, ayaklanmalar ol-
du.
Miloseviç'in 1989 yılında, Osmanlı zaferiyle sonuç-
lanan 1389 Kosova Meydan Savaşı'ntn 600. yıldönü-
mündetörenlerdüzenlemesi. onun Kosova üzerindeki
emellerini açıkçagösterıyordu. Kaybedilen savaşın yıl-
dönümü kutlanır mıydı? Yugoslavya ile sürdürülen iyi
ilişkiler çerçevesinde, aynca savaşı kazanmış olan ta-
rafın vârisi, ülkenin temsilcisi olarak bu törenlere katıl-
dım. Ancak, törenin asıl nedenıne ilişkin göruşlerını ög-
renmek istediğim Yugoslav dışişlen mensupları sıkıla-
rak, zorlanarak bir şeyler söylemeye çaba gösterdıler.
Söylenenlerden. basında çıkan yazılardan çıkarılabılen
zorlama gerekçe. savaşta Sırpların mağlup olmalarma
karşın, birbirterine düşman, dağınık Sırp kavımlerinin or-
tak düşmana (Osmanh'ya) karşı ilk defa bir araya gel-
miş ve birlikte savaşmış olmalarıydı. Bu bir ölçüde doğ-
ruydu, ama kutlama töreninın asıl nedenı; Kosova top-
raklannın Arnavut değil. Sırp kanıyla sulanmış Sırp top-
rağı olduğunu göstermekti.
Hıristiyan âlemini etkilemek için de, gazetelerde Av-
rupa'da Müslüman yayılmasına karşı ilk direncin Sırp-
lar tarafından gösterildiği yazıldı, bu arada savaşın bir
safhasında Sırplann Osmanlı ordusunu mağlup ettiği
sanılarak Kosov^'dan Paris'e kadar uzanan güzergâh-
taki, tüm kifisel^rın birbirlerine zafer çanlarıyla müjde
verdikleri ve bu şekilde haberın ulaştığı Paris'te zafer
şenlıkleri düzenlendiği yolunda yazıların yayımlanması
da ihmal edılmedı.
Batılı hıçbır diplomatın katılmadığı törende, Milose-
viç'in 20-25 dakikalık konuşmasını dinlemek için 16 sa-
at tren. 2 saat otobüs yolculuğu yapmak zorunda kal-
dık.
Özerkliğin kaldırılmasından sonra da Sırplar çeşitli
baskılara, bu arada eğitim kısıtlamalarına giriştiler.
Miloseviç, komünıst kışilıği yanı sıra, koyu Sırp mil-
liyetçisi olan, halka şırin görünmek için de onların din-
sel duygularını okşamaktan geri kalmayan oportünist
bir politikacıdır. Ancak, Yugoslavya'nın dağılmasının,
Bosna'da verilen sözde tavizlerin ve şimdiki Yugoslav-
ya'nın içine düştüğü perişanlığın başsorumlusu olarak
görüldüğü için. dar çevresi ve muhtemelen kırsal böl-
geler dışında halkın nazannda itibannı büyük ölçüde yi-
tirmış olan Miloseviç'in Kosova'da şiddet kullanarak
Arnavutlan tamamıyla dıze getirmek istemesi ve bu su-
retle "Kosova Sırptır, S/rp kalacaktır" sloganıyla Sırp
halkının millıyetçilik duygularını kamçılamayı amaçla-
ması doğaldır.
Kosova'da Arnavut egemenliğini kırmak için eski
Yugoslavya döneminde Kosova'dan Sırp göçünü ön-
lemek, hatta ve göç edenleri oraya çekebilmek ama-
cıyla çeşitli özendirıci önlemler alındı. Ancak bunlar et-
kili olmadı; çok fakır ve ış olanakları. kaynakları çok sı-
nırlı olan böigeden dışarıya Sırp göçü durdurulamadı.
Kosova'da halkın huzura kavuşması. ancak 1989'da
kaybedilen özerkliğin ve bunun sağladığı tüm hakların
iadesiyle mümkündür. Sanıldığı gibi sırf eğitim alanın-
da yapılacak lyileştirmeler. sorunun çözümüne katkıda
bulunmaz.
Mılosevıç'ın ikna ile yola gelmesı olası değildir. Huzur
ancak Miloseviç Yugoslavyası'na karşı ahnacak her tür-
lü zorlayıcı önlemlerle sağlanabilır.
Belki Bosna olaylarından ders alındığı ıçın veya Koso-
va'daki kıvılcımın zaten sabıkası bol olan Balkanlar'ı
yangın alanına dönüştürebilir endişesiyle, Batı bu defa
işi ciddiyetleele almış görünüyor. Sonu da inşallah gelir.
Bu vesile ile şunu da eklemek istiyorum. Güney-
doğu'da sınırları bulunan Türkiye'nin Irak krizinde
girişimlerde bulunması ne kadar doğal idi ise bir Bal-
kan devletı olarak Kosova konusunda da duyarlı dav-
ranması, çözüm ıçın kendıçapındagirışimde bulunması
son derece doğaldır. Ancak. kendimizı sözü dinlenen
devlet olarak görmek, hatta bir ıkı temas ve gırişım ar-
dından kendimizı dünya devletı olarak tanımlamak, her-
halde pek gerçekçi olmuyor. Bilelim ki, başkaları da bizi
öyle görmüyor.
Şevki Yılmaz'a iki
dava daha açıldı
ANKARA (AA) - An-
kara Cumhuriyet Başsa\ -
cılığı. yaptığı konuşma-
larda "Atatürk'ünhatıra-
sına hakaret ve Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'nin ma-
nevi şahsiyetini alenen
tahkir ve tezyif ettiği" ge-
rekçesiyle. gıyabi tutuklu
sanık eski Rize millene-
kilı Şev ki Yılmaz hakkın-
da iki a>n dava daha açtı.
Cumhuriyet Savcısı
Nihat .•Vrtıran tarafından
açılan da\aların ilkinde.
Yılmaz'ın yaptığı konuş-
malarda Atatürk'ün ma-
nevi hatırasına hakaret et-
tiği de kaydedilerek eyle-
mine uyan 5816 sayılı
Atatürk Aleyhinde Işle-
nen Suçlar Hakkındaki
Kanun'un 1-1 \e2. mad-
deleri uyarınca 1.5 yıldan
4.5 yıla kadar hapis ceza-
sına çarptırılması talep
edildi.
Ikinci davada ise Şe\ki
Yılmaz'ın. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nın manevi
şahsiyetini alenen tahkir
\e tezyif ettiği eerekçe-
siyle. TCK'nin" 159-1.
maddesine göre i yıldan
6 yıla kadar ağır hapis ce-
zasına mahkûm edilmesi
istendi.
Başsa\ cılık. Şevki Yıl-
maz hakkında 3 dava da-
ha açmıştı.