25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç O Genel Yayın Koordinatörü: HikmetÇe- tinkaya # Yazıişlen Müdürü Ibrahim Yıldız 0 Sorumlu Müdûr: Fikret Ükiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Damşoğlu • lsnhbarat: Cengiz YUdınm 9 Ekonorru Mchmrt Saraç • Kültür Handan Şeaköken • Spor Abdülkadir \ ücetman 9 Makaleler Sami Karaören 0 Duzehme AbduBah Yaaa#l; txoğraf Erdoğan Kössoghı •Bılgı-Beige Edibe Bugra • Y urt Haberlen Mehmet Fanrç YayınKuruIu ÜtanSdçukCBaşkan». Orhan Erinç. Okta> Kurtfaöke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soncr. Ergun Balcı, Dinç Tsranç. tbnhan Yıldız. Orhan Bnrub, Mustafa Balbsv. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125,Kat4,Bakanbklar-AnkaraTel.4195020(7hat), Faks. 4195027 • lzmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S. 2-3 Tel-4411220. Faks. 4419117* Adana Temsücısı Çrtin Yiğenoğlu, lnönü Cd 119 S No: 1 Kat: 1, Tel:363 12 11. Faks: 363 12 15 Muessese Mudûru Üstön Akmen # Koordınatör Abmet Korulsan # Muhasebe Bülent Vemr«ldare Hûsevtı Gûrer • tşletme Önder Çeük • Büp- lşletn Nail lnal 9 Bılgısajar Sıstem Mörövet ÇUer • Sanş Fazflet Kaza MEDYA C: • Yönetım Kuruiu Başkanı - Genel Mudür G ü h u Erduran # Koordınatör Rtka Işıtman # Genel Mudur Yanbmcsı SevdaÇoban Tel 514 07 :3 - 51395 80-51384 6^61.Faky5l3«*3 Yayımta>an ve Basao: Yenı Gun Habcr Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş TuiocağıCad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 laanbul Td (0/212) 512 05 05 (20 hal) Faks (ÛIH) 513 85 95 6ŞUBAT1998 Imsak: 5.35 Güneş: 7.03 Öğle: 12.25 İkindi: 15.07 Akşam: 17.33 Yatsı: 18.56 Diinya Çocuk Zirvesi • İstanbul Haber Servisi - Disney Yayınlan ve UNESCO'nun ışbırliği ile bu yıl beşincisi düzenlenen "Dünya Çocuk Zirvesi", 4-8 Mayıs tarihleri arasında Disneyland Paris'te yaklaşık 50 ülkeden 500 çocuğun katıiımıyla gerçekleştirilecek. Pırlanta Oskarları • İstanbul Haber Servisi- 1998 Uluslararası Pırlanta Yanşması ödülleri Paris'te gerçekleştirilen Haute Couture Haftası'nda dağıtıldı. 'Pırlanta Oskan' olarak nitelenen ödüllerin dağıtıldığı yanşmaya bu yıl .43 ülkeden 2 bin 288 tasanmcı katılırken toplam 1294.56 karat ağırlığında 16 bin 829 adet pırlantalı eserden oluşan koleksiyon ilgi çekti. Bu yılki yanşmada 14 ülkenin tasanmcılan ödüle layık görüldü. TÜBfTAK'tan çocuklara kitap • ANKARA (UBA)- Türkiye Bihmsel ve Teknik Araştirmalar Kurumu (TÜBİTAK), Dr. Fran Balkwill ve Mic Rolp tarafından yazılan DNA. genler ve hücreler hakkında bilgi veren dört yeni kitabı 250 bin liradan çocuk okuyuculara sundu. TÜBlTAK tarafından Çocuk Kjtaplıği serisi adı altında basılan "Ona Kjsaca DNA denir", "Sen, Ben, Gen", "Hücre Savaşlan" ve "Biz Hücreyiz" adlı kitaplar, insan hücreleri, DNA ve genlerin yapısı hakkında çocukten bilgilendirmeyi amaçlıyor. Lazerle tiip bebek • lstanbul Haber Servisi - Amerikan Hastanesi'nde görevli jinekolog Doç. Dr. Bülent Urman, "Lazer ile yapılan çalışmalarda gebelik oranlan yüzde 40 civannda bildirilmekte ve kamuoyunu kandırmaya yönelik yüzde 80'lik gebelik oranlanna hiçbir yerde rastlanmamaktadır" dedi. Doç. Dr. Urman, lazerle tüp bebek uygulaması konusunda yaptığı yazılı açıklamada, uzun zamandır Türkiye'de de uygulanan "hatching lazer" ın de ıçinde yer aldığı çeşitli yöntemler olduğunu ifade ederek bu yöntemlerin birbirlerine üstünlüklerini gösteren bir çalışma bulunmadığını da sözlerine ekledı. MB-NET hazırlanıyor • ANKARA (ANKA)- Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim okullannın bılgisayarla donatılması ve okullar arasında bir ağ kurulması çalışmalannı hızlandınyor. İlköğretim okullan arasında bilgisayar ağı kurulmasına ilişkin altyapı hazırlıklan 1999 yılı sonuna kadar tamamlanacak, MEB- NET 2000 yıhndan itibaren kullanılmaya baslanacak. MEB-NET'in devreye girmesiyle, eğitim planlaması için ihtiyaç duyulan istatistiklere ulaşılabilecek, öğrenciler istedikleri bilgileri kısa sürede alabilecek ve dünyadakı gelişmeleri izleyebilecek. Okullar hazırlayacaklan sayfalarla gelişmelerden herkesi haberdar edebilecek. Okul yönetimleri de öğretmen ve öğrenci işleri ile ilgili çalışmalan kısa sürede sonuçlandırabilecek. Mücevher fuarı • İstanbul Haber Servisi - lstanbul - 98 Uluslararası Mücevher, Takı, Saat ve Malzemeleri Fuan, Yeşilköy Dünya Ticaret Merkezi'nde bugün başladı. Fuar pazar günü sona erecek. Eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirme işlevini yitirdiği belirtildi 'Sorıın ııitelildi öğretmen'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eği- tim-Sen tarafindan hazırlanan raporda, öğ- retmenliğin bir meslek olmanın ötesinde sa- nat olduğu vurgulanırken Türkiye'deki eği- tim fakültelerinin öğretmen yetiştirme iş- levini yitirdiği belirtildi. Öğretmen soru- nuna çözüm getirmek üzere gerçekleştiri- len Eğitim Fakültelerinin Yeniden Yapı- landınlması Projesi'nin de öğretmenliği basit bir iş olarak gösterdiği kaydedildi. Eğitim-Sen tarafından düzenlenen, ya- nn sona erecek kurultayın dünkü bölümün- de Türkiye'deki öğretmen yetiştirme so- runlan irdelendi. Eğitim-Sen uzmanlan Harun Ünlû, Dr. Sabiha Hakan, Yeter Şa- fak, Sebahattin Temelkuran, Hatke Demir, Cengiz Kıbç ve Salim Akgün tarafından kunıltaya sunulan raporda. "Öğretmen Ye- tiştirme Raporu" tartışıldı. Türkiye'deki sınıf öğretmeni gereksıniminin yılda 20 bin kişi olmasına karşın, mevcut 31 fakül- tede 7 bin 380 kişilik kontenjan bulundu- ğu belırtilen raporda, sistemin talebi kar- şılayamadığı vurgulandı. Raporda, ana- okulu ve okul öncesi öğretmeni yetiştiren 7 ayn fakültedeki 820 kontenjanın, bu alan- • Kurultaya dün sunulan raporda "Pedagojik formasyonu olmayan, yetiştirildikleri alarun öğretmenlikle hiçbir ilgisi olmayan binlerce insan öğretmen olarak atanmıştır. Öğretmenlik, özellikle smıf öğretmenliği herkesin yapabileceği bir meslek durumuna getirilmiştir" denildi. daki yüzde 8.9'luk okullaşma oranı dikka- te alındığında yetersiz olduğu kaydedildi. Öğretmen yetiştirme işinin eğitim fakülte- lerine verilmesine karşın, diğer fakülte me- zunlanna da formasyon yoluyla öğretmen- lik hakkı tanmdığına dikkat çekilen rapor- da, şöyle denildi: Yûkseköğretim Kanunu "Pedagojik formasyon adı altında 4 yıl- da kazandınlan nitelikler, birkaç aytık sü- re içinde aluıan öğretmenlik sertifikası ile farklı alanlarda yetişmiş olan diğer gençle- re de kazandınlmıştır. 1981 yılında çıkan- lan Yûkseköğretim Kanunu ile diğer yûk- seköğretim kunımlan gibi öğretmen okul- lan da ünKershelere bağlandL Kadrolan da- ğıtıldL. Köy Enstirülerine dayanan gelenek- ler yok edilmek istendi ve büyük ölçüde de başanlı olundu. Eğitim fakülteleri öğret- men yetiştirme işlevini giderek yitirdi." Raporda, Mehmet Sağlamın bakanlığı döneminde akıllara durgunluk verecek bir uygulamayla tüm üniversite mezunlanna öğretmenlik olanağı tanındığı anımsatıla- rak "Pedagojik formasyonu olmayan. \en'ş- tirildikleri aianın öğretmenlikle hiçbir ilgi- si olmayan binlerce insan öğretmen olarak atanmıştır. Öğretmenlik, özeUikle sınıf öğ- retmenliği herkesin yapabileceği bir meslek durumuna getirilmiştir. Statüsünü yiü'rmiş olan öğretmenlik mesleği daha da değer kaybetmiştir* görüşüne yer verildı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Almanca, Fransızca ve diğer branş öğretmenlerini de sınıf öğretmenliğine atayarak öğretmen ye- tiştirme politikasından çok uzak bir anla- yış sergilediği belirtilen raporda, öğretmen yetiştiren kurumlann ülke düzeyindeki da- ğınıklığının da mevcut sorurüan ağırlaştır- dığı vurgulandı. Öğretmen okullannın ön- ce öğretmen lisesine. daha sonra da Ana- dolu öğretmen liselerine dönüştürülerek bugünkü öğretmen açığı sorununun koşul- lannın yaratıldığı kaydedildi. Raporda, YÖK'ün, öğretmen gereksi- nimini karşılamak üzere hazırladığı "Eği- tim Fakültelerinin Yeniden Yapılandınl- ması Projesi" konusunda şu görüşler bil- dirildi: "Fen ve edebiyat fakültelerine ma- tematik, fizik. kiıma. biyoloji gibi alanlar- da bilim adamı olmak amacıyla giren genç- ler. okullannı bitirince iş bulamamalan du- rumunda eğitim fakültelerinde verilecek, 9 dersten oluşan 1 ü yılhk tezsiz yüksek lisans programını bitirerek öğretmen olacaklar- dır. YÖK, tezsiz yüksek lisans programın- da ve öğretmen yetiştiren eğitim fakültele- rinde okutulacak dersleri, derslerin iceri- ğini. okutulacak kitaplan. vardımcı kitap- lan beürlemekle de ünhersitelerin akade- mik ve bilimsel ö/erkJiğine darbe vuracak bir karar ahmşbr. Bu model gerçekçi değil- dir." Olimpiyata ha&rlantyorlar Japonya'nın Nagano kentinde yapılacak Kış Olimpiyat Oyunlan yann başlıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen sporcular da hazırüklannı sürdürüyor. Artistik patinaj önde gelen isimle ABD'li Jenni Meno-Todd Sand çifti, dün VVhite Ring Stadyumu'nda uzun siire çalıştılar. (Fotoğraf: REUTERS) Çok sayıda Titanzede ifade verdi Istanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "saadet zin- dri" olarak bilinen Titan'ın Türkiye direktörü Kenan Şe- ranoğhı ile aralannda ıki Al- man kuryenin de bulundu- ğu 11 kişinin sorgusu sürü- yor. Çok sayıda "Titanzede" dün mali şube müdürlüğü- ne gelerek ifade verdı. Şe- ranoğlu'nun babası Barba- ros Şeranoğlu'nun yanı sıra Ahmet Hakan Baz, Levent GülaL EUf Sibel Koca, Öz- lem Arslan, Birsen Çölcü; Alman uyruklu kuryeler Thorsten Böcker, Reone Emil Herbert Petric, Serdal GürdaL Eda Kalkan ve Se- rap Değinnen'in sorgulan sürüyor. Kenan Şeranoğlu. tstan- bul Cumhuriyet Başsavcı- hğı'nda "EscaHbur" mar- ka lüks otosunun gümrük işlemleriyle ilgili 210 mil- yon lira para ödedikten son- ra serbest bırakıldı. 60kilo eroin ele geçirildi İstanbul HaberServisi-ls- tanbul Narkotik Şube Mü- dürlüğü ekiplerince, iki ay- n operasyonda piyasa de- ğeri 300 milyar lira tutann- da 60 kilogram eroin ele ge- çirildi tstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir. dün yaptığı açıklamada, uyuşturucunun Güneydo- ğu'daki sınır ülkelerden ge- tirilerek satmak amacıyla Makedonya'ya götürüldü- ğünün belirlendiğıni ifade ederek olayla ilgili 2'si ya- bancı uyruklu 11 kişinin gö- zaltına alındığını söyledi. Söz konusu kişilerin uyuşturucuyu yurtdışına çı- karmak amacıyla kullan- dıklan belirlenen 3 adet oto- büse de el konuldu. Yeni vergi düzenlemeleri getirilmesine karşı harekete geçildi Valaflar devlete dava açıyor lstanbul Haber Servisi -. Vakıflar Genel Müdürlüğu'nün vakıf mev- zuatını yeniden düzenleyen tebliğle- ri ve Maliye Bakanlığı'nın vakıfla- ra yönelik yeni vergi düzenlemeleri getiren tebliği, vakıfve dernekleri ha- rekete geçirdi. Türkiye Üçüncü Sek- tör Vakfı (TÜSEV) çatısı altında bir araya gelen 92 vakıf ve derneğin, tebliğlerin iptali için ayn ayn dava açacaklan belirtildi. Vakıflar Genel Müdürlüğu'nün 21.9.1997 ve 21.1.1998 tarihinde ya- yımlanan tebliğlerinin vakıf mevzu- atını yeniden düzenlemesi ve Mali- ye Bakanlığı'nın da 26.12.1997 ta- rihinde yayımladığı tebliğle vakıfla- ra mali alanda yükümlülükler getir- mesi sivil toplum örgütlerini hareke- te geçirdi. TÜStAD'dan Türk Hava Kurumu'na dek 92 vakıf ve derne- ğin bir araya gelerek oluşturduğu (TÜSEV). dün İTÜ Vakfı Maçka Sosyal Tesisleri'nde yaptığı toplan- tıda, olayı mahkemeye götürme ve Cumhurbaşkanı, Başbakan ve parti liderleriyle görüşme karan aldı. TÜ- SEV Yönerim Kunılu Başkanı Ay- dın Bolak, çıkanlan tebliğlerin ida- • Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı çatısı altında bir araya gelen 92 vakıf ve derneğin, tebliğlerin iptali için ayn ayn dava açacaklan belirtildi. renin iç tasarrufu olduğunu ve üçün- cü kişileri bağlamayacağını belirte- rek çağdaş hukuk devletlerinde hu- kukun istikran ilkesinin egemen ol- ması gerektiğini savundu. Bolak, bu tebliğlerin müsteşarlar arasındaki çatışmadan kaynaklandığını savu- narak şöyle dedi: "Bu tebiiğler hukuk istikrannı al- tüst ettL Her gelen yönetim kafasma göre farklı tebüğler veremez. Bunla- nn uygulanması srvil toplum örgüt- lerine büyük darbe indirecektir.'' TÜSEV Başkanvekili Zekai Ba- loğlu ise, tüm dünyada kamu kesimi- nin birinci sektör, özel kesimin ikin- ci sektör ve sivil toplum örgütlerin- den oluşan kesimin de üçüncü sek- tör olarak adlandınldığını anımsat- tı ve bu sektörün gelişmediği ülke- lerde yurttaşlann ilk 2 sektör tarafın- dan ezildiğinı vurguladı. Gelişmiş demokrasilerde üçüncü sektörün çok güçlü olduğunu ve yurttaşlann bu yolla devleti ve özel sektörü denet- lediklerini ifade eden Baloğlu, "Ne yazık ki ülkemiz bu alanda çok geri. Tek bir tane büe uluslararası vakıf ya da derneğimizyok. Başta terör olmak üzere aleyhimbedeki tüm hareketter- dede uluslararası sml toplum örgüt- lerinin ale> himizdeki çabalaruu gö- rüyonız'' dedi. Türkiye"de vakıfku- rumunun yozlaştığını, malvarlığı ol- mayan vakıflann kurulduğunu öne süren Baloğlu, yeni çıkan tebliğle- rin laik, demokratik cumhuriyetten yana sivil toplum örgütlerini balta- İadığını, bölücü ve şeriatçı örgütle- rin ise zaten bu düzenlemelerden et- kilenmeyeceklerini kaydetti. Baloğ- lu şöyle konuştu: "Tebliğlerle bu iş denetienemez. 92 örgüt bu tebBğlere karşı ayn ayn da- va açacak. Cumhurbaşkam, Başba- kan ve parti liderleriyle görüşerek durumumuzu anlataeağız. Bu yapı- lan mali ve idari düzenlemeler vakıf düşmanuğKUr." e-posta : tan (« prizma.net. tr Etkinlik düzenlendi Laikliğin 61.yüdönümü kııthımyor ANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet) - Laiklik il- kesinin anayasada yer alı- şınm 61. yıldönümü çeşit- li etkinliklerle kutlanıyor. Cumhurbaşkanı Süieyman Demirel. laikliğin, hiçbir zaman aynmcılık ve çatış- ma unsuru olarak görül- memesi gerektiğini belir- terek "Vatandaslanmdan. böyle bir yanhşa düşme- melerini istiyorum" dedi. "Çağdaş, laik, demokra- tik hukuk devleti'" ortak paydasında bir araya ge- len 206 sivil toplum kunı- luşundan oluşan Sivil Top- lum Kuruluşlan Birliği (STKB), cumhuriyetin tüm kurum ve kuruluşlannı 'la- iklik' Ukesine sadık kalma- ya çağırdı. Demirel, laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasası'na girişinin 61 'inci yıldönümü dolayısıyla ya- yımladığı mesajda, Türki- ye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal bir hu- kuk devleti olduğunu vur- guladı. Demirel. "Hiçbir zaman değiştirilemeyecek olan devletin bu temel ni- teliklerinin halk tarafın- dan da benimsendiğini ve sahip ctkıldtğmı" belırttı. Demirel, mesajında laik- liğin hiçbir zaman aynm- cılık ve çatışmaunsuru ola- rak görülmemesi gerekti- ğine dikkat çekti. Başbakan Mesut Yıhnaz da, yayımladığı mesajda. "MUIetimizin, inançlann vehoşgörülü beraberüğinıi- zin teminati olan laiklik il- kesini. bundan sonra da ge- Hşmiş bir bilinçle gereken hassasiyeti göstererek de- mokratik bir ortamda ko- ruyacağuıa inancım tam- dır" dedi. CHP Grup Başkanve- killeri Önder Sav, Oya Arash ve N'ihad Matkap, 'laikiik'in sözcük olarak anayasada yer almasının 61. yıldönümü dolayısıy- la yaptıklan yazılı açıkla- mada, laikliğin dinsizlik değil, tüm inançlara, din ve vicdan özgürlüğüne ssj- gının adı olduğunu belirt- tiler. Dinine saygılı gerçek dindarlann laikliğe karşı olmadıklannı vurgulayan grup başkanvekilleri, "La- ikliğe karşı olanlar. laik in- sanlan düısiz sayanlar. şe- riatözlemcileridir'' görüşü- nü dıle getirdıler. STKB dönem sözcüle- rince yapılan açıklamada, 5 Şubat'm. laiklik ilkesinin anayasaya girişinin 61. yıl- dönümü olduğu anımsatı- larak. "Cumhuriyetimizin tüm kurumlarmı\t görev- lilerini, her türlü inanç sö- mürüsünden \azgeçerek tüm cumhuriyet kazanım- lanyia buükte laiklik Uke- sine sadık kalmaya davet ediyor, konunun izlejicisi olacağumzı duyuni}ı onızn denildi. Yıldönümü dolayısıyla, Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı (ANAÇEV) tarafin- dan, TÜBlTAK FezaGür- sey Salonu'nda tören dü- zenlendi. Törende konu- şan Devlet Bakanı Isüay Sayguı. laikliğin Türk in- kılabının temel unsurlann- dan biri olduğunu belirtti. Milli Eğitim Bakanı Hik- met Uluğbay ise "Laiklik bizim güzel ülkemizin gü- zeUiklerini bize kazandı- ran temel unsurdur" de- di. Eski Anayasa Mahke- mesi Başkanı Yekta Gün- gör Özden de. "Laiklik, dinlerin olduğu yerde var- dır. Dinlerin olmadığı yer- de >oktur. Kimsenin inan- anıkmamamaklaikliktir'' diye konuştu. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHÂN ...Halbuki, Ne Alâkası Var? (Söylemedi demeyin, şu iki söyleşi, bir 'hınzıriık' içeriyor; yol boyunca, hiç şüphesiz 'meraklısı' anla- yacaktır; geri kalanına, nasıl olsa 'kabahatımı' itiraf edeceğim) Millet Kutlu Savaş'ın, herkesin bildiği 'sıriaria do- lu', raporunu tartışıyor; o akşam, 'raporun' basına intikal eden bölümlerini okurken, (Puslu bir akşam- dı, sokak ışıklan henüz yanmış, soğuk camlarda bu- ğulanıyor; paltolannın içinde kaybolmuş ilkokul ço- cukları, okullarından çıkmış, evlerine dağılıyorlar; uzaktan, Marmara üzerinde bir vapur, ışıktan du- yargasıyla etrafı yokiuyor) nedense, yirmi yıl önceyaz- dığım biryazıdan, şu paragrafı hatırladım. "...sosyalizmi Güney Âmerika ya da Vietnam türü bir eylemcilikle gerçekleştirebileceğini sa- nan hareketlerin, giderek 'örtülü' bir Kürtçülü- ğe, tehlikeli ve yaniış bir Bölgeciliğe' kaydığı açıkça görülüyor. Türkiye'de ister Şeriat para- vanası altında, ister Sosyalizm paravanası al- tında, ister Milliyetçilik paravanası altında oi- sun, iş Kürtçülüğe ya da bölgeciliğe döküldü mü, arkasında mutlaka emperyalizmi arayınız..!" (Dünya, 21 Ağustos 1977) Dizilirken, yazı, mürettibin azizliğine uğramış 'Mil- liyetçilik' kısmı 'atlanmıştı', solcu dostlar iğneleyip durdular; şimdi hazin hazin hatırlıyorum; lâf rapor- dan açıldı ya, hatırladığım bir başka rapor da ünlü Bissel Raporu; doğrusu, okju mu, rapor böyle ol- malı! Halbuki ne alâkası var? 'Sızma tekniği' acaba nedir? Richard Bissel, ClA'in birtahhteki 'Gizli Hizmet- lerDirektörü', raporunu, 'Haberalma veDışpo- litikayı Görüşmek Amacıyla Kurvlan Tartışma Gru- tou'nun 3. Toplantısfnda, 8 Ocak 1968'de, Harold Pratt Sarayı'nda, saat 17'de okumuş! Bizi ilgilen- diren bölümlerine, bir göz gezdirelim mi? önce 'mu- maileyhin' görevi çevresine giren 'gizli faaliyetleri' na- sıl sınıflandırdığını aktarayım da, tadına vann: "...gizli faaliyetterin amaçlan şunlardır 1. Si- yasal taysiye ve danışmanlık, 2. Bir kişiye yar- dım, 3. Siyasal partilere maddi ve teknik yardım, 4. Işçi sendikalan, işyerteri, kooperathier dahil özel örgütlenmeleri desteklemek, 5. Gizli propa- ganda, 6. Kişilerin özel olarak eğitilmesi ve in- san takası, 7. Ekonomik operasyonlar, 8. Bir re- jimi desteklemek ya da devirmek için girişilen askeri ya da siyasal operasyonlar... Nasıl, sevdiniz mi? Yalnız Bissel'e göre, gelişmiş ülkelerde, maalesef 'meslek ölmüştür'; buna karşı- lık, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bu alan- da geniş olanaklar taşımaktadır. Hadi ondan dinle- yelim. "...kalkınmamış dünyada gizli haberalma için daha çok fırsat vardır. Zira, oradaki hükümetJer o kadar bilgili ve kurnaz değildir, güvenliğe o kadar önem vermezler ve merkez hükümetin dışında kalan partiler, örgütler ve yurttaşlar ara- sında yayılmak daha kolaydır. Bu bölgelerdeki casusluğun başlıca amacı VVashington'a iç kuv- vet dengesi (iktidarla muhalefetlerın durumu) hak- kında zamanında bilgi vermektir. Bu haberalma çeşidinin taktik önemi fazladır." Bilmem Bissel'ın dediklerinden sonra, şiddet ha- reketleri konusunda, Italya ve Fransa ile Türkiye arasında görülen davranış farkının esaslı bir nedeni meydana çıkmış olmuyor mu? lyi ama insan merak ediyor, az gelişmiş ülkedeki faaliyetlerde hangi yön- temi kullanıyor bunlar? Cevap şu: "...bu bölgelerde gerçekten yapılacak çok iş vardır. Kullanılan teknik 'sızma' (nüfuz) tekniği- dir. Bu arada gizli operasyonlann hep aynı kla- sik biçimde yürütülmesini savunanlar, 'sızma' taktiğinden dehşete düşmektedirier, çünkü bu taktiğin uygulanmasında standartlara ve ajan seçme kurallanna uyulmamaktadır. 'Sızma' için herhangi bir kimseyi aylıkla çalıştırma yöntemi- ne başvurulmuyor, daha çok yakın ve dostça ilişkiler kuruluyor bu ilişkileri geliştirmek için, pa- ra, bazen teklrf ediliyor, bazen edilmiyor..." Tekniği anladık, peki amaç nedir?. Yönetmek' değil. yönlendirmek .' nu da ögrenelim "...iç kuvvet dengesine mü- dahale etmenin amacı (kibarca, iktidan değiş- tirrnek istıyor) gizli operasyonlar yoluyla daha et- kili, daha kudretli ve belki de daha akıllı mütte- fikler edinmektir. Genellikle bu yöresel müttefık- ler {'adamlanmız' demenin kibarcası), yardımın gel- diği kaynağı bilirler ama ne onlar, ne Birleşik Amerika bunu kamuoyuna açıklayamaz. Gizli propaganda ve belirli ekonomik faaliyetlerde kullanılacak ajanlar, paralı görevliler olabilirter. Ama daha büyük ve önemli müdahaleler için, müt- tefiklerimiz, (buraya, dikkat) kendi ideoloji ve amaçlanna bağlı olmalıdıriar..." "...kuruluş (CIA) bu biçim çalışmalarda kulla- nabileceği kişi ve araçlan bulmakta şaşılacak de- recede başanlı olmuştur. Yöresel bir müttefiki, inanmadığı bir amaç uğrunda çalışmaya zoria- mak, bütün operasyonun etkisini azaltabilir, hat- ta tamamen mahvedebilir. Öğrenci, işçi ve kül- tür topluluklanna yapılan yardımlann amacı, on- lann faaliyetlerini yönetmek değil de, belirli bir tarafa doğru yöneltmek, onlan daha kuvvetlen- dirmek ve daha etkili hale getirmektir..." Son birkaç cümleyi biraz açalım mı? Diyelim ki ik- tidar sağcı, CIA bunu değiştirmek istiyor, 'öğrenci, işçi ve kürtür topluluklanndan' yaraıianacak; bu topluluklann sağcı, solcu, komünist, trotskist, goşist vs. olup olmadıklanna bakmıyor; faaliyetlerini yö- netmek, işlerine kanşmak istemiyor'; istediği ne, peki; 'sadece faaliyetlerini belirli bir tarafa yönelt- mek, onlan güçlendirmek, etkili hale getirmek'! Goşist bir örgüt sağcı iktidara elbet karşıdır. elbet onu devirmek ister, CIA onun goşistliğine, komü- nistliğine kanşmaz, sadece 'yöneltiP, güçlendi- rir, etkili kılar; istediği 'müdahale' gerçekleşin- ce, hem istemediği iktidan defetmiş olur, hem de gelecek iktidar aracılığıyla kullandığı 'genç- lik, işçi ya da kürtür topluluğunu' duman eder. (Komünist, Trotskist, Goşist, Maocu, Ülkücü, is- lamcı, Kürtçü vs bütün 'örgütlerin'; bütün sendika- lann, konfederasyonlann, çeşitli kültürvesanatder- neklerinin ve 'aidiyeti dolayısıyla' Içişleri Bakanlı- ğı'nın ve Ulusal Güvenlik Kurulu'nun dikkatine su- nulur). http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear