Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT1996 CUMA
12 KULTUR
Bertolt Brecht'in 100. yaş günü Almanya'nın çeşitli kentlerinde geniş çapta etkinliklerle kutlanıyor
Her yerde Brecht varGÜNERYÜREKLİK
BERLİN- Brecht'in 1927 yılında 29
yaşmdayken çekilmiş bir fotoğrafi, onun
100 yıl kutlamalannı nasıl değerlendirdi-
ğini hissettiriyor bana. Eğer yaşasaydı,
sanınm yine aynı yûz ifadesiyle bakardı
yapılanlara. Üstünde kalın bir deri palto,
parmaklannın arasında iri birpuro ve yü-
zünde ince alaylı bir gülümseme. Cin gi-
bi bakıyor insanın gözlerinin içine "Ben
yutmam" der gibi. Öyle ya, uzun yıllar
oyunlannı boykot etmiş bir Batı, şimdi
onu baştacı ediyor, ona yazan olarak sa-
hipleniyor ve 100. yaş gününü ülke çapın-
da etkinliklerle kutlamak istiyor. Ber-
lin'deki Sosyal Demokrat Parti SPD'ye
ait Wilry-Brandt binasında açılan ve ya-
zann 32 fotoğrafinı bir araya getiren bir
sergi buruk bir kutlamanın ilk habercisi
sanki. Konrad Ressler'in 1927 yılında
cam üzerine çektiği "deri paltohı Brecht"
fotoğraflan 10 yıl kadar önce Augs-
burg'da bir evin çatı katında bir rastlantı
sonucu bulunmuş, daha sonra bu fotoğ-
raflan içeren bir albüm çıkanlmıştı.
Brecht'in 100. yaş günü nedeniyle bu al-
büm şimdi tekrar yayımlandı ve bir de
sergi açıldı.
Berlin'deki yaş günü kutlamalan çer-
çevesinde bir diğer sergi de Akademie
der Künste'de (Sanatlar Akademisi) açıl-
dı. Çok daha geniş kapsamlı olan bu ser-
gide, Brecht'in bilinmeyen yönlerine dik-
katler çekilmeye çahşılıyor. Brecht nasıl
çalışırdı, çalışma yöntemleri, ilkeleri ne-
lerdi? Bu gibi sorulann yanı sıra yazann
Augsburg'daki doğduğu evden başlayıp
Berliner Ensemble'daki son provalanna
kadarki yaşam çizgisi de fotoğraflarla ve
bağlantılanyla gözler önüne seriliyor.
Akademie der Künste'de yazann doğum
günü olan 10 Şubat'ta btr de tören düzen-
lendi. Bu törene Alman Cumhurbaşkanı
Ronuuı Herzng'un da gelmesi bekleni-
yor. önümüzdeki 29 Mart'a dek sürecek
sergi süresince akademide Brecht ile il-
gili fılmleT gösterilecek; okuma akşam-
lan, açıkoturumlar yapılacak, bir dizi et-
kinlik gerçekleştirilecek.
'Brecht EvT yenideıı açıkfa
Doğu Berlin'de, Chaussestr'deki
Brecht'in eşi Hetene Weigel ile birlikte
oturduğu ev, bir yıla yakm bir onanmdan
sonra geçen günlerde yeniden açıldı.
Brecht 100. yaş gününü, duvarlan süt be-
yaz badana olmuş, mobilyası, döşemesi
pınl pınl cılalanmış ve daktılosu, çalışma
masası temizlenmiş bir evde geçirecek.
Okuma koltuğunun yanındaki kitaplığtn
raflannda yine Lenin'in resmi, Japon
maskeleri duruyor. Müze haline getirilen
"Brecht Evi", yazann eşiyle biriikte yat-
tığı mezarlığın hemen yanında. Brecht'in
çalışma odasındaki pencere bu mezarlı-
ğa bakıyor. Aynı zamanda arşiv de olan
"Brecht EvTnde, yazann 15 yaşmday-
ken öğrencilerin çıkardıği "Die Ernte
(Ürün)" adlı dergiye yazdığı yazılan da
buluyoruz.
100. yıl kutlamalan çerçevesinde sade-
ce Berlin'de değil Almanya'nın diğer
kentlerinde de çeşitli sergiler açıldı. Yi-
100.Uyü
kutlamalan
çerçevesinde sadece
Berlin'de değil
Almanya'nın diğer
kentlerinde de çeşitli
sergiler açıldı. Yine
okuma akşamlan,
film gösterileri ve
açıkoturumlarla
Brecht, doğumunun
100. yılında sanki
yeniden
keşfedilmeye
çalışûıyor.
Yazann doğum yeri
olan Augsburg'da
100 ayn etkinlik
düzenlendl
Etkinlikier
çerçevesinde
yapılacak törene
Hıristiyan Sosyal
Birlik Partili (CSÜ)
Bavyera Başbakam
Edmund Stoiber de
bizzat katüacak.
Berliner Ensemble, Brecht geleneğini sürdürüyor. Bertolt Brecht, eşi Helene VMeigel 0e biriikte.
ne okuma akşamlan, film gösterileri ve
açıkoturumlarla Brecht doğumunun 100.
yılında sanki yeniden keşfedilmeye calı-
şılıyor.
Orneğin yazann dogum yeri olan
Augsburg'da 100 ayn etkinlik düzenlen-
di ve yine ne gariptir, bu etkinlikier çer-
çevesinde yapılacak törene Hıristiyan
Sosyal Birlik Partili (CSU) Bavyera Baş-
bakam Edmund Stoiber de bizzat katıla-
cak. Tüm bu etkinliklerin yanı sıra Brecht
100. doğum yılında ya genişletilmiş ye-
ni baskısı yapilan ya da ilk kez çıkan ki-
taplarla da anılıyor. Bunlardan bir kaçını
sayacak olursak Suhrkamp yayinevinden
çıkan 33 ciltlik diziyi en başta belirtme-
miz gerekecek. Yazann tüm eserlenni ve
yazılannı. en geniş yorumlanyla biriikte
veren, \Verncr Hecht,Jan Knopf. VVerner
Mittenzvrei gibi Brecht uzmanlan tara-
fından hazırlanan 33 ciltlik bu dev yapı-
tın Fıyatı. önümüzdeki mart ayı sonuna
dek 2018 mark, ondan sonra daha paha-
lı. Aynı yaymevi yazann 6 ciltlik 'Secil-
mis, Eserler'im ve Wemer Hecht'in
"Brecht Chronik 1898-1956" adlı 1200
sayfalık çalışmasını da yayımladı. Auf-
bau Verlag'da çıkan VVerner Mittenz-
wei'un "Bertolt Brecht'in Yaşamı" adlı
iki ciltlik kitabıyla Sabine Kebir'ın Eüsa-
beth HaupOnann'm Brecht ile iş arka-
daşlığmı konu edinen bir kitabı dikkati
çeken çalışmalardı. Fakat Brecht'in do-
ğum gününü kutlamaya hazırianırke* or-
talığı bir anda karma kanşık eden ve ga-
zetelerde sayfa sayfa olumlu, olumsuz
tepkilere neden olan kitap, Amenkalı bi-
yografı yazan John Fuegi'nin yazdığıy-
dı.
Brecht'e
Fuegi 1150 sayfalık bu kitabında yer y-
er hakarete. ağır suçlamalara varan çok
sert bir dille Brecht'in bir hırsız ve kadın
düşmanı olduğunu iddia ediyor; oyunla-
rau, ya eski eserlerden çaldığmı ya da
biriikte çalıştığı kadın arkadaşlanna yaz-
dırdığını öne sürüyor. Örneğin Fuegi'ye
Pekinel kardeşlerIngiliz basınındaKültür Servisi - lngiltere 'de konserler ve-
ren Pekinel kardeşler ile ilgili yazılar Ingi-
liz basınında yer aldı. Dün Londra'da Qu-
een Elizabeth Hall'de konser veren Gûher-
Süher Pekinel kardeşler 8 Şubat'ta da Bris-
tol St. George's Hall'de bir konser verecek-
ler.
Financial Times gazetesinden Mkhad
Church, Pekinel kardeşlerle yaptığı söyle-
şide onlan lstanbul'da inşa edilmekte olan
kültür merkezinin piyano çalan elçileri ola-
rak tanımlıyor. Church, yazısında Pekinel
kardeşlerin yeni yapılmakta olan lstanbul
Kültür ve Kongre Merkezi'ne yaptıklan
katkıdan söz ederek bu kültür merkezini
New York'ta bulunan Lincoln Center ile
karşılaştınyor.
Church aynı zamanda Güher ve Süher Pe-
kinel kardeşlerin sanatın en büyük destek-
çileri olmalannın yanı sıra Mozart ve Str«-
vinskikayıtlanyla da ilk sıralarda yer aldık-
lannadikkatçekiyor. Church yazısında dört
el piyano çalmamn oda ve solo çalmanın
arasında olduğunu ancak Pekinel kardeşle-
rin buna ayn bir hava kattıklannı belirtiyor.
Church, Pekinel kardeşlerin piyano ça-
larken birbirlerine çok nadir baktıklannı,
• Güher-Süher
Pekinel kardeşler
konserlerinin
yanı sıra lstanbul
Kültür ve Kongre
Merkezi'nin
yapımına katkılanyla
da Ingiliz basınının
dikkatini çekti.
sırt sırta çalarken asla hata yapmadıklannı
belirterek 'Acaba bu biyolojik bir avantaj
mı' sorusuna 'Hayır'yanıtını vermişler. "ln-
sanlar Udz oiduğuımız için daha rahat çal-
dığımızı düşünüyoriar ancak böyle değil.
Birçok ikiz aynı oİmayı istese de biz farklı o\-
mayı Btiyoruz" diyor Güher Pekinel.
'Farkh olmak dört el piyano çalmanın te-
roeli' görüşündeki Süher Pekinel de "Ük
şart biriikte nefes alabtlmek, bu da bizde v-ar
zaten. Daha sonra ise kendi kişisel özellikle-
rfanizi geüştirmdryiz" diye konuşuyor.
Diğer ikililerden farklı olarak aynı yapı-
tı tek başlanna çahşıp daha sonra tek bir
prova yaptıklannı belırten Güher Pekinel,
"Bir kere prma >apıyoruz ve sahnede fark-
h bir şe>ler oiuyor. Birbirimizin hissertigi gi-
bi hissediyoruz. Sahne dışında kavga etsek
de sahnedebüyük bir uyum içindeyiz. Bu na-
sıl oiuyor anlamıyorum" diyor.
Tek yumurta ikizleri dendiğinde birinin
daha üstün olduğu görüşüne karşılık Süher
Pekinel "Bazen ben bazen de Güher daha
etkili. Ben çauşmalan analiz etmede daha
başanlıyım. Yaşamda ve duygusal konular-
da ise Güher daha başanh" yanıtını veriyor.
Pekinel kadeşler iki yıldır yoğun bir şe-
kilde devam etmekte olan konser turneleri-
ni şu sıralar yavaşlatmış durumda ve bir Al-
man televizyonunda kendi çalışmalan ile
ilgili bir belgesel film hazırlığı içindeler.
Bu belgelerin toplanması için sponsor an-
yorlar. Süher Pekinel bu belgeselin, Doğu
ıçin yararlı olacağını belirtiyor ve "Tflrk
bestecUer, bırakın yapıtlannı seslendirmek,
onlan y^imlav^mıyörlar" diyor. Güher Pe-
kinel ise müziğin milyonlarca küçük ışığı
bir araya getiren büyük bir enerji olduğunu
ve insanlar arasında uyumu sağladığını söy-
lüyor.
Pekinel kardeşler aynca önümüzdeki
günlerde Bach'ın bazı konçertolannı kayıt
etmek için stüdyoya girecekler.
Pekinel kardeşler ile ilgili başka bir ga-
zetede çıkan haberde ise, Pekineller'in Tür-
kiye'de klasik müziği sevdirme misyonunu
üstlenmeleri ve aynı zamanda lstanbul'da
yeni inşa edilmekte olan sanat merkezini
desteklemeleri konu ediliyor. Süher Peki-
nel ise bu konuda şunlan söylüyor: "Törld-
ye'de A\Tupalılann tahmin ettiğinden daha
fazla kühüre önem verihyor. Şu anda altı or-
kestramız var, tanıum eksiküği olduğu için
bizinı Iran'dan farkh obnadığnnız düşünü-
yoriar."
'tsyancılar'ın Almanya'da ücretsiz sahnelendiği öne sürülerek, Recep Bilginer'e ödeme yapılmadı
Tîyatro, 2.5 mflyar tazminat ödeyecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yazar Recep
Bflginer'in, Almanya'da
sahnelenen "Isj'ancılar" adlı
yapıtına telif verilmemesi
nedeniyle başvurduğu lstanbul
9. Asliye Ticaret Mahkemesi,
Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nü 2 milyar 513
milyon lira tazminat ödemeye
mahkûm etti. Karan temyiz
etmek amacıyla Yargıtay'a
giden Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nün, oyunun
ücretsiz sahnelendiği yönündeki
bildiriminin doğnı olmadığı
ortaya çıktı.
Yazar Recep Bilginer'ın
"Isyancüar" adlı oyunu 2
Nisan-8 Mayıs 1996 tarihleri
arasında Almanya'da turne
yaptı. Bilginer, telif haklan
ödenmediği için turnenin son
bölümünü iptal etti. Ancak DT
Genel Müdür Yardımcısı
Yıkhray Şentûrk imzasıyla
Bilginer'i temsil eden ONK
Ajans Şirketi'ne gönderilen
yazıda, oyunun turnede 19 kez
ücretsiz sahnelendiği ileri
sürüldü.
DT, Bilginer'e telif olarak
yalnızca 52 milyon 440 bin lira
ödenebileceğini bildirdi.
ONK Ajans Şirketi ise gerçekte
ödenmesi gereken 1 milyar 379
milyon 400 bin liranın yasal
faiziyle alınması için
17Ekiml996tarihinde9.
Asliye Ticaret Mahkemesi'ne
başvurdu.
Ajansın, mahkemeye oyunun
Almanya'dan satın alınmış
biletlerini sunmasıyla, DT'nin
iddiasının doğru olmadığı
anlaşıldı. Ancak DT, 17 Şubat
1997 tarihinde mahkemeye
verdiği görüşte davarun yersiz
olduğunu savunarak, ajansa
ödeme yapılmasının kabul
edildiğini ancak fatura
gönderilmediğini belirtti.
Mahkemenin, 20 Kasım 1997
tarihlı karar metninde DT, 1
milyar 379 milyon 400 bin lira
tazminat ödemeye mahkûm
edildi.
Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nün tazminatı
ödemeye yanaşmaması üzerine
lstanbul 4. lcra Müdürlüğü
yasal faiziyle biriikte toplam 2
milyar 513 milyon 748 bin
liranın alınması için işlem
başlattı. Tazminatı hâlâ
ödemeyen Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürlüğü'nün temyiz
amacıyla Yargıtay'a
başvurduğu öğrenildi.
Otel paraa da ödenmedi
AJmanya'daki turnenin tamtım
ve organizasyon işlerinin
verildiği OBC fırmasmm 55 bin
marklık otel parasım vermemesi
nedeniyle sanatçılar zor
durumda kalmıştı. Otel
yönetiminin polise başvurduğu
olayda şirket turne öncesi
gerekli tanıtımı da yapmarruştı.
Şirketin aynı kentte 5 gün art
arda oyun planlaması sonucu
binlerce kişilik salonlarda
yalnızca 100-120 izleyici yer
aldı.
göre, "Üç Kuruşhık Opera"yı Brecht de-
ğil, Elisabet Hauptmann yazdı. Fuegi'nin
bu iddialan üzerine Elisabeth Haupt-
mann'ın mirasçılannm, Brecht'in telif
haklan için hisse talep ettikleri ve dava
açmaya niyetli olduklan haberleri bir an-
da ortahğa yayıldı. Şimdi herkes gelişme-
leri merakla bekliyor. Kimi Fuegi'yi ve
ortaya atılan iddialan "deli saçmahğı''
olarak niteliyor, kimiyse kitap için "cid-
diye ahnması gereken araşorma" diyor.
Brecht ise bütün bu olanlara SPD bina-
sındaki sergiden gülümseyerek bakıyor.
Ağırfak tiyatro oyunlannda
Şair tarafi da çok güçlü olmasına rağ-
men Brecht'i biz daha çok oyunlanyla ta-
nınz. Almanya'da da bu böyle. Onun için
düzenlenen 100. yıl etkinliklerinın de
ağırlığmı tiyatro oyunlan oluşturuyor. Al-
manya'nm hemen her kentinde Brecht'in
oyunlan sahneleniyor. Neredeyse oynan-
mayan oyunu yok. "CesaretAna"dan tu-
tun "KafkasTebeşir Dairea"ne, «ÜçKu-
ruşluk Opera"ya, "Sczuan'ın lyi Irtsa-
m"na, "GaMlei'nin Yaşamı"na, "Arturo
Ui"ye ve ismi pek fazla bilinmeyen kü-
çük oyunlanna dek bütün perdeler Brecht
için açılıyor. Biz burada "Brecht tiyatro-
su" olarak bilinen ve yazann sürgünden
Almanya'ya döndükten sonra kendi kur-
duğu ünlü BerlineT Ensemble'da oynanan
oyunlardan ve düzenlenen etkinliklerden
söz edelim. Berliner Ensemble içinde bu-
lunduğu bütün karmaşık döneme karşın,
Brecht'in 100 yaş gününü kutlama hazır-
lıklanna daha bir yıl öncesinden başladı.
1998'i "Brechtydı'' olarak ilan eden Ber-
liner Ensemble'da, Heiner MûDer'in öl-
meden önce sahneye koyduğu "Arturo
Ui'nin ÖnlenebtBr VükseJişf adlı oyunu
halen kapalı gışe oynuyor. Bir Hitiertaş-
laması olan oyunda başrolü Almanya'nın
seçkin oyunculanndan Martin VVuttke
oynuyor.
Berliner Ensemble geçen yıl lstanbul'a
bu oyunla gelmiş, büyük beğeni topla-
mışö. 100. yıl kutlamalan için sahnelenen
bir diğer oyun ise "Galilei'nin Yaşamı" i-
di. Brecht'in öğrencisı olan ve ölmeden
önce "GaHlei"yi sahnelerken provalannı
izleyen Tragetehn'ın oldukça değişik bir
yorumla rejisini yaptığı oyunda başrolü
geçen yıl "en iyi oyuncu" seçılen Bier-
bkMeroynuyor. "Massnahme(Önlem)"
de BerlineT Ensemble repertuvanna yeni
giren bir oyun. Oyunda, parti çıkarlan
için yoldaşlannı öldüren dört gencin. yar-
gıyı temsil eden koro önünde (müzik
Hanns Ekler) kendilerini savunmalan an-
latih>0r. Brecht'in yaşarken oynanması-
na izin vermediği oyun (Lehrstück), 60
yıl sonra ilk kez sahneleniyor. Berliner
Ensemble'da yeni perde açan Brecht'in
bir diğer oyunu ise "Der Ozeanflug".
Yazar, 1928'de "radyofbnikçocukoyu-
nu" olarak yazdığı bu oyunda ünlü pilot
Chartes Lindbergh'in Atlantik denizini
ilk kez geçişıni anlatıyor. Ancak oyunu
sahneye koyan ve sahne tasanmmı da
kendisi yapan Robert VVDson oyunda
Brecht'in metiruerinin yanı sıra Heiner
MûOer ile Dostoyevski'den de yararlan-
mış. Bu oyunun da özelliği yazıldığı 1928
yılmdan bu yana ilk kez
ele alınıyor olması. Bu
oyunlann dışında hemen
her gün Brecht ile ilgili
değişik bir etkinlik var
Berliner Ensemble'da.
Film gösterimleri, kon-
serler, okuma akşamlan,
ünlü rejisörler arası açı-
koturumlar bunlardan
yalnızca bazılan. Deutsc-
hes Theater'da da yine il-
ginç bir reji çahşması gö-
rüyoruz. Brecht'in toru-
nu Johanna SchaD, "Im
Dickicht"ı sahneye koy-
du. Aynı oyunun aynı ti-
yatroda 1924 yılında prö-
miyeri yapılmıştı. Çok
kötü eleştiriler alan oyu-
nu daha sonra Brecht de-
ğiştirmiş, ortaya "Im
Dickkht der Staedte"
çıkmıştı. Kostümlerini
Johanna'mn kardeşi Jeo-
ny'nin yaptığı "Im Dic-
kKhfbukezdebeğenil-
medi ve iki kardeş dede-
leri önünde mahcup ol-
dular.
Brecht'i bilinmeyen
yönlenyle ele almayı,
yaygın olmayan oyunla-
nnı sahnelemeyı amaçla-
yan bir diğer çahşmaya
da Hamburg'daki Thalia-
Theater'da rastlıyoruz.
Yazann henüz 22 yaşın-
dayke kendisine ilk şöh-
ret kapılannı açan "BaD"
ile "Trommelen der
Nacht"ı yazdığı sırada
ortaya çıkan "Hans im
Ghlck", Hamburg'da
Thalia-Theater'da aradan
80 yıl geçtikten sonra
tekrar sahnelendi.
Bütün bunlar olurken
telif haklannı elinde tu-
tan Brecht'in vârislerine,
kızı Barbara Schall-
Brecht'e yöneltilen eleş-
tiriler de oldukça düşün-
dürüyor beni. Madem
Barbara Brecht Schall
büyük güçlük çıkanyor,
Brecht'in oyunlannı her
rejisöre ve tiyatroya ver-
miyor, bunca oyunu oy-
namak nasıl mümkün o-
labüiyor?
YAZIODASI
SELtM tLERİ
Günler, GünlerimL
Kül tablası. İçinde yansına kadar içilmiş siga-
ralar. Hemen ötede fincan, kahve artıklı. Masa
da, masa lambası da tozlu. Bir iki küçük vazo.
Okunması bugünden yanna ertelenmiş kitaplar.
eski bir jardinyerde kursunkalemler-kurşunka-
lemler.
Tuşlan inleyen yazı makinesi. Birkaç gün var ki,
hınltılar çıkanyor. lyileşeceğini söylüyorum ona
Pencereden apartmanlar, külrengi gökyüzü,
külrengi gökyüzüne savrulup kalmış hortlağımsı
televizyon antenleri. Camda yağmur damlası le-
keleri.
Bir şiiri var Oktay Rrfat'ın:
"Ben ki dört duvar arasında yaşanm"
Yirmi bir yıl önce almışım o kitabı, Çobanıl Şi-
irler, Koza Yayınlan. Hayır, artık yirmi iki yıl.
"Küçük bir sokaktan geçerim her sabah"
Şimdi sokağa çıksam, caddede taşrtlar ve çöp.
Biliyorum, parkta öğle tatilini geçiren, beyaz ön-
lüktü işçiler. Ara sokaklarda çöp yığınlan, küçük
dükkânlar, bakkal, terzi, kuaför, kasap, manav.
Yalnız manavın sergisi iç açıcıdır: Yeşil salata,
kırmızı turp. Altın sansı armut, zebercet yeşili lâ-
hana.
Caddeden yaşlı bir satıcı geçer: Tezgâhında
kestaneler, naylon poşetten fışkıran maydanoz,
tere, dereotu, kestanelerin sağına soluna serpiş-
tirilmiş limonlar. Yalnızca bu natürmort iç açar.
"Gökyüzü maviyse mutlu
"Bulutluysa tedirgin içe dönük"
Hep tedirgin, hep içe dönük.
Gazete haberleri, haber bültenleri.
Az sonra çarşı. Şiirte söyleşiyoruz:
"Ben ki üstü morsalkım ve asma
"Birçarşıdan alışveriş ederim"
Ne morsalkım, ne asma. Ama öyle çarşılar ha-
tırlıyorum. Kadıköyü'nde olabilir. Mayısta morsal-
kımlar açar. öyle sokaklar hatırlıyorum, bir uçtan
bir uca asma. Ahşap kapıdan ahşap pencereye
yürüyen morsalkım.
"Balıklara bakanm tablalarda"
Denizler görmüş Oktay Rifat, yosunlar, güneş
kınntılan. Güneş kınntılannı görmek isterim. Ama
bu çarşıdan, şimdi yaşadığım çarşıdan Behçet
Necatigil'in yoksul insanlan geçiyor. Fiyatını so-
ruyorlarelmanın, ekmeğin, etin, toplamı ölçüp bi-
çiyoriar dudak kıpırtılanyla.
"ölmemiş miydi bütün bunlar
"Bir cam açılır perde kalkar
"Annem güzel, pencerede
"Bir yaprak kıpırdar içimde"
Demek ki çarşıda değiliz. Burası Cihangir'deki
evimiz olabilir. Annemin gözlerinin altında niçin
mor halkalar? Niçin morsalkımlar değil. İnce bir
ışık demeti halıyı yalayıp hemen sönüyor. Lâci-
vertli, kavuniçili, bahçe öbekli, çok eski bir halıy-
dı. Nerede? Halıda hayat izlerimiz.
"Ben ki bir suyum çürümüş"
Çürümüş-çürümüş... Kan oturmuş... Gönül ya-
nığı...
"Anı kalıntılanyla butanık" r tt - . • ^
Babam, sırbrida pardeaösü, başmda'şepfesı,
sokağımızın köşesinden dönüyor. O zamanlar
sevmediğimi sandığım babam... Sonra, çok son-
ra, ölümden sonra boş yere gelen sevgi...
Biyoloji öğretmenim Behire Hanım'la Hüsrev
Gerede yokuşundan aşağıya iniyoruz. Niçin Be-
hire Hanım? Hiç evlenmemiş, yaşlı kız Behire Ha-
nım.
Cumartesi günü. Atatürk Erkek Lisesi. Istiklâl
Marşı'ndayız.
Neden şimdi Attilâ llhan'ın bir yazısı: Neden
vagon pencerelerinin buğulu ay-yıldızı?
Resimler arasından bir resim seç: Biri şarkı söy-
lüyor olsun. Oysasilah sesleri, haykınşlar, gözya-
şı ve yürek sıztsı.
Sevgi günleri başlamıyor. Beklenen gemi gel-
miyor.
"Gözüm kayar açıklara nhtımda."
Rıhtım yok. Rıhtımı bulamıyorum.
Takvimde İz Bırakan:
"Ney'le çalınan hüzünlü, ağır bir hava duyulur.
Ağır ağır yağmur yağmaktadır. Yavaşça açılan
ışıklar aile kabristanını aydınlatır. Bir selvi, iğri
büğrü dört mezar taşı... Mahpeyker mezahann
önünde ayakta durmaktadır. Bir elinde şemsiye-
si, öteki elinde kır çiçeklen vardır." Güner Sümer,
Hüzzam, 1972 (Ada Yayınlan, Toplu Eserleri II,
1983).
K Ü L T Ü R » Ç İ Z t K
K A M İ L M A S A R A C I