25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul Edhne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizlı Y Y Y Y Y Y Y Y 10 6 11 11 17 16 15 12 Zonguldak Y 10 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas PB PB PB PB Y PB Y PB 12 12 13 12 6 7 7 2 Adana PB 15 Y 15 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siırt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB 15 9 12 10 11 2 3 PB -1 Marmara, Ege, Batı Akdeniz, Iç Anado- lu'nun batısı ıle Bo- oslo lu ve Zonguldak Heisınkı çevrelerı yağmurlu MtâUPA- K -5 Berlin PB Heisınkı çevrelerı yağmurlu s t o c k h o | m yer yer saganak ya s t o c k h yer yer saganak ya- . , ğışlı, öteki yerler L o n d r a parçalı buluttu geçe- PB _Amsterdam PB 7 parçalı buluttu geçe cek. Yağışlar Mar- Bruksel PB 6 maraveEge'deetkı- P a r ı s P B 5 i olacak. Hava sı- Bonn PB caklığı biraz artacak. Münıh PB 0 Zürih Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina PB Y PB K K Y K 2 11 2 5 2 14 16 PB 3 ASYA Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Sam K PB K PB PB PB PB PB PR -8 17 -10 8 8 3 14 25 15 0Açık Parçalı tmlutlu Sısiı Buıutıu k Çok tnjlutlu Yağmurlu Kariı Sulukar Gok güaıltülu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada önce aralarını bulacağınız iki ülkenin arabulucuya güven duyması ilk nitelik ve ivedi koşul. Doğrusu; 1990'lanjakitırtumumuzu, rahmetli Tur- gut Özal'ın hakarete varan söylemlerini Saddam gi- bi Arap kiniyle ünlü bir adam unutabilir mi? Hele o tarihlerde Bush'un kuyruğuna takılan Özal politikalannı anımsayan Irak'ın, Türkiye'nin temelde yan tutmayan bir göreve gelmesini onaylaması bek- lenebilir mi? Zaten Amerika da "arabulucu formüllerine" so- ğuk bakıyor. Dışişleri Bakanı Cem, geçen hafta sonu Bağdat'ta da kabul görmeyeceğini bildiği arabuluculuk rolünü hemen yadsıyor. "Sefer"e yeni bir ad veriyor. Diplo- matik "çözüme katkıda bulunmak" amacıyla Bağ- dat'a gideceğini, yazarı olduğu Sabah'ın televizyon kuruluşu olan atv'de uzun uzadıya anlatıyor. Dikkati çekti mi bilmiyoruz: Bir iki gündür Bağdat seferini nasıl tanımlayacağımız konu olmaktan çıkı- yor, adeta bir soruna dönüşüyor. Cem, kendi bulduğu ve kullanmaya başladığı son tanımlamayı da beğenmemiş olacak ki dün bir kö- şede bu kez Bağdat seferini "uzlaştmcı birgirişim" olarak niteliyor. Adlandırma sorunu tam bu kıvamda iken Başba- kan Mesut Yılmaz, Rize'den çok daha başka bir ta- nımlama getirmez mi Bağdat seferine? Ne uzlaştın- cı, ne katkı sözcüğünü kullanıyor. Yılmaz, Irak sefe- rini "uyan gezisi" diye niteliyor. Sefer-i Bağdat'ın önemli yanlan var: Askıdaki bi- rinci soru; Cem "uyanlan "nı Bağdat'ta kime yansı- tacak? Bakan'a göre Irak'lı meslektaşına. Ya Sad- dam'la görüşme? Cem'e göre "belli değil". Peki ama, bu gezide belli olan öğeler nedir? Cem'in Bağdat'ta söyieyecekleri! Türkiye, önerilerini "beş noktada" topluyor. İki maddesi yaşamsal değerde önemli: "(a)- Bölge ne kitlesel imha silahlarının ne de savaş tehditlerinin gölgesinde olmalı. (b)- Irak, BM'nin denetim karar- lanna uyum sağlamalı". Fark Sanırız, bu iki madde "malûmu ilan etmek" oluyor. ABD'nin günlerdir söylediği temel öğeleri, demek ki üç aşağı beş yukarı aynı içerikle Türkiye Bağdat'a yi- nelemeye hazırlanıyor. Bağdat, Türk uyanlarına kulak asmazsa? ABD, Bağdat'ın tepesine inecek! Ama mantıksal bir sonuç çıkıyor ortaya: Cem bu iki önemli koşulda Saddam'ı "ikna" için Bağdat'a gidiyorsa, doğrusu çabanın ve gezinin adı: Nafıle! Zira; Saddam, ABD'nin benzeri olan koşullanmızı kabul ettiöi anda, Bağdat üzerinde füzeler yerine ba- nşı simgeıeyen güvercihlerin ûçacağını zaten biliyor. Öyleyse? Neden Türkiye'den gelen ABD'ye uy- gun önerileri kabul etsin? Niçin zıtlaştığı ABD'yle - Rusya aracılığı ile- büyük oynamasın? Üstelik, açıkça şunlan söylemiyor devlet adamla- nmız: Saddam'ın elinde bulundurdugu, -Başbakan'ın açıklamalarına gore- ancak 40 tonunu "deklare etti- ği", ne ki geride kalan takriben 3 bin ton kıtle ımha sılahlan, Ortadoğu'da en çok Israil ve Türkiye'yi teh- dit ediyor. Körfez'deki yeni kriz bu noktaya dayanınca bızde "iç kaygılar" ön plana geçiyor. Saddam'ın kimyasal ve biyolojik silah stoklannın BM denetimi altına alınmasına ya da ortadan kaldı- rılmasına sivillerden önce askerier yanlı görünüyor. Zirve toplantılannda askerler "diplomatik yollar- dan çözüm arayışlannı" onayladılar; ancak, bu yol- dan "çözüme ulaşılamadığı takdirde silaha başvu- rulmasına tam destek" verdiler, hatta istediler. Silahı hiçbir koşulda kabul etmeyen kimi sivil ke- sımlerle askerler arasındaki "ince fark" işte bu. Çünkü, askerler Saddam'ın kitleimhasilahlannı bir tehdit olarak ilk fırsatta Türkiye'ye çevireceğinden kuşku duymuyorlar. Bu temel anlayıştan hareket edecek olan Cem'in, Bağdat'tan başanyla donmesi, kuşkusuz sevindirici olacak. Ne var ki tersi bir sonuç daha ağır basıyor. Öyle de olsa Türkiye, Irak'a karşı hem komşuluk hem de insanlık görevinı yerine getirmenin rahatlığı- nı yaşayacak. Tabii, dünya kamuoyuna anlatabilirse! Ankara'dan son çaba • Baştarafi 1. Sayfada Irak yönetimi ile yapılacak görüşmeler konu- sunda Demirel'e bilgi verdi. Demirel de Irak yönetimine iletilmek ûzere sözlü mesajmı Cem'e anlattı. Cumhurbaşkanı Demirel'in. mesajında "I- rak halkının yasadığı sıkıntılann aşılması gerek- tigu sıcak çaoşmanın tüm bölgeyi derinden etid- leveceği kitksel silahlarm denetlenmesi içinçıka- nlan BM kanuianna uyulması" yönünde ifade- lerin yer aldığı kaydedildi. Dışişleri Bakanlı- ğı'nın, Demirel'in mesajmı Saddam Hüseyin'e iletmek için Ismail Cem adına randevu ginşımin- de bulunduğu öğrenildi. Dışişleri yetkilisi. ABD'nin Irak'a saldırma- sı dunımunda Tûrkiye'nin insani amaçlı, ara- ma-kurtarma yardımında bulunabileceğini kay- detti. Kuzey Irak'ın havadan denetlenmesi için BM kararlannca kurulan ve TBMM 'nin faaliyet izni verdiği Keşif Güç kapsamında gerçekleşen desteğin Kuzey Irak'la sınırlı olduğu bildirildi. ABD. Ankara 'ya önceki gün gönderdiği heyet aracıhğıyla, "Incirlik'in kullanılması için izne gereksinimleri olmadıgu Keşif Güç'ün görevini zaten sürdürdüğü" mesajmı vermışti. Yılmaz uyardı Memleketi Rize'de basın mensuplannın kriz- le ilgili sorulannı yanıtlayan Yılmaz. bölgede bır savaş çıkması halinde bu durumdan en çok etkilenecek ülkenin Türkiye olduğunu anımsat- tı ve Türkiye'nin bütün taraflann kabul edebile- ceği bir çözüm arayışı içinde olduğunu vurgula- dı. Yılmaz, ABD'nin Irak'a askeri müdahalesi- nin Türkiye için dört risk yaratacağını söyledi. Bunlardan birisinin 1991 'de olduğu gibi Irak'tan Türkiye'ye toplu göç olasılığı olduğunu belirten Yılmaz, diğer nskleri de Irak'm toprak bütünlü- ğünün tehlikeye girmesiyle ortaya çıkacak siya- si risk, ekonomik olumsuzluklar ve Irak'ın elin- de bulunan kimyasal silahlann Türkiye'nin bel- li birbölgesi üzerindeki etkisi olarak sıraladı. Irak yönetiminin, Türkiye'nin uyanlannı dik- kate alması gerektiğini söyleyen Yılmaz şöyle konuştu: "Uyanlanmız dikkate alınmadığı za- man Irak, Türkiye'nin değişecek tutumu konu- sunda tepki gösterme hakkını yitirecektir. Bütün olumsuzluklara rağmen ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı bir karan uygulamasL. BM'nin Irak üzerinde yapbnm gücünün kulla- nılması için bir harekâta girebileceğini ve hakb- hğını kabul etmek gerekecektir." Irak'm son günlerde bir yumuşama eğilimi içine girdiğini vurgulayan Yılmaz, Cem'in Bağ- dat'a yapacağı geziyi anımsatarak Türkiye'nin tüm taraflar arasında önce krizin önlenmesi, ar- dmdan kalıcı bir görüşme ortamının sağlanma- sma yönelik çaba içine gireceğini açıkladı. Baş- bakan Mesut Yılmaz, ABD'nin planladığı hare- kâtın kendi içinde belli bir haklılığa sahip oldu- ğunu da ifade ederek Türkıye olarak öncelikle olası bir askeri müdahaleyi engellemeye çalış- tıklaryu kaydetti. ABD yönetiminden, Türkiye ile daha fazla ıs- tişarede bulunmalannı ısteyen Yıhnaz, ABD Dı- şişleri Bakanı Madeieine Albright ile uzun bir te- lefon görüşmesi yaptığını belirtti. Albright'ın, kendisine, Irak krizı ıle ilgili yap- tığı ziyaretlerin BM Güvenlik Konseyi'nın da- imi ülkeleriyle sınırlı kaldığını söylediğini akta- ran Yılmaz, ABD'li bakanın. bölgede yaşanan gelişmelenn Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini ve olası bır göç ihtımali için de gerekli tedbirlen al- dıklannı kendisine ilettığıni söyledi. Başbakan. bir gazetecinin, Irak-ABD gergin- lığinden sonra dünya petrol fıyatlannın arttığı- nı anımsatarak bu artışın hükümetin ekonomik programını nasıl etkileyeceğini sorması üzerine de petrol fiyatlannda krizden sonra yaklaşık üç dolarlık bir artış olduğunu bildirdi. Yılmaz, I- rak'a düzenlenecek bir askeri müdahalenin Tür- kiye'nin dış ticaretinde ve ekonomik ilişkılerin- de olumsuzluklar yaratacağını kaydederek 1991'deki krizin en ağır faturasını Türkiye'nin ödediğine dikkat çekti. Yılmaz, Habur sınır ka- pısının şu anda kapatılmasının söz konusu olma- dığını da sözlerini ekledi. Dışişleri Bakanlığı'ndan dün akşam saatlerin- de yapılan yazılı açıklamada, Cem'in gezısinın. BM Güvenlik Konseyi'nin Yaptınmlar Komite- srnınkarannda "BM Genel Sekreteri'nin deste- ğindekiiyiniyetgörevi'' olarak tanımlandıgı bıl- dınldı. Açıklamada, Cem'in ziyareti ile ilgili şu bılgılere yer verildi: - Türkıye'nin ginşimı, komşu bir ülkenin kay- gılannı ve duyarlıklannı, komşu niteliğinin ge- tırdığı ahlakı hakkı ve sorumluluğu esas alarak Irak'a komşu bütün ülkelerin önerilerine açık şekilde öngörülmüştür. Irak'a komşu ülkelerin Ankara'daki büyükelçilikleriyle gerekli temas kurulmuştur. - Komşuluk girişimi. Irak ve BM Güvenlik Konseyi arasındaki sorunun çözümüne "bütün- sel" yaklaşmaktadır. Konuyu sadece BM'nin uyulması gereken kararlan ya da savaş tehlike- sı açısmdan değıl, sorunlan yaratan tüm etken- ler açısmdan değerlendırmektedir. Bu bağlam- da, Irak'a komşu tüm ülkelerin kitle imha silah- lannın tehdidmde olmasını, muhtemel savaşın bölgeye ve Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemen- lik sorununu bir bütün olarak değerlendirmek- tedir. 'Cem'in gidişi partisi adma' DTP Genel Başkaru Hüsamettin Cindoruk, Türkiye'nin Körfez krizi konusunda 'arabulucu- luğa sojTinmadığınr belirtirken "Cem'in gidişi hükümet adına değil. Dışişleri ve partisi adma- dır" dedı. AB Türkiye Temsilcisi Mkhael Lake'in ve- da ziyareti sırasında gazetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Cindoruk, Körfez krizi konusunda Tür- kiye'nin arabuluculuğa soyunmadığını, arabulu- culuk için iki tarafin uzlaşması ya da BM'nin gö- rev \ermesi gerektiğini belirtti. Cindoruk, "Cem'in gidişi hükümet adına değil, Dışişleri ve partisi adınadır" dedi. Cindoruk, konuyla ilgili olarak Yılmaz'ın kendisini Almanya'dan tele- fonla aradığını ve bilgi verdiğini söyledi. Başsağlığı mesajları Çetin: Yasalarda bir d. . -t" ı ı 'Ali Ulvi silinmez ızı du^fnleme gerek İ7krbmW ANKARA (Cumhurtvet Bürosu) - Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, Basın Yasası ve Türk Ceza Yasa- sı'nda değişiklik öngören yasa taslaklan- nı, TBMM Başkanı Hikmet Çetin'c verdi. Çetin, içtüzük, siyasi partiler, TCK. ve basın yasalannda düzenleme yapılması ge- rektiğini belirterek. "Girişimleri daha ile- ri\v götürmek için hükümetin üzerinde ça- lışmakta olduğunu bildiğimiz bu konulan bir an önce parlamentoya yansıtmasını beUrjflnız" dedi. Nail Güreli ve TGC Yönetim Kurulu üyeleri, dün Hikmet Çetin'i ziyaret etti. Çetin, Türkiye'nin gündemindeki en önemli konunun demokratikleşme ve in- san haklan olduğunu vurguladı. 'Görevim uzlaşmayı sağlamak' Ülkenin çağdaş dünya ile bütünleşmesi için demokrasi önündeki engellerin kaldı- nlmasını önemli bir aşama olarak gördü- ğünü kaydeden Çetin. "Hükümetin özedik- le insan haklan konusunda gerek yasaL ge- rek anayasal engelleri ortadan kaldıran bir- takım çaiışmalar yaptığını bilryorum. Bu nedenle bu çaiışmalar parlamentoda siya- si partiler arasında uzlaşma gerektiriyor. Benim de görevim o uzlaşmayı sağlama>a çahşmak" dedi. Çetin, Partılerarası Uyum Komisyo- nu'ndabu hafta Memurin Muhakematı Ya- sası üzerinde çahs.malann süreceğini belir- terek, "Oradaki dokunulmazlık, milter\e- kili dokunulmazlığmdan daha katı, daha önemlL Bu yasanın mutlaka çağdaş bir ko- numa getirilmesi gerekir. Sizin Basın Yasa- sı'ndaki değişiklik önerintri en kısa sürede uyum komisvonunda çalışılarak, gerekirse benim de im/am olan bir öneriyle Meclis'in ilgili komisyonlanna göndermeye çahşaca- ğun" dedi. TGC Başkanı Nail Güreli de, Basın Ya- sası'nda yapılmasını istedikleri değişikli- ğin reform niteliğinde olmadığmı vurgu- ladı \e bunu sağlamak için anayasadan başlayarak bırçok değişiklik yapılması ge- rektiğini anımsattı. Güreli. "Bu siyasal ortam içinde bu ger- çekçi bir yaklaşım olmaz. Mevcut \asala- ruı ve anayasanın elverdiği ölçüde. bilgi edinme hakku halkın gerçekleri öğrenme hakkı önündeki engelleri olabildiğince kal- dıncL, birgiye ulaşma hakkını güvenceye ah- cı hükümler içeren bir yasa taslağı haarla- dık" diye konuştu. Güreli. TCK'de değişiklik öngören ve kabinede imzaya açılan tasanda. "net ol- mayan, ka>pak ve muglak ifadeierin oklu- ğuna" dikkat çekti. Fethullah Gülen'in dershanelerine smav izni FİGEN ATALAY Fethullah Gülen'e yakın- lığıyla bilınen dershanelerin üye olduğu Güven-Der'e, Millı Eğitim Bakanlığı'nca deneme sınavı düzenleme yetkisi verildi. Güven Dershane Sahiple- ri Derneği (Güven-Der), yalnızca Özel Dersaneler Birliği'nın(Öz-De-Bir)dü- zenlediği ÖSS ve ÖYS de- neme sınavlannı yapmak için yıllardır MEB'e baş.vu- ruda bulunuyordu. Bugüne kadar kabul edilmeyen bu başvuruya, DSP'li Milli Eğitim Bakanı Hikmet U- luğbay dönerrunde izin ve- rilmesı eğitim çevrelerinde rahatsızlık yarattı. Uzun yıl- lardır üniversıte adaylann- dan büyük talep gören ÖSS ve ÖYS deneme sınaviannı düzenleyen Öz-De-Bir'e, Türkiye çapında 1100 der- sane üye. Güven-Der'in ise 30'a yakın üyesi bulunuyor. Smav izninin verilmesiyle Türkiye çapında çok az sa- yıda üyesi bulunan bır der- neğe Milli Eğitim Bakanlı- Fenerbahçe Kongre Üyeleri D i k k a t i n e Kulübümüz Başkan Adayı Sayın Ömer Çavuşoğlu ve Yönetim Arkadaşları Yarının Dünya Takımı Fenerbahçe ile ilgili görüşlerini sunup, sorularınızı cevaplayacaklar Daue t l i s i n i z Tarih: 5 Şubat Perşembe, saat 18.30 (Yarın) Yer: BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ Program: 18.30 - 20.30 Sohbet Toplantısı 20.30 Kokteyl ğı'nın binalannı kullanma olanağı da tanınmış oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumlan Genel Müdürü Hüseyin Kanburoğlu imzasıyla ts- tanbul Millı Eğitim Müdür- lüğü'ne gönderilen yazıda şöyle deniliyor: "Deneme smavlannın İ997-1998 öğre- tim yıhnda Bakanhğunız de- netim ve gözetinû altinda Güven Dershane Sahipleri Derneği (Güven-Der) tara- findan yapılması Bakanlığı- mızca uygun bulunmuştur. Oğrencilerin bilgi ve beceri- lerini ölçmelerine. sınav he- yecanını azaltmalanna, test tekniklerini kavramalanna, kodlama kurallannı ve za- mam iyi kullanarak sınav tecrübesi kazanmalanna, aynca dershanelere devam edemeyen oğrencilerin sınav pratiğini geliştirmelerine imkân veren Üniversite Gi- riş Birinci Basamak Dene- me Smavı 7 Mart 1998, Üni- versite Giriş İkinci Basamak Deneme sınavı 17 Mayıs 1998tarihlerinde yapılacak- ür. Deneme sınavlan, Gü- ven-Der'e üye dershaneler- de veya ihtiyaç duyulması halinde resmi okul binala- rmda yapüacaknr. Sınaviar- la ilgili yönerge, Güven-Der taranndan hazuianarak üye dershane müdürlüklerine gönderilecektir." Güyen-Der, her öğrenci- den ÖSS ve ÖYS deneme sınavlanna ait kılavuzlar ıçın 100 bin lira, ÖSS dene- me sınavı katılım ücreti ola- rak 500 bin, ÖYS deneme sınavı katılım ücreti olarak da 600 bin lira alacak. İstanbul Haber Servisi - Yanm yüzyıllık entelektü- el birikimiyle, karikatür- leriyle felsefe yapan. "çiz- ginin ozanı" olarak anılan AM Ulvi Ersoy'un ölümü- nün 5. gününde, gazetemi- ze ve ailesine başsağlığı mesajlan sürüyor. Geçen cuma günü sonsuzluğa imza atan sanatçı Ersoy için gönderilen mesajlar- da, eserleri ile hep aramız- da olacağı, sananndaki ışı- ğın toplumumuzu aydın- latmaya devam edeceği vurgulandı. CHP lideri Deniz Bay- kaL gazetemize ve Ersoy ailesine gönderdiği baş- sağlığı mesajında, "De- ğerii karikatüristimiz Ali Ulvi Ersoy'u yitirmenin acısını yaşıyoruz. Karika- türü bir >aşam tara ola- rak benimsemiş; bügisi,bi- rikimi. zekâsL, göziem gü- cü ve >aratıcılığı ile elli yılı aşan bir sürv sanat ve ba- sın dünyamızdaki saygın yerini korumuş Ali Ulvi, eserieri ile hep aranuzda olacakûr" dedi. Devlet Bakanı Metin Gürdere ise Ali Ulvi'nın ölümünü "derin bir tees- sûrte" karşıladığını ifade ederken Devlet Bakanı Hasan Gemici de Er- soy'un toplumcu yönüne vurgu yaparak üzüntüsü- nü dile getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı AliŞevldErek. 125 bİll I Baştarafi 1. Sayfada zamlann, son dönemlerde yıl içinde betirii arahklara dö- nüşmesi, ekonominin genel yapısmdaki olumsuzluğu da gösteriyor. Cumhuriyet, enflasyonun toplumsal ve ekonomik yıkı- mına karşı, ilkelerinden, dürüstlüğünden ve güvenilirii- ğinden en küçük bir ödün vermeden, doğru bildiği yolda yürümektedir. Bu yürüyüş ancak okurlanmızm bize sağ- ladığı paha biçibnez destek sayesindedir. Bugün ülkemiz- de iki tür gazete var: Ya bir cemaate (tarikata) bağh ga- zete ya da bir gnıba bağlı gazete!.. Bu yapı içinde tek ba- ğımsız gazete Cumhuriyet'tir; ama bağımsızlık, hem bi- ze, hem okurtanmıza pahalı\a mal oluvor. Ülkenin en pahalı gazetesi ohnak konumundayız. Gazete, dergi,televizyon, radyodan oluşan medvada. on binlerce gazetecinin çalıştığı bir sektörde sendikası olan tek gazeteyiz. Okuriannuzm bu gerçeklere aşina oMuklannı bfliyo- ruz. Bunalımdan çılaşın tek yolu, ekonominin istikrara ka- vuşması ve enflas>onun durulmasıdır. Bu çıkışm elbirti- ğiyle sağlanacağını sövlemeve gerek yok!.. Cumhuriyet, dünyada eşi az görülebilecek bir gazetedir. Bu özelliğini koruması, kimliğini korumasıyla özdeşleşmiştir. Tek gü- vencemiz okurianmızm bilincidir. Kartel, cemaat ya da tarikat dışı bir bağımsızlık, ne yapalım ki bugünkü koşul- larda başka türlü sağlanamıyor. Cumhuriyet "büyük usta Ali Uhi'nin vefatından duyduğu üzün- tüyü" dile getırirken Ba- sın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü AvdınSez- gjn de gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç'e gönderdiği mesaj- da, Ersoy'un alanında "si- linmez izter" bıraktığını bildirdi. Kıbns Türk Kari- katüristler Derneği Başka- nı Hüseyin Çakmak da "üstadunız, karikatür sa- nadnın büvük çizeri" diye nitelendirdıği Ali Ulvi'nin ölümünü büyük bir üzün- tüyle karşıladıklannı bil- dirdi. Haftalık mizah der- gısi Hıbır çalışanlannın mesajında ise Ali Ulvi'nin "karikatür dünyasınuı ye- ri doidurulamaz ismi" ol- duğu vurgulandı. Karikatürist Murat Sa- yın da çizgileriyle naif ve anlamlı bir dolmakalemle sembolleştirdiği Ali Ul- vi'ye saygı dolu faks me- sajında "Ali Ulvi Usta'yı özkyeceğiz'' dedi. Duygulannı, Ali Ul- vi *yi çizdiği dolmakale- minin gözlerinden yaşlar süzülen çizgileriyle anla- tan karikatürist Seyit Saat- çi ise "Güle güle üstat" mesajını gönderdi. Türk Kalp Vakfı Yöne- tim Kurulu Başkanı Çetin Yıkbnmakın ise Ali Ul- vi'nin, son elli yılda Tür- kiye'nin yetiştirdiği en bü- yük karikatür ustası oldu- ğunu kaydetti. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Oztürk, eşi Alev Ersoy'a gönderdiği mesajında, *Ydlann ve voüann pavla- şıldığı bir yol arkadaşının kaybını kabullenmek sizin için ne kadar güçse. ente- lektüel kimliği ile özgün bir karikatür fılozofunun arukohnadığını kabullen- mek de bir o kadar zor- dur" dedi. ADD Keçiören Şube Başkanı Ali Saral, "Düşün adamı, usta karikatürcü. değerii bmüğümüz Ali Ul- vi'nin kaybından derin üzüntü duydum" mesajı- nı ıletti. Ali Ulvi'nin eşi- nm arkadaşı Şükran ,\rda ise mesajında "SevgUi Akv. sizleri kucaklıyorum, acınızı pa>1aşıyorum" de- di. Hüsnü Göksel de üzün- tüsünü dile getinrken Ali Ulviyi "Damıtık zekâ ürünü olan karikatür sa- naünın. güçlü. yürekli. za- rif ustası" olarak andığını dile getırdı. Ozbekistan 'a 'hurdafabrikay kurdular BANU SALMAN .\NKARA - Susurluk rapo- runda adı, uyuşturucu kaçak- çılığına ilışkın suçlamalarla il- gili bölümde geçen Turgay Ci- ner'in 11 tekstil fabnkasının kuruluşunu üstlendiğı Özbe- kıstan'ı "hurda" makınelerle aldattığı iddiaedildi. Kamu Iş- letmeciliğini Geliştirme Mer- kezi Vakfi'nın (KİGEM) ra- porunda, DSP'li Devlet Baka- nı Hüsamettin Ozkanın hur- da makinelerin İtalya'dan ge- tınlmesinde ortak olduğu sa- vınada yer verildi. KtGEM'ın "Özelleştirme Kimin İçin" başlıklı raporunda. havaalan- lannda "gümrük dışı bölgeler- de" hizmet veren HAVAŞ'ın ihalesine, öldürülen kumarha- ne patronu Omer Lütfü To- pal' ın 3 ayn şirketle girdıği % e bu yer için 65-80 milyon do- lar gibi "astronomik fiyatlar" verdiğine dikkat çekıldı. Raporda, ABD'nin Ankara Büyükelçısi'nin "Topal'ın ABD'de uyuşturucu kaçakçıu- ğmdan 5 yıl yatağuu" açıkla- masıyla Topal'ın şirketlerinin ihaleden çıkanldığına ışaret edildi. Susurluk raporunda ise Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nün Topal'ın uyuşturucu kaçakçısı olduğuna ilışkın tn- terpol'den belge alması üzen- ne, bu şirketlerin ihaleden çe- kildiği belirtiliyor. HAVAŞ ihalesini, Doğuş Holding'den 2 milyon dolar fazla vererek 36 milyon dola- ra Turgay Ciner'in şirketi YA- ZEKS'in aldığı anımsatılan KİGEM raporunda, şu bilgile- re yer verildi: '' ' "ÖzeUeştirmede gerçek de- ğerin, yapılan nesaplar değiL verilen teklifler olduğunu, ay- nca özelleştirmenin en yüksek teklif üzerinden yapıldtğını id- dia edenler, HAVA.Ş hisseleri- nin yüzde 60'uu. 36 milyon do- lara \AZEKS firmasına sat- mışlardır. Ancak HAVAŞ Yö- netim Kurulu. sabştan bir ay sonra aldığı kararla bir önce- ki yıhn 3 mihon dolar kânnı yeni sahiplerine bırakmış, böy- İece HA\AŞ en y üksek teklifin 1 milyon dolar arana, 33 mil- yon dolara satünuşar. Üstelik, YAZEKS, ödemesi gereken taksitleri hep gecikerek öde- miş, buna karşıhk ÖİB tenü- nat mektubunu çözdürüp bu parayı zamanuıda tahsil ede- memiştir." Özelleştirme Yasası hü- kümlerine karşın HAVAŞ'ta ışten çıkanlan 90 kişinin YA- ZEKS ın hatalan nedeniyle "işsizük tazminarj"nı alama- dığı ya da tazmınatlan yanda kesılerek haklannda icrai in- celeme yapıldığını kaydeden KİGEM. "Ömer Lütfü To- pal'ın öldürülmesi davasında tanıklardan biri HAVAŞ'ınsa- tış tutan 36 milyon dolann To- pal taranndan Turgay Ciner'e verildiğuıi açıklamışOr" ifade- lerine raporda yer verdi. Raporda, Hopa Lımanı'nı hukukdışı şekilde devralan ve Çayırhan'daki maden ocağı- nın da ışletmesını alan Ci- ner'in YAZEKS firmasiyla Ozbekistan'da da 11 tekstil fabrikası kurma işini üstlendi- ğı belirtildı. Turgay Ciner, Başbakanlık Teftiş Kuru- lu'nun Susurluk raporunda gündeme getirilen sâvlââfj red- dederek raporu hâzırlayarilar hakkında dava açacâg'ını bil- dirmişti. Topal Adli Sicirden 5 belge almış EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanı Oltan Sunguriu. öldürülen kumarhane patronu Ömer Lütfü Topal'a Adli Sicıl'den 5 ayn sabıkasızlık belgesi venl- diğini bildirdi. Sungurlu yaptığı açıkla- mada. "Yapoğıınızaraşürma- ya göre Topal'a, 1994 vılında Malaryadan 3, 1995 yıhnda da İstanbul'da 2 ohnak üzere. iki yıl içinde 5 ayn sabıkasız- lık belgesi verildiğini sapta- dık" dedi. Bu belgelerin Topal'a nasıl ve kimler tarafindan verildiği- ni araştırdıklarını kaydeden Sungurlu, "Herhangi bir ka- nunsuzluktespitettigimiz tak- dirde sonımlular hakkında soruşrurma başlatacağız" di- ye konuştu. Sungurlu şunlan söyledi: "Bu mesele bakanb- ğunıza 1997 y ılında intikal et- mis. Bakanlıgımc meseleyi in- celemiş. 26 Eylül 1997tarihin- de Turizm Bakanı İbrahım Gürdal tarafindan gelen yazı- da, Topal'a sabıkasızlık kay dı verenler hakkında inceleme baştaülması istenmiş. Bunun üzerinebiz inceleme başlatmı- şız. Ömer Lütfü Topal 1979>> lında uyuşturucu bulundur- mak suçundan Belçika'da mahkûm olmuş. Daha sonra kendisine 1994 yıhnda Malat- ya'dan 3. 1995 vılında da ls- tanbul'dan 2 tane sabıkasızlık belgesi verilmiş. Uyuşturucu- dan verilen mahkûmryet 1988 yıhnda arşive kaldınlmış. Ya- ni gerekli zamanı dotdurduğu için Adli Skril Yasası gereği sa- bıka kaydı sUuuniş ve arşive kaldınlmış. Niçin arşive kal- dınlmış? Çünkü yasa gereği, şahıs ileridedevlet memunı ve mülervekili ohnak isterse, ar- şivdeki bilgisine baküsın diye. Omer Lütfü TopaL sabıkasız- lık belgesi aldığı yıllarda dev- let memunı ve milletvekili ola- cağına ilişkin herhangi bir is- tekte bulunmadığı için. arşiv- deki bilgilerine bakılmamış. Bunun için sabıkasız olduğu- na ilişkin 5 tane belge alabit- miş. Kaklı ki devlet memunı ve milletvekili olacağını belirt- seydi, arşhdeki bilgileri buna engel olmayacaku. Çünkü ya- sa gereği uyıışturucu bulun- durma suçu yüz kızarncı bir suç sayılmıyor." Sungurlu, buna karşm To- pal'ın dosyalannın yeniden ıncelemeye alındığını belirtti. ECumhuriyet kitap kulübü TAKSİM Sergi Salonu ŞÜBAT AYİ ETKİNLİKL1 6 Şubat Cuma Saat:17.00-19.00 ERDAL ATABEK Kitaplarını imzalıyor - •] Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Te):252 38 81/82
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear