23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7ŞUBAT1998CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 El radyosu ve eğitim... Siirt Valisi Osman Acar, 10 bin kadının katılacağı 1000 kurs açmak için altı aylığına 100 mityar lira anyordu. ~ Paranın bir kısmını buldu ve kadınlara önce Türkçe öğretmek üzere 10 kişilik gruplar halinde halk eğitim kurslarını açmaya başladı. Kurslar umulandan büyük ilgi gördü. Dersler devam ediyor. Proje hayata geçince hayatn gerçekleri de ortaya çıktı. Derslere katılan kadınlar, Türkçe öğrenmek istiyor ama Türkçe ile ancak kurstan kursa tanışıyorlar. Siirt Valisi Osman Acar, projeyi geliştirdi ve bir çözüm yolu buldu: Kursa katılan kadınlara adaptörü ile birlikte birer el radyosu verilebilse, evlerinde TRT'yi dinleyebilseler... El kadar bir el radyosu ve kırsal kesimde pil kolay bulunmadığı için yanında bir de adaptör alıp Siirt Valisi Osman Acar'a gönderirseniz, işte o zaman "Orada bir köy var uzakta/ Gitmesek de görmesek de/ O köy bizim köyümüzdür" dizeleri daha da anlam kazanacak. Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posfer. Deniz.Som@raksnet.com - So/cu öğrenciler türbanlı öğrencileh desteki/yormuş... "Döneklik yaşı 4O'tan 20've indi!" T elevizyon belgeseli dalında "Abdi Ipekçi Suikastı" dosyası ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden yılın başanlı gazetecisi ödü- lü alan Can Dündar, bu çalışmasında Do- ğan Yurdakul veSonerYalçın'ın "Reis" kitabından kaynak göstermeden alıntı yaptığı yolundaki iddiala- rı yalanlamak üzere Cemiyet'e bir belge gönderdi. Tartışmalı belgeselle ilgili olarak sunulan belge düz bir dosya kağıdına Can Dündar'a hıtaben yazilmış bir yazıydı. Bu belgede aynen şöyle deniyor. "Sn. Can Dündar dikkatine; Yayınevimizce basılan Soner Yalçın ve Doğan Yur- dakul'un ortak çalışması olan 'Reis: Gladio'nun Türk Tetikçisi' adlı kitap Ekim 1997 tarihinde basılmış olup, ilk olarak 17 Ekim 1997 tarihinde dağıtımcılara veri- lip okuyuculara sunulmuştur. Bilgilerinize. öteki Ya- yınevi, 17.02.1998" Bu belgenin altında imza olmaksızın "Öteki Yayı- nevi, Vedat Yeniçeri" kaşesi bulunuyor. Can Dün- Belgeseldar, bu belgenin yanı sira bendenize de gönderdiği yazılı açıklamasında şöyle diyor: "Hem programımızı hem Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti'ni karalamayı amaçlayan bu iddianın yalnız çirkin değil, aynı zamanda ne kadar tutarsız olduğu- nu izah için sadece iki satır yazacağım: Programın yayın tarihi: 16 Ekim 1997. Kitabın yayın tarihi: 17 Ekim 1997." Reis kitabının yazarlanndan Doğan Yurdakul, bu bel- geden haberdar olduktan sonra yayınevi sahibine ne olup bittiğini soruyor ve ortaya yeni bir belge çıkıyor. Yeni belgede, Öteki Yaymevi amblem ve antetli dos- ya kâğıdının altındayaymevi sahibi VedatYeniçeri'nin adı ile imzası bulunuyor: "Sayın Doğan Yurdakul Telefonda size söylediğim gibi, Can Dündar'a her- hangi bir faks göndermediğim gibi kendisiyle görüş- medim bile. Altında isim ve adresim bulunan Can Dün- dar'a hitaben yazılmış fakstan, sizin bana gönderme- niz üzerine haberdar oldum. Bu faksın benim bilgim dışında çekildiğinin en somut kanrtı altında imzamın olmamasıdır. Üstelik faksın altında yeralan 17 Şubat 1998 tarihinde Ankara dışındaydım. Belgenin içeri- ğine ilişkin sizin de bildiğiniz, ancak buradatekrar ifa- de etmek istediğim husus ise, Reis adlı kitabınızın, dağıtımının yapılmasından 1 ay önce, yani Eylül ayı baştnda aralannda Can Dündar'ın yazariık yaptığı Aktüel dergisi olmak üzere medya kuruluştanna da- ğıtılmış olduğudur. Durumu bilgilerinize sunarım." Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde şu sıralar kong- re telaşı yaşanıyorsa da Genel Başkan Nail Güreli belgeleri değeriendireceklerini söylüyor. Ve uzaklardan Uğur Mumcu'nun sesi duyuluyor. "Uyan uyan Babıali, şu haline bak!" SESStZ SEDASIZ (!) NVRİKVRTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU On parmağımızda oı\ mazaret! Ah Retah Vah Retah; Yallah Fazilet m Anayasa Mahkemesi, Refah Parti- si'ni kapattı ve gerekçeli kararını da yazıp kapatılan partinin devamı nite- liğinde yeni bir parti kurulamayacağı- nın altını özellikle çizdi, ama bir süre önce kurulan Fazilet Partisi, eski RP milletvekilleriyle dolup taşmaya baş- ladı... Faziletyeni bir parti; Refah'ın de- vamı olup olmadığı milletvekillerinin tu- tumlanyla anlaşılacak. Refah'ın de- vamıysa kapatılma davasının kısa sü- rede açılacağı şimdiden anlaşıldı bi- le. Yıllar öncesi açılması gereken Re- fah davası gibi görmezlikten gelinme- yecek Fazilet. Refah'ın nasıl görmez- likten gelindiği, Emin Çölaşan'ın "Ah Refah Vah Refah" kitabında öy- le güzel görünüyor ki. Ümit Yayın- cılık'tan çıkan ve tüm gelirini Meh- metçik Vakfı'na bıraktığı yeni kitabın- da Emin Çölaşan, 1994-1997 arası yaşananlan bir kez daha sergiliyor. Çölaşan'ın yazdıklarının bir kısmı kapatılma davasına konu olaylar. Bir kısmı ise üzerinde hâlâ durulmayan yol- suzluk iddialan. özellikle belediyeler- deki yağmalaıia ilgili iddialar. Çöla- şan görevini yapıyor, yazıyor. Herkes üzerine düşen görevi yap- sa, Türkiye hiç kuşkusuz çok daha güzel olacak ve "Yallah Fazilefi yaz- maya da gerek kalmayacak! PALAS PANDIRAS Yıtirilmiş özgürtüklerin birikimine ı ,..^~ p 1 nostalji denir. \Mufıt Bozac$ \ Mimarlar Odası genel kurulu bugün başlıyor tstanbul Haber Servisi - TMMOB Mimarlar Odası tstan- bul Büyükkent Şubesi'nin 35. dö- nem genel kurulu, bugün yapıla- cak 'Koruma-Demokrasi ve tn- san Haklan' konulu teknikkong- reyle başlıyor. Mimar Sinan Oni- versitesi Oditoryumu'nda düzen- lenen toplantılarda bugün genel 4aırul bir araya gelecek. yann ise Yıldız Sarayı'ndaki şube merke- zinde seçimler yapılacak. tstanbul Mimarlar Odasrnın 1998-2000 yıl- lan arasındaki yönetimi- ni üstlenecek çağdaş, de- mokrat ve toplumcu kad- rolann. 35. genel kurul- da tek bir 'dayanışma' listesi ile aday olmak is- tedikleri belirtildi. Şube Başkanı Prof. Dr. Cengiz Enızun'un verdiği bil- giye göre, Mimarlar Oda- sı'ran tstanbul'da 21. yüz- yıla taşınacak yönetim kurulu için 'mimarhğın toplumsal sorumluluk- larına önem \eren' \e 'kent ve çevre değerie- riyle mimarlık etiğini birlikte savunan' tüm birikimli kesimlerin bu tarihsel süreçte 'birlik- te çalışmalan' genel bir kabul görüyor. Bu anlayışın genel ku- rula da yansıması duru- munda, aralannda Prof. Dr. Afife Batur, Erdal Aktulga, Çiğdem Türkoğlu. Kubilay Önal gibi isimlerin de bulunduğu daya- nışma listesinin seçimlerde çağ- daş, demokrat ve toplumcu mimar- lan temsil etmesi bekleniyor. Ge- çen dönemlerdeki RP yandaşjann- ca oluşturulan 'Meslekte Birliğe Çağn' grubunun da seçimlete yi- nekendî Hfleleriyle katilfflafcüeeM 1 re hazırlık yaptıklan belirtiliyor. Danıştay kararı Ekinci yeniden eski görevinde lstanbul Haber Servisi - Gaze- temizyazarianndan Yüksek Mimar Oktay Ekinci, 1993-1996 döne- tninde görev yaptığı îstanbul III Nu- maralı Kültür ve Tabiat Varhklan- nj Koruma Kurulu'na Danıştay ka- ranyla geri döndü. Ekinci'nin gö- reve başlayabilmesi için, Kültür Ba- kanhğı'nm kuruldaki üyelerdenbi- rini alması ve Danvştay karannı uy- gulamasv bekleniyor. MSÜ'de öğretim görevlisi olan Oktay Ekinci. "Boğaziçi Kurulu" olarak bilinen 3 numarah kuruldaes- ki Kültür Bakanı Agâh Oktay Gü- ner tarafından yapılan operasyon- la birlikte 1996 ytfı Mart aymda üyelikten almmıştı. Sokak çocuklarına tesis topluma kazandınlması amacıyla hazirianan bazı tesisİerin te- meli atıldı, bazısı da hizmete açüdı. Kemerburgaz Ağaçlı Kö- yü'nde yapılacak Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merke- zi'nin temelini atan Devlet Bakanı Hasan Gemici, "Bugün bu alanda hizmetler yapılmazsa, faturası ikrideki tarihlerde çok daha büyük olarak karşımız» çıkar" dedi. Törene, ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan, Sokak Çocukları Koruma Derneği Başkanı Yusuf Ahmet Kulca da katıldı. Aynı toplu- luk dün aynca, Maslak tzzet Ba>sal Huzure\i içindeki Kas Has- talıkları Fizik Tedavi Cnitesi'ni ve Okme> danı Kreş ve Gün- düz Bakımevi ek binasında ÇYDD ile birlikte yürütülen Top- lum Merkezi'ni de hizmete açtı. (Fotoğraf: SAADET USLU) tstanbul Kadın Kuruluşları Birliği'nde yeni dönem İstanbul Haber Servisi - Is- tanbul'daki 45 kadın kuruluşunu eşitlik, laiklik. demokrasi ve ka- dınlann insan haklan ortak pay- dalannı voırgulayan bir protokol çerçevesinde bir araya getiren lstanbul Kadın Kuruluşlan Bir- liği 4. Olağan Genel Kurulu ya- pıldı. Genel kurulda geçen dö- nemin yönetim kurulu üyeleri yeni seçimlerde yönetime aday olmadılar. Genel kurulda yeni yönetim kurulu üyeleri ise şu isimlerden oluştu: "Dr. Tüten Ang, Gültekin Baktır, Dr. Ersan Ekpir, Av. Aydeniz Tuskan ve Av. Gönül İşler." HAYYANLAR ISMAİL GÜLGEÇ KtME DUM DUMA BEHIÇ AK ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI MIRMIRLAR UĞUR DURAK / 1-1)1 I) A i\ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAH 27 Şubat MVLOVÜN KOŞULLU REFLEKfYÖNTSMİ BUSÖH, ÛMLÜ ç /j 67 »tştNDA ÖLMÜÇTV. r/p Ö6K£NİM(MO£M SOHİZA FİZ.YOCOJİÇj4UŞA4AtA- YÖNELBN f'AVZ.Of 6O WCı4 yAKfAİ Sr'R SütSe Bu KoMucriıd AKAşneMALAiçmfA PEU4M enufşrr',. FtZYOCOJ-tOE&' SuU/fLA/e/, PSİ*3M-OT/ ALAAJtM Crf DB- & & er iH SOM&t A4rfrf.Suoi.sayA * fr ' ANKARA. ..ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Sonra Nereye? Kara kuru bir adam, ama dünya güzeli şimdi, mil- yonlann belleğine ak çizgilerle yerleşiyor portresi; Birleşmiş Milletler'i onurtandıran bir genel sekreter ola- rak selamlanıyor. ABD'nin savaş gemıleri hâlâ Kör- fez'de, ama bombaların patlaması kolay görünmü- yor artık. En büyükler, en güçlüler de yalnız kalabili- yor, savaşı değil barışı öngörüyor milyonlar. Açıkla- mam gerekir, Birleşmiş Milletler'e umutla değil kuş- kuyla baktım uzun yıllar, olumlu, somut bir uğraşı yok bence. Havanda su döver gibi kürsüler, sozcük- ler, parlak söylemler, ama banş yolunda bir adım yok. Yıllar boyunca diplomat dostlanmla çok konuştum bu konuyu. Orhan Eralp, Birleşmiş Milletler kürsü- sünde güzel konuşmalarıyla anımsanan bir sözcüy- dü vaktiyle; Osman Olcay da, kuruluşu 'i//ussıon ho- use-hayal evi' diye özetledi bir konuşmasında. Ama hiçbirhayal gerçekleşmedi o evde. Gerçekleşebilsey- di böylesine acı faturalar ödemezdi dünyamız. On- ca insan ölmezdi, aç-susuz kalmazdı çocuklar. aç- madan solan çiçeklere benzemezdi, insanlığın ortak varlığı yapıtlar kaybolmazdı. Örneğin Mostar Köprü- sü yıkılmazdı! Daha neleryıkıldı, neleryıtirildı değil mi? Köprü yeniden yapılır, yıkık kentler onanlır, yerın- de gökdelenler yükselir, ama onartlmayan yaralar da var! Kalıcı banş olmadan kanama durdurulamıyor. Onanm için kalıcı banş gerekiyor. O da ortak çabay- la oluşuyor ancak. Kofi Annan'ın söyledıği gibi her- kesin katkısıyla, yeni biryüzyılın eşiğinde herkesın gö- revini üstlenmesi, banş yolunda bir adım atması, adım da değil bir santim, bir milim yol alması; sesi- ni, soluğunu duyurması gerekiyor. Toplum olarak da bireyler olarakda... Özüyle, çevresiyle uzlaşamayan- lar banş üretemez bence. Öz çıkarlarına öncelık ve- renter, özverinin tadmı bilmez, uzlasmaya varamaz hıç- bır zaman. Önümüzdeki günler çok önemlı bu yüz- den, herkes bir kez daha belirleyecekdoğrultusunu... • • • Önümüzdeki günler ülkemiz, başkentimiz, belli ku- ruluşlanmız, insanlanmız, değişık meslek dallarında çalışanlar, politikayla uğraşanlar açısından da çok önemli bence. Belli sorunların çözümü yolunda bir umut ışığı yanmıyor Yılmaz hükümetinde. Enflasyon tırmanıyor, durdurma eğilimi yavaşlıyor, kesm karar- lılıktan yoksun eylemterdüşkınklıği üretiyor ancak. Her şeyin belli bir süreci var değil mı, o süreci kaçıran po- lıtikacılar başansızlıktan kaçınamıyor. Halkın deste- ğinı yitirip yalnızlığa gömülüyor. Susurluk dosyası açılacak, karanlık aydınlanacak derken dosya büs- bütün kapanıyor, karanlık derinleşıyor. Faili meçhul cinayetleraydınlanamıyorbirtüıiü. Kim aydınlatacak bunlan? Aydınlatmak için hükümet olanlar, namus so- zü verenler değil mi? Nerde o sözler, o sozler doğ- rultusunda yapılması gerekenler? Şimdilik gündem çarprtıltyor ancak. Vergi reformu deniyor, yozlaştırma çabalan ağır basıyor! Derken türban olayı geliyor gündeme. Sayın Yılmaz soruna çözüm bulmaktan söz ediyor. Nasıl bir çözüm acaba? Eğitim Bakanı Sayın Uluğbay'ın olumlu çabalannı durdurmayayönelikbtr ödün mü? Refah seçmenlerini kazanmak yolunda ge- riye doğru bir adım mı yoksa? Peki, sonra nereye doğ- ru? Sekiz yıllık eğitimde kısa sürede hayli yol almış bulunuyoruz. Bu yol seçim hesaplarıyla, siyasal çı- karlarla kapanmamalı artık. Aynca ınsana sorarlar, bu ödünlerle seçim kazanıp ne yapacaksınız? Yaptıkla- nnızla yapamadıklarınız da ortada değil mi? Son seçimlerden sonra gazetemizin Ankara büro- sunda ANAP Başkanı Sayın Yılmaz'ta karşılaştık bir akşam. Onun yanında Avni Akyol, benım yanımda Profesör Sadun Aren var. Seçim döneminın göz- lemleriyle sordum Sayın Yılmaz'a. Seçim konuşma- lannda niçin laiklikten hiç söz etmedi? Yanıtı çok kı- sa, oy kaybetmemek için! Sadun Aren kanşıyor sö- ze: - Köktendincilikten söz edebilirdiniz belki... Yanıt değışmıyor. Ben de merakediyorum. Peki öy- le davranarak, laiklikten söz etmeyerek ANAP kaç oy kazandı acaba? Ya şimdi kaç oy kazanacak? Daha- sı, kaybettikleri de yok mu? Hiçbir azınlık hükümeti 55. hükümet kadar destek görmedi şimdiye kadar. Ülke sorunlarının çözümü için herkes omuz verdı Başbakan Yılmaz'a, ama o yanıtveremedı hiç. Umut soldu, destek yok oldu artık. Yolculuk yeniden baş- lıyor. Seçim ne getirir, ne götürür bılinemez, ama ya- nm yüzyıla varan meslek yaşamımda öğrendiğim bir gerçek var, evdeki hesap çarşıya uymuyor. Yıne uy- mayacak. Seçim, emek ve yürek istiyor her şeyden önce. O da yok. Acı, ama gerçek, nereden nereye gei- dik değil mi? Ancak yol bıtmıyor, tersine, yeniden baş- lıyor yolculuk. Uzun, ince bir yol, ama hep birlikte yu- rüyeceğiz, dağlan aşacağız. ••• Yazımı bitirirken telefon çaldı, CSO'dan Ahmet Borovalı: - Hastasınız gelemezsiniz, ama TV'de izleyebilir- siniz. Cumartesı günü, Istiklal Marşı'nın bestecisi Os- man Zeki Üngör'ün büstünü koyacağız salona. Haberden çok hoşlandım, dizeleri yeniden çınladı kulağımda. O marşı büyükcoşkuyla söylediğim gün- leri özledim. Derken 10. Yıl Marşı çınladı yüreğimde: Çıktık açık alınla. Yine çıkacağız. BULMACA SEDAT YAŞAYAS SOLDAN S\ĞA: 1/Bırmineralin yerinibirbaşka- sımn almasıyla sonuçlanan eş- zamanlı çözün- me ve çökelme süreci. 2/ Küçük tekne kaptanı... ChTne.3/Fosil... Argoda hiç emekvermeden ele geçirilen şey. 4/ Kanşık renk- li... Oyundace- zalı çocuk. 5/ Türk müzığındebir ma- kam. 6/ Bır görevin yü- rütülebilmesi ıçın mer- kez olarak seçılen yer... CahitKülebi'ninbırşi- ir kitabı.... Uzaklık işa- reti. II Türk müzığinde bıleşikbırmakam...Tav- 6 ladabirsayı. 8/ Bazı ki- şileri yangın çıkarmaya sürükleyen saplantılı it- ki. 9/ Yapının ya da ar- sanın boyutlannı ve sınırlannı gösteren hanta... "Al bir ata bınmiştı al / — ırak mı dedım Aha dıyordu" (Fa- zıl Hüsnü Dağlarca). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde ekim ayına verilenad. 2/Brezilya'nınparabirimi... Gıdılen yol üze- rinde olmayan. 3/ Belirti. ışaret... "'Çok önemli kişi" an- lamında uluslararası kısaltma. 4/ Kâr. fayda... Eskilere göre, dünya atmosferinın ötesindeki boşluklan dolduran çok uçucu akışkan. 5/ Meyve şeken. 6/ Sahip... Kötü, çır- kin... Eski dilde su. II Köpeklerde yaş... Dizi, sıra. 8/ Çıp- lak vücut resmı... Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ. 9/ Ekmek, peynır ve et suyuyla yapılan yemek... tran'ın plaka ışareti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear