Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümetlerin ulusal hukukuna 'küreselleşme ipoteği' koyan anlaşma nisanda imzalanmıyor
Sermayenmiktklaıı ertelendiSERKAN DEMtKTAŞ
ANKARA - "KüreseUeşmenin anaya-
sası" olarak değerlendırilen "ÇokTaraflı
YaOnmAnlaşması"nın (MAI) nisanayın-
da imzalanmasının olanaklı olmadığıbil-
dirildi. Hükümetlerin ulusal hukukuna
"küreselleşme ipoteği" koyan MAI, ülke-
lerin de\ letçi politikalar izlemesini sınır-
lıyor \ e bu durumdan olumsuz etkilenen
yabanci şırketlerin zararlannın giderüme-
si koşulunu getinyor. Ekonomik Işbirliği
ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) Paris'te
sürdürdüğü çalışmalara katılan Türk yet-
kılıler ise MAl'nin. ikili alanda yapüan
"karşıhkh yannmın korunması ve teşvi-
Id" anlaşmalannınlcüreselboyutaçıkanl-
masından başka bir anlam taşımadığını
sa\-unuyorlar.
Çokuluslu şirketlere bugüne kadar ta-
nınmayan haklar getiren MAl'nin 29 Ni-
san'da imzalanmasının zor olduğu kayde-
dildi. OECD'nin Paris'te sürdürdüğü giz-
litoplantılarakatılan Türic heyetınden bir
yetkili Cumburiyet'e yaptığı açıklamada,
• OECD'nin 3 yıldır sürdürdüğü gizli çalışmalar sonunda oluşan "Çok Taraflı Yatınm Anlaşması"
hükümetleri, çokuluslu şirketlerin boyunduruğu altma sokacak. tmza atan hükümetler, anlaşmaya aykın
yasalannı düzeltmek zorunda kalacaklar ve ileride de benzer yasalan geçiremeyecekler. Hükümetler,
yerli şirketlere farklı davranamazken yerel yönetimlerin uyguladıklan politikalardan zarar gören
yabancı şirketler tazminat için Uluslararası Tahkim Kurulu'na başvurabilecekler.
anlaşmanın maddeleri üzerindeki tartış-
malanntamamlanmaktanuzakolduğunu,
29 ülkenin bir noktada buluşmasırun bir
yıl daha alabileceğini kaydetti.
Sivil toplum örgütleri ve birçok akade-
misyen, MAl'nin ulus-devletlere ve yerel
ekonomilere büyük darbe vuracağını kay-
dediyorlar. "lluslararasıyaunmcılariçin
tnsan Haklan Beyannamesi" olarak de-
ğerlendirilen MAI, yerel hükümetlerin
güçlerinin sınırlandınlması yoluyla üre-
timolanaklan ve sermayenin dünyada da-
ha kolay hareket etmesinin sağlanması
için yaratıldı. Temeli Kanada, ABD ve
Meksika'nın oluşturduklan NAFTA'ya
(Kuzey Amerika'da Serbest Ticaret An-
laşması) dayanan ve üzerinde 1995 yılın-
dan bu yana çalışılan MAI'deki önemli
unsurlar ve yaratabileceği olumsuzetkıle-
ri şöyle sıralanıyor:
• Hükümetlerin kamulaştırma ya da
anlaşmada betimlenecek "kamulaştinna
benzeri" politikalanndanolumsuzetkile-
nebilecek olanyabancı şirketler. uluslara-
rası tahkim kuruluna giderek zararlannın
telafı edilmesini talep edebilecekler. Bu
konuda, Tarifler ve Ticaret Genel Anlaş-
ması (GATT) ve Dünya Ticaret Örgü-
tü'nce (WTO) daraltılan ulusal egemenlik.
MAI'de daha sımrlandınlacak. NAFTA
içinde yer alan Kanada, geçen yıl MMT
isimli bir katkı maddesıni zehırlı olduğu
gerekçesiyle yasakladı. MMT'yi üreten
Ethyl Corporation. Kanada hükümetine
251 milyon dolarhk tazminat davası açtı.
2 ABD şirketi de zehirli atık maddelen
toprağa gömmelerini engelleyen Meksika
belediyelerine tazminat davası açtı.
• Yabancı yatınmcılara. en az yerli fir-
malara davranıldığı gibi davranüacak. Hü-
kümetler. yabancı şirketlere aynmcılık uy-
gulayamazken hükümetleri yabancı şir-
ketleri yerel şirketlere oranla daha farklı
davranmaktanhiçbirşey alıkoyamayacak.
Hükümetler. düzenleyici kurallar uyann-
ca tüm yabancı ülkeler ve yabancı şirket-
lere eşıt da\Tanacaklar.
• MAI'ye aykın yasalannı düzeltmek
zorunda olan hükümetler, gelecekte de
benzer yasalan yaşama geçiremeyecek-
ler.
• Yabancı şirketler, çaUştırdıklan ele-
manakarşı tutum, çevre koruması, adil re-
kabet gibi konularda yerel hükümetlerin
zorunlu saydığı zorunluluklara uytnaya-
caklar.
• Yatınmcılann sermayelerini ve üre-
tım olanaklannı bir ülkeden diğerine çok
kolayca taşıyabilmesi, dünya kaynaklan-
nı sona erdirmeye yönelik yanşı da hızlan-
dırmış olacak. Bu, tüm ülkelerin, sanayi-
leşmiş ülkelerden gelecek yatınm için re-
kabet etmelerine ve ücret, emek, çevre ve
tüketici haklan gibi konularda çıtayı dü-
şünnelerine neden olacak. Bu da gelişme-
miş ülkelere yönelik uygulanan sömürü-
nün daha da artmasma neden olacak.
• Yabancı ekonomi ile yerel ekonomi-
ye eşit davranılacak. Buna göre. ülkedeki
tüm sektörler, yabancı şirketlere açılacak.
Bunlar arasında, telekomünikasyon, sa-
vunma sanayi. içkı ve tütün gibi alanlar da
var.
• Merkezi ve yerel yöneticilerin, iş ya-
şamını kamu yaran için düzenleyebilme-
lerine yönelik yasa yapmalan engellene-
cek. Bu durum, çevre ve halk sağlığı ko-
nulanndaki önemli yasalan da tehdit edi-
liyor.
Almanya'daki Türkiye profili
Türlder
artıkazmhk
konumunda
ANKARA (ANKA) - Al-
manya'ya 1960'h yıllann ba-
şından itıbaren göç eden
Türklerin bu ülke nüfusunda
adeta azinlık konumuna gel-
diği beliıiendi. Halen Alman-
ya"dayaşayan 2 milyon 49 bi-
ni aşkm Türk'ün bu ülkenin
toplam nüfusu ıçmdeki payı
yüzde 3'e yaklaştı.
Merkezi Almanya'da bulu-
nan Türkiye Araştırmalar
Merkezi venlerine göre, bu
ülkede yaşayan 2 milyon 49
bın 100 Türk yurttaşından
yüzde 54.6'sını 1 milyon 119
bın 900"ünü erkekler, yüzde
45.4'ünü 929 bm 200'ünü
kadınlar oluşturuyor. Türkle-
rin Almanya'nın toplam nü-
fusuna oraruyüzde 2.8 olarak
hesaplanıyor. Almanya'daki
Türklerin en büyük bölümü-
nü 6 yaşın altmdakiler oluş-
turuyor Bu gruptaki 243 büı
500 Türk'ün toplam içindeki
payı yüzde 11.9'u buluyor.
Bu grubu, vüzde 11.5 oramn-
da 235 bin'700 kışiyle 25-30,
yüzde 10.5 oranında 215 bın
800 kışiyle 30-35, yüzde 9.8
oranında 201 bin 700 kişiyle
de 21-25 yaş arasındaki
Türkler izlıyor. Buna göre,
Almanya'da yaşayan Türkle-
rin yüzde 31.8'i 653 bin
200'ü, 21-35 yaş grubu ara-
smda yer ahyor.
Almanya'daki Türklerin
yüzde 56.5'ı çahşmayan kişi-
lerden oluşuyor. Sivil ışgücü-
nü oluşturanlann oranı ise
yüzde 43.4 olarak hesaplanı-
yor Ancak, ışgücü kapsa-
mındakılerin yüzde 2O.5'ı iş-
siz konumunda bulunuyor.
Bir başka ifadeyle, Alman-
ya'daki Türklerden çahşabilir
durumdaolanher beş kişiden
bin işsiz durumda. Işsizlerin,
Almanya'daki toplam Türk
nüfusuna oranı yüzde 8.9'u
buluyor.
Yabancılar içinde işsiz sa-
yısı en çok olan kesimi de
Türkler oluşturuyor. Alman-
ya'daki işsiz yabancüann sa-
yısı 521 bini bulurken, bun-
lann yüzde 35'i Türklerden
meydana geliyor. Çalışan
Türklerin büyük çoğunluğu
işçiolarakyaşamını sürdürü-
yor. Sivil işgücü kapsamın-
daki Türklerin yüzde 76'sı iş-
çi olarak çahşıyor. Alman-
ya'dayaşayan Türklertoplam
525 bin 410 hane oluşturu-
yor. Ortalama hane büyüklü-
ğü yaklaşık 4 kişi olarak be-
lirleniyor. Aylıkortalama net
hane geliri 3 bin 980 mark
olarak hesaplanıyor. Alman-
yaVJaki Türklerin yıllık geli-
ri 25.1 milyar markı buluyor.
Ancak, Türkler gelirlerinin
yalnızca yüzde 12.2 oranın-
daki yaklaşık 3 milyarmarkı-
nıtasarrufedebiliyor. Türk-
ler gelirlerinin 2 milyar 450
milyon marklıkbölümünü ise
Türkiye'ye gönderiyor. Al-
manya'daki Türklerin yüzde
73.4'ünün bu ülke bankala-
nnda mevduat hesabı bulu-
nuyor. Almanya'da yalnızca
54 bin Türk'ün kendine ait
birkonutedinebüdiği belirti-
liyor. Almanya'da Türkler ta-
rafindan kurulan işletmelerin
sayısı 42 bini buluyor. Bu iş-
letmelerde yaklaşık 186 bin
kişi istihdam ediliyor.
DÎSK Genel Başkanı, siyasetçüerive sanayicüeri uyardı
Rıdvan Budak, Mefar tlaç Fabrikasrnda işten çıkanlan işçUerin eylemine destek verdi. (Fotoğraf: K.UBİLAY TÜNTÜL)
Budak: Bu böyle gitmeztstanbul Haber Servisi - DtSK
Genel Başkanı Rıdvan Budak,
devletin vergi alamadığını ve ka-
yıtdışı ekonominin siyasetçüeri
beslemesi sonucu devletin kendi
memurlanna maaş veremedini
belirterek "Bir tarafta siyasetçita-
kırru, bir tarafta onlan besleyen
kayrtdtşı ekonomi; birleşmişler, 65
müyonun anasıru ağlatryortar"" de-
di. tstanbul'da nüfusun yüzde
80'üıin tstanbul'un toplam eko-
nomik gelirinin yüzde 25' iyle ge-
çindığini, yüzde 20'sinin ise geli-
rin yüzde 75'ini aldığını belirten
Budak, "Bu insafsızlık. kitapsız-
hk,Allahsızlıkür; bu kadar olmaz.
Bütün sanavicileri uyanyonun,bu
böyle gitmez" dedi.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan
Budak. Mefar tlaç Fabrikasf nda
sendikaya üye olduklan gerekçe-
siyle 9 gün önce işten çıkarılan \ e
fabrika önünde dırenişe başlayan
10 işçiyi dün ziyaret etti. Bu-
dak'ın. fabrika sahibi Mustafa
Birgi ve Genel Müdür Üstün Ba-
hadıroğlu ile bir araya gelerek iş-
ten atılan işçılenn durumunu gö-
rüşmesi sonucunda, işverenin taz-
minatsız işten çıkardığı 10 işçiyi
geri almayı kabul ettiği ve işçıle-
rin 2 Mart'ta işbaşı yapacaklan
bildirildi.
Nakliyat-lş Genel Başkanı Ali
Rıza Küçükosmanoğlu, Türk-lş'e
bağlı Deri-tş ve Beledıye-!ş Sen-
dikası'nabağlı işçılerin de katıla-
rak destek verdıği dırenış eyle-
minde işçiler "Yaşasın sınıf daya-
nışmasr, "Onurlu işçiler omuz
omuza"."Inadına sendika. inadı-
na DİSK" ve "Susma, sustukça
sıra sana gelecek" sloganlan ata-
rak halay çektı. lşçılere hitaben
bir konuşma yapan Rıdvan Bu-
dak, dünyanın hiçbir ülkesinde in-
sanlann anayasal haklannı kul-
landıklan için cezalandınlmadı-
ğını belirterek, Türkiye'de evine
ekmek gotürmeye çalışan insanla-
nn sadece sendikal haklannı kul-
landıklan için işlerinden oldukla-
nnı bildirdi. Türkiye devletinin
çalıştırdığına iyi bir yaşam süre-
bilecek maaşı veremediğini belir-
ten Budak, "Çünkü vergi toplaya-
mıyor, çünkii kavıtdışı ekonomik
süreçTürki\'e'>i altüstediyw" de-
di. Türkiye'de 4.5 milyon sigorta-
lı, 5 milyonun üsründe sigortasız
çalışan olduğunu belirten Budak,
15 milyon aktif çalışan olmasma
rağmen sadece 1 milyon sendika-
lı olduğunu bildirdi. Türkiye'nin
bu sıkıntılarla varlığmı sürdüre-
meyeceğini belirten Budak, şöy-
le devam etti:
"Bir devletin bütçesinin jiizde
4O'ı iç borç faizlerine gidecek, o
devlet yatınm \apamayacak; sağ-
uk,egitim hizmeüerini sunama>a-
cak, ama bir tarafta da büyük bir
kayıtdışı ekonomi olacak, servetkr
her >ıl birkaç kat katlanacak; bu
olacak iş degiir
îşçi lıaklaıı her alanda sürekli gerîliyor
tstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin or-
ta gelirliler liginde 23. sırada olduğu ve ül-
kenin en zengin yüzde 20lik kesiminin top-
lam gelirin >üzde 55'ini aldığı belirlendi.
Sıralamada Güney Afrika, Hırvatistan, Slo-
vak>
r
a, Arjantin, Şili gibi ülkelenn bile ge-
risinde kalan Türkiye'de kişi başına gelir
seviyesi geçen yıla oranla 108 dolar artarak
2.888 dolara yükselirkenbu oranın 199? yı-
lına aıt seviyenin yüzde 4 altında ldJğu
saptandı.
TOBB tarafından ayda
bir yayımlanan Forum der-
gısinin Türkıye'nitı iç ve
dış göstergelerinı özetledi-
ğı "50 göstergede Türki-
ye'nin naba nasü atryor?"
başlıklı araştırmasında,
Türkiye"nin ekonomik
dengeler açısından orta se-
vıyede olduguna dıkkat çe-
kildi. Temel göstergeler ele
alındığmda yılm üçüncü
çeyreğinde ekonominin
yüzde 5.6 oranında büyü-
düğü ortaya çıkarken en
önemli gelişmenin 1996'nın üçüncü
ğinde siyasi istikrarsızlıga karşın ekonomi-
nin iyi bir performans göstermesinde yattı-
ğı belirtildi. Üçüncü çeyrekte büyüm«!n
ır
'
temposu pek düşmezken kasım ve a r a 1
^
sanayinin performansmın yerinde old
11
?
11
belirtildi. Dördüncü çeyrekte ise veriletg02
önüne ahndığında yüzde 5-6 oranındf
v
büyüme bekleniyor. . ..
1996"da kişi başına gelir gözden gev1
"1
:
diğinde 1995 yılmda 2.780 dolar olan10
?1
başına gelirin 1996'da 2.888 dolara yttfj-
diği görülüyor. Araştırmada. sevindiriC
r oriım dergisinde
yer alan araştırmaya
göre asgari ücret
son beş yıl içinde
sürekJi gerileyerek
142 dolardan 109
dolara düştü.
Işgücünün milli
vden aldığı pay
înzla düşûyor.
bul edilse bilebu oranın 1993'e ait 3 bin 004
dolarlık kişi başına gelir seviyesinin yüzde
4 altında kaldığı vurgulamyor. Türkiye söz
konusu bu gelir seviyesiyle. dünyada orta
gelirli sanayileşmiş ülkelerin ortalama 400
dolar ustünde bulunuyor. Türkiye bu ven-
lerle Dünya Bankası'mn 133 ülke sırala-
masındaise 84 ülkeden önde ve 48 ülkeden
ise geride yer alıyor.
lllerbazında gelir dağıhmınmenkötü ol-
duğu kentlerin başında
Adana, Istanbul ve Kay-
seri yer alıyor. En zengin
yüzde 20'lik kesim Ada-
na'da toplam gelirin yüz-
de 64.5'ini, lstabul'da
yüzde 64.1'ini, Kayse-
ri'de ise yüzde 57.9'nu
alıyor. En adil illerr sırala-
masmda ise en zengin
yüzde 20'lik kesim, Zon-
guldak'ta toplam gelirin
yüzde 39.7'sini, Gazian-
tep'te yüzde 42'sini, Ma-
latya'da yüzde 42.6'sım
alıyor.
Turkiye'de çalışanlann ekonomikve sos-
yal haklannda gözlemlenen sürekli gerile-
me, işverenlerce yapılan araştırmalarla da
kanıtlandı. Forum Dergisi'nde yer alan
araştırmada asgari ücret son beş yıl içinde
sürekli gerileyerek 142 dolardan 109 dola-
ra düştü. Işgücünün milli gelirden aldığı
pay da hızla düşüyor.
1993'te yüzde 31 civannda olan bu pay
1996'da yüzde 24.2'ye düştü. Türkiye'de
imalat sanayiinde çalışan bir işçiye 1993'te
o günkü kurla 2.48 dolar ödenirken bu ra-
kam 1996'da 1.7 dolara geriledi.
Gelir adaletsizliğinde en
zalim ve daha adil iller
lkinc\ Uçuncü Dördüncü Beşınci
%20 %20 %20 %20
Enzattmter
Adana
Istanbul
Kayseri
Zonguldak
GJitfıtep
Maiatya
5.0
7.2
8.0
7.2
6.5
7.9
12.0
11.6
11.5
9.6
9.9
11.2
23.6
22.6
22.7
15.3 64.5
15.1 64.1
8.0 57.9
23 6
22.6
22 7
39.7
42.0
42.6
Iş yeri
4.258
12.702
11.769
7.623
10.576
10.329
11.399
13.169
9.537
16.699
6.770
11.274
10.290
12.780
Yıllar
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
340.095
919.810
707.230
923.093
«29.303
829.341
483.852
1.089.549
450.906
1.068.289
227.880
765.928
515.840
825.343
Çalışma ve
Sosyal
GtjvenSk
Bakankgı
I
İmalat Sanayiinde |
Toplam
Işçilik ^
âRÜlkeler
8. Almanya
Ingıltere
Isv'ıçre
Irlanda
Belçika
Ispanya
Nofveç
Izlanda
AvusturyT*
Yunanistan
Danimarka
Portekiz
Fıniandiya
Türkiye
Isveç
Polonya
Hcrflanda "
ÇekCum.
D.AImanya
Macaristan
Lüksembuıg
Rusya
Fransa
Italya
' saat/$
30.90
14.40
28.50
14.30
2&80
14.20
25.10
24.80
9.00
24.60
5.90
24J»
23.80
2.30
23.40
1.80
21J0
1.50
20.10
1.20
19.70
18.00
Kaynafc Pnce VVatertıouse Piant
Locaflon Intemstıonal
ANMA
Velidedeoğlu
için mezan
başında tören
tstanbul Haber Servisi -
llk Meclis'ın tanıği. 1961
Anayasası'nın mimarlann-
dan, ADD'nın Onursal Baş-
kanı ve Cumhunyet gazete-
sinin 49 yıllık yazan Ordi-
naryüs Prof. Dr. Hıfia Veldet
Velidedeoğlu, ölümünün 6.
yılmda dün Karacaahmet'te-
ki mezan başında anıldı.
Anma töreninde konusan eşi
Meriç VeUdedeoğlu. Hıfzı
Veldet'i anmak için büyük
törenlerdüzenlemediklerini,
çünkü yapttlannın ortada ol-
duğunu ve yapıtlannın ken-
disini çok iyi anlattığını söy-
ledi. Gazetemiz eski Mües-
sese Müdürü Erol Erkut da
törende Velidedeoğlu'yla il-
gili anılannı anlattı. ADD Is-
tanbul Merkez Şube Başkan
Yardımcısı Mustafa Dabis
de konuşmasında, Velıdede-
oğlu'nu anlatmaya gerek ol-
madığını, Velidedeoğlu'nun
cumhuriyet demek olduğu-
nu, Atatürkçü Düşünce Der-
neği ve onun öğrencilerinin
Velidedeoğlu'nu sonsuza
dek yaşatacaklannı söyledi.
Törene Velidedeoğlu'nun
yakmlan. Çağdaş Eğitim
Vakfı (ÇEV) temsilcileri,
Çorum gazetesi temsilcisi ve
öğrencileri katıldı.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KlgLALl
Yenilginin Başarısı (!)
Siyasal Düşünceler ve Rejimler dersindeydik.
Öğrencilere sordum:
- Türkiye 65 milyon nüfuslu bir ülke. Futbola çok
önem veriyor. Büyük kaynaklar aktanyor. Ulusla-
rarası çapta ün/ü teknik adamlar ve futbolcular
Türk taktmlannda görev alıyorlar. Ama neredeyse
bizim onda birimiz büyüklüğündeki ülkelenn ulu-
sal takımlanndan bile dörder gol yiyoruz.. Acaba
niçin?
Sınıftan geneliikle çok ilginç, tutarlı yanıtlar çı-
kar. En karmaşık sorunlarda bile... Ama bu kez bir-
kaç "kem küm" dışında kımse bir şey söyleyeme-
di.
Acaba niçin?
Basketbolda yükseliş, futbolda gerileyiş.. Bas-
ketbolcu gençlerimizın eğitim düzeyleri daha yük-
sek.. Oğuz başta olmak üzere. birçok önde gelen
futbolcumuz Almanya'da yetişip gelmişler..
Acaba tek neden eğitim mi?
• • •
Beşiktaş ile Türk Futbol Milli Takımı arasında il-
ginç bir benzeriik var: Ikisi de yenildikçe, çukura
battıkça, teknik direktörüne daha çok sahip çıkı-
yor.
Siyah-Beyazlılar belkı de tarihlerinin en kötü dö-
nemini yaşıyoriar. Ama iktidar da Toshack hayra-
nı, muhalefet de... Ay-yıldızlı takım mahalle takı-
mına dönmüş. Ama federasyon Mustafa Deniz-
li'nin arkasında, dimdik, ayakta. Başında ise "Bu
ne rezalet!" diyen yok.
Sayın Denizli, bir "enkaz" devraldı da, düzelt-
mek için zamana gereksınmesi mi var?
Hayır! Devraldığı malzemeyi giderek enkaza çe-
viriyor. "Yeni bir şeyleryaratmak" kompleksi için-
de. Hiç değilse "adam keşfeîmek" sevdasında.
Almanya 2. liginden Israil maçına "kurtancı" bul-
ma arayışında.
TV'de izleyen milyonlarca kişi, maç sırasında
ulusal takıma gırip çıkanlann neredeyse yansını ta-
nımıyordu. Birbirlerine soruyor olmalıydılar:
- Yahu kim bu? Hangi takımda oynuyor?
"Milli takım deneme tahtası değil, bir ulusun
temsilcisidir" diyen yok... Takımı gençleştirmek
birden olmaz, aşama aşama olur. Bir takımın is-
keleti bozulmaz, "taze kan" birer-ikişer aşılanır.
• • •
Futbol Federasyonu, ulusal takımın teknik so-
rumlusuna yedi maddelik bir "ü/tımatom" vermiş.
"Şun/an mutlaka yap, şunlara da mutlaka dikkat
et" diyor.
Seçtiği ve seçmediği oyunculardan tutun da..
aklınıza gelebilecek hemen tüm teknik konulara
kadar. Orada söylenenlerin Türkçesi şu:
- Yaptığın her şey yanlış!
Ve eşzamanlı olarak başına yapılan açıklama:
- Teknik direktörümüze güveniyoruz!
İyi mi!..
Beşiktaş ile milli takım birbirine çok benzeyen
"hal-i pür melali" içinde, hiç benzeşmeyen birnok-
ta var.
Beşiktaş yönetimi, teknik direktörüne toz kon-
durmuyor. Ama o, "Böyle giderse istifa ederim,
yetti artık!" diyor. Federasyonumuz, milli takımın
teknik direktörünü baştan aşağıya çamura bulu-
yor. Ama o, "İstifa falan söz konusu değil!" diyor.
Acaba "Batılı kafa" ile "Şarklı kafa" arasındaki
fark burada mı?!
• • •
Beşiktaş geçen yıl Rasim Kara ile başarılıydı.
Derbilerin şampiyonuydu. Eğer hakemler -kim-
senin yadsıyamadığı- yaşamsal "hatalan" yapma-
saydı, yansız olsalardı, ligin de şampiyonuydu.
Beşiktaş geçen yıl -hak ettiği şampiyonluğu- kıl
payı ile yıtirdi. Ve Rasim Kara'yı gönderdı... Bu yıl
şampiyonluğun düşunü bile göremiyor. Kupaya
da havlu atarsa, gelecek yıl büyük olasılıkla Avru-
pa'da maçı olmayacak. Ama 2000 yılına kadar
Toshack'la yürüme kararlılığında...
Beşiktaş.. milli takım.. Toshack.. Denizli..
Yükselen basketbolumuz.. Eğik bir düzeyde ge-
ri geri kayan futbolumuz..
Ve statlardan yükselen çirkin küfürlere bile, yıl-
lardır çözüm bulmaktan aciz spor yönetimimiz...
Bir yanlişlık var, var olmasma da.. acaba nere-
de?!
Firınlara yoğun denetim
Fare zehiri
kesiıdestiYurt Haberleri Senisi-
Adana'da bir grup yurtta-
şın aldığı ekmeklerden
"fare pisliği" çıktı. Eski-
şehir'de de bir ekmek fı-
rınında bir ton kokmuş
ve küflenmiş hamur ele
geçirildi. Gazıantep'te bir
kişinm ölümüne yol açan
zehirlenmenin "Rodenti-
sit" adlı fare zehırinden
kaynaklandığı kesinleştı.
Adana'da Farma Kara
ve bir grup yurttaş. Yü-
züncü Yıl Sitesi'ndekı
Obalar 2 No'lu ekmek fı-
nnından aldıklan ekme-
ğin içinden fare pıslıği
çıktığmı belirterek Çe\Te
ve Tüketiciyi Koruma
Derneği'ne (ÇETKO)
başvurdu. ÇETKO Baş-
kanı Doç.Dr. Figen Do-
ran ile Yardımcısı Prof.
Dr. Ergin Şingirik. \un-
taşlar için hazırladıkları
bir dilekçeyi Seyhan Be-
lediyesi Çevre Sağlığı
Müdürlüğü'ne gönderdi-
ler. Kayıtlara geçmeyen
başvuru üzerine herhangı
bir denetim yapılmazken
Seyhan Belediyesi Zabıta
Müdürü Tekin Taylancı.
"Yapabileceğimiz bir şey
yok, çünkü 1995'ten bu
yana yasal değişiklik >a-
pıldı. fırın ve kasaplan
denetleme yetkisi Sağlık
Müdürlüğü'ne ve Tanm
Müdürlüğü'ne \erildi, ar-
tık biz bakmıyoruz' dedi.
A\nı baş\uruyu ÇET-
KO aracılığı ile Adana
Valihğı 11 Sağlık Müdür-
lüğü'ne de yaparak ön-
lem alınmasım ısteyen
yurttaşların bu gırişimın-
den de sonuç çıkmadı. 11-
gihler. "dilekçenin altuı-
da adres \ok" dıyerek
baş\uruyu almadılar.
Sağlık Müdürlüğü yetki-
lileri olayla ilgili sorulara
"Başvuru vapılmamış.,
kayıtlarda gözükmüyor"
diye >anıt \erdiler.
Dilekçe evraktaki ek-
sıklikler tamamlandıktan
sonra ıkinci kez sağlık
müdürlüğüne verildi.
Öte >andan Eskişehir
Odunpazan Belediyesi
ekiplerinın simit \e ek-
mek fırınlarındaki dene-
tımlerı sırasında bir ek-
mek fırınında bir ton
kokmuş \e küflenmiş ha-
mur bulundu Fınn sahibi
hakkında cumhunyet
savcıhğına suç duyuru-
sunda bulunuldu.
Gaziantep'te meydana
gelen gıda zehırlenmesi-
nin ardından Adana Hıf-
zısıhha Enstitüsü Müdür-
lüğü Toksikoloji Labora-
tuvan'na gönderilen ek-
mek \e hamur numunele-
rınde. "Rodentisit" adlı
fare zehiri olduğu belir-
lendi.