Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 ŞUBAT 1998 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizlı
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
11
12
12
12
14
12
17
13
Sinop PB 11 Adana PB 16
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
8
6
6
7
6
7
0
Zonguldak PB 10 Antalya PB 16 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
15
7
9
6
5
1
0
PB -4
Bütün bölgelerimiz
az bulutlu ve açık
geçecek. Marma-
ra ve yurdun iç ke-
simlerinde sis gö-
rülecek. Hava sı-
caklığı artacak.
Rüzgâr kuzey ve
doğu yönlerden
hafff olarak ese-
cek.
AVRUPA
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
8
6
8
14
13
14
17
10
Münih PB 12 Mılano
Beriın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
8
11
18
13
12
10
13
15
PB 12
Taşkent
•Tahran
ASYA
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
PB
K
PB
PB
PB
PB
PB
-1
9
4
-1
4
3
1
19
Şam PB 14
£ J 3 Parçalı buıutlu Stsiı Bulutlu > Çok bulutlu • Yağmufiu Kartı Sulukar »Gok gûrûltuiu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Baş başa görüşmede Cumhurbaşkanı Demirel,
Fransa Cumhurbaşkanı'ndan böyle bir girişimi za-
ten bekliyordu.
"Içerde ve dışarda" Chirac'ın söylediklerine ben-
zeyen "telkinler ve öneriler" dinlemişti.
Daha çok "Business Man'lar yani içerde ve dı-
şarda işadamlan" Türkiye'nin Avrupa Pariamento-
su'na girerek AB zemininden kendini dışlamama-
sını, Birliküyelerineduyuracaklanmızı "ufunetiçin-
de" değil, Avrupa Parlamentosu bünyesinde söy-
lememizi öneriyorlardı.
Aksine bir tutum izlersek AB ile konuşma imkâ-
nından yoksun kalacağımızı öne sürüyortardı.
Cumhurbaşkanı Demirel Lüksemburg'dan sonra
başkanı olduğu MGK'de Avrupa Parlamentosu ko-
nusunda alınan ve üyelerce imzalanıp "devlet po-
litikası "na dönüşen karanmızı Cumhurbaşkanı Chi-
rac'a özenli bir dil ve ölçülü gerekçelerle anlatma
olanağına sahipti:
"Avrupa Birliğı Türkıye ile ilgili karannı değiştir-
medikçe Avrupa Paıiamentosu'na katılmayacak-
tık!"
Türkiye'yi "businessaklı" bağlamıyordu. Türkiye
30 yıldır bu işin peşindeydi. Lüksemburg'da alınan,
Türkiye'yi AB'den dışlayan karardan sonra Türki-
ye'nin bir reaksiyon göstermesi gerekliydi.
Gerçi "tepkı herzaman gerekli midir, değil midir
ayn bir soruydu" ama Türkiye; sanki "karşılaştığı
olumsuz muameleye 'yat-
mış' gibi bir boyun eğme '
içinde" olamazdı.
Üstelik "aklın içerisinde
hisler de yer almalıydı".
Bir günlük gezide Demi-
rel; Chirac'a durum özeti
verirken "Türkiye'nin bil-
diğinden çok daha fazla
incindiğini" duyurdu.
Zira Cumhurbaşka-
nı'nın düşüncesine göre
"hükümetlerin kamuoyu-
nu arkaiannda tutabilme-
leri zaman zaman kamu-
oyunun hislerine uymakla
mümkün olabilir"di. Üstü-
ne üstlük devletin tepe
noktalannda; Chirac dahil
hemen hiçbir Batı ülkesi-
nin Türkiye için "üzerine
düşeni ve gerekeni yap-
madığı" kanısı egemen.
Tatlı pazar
Prof. Nurettin Sözen
'Saldın rejime yapıldı'
Paris'te Avrupa kıılisi
İstanbu] Haber Servisi -
Başörtülü öğrencileri ders-
lere almadığı gerekçesiyie
eski Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı ve Istan-
bul Ünıversitesi Cerrahpa-
şa Tıp Fakültesı Kulak Bu-
run Boğaz Anabilim Dalı
Öğretim Cyesi Prof. Dr.
Nurettin Sözen'i yumruk-
layan Şükrü triç ile 3 kişi
yakalandı.
Sözen'i görev yaptığı 10
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi Kulak Burun
Boğaz Anabilim Dalı'nda
yumruklayan Iriç ile olay
sırasında İriç'le hareket e-
den AJperen Carus, Mus-
tafa Ahmet Varlık ve Fikri
Cana'nın sorgulanna Te-
rörle Mücadele Şubesı'nde
devam ediliyor.
Yüzleştırme için bazı
öğretim üyeleriyle birlikte
Istanbul Emniyet Müdiir-
lüğü'ne gelen Sözen, Te-
rörle Mücadele Şube Mü-
dürlüğü'nde gözaitmda tu-
tulan saldırganı teşhis etti.
Sözen. "Bana yapüan sal-
dın.tamamenrejime yapıl-
mış siyasi bir saldındır. Id-
dia edilenin aksine ben ke-
sinlüde küfretmedim" de-
di.
Öte yandan, Iriç'in avu-
katı Mustafa Yağmur, ba-
sın mensuplanna yaptığı
acıklamada müvekkilinin,
sorgusunda, Sözen'i tokat-
ladığını kabul ettiğini be-
lirtti.
Fatih Adliyesi'ne sevk
edilen triç, savcıiık tarafın-
dan sorgulandıktan sonra
tutuklu yargılanması iste-
miyle Nöbetçi 1. Sulh Ce-
za Mahkemesi'ne gönde-
rildi. Mahkeme. Iriç'i tu-
tuksuz yargılanması kara-
rtyla serbest bıraktı.
• Baştarafı 1. Sayfada
ka sürdü. Chirac'ın Grand Croix Legion
D'honneur nişanını da bu görüşme sırasın-
da taktığı öğrenildi. Nişanı Tûrk halkı adı-
na aldığını söyleyen Demirel'in, Chirac'a,
büyük gümüş bir sepetlik ve Istanbul ile
Ayasofya'ya ilişkin tarihi kitaplar armağan
ettiği kaydedildi.
Demirel-Chirac görüşmesi konusunda
gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Dışişle-
ri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Necati Ut-
kan, Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin Kaf-
kasya ve Balkanlar bölgesinde istikrar sem-
bolü olduğunu, Lüksemburg kararlannın
Tûrk kamuoyunda düş, kınkhğı yarattığını
bildirdi. Utkan, Türkiye'ye uyguianan ay-
nmcılığın rahatsızlık yarattığını belirterek
Demirel'in, "böyle belirsizbirkavram üze-
rinde hükümetkrin politika geliştiremeyece-
ğT mesajını Chirac'a ılettığinı söyledi. Kıb-
ns konusunun görûşmelerde gündeme gel-
dığını anlatan Utkan, Türk tarafinın, Kıb-
ns'ta görüşmelerin artık iki devlet arasında
gerçeîdeşeceğini kaydettiğini bildirdi.
Utkan, Irak konusunun da gündeme gel-
diğini, Fransa ve Türkiye'nin politikalannın
benzeştiğini anlatarak iki cumhurbaşkanı-
nın, askeri bir müdahalenın bölgede vahim
sonuçlar yaratacağı göriişünde birleştikleri-
ni kaydetti. Demirel, daha sonra Marigny
Sarayı'na dönerek Maliye Bakanı Domini-
gue Strauss-Kahn, Devlet Reformu Bakanı
Emite Zuccarelli. Avrupa işlerinden sorum-
lu bakan Pierre Moscovid ile Belediyeler
Birliği Başkanı Jean-Paul Detevoye'yi ayn
ayn kabul etti.
Demirel'in Strauss-Kahn ile görüşme-
sinde, iki ülke arasındaki yatınmlann ve
ekonomik ilişkilerin aynntılı bir biçimde
gündeme geldiği bildirildi. Görüşmede,
Türkiye'deki 50 milyar dolarhk özelleştir-
me, 30 milyar dolarhk enerji ve yaklaşık
150 milyar dolarhk savunma sanayii proje-
lerinin gündeme geldiği kaydedildi. Fransa
Ekonomi Bakanı'nm, iki ülke arasında ya-
tınmlann teşviki ve korunması için bir an-
laşma teklif ettiği öğrenildi. İki ülke heyet-
lerinin, anlaşmanın metni üzerinde dün ge-
ce çalıştıklan öğrenildi.
Demirel, Fransa Uluslararası llişkiler
Enstitüsü'nde (IFRI) konferans verdi. De-
mirel, cumhuriyet Türkiyesi 'nin çağdaşlaş-
ma projesinin esin kaynağmın 'aydınlanma
çağı ve Fransız ibtilali' olduğunu bildirdi.
Demirel, "Jean-Jacques Rousseau'lar, Au-
guste Comte'lar ve Emile Durkheim'lar,
ben dahfl, cumhuriyetimizin genç kuşakla-
nnın fildr dünyalannı etkikmiştir*' dedi.
Yıl 1968
Türkiye televizyona "Merhaba" dedi.
Yıl 1982
Ekranlar renklendi.
PKK kanşığı Kürt soru-
nu ve Kürt devleti konula-
rı açılırsa Cumhurbaşka-
nı'nın yanıtı hazırdı. Kısa
ve net:
"Tamam. önce siz Kor-
sika 'yı halledin. Sonra biz.
Fransa, Korsika'yı Korsi-
kalılara veriyor mu?"
Demirel'in, yeri gelince
Fransa'ya duyurduğu ana
ilke şu: "Eğer Ortado-
ğu'da bir Kürt devletini
herhangi birisi tasarlıyor-
sa, bu, Israil-Arap anlaş-
mazlığına yeni bir anlaş-
mazlık eklemek, demek-
tir."
Peki ama; Türkiye'nin,
Chirac'tan Avrupa Birli-
ği'yle ilgili bir beklentisi
yok muydu?
"Sadece destek ve da-
ha fazla işbiriiği veyardım-
laşma için vaatler."
Tabii "daha fazla işbihi-
ği"n'\n içinde "Türkiye'de-
ki cazip yeni yatınm alan-
lan da" vardı: Türkiye 30
milyar dolarlık enerji yatı-
rımına gidiyor. 30 yılda
gerçekleşecek 150 milyar
dolarlık savunma yatırımı
planlıyor.
Bu iki konudaki rakam-
lar, kuşkusuz, Fransız iş
dünyasını - tabii Chirac'ın-
iştahını kabartacak nitelik-
te.
Cumhurbaşkanı Demi-
rel "AB 'ye bir tavır takını-
lırken ne ki, ikili münase-
betlerin aksamaması "na
yanlıydı. Bu görüşünü du-
yurdu.
Bu bağlamda Demirel,
"Avrupa'nın yeniden ya-
pılandığı bir dönemde
Türk-Fransız ilişkilerinin
heriki tarafiçin çok önem-
li" olduğunu öncelikle du-
yuruyor.
Cumhurbaşkanı'nın
Fransa gezisi 1 yıl önce
planlanmış. Tabii o günle-
rin "siyasal konjonktürüne
Sföre"düzenlenmiş.
Bir yıl sonra bugün Av-
rupa'da, dünyada "kon-
jonktür" değişmiş.
Ne var ki; Türkiye, insan
haklarından demokratik
yaşantısına, dünyadaki
son geiişmelerden Irak kri-
zine kadar hemen her ko-
nudaki yaklaşımlarını an-
latma fırsatını buluyor.
AB ile zıtlaştığımız bir sı-
rada Paris'te Türkiye'ye
daha sıcak bakan bir dost,
bir devlet adamı buluyor.
Doğrusu "bir" dostu yi-
tirmek de istemiyor.
>l İ 1 I Jλ, I ıL'l J I U l l | H M / »1VJ1J r>lji ı ı ıı, ,
1'IİK*'. .1 ı,,
Yıl 1998
Ve Türkiye'de interaktif televizyon
yayıncılığına ilk adım atıldı.
NTrv
• Zamanı "dakikası
dakikasına" yaşamamz,
gunü yakalamanız için
tarih, gun ve saat
kesintisiz olarak ekranda.
• Bölge bolge bütün
illerin ve dünyadaki
onemlj merkezlerın hava
durumu hakkında gün
boyu bilgi.
• Futbol ve basketbol
karsılasmalarının
sonucları. • Spor toto-
spor loto-sayısal loto-
at yarısı- Milli Piyango
sonucları.
• THY ucus tarifesi
• Tren ve deniz otobüsü
tarifeleri.
• Sinema-t iyatro-sergı-
konser haberleri.
• Ve bilmek
isteyeceğiniz her sey...
Gelısen tum haberler.
• Son dakîka gelısmeleri.
• Basındaki onemli
baslıklar.
07:05
Istanh
BEŞIKTAŞ
{ Ertuğrul. Letchkov (
FENERBAHCE
( Erol . Saffet»
GÜNCEL
ABO uzay mekîği Columbia görevim
iiayarak Florida Cape Canaveral'dakî
rvennsdy Uzay Üssune döndü.
• Yurtta ve dunyada
son gelismoler
anında ekranda.
• Ekonomi «Spor
• Kültür-sanat
• Magazin.
• Hava durumu.
Haberlerin dısında
KENT TVyi
gercek bir
"bilgi televizyonu"
yapan programlar.
• Anında tum
ekonomik veriler:
• Serbest piyasa ve
Merkez Bankası
döviz kurlarındaki
degisimler.
• IMKB'de dusen,
yükselen hisseler ve
endeks. • Istanbul ve
Londra altın borsası.
• Repo ve gecelik
faiz. • Bankaların
mevduat faiz oranları.
Türkiye'nin ilk "bilgi kanalı"
Ktayu: İttanbıd, AnUra, Umir, / •p, Buna, Konya, Kaysari, Antalya, Mtnln, ianK, Zonauldak, Sa
Tal: (0-212) 222 22 22 pbx Faks: (0-212) 221 13 1S
, TakMai, EskifaMr, •akkash-, Adapazan, Yalova,
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Kürşat beyin Burdur'daki konutunun, affedersi-
niz cezaevinin önünde sürekli üç araç bekliyordu.
ikisi Mercedes, biri BMW. Korumaları Özeren O-
tel'de yaşıyordu. Kürşat bey, günün ne kadannı ce-
zaevinin içinde ne kadannı dışında geçireceğine
kendisi karar veriyordu.
Geleneksel olarak her pazar akşamı tüm ceza-
evine yemek veriyor. Iddia o ki kimilerine kentin ön-
de gelenleri de katılıyordu. Kürşat beyin Burdur'da
ünlenmeye başlamasıyla birlikte kentte "haraç iş-
leri" de artmış. Kimi uyanıklar, "Biz Kürşat baba-
nın adamlanyız" deyip esnaftan pay almaya baş-
lamış. Yani Kürşat bey kentte ciddi bir yatınm ham-
lesine öncülük etmiş, çeteler gelişmiş.
Kürşat beyin cezaevınde gerçekten bey gibi ya-
şadığı iddiaları üzerine Adalet Bakanlığı müfettiş
gönderiyor. Müfettiş çalışmalannı sürdürürken Kür-
şat bey kaçıyor. Zamanlama mükemmel, hiç mü-
fettişsiz kaçılır mı?
Baba, geçen pazar akşamı tüm cezaevine "ve-
da yemeği" veriyor. Salı günü de Numan Güve-
nir adlı özgüveni sağlam bir çavuş kontrolü altın-
da Mercedes'le kaçıyor. Rastlantı bu ya firardan bir
gün önce, Yargıtay Kürşat Yılmaz'la ilgili karan da-
ha ağır ceza almasına yol açabilecek biçimde bo-
zuyor.
Böyle bir olaydan sonra Adalet Bakanlığı ne ya-
par?
Geniş çaplı soruşturma açar...
Ben hiç dar çaplı soruşturma görmedim. Hep
geniş açılır. Tabii soruşturma geniş açılınca doğal
olarak içine isteyen girer istemeyen girmez.
Kürşat beyi dört duvar arasında tutamayan dev-
let, Yunanistan'a kaçmasın diye, Kaş ve Kalkan sa-
hillerini sürekli botla kontrol ediyormuş.
Ne diyelim? Adalet Bakanı potsuz, uğurlama tö-
reni botsuzolmaz...
Kürşat Yılmaz'ın ne yapıp ettiği tartışılırken aynı
dünyanın adamlanndan Alaattin Çakıcı'nın Fran-
sa'da yakalandığı iddiası Ankara'yı karıştırdı. Ha-
ber doğru çıksaydı, demek ki Alaattin bey de bir
cezaevi turu atıp gidecekti...
Adaleti dağıtma bakanlığı!
Burdur Cezaevi, 1984 yılında 12 Eylül idamların-
dan birine tanıklık etmişti. Izmir Gültepe olaylanna
kanştığı gerekçesiyie yargılananlardan Hıdır As-
lan, avukatlannın iddiasına göre yargılama süreci
tamamlanmadan Burdur'da idam edildi. Aslan'ın
babası oğlunun cenazesini götürecek araç bula-
mamıştı. Ne resmi makamlar yardımcı olmuştu ne
de sağlık kuruluşlan. Güçlükle bulduğu bir özel
otonun arkasına koyup memleketine götürmüştü.
Aynı cezaevinde kalan ülkücü baba da Merce-
des ve çavuş eşliğinde firar ediyor. Dün Susurtuk
raporlannı değerlendirirken, 12 Eylül'ün hangi ke-
sime darbe hangi kesime rütbe olduğunun gide-
rek daha net anlaşıldığını vurgulamıştık. Görülüyor
ki bu mantık hâlâ devam ediyor.
Adalet Bakanlığı yetkilileri Terörle Mücadele Ya-
sası'ndan yargılananlara ilişkin yorumlar yaparken
genellikle şunları söylerter.
"Bu tutuklu ve hükümlüler cezaevlerinde iste-
dikleri gibi hareket etmek istiyorlar. Burayı kendi
düşüncelehni yaymak için eğitim kurumu haline
getirmeye kalkışıyorlar. Bunu kabul edemeyiz, hâ-
kimiyet devletin olmalıdır. Siz kimden yanasınız
terör örgütünden mi devletten mi?"
Tutuklu ve hükümlülerin aileleri bakanlığı ziyaret
edince de aynı gerekçelerle karşılaşırlar. Peki so-
ruyoruz:
- Sol görüşlü olarak bilinenlere cezaevıni ezaevi,
ülkücü babalara da dinlenme tesisi haline getirmek
hangi adalete sığar?
- Böylesine ikili davranabilen bir bakanlık, ceza-
evlerine hücre sistemini getirmeye girişirken iyi ni-
yetli olduğunu nasıl kanıtlayabilir?
- Kimi mahkûmlar, değil kapıda Mercedesli ko-
ruma, soyadı tutmadığı için arkadaşıyla bile görü-
şemezken Sedat Bucak'ın saatlerce Sami Hoş-
tan'la görüşmesini normal karşılayan bir bakan,
nasıl adalet dağıttığını iddia edebilir?
Merakediyoruz...
Acaba, Kürşat Yılmaz hangi renk pasaportu be-
nimsedi?
Acaba, hangi adı kendisine daha uygun buldu?
Acaba, kendisine devlet içinde kimler yardım et-
ti?
Soruşturma çok geniş tutulduğu için bu sorula-
rın yanıtını kısa sürede almak zor görünüyor.
Amayine de Kürşat babanın günahını almamak-
ta yarar var.
Belki de ülkesini çok sevdiği için cezaevinden
kaçmıştır.
Ne güzel kaçamak...
'Askeri destek yok'
• Baştarafı 1. Sayfada
"Türkmen bölgelerinde.
aynı dramafik olaylann te-
kerrür etmemesi için her-
hangi bir müdahale duru-
munda Kerkflk'ün korun-
ması gerektiğini vurgula-
maktayız. Ancak böyle bir
önlemk halkgöçezorlanma-
yacak ve kaüiamlarolma>a-
caktır. Bölgede kafıcı istikra-
nn sağlanması. Türkmenle-
rin de diğer topluluklarla
birlikte hak ve özgüriükleri-
ne kavuşup, ülkemizi yeni
bir vapılanmaya götürmele-
ri ile gerçekJeşecektir."
tngiltere'nin Türkiye Bü-
yükelçisi Logan, bir açıkla-
ma yaparak Cumhuriyet'te
önceki gün yayımlanan "İn-
gittere'nin ildli oyunıT baş-
lıklı habenn gerçekleri yan-
sıtmadığını savundu. Logan,
tngiltere Başbakanı Tony
Blair'ın Başbakan Mesut
Yılmaz la yaptığı telefon
görüşmesinde, Dışişleri Ba-
kanı Robin Cook'un parla-
mentoda yaptığı konuşma-
da ve elçıliğin yaptığı açık-
lamalarda. ingiltere'nin I-
rak"ın toprak bütünlüğünün
korunması güvencesi verdi-
ğini vurguladı.
Başbakan Yılmaz ve di-
ğer üstdüzey yetkililerin İn-
giltere'nin verdıği güvence-
yi kabul ettiğini belirten Bü-
yükelçi Davıd Logan, "Kür-
distan Demokrat Partisi ve
Kürdistan Yurtseverler Bir-
liği ile yaptığımız temaslar
konusunda Türk hükümeti-
ni sürekli bilgilendiri>'onız"
dedi.
Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.
HATtCEKUD/Ş