23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ALLECRO EVtN İLYASOĞLU Barto'nun kendine özgü yonımuA merikalı piyanist Ju Tzimon Barto'yu ilk XM kez bir Istanbul £ J Festivali'nde Liszt y • programıyla ^ L JL- alkışlamıştık. Sonra da Cemal Reşit Rey Salonu"ndaki resitalinde dınleyicileri adeta büyülemişti. Hele Ravei'in Gaspard de la Nuit adlı yapıtında her an yeni bir yaratıcıhkla doluydu. Tuşesinin yumuşaklığından, ses dinamiklerindeki titizliğinden ve kendine özgü romantik yaklaşımından söz etmişim önceki yazılanmda. Daha fazla övecek söz bulamamışım. Aradan üç yıldan fazla geçti. Tzimon Barto. piyanistliğinin yanı sıra orkestra şefliği eğitimi de görmüş ve son zamanda şef olarak da kariyerini sürdürmekte. Hâlâ plak dünyasının önemli bir adı. Geçen hafla lstanbul'da bir resital ve bir konserle yeniden konuğumuz oldu. Bu kez daha atletikleşmiş ve daha romantıkleşmiş bir piyanist bulduk karşımızda. Cemal Reşit Rey'dekı resıtalin ılk yansında çaldığı Haydn sonat ve Schubert'in Müziklı Anlar'ı bu bestecilerin romantizmi hazırlayan niteliklerinin altını çiziyordu. Daha doğrusu romantik yönlerini bulup öne çıkanyordu. Tempolan ağırlaştırsa da piyanonun fuşlannda bulduğu renkler, çok etkileyiciydi. Li&zt'ın Paganini Kapns'leri üstüne yazdığı altı büyük etüd ile birinci bölüm tamamlandı. Barto. bu etüdleri son derece parlak çaldı. Piyanoyu çalgı olarak çok rahat kullandığını, yetkin bir tekniği olduğunu, ayrıca dinleyici ile başanlı bir iletişim kurduğunu kanıtladı. Resitalin ikinci yarısındaki Chopin'in noktrünleri ve Üçüncü Sonat"ı ise artık romantik olmanın sınırlannı aşmıştı. Rubato"larda kendine fazlaca bir zaman tanıyor, tempolan iyice yavaşlatıyordu. Bu da yapıtın bütünundeki akıcılığı kesintiye uğratıyordu. Chopin iyice şekerli ve pespembeydi. Televizyon yayınından izlediğim Viidaıriir Altschuler yönetiminde tstanbul A Devlet Senfoni Orkestrası'nın eşliğindeki Prokofiyef Üçüncü Piyano Konçertosu yorumunda yapıta yakışan atletik kimliği ile etkileyiciydi. Yine kendine özgü bir yorum sergiliyordu. Fazıl Say Diapason'un kapağı Fazıl Say'ın Fransa'da çıkan Diapason dergisine kapak olması önemli bir konu. Diapason dergısi ve Fazıl'ın Fransa'da çıkan Mozart CD'si, bu hafla sonu elime geçti. Pınl pınl çalmış Mozart'lan. lçinden gelen şarkıyı tuşlarda söylemiş. Bazı tempo değışimleri kendi yorumu. Dergide çıkan söyleşinin çe\ irisi gazetemiz dahil. birkaç gazetede yayımlandı. Sorulardan bıri ilginç bir yoruma yol açtı. Fransız gazeteci E. Moreau. pek ıyı niyetli olmayan. her yere çekılebilir bir soru sormuş: "Gerçek anlamda bir piyano okulu btılunmayan bir ülkeden gelmiş olmanız sizi rahatsız etmiyor mu?" Piyano okulu ne demek? 'Ekol'ün Türkçe karşıhğı okul. Ancak verilen yanıttan anladığımıza göre burada bir müzik eğitim kurumundan, konservatuvardan söz edilmiyor. Yıllann bırikimiyle oluşmuş, geleneği ve otorıtesi olan soyut anlamda bir okul (d'ecole de piano) söz konusu olsa gerek. Eğer ekolden söz edıyorsa. bugün dün>anın kaç ülkesınde 19. yüz>ıl sonu ya da 20. yüzyıl başındaki gıbi piyano ekolleri kaldı? Globalleşme sürecinde artık ekollerden söz eden kim? Eğer kimi çevırmenin yorumladığı gibi 'piyano eğitimi' ise konu. bugün artık piyano eğıtımi vermeyen, konservatmarı olmayan ülkekaldı mı? Fazıl'ın yanıtı ise açık. Artık ınsanların kökene ve ulusa göre değerlendirilmemesi gerektiğini söylemiş. Ve örnekler vermış.. Bir örneğinde Gıeseking veya Lmerikalı piyanist Tzimon Barto'yu ilk kez bir îstanbul Festivali'nde alkışlamıştık. Sonra da CRR Salonu'ndaki resitalinde dinleyicileri adeta büyülemişti. Aradan üç yıldan fazla geçti. Barto, piyanistliğin yanı sıra son zamanda şef olarak da kariyerini sürdürmekte. Hâlâ plak dünyasının önemli bir adı. Bu kez daha atletikleşmiş ve daha romantıkleşmiş bir piyanist bulduk karşımızda. Michalangeli'ye değinmiş, "tldside Debussy'nin en iyi yonımculanndan. Oysa ne Fransız kökenliler. ne de Fransız ekolünden gdmekteier" diyor. Milli Reasürans Oda Orkestrası Milli Reasürans Oda Orkestrası'nın geçen haftaki konserini genç bir şef, aynı zamanda virtüöz bir kemancı olan Isveçli Ola Rudner yönetti. Mozart'ın flüt ve arp konçertosunda flütçü Esra Seda Uçan'ı ve arpçı Çağatav AkyoTu zevkle izledik. Her ikisi de yannlarda adlanndan çok söz ettirecek iki solistimiz. Programdaki Grieg'in Hüzûnlü Melodilerden Bahar başlıklı yapıtı ile Mozart'ın 29. Senfonisi çok başanlıydı. Tıklım tıklım dolan Milli Reasürans konserlerinin artık geleneğini oluşturdu. Dileğimiz lstanbul'a kazandınlan bu yaylı çalgılar orkestrasının düzeyinı bozmadan sürmesi. Belki bundan sonraki aşamada her konserin bir başka salonda ve halka açık tekrannın yapılması düşünülebilir. Ateşiçalmak Bilmem hiç izlediniz mi Ateşi Çalmak adlı programı? TRT-2'de her pazar akşamüstü 17.35'te yayımlanıyor. Aslında bir şiir programı. Beni her sefer Setim Deri'nin yazılanndaki nostalji ortamına götürüyor. Genç kızlığımın delice şiir tutkunu olduğum dönemine uzanıyorum. NecatigU'in, Cansever'in. Attilâ îlhan'ın. Cemal Süreya'nm ve türn İkinci Yeni'nin her yeni çıkan şiirini bir solukta okuduğum ve çoğunu ezberlediğim döneme biraz da agabeyim Ergin Sander'in şiirlerine özenip şiir yazmaya kalkıştığım günlere. Programm yapım ve yönetimini Zehra Kurttekin üstlenmiş. Her hafta bir başka yazar oturuyor o antika daktilonun başına. (Bilgisayann başında değil, yazar o eski daktilosunun başında!) Cevat Çapan, Egemen Berköz, Nursel DurueL, Füsun Akath ve daha nicelerini izledim. Ve her hafta bir degişik tema işleniyor. Madencilerin şiirleri, gitmek. ölüm, aşk vb. şiirleri okuyanlar abartmadan, zamanın gerektirdiği gibi okumaya özen gösteriyorlar. Hanı bir şiir okunur. rastgele bir görüntüyle ve sıradan bir müzikle beslenir ya. Bu program öyle değil. Her temaya göre ayn çekim yapılıyor, her şiire göre yakışan müzık aranıyor. (Müzik danışmanı da sıradan biri değil, Hakan Şensoy gibi bir müzisyen). Ostelik müzik cümlesi tamamlanmadan görüntü kesilmiyor. görüntü sıfırlanmadan sunucu girmiyor. Şiıri, müziği ve görüntüsüyie sanata saygıyı vurgulayan bir porgram. Böylece yalnız şiir tutkunu günlerime uzanan bir nostalji değil, gerçek sanat programlanna ne denli özlem duyduğumuzu da anımsatıyor. Aralıktan süzülüp gelen tatlı ışık Mersin Devlet Opera ve Balesi, görkerrdi bir gösteri sundu. AHMET SAY ANKARA - Bu işin meraklısı gençler sevinçliydı. Bir süredır dillerde hep şu söz dolaşıyordu: "Ünlii viyolonselci Tortelye geliyormuş,Tortel>e!'" E\et. CSO'nun yıllık programına bakarsanız, değerli bir solist olan Maud Törteiier, gerçekten de Ankara'ya gelecek. 13 \e 14 Şubat günleri. yanı geçen hafta Elgar'ın vıyolonsel konçertosunu yorumlayacaktı. Geçen hafta Tortelier gelmedı. Neden gelmedi bilemiyoruz. Açıklama yapılmadı. Ama ben size söyleyeyim: Tortelier. 'mazeret'ini kesinlikle önceden bildirmıştır. Hastaysa raporunu fakslamış. ulaşımda bir sorun çıktıysa belgelemiştir. Onlarda öyle... Bize gelince... Solist gelmemişse gelmemış, ne var? Son anda değiştinrsin programı. geçer gider! Açıklama da neymiş? Zaten efendım. CSO'da program değişmezse biz en çok buna şaşanz. Celal Doğan'a öneri Programdaki boşluğu belki Mozart'ın 'flüt ve arp için' konçertosu doldurabılırdı. iki genç solistimiz, flütçü Songiil Ozdemir Seldel ile arpçı Çağatay • Mersin Devlet Opera ve Balesi'nin Ankara'daki gösterisinde, üç büyük kentimizi hiç de aratmayan, hatta onlarla yanşabilecek bir 'bale topluluğu' izledik. AkyoL bize öyle bir Mozart müziği sundularki. nasıl demeli, 'efkânmız dağüdT. Çağatay. üstün müzıkal deyışıyle yine 'konser kurtaran aslan'dı. Songül de düzgün. tertemiz bir Mozart çıkardı. Biraz daha yumuşak. kıvrak davranabilirdi gibıme geldı. Rengim Gökmen yönetimindeki orkestradan da bu yumuşaklığı. pencere aralığından süzülüp gelen aydınlığı. Mozart'ın o tatlı ışık şendını usulca ıfadelendırmesinı beklerdık. Yanıltmayayım sizi: Konser güzeldi, çok güzeldi. Sonra, geen hafta soluk soluğa ızlediğimiz coşku \erici bir müzik akşamı yaşadık. British Council'ın 'YılınGenç Müzikçisi' başlığı altında düzenlediğı piyano yanşmasmın konsenatuvarda yapılan 'fînal'indeydik. Bu çok önemli yanşmanın kazanımlannı birkaç paragrafa sığdıramam. Ayn bir yazıyla yansıtmak gerektiğini düşünüyorum. Durup dururken heyecanlandığımı sanmayın: Mersin Devlet Opera ve Balesi "nin geçen hafta Ankara'da sunduğu görkemli bale gösterisinde küçükdilimi yutacaktım. Üç büyük kentimizi hiç de aratmayan, hatta onlarla yanşabilecek bir 'bale topluluğu'' izledik. Mersin'în kadro sıkıntısı çeken küçük orkestrası, yaşından başından beklenmeyecek 'büyük' bir müzik yaptı. Biz işte böyle 'iyi şeyter' yaşamak istiyoruz. 'tyi şeyler' dıye bir yayıncılık var; müzikte, balede, operada da olsun istiyoruz ve beklentilerimizin gerçekleştiğini görünce heyecanlanıyoruz. Mersin Devlet Balesi'nin temsilinı Gazıantep Belediye Başkanı Celal Doğan'ın görmesini isterdim. Bilindiği gibi, Bakanlar Kurulu karanyla Samsun, Antalya. Sıvas, Van ve Gaziantep'te opera-bale birimlerinin kurulması kesinleşti. Gazıantep şimdiden hazırlığa gırişebilir. Bu kent öyle ileri, atak, aydınlık, yaratıcıdır ki bana sorarsanız tek eksiği var: Opera va bale! Celal Doğan'a yıllar sonra bir öneride bulunabilirim: Gaziantepspor'un küme düşüp küme çıkmasıyla yorulması kadar, zamanını ve enerjisini bu büyük sanat odağına ayırsa kentin yaşamı yeni boyutlar kazanır. 'Gazıantep Devlet Opera ve Balesi' kenti birinci kümenin doruğuna oturtacaktır. En iyi transfer müziktir. Perde aralığından süzülüp gelen tatlı bir ışık düşecektir Antep'e; orkestrası, korosu, dans topluluğu, solistleri, atölyeleri ve bu sanatçılann kuracağı doğru dürüst konservatuvanyla... Belediye, opera- bale kurumunun altyapı hazırlığında öncülük edebilir diye düşünüyorum. Heykeü diküecek adam tki genç müzik öğrencisine 'tstiklal Marşı'nı kımın bestelediğinı sordum, bilemediler. Ulusal marşın bestecisi pek tanınmıyor, hayret! Beste önemsız mi? Önemsiz olsa marşın seslendirilişinde 'kadın sesi olmasın' tartışmasına sıra gelir miydi? Kaldı ki Osman Zeki Üngör, sadece bu marşın bestecisi olmakla kalmamıştır; 1917'den 1934'e değin, Muzıka-i Hümayun'un ve Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası'nın şefligini yapmıştır. Tam 'heykeü dikjlecek adam'! Bu konuya yine değineceğım. Çanşı, kent yaşamını sopguluyop • Kültür Servisi - Çarşı Mağazalan tarafından düzenlenen 'Sinyalizasyon ve Kullanma Talimatlan' temalı II. Karikatür Bienali'nin önemli bir bölümünü oluşturan Karikatür Yanşması sonuçlandı. Yarışmada birincilik ödülünü Istanbul'dan Burhanettin Ardagil alırken Osman Turhan, Ah Herkül Çelikkol ve Birincilik ödülü- B. Ardagil ^ - u z Ö j * f Önür de başan odullenne değer görüldüler. Jün Özel Ödülleri ise Hüseyin Tanyeri, Ramazan Deliçay ve Ali Bulca arasında paylaşıldı. Seçici kurulun Tan Oral. Kamil Masaracı, Ferruh Doğan, Behiç Ak, Sadık Karamustafa, Prof. Dr. Mettn Sözen'den oluştuğu yanşmada bu yıla özel olarak geçen ay vefat eden usta karikatürist Ali Ulvi Ersoy anısına Sami Caner'e özel bir ödül verildi. Tungay Fışekçi'nin köşe yazılam bip kitapta toplandı • Kültür Servisi - Turgay Fişekçi'nin 1996-97 yıllannda gazetemizde okura ulaşan köşe yazılan 'An Bakış' adı altında kitap olarak yayımlandı. Fişekçi, Adam Yayınlan'ndan çıkan kitabın 'Sunu' yazısında şunlan söylüyor. "Bu yazılarda çoğun, günlük hayatın çe\Tesinde dönen konulardan yola çıktım. ama geldiğim yer hep kültür sorunlan oldu. Kışisel ve toplumsal davTanışlar. oturup kalkmaktan yürümeye, yiyip içmekten sevdalanmaya hepsi içinde yaşadığımız kültür ortamının bizdeki yansımalan." Bugüne dek dört şiir kitabı. iki şiir antolojisi, Brecht, Nez\al ve Goethe'den çeviri şiir kıtaplan yayımlanan Turgay Fişekçi, ilk kez şiir dışı bir alanda ürün veriyor. Okur bu yazılarda bir şairin kendini, çevresini ve dünyayı düzyazıyla tanıma ve paylaşma serüvenini izlerken günümüz toplumlannın temel sorunlanyla da yüzyüze gelerek bir hesaplaşma içine giriyor. Anlat Şehpazat mapt ayında Ankara'da sahnelenecek • Kültür Servisi - Anlat Şehrazat isimli müzikal 9, 10, 11 Mart tarihlerinde Ankara Yükseliş Koleji"nde Ankaralı izleyicilerle buluşacak. Interbank'ın sponsörluğunda. Binbirgece Masallanndan Mehmet Birkiye ve Atilla Birkiye'nin uyarladığı müzikalde Müşfik Kenter, Meltem Cumbul, Candan Erçetin, Kadriye Kenter, Levent Güner, Tunca Aydoğan, Kevork Tavityan, Berrin Politi. Ali Murat Erengül, Atılgan Gümüş, Sevinç Söker ve Elif Özel rol alıyor. Escher'den istanbul reshnleri • Kültür Servisi - Alman sanatçısı Rolf Escher,' İstanbul Resimleri'ni Alkent Actuel Art Galerisi'nde sanatse\ erlenn beğenısıne sunuyor. Sanatçının Türkiye'de açtığı ikinci kişisel sergisi 6 Mart tarihine dek sürecek. istanbul resimlerinin birkaçı Amerika ve Almanyada'ki sergilerinde de yer alan sanatçı, halen Münster Üniversitesi'nde profesör olarak görevini sürdürüyor. BLGUN • AKSANAT ta saat 12.30'da ve 18.00'de 'Three Colours: White' adlı film, laser-dısc'ten izlenebilir. • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 17.30'da yönetmenliğini Voytech Jasny'nin yaptığı 'Palyaço' adlı film izlenebilir. • İDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de 'Kuğu Gölü' balesini sergiliyor. • BORUSAN KÜLTÜR \T SANAT MERKEZl'nde saat 15 00te 'Boulez, 2O.Yüzyd Müziğinde Bir Kilometre Taşı' başlıklı video gösterisi izlenebilir KULTUR • SANAT Vorictions Eragmolques «mst ( c « n Û * MtftnlM* SmpMir Om» Oynayan: MUŞFİK KENTER-BEKİR AKSOY 12 13-14 19 20 Şutal 21 00 15 ŞutalS»! 15.00 : Gmf i!*k nm. tmrtmtmtm ora = Son5Oyun MARIA CALIAS tot«-Ş!yfc btes-Osımn Eavnan-An Ec 20-21-?6?8$l*ltSaM21!)0 ORTAOYUNCULAR İSTİKLAL CAD. N0.140 TEL: 251 18 65-66 FAX: 0212.244 43 27 Ferhan Sensoy FERHANGİ ŞEYLER Perfembe 21.l Ferhon Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN Pazar 15.30-16.30 HALDUN TANER KABARE Kurguloyan Ferfcan Şensoy Yönefen Derya Baykal Cuma 21.00 Cumartesl 18 30-21.00 Kultur Bokoniığ n r <o*k lar v*a ESKİ OYUNUH İUYUK EKRAN VİDEO GOSTERILERİ SOYUT PADİŞAH ferhon Şensoy 17 Şufaat SAh 19 00/18 Şubat Çarş. 15.00/21 Şubat C.tesi 14.00 VAKKORAMALAR; Toksim, Rumeli, Suodiye ve Akmerkez CARSI MAĞAZALARI: Moslok, Capıtol. Bakırköy ŞARYO CAFE GRUP GÖÇEBE Artık ŞARYO'da Her Cuma / C.tesi İ. HAKKIFENCİOĞLU Doç. JASMEN'den T^.M.'nin Unatulmaz Şarkılannda Ldu ve Sesivle Her Sall Si/Jcrle Birliktc Her Akşam Piyano Resitali İmam Adnan Sık. No:30 Beyoğlu (Vakko Karşısı) Rez: 293 57 61 Galeri ve Sergi İlanlarınız İçin (0212)2938978(3hat) MUSTAFA ATA i SIEMENS'e K I Z I L A Ğ A Ç RESİMLERİ 18 Şubat-18 Mart 1998 MİNE SANAT GALERİSİ Bahariye Cad. Sokullu Sok. No:1 Kadıköy / İSTANBUL Tel 345 64 40 Fax346 78 10 MİNE SANAT GALERİSİ MUZIKrSERDAR YALÇN / URIK: AT1LIA BİRKİYE / YONETMEN: MEHMET BİRKİYE BİNBİR GECE MASALLAR^ USBRffoplu SatışrÖ 212-2969230 ' J1-22-23-28 Şubat, 1-2 Mart Atatürk Külttff, *Bilet)er.AKM Gişesi 0 212-251 56 00,' Suadiye Vakkörâl Sanat Aüziği Üstadları Sadettin Kaynak 5elahattin Pınar Avni Anıl öelahattin İçli M. Nurettin öelfuk Faırm erbatH heyet eşkğıncJe ve szfere özel olarak, hertnr beflekar ç n hazırtanm:; yarfcı khappldanyla ÜSTADLARI ANMA GÛNLERİ 3 Şubat-5 Mart tanhlen arasında her Salı ve Perşembe akşamı Zarousel / Danışma K«.vt'rv.ı>voıı : Fi\ Mt nıı: 4<>(itUH>(i II.. Türkiye'de İlk -UTGARI.IK 'estanından Yûjurtun Basıtİığı tr Insanın Kanaüjast AĞUSTOS KÜLTÜt MIKKEZİ £ser Haftnet Zeytoek Müzık Murat Savü Yonelmea (an Doğon Kırıca Cişe Ttt (0 212) 252 59 35 Tam-1.000.00OTI ö|l.7M.00a TL Sra İSTANBUUÜYÜKSEHİR BCIEDİYKİ J 18 ŞUBATTAN ITIBAREN KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ'NDE (0216)349 04 63 DERYA GÜLÜYuan Yönem Odcor EfcfctTııan NeoD CUMAU Nedm DBJtZHAN .AalYALKUT ™ HoyDAYCAN Koıtûm Müzic IgâTuCTn fulo.YA2JCI HakanBLBIR Munt IŞÇİ Scvinc EKBULAK, Enin UTSAL Burak DAVUTOĞLU BILET SATISLARI BASLAMISTIR OTUN. GÜN ve SAATLER1 Ç»?aniba.l5 00-M 50 Pen«n<be 20 30 - Cuma 20 30 C<ımırt«i:l50O-2030 Pazar IS.30-II30 OYUN TARIHLEKİ: 18-19 20 21 22 KADIKOY HALDLN TANER '' 2â ŞUBAT MAftT FATtH REŞAT NORI SAHNCS1 {0212) SZt 5310
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear