Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 1998 PAZARTES
8 HABERLERIN DEVAMI
TÜRIC11UE
Istanbul
Edirne
Y 8 Sinop PB 11 Adana Y 17
K 4 Samsun PB 12 Mersin Y 17
Kocaeli Y 7 Trabzon PB 14 Dıyarbakır PB 12
PB 13 Şanlıurfa PB 14
PB 7 Mardin PB 12
Çanakkale Y 9 Giresun
Izmir B 13 Ankara
Manisa
Aydın
_B 12 Eskışehır PB 6 Siırt PB 11
XDenizlı
Konya PB 6 Hakkârı PB
Y 11 Sıvas PB 6 Van PB 6
Zonguldak pb 5 Antalya PB 7 Kars PB
Marmara, Güney Ege ve
Akdenız yağşlı. ötekı yer-
ler az bulutlu geçecek
Yağışlar yağmur yer yer Oslo
sağarıak Trakya'da karfa Helsinki
D n WWWKWI11 *
K
kanşık yağmur ve kar g t u h , rr
şektınde olacak. Havası- ö l o C K n o l r T 1
*
-2
caklığında önemli btrde- Londra PB 15
gışıklık olmayacak. Yur- Amsterdam B 13
dunkuzeybalkesmtenn- Brüksel B 12
de kuzey ve batı, otekı 5—: 5—T-T
yerierde guney ve doğu K a n s b 1 4
yönlerden haftf ara sıra Bonn
orta kuvvette esecek. Münih PB 10 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
B
K
Y
Y
Y
Y
9
6
10
2
4
4
18
18
PB 10 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
B
PB
PB
PB
Y
PB
Y
1t>
18
-6
15
12
12
12
19
Y 20
Parçaii bulutlu
M Sısh Bulutlu ^ Çok bulutlu - Yağmuriu Kartı Sulu ter k Gok gûrultülı
Coutousis: Partiler
kaçakçüarı koruyor
• Baştarafı 1. Sayfada
tüketimin de yapıldıgı bir ülke olmaya başladığı yönün-
de belirtiler var: Eroin. kokain, amfetamin.
- Yani Tiirkh« için kırmızı alarm vermek gerekiyor
mu?
- Aynı soruyu geçen yıl sorsaydınız "Evet" derdim.
Bu yı] ise ciddi bır düzelme var ve biz gerçekten çok
umutluyuz. Kamuoyunda bunun toplumu kangrene gö-
türdüğü yönünde bır bilinç geiişti. Ordu ıçın ise uyuştu-
rucuyu bitirmek binncii biramaç haline geldı. Bunda et-
kileri çok büyük. Türkjye 4 yıl süren politik. mali ve ah-
iaki krizden sonra eroin ticaretınin kendisine ne kadar
zarar verdiğinin farkına vardj. Amaca ulaşmak için kul-
lanılan bu aracın Türk ulus-devletine ne kadar zarar ver-
diği anlaşıldı. Kamuoyu olsun, ordu olsun. emniyet güç-
leri olsun sınır bilmezliğe bır son v ermek gerektiğinı an-
ladı.
- Susuriuk ve uyuştunıcu bağlanbsını nasıl kunıyor-
sunuz?
- OGD, birçok kez Türkıye'de devlet ve suç örgütle-
rinin yaptığı "kokteyl''den söz ettı Susuriuk gibi skan-
dallar siyasi dünya ile mafya dünyası arasındaki ilişki-
leri ortaya koyuyor. Ve "Çfller çetesi" de bu skandalla-
nn birçoğuna kanştı. Bir sıyasetçının eroin kaçakçılığıy-
la doğrudan ilişkisi olduğunu söyleyemem. Ama poli-
tik mafyayı sürekli kullanmak veya her şeyine göz yum-
mak, aynı grubun hem Azerbaycan'da bır darbe planı
yapması hem de "70 kilo eroin kaybının intikamıru al-
makiçin" Polonya'da birotobüse saldırması gibi sonuç-
lar doğuruyor.
- GüneydoğıTdaki olavlar uvuşturucu tkaretini nasıl
etkfledi? '
- Güneydoğu'daki savaş, uvuşturucu kaçakçılığının
9O'lı yıllann başından beri gelişımı açısından temel bir
unsur. PKJC, ülkücüler. Kürt feodalleri, yani aşıretler gi-
bi bu savaşa katılmış olan tüm kesımler az ya da çok bu
kaçakçılığa bulaşmıştır. Hatta sınır dışı, yani Azerbay-
can veya Irak'a yapılan paramılıter, gızli operasyonlar
da eroın ile finanse edılmıştır. Bugün eroin tıcareti, uz-
laşmalann ve banşın önünde birengeldir. Çünkü herkes
bundan faydalanıyor
- Güneydoğu'da u\ uşturucu ricaretinin önemli bir bö-
lümfinü PKK'nin >aptığı bilini>or. Öjleyse, tüm dünya-
da insanlann zehirlenmesüıe neden olan uyuştunıcunun
ticaretini yapan PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ı İtal-
ya'nın 'mısafır' ermesini nasıl karşılıyorsunuz?
- Ingiltere'de. Almanya'da. Fransa'da. İs\ ıçre'de PKK
militanı olduğunu söyleyen \ e uyuşturucu kaçakçıhğın-
dan cezaevinde olan onlarca kışı var. Ancak bugün Av-
rupa, Türkiye'nın siyasi söyleminı mantıklı ve güveni-
lir bulmuyor. Türk hükümeti hep yanlış araçlar kullan-
dığı için, Avrupa'da Kürt aynlıkçılığına karşı yürütûlen
mücadele hep yanhş yorumlanıyor. PKK'nin uyuşturu-
cu ticaretine bulaştığına daır suçlamalar o kadar tek ta-
raflı olmuştur ki Türkıye bu konuda güvenilirliğini yi-
tırmiştir. Tüm diğer uyuşturucu kaçakçılıklan gizlenmiş
ve önemsız göstenlmeye çalışılmıştır. Türkıye'de eroin
kimsenın tekelinde değildir. Neredeyse tûm Türk siya-
si partilen birtakım kaçakçılan koruyor. 10 yıldır tnter-
pol tarafından aranan biri rejımın yüksek kademelerin-
den biriyle arabada bulunuyor. Alaattin Çakıcı gibi biri
de medya tarafından. sokakta yoksul bır çocuk gördü-
ğünde ağlayan biri olarak gösteriliyor ve diğer faaliyet-
leri hakkında bir şey söylenmiyor. Arka arkaya 3 hiikü-
met, az ya da çok mafyayla bağlantıh skandallardan do-
layı düşüyor. Ve bu Kürt mafyası değil, Türk mafyası.
Son 5-6 yıl çok sert geçti. ordu müdahale etmek zorun-
da kaldı. mafya üyeleri öldürüldıi. cınayetler oldu, Tür-
kiye'de tam bir mafŞa savaşı yaşandı
- OGD'nin 1997-98 raporunda köktendinrilerin uvuş-
tunıcudan büyük gelir elde ettikleri ve parayı örgüüen-
melerinde kuliandıklan btlirtilmişti. Köktendinciler bu
işin neresinde?
- Köktendinciler tarafından denetlenen uyuşturucunun
parası görünmüyor. Çünkü aklanmaya bile ihtiyacı yok.
Para, köktendınciliğe ait uluslararası fınans merkezleri-
ne, özellikle de ABD'nin bölgedeki müttefiki olan ve
kimsenin bir şey söyleyemedıği Suudı Arabistan'a yol-
lanıyor. Oradan da sermaye Londra'ya. Paris'e, Anka-
ra'ya. lstanbul a gıdiyor. Bu paranın aklanmasınm et-
kilenni ölçemeyiz. çünkü bu para aklanmıyor.
Tüm şüphelerden uzak, köktendıncılere aıt, uluslara-
rası, paralel bir finans sisterm var. Aslında köktendmci-
lik uluslararası ilişkilerin güvencesi altında ve onlann
"Mekkesi" hiçbir zaman rahatsız edilmiyor.
PSAD'nin dayanışma gecesî
Pir Sultan Abdal Derneği E>üp Şubesi taranndan her
yıl geleneksel olarak düzenleneri "Dostluk ve Davanış-
ma Gecesi", dün Bakırkö> Spor Vakfi Sosyal Tesisle-
ri'nde gerçekleştirildi. DSP ve AINAP'ü ilçe başkanlan-
nın da bulunduğu geceye, A\\P tstanbul MÛletvekili
Ali Talip Özdemir de kanldı. Pir Sultan Abdal Derneği
EyüpŞubesi Başkanı L;
ğur Bilgin. Eyüp'teki maddiola-
naksızlık nedeni\le \apımı vanm kalan ceme\i kültür
sitesi için yardım istedi. .\li Talip Özdemir de cemevinin
bitirilmesi için da> anışma çağnsında buiunarak "Sade-
ce ceme\i için değil. Türki>e'nin tüm sorunlannın çö-
zülebilmesi için her konuda da\anışnıa içinde olmamız
gerekir'* dedi. Dajanışma gecesi semah gösterileri üe
sona erdi. (Fotoğraf: ICADER TUĞLA)
TÜSIAD dar bölge istedi• Baştarafı I. Sayfada
'temsılde adalet \e yönetimde is-
tıkrar' Ukesinin istikrar bölümünü
sağiamaya yöneüktir. 1995 seçimle-
rinin sonucu ortadadır. Viizde 8.2
oy almış olan MHP parlamento dı-
şı kaldı. Buna karsıük yönetimde is-
tikran kolaj laştıracak bir sonuç el-
de edilemedi. Dolayısıyla temsilde
adalet ilkesinin çok bariz bir şeldlde
çiğnenmesinin yönetimde istikrara
hiçbir katkısı olmadı. Vapılacak ilk
genel seçimlerde de aynı duramun,
hatta ikinci bir partinin daha parla-
mento dışında kalması çok da düşük
bir olasıhk değildir. 2 milyonun üze-
rinde seçmene sahip partilerin bu
şekilde paıiamentodan dışlanmala-
nnın genel anlamda siyasal istikra-
ra katkı yapüklan söylenemez."
Raporda, ittifaklarada karşı çıkı-
larak "Bu sözde çözüm aslında îld
parti ittifak yaptıgı nda. diğer parti-
ler ittifak \apma>acak şekilde si>a-
seten kabul edilemez, safiyane bir
\arsa\ıma dayanı\ordu. Bu saflık
bir yana bırakılıp, karşı ittifaklar da
dikkate alındıgında o> birleştirme-
a, değişiktigı beklenen sonuçlan ver-
meyeceği göriilmektedir*' görüşü dı-
le getirildi.
Iki rurlu dar bölge seçim sistemi-
nin bazı zaaflan olacagı vurgulanan
raporda, Türkiye için önerilen se-
çım sistemi modeünın "IMispi takvi-
yeK iki turiu dar bölge sjstemi" ol-
duğu ifade edildi.
Bu sistemde 550 milletvekilliğin-
den 50'sinin ülke genelinde nispi
sistemle, 500'ünün de tek sandalye-
li dar bölgelerde iki turla belirlene-
ceği ifade edildi.
Bu öneriye göre birinci turda ge-
çerlı oylann mutlak çoğunluğunu
kazanan aday çıkmadığı takdirde
seçim, ikinci tura kalıyor.
Bu tura da en çok oy alan iki par-
tinin adayı katılabiliyor. Raporda,
bu sıstemın yararlan şu gerekçele-
re dayandınldı:
- İki turlu seçim sisteminin önerii-
mesinin temelinde yatan en önemli
sav.iki partüi koah'syonlann en azuı-
dan istikrar için zoruntu çerçemi
oluşturacağı ve istikrann gerçekleş-
mesini kolavlaşüracagı şeklindedir.
- Gelecekte merkez sol ıktidann
tek şansının iki turlu sistem olduğu
da açıktır. Merkez solda daha den-
geli bir sandalye dağılımının oluş-
ması için CHP'nin ikinci dereceden
tercih oylannj arttıracak bir strateji
izlemesi gerekır.
-tki turiu sistem özellikle FP'vı ik-
tidar yapmamak için tasarlanmış
bir sistem değildir. Bir kez daha ha-
tuiatmak gerekirse, sonın çok du-
şük azınlık oylanyla (yüzde 20 kii-
suriu oy oranlanj birinci gelen bir
partinin. toplumun çoğuniuğu tara-
nndan istenmemesine rağmen par-
lamentoda oy oranının üzerinde
temsâedilmesi \v sistemin okanma-
sı sorunudur. İki turlu sistem de-
mokrasinin içinde kalarak bu Oka-
nıkbğı aşmanın aracıdır.
Bakaıı Çelebi: Ince ayar yaptık
• Baştarafı 1. Sayfada
lamalara göre dışsatım kredileri için 15 günde
kullandınlmak üzere Exımbank'a 35 trilyon li-
ralık ivedi kaynak aynldı. Bankalann yabancı
kredileri için uygulanan Kaynak Kullanımı Des-
tekJeme Fonu (KJCDF) kesmtisi kaldınlırken ta-
nm satış birlıklenndekı stok pamuk, faizsiz ola-
rak tekstil sektörüne kullandınlacak ve şirket-
lerin taşınmazlan ile hisse satışlanndan doğan
gelirleri \ergiden bağışık tutulacak. Bavul tica-
retine yönelik önlemler aynca açıklanacak.
Tekstil sektörüne yönelik olarak alınan önlem-
ler çerçevesinde, Tanm Satış Birlikleri'ndeki
stok pamuk 6 ay vadeli ve faizsiz olarak sanayi
kuruluşlanna dünya fiyatlanndan satılacak.
AA'nın sorulannı yanıtlayan Devlet Bakanı
Çelebi, dışsatımı arrtıncı önlemlerin ekonomi-
de canlılık sağlayacağı ve iç talebi de arttıraca-
ğını kaydettı. Çelebi şöyle devam etti: "İstikrar
programı uygulamalaruıda en önemli şey, ülke-
yi ihracata davalı bir büyüme sürecine sokabil-
mektir. Enfksyonu 40 puan
düşürdüğünüz, ödemeler
dengesini, cari işiemler he-
sabını pozitif hale getirdiği-
niz. ihracatın ithalatı karşı-
lama oranının > üksetdiği, iç
v« dış dengeyi tenün ettiğiniz
süreçte istikrar ara\ışı var-
dır ve burada en önemli şey
dünya krizine rağmen Tür-
kiye, uluslararası piyasalar-
da gücünü arttınyor de-
mektir."
İstikrar programının ba-
şanya ulaşabilmesi ıçın dış-
satıma dayalı bir büyüme
sürecinin başlatılması ve
üretün temposunun belirli
bir düzeyde devammın ge-
rektiğini \oırgulayan Çele-
bi, küresel kriz nedeniyle
birçok ülke eksi üretım ge-
rilemesine sahipken Türki-
ye'nin pozitif bir büyüme
oranı gerçekieştirdiğini bil-
dirdi.
Çelebi. yakalanan tem-
ponun sürdüriilebilmesi
için dışsatım artışının deva-
mının öneminin altını çizer-
ken "Her türlü ihracatçı>a
destek olmak lazım. Bu iç
piyasadaki üretimi de arttı-
nr, \erimliliği ve kapasite
kullanım oranınıda arttınr.
Bütün bunlann sonucu bü-
yüme de artar. Bu. işin temel
noktasıdır. Biz de bunu va-
pıyoruz" diye konuştu. Çelebi, "Türkiye, üıra-
catını miktar olarak yüzde 10 düzeyinde arttır-
dı, ama dünya fiyatlan yüzde 5 düzeyinde diiş-
tü. Reel olarak ihracatın yüzde 5 düzeyinde art-
üğı gözüküyor" değerlendirmesıni yaptı. tstik-
rar programının maliyetı ve enflasyonun düşü-
şünün bir faturası olacağını. ortaya çikan sorun-
lan çözmek için "ince ayar" yaptıklannı belir-
ten Çelebi, "Bunu aslında her 3-4 ayda biryap-
mak gerekir. Bizim üçer avlık hazırladığunız
programlar, bütçe disiplini ve parasal programa
dönük ihtivaçlar çerçevesinde yapılmı$tır. Tem-
muz 1997'den beri, 3'er aylık programlar dahi-
linde ülkevi yönettik" dedi. Çelebi, dünya pa-
zarlanndaki daralma nedeniyle de ihracatı ge-
liştirici önlemler aldıkJarına ışaretederken dün-
ya pazarlanndaki daralmadan çok Rusya paza
:
nnın daralmasının Türkiye'yi etkilediğini, bu-
nun sonucu olarak da eylül ayında geçen yılın
aynı dönemine göre Rusya'ya dışsatımın yüz-
de 80 düzeyinde düştüğünü kaydetti.
Çelebi, ekonomik önlemler paketinın önem-
li bir parçası olan Exitnbank"a aktanlacak kay-
nağm bütçe çerçevesinde sağlanacağmı, bütçe
dışma çıblmayacağını ifade etti. Eximbank fa-
izlerinin yüzde 55 olduğunu anımsatan Çelebi,
faiz indirimine gerek bulunmadığını, faizlerin
zaten enflasyon kadar olduğunu vurgularken
"Demek ki biz dış tkarete sıfir maliyetle kaynak
sağhvoruz" dedi.
TÜSlAD'm eski başkanlanndan, Tekfen Ho]-
ding Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Berker,
ekonomik durgunluğun yaşandığı ortamda, şir-
ketlerin de stoldannı aza indirme, özvarlıklannı
arttırma ve piyasa rahatlayana kadar bazı yatı-
nmlan dujdurma gibi öniemler alması gerekti-
ğini ifade ederken "Ve mümkün mertebe, eğer
ihracata dönükse veni pazarlar buunaya çauş-
malan gerekir" dedi. ASO Başkanı Zafer Çağ-
layan, ekonomik kriz nedeniyle alınan tedbirler
öncesi kendilerinin görüşlerinin ahnmadığını,
bunun da üzüntü verici olduğunu kaydetti.
Danamandmı'dakazanan doğaoldu
Sflhri'de Danamandıra
köylülerinin, kurutuhaak üzere
olan göUerinin katiedilmesini
önlemek için vaptıklan mücadele,
doğanın koruması adına başanyia
sonuçlandı. Danamandıra'da,
dibindeki doğal torf madeni
nedeniyle Almantar adb sirket
tarafindan kurutulmak istenen
Buyükkokmuş ve Küçükkokmuş
gölleri, Kültür ve Tabiat
Varlıklarııu Koruma Kurulu
tarafindan koruma\B alımİL
Çevre Bakanhğı koruma
koşullaruu belirlerken Istanbul îl
Mahalli Çevre Kurulu da göllerin
sulak alan özelliği taşıması
nedeniyle Almantar Şirketi'neait
torf madeni işletmesi için >«rifcn
ruhsat ve tüm kurumiardan
alınan her türlü izinlerin iptaHne
karar verdi. SİIİVTİ
Belediyesi'nden vapüan
açıklamada, göllerin 120yıkhr
varlığınj sürdürdüğü ve ulusal
çapta nadir bitki türierinJ
banndırdığı belirtfldi. SflhTİ
Bekdj>¥ Başkanı Selami
Değirmenci, köy halknun kararfa
mücadeiesi sonunda tanm ve
hayvancıağın, sulak alanJann yok
olması De ekosistemin
bozulmasımn önüne geçiküğini
söyledi Göllerin dibinde bulunan
ve torf adı verilen toprak
seracıhkta, çiçekçiükte ve mantar
nretiminde kuflaıulryor. Aimantar
şirketi ise bu topragı ihraç etmek
için gölieri kurutmak istiyordu.
yiikünü emekçi çekmeyecek
9
• Baştarafı 1. Sayfada
mitingi dün binlerce emekçinin ka-
tılımıyla gerçekleştirildi. Öğlen saat-
lerinde Tandoğan Meydanı'nda top-
lanan KESK üyeleri, "Zafer direnen
emekçinin olacak". "Krizin yûkünü
emekçiler çekmeyecek" sloganlan
atarak Abdi Ipekçı Parkı'na kadar
yürüdüler ve burada Grup Çığın'm
seslendirdiği türkülerle halay çekti-
ler. Polis, HADEP pankartı altında
yüriiyen bazı göstericiieri, "Dişe diş
kana kan. seninleyiz Öcalan" sloga-
nı attıklan gerekçesiyle gözaltına al-
dı. KESK Ankara Şubeler Platformu
Dönem Sözcüsü Nâznn Alkaya bura-
da yaptığı konuşmada, İnsan Hakla-
n EvTensel Bildirgesi'nin 50. yılın-
da en temel insan haklannın baskı
altında turulmasını eleştirerek.
"DGM'lerde binlerceinsan vargılan-
maktave mahkûm edihnektedir" de-
di.
Rantiyeye peşkeş
Çetelerin faaliyetlerinin yalnızca
temel hak ve özgürlükleri tehdit et-
mekle sınırlı olmadığını vurgulayan
Alkaya, tam bir yağma ve talana dö-
nüşen özelleştirmelerin çeteleraracı-
lığıyla rantiyelere peşkeş çekildiğine
dikkat çekti. Ekonomide yaşanan bu-
nalımın yükünün yine emekçilere çı-
kanlmak istendiğini söyleyen Alka-
ya, "Sermayedarlar işten çıkarma-
nın zeminini yaratmaya çaûşıyorlar.
Siyasi iktidar sermayeve kriz desteği
sunuyor. Tüm kredi taleplerinin kar-
şılanmasının. acilen 35 trilyon liraiık
kaynak yaranlmasınuı karannı alı-
yor. Ancak işten aolmalara karşı hiç-
bir önlem yok"
1
diye konuştu.
Sinop'ta ise Tuzcular Caddesi üze-
rinde toplanan K£SK üyelen yakla-
şık 1 kilometre yürüyerek Uğur
Mumcu Meydanı'na geldiler. Yoğun
güvenlik önlemlerinin alındığı mi-
tingde konuşan Eğıtim-Sen Sinop
Şube Başkanı Kadir Yavuz, emekçi-
ler üzerindeki baskı lann sürdüğünü
söyledi. KESK yönetimi. hafta so-
nunda tüm illerde gerçekleştırmek
istedigi "SendikalHaklarveDemok-
rasi" mitingvne Istanbul ve İzmır il-
lerinde izin verilmemesi nedeniyle
dün fstanbul Saraçhane Parkı'ndan
Aksaray'a kadar vapılacak yürüyüş-
le yasaklamayı protesto etmek iste-
di. Ancak Saraçhane Parkfnı saat
12.00 sıralannda "Krizin faturası
patronlara", "Sürgünler cezalar dur-
durulsun","Özelteştinneyalan,so\-
guntalan" sloganlan atarak dolduran
kamu çalışanJarının çevresı sıs bom-
bası da taşıyan çok sayıda çevik kuv -
vet ekibi tarafından kuşatıldı.
Kriz bûyûyor
Güvenlik güçlerinin yürüyüşe mü-
dahale edeceklerinin anlaşılması
üzerine KESK Genel Başkanı Sıya-
mi Erdem. Saraçhane Parkı'nda yap-
tığı basın açıklamasında, siyasi \e
ekonomik terörün artarak sürdüğü ve
krizin derinleştiği bir dönemden ge-
çildiğini kaydederek, "İnsan Hakla-
n Evrensel Bildirgesi'nin ve sendikal
örgütlenme hakkı ile ilgili 87 savılı I-
LO sözleşmesinin imzalanmasının
50. vıhnı yaşadığımız bugünlerde en
temel insan haklan baskı altında tu-
tuluyor" dedi. Çete faaliyetleri ile
yağma ve talana dönüşen özelleştir-
melerin çeteler aracılığıyla bir avuç
rantiyeye peşkeş çekıldiğini belirten
Erdem sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya ölçeğinde yaşanan ekono-
mik krizin önümüzdeki günlerde ül-
kemizde degiderek derinleşmesi bek-
leniyor. Krizin yükü yine emekçilere
çıkanlmak isteniyor. Sermayedarlar
işten çıkarmanın zeminini vararma-
ya çalışıyorlar. Biz de onlara diyoruz
ki bu krizi biz varatmadık,yükünü de
biz çekmeyeceğiz.''
Ortalama bir kamu emekçisinin
maaşının 80-90 milyon. 4 kişilik bir
ailenin yalnızca gıda harcamalannın
tutannın 83 milyon lira olduğunu
vurgulayan Erdem şunlan söyledi:
"Ortalama bir kamu emekçisinin
maaşı ancak gıda harcamalannı kar-
şılayacak durumda iken yine feda-
kârlıktanbahsedim>ektedir. Vıllardır '
fedakârhğı yaüuzca emekçiler yap-
mış. azınlık sermaye gruplan kârla-
nna kâr katmışor. Zam yağmuru al-
ünda inleyen emekçilerin arok feda-
kârlık vapacak durumda olmadığı
açıkbr. Fedakârhğı biz vapdk onlar
daha da zenginleşti. biz daha da yok-
suUaşok. Şimdi fedakâruk yapması
gereken, ülke geiirlerine el koyan bir
avuç sermaye grubudur. Fedakârhk
yapması gereken, ülke gelirlerinin
yüzde 55'ine el koyanlardır."
Kamu emekçilerinin yüzdelik ar-
tış politikalan. sürgün gibi yöntem-
lerle baskı altında tutulduğunu belir-
ten Erdem, personel rejiminde re-
form adıyla hazırlanan yasa taslağıy-
la temel hakJann gasp edihnek isten-
diğini söyledi. Kamu çalışanlan, Si-
yamı Erdem'in açıklamasının ardın-
dan "Sadaka değiL toplusözleşme"
sloganlan atarak dağıldılar.
200 kişhe 300 polis
Bursa'da 22 sivil toplum örgütü-
nün oluşrurduğu Bursa Sendikalar
Birliği üyeleri de Haşim Işçan Cad-
desi'nde bir mitıng ve yürüyüş ger-
çekleştirdi. KESK Bursa Şubeler
Platformu Dönem Başkanı Saim
Gültekin konuşmasında. "Krizin yü-
kü her zaman olduğu gibi emekçile-
re çıkarülmak isteniyor. Bu krizi biz
v^ratmadık. yûkünü de çekmeyece-
ğiz'' dedi.
Kayseri'de KESK üyesi kamu ça-
lışanlannın yaptığı mitıng ve yürü-
yüşe yaklaşık 200 kişi katılmasına
karşın 300 polisin görevli ohnası dik-
kat çekti.
Kırklareli'de, Edime ve Tekir-
dağ'dan gelen KESK üyesi memur-
lann da katıldığı "Sendikal Haklarve
Demokrasi" mitingi yapıldı. Mıting
süresince, "Söz, yetki, karar çahşan-
lara", "Çeteleredeğil eğitime bütçe",
"99 bütçe» talan bütçesj" sloganlan
atıldı.
G U I V D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Birinci şıkla ilgili ipuçları geçen cuma günkü Ba-
kanlar Kurulu toplantısı sonrasında verildi. Bugün
aynntılar var. Ekonomiyle ilgili bakanlardan İşin Çe-
lebi dün yaptığı değerlendirmede, alınan önlemle-
ri "ince ayar" olarak tanımladı.
Anlaşılan bugüne kadar biraz "ayyar" davranıl-
mış. Ancak "ince ayar"öa dikkati çeken o ki çalı-
şanlara kasırgayı gösterip fırtınaya razı olma yön-
temi uygulanacak. Dillerde fedakârlık sözcüğü var.
Cuma günü bu sözcüğün "feda"sının işçilere,
"kâr"\n\n da işverene verilip "demokratik payla-
şjm"\n planlanmasından endişeduyduğumuzu vur-
gulamıştık!
Korkanz oraya gidiyor. Çalışanlar, "işlerinden ol-
mamak için" daha düşük ücret artışını kabul etme-
ye zorlanırken, fabrikalann üretimlerini sürdürebil-
meleri için her türlü devlet olanağı kullandınlacak.
Şimdi işi iyi giden de buna sanlacak...
Hükümeti kurma çalışmalan konusunda da bu-
gün bir buluşma var. Ecevit, Cindoruk'la bir araya
gefiyor. Cindoruk, geçen hafta Istanbul dolaylann-
dan şöyle bildirmişti:
"Sayın Ecevit'le, hangi konulara öncelik verece-
ğini konuşacağız."
Bunu Türkçeye şöyle çevirebiliriz:
"Bizim desteğimiz tamam. Hükümet programı-
na girmesi gerekenler konusunda konuşacağız."
Bu durumda haftaya "matematiksel" bakmakta
yarar var. DSP'nin 61 milletvekili bulunuyor. ANAP'ın
136, etti 197. ANAP'a geçmeyi planlayan bağım-
sızlar şimdilik beklemede. Onlann da ANAP çizgi-
sinde hareket edeceği öngörülüyor. 10 kişi böyle
davransa, eder 207. 13 de DTP'yi sayalım, eder
220. Ecevit bugün bu rakamlan cebine koyduktan
sonra Yılmaz'la bir degertendirme daha yapar. Sü-
rekli anlaştıklan için arada bir degerlendirme yap-
manın zaran olmaz.
Ecevit, CHP ile görüşme öncesinde de kamuoyu-
na şu mesajı verir:
Ey halkım, bana destek salkım salkınr 5'li giri-
şim, kur, diyor. 'KÜS7/AD affedersiniz TÜSİAD da
eski ilanlar derdest oldu, diyor. ANAP, DTP ve ba-
ğımsızlarbana bağımlı. Elimde asgari 220 duruyor.
Meclis'te 11 sandalye eksik. Yani tûm milletvekil-
leri gelse de 539 ediyor. Bu durumda CHP bana
destek verirse güvenoyu alıyorum, venvezse ala-
mıyorum. Türkiye bir süre daha hükümet belirsiz-
liği içinde olmasın diye elimi taşın altına koyuyo-
rum."
Öyle anlaşılıyor ki Ecevit, "güvenoyu almak için
CHP'ye yalvaran kişi" olmak istemiyor. CHP'yi "gü-
venoyu vermetnturumunda olan parti" konumuna
getirmek istiyor...
Bu süreçte Demirel de Ecevit'in yanında. Başı-
nın dışını da içini de ağartan Demirel, gözünü ka-
rarttı ve Ecevit'e sonsuz desteğin yanında, sonsuz
süre de verdi. Bu sonsuz süre, FP'ye sure okutu-
yor ama, Demirel'in biçtiği kaftan, etkilenmez hiç-
bir laftan...
Ecevit işi kotanrsa, sanınz Demirel ondan da "hü-
kümeti kurma sanatı" konusundaki çabalannı kar-
şılıksız bırakmayacaktır!
Baykal ne düşünuyor?
Ecevit'in, geniş destekli azınlık hükümeti girişimi
Baykal'ı yeniden anahtar yaptı. Baykal, cuma ve
pazar günkü görüşmelerimizde "şu aşamada yo-
rum yapmak istemiyorum. Ecevit bize gelirse, de-
ğehendinne yaparız" demekle yetindi.
Baykal, yakın çevresiyle yaptığı değertendirme-
lerde ise şu noktaların altını çiziyor:
- Biz destek versek bile, bağımsızlann da deste-
ği gerekiyor. O zaman iş yeni bir Güneş Motel ola-
yına gidebilir. Bu yakışıksız olur.
- Ecevit topu sürekli elinde tutmak isteyen bir ka-
leciye benziyor. Süreyi bu kadar geniş kullanmama-
sı gerekir. Sakız çürüdü...
- Bizim DSP'nin azınlık hükümetine hayır deme-
mizinFP'lihükümeteyolaçacağınıdüşünmekyan-
lış. Başka seçenekler de var.
Gözlerin sol partilerde olduğu bir haftaya giriyo-
ruz... Kamuoyu artık kozlaşma değil uzlaşma isti-
yor. Ne Ecevit'in, "CHP mecbur" deme lüksü var
ne Baykal'ın, "başka seçenekde olur" deme rahat-
hğı...
Siyasetteki kilitlenmenin hiçbir partiye yaran yok.
Her parti 'oy'unu arttırmak için 'oyun'u artınyor. Bu
gidişle seçmen, öyle bir oyun oynayacak ki!
Klerides: Füzeler yerleştiıilecek
KKTC smınna
ateş açıldı
LEFKOŞA (AA) - Bir
grup Kıbnslı Rumun Kıb-
ns Türk Cumhuriyeti
(KKTC) sınınna gelerek
ateş açtıklan bildirildi.
Kıbns Rum kesimi lideri
GlaflcosMerides, S-300fü-
zelerinin adaya yerleştiri-
leceğini yineledi.
Kiracıköy ve Çayönü
köyü bölgesinde meydana
gelen olayda, a\ tüfeği ile
ateş açan bir kişi hızla olay
yerinden uzaklaştı. tngiliz
Üsler Bölgesi kontrolünde-
ki SBS yolundan geçen
araçtan inen 4 Rumun da
Türk nöbetçilere sözlü sa-
taşmada bulunduğu öğre-
nildi. Bu kişiler daha son-
ra da tabanca ile iki el ateş
açtı. Mermilerden birinin
nöbetçi kulübesinin üze-
rindeki bayrağa isabet etti-
ği kaydedildi. Olaylann ar-
dındân yapılan açıklama-
da, Türk güvenlik güçleri-
nin soğukkanlı davranma-
sı sonucu üzücü bir olayın
meydana gelmediği belir-
tildi. KKTC makamlan da
söz konusu olaylan BM
Banş Gücü ve Ingiliz üsle-
ri nezdinde protesto etti.
Öte yandan Kıbns Rum
kesimi lideri Klerides, S-
300 füzelerinin Türki-
ye'nin muhalefetine rağ-
men planlandığı gibi adaya
yerleştirileceğini bir kez
daha açıkladı. AB'nin Vi-
yana zirvesi sonrasında ga-
zetecilerin sorulannı yanıt-
layan Klerides, zirvede S-
300 sorununun ele alınma-
dığını söyledi. Klerides,
Rum kesimi talepleri konu-
sunda bir ilerleme sağlan-
ması halinde, füzelerin a-
daya yerleştirilmesinin er-
telenmesi dileğinde oldu-
ğunu da yineledi.