14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 1998 PAZARTES 8 HABERLERIN DEVAMI TÜRIC11UE Istanbul Edirne Y 8 Sinop PB 11 Adana Y 17 K 4 Samsun PB 12 Mersin Y 17 Kocaeli Y 7 Trabzon PB 14 Dıyarbakır PB 12 PB 13 Şanlıurfa PB 14 PB 7 Mardin PB 12 Çanakkale Y 9 Giresun Izmir B 13 Ankara Manisa Aydın _B 12 Eskışehır PB 6 Siırt PB 11 XDenizlı Konya PB 6 Hakkârı PB Y 11 Sıvas PB 6 Van PB 6 Zonguldak pb 5 Antalya PB 7 Kars PB Marmara, Güney Ege ve Akdenız yağşlı. ötekı yer- ler az bulutlu geçecek Yağışlar yağmur yer yer Oslo sağarıak Trakya'da karfa Helsinki D n WWWKWI11 * K kanşık yağmur ve kar g t u h , rr şektınde olacak. Havası- ö l o C K n o l r T 1 * -2 caklığında önemli btrde- Londra PB 15 gışıklık olmayacak. Yur- Amsterdam B 13 dunkuzeybalkesmtenn- Brüksel B 12 de kuzey ve batı, otekı 5—: 5—T-T yerierde guney ve doğu K a n s b 1 4 yönlerden haftf ara sıra Bonn orta kuvvette esecek. Münih PB 10 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y B K Y Y Y Y 9 6 10 2 4 4 18 18 PB 10 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB B PB PB PB Y PB Y 1t> 18 -6 15 12 12 12 19 Y 20 Parçaii bulutlu M Sısh Bulutlu ^ Çok bulutlu - Yağmuriu Kartı Sulu ter k Gok gûrultülı Coutousis: Partiler kaçakçüarı koruyor • Baştarafı 1. Sayfada tüketimin de yapıldıgı bir ülke olmaya başladığı yönün- de belirtiler var: Eroin. kokain, amfetamin. - Yani Tiirkh« için kırmızı alarm vermek gerekiyor mu? - Aynı soruyu geçen yıl sorsaydınız "Evet" derdim. Bu yı] ise ciddi bır düzelme var ve biz gerçekten çok umutluyuz. Kamuoyunda bunun toplumu kangrene gö- türdüğü yönünde bır bilinç geiişti. Ordu ıçın ise uyuştu- rucuyu bitirmek binncii biramaç haline geldı. Bunda et- kileri çok büyük. Türkjye 4 yıl süren politik. mali ve ah- iaki krizden sonra eroin ticaretınin kendisine ne kadar zarar verdiğinin farkına vardj. Amaca ulaşmak için kul- lanılan bu aracın Türk ulus-devletine ne kadar zarar ver- diği anlaşıldı. Kamuoyu olsun, ordu olsun. emniyet güç- leri olsun sınır bilmezliğe bır son v ermek gerektiğinı an- ladı. - Susuriuk ve uyuştunıcu bağlanbsını nasıl kunıyor- sunuz? - OGD, birçok kez Türkıye'de devlet ve suç örgütle- rinin yaptığı "kokteyl''den söz ettı Susuriuk gibi skan- dallar siyasi dünya ile mafya dünyası arasındaki ilişki- leri ortaya koyuyor. Ve "Çfller çetesi" de bu skandalla- nn birçoğuna kanştı. Bir sıyasetçının eroin kaçakçılığıy- la doğrudan ilişkisi olduğunu söyleyemem. Ama poli- tik mafyayı sürekli kullanmak veya her şeyine göz yum- mak, aynı grubun hem Azerbaycan'da bır darbe planı yapması hem de "70 kilo eroin kaybının intikamıru al- makiçin" Polonya'da birotobüse saldırması gibi sonuç- lar doğuruyor. - GüneydoğıTdaki olavlar uvuşturucu tkaretini nasıl etkfledi? ' - Güneydoğu'daki savaş, uvuşturucu kaçakçılığının 9O'lı yıllann başından beri gelişımı açısından temel bir unsur. PKJC, ülkücüler. Kürt feodalleri, yani aşıretler gi- bi bu savaşa katılmış olan tüm kesımler az ya da çok bu kaçakçılığa bulaşmıştır. Hatta sınır dışı, yani Azerbay- can veya Irak'a yapılan paramılıter, gızli operasyonlar da eroın ile finanse edılmıştır. Bugün eroin tıcareti, uz- laşmalann ve banşın önünde birengeldir. Çünkü herkes bundan faydalanıyor - Güneydoğu'da u\ uşturucu ricaretinin önemli bir bö- lümfinü PKK'nin >aptığı bilini>or. Öjleyse, tüm dünya- da insanlann zehirlenmesüıe neden olan uyuştunıcunun ticaretini yapan PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ı İtal- ya'nın 'mısafır' ermesini nasıl karşılıyorsunuz? - Ingiltere'de. Almanya'da. Fransa'da. İs\ ıçre'de PKK militanı olduğunu söyleyen \ e uyuşturucu kaçakçıhğın- dan cezaevinde olan onlarca kışı var. Ancak bugün Av- rupa, Türkiye'nın siyasi söyleminı mantıklı ve güveni- lir bulmuyor. Türk hükümeti hep yanlış araçlar kullan- dığı için, Avrupa'da Kürt aynlıkçılığına karşı yürütûlen mücadele hep yanhş yorumlanıyor. PKK'nin uyuşturu- cu ticaretine bulaştığına daır suçlamalar o kadar tek ta- raflı olmuştur ki Türkıye bu konuda güvenilirliğini yi- tırmiştir. Tüm diğer uyuşturucu kaçakçılıklan gizlenmiş ve önemsız göstenlmeye çalışılmıştır. Türkıye'de eroin kimsenın tekelinde değildir. Neredeyse tûm Türk siya- si partilen birtakım kaçakçılan koruyor. 10 yıldır tnter- pol tarafından aranan biri rejımın yüksek kademelerin- den biriyle arabada bulunuyor. Alaattin Çakıcı gibi biri de medya tarafından. sokakta yoksul bır çocuk gördü- ğünde ağlayan biri olarak gösteriliyor ve diğer faaliyet- leri hakkında bir şey söylenmiyor. Arka arkaya 3 hiikü- met, az ya da çok mafyayla bağlantıh skandallardan do- layı düşüyor. Ve bu Kürt mafyası değil, Türk mafyası. Son 5-6 yıl çok sert geçti. ordu müdahale etmek zorun- da kaldı. mafya üyeleri öldürüldıi. cınayetler oldu, Tür- kiye'de tam bir mafŞa savaşı yaşandı - OGD'nin 1997-98 raporunda köktendinrilerin uvuş- tunıcudan büyük gelir elde ettikleri ve parayı örgüüen- melerinde kuliandıklan btlirtilmişti. Köktendinciler bu işin neresinde? - Köktendinciler tarafından denetlenen uyuşturucunun parası görünmüyor. Çünkü aklanmaya bile ihtiyacı yok. Para, köktendınciliğe ait uluslararası fınans merkezleri- ne, özellikle de ABD'nin bölgedeki müttefiki olan ve kimsenin bir şey söyleyemedıği Suudı Arabistan'a yol- lanıyor. Oradan da sermaye Londra'ya. Paris'e, Anka- ra'ya. lstanbul a gıdiyor. Bu paranın aklanmasınm et- kilenni ölçemeyiz. çünkü bu para aklanmıyor. Tüm şüphelerden uzak, köktendıncılere aıt, uluslara- rası, paralel bir finans sisterm var. Aslında köktendmci- lik uluslararası ilişkilerin güvencesi altında ve onlann "Mekkesi" hiçbir zaman rahatsız edilmiyor. PSAD'nin dayanışma gecesî Pir Sultan Abdal Derneği E>üp Şubesi taranndan her yıl geleneksel olarak düzenleneri "Dostluk ve Davanış- ma Gecesi", dün Bakırkö> Spor Vakfi Sosyal Tesisle- ri'nde gerçekleştirildi. DSP ve AINAP'ü ilçe başkanlan- nın da bulunduğu geceye, A\\P tstanbul MÛletvekili Ali Talip Özdemir de kanldı. Pir Sultan Abdal Derneği EyüpŞubesi Başkanı L; ğur Bilgin. Eyüp'teki maddiola- naksızlık nedeni\le \apımı vanm kalan ceme\i kültür sitesi için yardım istedi. .\li Talip Özdemir de cemevinin bitirilmesi için da> anışma çağnsında buiunarak "Sade- ce ceme\i için değil. Türki>e'nin tüm sorunlannın çö- zülebilmesi için her konuda da\anışnıa içinde olmamız gerekir'* dedi. Dajanışma gecesi semah gösterileri üe sona erdi. (Fotoğraf: ICADER TUĞLA) TÜSIAD dar bölge istedi• Baştarafı I. Sayfada 'temsılde adalet \e yönetimde is- tıkrar' Ukesinin istikrar bölümünü sağiamaya yöneüktir. 1995 seçimle- rinin sonucu ortadadır. Viizde 8.2 oy almış olan MHP parlamento dı- şı kaldı. Buna karsıük yönetimde is- tikran kolaj laştıracak bir sonuç el- de edilemedi. Dolayısıyla temsilde adalet ilkesinin çok bariz bir şeldlde çiğnenmesinin yönetimde istikrara hiçbir katkısı olmadı. Vapılacak ilk genel seçimlerde de aynı duramun, hatta ikinci bir partinin daha parla- mento dışında kalması çok da düşük bir olasıhk değildir. 2 milyonun üze- rinde seçmene sahip partilerin bu şekilde paıiamentodan dışlanmala- nnın genel anlamda siyasal istikra- ra katkı yapüklan söylenemez." Raporda, ittifaklarada karşı çıkı- larak "Bu sözde çözüm aslında îld parti ittifak yaptıgı nda. diğer parti- ler ittifak \apma>acak şekilde si>a- seten kabul edilemez, safiyane bir \arsa\ıma dayanı\ordu. Bu saflık bir yana bırakılıp, karşı ittifaklar da dikkate alındıgında o> birleştirme- a, değişiktigı beklenen sonuçlan ver- meyeceği göriilmektedir*' görüşü dı- le getirildi. Iki rurlu dar bölge seçim sistemi- nin bazı zaaflan olacagı vurgulanan raporda, Türkiye için önerilen se- çım sistemi modeünın "IMispi takvi- yeK iki turiu dar bölge sjstemi" ol- duğu ifade edildi. Bu sistemde 550 milletvekilliğin- den 50'sinin ülke genelinde nispi sistemle, 500'ünün de tek sandalye- li dar bölgelerde iki turla belirlene- ceği ifade edildi. Bu öneriye göre birinci turda ge- çerlı oylann mutlak çoğunluğunu kazanan aday çıkmadığı takdirde seçim, ikinci tura kalıyor. Bu tura da en çok oy alan iki par- tinin adayı katılabiliyor. Raporda, bu sıstemın yararlan şu gerekçele- re dayandınldı: - İki turlu seçim sisteminin önerii- mesinin temelinde yatan en önemli sav.iki partüi koah'syonlann en azuı- dan istikrar için zoruntu çerçemi oluşturacağı ve istikrann gerçekleş- mesini kolavlaşüracagı şeklindedir. - Gelecekte merkez sol ıktidann tek şansının iki turlu sistem olduğu da açıktır. Merkez solda daha den- geli bir sandalye dağılımının oluş- ması için CHP'nin ikinci dereceden tercih oylannj arttıracak bir strateji izlemesi gerekır. -tki turiu sistem özellikle FP'vı ik- tidar yapmamak için tasarlanmış bir sistem değildir. Bir kez daha ha- tuiatmak gerekirse, sonın çok du- şük azınlık oylanyla (yüzde 20 kii- suriu oy oranlanj birinci gelen bir partinin. toplumun çoğuniuğu tara- nndan istenmemesine rağmen par- lamentoda oy oranının üzerinde temsâedilmesi \v sistemin okanma- sı sorunudur. İki turlu sistem de- mokrasinin içinde kalarak bu Oka- nıkbğı aşmanın aracıdır. Bakaıı Çelebi: Ince ayar yaptık • Baştarafı 1. Sayfada lamalara göre dışsatım kredileri için 15 günde kullandınlmak üzere Exımbank'a 35 trilyon li- ralık ivedi kaynak aynldı. Bankalann yabancı kredileri için uygulanan Kaynak Kullanımı Des- tekJeme Fonu (KJCDF) kesmtisi kaldınlırken ta- nm satış birlıklenndekı stok pamuk, faizsiz ola- rak tekstil sektörüne kullandınlacak ve şirket- lerin taşınmazlan ile hisse satışlanndan doğan gelirleri \ergiden bağışık tutulacak. Bavul tica- retine yönelik önlemler aynca açıklanacak. Tekstil sektörüne yönelik olarak alınan önlem- ler çerçevesinde, Tanm Satış Birlikleri'ndeki stok pamuk 6 ay vadeli ve faizsiz olarak sanayi kuruluşlanna dünya fiyatlanndan satılacak. AA'nın sorulannı yanıtlayan Devlet Bakanı Çelebi, dışsatımı arrtıncı önlemlerin ekonomi- de canlılık sağlayacağı ve iç talebi de arttıraca- ğını kaydettı. Çelebi şöyle devam etti: "İstikrar programı uygulamalaruıda en önemli şey, ülke- yi ihracata davalı bir büyüme sürecine sokabil- mektir. Enfksyonu 40 puan düşürdüğünüz, ödemeler dengesini, cari işiemler he- sabını pozitif hale getirdiği- niz. ihracatın ithalatı karşı- lama oranının > üksetdiği, iç v« dış dengeyi tenün ettiğiniz süreçte istikrar ara\ışı var- dır ve burada en önemli şey dünya krizine rağmen Tür- kiye, uluslararası piyasalar- da gücünü arttınyor de- mektir." İstikrar programının ba- şanya ulaşabilmesi ıçın dış- satıma dayalı bir büyüme sürecinin başlatılması ve üretün temposunun belirli bir düzeyde devammın ge- rektiğini \oırgulayan Çele- bi, küresel kriz nedeniyle birçok ülke eksi üretım ge- rilemesine sahipken Türki- ye'nin pozitif bir büyüme oranı gerçekieştirdiğini bil- dirdi. Çelebi. yakalanan tem- ponun sürdüriilebilmesi için dışsatım artışının deva- mının öneminin altını çizer- ken "Her türlü ihracatçı>a destek olmak lazım. Bu iç piyasadaki üretimi de arttı- nr, \erimliliği ve kapasite kullanım oranınıda arttınr. Bütün bunlann sonucu bü- yüme de artar. Bu. işin temel noktasıdır. Biz de bunu va- pıyoruz" diye konuştu. Çelebi, "Türkiye, üıra- catını miktar olarak yüzde 10 düzeyinde arttır- dı, ama dünya fiyatlan yüzde 5 düzeyinde diiş- tü. Reel olarak ihracatın yüzde 5 düzeyinde art- üğı gözüküyor" değerlendirmesıni yaptı. tstik- rar programının maliyetı ve enflasyonun düşü- şünün bir faturası olacağını. ortaya çikan sorun- lan çözmek için "ince ayar" yaptıklannı belir- ten Çelebi, "Bunu aslında her 3-4 ayda biryap- mak gerekir. Bizim üçer avlık hazırladığunız programlar, bütçe disiplini ve parasal programa dönük ihtivaçlar çerçevesinde yapılmı$tır. Tem- muz 1997'den beri, 3'er aylık programlar dahi- linde ülkevi yönettik" dedi. Çelebi, dünya pa- zarlanndaki daralma nedeniyle de ihracatı ge- liştirici önlemler aldıkJarına ışaretederken dün- ya pazarlanndaki daralmadan çok Rusya paza : nnın daralmasının Türkiye'yi etkilediğini, bu- nun sonucu olarak da eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre Rusya'ya dışsatımın yüz- de 80 düzeyinde düştüğünü kaydetti. Çelebi, ekonomik önlemler paketinın önem- li bir parçası olan Exitnbank"a aktanlacak kay- nağm bütçe çerçevesinde sağlanacağmı, bütçe dışma çıblmayacağını ifade etti. Eximbank fa- izlerinin yüzde 55 olduğunu anımsatan Çelebi, faiz indirimine gerek bulunmadığını, faizlerin zaten enflasyon kadar olduğunu vurgularken "Demek ki biz dış tkarete sıfir maliyetle kaynak sağhvoruz" dedi. TÜSlAD'm eski başkanlanndan, Tekfen Ho]- ding Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Berker, ekonomik durgunluğun yaşandığı ortamda, şir- ketlerin de stoldannı aza indirme, özvarlıklannı arttırma ve piyasa rahatlayana kadar bazı yatı- nmlan dujdurma gibi öniemler alması gerekti- ğini ifade ederken "Ve mümkün mertebe, eğer ihracata dönükse veni pazarlar buunaya çauş- malan gerekir" dedi. ASO Başkanı Zafer Çağ- layan, ekonomik kriz nedeniyle alınan tedbirler öncesi kendilerinin görüşlerinin ahnmadığını, bunun da üzüntü verici olduğunu kaydetti. Danamandmı'dakazanan doğaoldu Sflhri'de Danamandıra köylülerinin, kurutuhaak üzere olan göUerinin katiedilmesini önlemek için vaptıklan mücadele, doğanın koruması adına başanyia sonuçlandı. Danamandıra'da, dibindeki doğal torf madeni nedeniyle Almantar adb sirket tarafindan kurutulmak istenen Buyükkokmuş ve Küçükkokmuş gölleri, Kültür ve Tabiat Varlıklarııu Koruma Kurulu tarafindan koruma\B alımİL Çevre Bakanhğı koruma koşullaruu belirlerken Istanbul îl Mahalli Çevre Kurulu da göllerin sulak alan özelliği taşıması nedeniyle Almantar Şirketi'neait torf madeni işletmesi için >«rifcn ruhsat ve tüm kurumiardan alınan her türlü izinlerin iptaHne karar verdi. SİIİVTİ Belediyesi'nden vapüan açıklamada, göllerin 120yıkhr varlığınj sürdürdüğü ve ulusal çapta nadir bitki türierinJ banndırdığı belirtfldi. SflhTİ Bekdj>¥ Başkanı Selami Değirmenci, köy halknun kararfa mücadeiesi sonunda tanm ve hayvancıağın, sulak alanJann yok olması De ekosistemin bozulmasımn önüne geçiküğini söyledi Göllerin dibinde bulunan ve torf adı verilen toprak seracıhkta, çiçekçiükte ve mantar nretiminde kuflaıulryor. Aimantar şirketi ise bu topragı ihraç etmek için gölieri kurutmak istiyordu. yiikünü emekçi çekmeyecek 9 • Baştarafı 1. Sayfada mitingi dün binlerce emekçinin ka- tılımıyla gerçekleştirildi. Öğlen saat- lerinde Tandoğan Meydanı'nda top- lanan KESK üyeleri, "Zafer direnen emekçinin olacak". "Krizin yûkünü emekçiler çekmeyecek" sloganlan atarak Abdi Ipekçı Parkı'na kadar yürüdüler ve burada Grup Çığın'm seslendirdiği türkülerle halay çekti- ler. Polis, HADEP pankartı altında yüriiyen bazı göstericiieri, "Dişe diş kana kan. seninleyiz Öcalan" sloga- nı attıklan gerekçesiyle gözaltına al- dı. KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nâznn Alkaya bura- da yaptığı konuşmada, İnsan Hakla- n EvTensel Bildirgesi'nin 50. yılın- da en temel insan haklannın baskı altında turulmasını eleştirerek. "DGM'lerde binlerceinsan vargılan- maktave mahkûm edihnektedir" de- di. Rantiyeye peşkeş Çetelerin faaliyetlerinin yalnızca temel hak ve özgürlükleri tehdit et- mekle sınırlı olmadığını vurgulayan Alkaya, tam bir yağma ve talana dö- nüşen özelleştirmelerin çeteleraracı- lığıyla rantiyelere peşkeş çekildiğine dikkat çekti. Ekonomide yaşanan bu- nalımın yükünün yine emekçilere çı- kanlmak istendiğini söyleyen Alka- ya, "Sermayedarlar işten çıkarma- nın zeminini yaratmaya çaûşıyorlar. Siyasi iktidar sermayeve kriz desteği sunuyor. Tüm kredi taleplerinin kar- şılanmasının. acilen 35 trilyon liraiık kaynak yaranlmasınuı karannı alı- yor. Ancak işten aolmalara karşı hiç- bir önlem yok" 1 diye konuştu. Sinop'ta ise Tuzcular Caddesi üze- rinde toplanan K£SK üyelen yakla- şık 1 kilometre yürüyerek Uğur Mumcu Meydanı'na geldiler. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı mi- tingde konuşan Eğıtim-Sen Sinop Şube Başkanı Kadir Yavuz, emekçi- ler üzerindeki baskı lann sürdüğünü söyledi. KESK yönetimi. hafta so- nunda tüm illerde gerçekleştırmek istedigi "SendikalHaklarveDemok- rasi" mitingvne Istanbul ve İzmır il- lerinde izin verilmemesi nedeniyle dün fstanbul Saraçhane Parkı'ndan Aksaray'a kadar vapılacak yürüyüş- le yasaklamayı protesto etmek iste- di. Ancak Saraçhane Parkfnı saat 12.00 sıralannda "Krizin faturası patronlara", "Sürgünler cezalar dur- durulsun","Özelteştinneyalan,so\- guntalan" sloganlan atarak dolduran kamu çalışanJarının çevresı sıs bom- bası da taşıyan çok sayıda çevik kuv - vet ekibi tarafından kuşatıldı. Kriz bûyûyor Güvenlik güçlerinin yürüyüşe mü- dahale edeceklerinin anlaşılması üzerine KESK Genel Başkanı Sıya- mi Erdem. Saraçhane Parkı'nda yap- tığı basın açıklamasında, siyasi \e ekonomik terörün artarak sürdüğü ve krizin derinleştiği bir dönemden ge- çildiğini kaydederek, "İnsan Hakla- n Evrensel Bildirgesi'nin ve sendikal örgütlenme hakkı ile ilgili 87 savılı I- LO sözleşmesinin imzalanmasının 50. vıhnı yaşadığımız bugünlerde en temel insan haklan baskı altında tu- tuluyor" dedi. Çete faaliyetleri ile yağma ve talana dönüşen özelleştir- melerin çeteler aracılığıyla bir avuç rantiyeye peşkeş çekıldiğini belirten Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya ölçeğinde yaşanan ekono- mik krizin önümüzdeki günlerde ül- kemizde degiderek derinleşmesi bek- leniyor. Krizin yükü yine emekçilere çıkanlmak isteniyor. Sermayedarlar işten çıkarmanın zeminini vararma- ya çalışıyorlar. Biz de onlara diyoruz ki bu krizi biz varatmadık,yükünü de biz çekmeyeceğiz.'' Ortalama bir kamu emekçisinin maaşının 80-90 milyon. 4 kişilik bir ailenin yalnızca gıda harcamalannın tutannın 83 milyon lira olduğunu vurgulayan Erdem şunlan söyledi: "Ortalama bir kamu emekçisinin maaşı ancak gıda harcamalannı kar- şılayacak durumda iken yine feda- kârlıktanbahsedim>ektedir. Vıllardır ' fedakârhğı yaüuzca emekçiler yap- mış. azınlık sermaye gruplan kârla- nna kâr katmışor. Zam yağmuru al- ünda inleyen emekçilerin arok feda- kârlık vapacak durumda olmadığı açıkbr. Fedakârhğı biz vapdk onlar daha da zenginleşti. biz daha da yok- suUaşok. Şimdi fedakâruk yapması gereken, ülke geiirlerine el koyan bir avuç sermaye grubudur. Fedakârhk yapması gereken, ülke gelirlerinin yüzde 55'ine el koyanlardır." Kamu emekçilerinin yüzdelik ar- tış politikalan. sürgün gibi yöntem- lerle baskı altında tutulduğunu belir- ten Erdem, personel rejiminde re- form adıyla hazırlanan yasa taslağıy- la temel hakJann gasp edihnek isten- diğini söyledi. Kamu çalışanlan, Si- yamı Erdem'in açıklamasının ardın- dan "Sadaka değiL toplusözleşme" sloganlan atarak dağıldılar. 200 kişhe 300 polis Bursa'da 22 sivil toplum örgütü- nün oluşrurduğu Bursa Sendikalar Birliği üyeleri de Haşim Işçan Cad- desi'nde bir mitıng ve yürüyüş ger- çekleştirdi. KESK Bursa Şubeler Platformu Dönem Başkanı Saim Gültekin konuşmasında. "Krizin yü- kü her zaman olduğu gibi emekçile- re çıkarülmak isteniyor. Bu krizi biz v^ratmadık. yûkünü de çekmeyece- ğiz'' dedi. Kayseri'de KESK üyesi kamu ça- lışanlannın yaptığı mitıng ve yürü- yüşe yaklaşık 200 kişi katılmasına karşın 300 polisin görevli ohnası dik- kat çekti. Kırklareli'de, Edime ve Tekir- dağ'dan gelen KESK üyesi memur- lann da katıldığı "Sendikal Haklarve Demokrasi" mitingi yapıldı. Mıting süresince, "Söz, yetki, karar çahşan- lara", "Çeteleredeğil eğitime bütçe", "99 bütçe» talan bütçesj" sloganlan atıldı. G U I V D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Birinci şıkla ilgili ipuçları geçen cuma günkü Ba- kanlar Kurulu toplantısı sonrasında verildi. Bugün aynntılar var. Ekonomiyle ilgili bakanlardan İşin Çe- lebi dün yaptığı değerlendirmede, alınan önlemle- ri "ince ayar" olarak tanımladı. Anlaşılan bugüne kadar biraz "ayyar" davranıl- mış. Ancak "ince ayar"öa dikkati çeken o ki çalı- şanlara kasırgayı gösterip fırtınaya razı olma yön- temi uygulanacak. Dillerde fedakârlık sözcüğü var. Cuma günü bu sözcüğün "feda"sının işçilere, "kâr"\n\n da işverene verilip "demokratik payla- şjm"\n planlanmasından endişeduyduğumuzu vur- gulamıştık! Korkanz oraya gidiyor. Çalışanlar, "işlerinden ol- mamak için" daha düşük ücret artışını kabul etme- ye zorlanırken, fabrikalann üretimlerini sürdürebil- meleri için her türlü devlet olanağı kullandınlacak. Şimdi işi iyi giden de buna sanlacak... Hükümeti kurma çalışmalan konusunda da bu- gün bir buluşma var. Ecevit, Cindoruk'la bir araya gefiyor. Cindoruk, geçen hafta Istanbul dolaylann- dan şöyle bildirmişti: "Sayın Ecevit'le, hangi konulara öncelik verece- ğini konuşacağız." Bunu Türkçeye şöyle çevirebiliriz: "Bizim desteğimiz tamam. Hükümet programı- na girmesi gerekenler konusunda konuşacağız." Bu durumda haftaya "matematiksel" bakmakta yarar var. DSP'nin 61 milletvekili bulunuyor. ANAP'ın 136, etti 197. ANAP'a geçmeyi planlayan bağım- sızlar şimdilik beklemede. Onlann da ANAP çizgi- sinde hareket edeceği öngörülüyor. 10 kişi böyle davransa, eder 207. 13 de DTP'yi sayalım, eder 220. Ecevit bugün bu rakamlan cebine koyduktan sonra Yılmaz'la bir degertendirme daha yapar. Sü- rekli anlaştıklan için arada bir degerlendirme yap- manın zaran olmaz. Ecevit, CHP ile görüşme öncesinde de kamuoyu- na şu mesajı verir: Ey halkım, bana destek salkım salkınr 5'li giri- şim, kur, diyor. 'KÜS7/AD affedersiniz TÜSİAD da eski ilanlar derdest oldu, diyor. ANAP, DTP ve ba- ğımsızlarbana bağımlı. Elimde asgari 220 duruyor. Meclis'te 11 sandalye eksik. Yani tûm milletvekil- leri gelse de 539 ediyor. Bu durumda CHP bana destek verirse güvenoyu alıyorum, venvezse ala- mıyorum. Türkiye bir süre daha hükümet belirsiz- liği içinde olmasın diye elimi taşın altına koyuyo- rum." Öyle anlaşılıyor ki Ecevit, "güvenoyu almak için CHP'ye yalvaran kişi" olmak istemiyor. CHP'yi "gü- venoyu vermetnturumunda olan parti" konumuna getirmek istiyor... Bu süreçte Demirel de Ecevit'in yanında. Başı- nın dışını da içini de ağartan Demirel, gözünü ka- rarttı ve Ecevit'e sonsuz desteğin yanında, sonsuz süre de verdi. Bu sonsuz süre, FP'ye sure okutu- yor ama, Demirel'in biçtiği kaftan, etkilenmez hiç- bir laftan... Ecevit işi kotanrsa, sanınz Demirel ondan da "hü- kümeti kurma sanatı" konusundaki çabalannı kar- şılıksız bırakmayacaktır! Baykal ne düşünuyor? Ecevit'in, geniş destekli azınlık hükümeti girişimi Baykal'ı yeniden anahtar yaptı. Baykal, cuma ve pazar günkü görüşmelerimizde "şu aşamada yo- rum yapmak istemiyorum. Ecevit bize gelirse, de- ğehendinne yaparız" demekle yetindi. Baykal, yakın çevresiyle yaptığı değertendirme- lerde ise şu noktaların altını çiziyor: - Biz destek versek bile, bağımsızlann da deste- ği gerekiyor. O zaman iş yeni bir Güneş Motel ola- yına gidebilir. Bu yakışıksız olur. - Ecevit topu sürekli elinde tutmak isteyen bir ka- leciye benziyor. Süreyi bu kadar geniş kullanmama- sı gerekir. Sakız çürüdü... - Bizim DSP'nin azınlık hükümetine hayır deme- mizinFP'lihükümeteyolaçacağınıdüşünmekyan- lış. Başka seçenekler de var. Gözlerin sol partilerde olduğu bir haftaya giriyo- ruz... Kamuoyu artık kozlaşma değil uzlaşma isti- yor. Ne Ecevit'in, "CHP mecbur" deme lüksü var ne Baykal'ın, "başka seçenekde olur" deme rahat- hğı... Siyasetteki kilitlenmenin hiçbir partiye yaran yok. Her parti 'oy'unu arttırmak için 'oyun'u artınyor. Bu gidişle seçmen, öyle bir oyun oynayacak ki! Klerides: Füzeler yerleştiıilecek KKTC smınna ateş açıldı LEFKOŞA (AA) - Bir grup Kıbnslı Rumun Kıb- ns Türk Cumhuriyeti (KKTC) sınınna gelerek ateş açtıklan bildirildi. Kıbns Rum kesimi lideri GlaflcosMerides, S-300fü- zelerinin adaya yerleştiri- leceğini yineledi. Kiracıköy ve Çayönü köyü bölgesinde meydana gelen olayda, a\ tüfeği ile ateş açan bir kişi hızla olay yerinden uzaklaştı. tngiliz Üsler Bölgesi kontrolünde- ki SBS yolundan geçen araçtan inen 4 Rumun da Türk nöbetçilere sözlü sa- taşmada bulunduğu öğre- nildi. Bu kişiler daha son- ra da tabanca ile iki el ateş açtı. Mermilerden birinin nöbetçi kulübesinin üze- rindeki bayrağa isabet etti- ği kaydedildi. Olaylann ar- dındân yapılan açıklama- da, Türk güvenlik güçleri- nin soğukkanlı davranma- sı sonucu üzücü bir olayın meydana gelmediği belir- tildi. KKTC makamlan da söz konusu olaylan BM Banş Gücü ve Ingiliz üsle- ri nezdinde protesto etti. Öte yandan Kıbns Rum kesimi lideri Klerides, S- 300 füzelerinin Türki- ye'nin muhalefetine rağ- men planlandığı gibi adaya yerleştirileceğini bir kez daha açıkladı. AB'nin Vi- yana zirvesi sonrasında ga- zetecilerin sorulannı yanıt- layan Klerides, zirvede S- 300 sorununun ele alınma- dığını söyledi. Klerides, Rum kesimi talepleri konu- sunda bir ilerleme sağlan- ması halinde, füzelerin a- daya yerleştirilmesinin er- telenmesi dileğinde oldu- ğunu da yineledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear