29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörir Hikmet Çetinkava • Yazıışlen Müdürii tbrahim Yüdız 0 Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdürii: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Istıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonomi Özlem Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kurulu. tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kıırtböke, Hikmet Çetinkaya, Şûkran Soner, Ergun Balcı, tbrahim Yıldız, Orhan Bunah, Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkaraTemsilcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125. Kaf4. BakanlıkJar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks- 4195027 0 IzmirTemsilcısı ScrdarKıak. H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3 Tel-4411220. Faks: 4419117 0Adana Temsilcisı: Çetin Yiğenoğln, inönüCd. 119 S Nol Kafl.Tel-363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Müduru. Lstûn Akmefl • Koordınaıor Ahmet Konıkan • Muha- sebe BOJenl Vener • Idare Hüseyin Güra-»l$letme Önder ÇeHk • Bûp- l$lem Nail tnal • Bılgısayar Sıstem Mâıröet Çikr«Satış FazUetKna MEDYA C: • Yönetun K Başkanı - Genel Müdür G Erduran 9 Koordınatör Işıtman # Genel MüdurYardn SevdaÇoban Tel 514 07 5139580-5138460-61,Faks 51. Y ayımla>ao >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Ya>mcıhk A 5 TurkocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 S5 95 9KASIM1998 Imsak: 5.08 Güneş: 6.37 Öğle: 11.55 îkindi: 14.34 Akşam: 16.59 Yatsı: 18.23 www.cumhuriyet.cor Murdoch'a fotomodel gelin •Dış Haberler Servisi- Dünyanın en büyük medya tekellerinden birisini elinde bulunduran Robert Murdoch'un oğlu Lachlan Murdoch, önceki gün Beverly Hills'de Fullfillment Vakfı tarafından venlen davete nışanlısı Avustralyalı fotomodel Sarah O'Hara ile katıldı. Los Angeles'taki öğrencilere burs veren vakıfa Robert Murdoch'unda büyük oranlarda para bağışinda bulunduğu bildirildi. Hakkâri ve Bayburt öğretmensiz • ANKARA(ANKA)- Mılli Eğitım Bakanlığı, öğretmen ihtıyacının izlenebilmesi ve dengesiz dağılımın önlenebilmesine yönelık olarak "Ögretmen Haritası" hazırladı Bakanhk. 1998-99 öğretim yılına 473 bm 147 ögretmen ile girerken en fazla ögretmen Istanbul. en az ögretmen ise Hakkâri ve Bayburt'ta görev yapıyor. Fen bılımleri ile dın kültürü ve ahlak bilgisi branşlannda ögretmen fazlası bulunuyor. Mücevher tanıtımı • İstanbul Haber Servisi- Saıt Koç kolelcsryonuna ait 150 parça mücevher. ünlü mankenler Deniz Pulaş ve Sema Şımşek tarafından tanıtıldı. Çamlıca KonakJan'nda Türk Kalp Vakfı yaranna düzenlenen toplantıda, adının açıklanmasmı istemeyen bir yardımseverin vakfa bir parça mücevher hediye ettiği belirtildi. Pratisyenlik Enstitüsü • AJSKARA (AA) - Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesınde, "Genel Pratisyenlik Enstitüsü" kuruldu. TTB Genel Başkaru Füsun Sayek, TTB'nin sorumluluğunu üstlendigi. idari ve mali özerkliğe sahip Genel Pratisyenlik Enstitüsü'nün, pratisyen hekimler, hekim yetiştiren ve istıhdam eden kuruluş temsilcilen ve TTB'nin çeşıtli çalışma alanlanndaki temsilcılerinden oluştuğunu bildirdi. Sayek, böyle bir projenin, pratisyen hekimlenn yaşadığı iş doyumu ve motivasyon gibi sorunlann çözümü yönünde atılmış somut bir adım olacağıru ifade etti. Başkentte salgm tehdidi • ANKARA(AA)- Ankara'nm Sincan ilçesindeki Saraycık Köyü'nde. borçlannı ödemedikleri gerekçesiyle iki yıldır şebeke suyu venlmeyen köy, salgtn tehlıkesıyle karşı karşıya bulunuyor. Bir çocuğun Hepatıt'ten ölümü üzerine köydeki iki okulda inceleme yapan Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin raporunda "ortamın her an için bulaşıcı hastalık salgınına müsait olduğu tespit edilmiştır'" denildi. Kızılay'dan plaket • Istanbul Haber Senisi - Kızılay Zeynep Kamil Kan Merkezi'ne bugüne kadar 10ile40defakan bağışlayanlara törenle plaket verildi. Törcnde konuşan Kan Merkezi Müdürii Dr. Şaban Özbayburtlu, yılda 2 milyon ünite kana ihriyaç olduğunu belirterek "Toplanan 1 milyon ünite kanın 500 binini Kızılay sağlıyor. Vatandaşın kan bağışına ılgisi oldukça az" dedi. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a göre 2001'de 11 yıllık eğitime geçme zorunluluğu hissedeceğiz 'Âmacmuz 25 kişilik dersKlder ! BARIŞDOSTER Mılli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ- bay, amaçlannın tartışan, sorgulayan, sorulanna yanıt alan öğrenciler yetiş- tirmek ve en fazla 30 kişilik derslik- lerde ders verilmesini sağlamak oldu- ğunu bildirdi. Uluğbay "2001 yılmda 11 yılhk eğitimegeçmezorunluluğu his- sedeceğiz'' dedi. Öğretmenle öğrencinin karşılıklı bilgi alışverişinin daha yoğun oldu- ğu bir eğitim sistemini yerleştirmek istediklerini vurgulayan Uluğbay, ge- lişmiş ülkelerin bu düzeye ulaştıkla- nna dikkat çekti. En çök 30 ya da 25 kişilik derslik- lere ulaşmak için okul yatınmlannı da o boyutta yapmak gerektiğini anım- satan Milli Eğitim Bakanı, "3.5 yıl içinde 140binderslik yapnracakve 190 bin ögretmen alacağız. Geçen 16 ay- da 34 bin derslik yaptırdık. Yani ge- rekenderslik say ısının nerede>sedört- te biri yapüdı. Ek olarak 60 bin ögret- men aJındı ve önümüzdeki haftalar- da alımJartamamlamnca70-75 bin ci- vannda ögretmen aiınmışolacak" de- di. Hikmet Uluğbay, 11 yıllık eğiti- me geçme zonınluluğunun, 2001 yı- lından itibaren hissedileceğini belir- terek, bu konuda hazırlıklann sürdü- ğünü vurguladı ve sözlerini şöyle sür- dürdü: "Hazırlıklanmız süriiyor. İlkokul düzeyindey ken ortaokula devam eden öğrenci sayimız yaş grubunun yüzde 70'L İlköğretimde yüzde 50"yi bulun- ca başka bir önJem almasanız bile U- köğretimi bitiren çocuklann >üzde • ÖğretmenJerin niteliği konusunda çok duyarlı ve kararlı olduklanru söyleyen Uluğbay, bilgisayar ve yabancı dil laboratuvan konusunda da kapsamh bir hazırlık içinde olduklannı bildirdi. Uluğbay "2001 ders yılında ilköğretimde tüm okullarda bilgisayar laboratuvan olacak" dedi. 70,75'i lisedüzeyindeki eğitime devam etmek istiyor." Ögretmen yetiştirme karannın bu- gün alınması durumunda ve ögret- men yetiştiren fakültelerde kapasıte- nin yüzde 20 arttınlması halinde, so- nucun 4 yıl sonra alınabileceğini ifa- de eden Uluğbay, şunlan söyledi: "Bakanhk döneminde aldığumz ve 76 bine ulaşması beklenen öğretmen- lerden 10 bini benden önceki dönem- de ahndı. Diğer fakülte mezunlannı hariç tutarsanız, 66 bini tamamen eği- tim fakültesi ve fen edebiyat faküJtesi mezunu kişfleri,yaniöğretmeniiği mes- lek olarak seçmiş kişfleri alıyoruz." Öğretmenlerin niteliği konusunda çok duyarlı ve kararlı olduklannı söy- leyen Uluğbay, bilgisayar ve yaban- cı dil laboratuvan konusunda da kap- samh bir hazırlık içinde olduklannı bildirdi. Uluğbay "2001 ders yılmda ilköğ- retimde tüm okullarda bilgisayar la- boratuvan olacak. Çağdaş teknoloji- yi kullanmak için makine, teçhizat ve onlan kullanabilecek bilgi birikimine sahipöğretmenkr gerekll Oğretmen- ler bu yaz kurstan geçtiler" diye ko- nuştu. İlköğretimde birçok dersin bilgisa- yar ortamında öğretılmesi için yazı- lım programı hazırlanması yönünde gazetelere ilan verdiklerini belirten Uluğbay, öğretimde televizyon, vi- deo ve tepegöz cihazlanndan fayda- lanmak için de çaba gösterdikle söyledi. Projeleriyle ilgili Dünya B kası ile de gerekli görüşmelerin pıldığını dile getiren Uluğbay, şuı n söyledi: "Bu vıl alacağunız bilgisavarla her Uçede 2 ilköğretim okulu oln üzere 2 bin 700 okula bilgisayar yacağız. Her yıl bu sayı artacak 2001 yıhnda tüm okullarda bilgi yar olacak. Lise yapılannıasında m leld teknik eğitim çok önemlL Lise ğuıdaki çocuklann yüzde 65'i me< İti teknik, yüzde 35'i ise normal ü leregidecek. Bu yöndeld çahşmala tempdsu iyi. Önümüzdeki yıl şul ayında yapacağımız mesleki tekı eğitim şûrasınm hazırbklan 8 aydır rüyor. Dünya Bankası da ilke olar bu projemizi destekliyor." Çocukeğitimindeçevre ailenin önünegeçtiÇeviri Senisi - Amerikalı çocuk eğitimi ve gelişimi uzmanlanndan bir bölümü, çocuğun eğitiminde ailesinden çok, çevresinin etkisinin bulunduğunu savunuyor. Çocuğun sosyalleşmesinde ilk birkaç yıldan sonra ailenin etkisinin giderek azaldığını söyleyen uzrnanlar, çocuğun özellikle anaokuluna ya da ilkokula başladıktan sonra yaşıtlanyla etkileşime başladığını ve etkiler karşısında tepkiler geliştirerek. kişilik oluşturduğunu ileri sürüyorlar. Pedagojı bilimi bugüne kadar anne babanın çocuk yaşamının yönetmenleri olduğunu kabul ediyordu. Ancak bu konuda bir kitap da yayımlayan okul eğitimi psikolojisi uzmanı Judith Rich Harris. çocuğun ailesinden çok oyun ve okul arkadaşlan tarafından yönlendirildığini ve anne babanın da çocuğun yaşamında sadece bir oyuncu olduklannı savunuyor. Bu iddia, Harris'in kitabını piyasaya çıktıgı ilk hafta içinde 50 bin J adet sattınrken, çocuk psikolojisi dünyasını da ikiye böldü. Harris'e göre çocuğun toplum içindeki yeri, anne ve babasının onayladığı kişi olmasıyla değil, kendi çevTesindeki yaşıtlannın onayladığı kişi olmasıyla bağıntılı. Çocuk, arkadaş grubu tarafından kabul edilmek durumunda. Sigara alkol gibi bagımhlıklar, hırsızlıklar ya da diğer toplum tarafından kabul görmeyen davranışlann, gençliic arasında hızla yayılmasının bir nedeni de bu. Çocuk, kendini sosyal çevTesinın gereklerine uymak zorunda hissediyor. Arkadaşlanrun onun hakkındaki fıkirleri çok önemli ve onlar tarafından onaylanmak, çocuk için 'başanh' olma ölçütü olarak görülüyor. Çocuklann özellikle ilkokul çağında dış etkilere çok açık olduklannı ve çocuğun denetiminin çevTenin denetiminden geçtiğini vurguluyor. Akyaka azmakları üreme ve yaşama alanları ilan edildi Susamurları korunacak ÖZX:ANÖZGÜR MUĞLA - Akdenizfoklan ve de- nizkaplumbağalanndan sonra susa- murları da korumaya almdı. Göko- va-Akyaka azmaklan da susamur- lan için üreme ve yaşama alanı ola- rak ilan edildi. Gökova-Akyaka'yı Sevenler Derneği'nin çabalan so- nucu ÖÇKK ve Muğla Üniversite- si işbirliğinde susamurları incele- meye ahndı. Türkiye'de en çok doğal ve arke- olojik SIT alanlan ile birlikte Özel Çevre Koruma Alanlan'na sahip olan Muğla'da, Bodrum-Yalıkavak bölgesi "MomacusMonacus" akde- nizfoklan, Köyceğiz-Dalyan "Ca- retta Caretta" denızkaplumbağala- n için üreme ve yaşama alanı ilan edildikten sonra, susamurlannın ya- şadığı Akyaka azmaklan da koru- ma alanına ahndı. Geçen yıl Göko- va-Akyaka'y\ Sevenler Dernegi Baş- kanı Haike Sholts, Akyaka azmak- lannîn varlığını belirledikten sonra susamurlannın fotoğraflannı çek- mişti. Bu fotoğraflardan bıri Japon- ya'da düzenlenen uluslararası bir toplantıda afişe dönüşürken bu se- vimli yaratıklara Çevre Bakanlığı sahip çıktı. • Susamurlanna Çevre Bakanlığı"nca el atılmasına sevindiklerini belirten Gökova-Akyaka' yı Sevenler Derneği Başkanı Haike Sholts, bakanhğın Gökova-Akyaka sahilinde "Gezinti ve Yürüme Bandı" projesinin uygulanmakta olduğunu anımsattı. Çevre Bakanlığı ÖÇKK ve Muğ- la Üniversitesi işbirliğinde Göko- va-Akyaka azmaklannda susamuru habibatı incelemeye ahndı. Bu ko- nuda ÖÇKK tarafından hazırlanan projeyi MÜ Ortaca Meslek Yükse- kokulu üstlendi. Okul Müdürii Prof. Dr. NiyaziÖz- demir, bilimsel başkanlığım yürüt- tüğü proje ile ilgili şu bilgileri ver- di: "İlk etapta Gökova-Akyaka az- maklan susamurlannın üreme ve yaşama alanı olarak belirlenmiş bu- lunuyor. Proje, susamuıiannm ko- runmasını ve stoklannın beUrlen- mesini amaçhyor.Gökova-Akyaka dı- şında da su samurlannın varlığını belirleyeceğiz. Bu çerçevede Dala- man Çajı ve Mannaris yolu üzerin- dcki derelerde susamuıiannm var- lığını belirledik. Vatandaşlardan. başka yeıierde susamuru varsa ha- ber vermelerini bekKvoruz. Gece çok aktif olan susamurlannın izlenme- si, seslerinin dinlenmesi için gözlem- lere başladık. Ayrıca azmaklarda kaçailenin yaşadıgını, ne zaman üre- diklerini belirlemeve çalısıyoruz." Susamurlanna Çevre Bakanlı- ğı'nca el atılmasına sevindiklerini be- lirten Gökova-Akyaka'yı Sevenler Derneği Başkaru Haike Sholts, yi- ne bakanhğm Gökova-Akyaka sa- hilinde "Gezinti veYürüme Bandı" projesi uygulanmakta olduğunu anımsatarak şunlan söyledi: "Çevre Bakanlığı'nın susamurla- nna sahip çıkması bizi sevindirdi. Ancak aynı bakanhğın verdigi para- larla burada bir gezinti bandı yapıl- ması büvük çelişki. Gezinti bandı Akyaka Plajı'ndan azmaklara kadar uzanıyor. Projenin birinci etabı olan plaj bölümü bitirildL Şimdi projenin ikinci etabma başlanacak. Bundan vazgeçilmeli. Susamurlan gürültü- den kaçar. Bakanhğın bu konuda da duyaruhk göstermesini bekliyoruz,'' Istanbul Tabip OcJası Hekimlere ve medyaya tanıtım ihlali uyansı Istanbul Haber Senisi - Istanbul Tabıp Odası Baş- kanı Prof. Dr. Orhan An- oğıü, sağlık alanındakı ta- rutım ihlallerine son zaman- larda sıkça rastlandığını be- lirtti. Anoğul, haberlerde hekim adının verilmesi, has- ta adının izin olmaksızın duyurulması gibi hatalar konusunda hem hekimle- rin hem de medyanın daha duyarlı olmasını istedi. Anoğul, 1219sayıhTa- babet ve Şuabatı San'atla- nnın Tarzı lcrasına Dair Ka- nun'un 24. maddesinde "Mesleklerini uygulayan he- kimler, hastaknnı kabul et- tikleriyer ile muayene saat- leri ve uzmanlıklannı bildi- ren ilanlar verebihner. Di- ğer biçimde ilan.reklamve benzeıierini yapmalan ya- sakür" denildiğini kaydet- ti. Reklamlan yapanlar ka- dar yayımlsyanîann da suç işlediklerini belirten An- oğul, bazı tanıtım ihlalleri- ni şöyle sıraladı: - Vaygın olarak kullaruJ- makta olan bir üp teknokv jisinin ya da nbbi bilgirun Id- şiseheya kurumsal reklam için kulianıhnasL- - Yabancı sağlık kuruluş- lannın veya yabancı hekim- lenn adının kişisel ya da kurumsal reklam için kul- lanılması... - Bilim dışı tedavi yön- temkrinin tanıtamııun he- kim adu kurum adresi be- Urtilerek yapıhnasi— - Adı belirtilen bir sağlık kurumunun veya hekimin dayanak olmaksızuı kötü- lenmesı yoluyla yine adı belirtilen bir başka kuru- mun daha üstün olduğunun belirtilmesi, ima edilmesi... - Deontoloji Tüzüğü'ne göre, açıklanması yasakla- nan hastaya ait bil^lerin ki- şisel ya da kurumsal rek- lam için kuüanıhnası. — HAKLI INSAMIARJ.. e-posta : tan (a prizma. net. tr SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN ( Rüya Değil Bu, Ayniyle VâkiL.' Osinema meraklısı, -yâni ben- Paul Robeson'u ilkdefa, 'Hazret-i Süleyman'ın Hazineleri' fil- minde seyretmiş, sesinden ve kişiliğinden etkilen- miştim: iri yapılı, gösterişli, birzenci aktör/şarkıcı! Nâ- zım'ın, yıllar sonra, onun için şiir yazacağı aklıma mı gelir? Ya da, Uluslararası Banş Festivalleri'nde, sah- neye çıkıp, heybetli sesiyle Ispanya Iç Savaşı tür- külerini söyleyeceği: "...los quatros generales!" Savaş sonrasında Avrupa, 'dipten gelen' sosya- lizmin dalgasının, yükselişini yaşıyordu: Italya'da ve Fransa'da, faşizme direnişin gerçek kahraman- lan. komünist partiler, en gözde olanlar Paris"'te, Gnl. De Gaulle gibi bir 'muhafazakâr', hükümetine FKP'yi ve Genel Sekreteri Maurice Thorez'i, 'ortak' almak zorunda kaııyor; Roma'da, Orcoll adıyla uzun sü- re Komintern'de Genel Sekreter Yardımcılığı yap- mış olan Palmirio Togliatti, Moskova'dan dön- müş, İKP'yi Hıristiyan Demokratlar'ın, 'MillîBirlik' Hü- kümeti'ne sokuyor. Bu, Bat Avrupa 'tfâsffr'demokrasi anlayışının, açtk göstergesidir: faşizm'e karşı, demokrasinin sağı ve solu, yâni liberaller (burjuvazi) ve sosyalist- ler (proletarya) 'mûttefik' olmak zorundadır; 'Mil- lî Birfık Koalisyonu' dediniz mi, sosyalistier ve ko- münistler de, hükümettedir. Thorez ve Togliatti, 1947'den sonra, 'ana mu- halefet' olmayı yeğleyeceklerdir SSCB ile ABD, 'So- ğuk Savaşı' başlatmışlardı: Bat Avrupa, 'Sistem'in 'mihveri'ne girmişti; onlann payına, ister istemez, 'mu- halefet' düşüyor. Dikkat isterim, De Gaulle, ya da De Gasperi (yâni Muhafazakâr Burjuvazi), 'Ikti- dar'dır, ama ana muhalefet her iki ülkede de, sos- yalistier ve komünistler: Işçi Muhalefeti!' Başarılı bir bölme operasyonu'!.. Ulkemizde Inönü 'nejiminin'demokrasiye intika- li -yaşayanlar hatırlayacaktır-, başlangıçta ben- zer bir sürece girildiği izlenimini vermişti: iki 'muha- lif gazeteden, 'Vatan' liberallerin, 'Tan' sosyalist- lerin 'nâşir-i efkân' sayılmaktaydı; siyasi 'muhale- fetin' nüvesini onlar oluşturdu; önceleri, sonradan DP kurucusu ve sözcüsü olacak şahsiyetlerin, be- yanat ve makaleleri, bu iki gazetede yayımlanırdı. DP'nin kuruluşunatekaddüm eden haftalarcla, Tan'cı- lar bir de, -yazarian arasında DP kuruculannın da bulunacağı- 'Görüşler' dergisini (tabloid boyda, haftalık siyasi dergi) çıkardılar. Sen misin çıkaran? Inönü 'Cumhuriyeti'nin buna tepkisi, 4 Aralık 'te- rörû' oldu: Tan ve la Turquie matbaalan, ABC ve Berrak kitabevleri tahrip edildi; yayına henüz baş- lamış olan Yeni Dünya (Câmi Baykut ve Sabahad- din Ali) ve Gün (Esat Adil, Hasan Tannkut) gibi gazete ve dergiler, doğmadan öldü. 4 Aralık 1946, Inönü 'totaliter' Cumhuriyeti'nin, 'klâsik' Batı Demokrasisi olmayacağının; -nev'i şahsjna mün- hasır'- bir 'Inönü Demokrasisi' olacağının, açık işaretidir. Dikkatli birisi hele biraz datarih biliyorsa; Tan/Va- tan Muhalefeti'nin, Gâzi Dönemi'nin, 'Inönü' mu- haliflerinden oluştuğunu, dakikasında fark eder; bunlann bir kısmı daha 'liberal', daha 'sivil' bir top- lum yanlısıdır; bazıları, -üstelik en önemlileri, mese- lâ Tevfik Rüştü, Celâl Bayar, Refik Koraltan, vb- 'resmfTürkiye Komünist Fırkası'nın, eski kurucu- lan arasındadır; yâni yeni 'demokrasinin' 'muhale- fetini', aynen Batı'lı demokrasilerde olduğu gibi, -içinde Dr. Şefik Hüsnü'den Mehmet Ali Aybar'a, Esat Adil'den Tevfik Rüştü Aras'a, Câmi Bay- kut'tan Celâl Bayar'a kadar, bütün 'demokratlar'ın bulunduğu- anti/faşist bir cephe oluşturmaktadır. 4 Aralık terörü', CHP tek parti yönetiminin, iş- te bu 'demokratik' siyasi muhalefet cephesini, 'bölme' operasyonu idi. Burjuvazi'ye 'yeşil'. proletarya'ya 'kırmızı'... Soyut bir iddia, ya da bir senaryo mu? Ne müna- sebet, tarihi bir gerçek; kanıtı, 4 Aralık'ı izleyen bir dizi olay: DP liderleri, derhal eski muhalefet ar- kadaşlannı 'komünist' ve hain diyeyerecekJerdir; bu yetmezmiş gibi, Inönü 'Demokrasisi', bırbiri arrjın- ca kurulan, Türkiye Sosyalist Partisi'ni (Esat Adil), Türkiye Sosyal Demokrat Partisi'ni (Cemil Al- pay), Türkiye Işçi ve Köylü Emekçi Partisi'ni (Dr. Şefik Hüsnü) -inanılmaz gerekçelerie- kapatacaktır liderlerin mahkemelerde ve cezaevlerinde, yıllarca süründüğünü kim bilmiyor? Hatırlarmısınız, Feruz Ahmad nediyordu: "...ya- bancı çıkarlanna hizmet ettiği gerekçesiyle mah- kemeye verilmiş bu partilerin davalan yıllarca sür- dü ve sonunda TSP beraat etti; 1950'de tekrar kurulan parti 1952'de tâkrar kapatılmıştr; bu kez dava sekiz sene sürmüş ve parti mahkeme- de gene beraat etmiştir; böylece sosyalist par- tilerin kurulmasını yasaklayan bir kanun olma- masına rağmen, bu çeşit partiler, aşağı yukan on beş yıl çeşitli baskılar altında bulundurul- muştur..." (Türkiye'de Çok Partili Politikanın Açık- lamalı Kronolojisi, s. 27, Bilgi Yayınevi, 1976). Böylece, -klâsik' burjuva demokrasilerinin aksine- ; inönü 'demokrasisi', muhafazakâr ve liberal 'harp zengini' yeni burjuvaziye 'yeşil ışık' yakıp, ona yol veriyor; onun alternatifi olması lâzım ge- len, 'Işçi Muhalefeti'ne (yâni sosyal demokrat, sosyalist ve komünist partilere) 'kırmızı ışık' ya- kıp, yolu kapatıyordu: sonradan -ve hâlâ- Türki- ye'de demokrasinin 'topallamasının', en ciddi ne- denlerinden birisi budur 'Işçi Muhalefeti' olmayan 'burjuva demokra- sisi' olmaz, olamaz; olursa, onun adı 'gizli fa- şizm'dir; zaten CHP de zaman içinde bunu anla- mış, talihin ne garip tecellisidir ki, vırt zırt örgütünü kapattığı Cemal Alpay'ın partisine özenerek; 'Or- tanın solu'nüa, bir 'sosyal demokrat' parti postuna bürünmüştür; hadi o neyse, ne; üstelik, bazı dan- galaklara bunu bir güzel, yutturabilmiştir. Oysa, 'IşçiMuhalefeti'm ve onun partilerini yok sa- yıp, yasaklaıia engellerken; o ve onun suç ortağı Demokrat Parti, yâni ticaret ve sanayi burjuva- zisi, sonradan başına belâ kesilecek, 'Siyasi Is- lâm'ı, -yâni 'iktidar'a değil, 'hâkimiyet'e oynayan- , rejime radikal bir muhalefeti palazlandınyordu. Nasıl mı? Ona da bir göz atacağız. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bUgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear