23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 KASIM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOM / cumektg,turk.net 13 Tıırizmde Yunanistan'a işbirlîği önerisi • MtDİLLt(AA)-fzmir Ticaret Odası (IZTO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Akyelli, "Türkiye ve Yunanistan'ın mevzuatı elverdığince, adalar ile Türk Ege kıyılan arasındaki ticaret desteklenmelidir" dedi. Akyelli, turizm sektörünün Türkiye ve Yunanistan için son derece önemli olduğunu vurgulayarak, kaynaklann verimli kullanılması konusunda Yunanistan'a işbirliği önerdi. Akaryakıtta otomatik fiyatlandıpma • ANKARA (AA)- Motorinde Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu (AFlF) kesintisi arttınldı. Enerji ve Tabii KaynakJar Bakanlığı'nın dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğıne göre motorinde daha önce, 2 bin 580 lira olan AFlF payı 5 bin 325 liraya yükseltildi. Güneydoğu'dan dışsaüm • GAZİANTEP(AA)- Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden bu yılın ocak- ekim döneminde Doğu Avrupa ülkelerine 34 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu'na da 12 milyon 877 bin dolarlık tanmsal ve hayvansal ürün ıhraç edildi. Ihraç edilen ürünlef arasında parnuk ipliği. sentetik iplik, makarna, antepfıstığı, büsküvi, makine halısı, kuru kayısı ve bitkisel sıvı yağ da yer aldı. Teknoloji transferf • GAZİANTEP (AA)- Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Turan Atılgan, gelişmiş ülkeler için tasarlanmış teknolpjilerin, gelişmekte olan utkeler ıçm uygun olmadığmı bildirdi. Atılgan, "Yanlış teknoloji transferinin olası sonuçlan" konulu ıncelemesinde, transfer edilen teknolojinin en belirgin niteliğinin geliştirildiği yerin koşullanna göre tasarlanması olduğunu kaydetti. Azeröaycan'da özelleştipme •BAKÛ(AA)- Azerbaycan Uluslararası Bankası'nm özelleştirilmesi kararlaştınldı. Bankanm devlete ait hisselerinin yüzde 20'sinin tek hisse halinde, uluslararası maliye-kredi kuruluşlanna satılması öngörülüyor. Bankanın hisselerinin yüzde 5'inin devletin elinde bırakılması düşünülürken, kalan bölümünün açık arttınmla satılmasının planlandığı belirtildi. Senede numarah izteme • ANKARA (AA>- Gelirler Genel Müdürü Nevzat Saygıhoğlu. bankacılık sektöründe vergi numarası zorunluluğunun ilk olarak çek ve senet işlemleriyle başlatılacağını bildirdi. Saygıhoğlu, vergi numarası uygulamasının yaygılaştınlrnasma ilişkin çahşmalann bütün hızıyla sürdüğünü söyledi. Saygılıoğlu, taşıt alım ve satımlan ile tapu işlemlerinden sonra vergi numarası uygulamasına bankacılık sektörününde katılacağını kaydetti. Azerbaycan petrollen • BAKÛ (AA)-Rusya'nm, Hazar petrollerini uluslararası piyasalara taşıyacak ana petrol boru hattıyla ilgili görüşmeye katılacağı bildirildi. Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Vlademir Tanev başkanlığındaki heyet, Azerbaycan devlet şirketi SOCAR ve uluslararası konsorsiyom operasyon şirketi AIOC yetkililerinden oluşan çalışma grubuyla görüşmelerde bulunmak üzere önümüzdeki günlerde Bakû'ye gidecek. İşadamlan TOBB toplantısında siyasi ortamdaki kararsızlığı eleştirdiler 'Seçim yeni bir yama'Ekonomi Servisi - Türkıve Odalar ve Borsalar Bırliğı (TO- BB) Başkanı Fuat Miras kurula- cak hükümetin tedbir almaması durumunda. ekonomıde durgun- luk eğiliminin ekonomik bunalı- ma dönüşeceği uyansında bulun- du. Miras, reel sekîörün yaşadığı sıkıntılan atlatması ve dünyadaki knzin etkilerinın en aza indiril- mesi için önlemlerpaketi hazırla- dıklannı bildirdi. TOBB Sanayi Odalan Konse- yi 1996-2000 Dönemi 11. Top- lannsı, sanayi odalannın başkan- lan ve Sanayi ve Ticaret Bakaru Yalım Erez'in de katılımıvla dün İstanbul'dayapıldı. Daha önce Başbakan Mesut Yıfanaz'a iletilen önlemJer pake- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin 'önlem' paketi TOBB'nin hükümete sunduğu acilen alınması gereken önlemleTHstesinin daha çok mali kaynak aktanmına dayandığı gözlendi. • Eximbank kaynaklan arttmlsın. Kısa vadeli kredilereuyguJanan Kaynak KuJlanımını Destek- leme Fonu kesintisi kaldınlsm. • Peşin vergi uygulaması ertelensin. • Gümrük Yasası Meclis'ten çjkanlsın • Öngörülen lşsizlik Sigortası'na düzenleme en az 1 yıl ertelensin • Mali sektörü küçültücü her türlü düzen- lemeden kaçınılsın. Banka Sigorta Muameleleri Vergisi. Kambiyo Gider Vergisi azaltılsın. • Ithalatta anti-damping ve gözetim mekaniz- malan etkinleştirilsin. • Devlet İhale Kanunu yerli sanayii teşvik ede- cek şekilde revize edilsin. • Zorunlu tasarrufa son veriisin. ti toplantıda açıklanırken TOBB Başkanı Fuat Miras "Sosysü gü- venlik reformurjun acüen çıkarü- masu kamu yatınmları için ayn- lan fonlann seçim ekonomisi ne- deni>1e heba edilmemesi, kur ar- üşlannm enflasyona parafel götû- rûlmesi ve özeUeştirmeye devam edilmesi" başta olmak üzere 13 maddeden oluşan önlem paketi- nin acilen hayata geçirilmesi ge- rektiğini söyledi. Miras "Başba- kan, başbakan yardımcılan ve ekonomiden sonımhı bakanlara bu rapom gönderdik. Zirve için randevu istedik. Ancak gensoru- nun gündeme gelmesi nedeniyie geçen hafta bu zirve yapriamadı" dedi. Miras konuşmasında hükümet krizine de değinerek "Hükfime- tin bu krizi nasıl aşacağuıı kestir- mek mümkün değüdir. Her gün birbirleriyle kavga eden, birbirle- rini karalayan, hiçbir hukuid ka- rar ve deJüi olmadan birbirlerine çamur atan bu siyasiterimizJe ül- ke seçime gidryor. Sandıktan çıka- cak tabioyu sizier kadar ben de merak ediyorum" diye konuştu. TOBB Sanayi Odalan Konseyi Başkanı Omer Dinçkök bugûnkü koşullarda yapılacak bir seçimden "mevcut yamab görüntüden fark- b bir tabtonun" çıkmayacağını söyledi. Bakan Erez ise bugün hü- kümetin düşmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. İSO Başkanı Hüsanmettin Kavi de milletvekili dokunulmazlığının kaldınlması gerektiğinibelirtti. Sol iktidarlann yönettiği Avrupa'da ortak para birimine geçişin sorunlanna dikkat çekiliyor Eııro'lu giinler kapıda• ATAUM Başkanı Prof. Nahit Töre, Euro'nun, AB ülkelerinin merkez bankalannı ve hükümetlerini, çok önemli iktisat politikası araçlanndan mahrum bırakacağına dikkat çekerek "Aynı faiz oranı birtakım makro iktisat hedeflerinin belirlenmesi için yeterli olacak mı? Daha yüksek istihdam, daha adil gelir dağılımı gibi hedeflere ulaşılmasını güçleştirecek mi?" kaygısını dile getirdi. BANUSALMAN ANKARA - Avrupa Birliği'ne (AB) üye 11 ülkenin 1 Ocak 1999'da ortak parabirimi Euro'ya geçmeleriyle, ülkelerin bağımsız olarak belirledikleri "parapolrnkala- n" da yavaş yavaş devTeden çıkanlacak. Avrupa'nın sol iktidarlar tarafindan yönetil- diği bu dönemde. "Euro'nun güçiü ohnası mı, yoksa issiziiğin gkkrihnesi için genişleme- ci politika izlenmesi mi 11 ikilemının ortaya çıktığı belirtiliyor. Maastricht Antlaşması'na göre 1 Ocak 1999'da Avrupa Para Birliği'ne katılan Bel- çika, Almanya, Ispanya, Fransa, Irlanda. Italya, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve Finlandiya'dan oluşan 11 ülkenin bir tek parası olacak ve Avru- pa Merkez Bankalan Sistemi (ES- CB)uygulamayakonulacak. Avrupa Para Enstitüsü, Avrupa Merkez Ban- kası'na dönüştürülecek ve topluluğun para politikasını belirleyecek. Devlet Bakanı IşmÇetebi'nin verdiği bil- gilere göre, Türkiye'nin dış borçlanması ve finans hareketleri daha çok dolar ve yen ağırlıklı olmasına karşın toplam ithalatınm yüzde 43'ünü, toplam ihracatınm da yüzde 39'unu, Euroland denilen bu bölgeye ger- çekleştiriyor. Çelebi, Türkiye'nin gümrük birlıği sürecinde mali protokol ayağını ek- sik bıraktığına dikkat çekerek, "Bu Türki- ye açısından ckkii bir sorun obnaya devam ÇALIŞMALAR BAŞLADI Para birliği, Türkiye'yi de etkileyecek ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AB'ye üye olmadan gümrük birliğine geçen tek ülke konumuyla Euro'ya ge- çiş sürecinden daha farklı bir etkilenme sii- reci yaşayacak olan Tür- kiye de diğer ülkeler gi- bi hukuki mevzuata iliş- kin hazırlık yapmaya ça- lışıyor. Türkiye Cumlıuriyeti Merkez Bankası'nca (TCMB)hazırlananEu- ro'yla ilgili sorunlann giderilmesine yönelik tas- lakta, ulusla- rarası ilişki- lerde, ulusal paralann te- davülden kal- kana kadar geçerli oldu- ğu, ancak bu süre içinde de taraflann an- laşmasıyla Euro'ya dö- nüşümün gerçekleşti- rilmesi öngörüldü. Tas- lakla, Euro'nun fîilen te- davüle gireceği 1 Ocak 2002'den itibaren ilişki- lerde, haklar ve yüküm- lülüklerinin ulusal para- lar cinsinden belirlen- memesi hükme bağlanı- yor. Euro, fiktif olarak 1 Ocak 1999'dayürürlüğe girecek olmasına karşm, Türkiye'nin hukuki mevzuata ilişkin taslağı henüz Bakanlar Kuru- • Merkez Bankası'nca hazırlanan taslakta, ulusal paralann tedavûlden kalkana kadar geçerli olduğu, ancak bu sûre içinde de dönüşümûn sağlanması öngörüldü. lu'nun gündemine gel- medi. TCMB'nin 8 maddeden oluşan "Eu- ro'nun Hukuki Araçla- ra Etkisi Hakkmda Ka- nun" taslağında. parasal birliğe geçiş döneminde ulusal paralar ve Eu- ro'nun kullanımına sı- nırlama getirilmemesi öngörülüyor. Parasal birliğin başlangıç tarihi öncesinde gerçekle^tiri- len ve ulusal para birim- lerine göndeıme yapan hukuki araçlann, ulusal paralann te- davülden kal- dınldığı tari- he kadar aynı sonuçlan do- ğuracagı be- lirtildi. Ancak tas- lakla, ulusal paralar teda- vûlden kalk- madan da ta- raflann an- laşması kay- dıyla Euro'ya dönüşüm ya- pılabilmesi öngörülü- yor. Taslakta, Euro'nun fiilen tedavüle gireceği 2002 yılmda ise hukuki ilişkiler, haklar ve yü- kümlülükler açısmdan ulusal para cinsinden belirleme yapılamaya- cağı hükme bağlandı. Taslakla. Türk hukuk sisteminde VCT alan ulu- sal paralann, AB tara- findan ilan edilen değer- ler üzerinden Euro'ya çevrileceği belirtildi. - * T i • BüyükAmıpa düşü ı Ekoaomi Servisi -2000e bir kala Avrupa, yeni yuzyıla büyük bir değişimle başhyor. Derebeylikler, imparatoriuklar. kralbkiar, büyük devrimlerle demokrasilere geçişler yaşayan yaşh kıtayı bugüne kadar hiçbir rejim birleştirmeyi başaramadı. Para hariç. Avrupa Ortak Para Birimi (EURO) bugün bir birleşmenin miman olarak tanımlanıyor. ABD'de yayımlanan haftahk Newsweek dergisi, son sayısmda Euro'yu ve Avrupa'nın geleceğini ele aldı. Dergi, 11 ülkenin Ocak 1999'da başlayacağı Euro uygulamasına bugün Ingiltere, îskandinav ülkeleri ve henüz geçiş süreci yaşayan Doğu Avurupa ülkelerinin katılmayacağını, ancak Euro'nun göstereceği başan ile bu ülkeleri mıknatıs gibi kendine çekeceğini yazdı. Dergiye göre Euro işlerlık kazandığı takdirde, ulusal ekonomiler yerini dev sanayi ve ticaret bölgelerine bu-akacak. 6 trilyon dolarhk bir ekonomi hacmine sahip 300 milyon nüfuslu kıta ABD'nin aksine artık diş ticarete muhtaç olmayacak, kendi kendine yetebilecek. Euro, ABD Dolan'nın karşısma ciddi bir rakip olarak çıkarken Avrupa'nın ekonomik açıdan tek ses haline gelmesi, Asya ve Latin Amerika gibi bölgelere de ilham kaynağı olabiîecek. Kısacası Euro, dünya dengelerini yeniden değiştirebilecek. edecek" dedi. AT Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Başkanı Prof. Nahit Töre ise Eu- ro'nun, AB ülkelerinin merkez bankalannı ve hükümetlerini, çok önemli iktisat politi- kası araçlanndan mahrum bırakacağına dik- kat çekerek "Acaba para birttğine katılan bütün üye devletierde aynı faiz oranı birta- kım makro iktisat hedeflerinin belirlenmesi için yeterti olacak mı" kaygısını dile getirdi. Töre, Avrupa Merkez Bankası'nm faiz oranlannı düşürmesi durumunda Euro'nun "zayıf bir para" olacağını belirtirken "Faiz oranlannı bugünkü düze>inde rutarsa daha güçlü bir para olabilir, ama ekonomik kriz kapıda. Euro hayt soğuk bir kışta dümiya getecek gibi" dedi. Euro'yla birlikte Avru- pa'da "ya saglam Euro ya da daha az işsiz- lik" gibi bir ikılemle karşı karşıya kalındığı- na dikkat çeken Töre, Avrupa'da hükümet- lerin ortanın solunda olduğunu anımsattı. Töre. şöyle konuştu: "Bu tür iktidarlarda hedef işsizJiği azaltmakbr. Avnıpa'da yüzde 3 büviime beknyorlardı, yüzde l'e do^ıı re- vize ettiler. İşsizÜk zaten yüksek. Bunfau-aca- ba baskı yapacaklar mı? Avrupa Merkez Bankası bağımsız, tek hedefı fi\"at istikrmn. Fıyat istikran tek bir hedef olarak acaba gü- nümüztoplumlannın ihth-acına >eter mi, yct- mez mi? Daha yüksek istihdam, daha büyük büyüme hıa. dahaadilgelirdağılımı falan gi- bi başka hedefler dedahil etmekgerekir mi?" Bankacıhkta rekabet kmşacak Töre'nrn, Euro'nun bankacılık sistemi üzerindeki etkilerine ilişkin bazı saptamala- n şöyle: • Dövi^ kurlannın gerisine saklanan fıyat farklılıklan ortaya çıkacak. Müsteri, mal ne- rede ucuzsa oradan alacak. Bankalar reka- bete karşı koyabilmek için konsolidasyona gidecekler. Sermaye yapılannı güçlendire- cek, birleşecekler, birtakım başka bankalan devralacaİdar. • Bankalann Euro bölgesindeki para bi- rimleri arasındaki değişim sayesinde sağla- dıklan kazanç sona erecek. • Maastricht kriterlerinden bir tanesı dev- let borçlannın gayrı safı yurtiçi hasılarun yüzde 60'ını geçmemesi. Bunun anlamı dev- let tahvili piyasasının daralması. Devletler eskisi kadar borçlanamayacaklar. Istikrarpa- ketınde yaptınmlar getirilmiş, para cezası ödeyecekler. • Euro sayesinde, büyük şirketlerin ban- kalardan kredi alma yerine, tahvil piyasa- sından borçlanmalan bekleniyor. Büyük bankalar tedbirlerini alabilirler, ama küçük ve orta boy bankalar bundan etkilenirler. • Target sistemi geliyor. Bankalar, bu mevduatı para piyasalannda kullanıp, özel- likle faiz oranı farklanndan yararlanarak ka- zanç sağlayamayacaklar. Avrupa'da işsizlik korkusu ORANI. 1996 Avusturya Belçıka Fınlandrya ]32 Fransa Aimanya L _ Z ] 9.6 Irianda CH39.1 hatya "-ZZ312-3 CZ38 Lüksemburg D2.3 D20 Hollanda D Z& Portekiz l S6.2 Ispanya Türkiye ürün pazarlarını birer birer yitirirken, hükümetler sessiz kalmayı sürdürdü Tanmsal ticaretle gücümüz kırıhyor MERİHAK tZMİR- Türkiye. tanm ürünle- rindeki pazarlannı hatalı politika- lar yüzünden hızla kaybediyor. Makarna üretıcilerinin buğday, tekstilcilerin pamuk. yabancı siga- ra üreticilerin tütün ithalatına baş- lamalanyla yeni üretimlerde ciddi düşüşler yaşanırken, hükümetler bu konuda sessizliklerini koruma- yı sürdürüyor. Tanmda kendi kendisine yeten ender ülkelerden biri olan Türkiye, artık ithalatçı ülke gö- rünüşünü çiziyor. Ta- nmın ulusal gelir içindeki payı 196O'lı yülarda yaklaşık yüz- de 40'lardayken, bu oran 1973'te yüzde 24,1983'te yüzde 18,1997'de yüz- de 14'e geriledi. Dış etmenler de ithalatı körük- lüyor. ABD'nin uygulamaya sok- tuğu GSM-102 ve GSM 103 kredi garanti programının Türk ithalatçı- sı tarafindan yoğun olarak kullaml- Dıs ticarette tarımın payı Tanm(%) 1980 1985 1990 1997 Genel ithalattaki payı Genel ihracattakı payı 57.46 21.60 18.11 11.02 0.64 3.31 5.91 6.37 . maya başlaması tanm sektöründe- ki kaçışın önemli bir nedeni. Uzak- doğu'da yaşanan kriz yüzünden elinde kalan tanmsal ürünleri kre- di sağlayarak Türk ithalatçısına satmak isteyen ABD'liler bu ko- nuda başanlı oldular. Sürekli düşen rekolteler ve ürünün daha ucuza ithal edil- me olanağı, tanmda sonun başlangıcı sin- yallerini veriyor. Dı- şa bağımlı bale gel- meye başlanan ürün- ler ve durumlan şöyle: TUTUN: Gözünü Türk pazan- na diken yabancı sigara kartelleri tütünde yabancılaşma sinyallerini güçlü olarak vermeye başladi. 1983'te Türk tütününün pazar pa- yı yüzde 100'ken bu oran 1997'de yüzde49'adüştü. BUĞDAY: Buğday üretimmde henüz standardın yakalanmaması, bu üründe Türkiye'nin ithalatçı bir ülke olmasına neden oluyor. PAMUK: Türkiye'de ortalama 1 milyon 200 bin ton pamuk tüke- tiliyor. Buna karşuı geçen yü 850 bin ton üretim yapıldı ve 280 bin ton civanndaki ıthalat yapıldı. ZEYTİNYAĞI: Bu üründe uy- gulanan hatalı politikalar agaçlann kesilip yerlerine yazlıklann yapıl- maya başlanmasına neden oluyor. ÇİFTÇİ DOSTU SADULLAH USUMİ 4.7 Trilyon Lira BOPÇ 5 Yılda 2 Katrilyon Oldu Devlet bankalan ile ilgili tartışmalar sürüp gidiyor. Bu arada en çok konuşulan ve eleştırilen de Ziraat Banka- sı. Istedikleri gibi kullanamadıklan zaman hükümetler, alacaklannı toplamaya kalkınca da borçlular tayametı kopanr. Böylece, Ziraat Bankası kimseye yaranamaz. Günah keçisi gibidir. önüne gelen suçlar. Halbuki, Ziraat Ban- kası Türk çiftçisini koruyan ve kredilendiren tek banka- dır. Aynı zamanda da hükümetlerin kasasıdır. Hükümetler sıkıştklan zaman Ziraat Bankası'na sa- dece "Ver" derler. Ne zaman darboğaza girseler Ziraat Bankası'nm kapısına dayanıriar. Eğer güçlerı yeterse bankanın kaynaklannı partilerine oy toplayabilmek için kullanmaya çalışırlar. En kötüsü de hükümetler, hep is- temeye ve almaya alışmıştır. Vermekten hoşlanmazlar. Kredi adı altında alınan paralar yıllarca bankaya dönme- yebilir. Ziraat Bankası geçen gün 135. kuruluş yıldönümünü kutladı. Genel Müdür Selçuk Demiralp bu nedenle yaptıgı basın toplantısında önemli açıklamalarda bu- lundu. Ancak devlet ile banka arasındaki alacak-vere- cek ilişkiterini ustü kapalı geçıştirtlı. Sadece bankanın Hazine'den alacagının bir katrilyon 600 trilyon lirayı bul- duğunu söylemekle yetindi. Halbuki Hazine'nin Ziraat Bankası'na borcu zaman zaman akla durgurtluk verecek rakamlara ulaştı. Ban- ka, hayvancılık kredisı altında tavuk, balık, yumurta ve stğır üreticilerine, bitkisel üretim yapanlara, traktöralan- laradüşükfaizli krediler verdi. Genede vermeyedevam ediyor. 1994 yılında yaşanan ekonomik kriz dönemine kadar, bankanın çıftçıtere verdiği kredılenn maiıyetı düşüktü. Bu nedenle banka kullandırdıgı zirai kredilerden zarar et- miyordu. 1994 krizinden sonra bankanın sağladıgı kaynakia- nn maliyeti yükseldı. Yüzde yüzün üstüne çıktı. Düşük faizte verdiği kredilerden zarar etmeye başladi. Arada- ki farkın devlet tarafindan karşılanmasını istedi. Ancak, hükümet buna yanaşmadı. ••• 1994 yıhnda ekonomik kriz çıktığı zaman, çiftçi de ekonomik bunalım içindeydi. Nitekim, o günlerde baş- layan kriz günümüze kadar artarak devam ettı. Buna rağmen hükümet tanm kesimini desteklemeye yanaş- madı. Ziraat Bankası'na da kaynak aktarmadı. Bu arada banka hayvancılık ve bitkisel üretim kredi- lerinin faizlerinı arttınnca ortalık kanştı. Hemen herkes bankayı eteştirdi. Halbuki, çtftçiyi desteklemesi gereken banka değil, devletti. Hükümetin ziraı kredi faizlerinin ar- tışını önlemek için yapacağı tek bir yd vardı. O da ban- kanın kredi maliyetinden doğan zarannı karşılamaktı. Böylece hem zıraı kredi faizlerinin artması önlenır ve çiftçi zora sokulmazdı hem de banka zarar etmezdi. An- cak hükümet buna yanaşmadığı içjn hem banka ağır bir fatura ödemek zorunda kaldı hem de ekonomik krizden etkitenen çiftçi bir kez daha yıkıldı. • • • 1980 yılından sonra iş başına gelen hükümeferin hepsi "Tavşana kaç, tazıya tut" politikası ızledi. Mesut Yılmaz hükümeti de zirai kredi faizleri arttınldığı zaman aynı tutum içindeydi. Çiftçi haklı olarak sert eleştınlere başlayınca hükümet yetkilileri topu bankaya attı. Özel- likle başbakan ve ekonomiden sorumlu devlet bakanı "Faizleri arttırmasaydık banka batacaktı" gibilerden açıklamalar yapmakla yetindiler. Gerçekten de banka güç duruma düşmüştü. Ama so- run bankanın değil, hükümetın sorunuydu. Faızlerin art- masına da karar veren gene hükümetti. Faizlerin artma- sını istemiyor olsaydılar bankaya "Zarannızı devlet kar- şılayacak" derierdi ve işi bitirirterdi. Ziraat Bankası da faizleri artrjrmaya gerek duymazdı. • • • Batılı ülkelerin hemen hepsinde tanm desteklenir. A- madesteğı devlet yapar. Bankalar, kooperatifler, KlT'ler desteklemeyı uygulayan kuruluşlardır. Para devletin ka- sasından çıkar. Onlar da çıftçıyi özel sektöre karşı ko- rurlar. Bizde ise uygulama tam tersidir. Hükümetler destek- lemeyi KlT'lerin, Tanm Satış Kooperatifleri'nin ve Zira- at Bankası'nm sırtından yaptırmaya çalışır. Tabii, hükü- metler işin fiyakasmı yaparkeh devletin ve milletin bin bir güçlükle kurduğu kurumlar da ekonomik bunalım- lara sürüklenir. Aynca, devlet aldıgını zamanında ödemez. Bu neden- le hem Hazine'yi yüksek faiz yükü altına sokar hem de Ziraat Bankası'nı güç durumda bırakır. örneğin, 1993 yılında Çiller hükümeti pamuğa prim verebilmek için Ziraat Bankası'ndan 4 trilyon 700 mil- yar lira kredi kullanmıştı. Primin karşılığında 16 trilyon 500 milyar lira fazladan vergi topladığı halde borcunu zamanında kapatmadı. Katmerli faizler yüzünden 4 tril- yon 700 milyar liralık borç 5 yıl içinde 2 katrilyon liraya çıktı. Devlet şimdi ihmalinden kaynaklanan bu borcu bizim vergilerimizden ödeyecek. Sonra da bunun adı tanma aktanlan kaynak olacak. Işte, bizde tanma devlet desteği böyle! Birleşme kararları costurdu Dünya borsalannda yükseliş dalgası Ekonomi Servisi - Son günlerde yaşanan şirket ve banka birleşmelerinin et- kisiyle Wall Street coşar- ken Asya ve Avrupa borsa- lan da bu yükselişten na- sıbini aldı. Küresel krizle birlikte uluslararası borsalarda iş- lem gören "gtobal" şirket- ler birleşmeyle krizi atlat- maya çalışırken, New York Borsası'nda hissele- rin aşın değerlenmesi ne- deniyie bir "paüama" ya- şanabileceği konuşuluyor. Hafta başından itibaren 16 şirketin birleşme haber- leri açıklanırken bunlann değerinin 40.4 milyar do- lar olduğu ifade edıliyor. Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank ve ABD'nin önde gelen bar,. kası Banking Trust evlilı- ği bu birleşmelerin en gö- ze çarpanlanndan. Iki ban- kanın birleşmesiyle varlıl;. lan 140 milyar dolara uU. şan bir finans kuruluşu sahneye çıkarken menka] kıymetler piyasasınca Chase Manhattan'ın a-- dından piyasada işlem yj. pan ikinci büyük kurultş olacağı kaydediliyor. Öte yandan, Interna dünyasmda ise ABD'rm en büyük Internet ser\'is sağlayıcısı America Onli- ne. yazılım şirketi Netsca- pe'i 4 milyar dolara alaca- ğını açıkladı. Sanayi kuru- luşu Tyco, elektirik malze- meleri şirketi AMP'yi 11.3 milyar dolara, enerji sektöründe ise Entergy Grubu, elektrik dağıtım şirketi AEP Recources Inc'i 1.1 milyar dolara Ci- tiPower'a satacağını açık- ladı. Finans kuruluşu Fle- et, Japon Sanwa Busi- ness'i almak konusunda anlaşırken sigorta sektö- ründe de birleşme çılgınlı- ğı büyüyor. WaD Street yûksddi Gelen birleşme haberle- rinin etkisiyle önceki gün Wall Street yüzde 2.4'lük çıkışıyla yankı uyandınr- ken son dört ayın en yük- sek değeri olan 9.374.27 puandan kapandı. Dow Jo- nes'un yükselişinden etki- lenen Asya borsalannda da dün yükselişler yaşan- dı. Tokyo Borsası yüzde 2.6 oranında yükselerek üç aydır geçemediği 15 bin puan smınm aştı. Hong Kong Borsası yüzde 3.2 oranında artarken Avrupa borsalan yükselişle açıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear