Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 1998 SALI
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
İdam Neye Yarar?
Apo'nun Italya'da ortaya çıkması ve ardından
patlak veren iade tartışması idam cezasını yeni-
den gündeme getırdi.
Artık hefkes biliyor ki, idam cezası demokrasiy-
le yönetılen ülkelerin çok büyük çoğunluğunda
kaldırılmıştır.
Yine biliyoaız ki, 12 Eylül'ün ilk dönemlerinden
bu yana, Türkıye'de hukuken varlığını koruyan i-
dam cezalannın infazı durdurulmuştur. Yani huku-
kı deyimiyle, idam cezası kadük olmuştur.
Ama nedense paıiamentodaki tutucular koalis-
yonu, kimi suçlulann ladesini engelleyen idam ce-
zalarını, Demokles'in kılıcı gibi, bir tehdit unsuru
olarak tutmayı sürdürmek istiyor.
İdam cezasının bir toplumsal intikam olmaktan
öteye neye yaradığı sorusunu ciddi olarak sorma
vakti geldi.
Her şeyden önce, idama karşı olanlann ilk aklı-
na gelen, adlı hata durumunu ele alalım. Gerçek-
ten bir adli hata sonucu, idam edilen kişinin geri
döndürülmesı olanağı olmayacaktır. Böyleceyan-
lışların az ya da çok onarılması olanağı da ortadan
kalkacaktır.
Olay salt adli hata ile sınırlı değil. Kimi zaman,
yürürlükteki yasalara uygun olarak verilen idam
cezaları da, aradan zaman geçip öfkeler dindiğin-
de ya da olaylara daha soğukkanlı bakıldığında,
toplumun vıcdanını yaralamaktadır.
Türkıye'de 1961 'de Menderes, Zoriu ve Polat-
kan asıldılar.
12 Mart döneminde ise Deniz Gezmiş ve arka-
daşları darağacında can verdiler.
O dönemlerde, bu infazlann yandaşlan da var-
dı, karşıtları da.
Ama aradan geçen zaman içinde yandaşlann
sayısı sıfıra inmediyse bile, çok çok azaldı ve bu
olaylar toplumun vicdanını yaraladı.
Demokrasilerde, ceza ve infaz yasalannın amaç-
ları, intikam aimak değil, cezalandırmaktır.
Ceza hukuku ve kriminoloji alanında çok tartış-
malı olan suçlunun ıslahının mümkün olup olma-
dığı konusunu (ki, her olayda ayrı ayrı ele alınabi-
lir bir sorundur bu) bırakalım bir yana.
Cezanın en önemli, önleyici işievi, caydıncılık
unsurudur.
İdam yanlıları, bu cezanın toplum üzerinde, ib-
ret olarak caydıncı bir rol oynadığmı söylerler.
İdam cezasına karşı olan ve bu konuda dikka-
te değer bir eser vermiş bulunan ünlü Fransız ya-
zar Albert Camus, haklı olarak şu soruyu soru-
yor: "O zaman devlet neden bu cezayı herkesin
gözü önünde, meydanlarda infaz etmiyor da, uta-
nır gibi, kapalı kapılar ardında, neredeyse gizlice
gerçekleştiriyor? "
Camus aynı yapıtta, babasının, suçu mide bu-
landıran bir caninin, Cezayir'de alanda gerçekleş-
tinlen infazına katılıp döndükten sonra, günlerce
kendine gelemediğini ve o andan itibaren ölüm ce-
zasına karşı çıktığını da belirtiyor.
IngilizyazarArthurKoestlerise, idamlannhiç-
bir caydırıcı yönü olmadığını, Ingiltere tarihinden
bir örnekle serıyor gözler önüne.
Bir zamanlar Ingiltere'de, yankesiciliğin cezası-
nın idam olduğunu belirttikten sonra, yapılan araş-
tıtmaların ortaya koyduğu korkunç gerçeği de
açıkhyor: O dönemlerde en çok yankesicilik va-
kasına ise yankesicilerin alenen idam edildik-
leri meydanlarda rastlanmaktaydı.
Sanınm bu çok çarpıcı gerçek de ölüm cezası-
nın caydıncı hiçbir yönü olmadığını ortaya koyma-
sı açısından ilginçtir.
Evet, idam cezası toplumsal intikam dışında hiç-
bir şeye yaramaz.
Demokrasilerde ise, toplumlar öç duygulan pe-
şinde koşmazlar.
Suçlunun toplumdan soyutlanmasıyla tehlikenin
ortadan kaldınlması ise gerçek ömür boyu hapis
ile de sağlanır.
Yılmaz istediği ekibi kurdu
Sıra Başkanlık
Divanı'na geldi
DÜRDANE
KIRÇUVAL
ANKARA - ANAP'ın
6. olağan büyük kongre-
sinde istediği sonucu elde
eden Başbakan Mesut
Yılmaz, şimdi başkanlık
dıvanını yenileyecek. Yıl-
maz'ın, yüksek oylarla
MKYK'ye giren Ctım-
hur Ersümer. Ersin Tara-
noğlu. Mustafa Taşar ve
Oltan Sunguriu gibi örgü-
te yakın isımlen, başkan-
hk divanıtıa önereceğı be-
lirtildı.
ANAP'lılar, 5. kez ge-
nel başkanlığa seçilen
Yılmaz'ın. "lideriiğinin
tescfl edildjgini" ifade et-
tıler. Tek seçici konumun-
dakı Yılmaz'ın. delegele-
rin başanlı bularak tama-
nunı yenıden MKYK'ye
seçtıği başkanlık divanı-
nın bır bölümünü değiş-
tirmesi bekleruyor.
Yılmaz'm. çarşaf lıste-
den en yüksek oyu alarak
MKYK'ye giren Ersümer
ile Taranoğlu. Taşar ve
Sungurlu gibi örgüte ya-
kın isımlen de başkanlık
dıvantna taşıması bekle-
nı>or Genel Sekıeter Er-
kan Mıuncn'nun seçim
işlerindeıı ya da propa-
ganda \e sosyal işlerden
sorumlu kılınabıleceğı
bekrtıldı. Genel sekreter-
lik içm de son kongrede
MKYK'ye giren Sdçuk
PehJhanogJu'mın adı ge-
çıvor. Yılmaz'a yakın
isimlerden Ankara Mil-
letvekıli Ntjat Arseven'in
de başkanlık divanına gi-
rebilecegi kaydedildi.
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Agâh Oktay
Gfiner ile Mehmet Keçe-
cfler'in, yeni ANAP Baş-
kanlık Divanı'nda yer al-
mamasına kesin gözüyle
bakıhyor. MKYK ilk top-
lantısını perşembe günü
yapacak.
ANAP'ın 6. olağan bü-
yük kongresi, parti politi-
kalan ve yönetim anlayı-
şı bakımından hiçbir şey
değiştirmedi. Yılmaz'ın
10 kişilikkontenjan aday-
lan yanında, il başkanla-
nyla birlikte hazırladığı
ve mutlaka seçilmesini is-
tediği 20 kişi de firesiz
olarak MKYK'ye girdi.
Yalnızca 10 ismin değişti-
ği MKYK yine ağırlıklı
olarak milliyetçi ve libe-
ral isimlerden oluştu. Si-
bel Çarmıkiı yeniden
MKYK'ye girerken yfr-
netimdeki tek kadın oldu.
Genel merkez tarafindan
hazırlanan anahtar liste-
lerde adı yer almamasına
karşın, devlet bakanlan
Metin Gûrdere ile Saüh
Yddınnı da MKYK'ye
girdi.
Başbakan Yılmaz'ın
kardeşi Türgut Yılmaz'ın
da her geçen gün partide-
kı etkinliği artmaya başla-
dı. Turgut Yılmaz, aynca
çarşaf listeden en yüksek
oyla MKYK'ye giren 3.
isim oldu. Turgut Yıl-
maz'ın başkanlık divanı-
na gırip girmeyeceği de
merak konusu oldu.
55. Hükümet döneminde 'siyasi destekli kaçak inşaatlar' arttı
Temel
atma
törenine
kadar
görkemli
iseinşaat
ruhsatmda
o kadar
sorunvar
demektir...
'İktidar erki imaryasağını deldi'OKTAY EKtNCt
Muhalefet partilennin, Korkmaz
Yiğit'e venlen Türk Tıcaret Bankası
ihalesmden ötürü Başbakan Mesut
Yılmaz hakkında TBMM gündemme
aldıklan gensorunun özünde şu sav var:
'İktidar erkini ve siyasi gücünû
kuDanarak yasadışı çıkar sağlamak_'
Nitekım bu sa\ artık öylesıne önemlı
görülüyor ki 'görevini kötüye
kuDandığı' gerekçesıyle sadece
Başbakan'ı sorgulamak yenne,
'hûkümeti düşürmeye' de karar
venlmış durumda...
Pekı, iktidar erkınin ve siyasal gücün
'yasadışı çıkarlar için' kullanılması,
sadece bu son olayda mı açığa ""
çıkmıştır? Eğer Korkmaz Yiğit 'şok'
denilen açıklamalan yapmasaydı,
ülkeyi yönetenlenn kimi
çevrelere ait hukuka
aykın girişimlen açıkça
destekledikleri ve hatta
'himaye' ettikleri gerçeği
gizli mi kalmış
olacaktı?..
Bu sorulann yanıtını
görebılmek içın, sadece
şu gızlı kapaklı ve
içinden çıkılması
olanaksız hale getirilen,
bürokratik işlemlerle
şişirilmış ihale dosyalan
içinde düğûm olup
kaybolmaya aslında hiç
gerek yok.
Başta yıne Mesut
Yılmaz olmak üzere,
birçok bakanın, tıpkı
Cumhurbaşkanımız
Sûleyman Demirei gibi
yasalara aykın inşaatlara
törenle temel atmalan'
ve imar hukukuna göre
'yılalmalan' gereken
kimi ayncalıklı bınalan
da törenle hizmete
acmalan, şu son
gensoruya neden olan
'siyasi kaymna' savının
çok daha açık, net,
belgeli ve gözler
önündeki somut
ömekleri olarak
yaşanıyor.
Üstelik bu örneklerdeki
İktidar erkiyle yasadışı
bir girişime verflen
destek' sonucunda
sadece o inşaat
sahiplerine hukuka
aykın yüksek rantlar
sağlanmakla da
kalınmıyor. İmar düzeni
ve koruma kurallan
altüst edildiği için.
toplumun ve gelecek
kuşaklann sağhklı kent
ve çevre haklan da
çiğnenmiş oluyor...
Dilerseniz, yakın
geçmiştekt bu tür
'hukuka aykm
vapdaşmayla' ilgili
düzenlenen törenlere ve
'onur konuklanna' şöyle
bir göz atalım. Sonra da
bır yandan 'hukuk
devîeti' kimliğimizle bu
törenlerin ilişkısini
düşünürken, öbür
yandan şimdi hûkümeti
düşürmek üzere gensoru
verenlerin yine bu
törenlerin ardından
neden 'aynı duyarhlığı
göstermediklerine' de
yanıt bekleyelim.
• Türkiye'ye 'şeriat hukukunu' getirmek isteyen irticaya karşı 'mücadele' amacıyla
kurulan 55. Hükümet'in temel atma ve açılış törenlerinde Cumhuriyet hukukunun
imar yasalan tümüyle bir kenara itildi. Bunun yerine, padişahlık dönemini anımsatan
bir uygulamayla, yasal olarak ruhsat alamayan tesislerin Başbakan ya da
Cumhurbaşkanı 'himayesinde' gerçekleştirilmesi kuralı benimsendi.
Işte, iktidar erkiyle sağlanan yasadışı
ımar rantı çıkarlanna son yıllara aıt
bazı örnekler:
Su havzasında 'plaza': tstanbul'un
Elmalı su havzası ıçındeki 'imar
kjsıüaması" olan semtlennden Kavaak
bölgesmde yasaya ve plana göre en çok
4 katlı ve "konut' olması gereken
binalar. Beykoz Belediyesi'nın hukuka
aykın ızinlen sonucunda 10-12 katlı
Tıüyük 'plazalar' şeklinde yükseldiler.
'Merkezi yönetim' ise bu kent suçunu
önlemeye çalışmak yenne 'başbakan'
düzeyinde açılış törenlerine kaülarak
siyası destek verdi. Başbakan Mesut
Yılmaz'ın, 10 Mayıs 1998 günü törenle
hizmete soktuğu Tûrker İnanoğlu'na
ait dev 1ş merkezi' binası, Kavacık'taki
ışte bu yasadışı yükselışını 'SİT
karannı da dinleroeden' sürdüren
bınalardan bıriydi...
Fidanlıkta 'kıyı fabrikası': tzmıt
Körfezı'ndeki SEKA'ya aıt ve 'deniz
kmsındV bulunan fıdanlık alanına 25
Temmuz 1998 günü Cumhurbaşkanı
Sûleyman Demirel ve Başbakan Mesut
Yıbnaz tarafindan temelı atılan 'Koç-
Ford Otomobil ve Kamyon Fabrikası'
da yasadışı başlatılan bir inşaat. İmar
Yasası'na göre onaylı planı
bulunmadığı içın törene yetiştirilen
'şanliye ruhsau' bile geçerli olmayan.
Çe\Te Yasası'na göre de 'ÇED Raporu'
koşulu gerçekleştirilmemiş bu ınşaa't,
Kıyı Yasası'na ise tümüyle aykın...
'Mühûrlü' otrie açıhş töreni: Yine
Kıyıdaki yeşil alana fabrika >apmak vasal olmasa bile düğmeve basınca inşaat da başlamış oluyor.
Cumhurbaşkanı Demirel, özellikle "imara aykın inşaatlar için" çağnlıyor
Ruhsat verine 'devlet töreni9
!..•/
Y\
r
asalar kaışısında "imar suçlusu'* konu-
munda buîunmalanna rağmen temel at-
ma ya da açılış törenlen "üst düzey siya-
sikaiıtımla" gerçekleşebilen yasadışı inşaatlann
en "avTKahklı'* olanlan ise hiç kuşkusuz Cum-
hurbaşkanı Sükyman DemireTin onur konugu
olarak destek verdiği uygulamalar. Sayılan gide-
rek artan bu tür örneklerden yine son yıllara ait
bazılan ise şunlar:
Ömegın, Sanyer'dekı Mavromoloz ormanla-
rmda inşa edilmeye başlanan ve şimdi tüm tah-
sis veonaylan yargı tarafindan iptal edilmiş olan
Koç Üniversitesi'nın temeli Demirel tarafindan
törenle atıldığı zaman, ortada "resmi izm" ola-
rak sadece Sarryer Betediyesi'nin verdiği bir "du-
var ruhsaü" vardı. Benzer şekilde Burdur Gölü
kenanndaki Isparta Organize Sanayi Bölgesi ve
Ha\'aalanı inşaatlannın temelı de Demırel'in ka-
tılrmıyla atüırken, bu inşaatlar için açilan dava-
lar sonuçlanmamıştı. Hele, Adapazan'ndaki 1.
sınıf tanm alamna kurulan Toyotosa otomobil
fabrikası için düzenlenen törenlerde ise yine De-
mirel onur konugu olarak bulunurken, mahkeme
de bu inşaata olanak sağlayan tanm yönetmeli-
ğindeki değişikliği "hukuka aykm" bularak ip-
tal ediyordu...
Sayüan giderek artan bu uygulamalardan özel-
likle şu son bir yıl içmde gerçekleşen bazı "yeni
örnekler" ise şöyte:
Veşikdüşman'Veşilşehir': tşadamı ve millet-
vekili Cavit Çağlar'm gerçekleştirdiği ve Bursa
Ovası'ndaki "yeşülikoruma* kuralîannı çiğnedi-
ği için imar planlarma iptal davası açılan "Yeşil-
şehir" adlı lüks konutlar sitesinin temeli Cumhur-
başkanı Demirel tarafindan atılırken, tdare Mah-
kemesi'nin 9.6.1997 günlü "durdnrma'' karan
da taraflara tebliğ edilmişti. Ne var ki bu karar,
Demirel'e "doyurulduğu'' halde ilerleyen aylar-
da ruhsatlan da iptal edilen sitenin temel atma tö-
renine kanlma karannı değiştinnedi...
'Ona\^a' projeyteüniversite: Yine Demirerin
geçen Nisan (1998) avmda Istanbul'un Halkalı
semtinde törenle temelini attığı Marmara Üni-
versitesi kampusuna ait projelerin ise henüz
"onayh" olmadığı ve bu nedenle ruhsatının da
bulunmadığı ortaya çıkü. Onaysız projeye "dev-
tet töreni'' düzenlemek, aynı projeyi SİT koşul-
lanna ve imar kurallanna göre incelemekle yü-
kümlü "kamu g5re\'HterİDe" de şu mesajın veril-
mesi anlamma geüyordu: "Proje uygun olmasa
bile hemen onaylayın, çfinkü arük a\ıp olur_."
SİT alanında özel okul: Türkiye'nın "Adana
depremiyle" sarsıldığı 27 Haziran 1998 günü
Cumhurbaşkanı Demirel'in İstanbul'da attığı bir
temelle de "Beykoz ormanlan" için daha önce
alınmış "SrTknraHan" sarsılıyordu. Cünkütam
da o gün ormanlık arazide başlatılan TED Kote-
ji inşaatı için bölgenin 1995 'teki SİT karanndan
önce düzenlenmiş projesi artık geçerli değildi.
Koruma Kurulu'na SlT koşulianna uygun yeni
bir proje sunmakyerine, eski geçersiz projeye ilk
harcı Demirel'in koymasım sağlamak, ormanı
korumaya dönük yasalara karşı en geçerli "pra-
tik" yöntem olarak benimsenmişti...
Planı onaylanmadan temel atma töreni: Cum-
hurbaşkam Sûleyman Demirei'in 9 Agustos
1998 günü Eskişehir'de törenle temelini attığı
"TfcariTesister Iö>mpteksin
nin de imar planı he-
nüz onaylanmadığı için "ruhsatı'' da yoktu. Te-
pe Inşaat'm başlattığı bu "kaçak" uygulama,
hem askeri güvenlik aianına girdiğinden hem de
FwsukÇayı'nı koruma amaçlı "SİTkuşaği''ııı et-
kilediğinden, belediye ve meslek odalannca uy-
gun bulunmamış, ancak Demirel'in himayesiy-
le yasadışı olarak devreye sokulmuştu...
'Nâzım Plan' devre dışı: tstanbul'un imar so-
runlan arasında en önemlisi olan ve çözümü için
arük "devlet desteğinin" kaçınılmaz görüldüğü
uygulamalardan biri de "Nizmı Pîau'a aylonye-
ni yerteşme proieteri''.
Cünkü bunlar, kentin dengelerini en az kaçak
yapılaşrna kadar bozuyor ve sağhksız bü>'üme-
nin nedeni oluyorlar. Yakupiu'dakı "1700 konut-
tak" ve "500 yat kapasiteli" limanı içeren "Ma-
rinQty
w
adlı yüzde 98'i yabancı sermayeli "dev
emlak yannmı" da işte bu Nâzun Plan'ı çiğne-
yen projelerden biri olmasına rağmen, 11 Ekim
1998'de düzenlenen temel atmatöreni yine Cum-
hurbaşkam Demirel'in katılımı ve "desteğiyle"
gerçekleşti...
Başbakan Mesut Yümaz'ın tüm
uyanlara rağmen 15 Ağustos 1998 günü
Bodrum'da törenle açılışını yaptığı
Onura Otel ise belediyenın hakkında
'yıkım karan' verdiği bır kaçak
inşaatlar kompleksi... Yapımcı fırmaya
ve teknik sorumlulanna toplam 6.5
milyar liralık cezanın da verildiği bir
sırada Bodrum'a 'tatile' gelen
Yılmaz'ın yasadışı tesisi 'himayesine'
alması, aynı inşaatla gerçekleşen
'orman yağması'nın da sıyasi
güvenceye alınması anlamına
geliyordu...
•Ruhsatsız' koleje tam destek: Mesut
Yılmaz'ın 'Başbakan' kimliğiyle yine
Bodrum'da 'tam destek' verdiği bır
baska kaçak inşaat ise Özd Marmara
KoJeji Plana ve yasalara aykın olarak
'ruhsatsız' yapıldığı için 'ild kez
mühüıienen', her
ikisınde de 'mühür
fekki' suçu işlenerek
inşaatına kaçak
devam edilen kolej
hakkındaki 'yıkım
karan' bile Yılmaz'ı
etkılemedi ve tüm
tepkilere rağmen 3 Ekim
1998'de törenle açılışını
yaptı.
'Mahkemelik' siteye
siyasi hima\e: tnşaat
ruhsannın usulsüz
olduğu savıyla hakkında
dava açılan
Gaziantep'teki 730
konutluk Okanlar
Holding'e ait sitenin
temel atma töreni de
'yargı karan
bekknmeden'
düzenlendi ve davalı
inşaata ilk harcı, 3 Eylül
1998 günü yine
Başbakan Mesut Yılmaz
koydu...
İşte bütün bu örnekler,
upkı 55. Hükümet'i
düşürmeye yöneük
gensorulardaki 'savtar'
gibi, yasadışı çıkarlann
'iktidar erkiyle'
korunmasından ve hatta
haksız rantın da aynı
siyasi destekle
sağlanmasından başka
bir şey değil.
Dahası, gensoru
konusundan farkh
olarak 'sav' bile değiller;
gözle görülür, elle
tutulur 'gerçekler'
şeklinde ortadalar...
Ancak imar yağması
arnk öylesine
genış bir 'siyasal
konsensüs' içinde
yaygınlaşıyor kı
yasadışı inşaata temel
atmak ya da açıhşını
yapmak suç sayılmadığı
gibi, elde edilen
trilyonluk rantlar da
'meşru' görülerek
sorgulama konusu bile
yapılmıyor Böyle
olunca da su havzasmda
yükselen bir iş merkezi
ya da Bodrum'da dikılen
otel, hatta koca koca
siteler, fabrikalar,
üniversiteler. ne kadar
yasadışı ve ne kadar
yüksek rantlı olurlarsa •
olsunlar, 'hukuk
devletini' koruyabılmek
için bir 'kaset' kadar
önem kazanmıyorlar...