23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KASIM 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / cumek@turk.net 13 (RKETLERDEN DERİSHO\V.kış leksijonuylakent insanının günden geceje uzanan yaşamına yeni tasamnlar getirijor. Bu yıliçiiı hazırlanan çatlak deri ceket \e pardösülcr ile süef ve güderi ketlerin Derishcm ağazalannda satışına şlandı. AKMERKEZ. ımhunyetın 75 yılında 5 şını kutluyor Akmerkez, nya çapında aldığı üllerle \ e Arjantınlı ssam Ruben Alteno >anmı hareketli :rinleriyle adını yurmaya devam edıyor. VISA'nın dünvanın ğişik bölgelerinde gulamava kovduğu chip ızü elektronik cüzdan. isa Cash". İngütere'nin «ds bölgesinde birind ını dokJurdu. Bölgede ıgüne kadar 60 bin ktronik para cüzdanı ırtı piyasaya çıkankh. ARİEL. solunum hatsızlığı olan insanlara rdımcı olmak amacıyla ıpa Tıp Fakültesı ıstanesı'ne "Basınç mtilatör" cihazı bağışladı. ıstanenın Göğüs aslalıklan bölümüne de bır 1lık detenan ıhtıyaçlanru rşılayacak mıktarda ünelmatık Dağ Esintısi" •diye edıldi. OMEGA.77yaşındaki tronot John Glenn ile tiikte çıktığı uzay <)culuğunu tamamladı. lenn, 5 yıldır Amerikalı tronot ve Rus kozmonotiar rafından uza> lışmaiannda denenen mega Speedmaster X 33, \SA tarafindan uza> saati arakonaylandı. Dünya Ekonomik Forumu, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi sorunlanna çözüm aradı WEF istikrarsızbktan şikâyetçiEkonomi Servisi - Dünya Eko- nomik Forumu (WEF) Başkanı Klaus Schwab. Türkiye'nin polı- tik yapısında bırtakım soru ışa- retleri bulunduğunu ifade ederek küresel rekabette Türkiye'nin gü- cünü arttırması içın yapısal re- formlara ihtıyaç bulunduğunu söyledi. WEF'in her yıl düzenledığı "ülke toplannlan'' çerçevesınde bu yıl Istanbul'da gerçekleştın- len "Türkiye Topianbsı" dün so- na erdı. Toplantıya katılan. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. pıyasalann küresel boyutta ser- bestleştırilmesı \ e rekabet koşul- lanna uyumun sağlanması gerek- tığini söyledi. WEF Başkanı Kla- us Schvvab da, yabancı yatınmcılann ılgı- sini çekerek Türkiye'nin uluslararası pıya- sada sesini yükjeltmesıni ıstediklenni be- lırtti. VVEF'in Çırağan Sarayı'nda gerçekleştı- rilen toplantılannın son gününde, GAP'ta- ki yatınm firsatlan, se>ahat ve tunzm, Tür- kiye-Rusya. Yunanıstan iş ılışkılen, enerjı sektörü gelişımi konulan görüşüldü. VVEF'in "Küresel Rekabetin Öncelikkri" konulu toplantıya katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. küreselleşmenın dünya ekonomisının geleceğıne ılışkın tartışma- ların temel parametresını oluşturduğunu söyledi. Türkıye'nın dığer 11 aday ülkeden çok daha önce bütün unsurlanyla işleyen bır E n e r j i e n d ü s t r i s i d e t a r 11 ş ı I d ı Ekonomi Servisi - Enerji ve Tabu Kaynaklar Bakanhğı Müsteşan HaBİ Yurdakul Yiğitgüden, petrol boru hatlanyla ilgili olarak Türkiye'nin sağlıklı kararlar aldığını belirterek Bakû-Ceyhan boru hattı konusundaki tartışmamn gereksiz olduğunu söyledi. WEF'in dünkü toplantısma katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanhğı Müsteşan Yiğitgüden. Türkiye'nin enerji endüstrisinin ele almdığı oturumda, enerji yatınmlannda çevrenin önemi konusunun işlendiğini söyledi. TüTkıye'nin artan gaz ve petrol talebine değindiğini belirten Yiğitgüden, petrol boru hatlan konusunda şöyle konuştu: "Türkiye bu konudaki hesabını kitabıru çok iyi yapü ve rakamlanmız doğrudur. Bunu bilen herkes, gördüğünde rakamlann doğruluğunu teyit ediyor. Herkesin Türkiye'nin önemini ve büyüyen pazannı gözden geçirip kendi durumunu betiriemesi gerekiyor." Toplantıda konuşan Shell Başkanı Jeroen Van Der V'eer, boru hatlan konusunda kararlann şirketler tarafindan verilmesı gerektiğini vurguladı. Petrol Ofîsi Yönetim Kurulu Başkanı îsmaiJ Alakoç ise POAŞ'ın özelleştirilmesi hakkında bilgi verdi. Amoco Genel Direktörû Mfchael Jarvis de, Türkiye'deki gaz pazanna girmek istediklerini ifade etti. piyasa ekonomısıne \e büyüme hı- zına sahıp olduğunu kaydetti. Türk sanayiınde geçen yıl top- lam yatınm miktannın 8.3 mıl- yar dolar olarak gerçekleştığinı belirten Demirel. bunun yansın- dan fazlasının millı kaynaklardan elde edildığini bildırdi. WEF yönetıcilen dün düzenledikle- ri basın toplantısında, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi tabloyu de- ğerlendırdı. VV'EF Başkanı KJaus Schwab, toplantıda 20 ülkeden 50 katılımcının bu- lunduğunu behrterek, amaçlarının Türkı- ve'nin rekabet gücünü arttırmak olduğunu sö>ledi. Türkiye'nin politik yapısında bir- VVjeTRLD ECONOMIC FÖRUM takım soru işaretleri bulunduğunu ifade eden Schwab, ihracatın ye- tersiz olduğunu dile getirdi. AB Yatınmlar Başkanı Ferey Bar- nevik, Türkiye'nin 50 milyon köylü nüfiısu, yüzde 75 enflas- yonu ve insan haklan tartışma- lannın sona ermediğini vurgulaya- rak "Hükümet bu konuda doğru yolda. Yabancı vaünmcılann kaçmaması için de sesini yüksehmelL AB şartiannı yerine geti- rirse işi daha kola> olacak. Her şe> Türki- ye'de rekabet ortamını kurmak içindir" di- ye konuştu. Leıden Cniv ersitesi'nden Profesör Vlctor Halberstadt da, kamu sektöründe reform yapılması gerektiğini bildirerek, 1999 yılı tablosunun umut verici olduğunu söyledi. Yatınmcılar ıçın politik yaşamdakı ıstikrann önemine ışaret eden Barnevik, AB-Türkiye ilişkılerinın olumlu bır şekılde geliştiğini kaydetti. McKinsey'nın Başkanı Klaus Mund da. Türk şırketlerinin son yıllardakı büyüme hızının düşük olduğunu savunarak, uluslarara- sı ihracata > önelmelerinin zorun- luolduğuna ışaretetti. Mund şöy- le devam etti: "Türk şirketlerinde rekabet yoğunluğu düşük. Özei sektörde çoğunhık aile şirketi. Etkili karar verme mekanizması eksik. Buna karşuı uluslararası şirket olma yolunda olanlar da var." TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan da, sosyal güvenlik sistemınde nakit açığı bulunduğunu, emeklilik yaşının zaman ge- çirilmeden yükseltilmesi gerektiğini bıldrr- di. Türkiye'de uzun vadeli planlann eksik olduğunu, siyasi yaşamdaki sorunlann da ekonomiye yansıdığım kaydetti. Toplantıda; Türk iş dünyasının hüküme- te önerdiği küresel pazardakı rekabet gücü- nü arttıncı ekonomik reformlann şekli, büt- çe açığında beklenen hareketler, enflasyon- la savaş, malı reformlar, Merkez Bankası para politikalan. AB ile ilışkıler, Karadeniz Ekonomik tşbırlığı ile bunlann uygulana- bilırliğı konulan da görüşüldü. AB'nin kısıtlamayı kaldırmasma karşın sağlıklı üretim koşulları düzelmedi Batık ambargosu işe yaraıııaclı • AB Konseyi'nin sağlık koşullanna uyulmayan ortamda üretim yapıldığı gerekçesiyle uyguladığı ambargoyu kaldırmalanna karşın su ürünleri ihracatında yüzde 70-80 azalma var. FATMA KOŞAR Avrupa Bırlığı'nın (AB) taze su ürünlenne geçen yıl koyduğu am- bargo karannı kaldırmasma rağ- men Türkiye'nin ihracatında yüz- de 70-80 oranında azalma olduğu bildınldı. AB, geçen yıl taze su ürünleri- ne uyguladığı ambargodan sonra karpuz. fındık \e domates salçası ihracatında tanıdığı kolav lıklan da askıya almıştı. Karpuz, fmdık ve domates salçasında u>guladığı kota ve yüksek vergı kararlığını sürdüren AB. yeni başlayan balık sezonuna girmeden önce taze su ürünlen ithalatıyla ılgılı tutumunu değıştirmişti. Tanm Bakanı Mus- tafaİaşar'ın "Arok AB'yesu ürü- nü ihraçedeceğiz. Engeller kalkü" açıklamasının sevincıyle sezona 1 Balık tezgahlarında son durum bm TLI || Palamut (tane) Çınekop (kg.) Lufer (tane) Istavnt (kg.) Levrek (kg.) Kaikan(kg.) Sazan (kg) 900 1.500 1.250 1.000 2.500 3JSO0 1.000 ••• Hamsı (kg.) Normal Karides (kg.) Kefal (kg) Denız Levreğı (kg.) Mezgıt(kg.) J-fö Kıhçfkg.) W ^ Çupra(kg.) \-^S 500-1.000 2.000 1.000 5X00 r 1.000 * 4.000 * 2.500 •HHk başlayan ıhracatçılann mutluluğu kısa sürdü. AB'nin ambargo karannı kal- dırdığı taze su ürünlen alanında ıhracat yapan fırmalann sayısı azalırken istenen koşullara uygun olan ıhracatçılara numara verıldı- ğı, numara alamayanlann ıse ıhra- cat yapamadığı belırtıldı. Fırma- lann AB heyetımn "ön koşuilan- na uygunluğunu gösteren nitelik- tdd" numara uygulamasırun ihra- catı azalttığını belirten îstanbul Su Ürünlen Ihracatçılan Birlıği Baş- kanı Ferruh Ören, "Ürünkıi ih- racata hijvenik koşullarda haarla- madığı saptanan fırmalara ihracat >asağı sürü\or dhebiliriz" dedı Şartlar hileştirilemedi Öte > andan. ihracatçılann ürün- lennı ihracata hazırlamak ve buz- lamayı yapmak için kullanabile- ceklen bır yer bulamadıklan belir- tildi. îstanbul Balık Halı çevresin- de tstanbul Büyükşehir Beledıye- si ve Eminönü Beledıyesi'nce ya- pılması beklenen hazırlama yen ıçin ihracatçılar girişimlerinı sür- dürürken hal ıçmde ya da çevre- sınde böyle bir yerin olmaması- nın ıhracatı aksattığı ifade edıldi. Îstanbul Su Ürünleri thracatçı- lan Bırlığı Başkanı Ören, AB he- yetinin gelip tekrar incelemelerde bulunması durumunda yeniden ambargo karan alabileceğini ifa- de ederek "HaJ çevresinde ürün- leri \ük!eme>e hazırla\acak yer yok. Firmalar kendi çapında i\iİeş- tirme >aptı\ sa da altyapı tamam- lanamadı" dedı. îstanbul Balık Hah'nde faali- yetlerinı sürdüren tstanbul Balık Müstahsıllerı Derneğı Müdürü Kematettin Kahraman da ambar- go karannı haklı bularak AB he- yetınin geçen yıl yaptığı ıncele- meler sırasında ürünlen güneş ve yağmurdan koruyan "sundurma" adı verilen tavanın bıle bulunma- dığını söyledi. Tezgâhlarçeşittendi Ihracatı rahatlıkla yapılamayan su ürünlen arasında yer alan balık çeşitlen, iç pıyasada düşük fıyat- larla alıcı buluyor. Av yasağmın kalkmasıyla tez- gâhlan süslemeye başlayan balık çeşitlennın fiyatı, bolluk derece- sıne göre değişirken Istanbul'da perakendecinin yüzde 100'e ya- kın kâr aldığı ortaya çıkt. Yaklaşık 150 firmamn faalıyet gösterdığı Îstanbul Balık Hali'nde çıftı 400-500 bın lıra cıvannda sa- tılan palamutun tanesi perakenci- de 800 bın ila 1 milyon lira arasın- da değişiyor. Romanya işsizlik veyoksulluğa çözüm arıyor Hım:Jıkdeğil yakakmmakcıyıp PHILIPS * Rutuı yaşamın stresmdcn uzakta sığındıgıni7 sakin hnun. Erinii ' Evınizde rahst ve huzuriu crfmak sızin ea doğal hakkıniE Phılıps Softone ampıüler. bu doğaî hakka sahip olabılmenue \anlun edijoriar Reniden canlandıran yumuşaak îşığıvla Phtlips Softone, aradıgımz sıcaklığı htr tnekana uiaştınp. mekimnızı vazgeçılmez ioiıj-or Ha; di' Siz df nonna! ampulunûzti çıkann, jcraıc Phdıps Softont >umu|acık aydınlığa kavufun ! » w» phıhps com-tı HAZALATEŞÇAKIR BUKREŞ - Bükreş'in ünlü Sseaua Co- lentina Caddesi'nin üzerindeki tarihi bina- lar, kültürel birikim ve şehrin altyapısı, sos- yalizmli yıllan yansıtırken, sadece lahana ve patatesin sanldıgı pazarlar, dilenciler, iş- portacılarla dolu sokaklar, yaşamak için be- denlerini satan Romen kadınlar, kapitaliz- mın bütün acımasızlığını dışa vuruyor. Bütün sıkıntılara karşın halkın ekmek- ten sonra en çok tükettiğı çiçek ve kıtap ge- leceğe umutla sanlmalan ıçın moral oluyor. Uluslararası şırketlerin pay kapma saha- sına dönen Romanya'da özelleştirme prog- ramlan çıkmaza girerken, hükümet işsizlik. yoksulluk gıbı bırçok soruna çözüm bul- mak için çıkış anyor. Romen halkı, altyapı ve kültürel birikım- leriyle ülkelerinin bugünkü durumunu de- ğerîendınrken "Denizden geçip nehirde bo- ğulduk" diyor Ekonomide sonbahar Romanya'da ekonomi de sonbahannı ya- şıyor Romen halkı 80-90 dolar maaşla ça- lışırken. AB'ye aday 12 ülke arasında yer alan bu ülke yabancı sermayeye umut bağ- lamış durumda. Yabancı yarınmcılara, ça- lıştırdığı 1 ışçıye karşılık 5 Romen çalıştır- mak zonınluluğu getinhyor. tşsızlık oranı gençlerde yüzde 68. genelde yüzde 48. AB'ye girmeye hazırlanan Bükreş'teki mağazalann vitrinlerinde yerli ürün bulmak zor. Gençler ışsız, fabrikalar istıhdamrn çok üstünde ışçi çalıştınyor. Sosyalist yönetim döneminde düzenli üretılen konut yapımın- da sıkıntılar yaşanırken, kiralar gelir düze- yinin çok üstünde. Konut yapımı da serbest pıyasarun çarkına bırakılmış görünüyor. Romen erkekler sabahın erken saatlerin- de votka ıçmeye başlıyor. Çok az para ka- zanmalanna karşın günün her saatınde ku- aförlerin dolu olması, bakımlı ve güzel gi- Romen halkı bazen ekmek bile bulamryor. yınmeleri dikkat çekiyor. Ekonomik yıkım \e yoksullaşmaniB yaşandığı tüm ülkeler- de olduğu gibi Romanya'da birçok kadın yaşamak ıçın vücudunu satıyor. Laleli pi- yasasında sanşın olarak hafızamızda kalan Romen güzellerinı, Bükreş caddelerinde beyaz tenli. siyah saçlı görmek şaşırtıyor. Çıçek. Romenler ve Modovenlerin ekmek- ten sonra belkı de en çok tükettikleri ürün. Bunun ardından kıtaplar gehyor. Bütün dü- şünürler \e edebıyatçılann kitaplan Ro- menceye çe\Tilmiş. Katap raflannda ilk sı- ralan Balzac, Zola, Hugo, Sartre alıyor. Bükreş pazarlannda lahana, patates, so- ğan dışında birkaç kilo bozulmaya yüz tut- muş domates, elma dikkat çekiyor. Kadın- lar büyük çuvallarla lahana alıyorlar. Mut- faklarda lahana ve patatesin onlarca çeşidi pışıyor. Et, süt fiyatlan çok yüksek. Uyuşturucu \e soygundan sonra en bü- yük para, beyaz kadın tıcaretınden sağlanı- yor. Bir zamanlar okullannda hırsızlık eşit- tir kapitalizm öğretilirken, şimdilerde bunu yapmak değil, yakalanmak ayıp sayılıyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sağ Gösterip Sol Vurmak Demokrasi kültürü eksikliğimiz mi, yüzyıllann impara- toriuk alışkanlığı mı?... Gücü ele geçirenin, fırsatı yaka- layanın acımasız, diktacı eğilimi ile güç karşısında bo- yun eğme ahşkanlığının genlerle bir ilişkisi olabileceğine inanmak istemiyorum. Yaşam biçiminin, geçmişin, aile ilişkilerinden, toplumsal ilişkilere uzanan halkada bilin- çaltımıza kazınanlann sonuçlan elbette. Eline iktidar gü- cünü geçiren, başkalannın insan haklannı, erdem gibi de- ğerleri unutuyor, dur durak bilmiyor. 12 Eylül, anarşi ve terörü durdurmak, demokrasinin yolunu açmak üzere gelmişti. Meğerse amacı 24 (Dcak KarartarTnın rahatça programa sokulabileceği antide- mokratik bır düzeni geçerii kılmak, emek cephesini yok- sullaştırmakmış. 12 Eylül sonuç olarak sağa; ırkçısı, din- cisi ile "yürü ya kulum" dedi, solu silindir gibi ezdi, akıl almaz bir haksız zenginleşme ile kitlelerin, emek cephe- sinin ağır yoksullaşmasını getirdi. Bugün bütün sonuç- lan, kurumlan ile yürüriükte olan bir çarpık, yoz düzenin, yasaklı anayasal ve yasal düzen korumasında geçerii ol- masını, yerleşip kök salmasını sağladı. Bugün hem rejimi hem de demokrasiyi tehdit altında tutan şeriatın, ayınmcı Kürtçü ve Türkçülüğün, PKK'nin, devlet içindeki çetelerin, mafyanın, vurgun düzeninin, diktatör kesilmiş siyasi liderlerin.. hangi topluma olum- suzluk saçan gelişmenin, taşın altına baksanız, 12 Ey- lül'ün çıktığını, çok önemli katkısını, sorumluluğunu gö- rürsünüz. 12 Eylül sonrası, sivil iktidarlar eliyle değışen bir şey olmadı. Yasaklı düzenden güç alan sivil iktidarlar, elle- rinden geleni artlanna koymadılar. Özalizm, yükselen de- ğerlerinde, yoksullaştırma, vurgun-talan, çeteleşme, mafyalaşma çok daha hızlı ve şiddetli yaşandı. Derken "yeter" diyen bir tepki, emek cephesinden, örgütlerin- den ortak koro halinde gelişince, yasaklı siyasilerin ya- saklannın kaldırılmasından, yılların ücret kayıplarının gi- derilmesine uzanan bir demokratikleşme, kayıplann gi- derilmesi sürecine girildi. Bahar eylemleri, yaz dırenişle- ri, grevler, büyük Zonguldak direnişi, kamu çalışanlan- nın sendikal örgütlenmesi.. topluma nefes aldırdı. Merkez sağ-sol iktidarlann koalisyonlarında anayasal ve yasal düzende kimi sınırlı demokratikleşmelerle bir- likte, yasaklı düzenin, otoriter iktidann zevkine varan si- yasiler çok çabuk kimlik ve kabuk değiştirdi. Sadece si- yasiler mi? Yozlaşmadan, soygun, vurgun düzeninden payını alan bütün koltuk sahipleri, sendikacılar, bürok- ratlar, özellikle ve öncelikle para gücünü elinde tutanlar, bugün içinde bulunduğumuz kırlilik bataklığının yaratıl- masında suç ve kader ortaklığı yaptılar. Demokrasinin variık ve güvencesi olması gereken ku- rumlann başını tutanlar, kirli çıkar ağının batağında, ikti- dariarının varlığını, kaderlerini demokrasi karşıtı düzene bağladılar. Böyle olunca da sapla saman bırbırıne tam kanşıyor, sağ gösterip sol vurma iyice yaygınlaşıyor... Bu hükümet, şeriatın önlenemez yükselişine karşı, re- jimi güvence altına alma sorumluluğu ile iktidar olmamış mıydı? Olmazsa olmaz görevlerinden biri de 8 yıllık ke- sintisiz eğitimi gerçekleştirmekti. Görevını yerine de ge- tirdi. Ama yasanın çıkması ile iş bitti mi? Bu yılın eğitim bütçesine, yatınmlanna meraklılan bir baksınlar lütfen. Eğitimciler; öğretmen, bina, araç-gereç açığını gider- mek üzere yapılanlann öylesine yetersiz kaldığına işaret ediyoriar ki sonunda 8 yıllık kesintisiz eğitim, tersine bir silah, fiyasko olma tehdidi altında kalacak. Bugün özellikle ve öncelikle YÖK'e ilişkin.gelişmele- rtn altını çizmek istfyorum: YÖK demokratıkleşmenin başlar göründüğü yıllarda, 12 Eylül'ün üniversitelen üniversite olmaktan çıkaran so- rumlu organı olarak biraz toparlanmak gereğini duymuş, kendini çeki düzen altına almıştı. En azından antidemok- ratik bir düzende bile, üniversitelerdeki sandıktan çıkan oylara saygı duyuluyor; dekan, rektör atamalannda oy sonuçlarına uygun, YÖK ve Cumhurbaşkanı onayı geli- yordu. Son zamanlarda YÖK şeriatın simgesi olarak kullanı- lan türban kavgasında bir mişyon yüklendi ya, fırsat bu fırsat eski havasına da girdi. Üniversitelere yasakçı ge- nelge üzerine genelge, talimat üzerine talimat geliyor. Öğretim üyelerine "otur-kalk, yürü.." üslubunda talimat- lar Sakarya, Mersin ömeklerinde olduğu üzere en çok oy alan rektör adayının yok sayılıp, başkalannın seçilme- sı kararlan peş peye geliyor. Hükumetın çetelerle hesaplaşmada, haklı olarak ka- mu görevlilerinin adi suçlardayargılamalannı engelleyen yasal düzenlemeyi kaldırma gerekçesine sığınarak ka- mu çalışanlannın siyasal, sendikal kıyım ve sürgünlerini özgür kılacak düzenleme getirmeye çalışması gibi. Ya da hazır kamuoyu çetelerle savaşım için prim vermişken si- yasi yapılanmada, demokratikleşmede bir gelişme olma- dan seçime umut bağlayamama gibi nedenlere güvene- rek iktidar uygulamalarında her şeyı yapma hakkını, gü- cünü kendınde görme gibi... Yatınmlan eriten, emeğin gayını geriye götüren, rant paylannı yükselten, 12 Eylül, Ozal, Çiller-Erbakan dönemlerini aratmayan bütçelerin daha da acımasız bır kopyasını hazıriayabılmek gibi... 'Türkiye için önemli bir pazar' Türkiye'nm Bükreş Büyükelçisi Vblkan Bozfcır. Romanya'nın kısa süreli bir ekonomik kriz yaşadığını belirterek bunun üstesinden geleceğini söyledi. Türkiye'nin bu ülkeye yaptığı yatınmlann 500 milyon dolar olduğunu belirten Bozkır, bu oranın Serbest Ticaret Anlaşması'yla gelecek yıl 1 milyar dolara ulaşacağı söyledi. 20 bin Türk Türkjye-Romanya ilişkilerini Cumhuriyet'e değerlendiren Bozkır, bu ülkenin Türk yataımcılar için önemli bir pazar olduğunu kaydederek, "Bu ülkeye yapılan yaünmlar, Türk devleti ve insanının Romen halkına olan sevgisinin göstergesidir" dedi. Romanya'da 100 bin soydaşm dışında 20 bin Türk'ün yaşadığını belirten Bozkır, "Türkiye'yeyakıııük nedeniyie hem ulaşımda hem maliyetlerde daha avantajh bir durum var. Türk bankalann mevcudheti işadamlanmız için bir güvence teşkil ediyor. Türk v^ünmcuar için son derece cazip, güvenilir bir ülke" diye konuştu. Romanya'yı 1999'da zorlu günlerin beklediğini kaydeden Bozkır, 8 milyar dolar dış borcu olduğunu, ancak rezervde sadece 2 milyar dolar bulunduğuna işaret etti. Geçen yıl yüzde 150 olan enflasyon oranmın buyılyüzde41'e düştüğünü belirten Bozkır, bunun reform uygulamalanndan kaynaklandığmı söylüyor. Bozkır, ancak makroekonomik alanda eksiklikler bulunduğunu kaydederek ülkede 30 büyük fabrikanın kapatıldığını bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear