Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
KASIM 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / cumek@turk.net 13
(RKETLERDEN
DERİSHO\V.kış
leksijonuylakent
insanının
günden geceje
uzanan
yaşamına yeni
tasamnlar
getirijor. Bu
yıliçiiı
hazırlanan
çatlak deri
ceket \e
pardösülcr ile
süef ve güderi
ketlerin Derishcm
ağazalannda satışına
şlandı.
AKMERKEZ.
ımhunyetın 75 yılında 5
şını kutluyor Akmerkez,
nya çapında aldığı
üllerle \ e Arjantınlı
ssam Ruben Alteno
>anmı hareketli
:rinleriyle adını
yurmaya devam edıyor.
VISA'nın dünvanın
ğişik bölgelerinde
gulamava kovduğu chip
ızü elektronik cüzdan.
isa Cash". İngütere'nin
«ds bölgesinde birind
ını dokJurdu. Bölgede
ıgüne kadar 60 bin
ktronik para cüzdanı
ırtı piyasaya çıkankh.
ARİEL. solunum
hatsızlığı olan insanlara
rdımcı olmak amacıyla
ıpa Tıp Fakültesı
ıstanesı'ne "Basınç
mtilatör" cihazı bağışladı.
ıstanenın Göğüs
aslalıklan bölümüne de bır
1lık detenan ıhtıyaçlanru
rşılayacak mıktarda
ünelmatık Dağ Esintısi"
•diye edıldi.
OMEGA.77yaşındaki
tronot John Glenn ile
tiikte çıktığı uzay
<)culuğunu tamamladı.
lenn, 5 yıldır Amerikalı
tronot ve Rus kozmonotiar
rafından uza>
lışmaiannda denenen
mega Speedmaster X 33,
\SA tarafindan uza> saati
arakonaylandı.
Dünya Ekonomik Forumu, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi sorunlanna çözüm aradı
WEF istikrarsızbktan şikâyetçiEkonomi Servisi - Dünya Eko-
nomik Forumu (WEF) Başkanı
Klaus Schwab. Türkiye'nin polı-
tik yapısında bırtakım soru ışa-
retleri bulunduğunu ifade ederek
küresel rekabette Türkiye'nin gü-
cünü arttırması içın yapısal re-
formlara ihtıyaç bulunduğunu
söyledi.
WEF'in her yıl düzenledığı
"ülke toplannlan'' çerçevesınde
bu yıl Istanbul'da gerçekleştın-
len "Türkiye Topianbsı" dün so-
na erdı. Toplantıya katılan. Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel.
pıyasalann küresel boyutta ser-
bestleştırilmesı \ e rekabet koşul-
lanna uyumun sağlanması gerek-
tığini söyledi. WEF Başkanı Kla-
us Schvvab da, yabancı yatınmcılann ılgı-
sini çekerek Türkiye'nin uluslararası pıya-
sada sesini yükjeltmesıni ıstediklenni be-
lırtti.
VVEF'in Çırağan Sarayı'nda gerçekleştı-
rilen toplantılannın son gününde, GAP'ta-
ki yatınm firsatlan, se>ahat ve tunzm, Tür-
kiye-Rusya. Yunanıstan iş ılışkılen, enerjı
sektörü gelişımi konulan görüşüldü.
VVEF'in "Küresel Rekabetin Öncelikkri"
konulu toplantıya katılan Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. küreselleşmenın dünya
ekonomisının geleceğıne ılışkın tartışma-
ların temel parametresını oluşturduğunu
söyledi. Türkıye'nın dığer 11 aday ülkeden
çok daha önce bütün unsurlanyla işleyen bır
E n e r j i e n d ü s t r i s i d e t a r 11 ş ı I d ı
Ekonomi Servisi - Enerji ve Tabu Kaynaklar
Bakanhğı Müsteşan HaBİ Yurdakul
Yiğitgüden, petrol boru hatlanyla ilgili olarak
Türkiye'nin sağlıklı kararlar aldığını belirterek
Bakû-Ceyhan boru hattı konusundaki
tartışmamn gereksiz olduğunu söyledi.
WEF'in dünkü toplantısma katılan Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanhğı Müsteşan
Yiğitgüden. Türkiye'nin enerji endüstrisinin
ele almdığı oturumda, enerji yatınmlannda
çevrenin önemi konusunun işlendiğini söyledi.
TüTkıye'nin artan gaz ve petrol talebine
değindiğini belirten Yiğitgüden, petrol boru
hatlan konusunda şöyle konuştu: "Türkiye bu
konudaki hesabını kitabıru çok iyi yapü ve
rakamlanmız doğrudur. Bunu bilen herkes,
gördüğünde rakamlann doğruluğunu teyit
ediyor. Herkesin Türkiye'nin önemini ve
büyüyen pazannı gözden geçirip kendi
durumunu betiriemesi gerekiyor." Toplantıda
konuşan Shell Başkanı Jeroen Van Der V'eer,
boru hatlan konusunda kararlann şirketler
tarafindan verilmesı gerektiğini vurguladı.
Petrol Ofîsi Yönetim Kurulu Başkanı îsmaiJ
Alakoç ise POAŞ'ın özelleştirilmesi hakkında
bilgi verdi. Amoco Genel Direktörû Mfchael
Jarvis de, Türkiye'deki gaz pazanna girmek
istediklerini ifade etti.
piyasa ekonomısıne \e büyüme hı-
zına sahıp olduğunu kaydetti.
Türk sanayiınde geçen yıl top-
lam yatınm miktannın 8.3 mıl-
yar dolar olarak gerçekleştığinı
belirten Demirel. bunun yansın-
dan fazlasının millı kaynaklardan
elde edildığini bildırdi.
WEF yönetıcilen dün düzenledikle-
ri basın toplantısında, Türkiye'nin içinde
bulunduğu ekonomik ve siyasi tabloyu de-
ğerlendırdı. VV'EF Başkanı KJaus Schwab,
toplantıda 20 ülkeden 50 katılımcının bu-
lunduğunu behrterek, amaçlarının Türkı-
ve'nin rekabet gücünü arttırmak olduğunu
sö>ledi. Türkiye'nin politik yapısında bir-
VVjeTRLD
ECONOMIC
FÖRUM
takım soru işaretleri bulunduğunu
ifade eden Schwab, ihracatın ye-
tersiz olduğunu dile getirdi. AB
Yatınmlar Başkanı Ferey Bar-
nevik, Türkiye'nin 50 milyon
köylü nüfiısu, yüzde 75 enflas-
yonu ve insan haklan tartışma-
lannın sona ermediğini vurgulaya-
rak "Hükümet bu konuda doğru yolda.
Yabancı vaünmcılann kaçmaması için de
sesini yüksehmelL AB şartiannı yerine geti-
rirse işi daha kola> olacak. Her şe> Türki-
ye'de rekabet ortamını kurmak içindir" di-
ye konuştu.
Leıden Cniv ersitesi'nden Profesör Vlctor
Halberstadt da, kamu sektöründe reform
yapılması gerektiğini bildirerek,
1999 yılı tablosunun umut verici
olduğunu söyledi. Yatınmcılar
ıçın politik yaşamdakı ıstikrann
önemine ışaret eden Barnevik,
AB-Türkiye ilişkılerinın olumlu
bır şekılde geliştiğini kaydetti.
McKinsey'nın Başkanı Klaus
Mund da. Türk şırketlerinin son
yıllardakı büyüme hızının düşük
olduğunu savunarak, uluslarara-
sı ihracata > önelmelerinin zorun-
luolduğuna ışaretetti. Mund şöy-
le devam etti:
"Türk şirketlerinde rekabet
yoğunluğu düşük. Özei sektörde
çoğunhık aile şirketi. Etkili karar
verme mekanizması eksik. Buna
karşuı uluslararası şirket olma
yolunda olanlar da var."
TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan
da, sosyal güvenlik sistemınde nakit açığı
bulunduğunu, emeklilik yaşının zaman ge-
çirilmeden yükseltilmesi gerektiğini bıldrr-
di. Türkiye'de uzun vadeli planlann eksik
olduğunu, siyasi yaşamdaki sorunlann da
ekonomiye yansıdığım kaydetti.
Toplantıda; Türk iş dünyasının hüküme-
te önerdiği küresel pazardakı rekabet gücü-
nü arttıncı ekonomik reformlann şekli, büt-
çe açığında beklenen hareketler, enflasyon-
la savaş, malı reformlar, Merkez Bankası
para politikalan. AB ile ilışkıler, Karadeniz
Ekonomik tşbırlığı ile bunlann uygulana-
bilırliğı konulan da görüşüldü.
AB'nin kısıtlamayı kaldırmasma karşın sağlıklı üretim koşulları düzelmedi
Batık ambargosu işe yaraıııaclı
• AB Konseyi'nin
sağlık koşullanna
uyulmayan ortamda
üretim yapıldığı
gerekçesiyle uyguladığı
ambargoyu
kaldırmalanna karşın su
ürünleri ihracatında
yüzde 70-80 azalma var.
FATMA KOŞAR
Avrupa Bırlığı'nın (AB) taze su
ürünlenne geçen yıl koyduğu am-
bargo karannı kaldırmasma rağ-
men Türkiye'nin ihracatında yüz-
de 70-80 oranında azalma olduğu
bildınldı.
AB, geçen yıl taze su ürünleri-
ne uyguladığı ambargodan sonra
karpuz. fındık \e domates salçası
ihracatında tanıdığı kolav lıklan da
askıya almıştı. Karpuz, fmdık ve
domates salçasında u>guladığı
kota ve yüksek vergı kararlığını
sürdüren AB. yeni başlayan balık
sezonuna girmeden önce taze su
ürünlen ithalatıyla ılgılı tutumunu
değıştirmişti. Tanm Bakanı Mus-
tafaİaşar'ın "Arok AB'yesu ürü-
nü ihraçedeceğiz. Engeller kalkü"
açıklamasının sevincıyle sezona
1 Balık tezgahlarında son durum bm TLI ||
Palamut (tane)
Çınekop (kg.)
Lufer (tane)
Istavnt (kg.)
Levrek (kg.)
Kaikan(kg.)
Sazan (kg)
900
1.500
1.250
1.000
2.500
3JSO0
1.000
•••
Hamsı (kg.)
Normal Karides (kg.)
Kefal (kg)
Denız Levreğı (kg.)
Mezgıt(kg.) J-fö
Kıhçfkg.) W ^
Çupra(kg.) \-^S
500-1.000
2.000
1.000
5X00
r
1.000
* 4.000
* 2.500
•HHk
başlayan ıhracatçılann mutluluğu
kısa sürdü.
AB'nin ambargo karannı kal-
dırdığı taze su ürünlen alanında
ıhracat yapan fırmalann sayısı
azalırken istenen koşullara uygun
olan ıhracatçılara numara verıldı-
ğı, numara alamayanlann ıse ıhra-
cat yapamadığı belırtıldı. Fırma-
lann AB heyetımn "ön koşuilan-
na uygunluğunu gösteren nitelik-
tdd" numara uygulamasırun ihra-
catı azalttığını belirten îstanbul Su
Ürünlen Ihracatçılan Birlıği Baş-
kanı Ferruh Ören, "Ürünkıi ih-
racata hijvenik koşullarda haarla-
madığı saptanan fırmalara ihracat
>asağı sürü\or dhebiliriz" dedı
Şartlar hileştirilemedi
Öte > andan. ihracatçılann ürün-
lennı ihracata hazırlamak ve buz-
lamayı yapmak için kullanabile-
ceklen bır yer bulamadıklan belir-
tildi. îstanbul Balık Halı çevresin-
de tstanbul Büyükşehir Beledıye-
si ve Eminönü Beledıyesi'nce ya-
pılması beklenen hazırlama yen
ıçin ihracatçılar girişimlerinı sür-
dürürken hal ıçmde ya da çevre-
sınde böyle bir yerin olmaması-
nın ıhracatı aksattığı ifade edıldi.
Îstanbul Su Ürünleri thracatçı-
lan Bırlığı Başkanı Ören, AB he-
yetinin gelip tekrar incelemelerde
bulunması durumunda yeniden
ambargo karan alabileceğini ifa-
de ederek "HaJ çevresinde ürün-
leri \ük!eme>e hazırla\acak yer
yok. Firmalar kendi çapında i\iİeş-
tirme >aptı\ sa da altyapı tamam-
lanamadı" dedı.
îstanbul Balık Hah'nde faali-
yetlerinı sürdüren tstanbul Balık
Müstahsıllerı Derneğı Müdürü
Kematettin Kahraman da ambar-
go karannı haklı bularak AB he-
yetınin geçen yıl yaptığı ıncele-
meler sırasında ürünlen güneş ve
yağmurdan koruyan "sundurma"
adı verilen tavanın bıle bulunma-
dığını söyledi.
Tezgâhlarçeşittendi
Ihracatı rahatlıkla yapılamayan
su ürünlen arasında yer alan balık
çeşitlen, iç pıyasada düşük fıyat-
larla alıcı buluyor.
Av yasağmın kalkmasıyla tez-
gâhlan süslemeye başlayan balık
çeşitlennın fiyatı, bolluk derece-
sıne göre değişirken Istanbul'da
perakendecinin yüzde 100'e ya-
kın kâr aldığı ortaya çıkt.
Yaklaşık 150 firmamn faalıyet
gösterdığı Îstanbul Balık Hali'nde
çıftı 400-500 bın lıra cıvannda sa-
tılan palamutun tanesi perakenci-
de 800 bın ila 1 milyon lira arasın-
da değişiyor.
Romanya işsizlik veyoksulluğa çözüm arıyor
Hım:Jıkdeğil
yakakmmakcıyıp
PHILIPS *
Rutuı yaşamın stresmdcn uzakta sığındıgıni7 sakin hnun. Erinii '
Evınizde rahst ve huzuriu crfmak sızin ea doğal hakkıniE
Phılıps Softone ampıüler. bu doğaî hakka sahip olabılmenue \anlun edijoriar
Reniden canlandıran yumuşaak îşığıvla Phtlips Softone, aradıgımz sıcaklığı
htr tnekana uiaştınp. mekimnızı vazgeçılmez ioiıj-or
Ha; di' Siz df nonna! ampulunûzti çıkann, jcraıc Phdıps Softont
>umu|acık aydınlığa kavufun !
» w» phıhps com-tı
HAZALATEŞÇAKIR
BUKREŞ - Bükreş'in ünlü Sseaua Co-
lentina Caddesi'nin üzerindeki tarihi bina-
lar, kültürel birikim ve şehrin altyapısı, sos-
yalizmli yıllan yansıtırken, sadece lahana
ve patatesin sanldıgı pazarlar, dilenciler, iş-
portacılarla dolu sokaklar, yaşamak için be-
denlerini satan Romen kadınlar, kapitaliz-
mın bütün acımasızlığını dışa vuruyor.
Bütün sıkıntılara karşın halkın ekmek-
ten sonra en çok tükettiğı çiçek ve kıtap ge-
leceğe umutla sanlmalan ıçın moral oluyor.
Uluslararası şırketlerin pay kapma saha-
sına dönen Romanya'da özelleştirme prog-
ramlan çıkmaza girerken, hükümet işsizlik.
yoksulluk gıbı bırçok soruna çözüm bul-
mak için çıkış anyor.
Romen halkı, altyapı ve kültürel birikım-
leriyle ülkelerinin bugünkü durumunu de-
ğerîendınrken "Denizden geçip nehirde bo-
ğulduk" diyor
Ekonomide sonbahar
Romanya'da ekonomi de sonbahannı ya-
şıyor Romen halkı 80-90 dolar maaşla ça-
lışırken. AB'ye aday 12 ülke arasında yer
alan bu ülke yabancı sermayeye umut bağ-
lamış durumda. Yabancı yarınmcılara, ça-
lıştırdığı 1 ışçıye karşılık 5 Romen çalıştır-
mak zonınluluğu getinhyor. tşsızlık oranı
gençlerde yüzde 68. genelde yüzde 48.
AB'ye girmeye hazırlanan Bükreş'teki
mağazalann vitrinlerinde yerli ürün bulmak
zor. Gençler ışsız, fabrikalar istıhdamrn çok
üstünde ışçi çalıştınyor. Sosyalist yönetim
döneminde düzenli üretılen konut yapımın-
da sıkıntılar yaşanırken, kiralar gelir düze-
yinin çok üstünde. Konut yapımı da serbest
pıyasarun çarkına bırakılmış görünüyor.
Romen erkekler sabahın erken saatlerin-
de votka ıçmeye başlıyor. Çok az para ka-
zanmalanna karşın günün her saatınde ku-
aförlerin dolu olması, bakımlı ve güzel gi-
Romen halkı bazen ekmek bile bulamryor.
yınmeleri dikkat çekiyor. Ekonomik yıkım
\e yoksullaşmaniB yaşandığı tüm ülkeler-
de olduğu gibi Romanya'da birçok kadın
yaşamak ıçın vücudunu satıyor. Laleli pi-
yasasında sanşın olarak hafızamızda kalan
Romen güzellerinı, Bükreş caddelerinde
beyaz tenli. siyah saçlı görmek şaşırtıyor.
Çıçek. Romenler ve Modovenlerin ekmek-
ten sonra belkı de en çok tükettikleri ürün.
Bunun ardından kıtaplar gehyor. Bütün dü-
şünürler \e edebıyatçılann kitaplan Ro-
menceye çe\Tilmiş. Katap raflannda ilk sı-
ralan Balzac, Zola, Hugo, Sartre alıyor.
Bükreş pazarlannda lahana, patates, so-
ğan dışında birkaç kilo bozulmaya yüz tut-
muş domates, elma dikkat çekiyor. Kadın-
lar büyük çuvallarla lahana alıyorlar. Mut-
faklarda lahana ve patatesin onlarca çeşidi
pışıyor. Et, süt fiyatlan çok yüksek.
Uyuşturucu \e soygundan sonra en bü-
yük para, beyaz kadın tıcaretınden sağlanı-
yor. Bir zamanlar okullannda hırsızlık eşit-
tir kapitalizm öğretilirken, şimdilerde bunu
yapmak değil, yakalanmak ayıp sayılıyor.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sağ Gösterip Sol Vurmak
Demokrasi kültürü eksikliğimiz mi, yüzyıllann impara-
toriuk alışkanlığı mı?... Gücü ele geçirenin, fırsatı yaka-
layanın acımasız, diktacı eğilimi ile güç karşısında bo-
yun eğme ahşkanlığının genlerle bir ilişkisi olabileceğine
inanmak istemiyorum. Yaşam biçiminin, geçmişin, aile
ilişkilerinden, toplumsal ilişkilere uzanan halkada bilin-
çaltımıza kazınanlann sonuçlan elbette. Eline iktidar gü-
cünü geçiren, başkalannın insan haklannı, erdem gibi de-
ğerleri unutuyor, dur durak bilmiyor.
12 Eylül, anarşi ve terörü durdurmak, demokrasinin
yolunu açmak üzere gelmişti. Meğerse amacı 24 (Dcak
KarartarTnın rahatça programa sokulabileceği antide-
mokratik bır düzeni geçerii kılmak, emek cephesini yok-
sullaştırmakmış. 12 Eylül sonuç olarak sağa; ırkçısı, din-
cisi ile "yürü ya kulum" dedi, solu silindir gibi ezdi, akıl
almaz bir haksız zenginleşme ile kitlelerin, emek cephe-
sinin ağır yoksullaşmasını getirdi. Bugün bütün sonuç-
lan, kurumlan ile yürüriükte olan bir çarpık, yoz düzenin,
yasaklı anayasal ve yasal düzen korumasında geçerii ol-
masını, yerleşip kök salmasını sağladı.
Bugün hem rejimi hem de demokrasiyi tehdit altında
tutan şeriatın, ayınmcı Kürtçü ve Türkçülüğün, PKK'nin,
devlet içindeki çetelerin, mafyanın, vurgun düzeninin,
diktatör kesilmiş siyasi liderlerin.. hangi topluma olum-
suzluk saçan gelişmenin, taşın altına baksanız, 12 Ey-
lül'ün çıktığını, çok önemli katkısını, sorumluluğunu gö-
rürsünüz.
12 Eylül sonrası, sivil iktidarlar eliyle değışen bir şey
olmadı. Yasaklı düzenden güç alan sivil iktidarlar, elle-
rinden geleni artlanna koymadılar. Özalizm, yükselen de-
ğerlerinde, yoksullaştırma, vurgun-talan, çeteleşme,
mafyalaşma çok daha hızlı ve şiddetli yaşandı. Derken
"yeter" diyen bir tepki, emek cephesinden, örgütlerin-
den ortak koro halinde gelişince, yasaklı siyasilerin ya-
saklannın kaldırılmasından, yılların ücret kayıplarının gi-
derilmesine uzanan bir demokratikleşme, kayıplann gi-
derilmesi sürecine girildi. Bahar eylemleri, yaz dırenişle-
ri, grevler, büyük Zonguldak direnişi, kamu çalışanlan-
nın sendikal örgütlenmesi.. topluma nefes aldırdı.
Merkez sağ-sol iktidarlann koalisyonlarında anayasal
ve yasal düzende kimi sınırlı demokratikleşmelerle bir-
likte, yasaklı düzenin, otoriter iktidann zevkine varan si-
yasiler çok çabuk kimlik ve kabuk değiştirdi. Sadece si-
yasiler mi? Yozlaşmadan, soygun, vurgun düzeninden
payını alan bütün koltuk sahipleri, sendikacılar, bürok-
ratlar, özellikle ve öncelikle para gücünü elinde tutanlar,
bugün içinde bulunduğumuz kırlilik bataklığının yaratıl-
masında suç ve kader ortaklığı yaptılar.
Demokrasinin variık ve güvencesi olması gereken ku-
rumlann başını tutanlar, kirli çıkar ağının batağında, ikti-
dariarının varlığını, kaderlerini demokrasi karşıtı düzene
bağladılar. Böyle olunca da sapla saman bırbırıne tam
kanşıyor, sağ gösterip sol vurma iyice yaygınlaşıyor...
Bu hükümet, şeriatın önlenemez yükselişine karşı, re-
jimi güvence altına alma sorumluluğu ile iktidar olmamış
mıydı? Olmazsa olmaz görevlerinden biri de 8 yıllık ke-
sintisiz eğitimi gerçekleştirmekti. Görevını yerine de ge-
tirdi. Ama yasanın çıkması ile iş bitti mi? Bu yılın eğitim
bütçesine, yatınmlanna meraklılan bir baksınlar lütfen.
Eğitimciler; öğretmen, bina, araç-gereç açığını gider-
mek üzere yapılanlann öylesine yetersiz kaldığına işaret
ediyoriar ki sonunda 8 yıllık kesintisiz eğitim, tersine bir
silah, fiyasko olma tehdidi altında kalacak.
Bugün özellikle ve öncelikle YÖK'e ilişkin.gelişmele-
rtn altını çizmek istfyorum:
YÖK demokratıkleşmenin başlar göründüğü yıllarda,
12 Eylül'ün üniversitelen üniversite olmaktan çıkaran so-
rumlu organı olarak biraz toparlanmak gereğini duymuş,
kendini çeki düzen altına almıştı. En azından antidemok-
ratik bir düzende bile, üniversitelerdeki sandıktan çıkan
oylara saygı duyuluyor; dekan, rektör atamalannda oy
sonuçlarına uygun, YÖK ve Cumhurbaşkanı onayı geli-
yordu.
Son zamanlarda YÖK şeriatın simgesi olarak kullanı-
lan türban kavgasında bir mişyon yüklendi ya, fırsat bu
fırsat eski havasına da girdi. Üniversitelere yasakçı ge-
nelge üzerine genelge, talimat üzerine talimat geliyor.
Öğretim üyelerine "otur-kalk, yürü.." üslubunda talimat-
lar Sakarya, Mersin ömeklerinde olduğu üzere en çok
oy alan rektör adayının yok sayılıp, başkalannın seçilme-
sı kararlan peş peye geliyor.
Hükumetın çetelerle hesaplaşmada, haklı olarak ka-
mu görevlilerinin adi suçlardayargılamalannı engelleyen
yasal düzenlemeyi kaldırma gerekçesine sığınarak ka-
mu çalışanlannın siyasal, sendikal kıyım ve sürgünlerini
özgür kılacak düzenleme getirmeye çalışması gibi. Ya da
hazır kamuoyu çetelerle savaşım için prim vermişken si-
yasi yapılanmada, demokratikleşmede bir gelişme olma-
dan seçime umut bağlayamama gibi nedenlere güvene-
rek iktidar uygulamalarında her şeyı yapma hakkını, gü-
cünü kendınde görme gibi... Yatınmlan eriten, emeğin
gayını geriye götüren, rant paylannı yükselten, 12 Eylül,
Ozal, Çiller-Erbakan dönemlerini aratmayan bütçelerin
daha da acımasız bır kopyasını hazıriayabılmek gibi...
'Türkiye için
önemli bir pazar'
Türkiye'nm Bükreş
Büyükelçisi Vblkan
Bozfcır. Romanya'nın
kısa süreli bir ekonomik
kriz yaşadığını
belirterek bunun
üstesinden geleceğini
söyledi. Türkiye'nin bu
ülkeye yaptığı
yatınmlann 500 milyon
dolar olduğunu belirten
Bozkır, bu oranın
Serbest Ticaret
Anlaşması'yla gelecek
yıl 1 milyar dolara
ulaşacağı söyledi.
20 bin Türk
Türkjye-Romanya
ilişkilerini
Cumhuriyet'e
değerlendiren Bozkır,
bu ülkenin Türk
yataımcılar için önemli
bir pazar olduğunu
kaydederek, "Bu ülkeye
yapılan yaünmlar, Türk
devleti ve insanının
Romen halkına olan
sevgisinin göstergesidir"
dedi. Romanya'da 100
bin soydaşm dışında 20
bin Türk'ün yaşadığını
belirten Bozkır,
"Türkiye'yeyakıııük
nedeniyie hem ulaşımda
hem maliyetlerde daha
avantajh bir durum var.
Türk bankalann
mevcudheti
işadamlanmız için bir
güvence teşkil ediyor.
Türk v^ünmcuar için
son derece cazip,
güvenilir bir ülke" diye
konuştu.
Romanya'yı 1999'da
zorlu günlerin
beklediğini kaydeden
Bozkır, 8 milyar dolar
dış borcu olduğunu,
ancak rezervde sadece 2
milyar dolar
bulunduğuna işaret etti.
Geçen yıl yüzde 150
olan enflasyon oranmın
buyılyüzde41'e
düştüğünü belirten
Bozkır, bunun reform
uygulamalanndan
kaynaklandığmı
söylüyor. Bozkır,
ancak makroekonomik
alanda eksiklikler
bulunduğunu
kaydederek ülkede 30
büyük fabrikanın
kapatıldığını bildirdi.