14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet îmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ın Vönetmenı Orhan Erinç 9 Genel Ya\ın Koordınatörü Hikmet Çetinka\a# YazıışlenMudüriı Ibrahim Yıldız • Sorumlu Mudur Fikret llkiz 0 Haber Merkezı Müduru' Hakan Kara 0 Gorsel Yönetmen. Fikret Eser lstıhbarat: Cengiz Yıldırım # Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir VücelmaD # Makaieler. Sarai Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı # Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge: Edibe Buğra # Yun Haberlen: Nlehmet Faraç Yavın Kuruiu llhan Selfuk (Başkan). Orhan Erinç. Okta> Kortböke. Hikmet Çetinka\ a. Şükran Sooer, Ergun Balcı. Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balba\, Hakan Kara. Ankara Temsılcısi: Mustafa Balbay Ataturk Buivan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat), Faks419SO270lzmır Temsılcısi. SerdarKıak, H ZiyaBK 1352 S 2 3 Tel 4411220, Faks 44191 P • Adana Temsılcısi: Çetin Yiğenoğhı, InönüCd. 119 S No 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Mudunı Cstûn Akmen 9 Koordınator Ahmet Konılsan • Muha- sebe Bülent YeDer • ldare Husevin Gürer«lşletroe Önder Çelik • Bıigı- lşlem Nail tnal # Bılgısayar Ststem Mürüvet çaer#Sanş FaziletKuza MEDYA C: • Yönetım Ku Başkanı - Genel Miıdur Gü Erduran # Koordınatör R lşıtman • Genel MüdürYaıdım SevdaÇoban Tel 514 07 ; 5139580-51384«Wl,Faks 513S Yayımlayan ^t Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yayıncıltk A Ş Tüıiocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 İstanbul fe! (0-212) 512 05 05 (20 hatı Faks-(0 212) 513 85 95 9EKÎM 1998 tmsak:5.36 Güneş: 7.02 Öğle: 12.59 tkindi: 16.07 Akşam: 18.42 Yatsı: 20.03 www.cumhuriyet.com Dugonglar korunacak • Haber Merkezi - Swatch, nesli tükenmek üzere olan Dugong isimli deniz memelisini koruma kampanyası çerçevesinde. bir açık arttırma düzenledi. Açık arttırmada dünyaca üniü sinema oyunculan, modeller ve sporculann imzalannı taşıyan ve sadece bırer adet bulunan "Adamastor" modelleri, koleksiyonerlerin ilgisine sunuldu. Bu saatlere sahip olmak isteyenler, ürünün satış noktalanndan edinilebilecek formlarla açık arttırmaya katılabilecek ve tekliflerini firmaya iletebilecek. TRT'den halk konseri • İstanbul Haber Servisi - TRT istanbul Radyosu Müdürlüğü'nûn, cumhuriyetin 75. yılı nedeniyle düzenleyeceği halk konserlerinin ilki, cumartesi günü Şile'de gerçekleştirilecek. Yıl sonuna kadar sürecek olan ve TRT İstanbul Radyosu sanatçılannın vereceğı ücretsiz halk konserleri, her hafta değişik yerlerde yapılacak. Orta Asya sergisî • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rusya'nın önde gelen enstitüleri ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin çeşitli müzelerinden toplanan 19. yüzyıla ait fotoğraflann yer aldığı "Bir Zamanlar Orta Asya Sergisi" bugün açılıyor. Serginin yaratıcısı gazeteci Ergun Çağatay, Türkiye'nin Orta Asya'daki en büyük silahının dil ve kültür olduğuna dikkat çekti. _ _•« - •• •••• Mudurluk smavı • ANKARA (UBA) - Milli Eğıtim Bakanlığı'nın örgün ve yaygın egitim kurumlanna atanacak müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılannı belirlemek üzere 14Kasım 1998'de yapacağı seçme sınavına başvurular, bugün mesai saati bitiminde sona eriyor. Seçme sınavına, öğretmenlik mesleğinde en az 5 yıllık hizmeti olanlar başvurabilecek. Bu yıl 223 kazı yapıldı • ANKARA (AA)- Binlerce yıllık kültür zengınlığini banndıran Anadolu, çeşitli tartışmalarla başlayan kazı sezonunda gerek yabancı gerek yerli bılim adamlannca didik dıdik kazıldı. Eylül ayında sona eren kazı sezonunda 223 kazı yapıldı. Bakanlar Kurulu'nun karanyla Türk bilım adamlan 50 merkezde kazı gerçekleştirdi. Yabancı arkeologlar ıse Bakanlar Kurulu'nun ızniyle 35 yerde kazı gerçekleştirdi. İstifıdam Fuarı • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi 'nin Iş ve îşçi Bulma Kurumu ile ortak çalışmasıyla işverenlere nitelikli işgücü, üniversite gençligine de staj ve istihdam olanağı sağlamak amacıyla "Istihtam Fuan 1998" düzenlenecek. Etkinlikler 26 Ekim tarihinde tstanbul Üniversitesi bahçesinde başlayacak. Derishow • tstanbul Haber Servisi - Derishovv'un ağırlıklı olarak kumaş, deri, örgü ve aksesuvarlardan oluşan 98- 99 Sonbahar-Kış tasarımlan, Akmerkez. Nişantaşı. Suadiye, Ankara ve Izmir mağazalannda gösterime sunuluyor. Denshow'un yeni koleksiyonunda deri, süet ve güderi öne çıkıyor. Devlet üniversiteleri, vakıf üniversitelerinin öğretim üyelerini almalarmdan yakınıyor 4 Oğretim üyesi yetiştirsinler^ ASUMAN ABACIOĞLL İZMİR - Devlet üniversitelerinin rek- törleri, vakıf üniversiteleriyle eşit şart- larda rekabet etmek istiyorlar. Vakıf üni- versitelerinin yüksek ücretlerle kendile- rinden öğretim üyesi çalmasından yakı- nan devlet üniversiteleri rektörleri, vakıf üniversitelerinin açılmasına. "öğretim üyesi yetiştinne" koşulu getirilmesini is- tiyorlar. Sayılan 18 'e ulaşan vakıf üniversiteie- ri, devletin sağladığı "parasal destek ve karşılıksız Hazine araasi" gibı olanak- lar, paralı eğitim vermelen ve öğretim elemanlanna dolarkarşılığı yüksek ücret- ler ödemeleri gibi nedenler yüzünden devlet üniversiteleri ile haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle tepki çekiyor. Va- kıf üniversitelerinin anayasaya aykınlığı hâlâ tartışma konusu oluştururken "ha- yır" işleri yapmak ıçin vakıf adı altında kurulmalanna karşm "ticarifaaliyetle kâr elde etmeleri" de eleştiriliyor. Vakıf üni- versitelerini "tarikatlann faaliyet alanı- nıoluşturduklan" gerekçesiyle eleştıren Izmir Üniversitelen Öğretim Elemanla- n Derneği (tZÜNtDER) Baskanı Prof. Dr. HamzaBulut."Vakıf üniversitelerinekar- • Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Fethi Idiman, vakıf üniversitelerinin ciddi denetim altına alınması gerektiğini vurgulayarak "îyi olmayan özel üniversiteler kendi kendilerine eleneceklerdir, görüşü yanlıştır. Bu oluncaya kadar özel kötü üniversiteler ülkeye ve insanımıza çok zarar verecektir" dedi. Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Uçar, vakıf üniversiteleri açılırken "gecekondu tipinde* değil gerçekten "va- klP olma niteliği taşımalan konusunun çok iyi denetlenmesi gerektiğini söyledi. Eğer devlet olanakJan kişilere aktanlarak ve öğrenciden alınan parayla vakıf de- vam ettiriliyorsa, burada yanlışlık oldu- ğunu vurgulayan Rektör Uçar, "Madem onlaröğrencilere ücret karşıhğı egitim ve- rtyorlar. ben de devlet adına is. yapıyorum, o zaman bana da yüzde 20 ücretti öğren- ci alma şansı tanısınlar, böytece devlete bazı şeyleri yük olmaktan çıkannz" de- di. 'Üniversiteden eleman çekemez' Vakıf üniversitelerinin öğretim üyesi yetiştırmesı gerektiğini de savunan Rek- tör Uçar, böylece vakıf üniversitelerinin devletin üniversitelerindeki elemanlan çekmeyeceğini belirtti. şı degjliz, karşı olduğumuz şey, bunlara >a- pılan devlet desteği ve 1924 öncesini çâğ- nşnran etkinlikleridir. Birçok özel üni- versite, 1924 öncesini çağnşoran eğitim uy- gulamaktadır. Bunlar. tarikatlann eün- dedir ve Türkiye CumhurİYeti'ni tehdit eder niteBktedir'1 diyor. Eşit koşullarda rekabet Sıvas Ünnersıtesı Rektörü Prof. Dr. Ferit Koçoğlu. vakıfüniversitelennin me\ - zuatının, onlara büyük esneklik sağladı- ğını ve öğretim elemanlanna istediklerı ücretleri verebildiklerini belirterek "Do- layisıyla vakıf üni\ersiteleri diğer iiniver- sitelerden öğretim elemanı çalma duru- mundalar. Bunlar gelişirken dev letin üni- versiteleri zajiflıyor. De\let üniversiteleri- nin elini kolunu bağlayan epe> kural var, o serbestinin en azından buralara da sağ- lanmasını, böylece eşit koşullarda rekabet edebilmevi isti>oruz" dedi. Inönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Şarlak da vakıf üniversitelerinin ge- liştirilmesinden yana olduğunu, ancak bu üniversitelerde öğretim elemanlanna "ay- n muamele" yapılmasını düşündürücü bulduğunu belirtti. 'Unjversiteye zarar vermemeli' Şarlak sözlerini şöyle sürdürdü :M Ku- rulan bürün vakıf üniversiteleri Ankara ve fstanbul'dadır, lzmir'de bile yok. Bu- nun nedeni, devlet üniversitelerindeki öğ- retim elemanlannın aynı zamanda \akıf ünrversitelerinde de çauşabilmelerini sağ- lamaktır. O\ sa devlet üımersitelerine za- rar verilmemesi gerekir. Aynca, devlet üniversitelerindeki öğretim elemanlanna da oraya kaçnıamalan için olanaklar sağ- (anmandn"." Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi tdiman ise vakıf üniversiteleri- nin ciddi denetim altına alınması gerek- tiğini vurgulayarak "İyi olmayanözel üni- versiteler kendi kendilerine elenecekler- dir, görüşü yanlıştır. Bu oluncaya kadar özel kötü üniversiteier üikeye\e insanımı- zaçokzararverecektir. Primer amacuı kâr ve ticaretoünadığı özel ünrvershelere kar- şı değilim" dedi. Tania Maria konseri 8. Akbank Caz Festivali, Brezihalı piyano \e vokal sanatçısı Tania Maria"nuı önceki gün ve dün Saban- cı Center'da \erdiği konserle başladı. Konserierinde sanatçıya basta Daniel Yvinec, vunnaü çalgüarda Edmundo Carneiro ve davulda Stephane Huchard eşlik ettL Tania Maria, geleneksel müzik ve cazı bir- le^tirdiği özgün nıü/iği ve kendinc has doğaçlamala- rıyla Brezih a, .4fro-Latin, pop ve Caz Fusion tarzla- nnı seyirciye başamla aktanyor. (UĞUR DEMİR) 1 6 0 ö ğ r e n c i T ü r k i y e n i n s o r u n l a r ı n ı t a r t ı ş a c a k Çocuk Meclisi toplanıyor tstanbul Haber Servisi-Türkıve 2. Çocuk Meclisi ekim a>ında Istan- bul'da toplanacak. 12-15 Ekim ta- rihlerinde gerçekleştirilecek toplan- tı için, 350 ilköğretim okulunda oluş- turulan çalışma gruplan, Meclis'e sunmak üzere "Çevre, sağhk, eğitim, beslenme, trafik, spor, sevgi,dostluk, eşitflk" konulannda projeler üretti- ler. Sıvı gıda işleme ve ambalajlama kuruluşu Tetra- Pak'ın girişimleriy- le Milli Eğitim Bakanlığı himaye- sinde düzenlenen meclis, ilköğretım kurumlannın 3. 4. 5 ve 6. sınıf öğ- rencileri arasından seçildi. Türkiye çapında 10 bın ilköğretim ögrenci- sinin projelen değerlendirilerek. il- leri temsil edecek 160 delege belir- lendi. Türkiye Çocuk Meclisi De- ğerlendirme Kuruiu tarafından yapı- lan>azıh açıklamada, dahaiyi birçev- re, daha güzel bir yaşam için, toplum içinde inisiyatifve sorumluluk sahi- bı. katıhmcı, sağlıklı ve aktif birey- lerin yetişmelerine katkıda bulunul- masının hedeflendiği bildirildi. Açık- lamada, toplantılann öğrencilere sağ- layacaği yararlar şöyle sıralandı: "Oğrenciler bu etkinlik dahilinde edindikleri sorumluluk ve özgüven duygusunu varına taşıvarak gelece- ğin katılımcı btrevleri olacaklardır. Yetişldnler bu sürece ancak uznıan ve kolav laştıncı kimlikjeriyk; dahilolur- lar." Geçen yıl kasım ayında yapılan 1. Türkiye Çocuk Meclisi "nden sonra yayımlanan dekJarasyondaki karar- lann bir kısmı ise şöyle: "İnsanlar gizli iş yapmasm, rüş- vet, torpil olmasın, yalan söylenme- sin; ağaçlar dünvanın akciğerieridir, onlan koru\alım, kesmeyelim, yak- ma>alım; insanların \apmak isteme- diklerinin zorla >aptırılmadığı bir dünyada yaşamak istryonu." Çocuklar, geçen yıl yapılan Tür- kiye 1. Çocuk Meclisi'nin yayımla- nan deklarasyonundan sonra yaptık- lannı ise şöyle anlatıyorlar: "Ailemize,arkadaşiannuzave ügi- li mercilere deklarasvonumuzu oku- yup fıkirlerini aldık. Çe\ne Koruma Dernekleri ile ilişkiye geçtik, okulla- nmızda çevregönüilüleri grubu kur- duk. Büyük Menderes Nehri'nin hız- la kirienmesine neden olan fabrika- lann antma tesislerinin kapasitesini arttırması ve bacalarına filtre tak- malan konusunda ilgili yeriere yazı yazdık. KuUanmadığunız kitaplan köy okuluna bağışladık." Alan mağdurlarının unuıdu davalar e-posta : tan (a prizma. net. tr İstanbul Haber Servisi - Üniversiteye girişte önümüz- deki yıl uygulanacak yeni sis- temin, ögrencileri lisedekı alan seçiminde içine düşür- düğü mağdurıyet sürüyor. Mağdur oğrenciler umutla- nnı, yenı sistemin iptali için açtıklan davalann sonucuna bağladı. YÖK'ün üniversiteyegiriş- te tek sınav öngören ve hu- kuk, siyasal bügiler gibi lisans programlanna TM puanıyla öğrenci alınmasını da içeren yeni sınav sistemi. lisede sos- yal bılgilerle ilgili alanları önceden seçmiş ögrencileri mağdur ediyor. Liselerde sosyal bilgiler- le ilgili alan derslerini seçen oğrenciler. matematik ders- lerini seçmemeleri nedeniy- le yeni sistemle TM puanı> - la öğrenci alacak hukuk ve sı- yasal bilgiler gibi bölümleri kazanma umutlannı kaybet- miş görünüyor. Üniversite sı- navında bugüne kadar hukuk \e siyasal bilgiler gibi bö- lümlenn S puanıyla öğrenci alması nedeniyle ünrversite sı- navında bu bölümleri tercih edecek oğrenciler. lisede sos- yal derslere göre alan seçimi yapmışn. Bu oğrenciler, ani- den getirilen yeni sınav sis- temiyle mağdur oldu. Mağdurduruma düşen di- ğer kesim de, mesleki ve tek- nik lise öğrencilen oldu. Üru- versite smavında lisede gör- dükleri meslek dalında öğret- menlik ve meslek yükseko- kullannı seçmeleri durumun- da OÖBP'leri yüksek katsa- yıyla çarpılacak olan mes- lek lisesi ve teknik lıse öğ- rencilen de mühendıslik bö- lümlerini tercih ettiklerinde OÖBP'leri düşük katsayıyla çarpılacağı için mağdur ol- du. Mağdur durumdakı mes- lek lisesi ögrencileri de böl- ge idare mahkemesine aç- tıklan yürütmeyi durdurma istemli davanın sonucunu bekliyorlar. 1600 yarış giivercini kayboldu NEW YORK (AA) - ABD'de güvercin me- raklılan tarafından dü- zenlenen biryanşta, ba- zılan 250 bin dolar de- ğerinde olan yarış gü- vercinlerinin yüzde 90'ının kaybolması, me- raklılan şaşkına çevirdı. Amerika'daki yanş- larda. arabalarla evlerin- den kilometrelerce uza- ğa götürülüp salıverilen güvercinler, içgüdüieri sayesinde birkaç saat içinde evierine geri dö- nüyorlar. En erken eve dönen güvercin. yanşı kazanarak büyük ödülü alıyor. Son olarak pazar- tesi günü Philadelphia'da düzenlenen yanşlarda, uçurulan 1800 güvercin- den 1600'ünün kaybol- ması hayret uyandırdı. Meteoroloji yetkilile- ri. pazartesı günü 1000 metrenin üzerindeki rüz- gârlann aniden yön de- ğiştırdiğini belirttiler. Ancak güvercinlerin hiç- bir zaman bu kadar yük- seğe çıkmadıklan bili- niyor. heryıl 2mifyon yaşam kurtam • Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktör Yardımcısı Dr. Ralph Henderson, önümüzdeki yıllarda piyasaya çıkanlacak yeni aşılar sayesinde, yılda 8 milyon çocuğun kurtanlabileceğini belirtti. tstanbul Haber Servisi - yapılabilecek aşılar ve ya Çocuk ölümlerinin önlen- mesindeönemli biryeri olan bağışıklama oranmın son 20 yıl içinde yüzde 5'ten yüzde 80'e çıktığı belırtil- di. Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktör Yardımcısı Dr. Ralph Henderson, ha- len kullanılan temel aşıla- nn her çocuğa yapılması durumunda dünyada yılda 2 milyon çocuğun ölümü- nün engellenebileceğine dikkat çekti. Henderson önümüzdeki yıllarda piya- saya çıkanlacak yeni aşılar sayesinde, yılda 8 milyon çocuğun kurtanlabileceği- ni belirtti. Birleşmiş Milletler Ço- cuklara Yardım Fonu tara- fından hazırlanan "Ulusla- nn Gelişmesi Raporu"nda Dr. Ralph Henderson'un veıdiği biJgiyegöre, dünya- da sürdürülen bagışıkJama çalışmalan sayesinde, "Kı- zamık, tetanos, boğmaca, verem, çocuk feki ve difte- ri" hastalıklanndan ölüm- ler yılda 3 milyon azaldı. Önümüzdeki yıllarda piya- saya bir dizi yeni aşı çıka- nlacağını kaydeden Hen- derson'un rapordaki görü- şü şöyle: "Bunlar daha çok sayıda hastalığa karşı geliştirikn aşılar,güçlendirici doz gere- ğini ortadan kaldıran tek doziuk aşılar, çok daha kü- çükbebeklere, hastahklara en açık olduklan sıralarda nızcaderiye sürülerek yap labilecek aşılar olacak. Buı lar sayesinde her >ıl 8 mi yon çocuğun yaşamı kurtj nlabUecek." Mevcut aşılama uyguh masının düşük maliyetin karşm dünyada 26 milyo bebeğe difteri, boğmaca v tetanos aşılannın yapılama dığına dikkat çeken Dı Henderson şöyle devam e! ti: *Her yıl 8 milyonçocuğuı yaşamınınasüaria kurtanl ması çarpıcı bir haber ol maa. Gelgelelim ortada biı suskunluk var. Bunun nede ni 8 milyonçocuğun,yoksu kesimin göriihneven çocuk lan olmalan mıdır? Akl; sığmayacak olan, piyasad; bulunan bazı aşılann ası hedeflerine hiçbir zamaı ulaşmamasıdır. Örneğin her yıl 1 milyon insanınölü müneyol açan Hepatit B'niı maüyeti 1 dolara inmesinı karşın Azerba>can, Kam boç>a, Tanzanya gibi ülke ler bunu alamamakta." Henderson raporunda "Her ülke, sisteme sürekl işlerlik kazandırmak içiı her yeni kuşağın bağışıkla masuu sağlanıak. sağhk ah yapısını \e personelini ge liştirmek, aşt stoklannı eld hazır bulundurmak zorun dadır. Yakalanan ivmeniı düşüriilmemesi için tek ön lenvflgüi teknik vçsiyasaJy» püarın korunmasıdır' 'ded SĞYLEŞl ATTİLÂİLHAN 'Kriz'în 'Perde Arkasf... Geçmiş gün, adını unutmuşum; Ouartier La- tin'de, daha çok, 'siyah' Afrikalı öğrencilerin kaldığı, savruk ve loş bir oteldi; ne zaman gitsem, lobby'sinde, insanı kaptığı gibi Afrika'nın balta gir- memiş ormanlarındaki gece tamtamlanna götüren Keita Fedoba'nın müziğini duyardım; etrafta, uzun, esnek, bol dudaklı, beyaz gözlü zenci kızlar; kıvır- ctk sakalları, halkalı burunları ve dağınık jestleriyle, 'devrimci' oîğlanlar görünürdü. O yıllarda, (6O'lı yıllar) tartışma gündemi, '3. Dün- ya Sosyalizmi'; kafam 'basmıyor', şiddetle karşı çı- kjyorum; bir gün M'ba'ya demiştim ki: "-...henüz sınıfsallığı netleşmemiş birtoplumda, belirli bir sınrfın ideolojisini gerçekleştirmek, hayâl; lâfta kalıyor! Demokrasi, burjuvazinin işidir; sosya- lizm, proleterya'nın; klâsik gelişme şemasına uy- gun bir burjuvazi olmadıkça, sahici bir demok- rasi; aynı şemaya göre gelişmiş bir proleterya olmadıkça, sahici bir sosyalizm olmaz! Peki ne olur? Hâkimiyeti ele geçiren güç -ki, çoğu za- man, askeri ve sivil bürokrasidir- 'vitrini' ne olur- sa olsun, neticede, merkezryetçi bir bürokrasi diktasına dönüşür!" Tartışmalarda iki somut ömegim vardı, hepsini şa- şırtırdı: 1. Örnek: Rusya! Yan/feodal birtoplum, da- ha burjuvazisini doğru dürüst oluşturamamış, pro- leteryanın ideolojisini uygulamaya kalkışıyor neti- cede, yeryüzünün en 'totaliter' merkeziyetçi bü- rokrasi diktalarından birisini oluşturuyor: Nomek- latura deyimini duymayan kalmış mıdır? 2. Örnek: Türkiye! Osmanlı'dan 'müdevver' Anadolu top- lumunda, mevcut 'komprador' burjuvazi. Saray'la işbirliği yaptığı için tasfîye edilmiş; Anadolu'da bur- juvazi yok. O yüzden Müdafaa-i Hukuk, bir 'Maz- lum Millet' ideolojisi çerçevesi içinde, 'Sa'y Misak- ı Miltisi'ni öngörüyor; bundan vazgeçilip de, sera- da burjuvazi yetiştirilmeye kalkışılınca, ortaya çıkan model 'totaliter' hatta 'faşizan' bir merkeziyetçi bü- rokrasi diktasıdır! Bu kıssadan, ancak tek bir hisseçıkabılirdi: 'Üçün- cü Dünya Sosyalizm'\ diye ortaya çıkan hareketler, çeşitli hükümet darbeleridir; sonlannın aynı olaca- ğı kesindi: Nâsır'ın Hüsnü Zâim'in, Kaddafi'nin, Sekou Toure'nin, Soekarno'nun ve nihayet, Sad- dam Hüseyin'in, aynı yere ulaştığını hep gördük! İyi de, şimdi eski defterleri karıştırmanın âlemi ne? Sizi bilmem ama, şu 'küreselleşme' krizinin ge- risinde, ben, benzer bir yanılgı görüyorum da, işte o! Hanglsf daha kör? Nedense bu hususta en bakar kör millet Ruslar: Sosyalist devrime kalkıştıklan zaman, bırakın sa- nayi toplumu olmayı; sanayı gücü bile değildiler; yok- sa niye Vlâdimir ilyiç'in ünlü sloganı 'Sosyalizm +Elektrik' olsundu; elektriği, sanayileşmek için is- tiyorlar, düşünebiliyor musunuz, bir işçi sınıfı ide- olojisi, henüz sanayii, dolayısıyla işçi sınıfı ge- lişmemiş bir ülkede kurulacak! 196O'lı yıllarda, ku- rulan düzenin tam manasıyla 'sosyalizm' sayılama- yacağını yazdığım için, bana bilinmez ne türlü pis- lik atanlar; 1991 de Yeltsin, Kravçuk ve Şuşçen- ko'nun 'Sistem'e uygun 'demokrasi' kuracağız di- ye, SSCB'ni dağıttıkları zaman; ne türlü bir haksız- lıkettiklerini, anlamışlar mıdır, kestirilemezama; son krizin açıkça ve gözümüze soka soka kanıtladığı bir şey var: Ruslar, yine sosyal sınıfı olmayan bir ide- olojiyi gerçekleştirmeye kalkışıyorlardı. Biliyorsunuz, 'Özelleştirme' ve 'Küreselleş- me'nin, akıl hocalarından birisi, Thomas Fried- mann; bakar mısınız, Rusya'daki krizin gerisinde- ki gerçeği The New York Times'da nasıl 'itiraf ediyor: "... Soğuk Savaş sonrası düzeninin temel di- rekleri sarsılıyor, ya da çöküyor: Rusya'nın ar- tık geri dönülemeyecek biçimde, komünizm- den piyasa ekonomisine geçtiğine inandık; ama Rusya'nın (buraya dikkat) bunun için gerekli ku- rumlara sahip olmadığını düşünmedik! Ameri- kan ekonomik 'modeli'nin liberal 'serbest piya- sa'nın dünyaya refah getireceğini sandık; ama bu 'model' şimdi bütün dünyada ciddi şekilde sorgulanmaktadır; bu 'model'in uygulamasının, sanıldığından çok daha zor olduğu anlaşıldı..." (Cumhuriyet, 2 Eylül 1998) Hatırlayacaksınız, birbaşkaAmerika'lı 'falcı'nın, Graham FullerMn bu mevzuda ne kadar yanılmış olduklannı, nasıl Vf/rafett/ğ/n/'sizeaktarmıştım; ne diyordu 'hazret': "...demokrasiye yeni açılımlar, komünizmden kurtulan yeni uluslar, bizleri ve dünyanın geri ka- lanını 'Soğuk savaş' dönemininkinden daha çe- tin sorunlarla karşı karşıya getirecektir. (Bura- ya dikkat) Ama biz o sıralarda bunları bilmiyor- duk; gerçekten de, 'demokrasi tuzağı' diye ad- landırdığım ve demokrasinin doğasından kay- naklanan bir dizi olası tehlike ile karşı karşrya- yız..." (Graham Fuller, 'Demokrasi Tuzağı', s. 9 Al- tınKitaplar1998) Aslında Friedman'ı da Fuller'i de, demokrasinin 'gizli tuzağı', 'çuvallatmadı'; burjuvazisi klasik şe- maya uygun olarak gelişmemiş bir ülkede, neresin- den baksan bir burjuva ideolojisi olan demokrasi- nin, gerektiği gibi oluşması mümkün değil! 'sis- tem', -bu arada elbette başı çeken ABD- bunu ön- göremediler; şimdi de, ummadıkları bir sonuçla kar- şılaştıklan içm, şaşkınlık içindeler! Yettsin, yemoAras/s/n/'hangi 'burjuvalaria'o\uş- turdu: çoğu, SSCB'nin muazzam KİT'lerinin ba- şında bulunan 'ayncalıklı' Nomeklatura erbabı; ve bir de daha o zamandan, yasadışı bir gelişme gös- teren Mafıa ile! Nevvsvveek gibi, 'sistem'den ya- na bir dergi, durumu pek güzel özetliyor: 'Kapitallzmln oetirdlğr... "... Rusya kendisini olduğundan farklı gös- terdi, Amerika'iı, Avrupa'lı ve Japonya'lı banka- cılar, buna inanmış gibi davrandılar; böylece, ek- sik ya da yanlış beyanlar esas alınarak, kredi- ler verildi; yatırımcılar, büyük gelirler hayaliyle, paraları akrttılar; oysa akrttıklan bu paralar, ban- ka kredilerine, hisse senetlerine ve rant ekono- misine harcandı; sonunda kapitalizm, kendisiy- le birlikte yozlaşmayı ve bir sürü yolsuzluğu ge- tirmiş oldu. 1997'de, 52 ülke arasında, 'yolsuz- luk'ta Rusya 4. sırada bulunuyordu.." (Cumhu- riyet, 17 Eylül 1998) Dikkat isterim, diyor ki: "...sonunda kapitalizm,. kendisiyle birlikte, yozlaşmayı ve bir sürü yol- suzluğu getirmiş oldu"; sizce, birçok başka yer- de de bu böyle olmadı mı? Mesela, Türkiye' http:// www. prizma.net. tr/AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear