Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 1998 CUMART
OLAYLAR VE GORUŞLER
Çürümeyi, Kokuşmayı Kimler Başlattı...
GÜLAYBAYTAŞ
Aıutürkçü Düşünce Derneği Ankara/Gölbaşı Şubesi Kurucu Başkanı
• • nderlığmde emperyalizme malanm sürdürdügünü söylemiş. Ha>>aro
O
karşı ulusal kurtuluş savaşı GaripoğhTnun birinci, Doğuş Grubu'nun
verdiğimiz büyük insan Ata- ikinci. îş Bankası konsorsiyumunun üçün-
türk'ün. "En büyük eserinT cü olduğu POAŞ ihalesinde Mesut Yıl-
dedığı Cumhumetimızin 75. maz'm yeğeni Mehmet Kutman'ın de\ -
yıldönümünü ulusça en gör- reye girdiği öne sürülmüş.
karşı ulusal kurtuluş savaşı
verdiğimiz büyük insan Ata-
türk'ün. "EnMiyükeserinT
dedığı CumhunvetimLZİn 75.
yıldönümünü ulusça en gör-
kemlı bıçımde kutladığımız şu günlerde.
televizyoniarda haberleri ızlerken, gaze-
te haberlerıni okurken sürekli aklıma ta-
üiıyor: Marmarise yerleşip ressamlığa
voyunan :>ayın emekli general ve Cumhu-
nyetimizın simgesi Çankaya Köşkü'nde
oturan sayın büyüğümüz bu programlan
ızlerken. gazete haberlerinı okurken aca-
ba neler düşünürler? Ülkemızin ıçine sü-
rüklendigi kaos onlan ne denli etkiliyor?
7 Eyliii 1998 günü yeni adli yıl başla-
dı. Yıllardır sürekli okuru olduğum Cum-
huriyetgazetesınde ertesi günkü baslıklar-
dan birkaç örnek:
"Meni adli yıl. hukukun üstünlüğü ve
mafva-de\letilişkisiu\anlan\labaşladı",
"Yargıda tehlike çanı". "Baro başkanla-
nndan ortakaçıklama: Hukuksnasallaş-
ünlıyor". "Çakıcı'nın arkadaşı Evcil ola-
yında 19 karanlıknoktaa> dınlanmayı bek-
Hyor". "•Sonışturmayıkapalaeaklar", "Bo-
aş ihalesi. Yümaz'ın >eğeni de\rede."
Bunlar yalnız bır günün başlıklan. Ve
alt başliklardan aklımda kalanlar:
Yargıtay Başkanı İVlehmetUygıın."bu-
gün rürkiye'de tam anlanuyla yargı bağun-
stdığı ve >argıç güvencesinin olmadığTnı
söylemiş. Türkiye Barolar Birlıği Başka-
nı Eralp Özgen, ''maftamn bürün devlet
kunımlanna sızdığına" dıkkat çekmiş ve
eklemış: "Mafya\İa ilişkisi bulunan gö-
reNİilergecikjnedenvargiününeçıkanlsın."
Türkiye'dedüşüncenin hâlâsuçolduğu-
nuanımsatan Özgen, DSP'nin afönerisı-
ni de eleştirerek, ülkede genel afFa değil,
kapsamlı ve ciddı bır yargı reformunage-
reksinim duyulduğunu. hükümetin irti-
cayla mücadelede yetersiz kaldığmı. Ana-
yasa \e devrim yasalarıyla yasaklanması-
na karşın bugün tankatlann açıkça çalış-
Gelir dağılımı alabildiğine bozulmus;
varsılla yoksul arasındakı uçurum her gün
biraz daha derinJeşiyor. Anayasımızın ön-
gördüğü sosyal hukuk devleti yıkılmış;
çeteler devlete egemen olmuş, seçilmiş
ve atanmış yöneticilerimizle el ele ver-
mişler, ülkeyi soyuyorlar. Birtanm toplu-
mu olan ülkemizde, Cumhunyet dönemi
endüstrileşme atılımının lokomotifî olan
KİT'ler, özelleştirme adı altında yağma-
lanıyor. Seçilmiş yöneticilerimiz, yakın
aile bireyieri aracılığıyia bu yağmadan
pay kapmaya çalışıyorlar. Susurluk kaza-
sıyla ortaya dökülen kirli ilişkiler: Uyuş-
turucu ticareti, kara para, ülkücü mafya-
politikacı işbirlifi, yeşil sermaye, dolan-
dıncılık... Bunlan yargılayacak yargı ise
bağımsızlıgrnı yitirmiş; hızla siyasallaşı-
yor. Eğitim gibi, sağlık gibi sosyal devle-
tin birincil görevleri özelleşmiş; ancak pa-
rası olanlar nitelikJi eğitim ve sağlık hiz-
metlerinden yararlanabiliyorlar. Tekelci
sermayenin küreselleştiği 'yeni dünya dü-
zeni'nde vahşi kapitalizm, emekçinin alın-
terini rantiyeye hortumluyor. Bir yanda
da laik Cumhuriyetimizi yıkmak için, baş-
lanna sardıklan çaputlan şeriatın yeşil
bayrağı yapan, tek tip garip giysili mili-
tanlar sokaklarda çağctl yaşama meydan
okuyorlar. Çağcıl toplumlarda artık kav-
ram olmaktan çıkmış olan düşünce suçu-
nu kaldıracak hiçbir çalışma yapılmıyor.
Ulusun (sözde) temsilcilerini çatısı altm-
da bulunduran Büyük MilJet Meclisi'nden
dışanya yayılan kötü kokular midemizi
bulandınyor.
Çfirûme - kokuşma...
Atatürk'ün kurup geleceğimizin gü-
vencesi olan gençliğe ernanetettiği Cum-
huriyet bu mu? Bu çürûme, kokuşma,
yozlaşma süreci ne zaman başladı?
24 Ocak 1980'de Türkiye yeni bir dö-
neme girdi. Sevgili okurdaşım Sönmez
Targan'ın 13 Eylül 1998 günkü Cumhu-
riyet'in 2. sayfasında yayımlanan "12 Ey-
lül Sorgulanmadan™" başlıklı yazısında
çok haklı olarak altını çizdiği: "12EyJüJ
öncesi 24 Ocak Kararian olarak bilinen,
ama sivilerk tarafindan tam aniamnla uy-
gulamaya sokulamayan, 12 EylüJ'ün sün-
gü zoruyla topluma dayatılaa, bugün ye-
ni dünya düzeni olarak tanımlanan ve
Türkiye'nin emperyalizme entegrasyo-
nunu sağlayan süreç* başladı. Uluslara-
rası Para Fonu (IMF), borç kıskacına al-
dığı ülkemize acı bir reçete sundu. Bede-
li çok ağu"dı. Yenı dünya düzenınde artık
ulus devletlere, ulusal egemenliğe yer
yoktu. Sosyal devlete de... Fatura, -dün-
yanın füm azgelişmiş ülkelerinde olduğu
gibi- salt ahnterinin geliriyle yaşam sa-
vaşımı veren emekçilere ödetıidı. Bu ka-
rarlar altnırken ülke yönetiminde söz sa-
hibi olan en yetkili kışiler kimlerdi?..
Bu çürüme, bu kokuşma, bu yozlaşma
sürecini hızlandıranlan elinden tutup sır-
tını sıvazlayarak vitrinine oturtanlar, po-
litika arenasma salanlar kimlerdi?.. (As-
lında bu çürüme, bu kokuşma 1950'de
iktidara gelenJerce baslatıldı).
Dünyada, çocuklanna bayram arma-
ğan eden tek ülke olmakla övünürüz.
Uzun yıllardır da 23 Nisan Ulusal Ege-
menlik ve Çocuk Bayramı'nı dünya ço-
cuklanyla paylaşıyor, birlikte kutluyo-
ruz. Negüzel!..
Atatürk, ülkemizin geleceği olan genç-
liğe sonsuz güven duyduğu içın en büyük
yapıtı olan Cumhuriyeti onlara emanet
etti. 23 Nisan'lan, 19 Mayıs'ları, 29
Ekim'leri,resmitörenlerle kutlayan ya da
bu törenlere görevleri gereği katılmak
zorunda kalan atanmış, seçilmiş yöneti-
cilerimiz, politikacılanmız. bayramlan-
nı kutladıklan. gelecefimiz, umudumuz
olan çocuklanmızı. gençlerimizi yeterin-
ce önemsiyorlar mı. değer veriyorlar mı:
onlann en iyi biçimde yetişmeleri için
gereken özeni ve çabayı gösteriyorlar mı?
Daha da önemlisi, onlara güven duyu-
yorlar mı?_
Büyük önderimizin Bursa Nutku'nda
tanımladıgı gençlerimiz, 1950'lerden bu
yana Kuvayı Milliye ruhuyla ve yürekJe-
ri yurt, ulus sevgisiyle dolu olarak, ken-
dilerine emanet edilen Cumhuriyeti ne
zaman korumaya ve kollamaya kalkış-
tıysa başlan ezildi. Komünizmle müca-
dele adı altında iti kurda kırdtrma politi-
kasıyla gençlerimiz birbirine düşürüldü.
1960'h, 1970Tİ yıllarda bugençliğin üze-
rine ateş eden. bomba atan eller nasıl ol-
du da titremedi?.. Asmayalım da besle-
yelim mi mantığıyla, gençlerin boyunla-
nna hiç duraksamadan ilmik geçirenJer,
yaşıru büyüterek ipe çekmekte sakınca gör-
meyenler, 75. yılına ulaşan Cumhuriye-
timizi görkemJi törenlerle kutlarken genç-
liğin yüzüne nasıl bakacaklar dersiniz?..
Nasıl?..
Sosyal devletin yıkılmasına koşut ola-
rak eğitimin özelleştirilmesiyle çocukJa-
nmızın, gençlerimizin eğitim olanakJan
azaldı; eğitimde firsat eşitliği kalkmadı.
Ulusal gelirin %80'ine bir avuç mutlu
azınlığm el koyduğu, varsıl-yoksul ara-
sındaki uçurumun alabildiğine derinleş-
tiği toplumumuzda artık parası olanlar
okuyabiliyor, değil mi? Genç nüfiısa sa-
hip olan toplumumuzda çocuklarımız
okumak istiyorlar. Paralı eğitime ve yok-
sul öğrencilerin üniversiteden atılmalan-
na yol açan harçlara kamuoyunun dik-
katlerini çekmek amacıyla Meclis'te ma-
sum bir eylem düzenleyerek pankart açan
gençlerimizi toplam 96 yıl hapse mahkûm
eden. lise sıralanndaki Manisalı çocuk-
lanmızı işkenceden geçirerek düzmece ifa-
delerle yıkıcı örgüt üyesi ilan edip demir
parmaklıklar arkasmda geleceklerini ka-
rartan, gencecik birgazeteciyi görevi ba-
şında vahşice öldürenleri yargıdan kaçır-
mak için davasını ilden ile dolaştıran bir
toplumun bireyi olarak, bu ayıplan nasıl
taşıyabileceğimi düşünüyorum. Ya poli-
tikacılanmız!..
Devletin varbğı ve bağımsıznğuiL, vata-
nın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,
miüetin kayıtsız ve şartsız egemenliğini
komyacağma; hukukun üstünlüğüne. de-
mokratikvelaik Cumhuriyete ve Atatürk
ilke ve dev rimkrine bağlı kalacağına; top-
lumun hu/ur vertfahı. milli da> antşma ve
adalet anlavışı içinde herkesin insan hak-
ianndan ve temel özgürlüklerden yarar-
lanması ülküsünden ve Ana>asa\a bağb-
uktan aynlmayacağınaulusunönünde na-
muslan ve onurtan üzerine ant içen; da-
ha sonra da bu antlanru unutup, ulusal ege-
menliği yeni dünya düzeninin patronu,
IMF ve Dünya Bankası'nın denetimini
elinde tutan, emperyalizmin en büyük
gücü Amerika'ya teslim edenler. TL'yi ül-
kemizde neredeyse geçersiz duruma ge-
tirip, ulusal bütçemizi ve tüm yatınmla-
n dolar üzerinden hesap edenler, 75. yıl-
dönümünü görkemli törenlerle kutlama-
ya başladığımız Cumhuriyetimizin tüm ka-
zanımlannı uluslararası tekelci sermaye-
ye peşkeş çekenler, 19 Mayıs'larda, 23 Ni-
san'larda, 29 Ekim'lerde ulusal egemen-
likten, ulusal bağımsızlıktan ne yüzle söz
edebiliyorlar?Neyüzle!.. Oturupdüşün-
memiz gerekmez mi?.. Istedim ki hep
birlikte düşünelim.
Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga suçun-
dan darağacına gönderilen Kemalistgenç-
lerin ülkesinde gün geldi, bir cumhurbaş-
kanı. "Anayasavı bir kere delmekle bir
şeyolmaz"dedi. Yeni 'adliyıJ'ınaçılışın-
da, çalan tehlike çanlanna dikkat çeken
hukukçularunız, Anayasa delinirken ses-
lerini olanca güçleriyle çıkarabilselerdi,
'adli yıl'a bu denli sancılı başlarlar mıy-
dı?..
Başta, Bursa Nutku'nda Atatürk'ün ta-
nımladığı, Cumhuriyeti koruma ve kol-
lama görevini verdiğı gençliğimiz ohnak
üzereaydınlanmızı, laik, demokratik cum-
huriyetimizin geleceği konusunda kay-
gılı, duyarlı yurttaşlanmızı, Cumhuriye-
timizleyaşıtve onu kuran partiyi önümüz-
deki günlerde, ülkemizi uygarülkelerdü-
zeyine çıkarmak için özverili görevier
bekliyor. Birbirimizle uğraşma lüksüne sa-
hip değiliz. Haydi!.. Görev başına!..
Gençlerimiz, Üniversitelerimiz
KE>L4L O C A K Emekli MEB Müfenişi
0 ki yıl önce Ankara Unıversitesi Siyasal Bil-
I
gıler Fakültesi'nin bahçesinedikilen Genç-
lik Anıtı'nın açıhşına bir rastlantı sonucu
girmiştim. Bu üniversitedt her zaman laik
\ e demokratik cumhuriyete sahip çıkma so-
runılulugunu gösteren, bu değerleri koruyan
ve kollayan Sayın Rektör Prof. Dr. Giinal Akbay,
bu anıtın altına Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
1920'de söyledıği "Bütün umudum gençliktedir"
sözlennı yazdırmıştı.
Bu sözler bugünün koşullan içinde oldukça ari-
lamlıydı.yenndeydı \egereklıydi. Cünkü Atatürk
enbüyükeserisaydığı cumhuriyeti Türk gençlîği-"
ne emanet etmişü. Hatta 30 Ağustos 1924'teDum-
lupınar'da şöyle demişti
"Gençler, cesaretimizi pekiştiren ve sürdüren siz-
siniz. Sİ7 almakta olduğunuz terbiye ve kültürie in-
sanlık erdeminin, \atan se\gisinin, fikir özgüıiüğü-
nün en değerti simgesi olacaksınız... Ey>ükselen >e-
ni kuşaklar, geJecek sizindir. Cumhuriyeti biz kur-
duk, onu yücettecek ve sürdürecek sizsiniz."
Doğrusu, Atatürk, eğitimin ve gençliğin insan
ve toplum yaşamındaki yerini ve özde ulusun ge-
leceğiyle ilgisini elbete çok iyi biliyordu. Biliyor-
du ki, genç insan yeniliklere açık ve köklü deği-
şikliklerden korkmayandır. Geleceğe umutla bakan
ve çalışmaya hazır olandır. Güç doludur. Özgür ve
" ıdealisttir. Henüz çıkar ve benlik bağlan onlarda
gelişmemiştir.
•' Bugürl Türk gençliği. temelinde demofcjasj. vs&
toplum egemenjiği yâtah, demokratik ve laik cüm-"*
huriyeti ve Atatürk devrimlerini koruyan ve her ko-
nuda ulus ve ülke yarannı düşünen bir görüşle ye-
tiştirilmelidir. Yaşamında çağdaşlığı ve çağdaş dü-
şünceyi öne çıkaracak duruma getirilmelidir. Al-
makta olduğu alan bilgisiyle donatılmaiıdır.
Üniversiteli, üniversitede aldığı bu genel külfü-
rünü yaşam boyunca kesintiye uğrarmadan devam
ettirmelidir. En başında üniversiteliye toplum de-
ğerleri, bilgi dürüstlüğü verilmeli ve bu durum bir
toplumsal sorumluluk olarak öne çıkanimalıdır.
Özellikle Türk gençliği, her şeyin para ile ölçül-
düğü ve köşe dönücülüğün öne çıkanldığı; bütün
kutsal değerlerin yıkıldığı günümüzde düzenin
çarklan arasında erimeyen ve kendisini içinden
çıktığı topluma adayan gençler olarak yetiştiril-
melidir.
Gerçek şu ki, Lozan'dan bu yana "Loik Cum-
huriyet'i w Ulus Dev'led" yıkmak isteyen çevreler,
karafılık gûçler, örgüUer ve şenat devleti özJemle-
ri bulunmaktadır.
Üniversite kayıtlannm başlamasıy la birlikte, ge-
rici güçlertürban eylemlerine şimdiden başlamış-
lardır. Askeri ve sivil haberalma birimlerinin bu ko-
nuda "ciddiolaylar"çıkabiliruyanlan basınayan-
sımıştır.
Geçmişte olduğu gibi bu gençliği kendi siyasal,
parasal, dinsel çıkarlan için kullanmak isteyecek
ve bunlan sağcı, solcu, ırkçı, tarikatçı, çeteci gibi
tehlikeli kamplara bölecek, eğitim ve öğretimden
uzaklaştıracak çevreler ve kışiler olacaktır.
Bu arada belirtmek isterim ki, Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu öğrenci yurtlan da bu yol-
da izleme altına alınmalıdır.
Işte bu doğrultuda bütün üniversitelerimizdeki
yönetici kadrolanmızın, sayın rektörlerin, dekan-
lann. öğretim görevlilerinin her türlü siyasal dü-
şüncenin üstüne çıkarak 75. kuruluş yılını kutla-
maya hazırlandığımız bu cumhuriyeti koruyacak-
lanna ve kollayacaklanna olan inancımız tamdır.
Hükümetin, sizlerin yanında olması, polisin geri-
ci olaylara seyirci kalmaması da gereklidir. Bu
duygu ve düşüncelerin ışığında 1998-1999 öğre-
tim yılının bütün üniversitelerimizde ve okullan-
mızda sağlıkİL, kavgasız ve başanlı geçmesi en bü-
yük dileğimizdir.
Bu Hırçınlık Zararlı
MEHMET ALI ONSEL
etelerin her biçimde toplumun tüm
katmanlanna yoğun olarak yayılma-
sınm kanıtlanyla geçiyorgünlerimiz.
Adeta tüm kamuo> u küçük dilini yut-
muş. olanı biteni ilgiyle izliyor. Siya-
sal partiler içinde CHP'nin bu gibi pis
işlereTcanşmamas] sol düşünce açısından onur ve-
rici bir tutumdur. Bu durum CHP'nin oylannın
artmasında da etkin bir rol oynuyor.
Ancak CHP Genel Başkanı Sayın Baykal Baş-
bakan Sayın Mesut Yılmaz'ın açöğı tuzaklann içi-
ne girmektedir. Sayın Baykal niteliği ve karakteri
itibanyla bu tuzağı göremiyor.
Sayın Yılmaz'la Sayın Baykal'ın seçimlerle il-
gıli bir "mutabakat metni" imzaladıklannı bütün
kamuoyu bilmektedir.
Sayın Başbakan, eğer imzaladığı bu siyasal bel-
geye uymuyorsa ya da imzaladığı bu metnin dışın-
da bir davranış sergiliyorsa, Sayın Baykal neden
bu derece sinirlenip hırçınlaşıyor? Bu durumu sa-
kin, akılcı ve inandıncı bir tavirla kamuoyuna du-
yuramaz mı?
Sayın Baykal, en güçlü olduğu bir noktada ba-
ğırarak, çağırarak kamuoyunda güçsüz bir duru-
ma düşüyor. Baykal bu sinirli haliyle inandıncılı-
ğını kaybettiğini anlayamıyor mu?
CHP güçleniyor... CHP'ye kayıtlı olmayan. fakat
bu seçimde CHP'ye oy vermeyi düşünen bir vatan-
daş olarak, CHP'ye ve Baykal'a Sayın Mesut Yıl-
maz'ın tuzakJanna kapılmamasını öneriyorum.
Hırçın birgörünümden kaçınmasım. daha sakin bir
tavır takınmasını öneriyorum.
Bu sorular
Voyager Türkiye'nin
varoluş nedenı
1 Kasım da
yepyenı bır dergi
yaşamımıza ginyor;
Voyager.
Aylık yurtıçj-yurtdışı turlardan
konaklama merkezlenne,
meteorolojık venlerden,
monu altematrflerıne kadar
herkesin yol arkadaşı,
gerçek bır seyabat rebberi...
llk sayr, ucretaz Alışvenş Cennetı
Avrupa ekı ile bıriıkte...
seyahat rehberi"
Mıgros, Gima, Makro ve dığer seçkın satıs noktalarında.. Abone olmak ıçın 0212 219 33 33
PENCERE
Anadolu'da
Cumhuriyet<•••
Gazi 1938'de öteki dünyaya göçtü.
60 yıl önce...
Bugün nereye baksan Atatürk!.. Mustafa K
mal halkın biricik sevgilisi!.. Varsa Atatürk, yok:
Atatürk!..
Nedir bunun anlamı?..
Dünyada eşine rastlanmayan bir olay yaşanıyc
Toplumbilimciler konuyu irdelemeli!.. Halk nede
Atatürk'e sarılıyor?.. Cumhuriyet'in 75'inci yıldc
nümünde gençler ve yaşlılar sevinç gözyaşlan dc
kerek kucaklaşıyorfar, türkü söylüyortar, dans ed
yortar, Gazi'de odaklanan bilinç, kuşaklan birleş
tiriyor. Atatürk geçmişin anısı değil, geleceğe bc
kışın önderi...
Inanılmazbirşey!..
Ama gerçek gözlerimizin önünde yaşanıyor; ba
televizyonun düğmesine, Cumhuriyet şöleniniı
sofrası evinde kurulsun...
•
Kimisi bu gerçeği içine sindiremiyor, halkın ne
şesine, gençlerin coşkusuna bozuluyor; dişleri gı-
cırgıcın ruhsal durumu bozuk; 75'inci yıldönümün-
deki gerçeği yaşayacağına, benliğindeki uğursuz-
luğun dışavurumunu yeğliyor; kötümserlik üretme-
yeçabalıyor; cumhuriyeti azımsamaya yelteniyor;
hayattan soyutlanıyor; topluma yabancılaşıyor;
neşeye, türküye, şarkıya, dansa, sevince düş-
manlaşıyor...
işin püf noktası bu!..
Irtica zaten abus surat, çatık kaş!.. Cumhuriyet
düşmanı entel iç dünyasının kıvnmlannda kıvra-
nıyor!..
Atatürk, genç kuşaklara özgür yaşamanın anah-
tarlannı vermiş, kapılannı açmış...
•
Yaçete?.. Mafya?.. Pislik?.. Kokuşmuşluk?.. Ir-
tica?.. Aynlıkçıiık?.. Rüşvetçilik?.. Zulüm?.. Genç-
lere düşmanlık?.. İnsan haklan ihlalleri?.. Işkence?..
Susurluk?.. Çatlı?.. Çakıcı?.. Hırsızlık?.. Soygun?..
Özelleştirme kepazelikleri?.. Onlar ne olacak?..
Tümü tepelenecek!..
Çünkü bütün bu uğursuzluklar irtica ile tutucu
ittifakının işbirliğinde üretilmiştir, cumhuriyetçiliğe
düşmanlığın türetimidir. Cumhuriyetin 75'inci yıl-
dönümünde dalga dalga ülkeyi saran coşkuda
bütünleşen istenç, temiz topluma doğru elbiriiğiy-
le yurüyüşün umudunu da yansıtmaktadır.
•
Yıl 1923...
Anadolu'da bir cumhuriyet kuruldu.
Kapitalizm, sosyalizm, faşizm, komünizm gibi
kavramlar dünya coğrafyasında ülkelere göre renk-
lenirler, özelliklere bürünürier; Islam da, Hıristiyan-
lık gibi, yayıldığı toplumda yerteşik koşullara ayak
uydurur. Hıristiyan kimi yerde Protestandır, kimi yer-
de Ortodoks, kimi yerde Katolik!.. Müslümanın
mezhebi, tarikatı saymakla bitmez; kapitalizm
Amerika ile Türkiye'de bir değildir.
Ya cumhuriyet?..
Iran Islam Cumhuriyeti Şiilik kalıbına döküldü,
Batı'da nice cumhuriyet faşizmle özdeşleştuildi;
Anadolu'da ise Cumhuriyet Aydınlanma Devrimi
demektir; demokratik devrim içeriği taşır; Hüma-
nizma'nın ve Rönesans'ın değerini bilir; insanın in-
sanlaşması yolunda bir büyük adımdır. Meydan-
lardaki çoşku, sevinç, türkü, şarkı, dans, yaşamın
ta kendisi!..
Cumhuriyet, Anadolu'da kendineözgü kimliği-
ni bularak mayalandı.
VEFAT
Merhum Hikmet ve merhume Atiye
Fışkmer'in kızlan, Mûzeyyen Fışkıner'in
ablası, Safter Ruat ve merhume Ruhsar'ın
kardeşleri, Sevim ve Osman'm yengeleri,
Süheyla Zenel'in gelini merhum Nevvare
Talat Musabay'ın ve Bilge ve Hüsnü
Albayoğullan'nın dünürleri, Murat ve
Gülbin'in çok sevgili anneleri, Mahmut ve
Macide'nin kayınvalideleri, Pelin ve Sibel'in
sevgili anneanneleri, Samet ve Buket'in
biricik babaanneleri,
Merhum Nevzat Erduran'ın eşi
FATMA BERRIN
ERDURAN
vefat etmiştir. 31.10.1998 (Cumartesi günü)
Erenköy Galip Paşa Camii'nden öğle
namazını müteakip kaldmlarak Feriköy aile
mezarlığına defiıedilecektir.
AJLESI
ANMA
2 Kasım 1998 Pazartesi günü
Prof. Dr. BAHRİ SAVCI Hocamızı
ölümünün birinci yıldönümünde
anıyoruz.
11.00 Küçükyalı Mezarlığı (idare
binası) yanında toplanılacak, 14.30
Yıldız Teknik Unıversitesi
Oditoryumu'nda "Başkanlık Sistemi"
konulu söyleşinin konuşmacılan: Prof.
Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. tbrahim
Kaboğlu, Prof. Dr. Yavuz Sabuncu,
Prof. Dr. Fazıl Sağlam.
Not: Pazartesi günü saat 10.00'da Taksim'de
AKM'nin önünden otobiis kaldınlacaktır.
MÜLKİYELtLER BİRLİĞt
\ \