Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31 EKİM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
Hayatın
cilvesiGünlerdır Türk Tıcaret
Bankası mn satışmdaki
kepazelikleri tartışıyoruz.
Insan bundan ders
çıkanr değil mi?
Yi)k, kör kör parmağım
gözüne... Sıra, Emlak
Bankası nda. Emlak Bankası
dörde bölünecek, özelleşecek,
satûacak.
Emlak Bankası Genel Müdürii
kim? ErdinAn.
Ne demiş?
Çok değil. bundan altı ay
önce, Nisan 1998 de An 'mn şu
sözleri basına yansımış:
"Kamu ilişkileri benim
için çok önemlL
Bürokrasi çok çok önemlL
Devletteki birtakım insanlan
tanımak benim bundan
sonraki hayatımda
belirleyki olabilir.
Bu görevimde basanlı olacak
kadar bir süre kalabilirsem,
bankayı biryerden bir yere
götürebilirsem, daha sonra
ö'zel sektördeki
çalışmalanmda burada
kurduğum kontaklar
kazancım olacaktır.
Yani ben, Emlak
Bankası 'ndan beşeri sermaye
kazanacağım. Bir sıçrama
tahtası ise
evet, bu amacın
güdüldüğü de söylenebüir.
Ama, hayat böyle..."
Bankamn eskıyen ay gibi
kırpılıp kırpıhp satüması
sonrası Erdin An,
Emlakbank a sahip olanların
yeni bankasında bir güneş gibi
doğarsa hiç şaşmamalı.
Hayat bu, neyapalım...
ISIK KANSU
Bip 'zeki' adamFP li Ağn Belediye Başkanı Zeki
Başaran 'ın S/ıou TV'de yayımlanan
konuşmalarını izlemiş ya da
söylediklerinden haberdar olmuşsunuzdur
mutlaka. Adamm değilpaçasmdan,
gözlerinden, sakahndan, ruhunun
derinliklerindeki saglıksızlığın vansıdığı
san-beyaz yüzünden cahillik, gerilik
akıyor. Abuk sabuk konuşuvor
"Bizim yazımızı değiştirdiler. Efendim
Arapça harfleri kargacık burgacıktır,
teknolojiyi engelliyor. Onu değiştirelim.
Vay seni hain. Seni hain. Millet lanetle
anıyor simdi seni ve senin gibilerini."
Sözüm ona harfdevhmim eleştiriyor.
Atatürk ve cumhuriyet devrimcilerini
"hainlik "le suçluyor.
Reha Muhtar, soruyor:
"Kim bu hain dediğin?"
Dibi görünmez kapkara kuyusundan
çektiği bilgisizlıği ile kıvırtıyor:
"70 yü önce ülkemizi bölmek isteyen,
hatta parçalamak isteyen İngiliz hain
Lav.rance'du.. Bu sözleriLatvrance için
söyledim. Alfabeyi değiştiren
Lawrance'dır."
Bak. bak. bat. Ağn Vı "Mekke ve
Medineyapacağı"m vaateden "Zeki"
Başaran 'a göre: çil çil tngiliz altmlarıyla
Osmanh 'yı arkadan vuran Mekke
emirlerinin, Arap şeyhlerinin kendisini
"Dinamit Emir" diye tanımladıkları,
"kahraman " üan ettikleri îngiliz casusu
Lanrence, Türkiye 'de "alfabe "yi
değiştiren kişiymiş. Bu söze, algılama
güçlerinin çok dar olduğu savlanan
kargalar bile güler. "Zeki" Başaran
kıvırtırken, kargalann kahkaha
kahvaltısma eşlik ediyor. Bir kere,
emperyalizmin uşağı Arap şeyhlerini
hşkırtan Lawrance'/, Türkiye'de"Arap
harflen"ni kaldırmaya soyundurmak
ancak bu "zeki" adamm işi olabilir. Diğer
yandan, her şeye "maydanoz"olan
"zeki" adam, yalanlannı yalanlarken bir
başka yalana sapıyor: HarfDevrimi
1928'debizzat A tatürk tarafından
gerçekleştirilmiştir. FP'nin bu "zeki"
belediye başkanı, Lawrance 'ın o tarihlerde
Türkiye den binlerce kilometre ileride,
Hindistan'daolduğunu bilmez,
safsatalarına zırva ekler.
Acı olan şu: 1923 devrimi
gerçekleştirildikten sonra eğitim birliğini
bozarak böylesi "zeki" adamlann
yetişmesine olanak sağlayan karşı
devrimcilerin hâlâ Cumhuriyet
Türkiyesi nde ülke yönetiminde söz sahibi
olabilmesi. Bu "zeki" adamlann ve
onların destekleyicilerinin gazetelerde,
televizyonlarda, günümüzden bir süre
öncesine değin özgürlük adına baş tacı
yapılması, "demokrat"ilan edilmesi.
Cumhuriyetin 75. yılım içten
gelen "halkçı" bir coşkuyla
kutluyoruz.
Katıhmcı, görkemli
kutlamalar arasında
gözlediğimiz bir küçük
tatsızhğı köşemize aktarmak
zorunluluğu duyduk.
Geçen hafta Çarikaya
Belediyesi 'nin Amtpark'ta
diizenlediği Cumhuriyet
Bayramı şölenindeydik.
Program akışı açıklandığı
üzere sürüyordu. Ufitk
Karakoç türkülerini söylemis,
Rüştü Asyalı Nâzım
Hikmet 'ten şiirler okımuştu.
Cumhuriyet şöleni değil, konserim
tzleyiciler; tiyatro sanatçısı
Rutkay Aziz 'i, balerin Hûlya
Aksular ve balet Oktay
Keresteci'yi, zeybekleri ve o
gün için ö'zenle hazırtanmış 4-
5 pırıl pınl gencin
Cumhuriyetten ne
anladıklanna ilişkin
gösterilerini bekliyorlardı.
Birdenbire sahneye Zülfü
Livaneli 'ye eşlik edecek
orkestra çıktı, ardından da
Livaneli...
Anlaşılan Livaneli, diğer tüm
izlencelerin, sanatçıların
programlannın es geçilmesini
istemişti. Livaneli 'nin,
toplanan halka söylediMeri
şaşkınlık vericiydi:
"Beni bugüne değin hiçbir
konserimde yalnız
bırakmadığtmz gibi, son
konserimde de yalnız
bırakmadınız. Teşekkür
ediyorum."
Oysa, onbinlerce Ankaralı
oraya "Cumhuriyet Bayramı
şöleni" için toplanmıştı,
"Zülfü Livaneli'nin son
konseri" için değil. CHP
lideri Deniz Baykal'ın Zülfü
Livaneli 'nin konserine
dönüştürülen etkinliğin
sonunda yaptığı veyalnızca
Livaneli 'yi öven konuşması ile
bu durumun üzerine tuz biber
ekildi. Neymis? Zülfii
Livaneli 'nin son konseriymiş,
bundan böyle siyasete ağırlık
verecekmiş.
"Cumhuriyet Bayramı "na
"Benim konserim "
diyebilen, on parmağında on
hüner Livaneli'nin bu karannı
yürekten destekliyoruz.
Böylece gelecek bayramlarda
en azından "biz, hepimiz,
cumhuriyetimiz " diyebilecek
sanatçılatia birlikte
olabileceğiz.
Yaşasın! Yaşasın Cumhuriyet!
Derin his
Türkmenistan ile Türkiye
arasında doğalgaz ve
Hazar geçişi boru hattı
ile ilgili çerçeve
anlaşması TBMM'de
imzalanıyordu.
Türkiye 'de bulunan
ABD Enerji Bakanı
Bill Richardson bir
istekte bulundu:
"Anlaşmayı ben de
gözlemci olarak
imzalamak istiyorum."
Başbakan Mesut Yıimaz,
Türkmenistan Devlet
Başkanı Saparmurat
Türkmenbaşı 'na
Richardson 'un bu
isteğinin kendileri
açısından bir sakmcası
olup olmadığını sordu.
Türkmenbaşı da onay
verince, Richardson
anlaşmaya gözlemci
olarak imza koydu.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ile
Türkmenbaşı nin
konuşmalarının ardından
Richardson da
söz istedi ve ABD Başkanı
Bill Clinton 'un samimi
dilek ve tebriklerini iletti.
Ardından da Başbakan
Mesut Yıimaz'ın
Washington ziyaretinden
sonra Clinton un
Türkiye 'ye karşı daha
derin hisler beslemeye
başladığım söyledi.
Salonda meydana gelen
ani sessizlikte bir bayan
gazetecinin mınldanarak
söyledikleri, gazetecileri
kahkahaya boğdu:
"Eyvah, Clinton
bize de derin hisler
beslemeye başlamış."
Eğitim-Sen den eleştiri
Taşımalı eğitim için
gerekli önlem alınsın'
Istanbul Haber Servisi - Tür-
kiye genelınde > aklaşık 40 bin öğ-
rencinin yararlandığı taşımalı eği-
timdeki "başıbozukluk ve dene-
timsizlik" nedeniyle öğrencıle-
rin, AnadolıTnun birçok bölgesin-
de kamyon ve traktörlerle okula ta-
şındiğı belirtilerek devlettn gereK-
li önletnleri alması istendı.
Eğitim-Sen Istanbul 2 No'lu Şu-
be Başkanı Alaattin Dinçer, dev-
let tarafından yılda 20 tnlyon lıra
harcanan taşımalı eğitimin uygu-
landığı kırsal kesimde, okul çağı-
na gelmiş çocuklann belirlenme-
sınde aksaklıklar yaşandığını v ur-
gulayarak birçok çocuğun bu ne-
denle eğitim hakkmdan yararla-
namadığını belirtti. Öğrenci taşı-
yan kişi ve kurumlara ait araçlar-
da, ögrencilerin can güvenlikleri-
nı tehliye atacak donanım eksik-
likleri bulunduğunu kaydeden Din-
çer, kullanılan araçlann 15 yaşın-
dan daha eskı olduğunu söyledi.
Dmçer. taşıma yapan araçlarda öğ-
rencüerin neredeyse "üst üste dol-
durulduğunu" belırterek ser\ is-
lerin denetlenmediğini ve rehber-
lik hizmeti verecek personel bu-
lundurulmadığını kaydettı.
Taşımalı eğitim uygulamasın-
da ögrencilerin beslenmesi için
verilen sandviçlenn gramajının ve
sağlık koşullanna uygunluğunun
denetlenmediğini savunan Dinçer.
sandviçlerin ihale edılmesinde kuş-
kular doğduğunu öne sürdü.
Eğitim-Sen I&tanbul 2 No'lu Şu-
be Başkanı Alaattin Dinçer. taşı-
malı eğitimdeki sorunlann gide-
nlmesı için taşıma yapan araçla-
nn sürekli denetlenmesi amacıy-
la teknik birimler kurulmasını, ta-
şımalı eğitim ihalelerinin ihale ka-
nunlanna uygun olarak yapılma-
sının sağlanmasını, araç konvoy-
lannda yetkili personel bulundu-
rulmasını, kış koşullanna göre ön-
lemler alınmasını ve uygulama-
nın yürütüldüğü ılçekrde yetkili
kurullann oluşturulmasını öner-
di.
Dinçer, öğrencilenn beslenme
koşullannın iyileştirilerek sağlık-
lı koşullar oluşturulmasını, yerel
yönetim yemekhanelerinden ög-
rencilerin de yararlandınlmasını.
beslenme eğitimı verilmesıni ve
Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygu-
lamaya ilişkin kamuoyuna zaman
zaman açıklama yapmasım istedi
Yıl sonuna kadar sonuçlandırılacak
Eminönü-Zeytinburnu traımay hattı için 65 tramvay alınacak.
Görevden alınması beklenen
Erdoğan'dan tramvay ihalesi
İstanbul Haber Servisi - Istan-
bul Büyükşehir Belediye Başka-
nı Tayyip Erdoğan. İçişleri Bakan-
lığı tarafından görevden alınması-
nın beklendiği önümüzdeki gün-
lerde. yaklaşık 28 tnlyon lırahk
tramvay aracı alımı ihalesi yapa-
cak. tstanbul Büyükşehir Beledi-
yesi'nin yan kuruluşu olan Ula-
şım AŞ Genel Müdürü Abdurah-
man Gündoğdu. Eminönü-Zey-
tüıburnu tramvay hattında kulla-
mknak üzere 65 tane tramvay ara-
c. alımı için ihale yapılacağını be-
lirterek her bir aracın yaklaşık de-
ferinin 1.5-2 milyon dolar oldu-
gunu söyledi.
İçişleri Bakanlığı'nın görevden
alma istemi üzerine Danıştay ta-
nfından sa\r
unması istenen Erdo-
|an, 15 günlük sürenin sonunda sa-
Minmasını Danıştay'a geçen çar-
şamba günü gönderdi. Cumhuri-
yet Bayramı tatili sonrasında Er-
ioğan' ın her an görevden ahnabi-
feceğı belirtildi. Görevden alın-
ması hemen cezaevine gireceği
anlamına gelmiyor. Diyarbakır
DGM tarafından \ erilen ve Yargı-
tay tarafından da onaylanan hapis
cezası, infaz savcılığına gönderil-
mesine karşın Erdoğanbu cezanın.
6 ayı geçmemek kaydıyla ertelen-
mesini isteyebilecek.
Istanbul Büyükşehir Belediye-
si İstanbul Ulaşım AŞ Genel Mü-
dürlüğü tarafından açüan ihaleye
göre tramvaylar klimalı. paslan-
maz saç veya alüminyum gövde-
li. tercihen düşük tabanlı olacak.
Yetkililer, ihale teklif doküman-
lannın en geç 15 Aralık 1998 ta-
rihine kadar elden alınacağını ve
"Şirketin, 2886 sayılı thale Ka-
nunu'na tabi olmayıp. ihaleyi
yapıp yapmamakta. ya da dile-
diğine verip vermemekte ser-
best olduğunu" belirttiler.
thaleyı kazanacak olan fırmanın
Türkiye'den hangi şirketle kon-
sorsiyum oluşturacağı da ılgiyle
bekleniyor.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BüGUN MÜMTAZ ARIKA?İ 31 Ekim
ÇOCUKLAR/ ANLAMAK..
4946'C* BUGÜAJ,ÜULÜ lVV.YAH
P£ AMICfS DOĞOU. GEMÇLİK. YlUAKJNOA O&ÖUYA
PEAtotCtS, SUBAYX£Ut
eO£8İy»TA UeeA-
UBDeUMS SİVIL YAŞAM/ YeĞÜYSCe&İg. AS-
peueY'Utui Auurmit *LA VITA MIUTABE''
(AS.KB8.UK. yAŞAUVSl) KJTngtUl, *LA SPAGHA%
(JS-
PAMYÂ) G.İBİ YOLCUIMK ANILABl İZLİYECEK, SU
ARADA Şlt£ VE lUSA ÖYKÛLER. WzAÇAI£Tf£.
Bflzı ELEşriZMeuLee, &SA öYçüLez/uiN EN
(Yİ YAPITLARI OLOU6UfJU İPDİA EPEC&Oİ. AU-
CAK, OE AMICIS, AS/L LJMÜtJÜ ÇOCUK MÜTAP-
LARtYLA YAPACAKTie.. "GLI AMICI^(OOSTtAlt)
VE ÖZeLLİKLe "IL. CMORE*(ÇOCUK KALB)),2£
PİLE Ç£.YB.İLE£EJ£ YAYIMLANACAK-, ÛUYSUSAL
ANLATIA4IYLA Ç.OC £Gl//LeC&fCTİR
TEŞEKKÜR
Ayağımı kangren oimaktan kurtaran Marmara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi Kliniği
Profesörü
TANIL ESEMENLİ'ye
özellikle hastalarına gösterdiği insanca davranış
için candan teşekkür ederim.
Aynca, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel
Cerrahi Profesörü
DURSUN BUĞRA'ya
gösterdiği yakınlık için çok teşekkür borçluyum.
Prof. Dr. JALE BAYSAL
SEYDİŞEHİR ASLÎYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1997/179
Davacı Hatice Aynur Gündem, (kendisine asaleten, çocuklanna vela-
yeten) vekili Av. Harun Tüfekçi tarafından davalı Mustafa Gündem aley-
hine açılan boşanma ve müşterek çocuklan Ayşenur, Sabri ve Emine için
ayda 3.5OO.OOO'er TL, davacı için ayda 5.000.000- TL nafaka davasınm
yapılan açık yargılaması sırasında, verilen ara karan gereğince;
Tüm aramalara rağmen adresi meçhul olan Mustafa Gündem'e dava di-
lekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla;
Davalı Mustafa Gündem'in mahkememizde 23.12.1998 günü saat
09.00'da hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, ak-
si takdirde yargılamanın yokluğunda görülüp karar verileceği hususu ila-
nen tebliğ olunur. Basın: 51715
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
ESATR.4MOĞLU
Lise Diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür.
ŞAFAK AKSOY
Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYOIS KONTROLÜ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
GÖRÜŞ
Prof. Dr. BILGE KULA
Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı
Özerk-Demokratik Üniversite
Bir üniversite için en öncelikli §örev, Türkiye'nin
Atatürk devrimleriyle başlayan yoğun uygariaşma ve
dünya toplumları içensinde saygın bir yer edinme ça-
balannı yoğunlaştırarak sürdürmek, demokratik yak-
laşımla bütünlüğünü daha da pekiştirmek ve bu yön-
deki katkılannı çoğartabilmek için, kendini ve Türkiye
yükseköğretim sistemini yapıcı ve üretken birtutum-
la tartışmaya özen göstermektir.
Bir yükseköğretim kurumunun "üniversite" olabilme-
si için kapsamlı bir yaklaşımla özetle şu niteiikleri ta-
şıması gerekir:
• Evren, toplum ve insanın bütün yönlerini incele-
yecek, irdeleyecek ve tartışacak birimler içermelidir.
• Bütüncül bir bilim anlayışıyla hakikatin aranması-
na, bilgi üretimine ve üretilen bilgilerin insanlık yaran-
na kullanılmasına katkıda bulunmalıdır ve bu özelliği-
ni; yani, kapsayıcılık ve bütüncüllük niteliğini kıskanç-
lıkla korumalıdır.
• Bu niteliklerin korunmasının önkoşulu, akademik
özgürlüktür. Akademik özgürlük, ögrenme ve öğret-
me özgürlüğünün yani sıra, akademik özyönetim yet-
kisini, bilim kişisi yetiştirme ve akademik unvan ver-
me, bir başka deyişle, doktora yaptırtma hakkını içe-
rir.
• özyönetim, tüm yönetim görevlerinin seçimle be-
lirlenmesini gerektirir.
• Bu çerçevede akademik özgürlük, bir fantezi ya
da bir başına saltlaştmlacak bir erek değil, özgür bi-
lim ve tartışma ortamının yeni seçenek, düşünce ve
sorun çözme yöntemleri geliştirmenin güvencesi ve böy-
lece Türkiye'ye daha fazla hizmetın bir yoludur. Ozerk-
lik, en büyük başanyı sağlama yükümlülüğüdür.
• Türkiye'nin sorunlanna çözüm önerileri geliştire-
bilmek için, toplumsal sorunlann tartışıldığı ortam ve
yer olması gereken üniversite, her zaman denetım al-
tında tutulmak istenmiş ve bu tutum süregelmiştir.
• Bu tutumun bir sonucu olarak, farklılıklannı özen-
le korumaları gereken üniversiteler büyük ölçüde bü-
rokratikleştirilmiş ve benzeştirilmiştir. Bu anlamda, üni-
versiteler farklılıklannı duyarlılıkla korumalı ve geliştir-
melidir.
• Katılımcı ve üretken bir yönetim anlayışı kaçınıl-
mazdır. Bunun önkoşulu, bölümlerdahil, tüm kurullar-
da kararlann en geniş katılım yoluyla alınması ve ive-
dilikle uygulanmasıdır.
• Bilim özgürlüğü, başta insan onuru olmak üzere
temel hakların zedelendiği ve öngörülemeyen etik ri-
zikolara girildiği yerde biter; çünkü, bilim salt olumlu-
luklar üretmez; kitle yokedim silahları ya da canlıların
kopyalanabilmesi gibi, nelere yolaçacağı bilinmeyen
gelişmelen de sağlar. Bu nedenle üniversite, bilimin in-
sanlığa ve topluma karşı sorumluluğu ilkesini kararlı-
ca öne çıkarmahdır.
• Çağdaş gelişmeler, yeni durumlara uyabilen, çok-
yönlü yetişmış insan gücü gerektirdiğinden, bol seçe-
nekli dallararası yönetimli eğitim-öğretim alanlannın ya-
ratılması ve sunulması ivedi akademik görevlerdendir.
Bu çerçevede eğitim-öğretim izlenceleri sürekli eleş-
tirel değeriendirilmeli ve geçirgenlik sağlanmalıdır.
• Üniversiteler, durağanlığı ve üretimsizliği özendi-
ren öğretim üyeleri ve yardımcılarının devlet memur-
luğu konumu, ölçülebilir başan ve özverili çalışmaya
dayalı, yeni ücretlendirme olanaklannt cesaretle tar-
tışmalıdır.
• Yasa, örneğin rektör ya da dekana yetki tanısa bi-
le, hiçbir karar tekil alınmamalı; mutlaka kurullarda
alınmalı, üniversitenin, kurullan yoluyla yönetimi be-
nimsenmelidir.
• Bütün ünivfirsitp cal'San'a'1
"'" özgün temsilcilikyp?
luylâ karar süreçlerıne katılımı, hak ve özgûrtük açısın-
dan olduğu denli, verimlilik ve başan yarışı bakımın-
dan da kaçınılmazdır.
• öğrenciler, üniversitelerin temel taşlandır; bu ne-
denle ögrencilerin karar süreçlerine katılımlan ve her
yönden kişiliklerini özgürce geliştirmeleri için her tür-
lü olanak yaratılmalıdır.
• Üniversite-sanayi işbirliği, yöresel, ulusal ve kü-
resel gelişmelere çözüm oluşturucu temel bir yakla-
şımla her alanda geliştirilmelidir.
• Üniversite, yararcı ve indirgemeci teknoloji anla-
yışına göre değil, etik boyutlan içeren kapsayıcı ve bü-
tünleyici bilim yaklaşımıylaçalışmalı ve yönetilmelidir.
• Çağdaşlaşma ve uygarlaşmanın sadece teknolo-
jik atılımlaria değil, toplumsal ve kültürel iteriemeyle ola-
naklı olduğu unutulmamalıdır.
• Üniversite, evrensel bilim ölçütleri çerçevesinde
toplumsal sorunlann tartışıldığı ve çözümler üretildiği
ortamdır; ancak, hiçbir biçimde siyasal bir kuruluşun
yandaşı ve aracı değildir. Bu nedenle hertürlü siyasal
kuruluşa ve kümeye eşit mesafeden bakmak vazge-
çilmez ilkedir.
• Eğitim-öğretim ve araştırma alanında çevreye uy-
gun sürdürülebilir gelişim ve yaşamaya değer bir ge-
leceğe dönüklük anlayışı özendirilmelidir.
1980'li yıllann baskı ortamında bir tepki ve sıkı de-
netim yasası olarak çıkanlmış olan Yükseköğretim Ya-
sası, yukanda betimlenen özerk demokratik üniversi-
te kavramıyla bağdaşabilir mi? Bağdaşamayacağı
açıktır. Bu nedenle bu yasanın Türkiye üniversiteleri-
ni daha fazla sıkboğaz etmesine izleyici kalınmamalı;
en kısa sürede çağdaş üniversite anlayışı doğrultusun-
da değiştirilmesi gerçekleştirilmelidir. YÖK'ün kısıtla-
yıcı, denetleyici ve tepeden belirleyici yapısı değişti-
rilmediği sürece, kendisini bu niteliklerle özdeşleşti-
ren yöneticiler hep çıkacak ve eleştiriler de hep gün-
cel kalacaktır.
BULMACA SEDAT YASAYAIV
SOLDAN SA-
ĞA: 1/ Içkiler
hakkında yaalan
kitap. 2/ Franz
Kaflsa'nmbirro-
manı. 3/ Uzun
tüylü kalpak...
Ayak bileklerini
de içine alan ka-
paklı jimnastik
ayakkabısı. 4/
Kraliçe... Ağır
kokulu bir gaz.
5/ Bir nota...
Tüık müziğinde
bir makam. 6/ Salgın has-
talık. II Uluslararası pa
.
raFonu'nunsimgesi..
ki dilde ekmek. 8/ Hjnt
edebiyatının 1913 Nokel
EdebiyatÖdülü'nükaza- 4
nan en ünlü şairi...'
vanlara vurulan
9/ Gemici, işçi gibi
selerineğlenmek için git-
tikleriiçkilivedanshyeT,.. 8
Süs için yapılmış jjiysi 9
kıvnmı.
YUKAR1DAN AŞ^ĞIYA: 1/ "Bul karayı al parayı" da
denılenkumarı oyniıjanianTse; üçkâğıtçı. II Asmakütüğu...
Madencıhkle ılgüı lcuruluşumuzun kısa yazıhşı. 3/ "Bel
bağladığım — lenient Gün doğmayabili'r bir daha" (Ca-
hit Sıtkı Tarancı).. -ış l e r > e
ylemler" anlamında eski bir
sözcük. 4/ O yer' anlamında kullanılan sözcük.. Bir ha-
berajansının simge-,ı... Çin
ve Japonya'da oynanan bir stra-
teji oyunu. 5/ Kimi balıklann iste kurutularak yapılan pas-
tırması. 6/ Ilkel bıişjiajj Hırvatistan'da bir kent. 7/ Mer-
keziyetçi demokrai, yandaşı cumhuriyetçiİCTe verilen ad.
8/ Kuran'da bir sur. B i r O
rganımız. 9/ Notada durak işa-
reü... Kuçuk çoculian uyutmak için söylenen türkû.