Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
9 Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya#YazıışlenMudurü İbrahim
\ ıldız • Sorumlu Miıdür. Fikret İlkiz
# Haber Merkezi Müdüru. Hakan
Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser
İstıhbarat: Cengiz Yıldırım # Kültür:
Handan Şenköken # Spor: Abdülkadir
Yücelman • Makaleler: Sami Karaören
# Düzeltme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf:
Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belge: Edibe
Buğra # Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke Hikmet Çctinkaya.
Şüfcran Soner, Ergun Baicı,
İbrahim YUdız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbav, Hakan Kara.
Ankara Temsılcisı Mustafa Balbav AtatürkBuhan
No- 125, Kaf4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7
hat), Faks-4195027#lzmırTemsılcısı SerdarKızık,
H ZiyaBIv 1352 S 2 3 Tel: 4411220, Faks: 4419117
# Adana Temsılcısı. Çetin Y iğenoğlu, Inonü Cd. 119
S No.l Kat.l.Tel. 363 12 11, Faks-363 12 15
Muessese Muduni Lstün Akmen #
Koordmator \hme( Konılsan # Muha-
sebe Bülent ^ erver • Idare HiBeyin
Gürer#fşletme Önder Çelik • Bıİgı-
tşlem Nail tnal # Bılgısa\ar Sıstem
Mürihet Çiler#San, FaziletKuza
MEDYA C: • Yonetım Kurul
Başkanı - Genel Mudur Gülbi
Erduran # Koordmator Reh
Işıtman 9 Genel MudiırYardımcıs
Se>daÇoban Tel 514 07 53
5139580-5138460*1,Faks 513846
Ya>ımU>an \e Basan: Yen] Gun Haber fyansı, Basın \e Yayuıcılık A Ş
Türkocağı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel 10 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 212)513 85 95 16EKİM1998 Imsak: 5.43 Güneş: 7.09 Öğle: 12.57 lkindi: 15.59 Akşam: 18.31 Yatsı: 19.52 www. cumhuriyet. com.t
Teknoloji
ihalelepi
• ANKARA (ANKA) -
Kesintısız 8 yıllık
ilköğretımin altyapısının
hazırlanmasına yönelik
olarak yapımı planlanan
359okulun büyük
bölümünün inşaat ıhalesini
tamamlayan Millı Eğıtım
Bakanlığı, me\cut
okullann teknolojik
donanımının sağlanmasına
yönelik ihalelere de start
veriyor. Bakanlık,
ilköğretim derslerinin
yazılımlan ıle 2 bin 451
ilköğretim okuluna
televizyon. video \e
tepegöz alımı için gelecek
hafta ıçinde ıhale
duyurusuna çıkacak.
Okullardakı bilgı
teknolojileri odası
düzenleme çalışmalan da
ihalelerle eş zamanlı
olarak yürütülecek.
Kelliğin
sebepleri
• ANKARA (ANKA) -
Kelliğin yüzde 45'ınin
kalıtım, yüzde 35'inin ise
stresten kaynaklandığını
belirten doktor Can
Mermercı, Türk
erkeklerınin vüzde 60"ında
kellik görüldügünü
söyledı. Kelliğin "yalnızca
erkeğe özel" bır hastalık
olmadığını ka>deden
Mermerci. kadınlann da
saç dökülmesi sorunu
yaşadıklannı belırttı.
.Kelliğin genç erkeklerde
ve bayanlarda psikolojik
sorunlan da beraberinde
getırdiğını belirten
Mermerci. "Genç erkekler
kelliğin kendilerini yaşlı
gösterdığıni düşünerek saç
dökülmesının önüne
geçmek ya da tedavi
olmak içın daha fazla
uğraşıyor. Kellik genç
erkeklerde ve özellikle
bayanlarda depresyona
neden olabilnor" dedi.
Aydaki donmuş
su kaynakları
• MOl'STON(UBA)-
Ay çevresinı dolaşarak
veri toplayan
"Prospector" uzay aracı.
ay kraterleri arasında
donmuş durumda 1 milyar
tonluk grzlı su kaynakları
belirledi. Bılım
adamlanna göre. bu su
kaynaklan sayesinde
ınsanoğlu ayda koloniler
oluşturacak ve bu
kolonilerde kurulacak
üslerle Mars gezegenine
gıdebilecek. Prospector
projesinin başkanı Alan
Bınder. ayın kutuplan
çevresinde bulunan su
miktannın da on milyar
tona kadar çıkabileceğıni
açıkladı. Houston'daki
Lunar and Planet
Enstrrüsü
araştırmacılanndan Paul
Spudis, "Ayda bulunan
donmuş haldeki bu su
ka>ııağı sayesinde.
insanoğlu rahatlıkla ayda
koloni oluşturabiür.
Buradan da Mars'a
giderek koloni kurabilir"
dedi.
Pembe Köşk'e
ziyaretçi
• ANKARA (AA) -
Modern Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş
planlannın yapıldığı
cumhurivet döneminin
ünlü köşkü, bu \ ıl da
ziyaretçilere açılacak. 24
Ekim Cumartesı günü
ziyarete açılacak olan
köşkıe, Atatürk'ün tsmet
Inönü ile bilardo oynadığı
masa, toplan ve ıstakalan
ile birlikte sergilenecek.
Hataydaki
orman yangını
• ADANA (AA) -
Hatay'ın Iskenderun
ilçesinde çıkan ve kontrol
altına ahnan yangında 492
hektar, kısmen kontrol
altına ahnan ve yukanlara
doğru devam eden Dörryol
ilçesindeki yangında ise
yaklaşık 100 hektar
ormanlık alanın tahrip
olduğu bildirildi. Yangının
belli bir zirveye vardıktan
sonra duracağını söyieyen
Kahramanmaraş Orman
Bölge Yardımcısı Remzi
Bilal, yaptıklan ilk
sonışrurmaîar sonucu her
iki yangının TEDAŞ'ın
elektrik direklerinın
kontak yapması sonucu
çıktığını tespit ettiklerini
bildirdi.
Başkanlığa taşıdığı eşini koltuğunda tutmaya çalışıyor
Clinton,Hillary'nin
desteğjyleayakta
• Çıkmaya başladıklarında
Hillary, arkadaşlanna Bill'in bir
gün başkan olacağını
söylemeye başlamıştı bile. Bu
tutumunu Bill ile evlendikten
sonra da sürdürdü ve bir
kampanya sırasında üzerinde
"Hillary'nin kocasını seçin"
yazan bir pankart bile taşıdı.
Çeviri Servisi - Bill Clinton. Monka Le-
winsky ile ılışkisını tüm dünya karşısında
itiraf ettiğınden bu yana bütün gözler HiJ-
laryClinton'a çevrilmiş durumda, Hillary
Clinton, bu skandalın neredeyse kilit ismi
haline geldi. çünkü dünyanın en güçlü ada-
mının makarrunda kalıp kalmayacağı. onun
vereceği tepkiye ve karara bağlı.
1993 yılında eşının kolunda Beyaz Sa-
ray'ataşman Hillary
Clinton artık 1996
yılında The New Yor-
kergazetesinm man-
şetinde "nefret edi-
len'* dıye söz edilen
ve bütün bu yıllarbo-
yunca solcu. soğuk,
feminist, entelektü-
elgıbı sıfatlarlaanı-
lan kadın değildi. O
aldatılmış bır kadın-
dı, kocası ıhanetini
tüm dünyaya açıkla-
mış, onu rezil etmiş-
ti. Ancak Hillary've
çevrilen gözlerde acı-
madan çok merak
vardı. Hillary, koca-
sını birkaç gün ıçın-
de affeder ve onun yanında olmaya de-
vam ederse. ne kadar ıktıdar hırsı taşıdığı
ortaya çıkacak. yıllardıryazılıp çizilenle-
rin doğru olduğu onaylanacaktı.
Oysa kasım ayında yapılacak olan Kong-
re seçimleri öncesınde çok dikkatli olun-
ması gerekıyordu. Çünkü Demokratlann
geleceği Clintonfar'ın geleceğı demekti. 50
yaşındaki Hillary kocasını affetme takti-
ğini uygulamaja karar verdi. Elbette. bu
kararda Demokrat Parti üyelennın. bakan-
lann ve belkı de Pentagon'un bile belirli
bir payı vardı.
Hillary, prta hallı bir ailenen kızı olarak
Chicago'da büyüdü. Babası da tıpkı anne-
sı gibi hırslı. sınıf değiştırmek isteyen bir
ınsandı. Hillary 'nınnotlanonlara aslaye-
Vü 1979. HillarvveBillCHnton bir arada_.
terli gelmezdi. Hukuk eğitimi yapmasını
onlar istiyordu ve anne. kızmı bir gün yük-
sek hâkimler arasında görmeye iyice ni-
yetliydi. Üniversitede ilk günden demok-
ratlar arasma kanştı ve Vietnam Savaşı,
MartinLutherve ınsan haklan hareketle-
riyle ilgilendi.
Bill Clinton ile Yale'de tanıştı. O dö-
nemde artık öğrencı hareketinin başını çe-
kiyordu ve 'Life' dergisi onu kapak yap-
mıştı. Bill ise Arkansas'lıydı ve parçalan-
nuş biraileden geliyordu. Hafif toplu, ama
yakışıklı ve akıllıydı. Önü açıktı ve Hil-
lary'yi de gitmek ıstediğı yere fazla yor-
madan taşıyabilirdi. Hillary. onu kendisi
gibi bir partnere ihtiyacı olduğuna inan-
dırmak zorundaydı. Çıkmaya başladıkla-
nnda arkadaşlanna Bill'in bir gün başkan
olacağını söylemeye başlamıştı bile. Bu tu-
tumunu Bill ile evlendikten sonra da sür-
dürdü ve bir kam-
panya sırasında üze-
rinde "Hillary'nin
kocasını seçin" ya-
zan bir pankart bile
taşıdı.
Zaten bilgısi da-
hilinde olduğu tah-
mın edilen Levvinsky
olayından sonra ça-
buk toparlandı. Şim-
di bir kez daha ken-
disi affettıği kocası-
nı bir de Demokrat
camiaya affettirmek
içın kollan sıvamış
durumda. Önemii ta-
nıdıklarını tek tek
arayarak, onlara ka-
dın, azınlık ve ço-
cuk haklan ıçin uğraş, verebilecek tek ada-
mın hâlâ Bill olduğunu, eğitim, sağlık ve
ekonomıye ilışkin problemlerin ancak
onunla çözülebileceğıni anlatıyor. Bir za-
manlar vali yaptığı, sonra adım adım baş-
kanlığa taşıdığı eşini-kim bilir kaçıncı
kez- koltuğunda turmak için ciddi bırdes-
tek oluşturuyor. Uğruna kariyerini bırak-
tığı. gelecek hayallerini ve tüm enerjisini.
kısaca maddi-manevi bütün yatınmlannı
yaptığı bu zayıf adamı ayakta tutmaya ça-
lışıyor. Burada iktidar hırsı ya da kocası-
na duyduğu aşkı sorgulamak, birçok Ame-
rikalı toplum uzmanına göre çok gerekJi
değil. Çünkü Bill Clinton, Hillary'nin ka-
fasına koyduğu bir hedef. Ve o hâlâ ken-
di hedefine ulaşmakla meşgul.
ABD'nin 50yaşındaki FirstLady'si Hillary Clinton,
Levvinsky ola> ından sonra çabuk toparlandı. Bir za-
manlar vali yaptığı, sonra adım adım ülkenin baş-
kanhğına taşıdığı eşini -kim bilir kaçıncı kez- koltu-
ğunda tutmak için ciddi bir destek oluşturuyor.
ve Jörg Goretzki adındaki
Almanlar 18 bin kilometre katedecekler
Marko Pololar Ipek Yolu'nda
BARIŞDOSTER
Adlan Götz Günther v e Jörg Go-
retzki. Kendilerini çağdaş, Marko Po-
lo olarak görüyorlar. Almanya'dan
yola çıkıp, tpek Yolu güzergâhını iz-
leyen Günther ve Goretzki, ülkele-
rine dönüşlerinde de gördüklerini
yazmak istiyorlar.
Günther ve Goretzki'nın macera-
lan. Almanya'da yaşadıklan kent
olan 65 bin nüfuslu Weımar'ın 1999
yılı için Avrupa'nın kültür başkenti
olarak seçilmesiyle başlıyor. Avru-
pa Parlamentosu'nun bir etkinliği
olarak. Weimar'dan iki gencin. tari-
hi Ipek Yolu üzerindeki kentleri gö-
rüp bu kentlerin tarihi, kültürel. sos-
val yapılan hakkmda bilgi ve gözlem-
lerini yazmalan kararlaştınlınca,
Günther ve Goretzki bu işe talip olu-
yorlar.
Yerel yönetirnden ve çeşitli kurum-
lardan sağlanan desteklerle yola çı-
kıyorlar. Toplam 3 ay sürecek olan
ve 18 bin kilometre katedecekleri
yolculuklan boyunca 10 ülke ve 22
kent görecek olan Günther ve Goretz-
ki, kurallara göre uçakla seyahat ede-
meyecekler. Otobüs ve tren gibi ka-
rayolu araçlannı kullanabilecekler.
Çok heyecanlılar
Çin'den lran"a. Türkmenistan'dan
Kırgızistan'a kadarpek çok ülkeyigö-
recekleri için çok heyecanlı olduk-
lannı belirten Günther, ilk durakla-
n olan lstanbul'dan sonra sırasıyla An-
kara, Trabzon ve Bursa'ya da uğra-
yacaklannı söyledi.
Günther, gittıkleri kentlerde sivil
toplum örgütleri ve yerel yönericiler-
le görüşerek o kent hakkmda en çok
bilgiye ulaşmak istediklerini anlatı-
yor. Gözlemlerini sıcağı sıcağına ak-
tarmak için tntemet'ten yararlanacak-
lannı söyieyen Günther "Bu konu-
da bize üniversitelerin, rurizmcilerin
vardımcı olacaklannı düşünüyoruz.
Zorda kalırsakAlman bü>ükelçilik-
leri v« konsolosluklanndan da yarar-
lanabiliriz. Amacımız, duygu ve göz-
iemlerimiz çok sıcakken bunlan dün-
yayla paylaşmak. Aynca dönünce
bunlar bir kitapta da toplanacak**
diye konuşuyor. Günther. otel ya da
pansiyon yenne kendilerini 2-3 gün
konuk edecek bir aile aradıklannı, bu
sayede de hem bir Türk ailesinin ya-
şamını gözlemlemeyi arzuladıklan-
nı hem de yaşadıklan kenti insanla-
nn kendfağızlanndan öğrenmeyi is-
tediklerini kaydediyor.
istanbuTa övgü
Yapı malzemeleri olan bir şirketin
ortağı olan Günther, bugünkü tekno-
lojiyle bile, Marko Polo'nun başar-
dıklannı başarmanın çok zor oldu-
ğuna dikkat çekiyor. Üniversitede
jeoloji bölümünde asistan olan Go-
retzkı ise Istanbul'un, Asya ve Av-
rupa kıtalanm bağlaması nedeniyle
çok heyecan verici bir kent olduğu-
nu söylüyor. Bu tür etkinlik ve kül-
türel yakınlaşmalann, ekonomik iliş-
kileri de çok olumlu etkilediğine dik-
kat çeken Goretzki "Gittiğimiz ya*-
lerde karşılaşnğunız insanlarla bet-
ki bir gün Afrika'da ya da başka bir
yerde karşılaşabüiriz. Seyahat etme-
nin de en güzel yanı bu. Bu coşku da
insana ayn bir tat veriyor" diye ko-
nuşuyor.
Modanın
kalbi
Paris He
atıyor
Modacüarl999yıh
ilkbahar-yaz sezonu
için hazuiadıklan
modefleri tanıtmayi
sürdürüyorlar.
Milano'daki defilderin
artbndan şimdi de Yves
Saint Laurent, Thierry
Mugler, Lanvin, Issey
Miyake gibi düm anın
önde gelen modacılan
gelecek yilın
kreasyonlannı
modanın başkenti
Paris'te sunuyorlar.
Fransız modacı Thierry
Mugler'uı tasanmı (en
solda), Japon Issev
Miyake'nin hazuiadığı
beyaz takımın yanında
oldukça kapalı
kabvordu. (Fotoğraflar:
REÜTERS)
90 dönüm araziye 5 milyon dolar
Kelebekler Vadisi
saüşa çıkarddı
• Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay
Ekinci "Milli park ilan edilmesi söz konusu
bir yere böyle bir tabela çakılması Orman
Bakanlığı'nı şaibe altında bırakır" dedi.
Bakanlığı'ndan adıma gön-
derilen 3589 sayılı yazıda bu
yerin Orman Bakanlığı'nca
milli park kapsanuna alına-
cağı belirtUdi. Böyle bir yeri
kim, neden alsuı ki? Herhal-
de kooperatifçiler bir yolu-
nu buldular. O yolu da kapa-
nz."
Yetkılıler. "Satışta anor-
mal bir durum \ok. Biz bu-
na kanşamayız. Ancak ara-
zi> i alan orada inşaat yapa-
maz. sadece bir vadiye sahip
olmuşolur" derken, Mimar-
lar Odası Genel Başkanı Ok-
tay Ekinci. olayın böyle bir
açıklamayla geçıştinleme-
yeceğıni söyledı. "Imarya-
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Çevrecilerin
mücadelelen sonunda doğal
SlT alanı ılan edilen ve her
türlü yapılaşmanın yasak ol-
duğu Kelebekler Vadisi'nde
90 dönüm arazi. SS Anado-
lu Turizm ve Geliştirme Ko-
operatifi tarafından 5 mıl-
yon dolara satışa çıkanldı.
Satışta anormal bir durum
bulunmadığını öne süren yet-
kililer, "Ancak araziyi alan
orada inşaatyapamaz, sade-
ce bir vadiye sahip olmuş
olur" dediler. Açıklamayı
yeterli bulmayan Mimarlar
Odası Genel Başkanı Oktaj
Ekinci, "Müli park ilan edil-
mesisöz konusu biryereböy-
le bir tabela çakılması Or-
man Bakanuğı'nı şaibe al-
tında bunlar*' diye konuştu.
Dünyada nesli tükenmek-
te olan kaplan kelebeklerinin
yanı sıra pek çok bitkinin
bulunduğu ve Fethiye'nın
tek bakir koyu olarak göste-
rilen Kelebekler Vadisi'nin,
"sanhk" olduğunu ilan eden
tabelaların fotoğraflarının
Atlas dergısinde yayımlan-
ması şaşkınlık ve tepki yarat-
tı. Çevrecılerin mücadelele-
ri sonunda üç yıl önce vadi-
nin 1. derece doğal StT ala-
nı ilan edilmiş olduğunu
anımsatan Sınırsız Çevre Yol-
culan Sözcüsü SaynurGefen-
dost şunlan söyledı:
" Vadiyi satışa çıkaran ko-
operatif burada inşaat >a-
pacaktL Yöre halkı ile biriik-
te harekete geçildi ve İzmir 2
Numaralı Kültür ve Tabiat
V'arhklannı Koruma Kuru-
lu tarafından 25 Aralık 19%
tarihinde doğal SİT ilanedil-
dL Aynca o günlerde yazış-
malanmız sırasında 18 Ey lül
1997 tarihindc Bavındıriık
sağı bulunan bir yerin yük
sek frvatla satışa çıkarıİma-
sı, olası müşterilere belli gü-
venceler, imar güvencelen
vermeden mümkün değiF
diyen Oktay Ekinci şöyle ko-
nuştu:
"Bu gibi koruma aianlan-
na yüksek fiyatlarta müşteri
olanlaruı da aynı imar gü-
vencelerine göre hareket et-
tikleri çok açık. Bu nedenk
KelebeklerVadisi'ndeki sa-
tılık arazf tabelası asunda
sade bir arazi alışverişinin
değil, yağmacıiıkta çete ve
mafya Uişkilerinin bir işare-
ti gibi duruyor. Vetkililerin
yerinde olsam, burayaimar
izni verUmeyeceği açıklama-
sıyla da yetinmeden, yapı ya-
sağı bulunan bir yerde böy-
lesi spekülatif durumların
önüne geçerdim. "
e-posta : tan (a prizma. net. tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...alışmış, kudurmuştan beter" mi?
Eskiler, bilse gerek; yeniler için yazıyorum: '40 Ka-
ranlığı'nda, soğuk bir kış gecesi; Kısm-ı Siyasi'de-
ki nöbetçi, 'iyipolis' rolünü üstlenmiş; -konuşacak-
lannı dinlemek için mi, nedir- hücre kapılannı açmış-
tı; tutuklu kısmının, ortadaki büyük sobadan ısınma-
sına izin veriyor. Aylardır 'gözaltı'nda tutulan, Selâ-
hattin Usta'nın, fısıttıya çok yakın bir sesle, söyle-
diklerini, o zaman duymuştum: "-...Turancılar'ı da
gözaltına almadılar mı, tehâcüm oldu; hücre ba-
şına, iki kişi koydular; benim payıma, Nihal At-
sız düşmüştü, onu misafır ettim!"
Kim bilmez, 'zihninde kuyruklannı birbirine değ-
dirmeden, kırk tilkinin dolaştığı' Ismet Paşa, ya-
man bir 'dengeuzmanı' idi: savaşı 'Müttefikler'in
kazanacağı belli olur olmaz, Şükrü Saracoğlu baş-
kanlığında bir 'Turancılık bürosu' kurdurmuş oldu-
ğunu (Bkz. Glasneck, II. Dünya Savaşı'nda Türkiye'de
Alman Polrtikası) unutturmak için, ırkçı/turancı aleyh-
tan meşhur konuşmasını yapmış; bunu, 'Turancı tev-
/ofef/'izlemişti: işte, Sansaryan Hanı'ndaki 'tarihi bu-
luşma', bu sâyede, mümkün olabildi: daha önce, 'Müt-
tefik -bu arada SSCB- yandaşlığını Berlin'e bağış-
latmak için, komünist kısmını zaten oraya, tıkmıştı:
böylece 'denge sağlanıyor', -hepsini toplasan iki
yüz kişi çıkmaz- rejim 'düşmanlan' hâk ile yeksân edi-
lerek, 'tarafsızlık' korunmuş oluyordu.
Irtica iddiasıyla, lstanbul Belediye Başkanı'nın
hüküm giymesini, Işçi Partisi Başkanı Doğu Pe-
rinçek'in tutuklanması takip edince; ister istemez,
hâlâ, ismet Paşa'nın bıraktığı yerde 'otladığımı-
zı' düşündüm: seçimler ufukta iken, iktidardaki
koalisyon, bedelini muhalefete yükleyerek; yine
'dengeleri kolluyor', aklınca tarafsızlığını' gös-
teriyordu.
denge uzmanlığı', idâre-i maslahâtçılık!'
t T~\enge uzmanlığı', bizde Osmanlı'dan 'müdev-
L/ ve/-'; daha az kibarolanlar, adına 'idâre-i mas-
lahâtçılık' demişlerdir: pîri, yanılmıyorsam, Abdülha-
mid/i Sâni idi; devr-i saltanatında, IngiKere ile Rus-
ya arasında, akla ziyan cambazlıklaryaparak, herta-
rafı dökülen Devlet-i Aliyye'yi, otuz yıl en az kayıp-
la yönetmeyi becermişti. Geriye doğru bakınca, muh-
tevaları farklı, hatta karşıt da olsa, uygulaması ben-
zer olan, Ismet Paşa'yı, Demirel'i, sonra da Mesut
Yılmaz'ı görürüz: 'denge uzmanlığını', politikada
büyük ustalık sanıp, denemişlerdir.
'Denge' politikacıhğı, durağan (statique) poli-
tikacılık, siyasi ufuk açmaz, hamleci değildir; öy-
le göründüğü zaman bile, dengeleri kollamayı öne
aldığından, çaresiz statükocudur; eğer, değişir-
se, çokluk bu ya iç ya da dış siyasi ya da iktisa-
di, baskılann zoruyta olur: Abdülhamid-i Sâni'yi.
'Meşnıtiyet'e Avrupa ve rttihad Terakki; Ismet Pa-
şa'yı 'Demokrasi'ye Atlantikçi Güçler zorlamışlar-
dı.
Bir de, 'dengeleri' ülkesi aleyhine zorlayan, hatta
'ufuk açıcı' lider tipi var; bunun olumsuz ve olumlu
örneklerine sahibiz: 'Koca' Reşrt Paşa, 'Tanzimat-ı
Hayriyye' ile ülkede, şüphesiz 'yenı bir ufuk' açmış-
tı; sonuç devletin aleyhine oldu, Ingittere Devlet-i
Fehimesi'ne yaradı. Enver Paşa, Meşrutiyet'le ay-
nı şeyi yaptı, ülkeyi batırdı; yaptığı Kayzer Alman-
yası'na, sonra yine Ingiltere'ye yaradı. Nihayet 'Pre-
zidan' Turgut Özal, 'büyük transformasyonu' ile, önü-
müze yeni 'ufuklar' açtı; bu 'ufuklar'm ülkeye yara-
madığını, günümüzde, elle tutulur bir somutlukla
görmekteyiz.
Bu 'ufukaçıcılar', iki temel sebebten olumsuz so-
nuç almışlardı: a/ ülkelerine ve halklanna değil, 'ec-
nebi'ye güveniyorlardı; b/açmaya kalkıştıklan ufuk-
larda, kurdukları hayâli gerçeğe dönüştürebilecek
bır potansiyele sahip değıllerdi:.tarihi başansızlık-
lan, meydanı 'denge uzmant' politikacıya bıra-
kıyor.
Başanyta ufuk açabilen tek lider, Gâzi Mustafa Ke-
mal Paşa olmuştur; en büyük talihsizliği, yerini -Fâ-
lih Rrfkı'nın deyimiyte- inançsızlar'a bırakmak zorun-
da kalışı olmuştur.
alaturka bir 'kurnazlık' mı, yoksa...
Günümüzde 'devlet' gerçekten 'muassır mede-
niyet seviyesi'nin peşinde midir; yoksa, 'den-
ge uzmanı' politikactlann, 'otigarşi çekirdeğini'
korumaktan başka, gayeleri yok mudur? Soru bu!
Amaç, Gâzj'nin amacı ise, hem Cumhuriyet'i
onun anladığı gibi (tam bağımsız', 'lâik' ve 'de-
mokratik') olarak anlamak; hem de onu örsele-
meden, 'demokrasi'yi (fikir ve örgüt özgüıiüğü,
insan haklan güvencesi, sosyal adalet vs) ger-
çekleştinmek zorunludur. Bu da, kemikleşmiş çı-
kartan korumaya yönelmiş, sözde 'güvenlik uy-
gulamalan' getiren, 'dengeci' politikalarla ol-
maz; Gâzi gibi, hem gerçekçi hem de 'hamleci'
olmasını bilmek iâzımdır.
Buradan baktınız mı, başta PKK olmak üzere adı
sosyalist -aslında Kürtçü- legal/illegal örgüt ve grup-
lar dururken; hanidir 'Kemalist' platformda bir sos-
yalizmi savunan Perinçek'i, üstelik 'Kürtçülük ya-
pıyor' diye hapsetmek, kimseyi kandırmaz: adalet duy-
gusunu incitir. Incitmiştir de! Hele bu iş, şeriatçı şiir
okudu diye hüküm giyen bir 'islamcı muhalefet' li-
derinin, tutuklanacağı sıraya denk düşürülürse, büs-
bütün anlamsızlaşır: 'oligarşi çekirdeği'nin korun-
ması, 'ihanet-i vataniye' töhmeti altında, sağının
solunun budanmasıyla, 'demokrasi'nin tekrar
'kuşa çevrilmesi'ne bağlanmış demektir ki; hep-
si 'Soğuk Savaş' döküntüsü Merkez Sağ/Merkez
Sol liderlerden ve partilerinden, artık ülkenin
önünü açabilecek hiçbir sosyal ve ekonomik
hamle inisyatrfinin beklenemeyecegine işaret-
tir.
Sorumlusu olduklan son elli yılın 'rezilliği', paça-
lanndan akıyor; 'oligarşiçekirdeği'nin, sütten çıkmış
kaşık olmadığı her gün yenisi ortaya çıkan, mafia iliş-
kileriyle kanıtlanmaktadır; ülkemizde, hakiki de-
mokrasilerde olduğu gibi, 'işçi muhalefeti'nin
sesini yükseltmeye tam heveslendiği sırada, Iş-
çi Partisi liderini hapse atmak, acaba 'alaturka
bir kurnazlık' mıdır, yoksa meydanı -tam da 'Sis-
tem'in arzu ettiği gibi- 'etnik muhalefet'le, 'islâ-
mi muhalefete bırakarak, düpedüz bindiği dalı
kesmek midir?
Boşuna mı, 'alışmış, kudurmuştan öefer'denilmiş-
tir!..
http:// www. prizma.net. tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm