29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 2 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bilim adamlan, kasaba kökenli işveren kesiminin sendikalaşan işçiye tepki gösterdiğini savunuyor Sermayenîn demokrasi kültürü yok A L İ E R Peş peşe demokrasiraporlanhazırlayan sermayenin, işçilerin kısıtlı demokratik haklanna bile tahammül edemeyecek ka- dar "demokrasikültüründenyoksun" ol- duğu savunuldu. Türk sermaye kesiminin "burjuvalaşa- madığnıT ve ağırlıkla "kasabalı" reflek- si gösterdiğini vurgulayan bilim adamla- n ve sendikacılar, bu savlanna öraek ola- rak demokratik haklannı kullanarak Türk Metal Sendikası'ndan istifaeden işçilerin işten atılmasmı gösterdiler. Tûrk Metal 'den istifa eden ışçilerden bugüne dek Tofaş'ta 300, Renault'da 20 kişi işten atıldı; Birleşik Metal-Iş Sendi- kası Genel Başkanı Kamil Kinkır her iki fabrikada da işveren vekıllerinin işçilerin yeniden Türk Metal'e geçmesi için açık baskı yüriittüğünü belirtti. DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak Tofaş'ta işveren vekilinin antidemokratik tutumunu ve ışçi kıyımını görüşmek üze- re Koç Holding Yönetim Kurulu Başka- nı Rahmi Koç'tan randevu talep ettiğini, ancak henüz bir yanıt alamadığını söyle- di. Yaşanan sorunlann kaynağında, Tür- kiye'deki sermaye çevrelerinin çağdaş en- düstriyel ilişkileri sindirememesinden SEKA ışçısıne CHPve DTP'den destek MUĞLA(Cumhuriyet)- DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. SEKA işyerlerinin kapatılamayaeağını söyledi. İki günliik Muğla gezisinde işçiîere moral veren Cindoruk. "Emeğin yanında oiaa bötûn demokratiar yanauzdsk" dedi. SEKA Izmit Müessesesi'nin kapatılması karanndan haberlerinin olmadığını belirten Cindoruk. "Her fkbrika özefleşti de sıra SEKA'ya mı geMi" diye sorarken "Bu karardan bizinı haberimiz yok. Kapatma yanüş \e düzekUınesi gerekli âyasi bir karar" diye konuştu. Muğla'da da Selüloz işçiîeriyle görüşen Cindoruk, "Eğer örgûtJü sendika varsa tek taraflı işlem yapamazsınız. Nasıl sendika De ofuruhıp toplusözleşme görüşmesi yapdıvorsa, müessesenin. oradaki işçiierin geleceği 9e Ugili karar alırken de görüşürsün. Görüşroüyorsan, demokratikliğin kahnaz" dedi Cindoruk sözlerini şöyle sürdürdü: "Ozefleştirme başka şey, kapatma başka. SEKAişçiterinindirenişlerinesaygı duyuvorum. Emekten yana olan bütün demokratiar yanlannda. İster liberal, ister sosyai, ister başka bir şey. Avu katiığı bırakalı 40 yıl oktu. Şimdi Ankara'ya dönüyorum ve kâğıt işçilerinin avukathğına süyunuyorunı.r CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin özelleştirmelerde uyguladığı "sat,kurtuP mantığının SEKA'da "kapai, kurtul" mantığma dönüştüğünü belirterek "Bu çahşana, ûretene, emeğe, Tûrkiye'ye saygBLdıkür. Bu Tûıidye'nin geieceğine flğisiztiktir. Kesinlikle kabul edüemez" dedi. CHP Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagûl de Özelleştirme fdaresi Başkanı Uğur Bayar'ın gerçekleri yansıfmayan açıklamalar yaptığını ifade etti. kaynaklandığmı anlatan Budak, "Arka- suida bin tane ayıp taşıyan ve asla burju- va olmayı becerememiş çoğunluğuyla Tûrk sermayesinin çağdaşlaşması daha çok zaman aİacakur" dedi. TİSK Başkanı Halit Narin'i isım ver- meden eleştıren Budak, "Kimi işveren sendikası başkanlan kongre konuşmala- nnda işçi sendikalannı kendilerinden ya- na olanlar. kendilerinden yana ounayan- larve siyaset yapanlar biçiminde ayırmak- ta; kapı kulluğu yapan sendikacı kesimi- ni övmekte, başını dik tumaya çalışanlan yermekte ve 'yok edin bunlan' talimaü vermektedirter" dedi. Budak, sermaye- darlann çoğunlukla tüccarlılda sanayici- liği, rantçıhkla işletmecıliği birbirine ka- nştırdığını kaydetti. Gazi ve Galatasaray üniversiteleri öğ- retım görevlisi Dr. Mehmet Ali Kıhçbay, Türkiye'de köklü bir burjuva hareketin oluşmadığını belirterek "Biam burjuva- a cihz, acemi ve getikmiş bir burjuvazL Cretimden değü, saraydan üreme bir bur- juvazi gelişhor; ama bu çok zayıf ve afcz. Büyük kitle oiarak 'kasabalı' refleksmi sürdüren bir burjuvari var. Baü burjuva- zisiyle değerleri, beğenileri ve kültürü farklT dedi. Kapitalizmin ruhunun demokrasiye ay- kın olduğunu vurgulayan Dr. Kıhçbay, kapitalizmin hiyerarşi ve emirlere itaat beldediğini, bu nedenle "işyeri demokra- sisi* kavramının bünyesine uygun olma- dığını ve sendikalaşmadan hoşlanmadığı- nı kaydetti. Kıhçbay, "İşleriyi gittiği zaman Alman demokrasisi iyi işler" sözünün bütün ka- pitalizme teşmil edilebileceğini ifade ede- rek, "tşler ryi giderse kapitalizm demok- rat davranabilir: işler kötüyegittiği zaman faşizme kadarsertyoilara kucak açabilir" diye konuştu. Dr. Kıhçbay Türkiye'deki işçi sendika- lannın da ücret artışını verimlilik esasına göre saptamadıklannı belirterek "Hak de- ğil imtiyaz istiyorlar. En iyi örnek zarar e- den kamu işktmelerindeki zam arnş is- tekleri. L retiroden ve \erimlilikten kopuk bir sendikal anlayış modern degfl" görü- şünü savundu. Ertneni patriği seçimlerinde Içişleri gölgesi ÖZGEN ACAR ANKARA - Içişleri Ba- kanJığı, Türkiye Ermenıle- rinin patrik seçimine yeni bir keyfilik ile gölge düşür- dü. Anayasa, seçmen yaşı- nı 18 oiarak belirlediği hal- de, bakanlık, patriklik seçi- minde 21 yaşı geçerli kıldı. Dünyada, ruhani liderini demokratik seçimle belir- leyen tek dinsel topluluk olan Türkiye'deki Ermeni- lerin 83. Patrik Üdnd Ka- rekin'in 10 Mart'taki ölü- münden sonra 84. Patriğin üç aşamalı seçimi 15-20 Mayıs tanhlen arasındaya- pılacaktı. Ancak, Istanbul Valiliğj patriklik seçimi ıle ilgili Eylül 1961 kararna- mesinin değişeceği gerek- çesiyle seçimi askıya al- mıştı. Gelecekte çıkanla- cak bir kararnamenin geç- mişteki işleme uygulanma- sı gibi hukuk dışı bu keyfi- liği Başbakan Mesut Yü- maz önlemişti. Patrik adayı olabilmek için 1961 kararnamesine göre "Babadan Türk, TC hükümetinin itimadına mazhar. episkoposluk rüt- besini haiz oimak. 35 vaşını ikmal etmiş bulunmak. mahkûmiyet ve amme hiz- metinden memnuniyet gi- bi, seçflmeye mani halleri bulunmamak. patriklikva- zifesini layıkıyla yapabUe- cek iktidar ve ehliyette bu- lunmak'' gibi koşullara uy- gunluk gerekiyor. Bu koşullara uyan Başe- piskopos Mesrop Mutaf- yan (42) ve Başepiskopos Şahan Sıvaavan (72) aday oldular. Istanbul Valiliği, Mutafyan'm yerine kilise geleneklerine aykm oiarak Sıvacıyan'ı resmi vekil oiarak atadı ise de uygula- maya konulamadı. Dün Türkiye'deki Ermeni top- lumu oy kullanarak 79 de- legeyi belirledi. Delege se- çiminde de lstanbul emni- yetinin ilgili biriminin çe- şitli baskılarda bulunduğu öne süriildü. Patriklik yetkilileri, 1961 karamamesinde, seç- men yaşının 21 oiarak ön- görüldüğunü, bununla bir- likte yürürlükteki anayasa- nın seçmen yaşını 18'e in- dirdiğini, seçimin bu değı- şikliğe göre yapılıp yapıla- mayacağını lstanbul Vali- liği'ne birdilekçe ile sordu. Içişleri Bakanlığı, 22 Eylül 1998 tarihve 220913 sayılı yazısı ile yeni bir ana- yasa suçu işleyerek patrik- lik seçiminde oy kullana- cakJann Eylül 1961 karar- namesınde öngörülen 21 yaşında ohnası gerektiğinı bildirdi. Bu konuda görüşünü sorduğumuz Anayasa Mahkemesi'nin kıdemli üyelennden bin "Anayasa, Türkiye'de seçmen yaşını 18 oiarak belirtemiştir. Türn dernekve siyasal par- tikr Ue her türiü kuruluşla- nn seçimlerinde bunun dı- şuıa çıkılamaz. Kaldı ki bu rür seçimlere Içişleri Ba- kanlığı şu ya da bu biçimde müdanaleetme hakkına sa- hip değildir. Bu koşullarda yapılacak seçime her Er- meni vatandaşının itiraz hakkı doğar" yorumunu yaptı. Bakanlığın, gençlerin desteğindeki ve kilisenin rengi olan "roor Bste" ile katılan Mutafyan'a karşı "beyaz Bste"li emekli Ba- şepiskopos Sıvacıyan'ı yeğlediği için bu yola gitti- ği anlaşılıyor. Oçüncü aşa- mada 14 Ekim Çarşamba günü, Kumkapı'daki Erme- ni Patrikliği Katedralinde, ruhani ve cemaatin 89 de- legesinin katılacağı "Dele- geter Medisi''nde gizli oy, açık tasnifle adaylar arasın- dan biri "84. Türkiye Er- meni Patriği'' seçilecek. TEMA Vakfi Başkanı Hayrettin Karaca, tarun topraklannın tuzlanmasının önknmesini istedi. Güneydoğu'da aşın sulama yüzünden çoraklaşma kanser gibi yayılıyor GAPTaHarnany tn lxılaykm IJtlt CEM ULUTAŞ/BEKİR ŞAHİN Güneydoğu Anadolu için tanmsal sulama ve enerji yaratmanın ötesin- de bölgesel bir kalkınma projesi olan GAP sulannın, Harran Ovası'yla bu- luşmasıyla baslayan "batayı" bitti. Şanlıurfa'da yüzyıllardır yapılan susuz tanma alışkın olan çiftçilerin. bol ve ucuz suyu bulunca verimi ar- tırma kaygısıyla yaptıklan aşuı sula- ma, topraklardaönce tuzlanma ardın- dan da çoraklaşma başlattı. Acil ön- lem alınması istenen çoraklaşmanın bir "kanser" gibi yayıldığına dikkat çekildi. Harran Üniversitesi Öğretim Uyesi MehmetAH ÇuUunun verdiği bilgiye göre, toplam 225 bin hektar olan Harran Ovası'nın 115 bin hek- tan sulu tanma geçerken, bunun 20 bin hektarhk bölümünde tuzlanma ve çoraklaşma başladı. Çoraklaşmanın yanında, toprağın emilim kapasitesi- nin üzerinde yapılan aşm sulamaya bağh taban sulan yüksehnesi de ayn bir sonın yarattı. Yükselen taban su- lan, özelliîde Harran Ovası'nın güne- yindeki kırsal yerleşim birimlerinde bulunan evleri yıkıhna tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Bölgedeki sorunlan gündeme ge- tirerek bölge insanı ve ilgili kamu ku- ruluşlannın yaşanan sorunlara dikka- tini çekerek acil önlemler alınmasını isteyen TEMA Vakfı, geçen hafta Şanlıurfa ve Adıyaman'ı kapsayan bir gezi düzenledi. Geziye TEN1A Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca, T u z l a n m a n e d i r ? Kurak ve yan kurak iklimlerde toprağın oluşumu sırasında kayalar çözünûrken toprakta çeşitli tuzlar açığa çıkar. tklim kurak oldugu • için bu tuzlar toprakta kaimaya de\-am eder. Kurak olmayan iklimlerde ise topraktaki tuzluluk yağmurlarla yıkanır ve toprağı süreç içinde terk eder. Kurak iklimlerde toprakta kalan tuzlar, sulamayla birlikte çözünür. Su aşın gelmeye başladığındaysa, toprağın kılcalhk özelliği nedeniyle içindeki erimiş tuzlarla birlikte yûzeye çıkar. Yüzeydeki su buharlaştığında tuzlar toprakta kalır. Bu da çoraklaşmayı getirir. Çünkü. bitki köklerine kadar çıkan tuzlu su, bitki kökündeki suyu da almaya başlar. Topraktaki bitki de suyunu vererek kurur ve ölür. Başkan Yardımcısı Nihat Gökyiğit, TEMA Genel Müdürü Ümit Gİirses kaöldı. TEMA Vakfi, bölgede Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü Necmet- tin Cevheri Çiftçi Eğitim Merke- zi'nde; DSl, Tanm ll Müdürlüğü, Toprak Reformu Bölge Müdürlüğü, DPT ve Çukurova ile Harran Cniver- sitesi ziraat uzmanlannı geçen hafta çarşamba günü bir araya getirdiği top- lantıda. "Tanm topraklannın hızhı- laşması'' konusu ele alındı. TEMA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Metin Bahtiyar'ın yönettiği toplantı- da, sulu tanmı bilmeyen köylülerin a§ın su kullandıklan. yörede en çok rağbet edilen pamuğun en fazla yedi kere sulanması gerekirken 15 kez su- landığı dile getirildi. Çoraklaşma, Şanlıurfa'nın Suriye sınınndaki Akçakale ilçesininAncan Köyü'nde net oiarak görülmeye baş- ladı. Yöredeki inceleme gezimiz sı- rasında köylüler, 3 yıl öncesine kadar dönüm başına 500-600 kilo pamuk toplanırken, bugün ürün miktannın yüzde 80 oranında azaldığını söyle- di. Ancanlı köylüler arazilerinde su- suz tanm yaparken buğday ve arpa yetiştirdiklerini, GAP kapsamında yapılan Atatürk Barajı'ylabirlikte su- lu tanma geçerek pamuk yetiştirme- ye başladDclannı söylediler. Ancan köyünden 73 yaşındaki Halaf Ozal adlı köylü, çoraklaşan topraklannı göstererek 3 yıldır ürün alamadığın- dan yakındı. Özal, "Önceden kunı tanm yapıyorduk. Sulamaya başla- ymca toprak tuzlaşü. Şimdi ne ekin, \apı>or. ne buğday yapıyor ne pamuk yapıvDr. Biz de tuz ghsüı diye daha faz- la su basuk. Suvu basükça toprak da- ha çok ruzlaşn. Burava 3 metre derin- liğinde tahlive kanallanyapıunası ge- rekiyor" diye konuştu. TEMA Vakfı'nın düzenlediği top- lantıda, bilim adamlan ve ilgili ku- rumlar toprağa verilen suyun drenaj kanallanyla tahliye edilmesinin en doğnı çözüm olduğunda birleşti. Bu- na göre, toprağa verilen suyun yüzde 40'ınm tahliye edilmesi gerekiyor. Bunun için de 3 metre derinliğmde drenaj kanallan inşa edihnesi gerek- tiği belirtildi. DSl yetkililerine göre şu anda 20 bin hektarlık alanda tuz- lanma görülüyor. Tuzlanma nedeniy- le acilen müdahale ediknesı gereken alan ise 3 bin 500 hektar. Taban suyu yükselmesi ise daha geniş boyutlarda. DSl'nin tespitlerine göre yaklaşık oiarak 15 bin hektarhk alanda ise ta- ban suyu yüksehnesi sorunu var. Aci- len önlem alınmazsa büyük umutlar yaratan Harran Ovası'nı geriye dö- nüşü ohnayan daha büyük sorunlar bekliyor. TEMA Gaziantep Gönüllü Temsilcüiği tarafından düzenlenen ve iki gün süren eğitim seminerine vakıf yöneticileri ile birlikte katılan Kara- ca, "Türldye çöl olmasın" sözlerini yineleyerek "Bugün ülkemizinyüzde 55'ibutanımagirmektedir. Bu neden- le Türkiye çöl oldu demekdaha doğ- ru ohır" deidi. Erozyon sonucu karşı karşıya kahnan felaketın boyutlannı anlatan Karaca, günümüzde global düzeyde yaşanan sorunlann ülke so- runlannın önüne geçtiğini ve yaşam koşullannın tehlikeye girdiğini vur- gulayarak "Bizinı dümadan başka evimiz yok. Bu nedenleinsanlann ya- şam kaynaklannı kurutmamasv bi- armemes gerek" diye konuştu. AYDINLANMA EMRE KONGAR Yamyamlar mı Kazanacak Uygarlar mı? Neden? Bazı arkadaşlarım beni çok eleştiriyor. Bir bölümü diyor ki, "Yahu tutturdun bir 'yarn- yam' lafı, yazıp duruyorsun. Sanki seçimler yarın olacakmış gibi. Oysa gündemde çeteler var, tür- ban var, Suriye ile savaş var. Sen bütün bunlan bir kenara bırakıp, yapılıp yapılmayacağı bile belli ol- mayan bir seçim üzerine ahkârn kesiyorsun." Ikinci bir bölüm arkadaşımın eleştirisi daha da ciddi: "Yamyamlara oy venmeyin diye tutturdun. San- ki yamyam olmayan varmı? Bunlann hepsi yam- yam. Gene içlehnde kendimize en yakınını seçip oyumuzu ona vermeyecek miyiz? Neyi kurtarabi- lirsin ki bu yağma düzeninde?" • • • Ben bu iki grup eleştiriye de katılmıyorum. Btrinci oiarak, zaten hep, seçimleri önemseme- diğimiz, sonuçları küçümsediğimiz, adaylarla ilgi- lenmediğimiz, bizi aldatmayı ilke haline getirmiş li- derlere kulak asmadığımız halde yine de oylanmız- la onlann hırsızlık ve uğursuzluklarına destek ver- diğimiz ve en önemlisi sürekli oiarak "vatandaş kimliğimizle" seçimlere hazırlıksız yakalandığımız, ne yapacağımızı bilmeden oy sandığı başına gitti- ğimiz için gelmiyor mu başımıza bütün bunlar? Bu nedenle, bizim sırtımızdan zengin olan, bizi soyarak, toprağımızı, ortak zenginliklerimizi yağ- malayarak iktidarını sürdüren hırsız ve namussuz- lan, mutlaka ama mutlaka engellemek hem bir uy- gariık borcu, hem de bir kişisel onur sorunudur seçmen için. Bu sorumluluklan yerine getirebilmek için de, bir seçim biter bitmez, seçmen oiarak, hemen, ondan sonraki seçime hazırlanmaya başlamamız gerekir. Ikinci eliştiri ise zaten tarihe aykın: Evet bunlann hepsi yamyam. Evet, bu düzen bir yağma düzeni. Evet, bu düzen sürekli oiarak yamyam üretiyor. Ama unutmamak gerekir ki, bu düzen de datıil olmak üzere, her düzende "uygar vatandaşlar" ve sayılan çok az da olsa "uygarpolitikacılar" da yâr ve sonunda daima, ama daima bunlar kazanıyol. Tarihe baktığımızda, işin sonunda mutlaka, "ty- gahığın" "yamyamlığı" yendiğini görüyoruz. ' Çünkü uygarlar beyinleriyle, yamyamlar midel#- riyle hareket eder. ••• '.*' Pek doğal oiarak "yamyam politikacılan" eleş- tireceğiz. Çünkü onlann görevi, yamyamlığı değil, uygar- lığı temsil etmek. > Ama çogunluğu "yamyam" olan bir toplumdf, o toplumun seçtiği politikacılar, "uygarlar" yerirje, doğal oiarak "yamyamlar" arasından çıkmaz rrj»? Peki, bu "yamyam seçmen" ile "yamyam pçk- tikacı" arasındaki dayanışmanın kısır döngüsü nerede ve nasıl kınlabilir? , önce hemen hatırlayalım: »1 "Yamyamlar" tarihin bellı ddnemterinde ve belli toplumlarda bir süre ıçin, bütünüyle kazanmış gi- bi görünebilırler. Olaya "siyasal veideolojikytaTiyamhk" açemdan bakarsanız Almanya'da Hitler, Rusya'da Stalin, böyle dönemleri simgeleyen liderlerdir. Ama sonunda mutlaka "uygahık" galip gelmiş- tir. Olaya "siyasal veparasalyamyamlık" açısından bakarsanız, BirleşikAmerika'da 1930'lardaki "maf- ya" egemenliği akla gelir. Ama bu mafya savaşlan da sonunda, "uygaha- nn yamyamlara karşı hukukzaferiyie" bitmiştir. ••• Yamyamlık, toplumun kendi içinden beslendiği zaman, bununla savaş, sadece polrtikacılara sal- dırmakla olmaz. Uygarlığın zaferi, yamyam olmayan ya da yam- yamlıktan kurtulmak isteyen politikacılann da des- teği ile "evrensel kurallan" ve "insanlık ahlakını" temsil eden meslek kuruluşlanyla, sivil toplum ör- gütleriyle ve medyayla işbiriiği yaparak gerçekleş- tirilir. Işte barolar, sendikalar, meslek odalan, vatandaş örgütleri, gazeteler, dergiler, televizyonlar burada devreye girmektedir. Yamyamlaria uygarlar arasındaki savaş uzun dönemde Türkiye'de de hiç kuşkusuz, akla ve toplumun ortak çıkarlanna dayalı olan uygar- lığın, kaba kuvvete ve bireysel çıkarlara daya- lı olan yamyamlara karşı zaferiyie sonuçlana- cakbr. Bunun için seçmeniyle, politikacısıyla, meslek kuruluşuyla, sivil toplum örgütüyle, gazetesi vete- levizyonuyla "uygarlann", "yamyamlara" karşı bir cephe oluşturması gerekmektedir. Bunun öncülüğünü ise Türkiye'de önümüzdeki seçimlerde, "uygar vatandaşlar" yapacaktır. Unutmayın, "Seçimlerde yamyamlara oyyok". web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html seçeneğı. '~ RMELI 2j PEŞİN FİYATINATAKSİTLİ 3 ) 13 AYA VARAN UYGUN VADELİ ,.,:,„-.,«<.;*.X*»»», R R F I L Kalite kontrol altında! 0 800*2i"î 4068 * GİINEVDOGU ; AOANA (0-222) 43» 80 71 435 itt^vSSnTÎMSmÛS^ÎTUUT^lSîtîTl^mflUtSSS^I »BKARA (0-312J 348 19 61 • 348 6* 73 0 800 211 40 21 * D ° G U K * R U E ' " Z ' S * M S U N (0-V2) 231 35 7014 HAT) • EGE / I2MIR I0-232) 435 90 48 (4 MAT) • ANTAUA (0 242) 322 12 45 {2 HAT) • MARMAM, ISTANBUL (0 216) 390 87 70 (3 NAT)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear