Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 2 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bilim adamlan, kasaba kökenli işveren kesiminin sendikalaşan işçiye tepki gösterdiğini savunuyor
Sermayenîn demokrasi kültürü yok
A L İ E R
Peş peşe demokrasiraporlanhazırlayan
sermayenin, işçilerin kısıtlı demokratik
haklanna bile tahammül edemeyecek ka-
dar "demokrasikültüründenyoksun" ol-
duğu savunuldu.
Türk sermaye kesiminin "burjuvalaşa-
madığnıT ve ağırlıkla "kasabalı" reflek-
si gösterdiğini vurgulayan bilim adamla-
n ve sendikacılar, bu savlanna öraek ola-
rak demokratik haklannı kullanarak Türk
Metal Sendikası'ndan istifaeden işçilerin
işten atılmasmı gösterdiler.
Tûrk Metal 'den istifa eden ışçilerden
bugüne dek Tofaş'ta 300, Renault'da 20
kişi işten atıldı; Birleşik Metal-Iş Sendi-
kası Genel Başkanı Kamil Kinkır her iki
fabrikada da işveren vekıllerinin işçilerin
yeniden Türk Metal'e geçmesi için açık
baskı yüriittüğünü belirtti.
DlSK Genel Başkanı Rıdvan Budak
Tofaş'ta işveren vekilinin antidemokratik
tutumunu ve ışçi kıyımını görüşmek üze-
re Koç Holding Yönetim Kurulu Başka-
nı Rahmi Koç'tan randevu talep ettiğini,
ancak henüz bir yanıt alamadığını söyle-
di. Yaşanan sorunlann kaynağında, Tür-
kiye'deki sermaye çevrelerinin çağdaş en-
düstriyel ilişkileri sindirememesinden
SEKA
ışçısıne
CHPve
DTP'den
destek
MUĞLA(Cumhuriyet)- DTP Genel
Başkanı Hüsamettin Cindoruk. SEKA
işyerlerinin kapatılamayaeağını söyledi. İki
günliik Muğla gezisinde işçiîere moral
veren Cindoruk. "Emeğin yanında oiaa
bötûn demokratiar yanauzdsk" dedi. SEKA
Izmit Müessesesi'nin kapatılması
karanndan haberlerinin olmadığını belirten
Cindoruk. "Her fkbrika özefleşti de sıra
SEKA'ya mı geMi" diye sorarken "Bu
karardan bizinı haberimiz yok. Kapatma
yanüş \e düzekUınesi gerekli âyasi bir
karar" diye konuştu. Muğla'da da Selüloz
işçiîeriyle görüşen Cindoruk, "Eğer örgûtJü
sendika varsa tek taraflı işlem
yapamazsınız. Nasıl sendika De ofuruhıp
toplusözleşme görüşmesi yapdıvorsa,
müessesenin. oradaki işçiierin geleceği 9e
Ugili karar alırken de görüşürsün.
Görüşroüyorsan, demokratikliğin kahnaz"
dedi Cindoruk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ozefleştirme başka şey, kapatma başka.
SEKAişçiterinindirenişlerinesaygı
duyuvorum. Emekten yana olan bütün
demokratiar yanlannda. İster liberal, ister
sosyai, ister başka bir şey. Avu katiığı
bırakalı 40 yıl oktu. Şimdi Ankara'ya
dönüyorum ve kâğıt işçilerinin avukathğına
süyunuyorunı.r
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
hükümetin özelleştirmelerde uyguladığı
"sat,kurtuP mantığının SEKA'da "kapai,
kurtul" mantığma dönüştüğünü belirterek
"Bu çahşana, ûretene, emeğe, Tûrkiye'ye
saygBLdıkür. Bu Tûıidye'nin geieceğine
flğisiztiktir. Kesinlikle kabul edüemez" dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagûl
de Özelleştirme fdaresi Başkanı Uğur
Bayar'ın gerçekleri yansıfmayan
açıklamalar yaptığını ifade etti.
kaynaklandığmı anlatan Budak, "Arka-
suida bin tane ayıp taşıyan ve asla burju-
va olmayı becerememiş çoğunluğuyla
Tûrk sermayesinin çağdaşlaşması daha
çok zaman aİacakur" dedi.
TİSK Başkanı Halit Narin'i isım ver-
meden eleştıren Budak, "Kimi işveren
sendikası başkanlan kongre konuşmala-
nnda işçi sendikalannı kendilerinden ya-
na olanlar. kendilerinden yana ounayan-
larve siyaset yapanlar biçiminde ayırmak-
ta; kapı kulluğu yapan sendikacı kesimi-
ni övmekte, başını dik tumaya çalışanlan
yermekte ve 'yok edin bunlan' talimaü
vermektedirter" dedi. Budak, sermaye-
darlann çoğunlukla tüccarlılda sanayici-
liği, rantçıhkla işletmecıliği birbirine ka-
nştırdığını kaydetti.
Gazi ve Galatasaray üniversiteleri öğ-
retım görevlisi Dr. Mehmet Ali Kıhçbay,
Türkiye'de köklü bir burjuva hareketin
oluşmadığını belirterek "Biam burjuva-
a cihz, acemi ve getikmiş bir burjuvazL
Cretimden değü, saraydan üreme bir bur-
juvazi gelişhor; ama bu çok zayıf ve afcz.
Büyük kitle oiarak 'kasabalı' refleksmi
sürdüren bir burjuvari var. Baü burjuva-
zisiyle değerleri, beğenileri ve kültürü
farklT dedi.
Kapitalizmin ruhunun demokrasiye ay-
kın olduğunu vurgulayan Dr. Kıhçbay,
kapitalizmin hiyerarşi ve emirlere itaat
beldediğini, bu nedenle "işyeri demokra-
sisi* kavramının bünyesine uygun olma-
dığını ve sendikalaşmadan hoşlanmadığı-
nı kaydetti.
Kıhçbay, "İşleriyi gittiği zaman Alman
demokrasisi iyi işler" sözünün bütün ka-
pitalizme teşmil edilebileceğini ifade ede-
rek, "tşler ryi giderse kapitalizm demok-
rat davranabilir: işler kötüyegittiği zaman
faşizme kadarsertyoilara kucak açabilir"
diye konuştu.
Dr. Kıhçbay Türkiye'deki işçi sendika-
lannın da ücret artışını verimlilik esasına
göre saptamadıklannı belirterek "Hak de-
ğil imtiyaz istiyorlar. En iyi örnek zarar e-
den kamu işktmelerindeki zam arnş is-
tekleri. L retiroden ve \erimlilikten kopuk
bir sendikal anlayış modern degfl" görü-
şünü savundu.
Ertneni patriği
seçimlerinde
Içişleri gölgesi
ÖZGEN ACAR
ANKARA - Içişleri Ba-
kanJığı, Türkiye Ermenıle-
rinin patrik seçimine yeni
bir keyfilik ile gölge düşür-
dü. Anayasa, seçmen yaşı-
nı 18 oiarak belirlediği hal-
de, bakanlık, patriklik seçi-
minde 21 yaşı geçerli kıldı.
Dünyada, ruhani liderini
demokratik seçimle belir-
leyen tek dinsel topluluk
olan Türkiye'deki Ermeni-
lerin 83. Patrik Üdnd Ka-
rekin'in 10 Mart'taki ölü-
münden sonra 84. Patriğin
üç aşamalı seçimi 15-20
Mayıs tanhlen arasındaya-
pılacaktı. Ancak, Istanbul
Valiliğj patriklik seçimi ıle
ilgili Eylül 1961 kararna-
mesinin değişeceği gerek-
çesiyle seçimi askıya al-
mıştı. Gelecekte çıkanla-
cak bir kararnamenin geç-
mişteki işleme uygulanma-
sı gibi hukuk dışı bu keyfi-
liği Başbakan Mesut Yü-
maz önlemişti.
Patrik adayı olabilmek
için 1961 kararnamesine
göre "Babadan Türk, TC
hükümetinin itimadına
mazhar. episkoposluk rüt-
besini haiz oimak. 35 vaşını
ikmal etmiş bulunmak.
mahkûmiyet ve amme hiz-
metinden memnuniyet gi-
bi, seçflmeye mani halleri
bulunmamak. patriklikva-
zifesini layıkıyla yapabUe-
cek iktidar ve ehliyette bu-
lunmak'' gibi koşullara uy-
gunluk gerekiyor.
Bu koşullara uyan Başe-
piskopos Mesrop Mutaf-
yan (42) ve Başepiskopos
Şahan Sıvaavan (72) aday
oldular. Istanbul Valiliği,
Mutafyan'm yerine kilise
geleneklerine aykm oiarak
Sıvacıyan'ı resmi vekil
oiarak atadı ise de uygula-
maya konulamadı. Dün
Türkiye'deki Ermeni top-
lumu oy kullanarak 79 de-
legeyi belirledi. Delege se-
çiminde de lstanbul emni-
yetinin ilgili biriminin çe-
şitli baskılarda bulunduğu
öne süriildü.
Patriklik yetkilileri,
1961 karamamesinde, seç-
men yaşının 21 oiarak ön-
görüldüğunü, bununla bir-
likte yürürlükteki anayasa-
nın seçmen yaşını 18'e in-
dirdiğini, seçimin bu değı-
şikliğe göre yapılıp yapıla-
mayacağını lstanbul Vali-
liği'ne birdilekçe ile sordu.
Içişleri Bakanlığı, 22
Eylül 1998 tarihve 220913
sayılı yazısı ile yeni bir ana-
yasa suçu işleyerek patrik-
lik seçiminde oy kullana-
cakJann Eylül 1961 karar-
namesınde öngörülen 21
yaşında ohnası gerektiğinı
bildirdi.
Bu konuda görüşünü
sorduğumuz Anayasa
Mahkemesi'nin kıdemli
üyelennden bin "Anayasa,
Türkiye'de seçmen yaşını
18 oiarak belirtemiştir.
Türn dernekve siyasal par-
tikr Ue her türiü kuruluşla-
nn seçimlerinde bunun dı-
şuıa çıkılamaz. Kaldı ki bu
rür seçimlere Içişleri Ba-
kanlığı şu ya da bu biçimde
müdanaleetme hakkına sa-
hip değildir. Bu koşullarda
yapılacak seçime her Er-
meni vatandaşının itiraz
hakkı doğar" yorumunu
yaptı.
Bakanlığın, gençlerin
desteğindeki ve kilisenin
rengi olan "roor Bste" ile
katılan Mutafyan'a karşı
"beyaz Bste"li emekli Ba-
şepiskopos Sıvacıyan'ı
yeğlediği için bu yola gitti-
ği anlaşılıyor. Oçüncü aşa-
mada 14 Ekim Çarşamba
günü, Kumkapı'daki Erme-
ni Patrikliği Katedralinde,
ruhani ve cemaatin 89 de-
legesinin katılacağı "Dele-
geter Medisi''nde gizli oy,
açık tasnifle adaylar arasın-
dan biri "84. Türkiye Er-
meni Patriği'' seçilecek.
TEMA Vakfi Başkanı Hayrettin Karaca, tarun topraklannın tuzlanmasının önknmesini istedi.
Güneydoğu'da aşın sulama yüzünden çoraklaşma kanser gibi yayılıyor
GAPTaHarnany
tn lxılaykm IJtlt
CEM ULUTAŞ/BEKİR ŞAHİN
Güneydoğu Anadolu için tanmsal
sulama ve enerji yaratmanın ötesin-
de bölgesel bir kalkınma projesi olan
GAP sulannın, Harran Ovası'yla bu-
luşmasıyla baslayan "batayı" bitti.
Şanlıurfa'da yüzyıllardır yapılan
susuz tanma alışkın olan çiftçilerin.
bol ve ucuz suyu bulunca verimi ar-
tırma kaygısıyla yaptıklan aşuı sula-
ma, topraklardaönce tuzlanma ardın-
dan da çoraklaşma başlattı. Acil ön-
lem alınması istenen çoraklaşmanın
bir "kanser" gibi yayıldığına dikkat
çekildi. Harran Üniversitesi Öğretim
Uyesi MehmetAH ÇuUunun verdiği
bilgiye göre, toplam 225 bin hektar
olan Harran Ovası'nın 115 bin hek-
tan sulu tanma geçerken, bunun 20
bin hektarhk bölümünde tuzlanma ve
çoraklaşma başladı. Çoraklaşmanın
yanında, toprağın emilim kapasitesi-
nin üzerinde yapılan aşm sulamaya
bağh taban sulan yüksehnesi de ayn
bir sonın yarattı. Yükselen taban su-
lan, özelliîde Harran Ovası'nın güne-
yindeki kırsal yerleşim birimlerinde
bulunan evleri yıkıhna tehlikesiyle
karşı karşıya bıraktı.
Bölgedeki sorunlan gündeme ge-
tirerek bölge insanı ve ilgili kamu ku-
ruluşlannın yaşanan sorunlara dikka-
tini çekerek acil önlemler alınmasını
isteyen TEMA Vakfı, geçen hafta
Şanlıurfa ve Adıyaman'ı kapsayan
bir gezi düzenledi. Geziye TEN1A
Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca,
T u z l a n m a n e d i r ?
Kurak ve yan kurak iklimlerde toprağın oluşumu sırasında kayalar
çözünûrken toprakta çeşitli tuzlar açığa çıkar. tklim kurak oldugu
• için bu tuzlar toprakta kaimaya de\-am eder. Kurak olmayan
iklimlerde ise topraktaki tuzluluk yağmurlarla yıkanır ve toprağı
süreç içinde terk eder. Kurak iklimlerde toprakta kalan tuzlar,
sulamayla birlikte çözünür. Su aşın gelmeye başladığındaysa,
toprağın kılcalhk özelliği nedeniyle içindeki erimiş tuzlarla birlikte
yûzeye çıkar. Yüzeydeki su buharlaştığında tuzlar toprakta kalır.
Bu da çoraklaşmayı getirir. Çünkü. bitki köklerine kadar çıkan
tuzlu su, bitki kökündeki suyu da almaya başlar. Topraktaki bitki
de suyunu vererek kurur ve ölür.
Başkan Yardımcısı Nihat Gökyiğit,
TEMA Genel Müdürü Ümit Gİirses
kaöldı. TEMA Vakfi, bölgede Tanm
Reformu Bölge Müdürlüğü Necmet-
tin Cevheri Çiftçi Eğitim Merke-
zi'nde; DSl, Tanm ll Müdürlüğü,
Toprak Reformu Bölge Müdürlüğü,
DPT ve Çukurova ile Harran Cniver-
sitesi ziraat uzmanlannı geçen hafta
çarşamba günü bir araya getirdiği top-
lantıda. "Tanm topraklannın hızhı-
laşması'' konusu ele alındı.
TEMA Bilim Kurulu Üyesi Prof.
Metin Bahtiyar'ın yönettiği toplantı-
da, sulu tanmı bilmeyen köylülerin
a§ın su kullandıklan. yörede en çok
rağbet edilen pamuğun en fazla yedi
kere sulanması gerekirken 15 kez su-
landığı dile getirildi.
Çoraklaşma, Şanlıurfa'nın Suriye
sınınndaki Akçakale ilçesininAncan
Köyü'nde net oiarak görülmeye baş-
ladı. Yöredeki inceleme gezimiz sı-
rasında köylüler, 3 yıl öncesine kadar
dönüm başına 500-600 kilo pamuk
toplanırken, bugün ürün miktannın
yüzde 80 oranında azaldığını söyle-
di. Ancanlı köylüler arazilerinde su-
suz tanm yaparken buğday ve arpa
yetiştirdiklerini, GAP kapsamında
yapılan Atatürk Barajı'ylabirlikte su-
lu tanma geçerek pamuk yetiştirme-
ye başladDclannı söylediler. Ancan
köyünden 73 yaşındaki Halaf Ozal
adlı köylü, çoraklaşan topraklannı
göstererek 3 yıldır ürün alamadığın-
dan yakındı. Özal, "Önceden kunı
tanm yapıyorduk. Sulamaya başla-
ymca toprak tuzlaşü. Şimdi ne ekin,
\apı>or. ne buğday yapıyor ne pamuk
yapıvDr. Biz de tuz ghsüı diye daha faz-
la su basuk. Suvu basükça toprak da-
ha çok ruzlaşn. Burava 3 metre derin-
liğinde tahlive kanallanyapıunası ge-
rekiyor" diye konuştu.
TEMA Vakfı'nın düzenlediği top-
lantıda, bilim adamlan ve ilgili ku-
rumlar toprağa verilen suyun drenaj
kanallanyla tahliye edilmesinin en
doğnı çözüm olduğunda birleşti. Bu-
na göre, toprağa verilen suyun yüzde
40'ınm tahliye edilmesi gerekiyor.
Bunun için de 3 metre derinliğmde
drenaj kanallan inşa edihnesi gerek-
tiği belirtildi. DSl yetkililerine göre
şu anda 20 bin hektarlık alanda tuz-
lanma görülüyor. Tuzlanma nedeniy-
le acilen müdahale ediknesı gereken
alan ise 3 bin 500 hektar. Taban suyu
yükselmesi ise daha geniş boyutlarda.
DSl'nin tespitlerine göre yaklaşık
oiarak 15 bin hektarhk alanda ise ta-
ban suyu yüksehnesi sorunu var. Aci-
len önlem alınmazsa büyük umutlar
yaratan Harran Ovası'nı geriye dö-
nüşü ohnayan daha büyük sorunlar
bekliyor. TEMA Gaziantep Gönüllü
Temsilcüiği tarafından düzenlenen ve
iki gün süren eğitim seminerine vakıf
yöneticileri ile birlikte katılan Kara-
ca, "Türldye çöl olmasın" sözlerini
yineleyerek "Bugün ülkemizinyüzde
55'ibutanımagirmektedir. Bu neden-
le Türkiye çöl oldu demekdaha doğ-
ru ohır" deidi. Erozyon sonucu karşı
karşıya kahnan felaketın boyutlannı
anlatan Karaca, günümüzde global
düzeyde yaşanan sorunlann ülke so-
runlannın önüne geçtiğini ve yaşam
koşullannın tehlikeye girdiğini vur-
gulayarak "Bizinı dümadan başka
evimiz yok. Bu nedenleinsanlann ya-
şam kaynaklannı kurutmamasv bi-
armemes gerek" diye konuştu.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Yamyamlar mı Kazanacak
Uygarlar mı? Neden?
Bazı arkadaşlarım beni çok eleştiriyor.
Bir bölümü diyor ki, "Yahu tutturdun bir 'yarn-
yam' lafı, yazıp duruyorsun. Sanki seçimler yarın
olacakmış gibi. Oysa gündemde çeteler var, tür-
ban var, Suriye ile savaş var. Sen bütün bunlan bir
kenara bırakıp, yapılıp yapılmayacağı bile belli ol-
mayan bir seçim üzerine ahkârn kesiyorsun."
Ikinci bir bölüm arkadaşımın eleştirisi daha da
ciddi:
"Yamyamlara oy venmeyin diye tutturdun. San-
ki yamyam olmayan varmı? Bunlann hepsi yam-
yam. Gene içlehnde kendimize en yakınını seçip
oyumuzu ona vermeyecek miyiz? Neyi kurtarabi-
lirsin ki bu yağma düzeninde?"
• • •
Ben bu iki grup eleştiriye de katılmıyorum.
Btrinci oiarak, zaten hep, seçimleri önemseme-
diğimiz, sonuçları küçümsediğimiz, adaylarla ilgi-
lenmediğimiz, bizi aldatmayı ilke haline getirmiş li-
derlere kulak asmadığımız halde yine de oylanmız-
la onlann hırsızlık ve uğursuzluklarına destek ver-
diğimiz ve en önemlisi sürekli oiarak "vatandaş
kimliğimizle" seçimlere hazırlıksız yakalandığımız,
ne yapacağımızı bilmeden oy sandığı başına gitti-
ğimiz için gelmiyor mu başımıza bütün bunlar?
Bu nedenle, bizim sırtımızdan zengin olan, bizi
soyarak, toprağımızı, ortak zenginliklerimizi yağ-
malayarak iktidarını sürdüren hırsız ve namussuz-
lan, mutlaka ama mutlaka engellemek hem bir uy-
gariık borcu, hem de bir kişisel onur sorunudur
seçmen için.
Bu sorumluluklan yerine getirebilmek için de, bir
seçim biter bitmez, seçmen oiarak, hemen, ondan
sonraki seçime hazırlanmaya başlamamız gerekir.
Ikinci eliştiri ise zaten tarihe aykın:
Evet bunlann hepsi yamyam.
Evet, bu düzen bir yağma düzeni.
Evet, bu düzen sürekli oiarak yamyam üretiyor.
Ama unutmamak gerekir ki, bu düzen de datıil
olmak üzere, her düzende "uygar vatandaşlar" ve
sayılan çok az da olsa "uygarpolitikacılar" da yâr
ve sonunda daima, ama daima bunlar kazanıyol.
Tarihe baktığımızda, işin sonunda mutlaka, "ty-
gahığın" "yamyamlığı" yendiğini görüyoruz. '
Çünkü uygarlar beyinleriyle, yamyamlar midel#-
riyle hareket eder.
••• '.*'
Pek doğal oiarak "yamyam politikacılan" eleş-
tireceğiz.
Çünkü onlann görevi, yamyamlığı değil, uygar-
lığı temsil etmek. >
Ama çogunluğu "yamyam" olan bir toplumdf,
o toplumun seçtiği politikacılar, "uygarlar" yerirje,
doğal oiarak "yamyamlar" arasından çıkmaz rrj»?
Peki, bu "yamyam seçmen" ile "yamyam pçk-
tikacı" arasındaki dayanışmanın kısır döngüsü
nerede ve nasıl kınlabilir? ,
önce hemen hatırlayalım: »1
"Yamyamlar" tarihin bellı ddnemterinde ve belli
toplumlarda bir süre ıçin, bütünüyle kazanmış gi-
bi görünebilırler.
Olaya "siyasal veideolojikytaTiyamhk" açemdan
bakarsanız Almanya'da Hitler, Rusya'da Stalin,
böyle dönemleri simgeleyen liderlerdir.
Ama sonunda mutlaka "uygahık" galip gelmiş-
tir.
Olaya "siyasal veparasalyamyamlık" açısından
bakarsanız, BirleşikAmerika'da 1930'lardaki "maf-
ya" egemenliği akla gelir.
Ama bu mafya savaşlan da sonunda, "uygaha-
nn yamyamlara karşı hukukzaferiyie" bitmiştir.
•••
Yamyamlık, toplumun kendi içinden beslendiği
zaman, bununla savaş, sadece polrtikacılara sal-
dırmakla olmaz.
Uygarlığın zaferi, yamyam olmayan ya da yam-
yamlıktan kurtulmak isteyen politikacılann da des-
teği ile "evrensel kurallan" ve "insanlık ahlakını"
temsil eden meslek kuruluşlanyla, sivil toplum ör-
gütleriyle ve medyayla işbiriiği yaparak gerçekleş-
tirilir.
Işte barolar, sendikalar, meslek odalan, vatandaş
örgütleri, gazeteler, dergiler, televizyonlar burada
devreye girmektedir.
Yamyamlaria uygarlar arasındaki savaş uzun
dönemde Türkiye'de de hiç kuşkusuz, akla ve
toplumun ortak çıkarlanna dayalı olan uygar-
lığın, kaba kuvvete ve bireysel çıkarlara daya-
lı olan yamyamlara karşı zaferiyie sonuçlana-
cakbr.
Bunun için seçmeniyle, politikacısıyla, meslek
kuruluşuyla, sivil toplum örgütüyle, gazetesi vete-
levizyonuyla "uygarlann", "yamyamlara" karşı bir
cephe oluşturması gerekmektedir.
Bunun öncülüğünü ise Türkiye'de önümüzdeki
seçimlerde, "uygar vatandaşlar" yapacaktır.
Unutmayın, "Seçimlerde yamyamlara oyyok".
web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html
seçeneğı.
'~
RMELI
2j PEŞİN FİYATINATAKSİTLİ
3 ) 13 AYA VARAN UYGUN VADELİ
,.,:,„-.,«<.;*.X*»»»,
R R F I L
Kalite kontrol altında!
0 800*2i"î 4068 * GİINEVDOGU ; AOANA (0-222) 43» 80 71 435 itt^vSSnTÎMSmÛS^ÎTUUT^lSîtîTl^mflUtSSS^I »BKARA (0-312J 348 19 61 • 348 6* 73
0 800 211 40 21 *
D
°
G U K
*
R U E
' "
Z
'
S
*
M S U N
(0-V2) 231 35 7014 HAT) • EGE / I2MIR I0-232) 435 90 48 (4 MAT) • ANTAUA (0 242) 322 12 45 {2 HAT) • MARMAM, ISTANBUL (0 216) 390 87 70 (3 NAT)