Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI /cumek(« turk.net 11
Bizimkent
mağdurları tepki
gösterdi
• E konomi Servisi -
Emlakbank Genel
Müdürlüğü'nce
Beyl ıkdüzü'nde inşası
süren Bizimkent konutlan
sahiplen, gerekçe
belirtilmeden konutlannın
teslim edılmemesi
nedeniyle tepki gösterdiler.
Haziran ayında konutlan
teslim edılmesi gereken 4
bin konut sahibi yaklaşık
15 bin mağdur, dün
düzenledikleri toplantıda,
konunun çözümü içın
Başbakan Mesut Yılmaz'ı,
Devlet Bakanı Yıldınm
Aktuna'yı, Emlak Bankası
Genel Müdürü Erdin An'yı
ve yetkilileri göreve
çağırdı.
Sinan Solok,
Balkaner
Gnubu'nda
• Ekonomi Senisi - Eski
Emlakbank genel
müdürlerinden Sinan
Solok, önceki gün
Balkaner Grubu'nda Icra
Komıtesı üyesi olarak
göre\e başladı. Solok 'un
ıvnca, Yurt
Gayrimenkul'de genel
nüdürlük ve yönetim
aırulu başkan yardımcılığı,
Vurt Leasing ve Yurt
-actoring'de genel
«coordinatörlük ve yönetim
aırulu üyeliği görevlerini
ie sürdüreceği bildirildi.
rüpkiye'nin
IB'ye giriş
ımudu
• ANKARA(AA)-
Mmanya'da seçimleri
.azanan Sosyal Demokrat
'arti'nin lideri Gerhard
jchröder, Türkiye'nin
Kvrupa Birliği'ne (AB)
lyeliğinin yeniden gözden
;eçirileceğini açıkladı.
"ürkiye, AB'ye tam üye
»lması durumunda, AB
mtçesine yaklaşık 4.7
nilyar dolar yıllık katkıda
•ulunmasına karşılık
aklaşık 15 milyar dolar
•âra âlabiletek. ,, K ^ ,
Yabancı tütüne hayır diyenler, bugün kurumu parça parça özelleştiriyor...
TEKEL, bakanını bulamadıHAZAL ATEŞ ÇAKIR
Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın.
Alaattin Çakıcı ile telefon konuş-
malannın ortava çıkmasıyla ıstifa
etmesınm ardından, TEKEL'e ba-
kan atanamadı. TEKEL'ın parça
parça yabancı sermayeli şirketle-
re devri kapsamında ihaleye açı-
lan Tekel 2000 sigarası için ekim
ayı sonuna kadar venlecek teklif-
lerin nasıl değerlendirileceği de
netlik kazanmadı.
Akhisar sigara fabrikasının or-
taklığı ıle Samsun ve Yenı Har-
man sigara markalannın 49 yıllı-
ğına kiralanmasmın ardından göz-
ler, bu ay sonunda isim hakkı de-
vir ihalesi yapılacak Tekel 2000
ve Tokat sigaralanna çevrildi.
TEKEL'ın yeniden yapılanma-
sı kapsamında yapılan özelleştır-
melenn kurumu "yok edeceğüıi"
belirten Kamu Işjettneciliğini Ge-
liştirme Merkezi (KİGEM), Zira-
at Odalan Birliği, Türkiye Mimar
ve Mühendıs Odalan Birliği (T-
MMOB), Tütün Tarım ve Satış
Kooperatifleri, Tütün Eksperleri
Deraeği yetkilileri tütüncüliigün
yok edılmeye çalışıldığını bildir-
di. Et ve Balık Kurumu'nun vok
edilmesiyle hayvancılığa; Süt En-
düstrisi Kurumu'nu satmakla süt-
çülüge darbe vurulduğunu anım-
satan yetkililer, TEKEL fabrika
ve markalannın satışı ilekunımun
pazar payınm daralacağını belirt-
ti. Yetkililer, bu nedenle ortaya çı-
kacak atıl kapasite ıle bazı fabri-
kalann kapanmasına gidilecegine
ve bırçok çalışanın da işine son
verileceğine dikkat çekti. TE-
KEL'in pazar payı ve cirosunun
düşmesinin, yaprak tütünde uygu-
lanan destekleme politikalannı da
değiştireceğine işaret eden yetki-
liler, "TEKEL, kâr etmesinin ya-
nı sıra Tiirki>e"de 2.5 milyon türiin
köylüsünü ilgiltndiren tütün poli-
tikasının vazgeçilmez parçası" dı-
ye konuştu. TEKEL'ın en başanh
markalanndan Samsun'un ardın-
dan Tekel 2000 için açılan ihale-
nın iptalıni isteyen yetkililer, ge-
lişmis ülkelerin kendi tanm sek-
törlerini korumaya çalışırken, hü-
kûmetin tütüncülüğü yok etmeye
uğraştığına işaret edıyor. Yetkili-
ler, konuya ilişkin olarak şöyle ko-
nuşuyor: "YıDık tütün üretimi 350
bin ton. Bunun 100 bin tonu içeri-
de Türkiye'deki fabrikalarda tü-
ketüiyor. Bir o kadan da dışan ih-
raç ediliyor. Fazla tütünii TEKEL
alıyor. BAT ile yapılan anlaşma-
dan sonra bu firma Samsun mar-
kasını yavaş yavaş öldürürken,
Ozelleştirmeye karşı eylem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tekgıda-Iş
Sendikası Genel Başkanı Orhan Balta, "TE-
KEL'in parça parça satümasuu" eleştirerek "En
kötü yılında 46 rrihon lira kâr eden TEKEL, ya-
bancdara peşkeş cekflmek isteniyor" dedi. Balta.
örnek olarâk yabancı sıgaralara seçenek olan TE-
KEL 2000'in üretildiği Tokat Sigara Fabrikası'nın
yanı sıra diğer fabrikalann da ortaklık yöntemiy-
le ihaleye çıkanlmasını gösterdi. Balta, il il dola-
şarak eylem yapacaklannı bildirdi.
Resmi Gazete'nin yanı sıra çeşitli gazetelerde
TEKEL'in fabrikalannın ortaklık yoluyla özelleş-
tirileceğini duyuran ilanlar verilmesi TEKELÜe
örgütlü Tekgıda-lş Sendikası'nı harekete geçirdi.
Birçok kuruluşa TEKEL arsa ve tesislerinin be-
delsiz veya bedelınin çok altında devredılmesini
eleştiren Balta, "Mesela müikiyeti Milli Emlak Ge-
nel Müdürtüğü'ne, kullanım hakkı TEKEL'e ait
olan Cibali Sigara Kabrikası'nın ararisi Has Vak-
fi'na bedelsiz devmiildi. Burası niye devlet üniver-
sitesi olan Marmara l'nhersitesi'ne verilmiyor"
diye konuştu.
Tekgıda-lş Genel Başkanı, TEKEL'e ait tesisle-
rin ortaklık yöntemiyle özelleştirilmesine karşı
çıkmak için Türk-lş'e bağlı sendika başkanlan ve
yöneticilerinin 15 Ekim'de eylem yapmaya hazır-
landığıru bildirdi. ilk olarak I5 Ekim'de Anka-
ra'da eylem yapılacak.
kendi markalan Kent, Pall MalL
Lucky Strike markalannı öne çı-
kanrsa Türk tütünü daha az kıil-
lanılacaktır. Türkiye'nin ihthacı
yerli tütün işieyen fabrikalar. Tü-
tünün yetiştiği toprakta başka bir
şe>' yetişmez. Türtinün aJternatifî
yok. Eğer yerli tütün üretkileri
desteklenmezse,ekkdlerin yapaca-
ğı başka iş de yok."
Bakan bulunamadı
Eyüp Aşık'tn Çakıcı olayıyla
ilişkisi ortaya çıktıktan sonra isti-
fa etmesinin ardından henüz yeni
bakan belirlenemedi. Şu anda
TEKEL, Başbakanlık'a bağlı o-
larak çalışıyor.
M orris'in kafası kanşü
Samsun sigarasının BAT'a sa-
tış yöntemini hukuka aykın bula-
rak mahkemeye gıden Philip Mor-
ns, Tekel 2000 sigarası ihalesine
ilişkin dosyanın kendilerine de
gönderildiğini bildirdi. Dosyada-
kibilgilerinyetersizolduğunu be-
lirten Philip Morris yetkilileri,
uluslararası bir firmaya teklifle
gıdılmesinin hata olduğunu söy-
ledı.
Avrupa kentleri gözdeliğini korurken havalann serinlemesi K. Afrika ülkelerini cazip kılıyor
Bayramda tatil yolu gözüktü• 29 Ekim'de doğacak 4 günlük tatil olanağı için
operatörler Türklerin gözde mekânlannın Avrupa
kentleri olduğunu belirtiyorlar.
29 Ekim tatilleri v
• Fryat ortaiamas» 1
• Yurtdısı
Paris
Barcefofta
Madrid J^tıfKIUf IU 4M^^|
Roma ^Jk
RoransaCf
Venedik
Kahire
Hurgada
Prag
TUnus _ d
(4gün)$l
395-695
695
T* 495
r
575
Vg: 625
• v ^ •• Yurtıçı
Kapadokya
Pamukkate
Abant
Bttiek '~''^"
Kem«r
Sde
Bodrum
Â
riyat ortataması •
MgünlTLİ
39 milyon
28-49 milyon
35 milyon
22-39 milyon
21-75 milyon
21 -80 milyon
12-30 milyon
NtLÜFERŞENSÖZ
Cumhuriyet Bayramı 'nm perşembe gününe denk gel-
mesiyle, hafta sonu tatilinin 4 güne çıkması tur şirket-
lerini harekete geçirdi. Tur yetkilileri. bu tatilde de Türk-
lerin gözde mekânlannın Paris, Roma. Floransa ve Mad-
rid gibi Avrupa kentleri olduğunu belırterek "Tatil kısa
sürdüğü için sevahat etmek isteyenkr \akinlik, »cakbk
\<e ucuztuk gibi kriterlere göre tercihlerini yapıyorlar"
açıklamasında bulunuyorlar.
'Paris'te Türkçe konuşulur'
Jokey Tur Satış Sorumlusu Serdar Akman, "Paris'te
ba>Tamlarda Türkçe konuşulur" diyerek, Türkler içın
Pans'ın değişmez bir kJasik olduğunu ifade ediyor. Prag,
Budapeşte ve Viyana turlanna da ılgı gösterildiğıni be-
lirten Akman, "Fransa, ltah-a ve tspanva'vı gezenler da-
ha sonra eski Doğu Bloku ülkelerine gidi>oıiar. Fiyatlar
cazip ve kültür turlan insanlann ilgisini çekiyor" diyor.
Tatili jtntıçinde güney sahıllennde geçırmek ıstej'e»'
lcnn. "Denize girebüir mhim, havalar iyi olur mu" so-
rulanyla karşılaştıklannı ifade eden Akman, havalann
soğumasından dolayı garantı veremediklerini söylüyor.
Kuzey Afrika ülkelerinin sıcaklık nedeniyle alternatif ol-
duğunu belirten Akman şöyle konuşuyor: "Malta'ya vi-
ze u\gulanmaması ada>a olan talebi artünyor. Adı üs-
tünde. kursanlar adası."
Asya Tur'dan Yurtdısı Turlar Satış Sorumlusu Nüket
Yılmaz. sıcak yerlere gitmek isteyenlerin özellikle Tu-
nus, Malta ve Mısır'a yöneldiklerinı ifade ederek "Fi-
yadann ucuz olması ve yakınnk tercihkri etkiüvor" di-
ye ifade ediyor. Yılmaz, Kahıre'ye bir saat uzaklıkta olan
Hurgada kentine olan ilgiyı de şöyle açıklıyor: "Bura-
da dalış kurslan yapdıyor. Denizesadece.vüzmekiçingit-
meyenier için göriilmesi gereken bir yer.
Asya Tur'un Yurtiçı Turlar Satış Sorumlusu ÖzJem
Yener de Abant, Assos, Yalova gibi yörelerin de tatili ya-
kın bölgelerde geçirmek için tercih nedeni olduğıinu
söyle>erek 'Sonbaharda Abant dökülen vapraklany-
la, dioknnH* i$teyenkre göre" dı>e k^nu^uyor. ..
DÜNY4 EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
Geçen hafta yatınmcılar, uluslarara-
sı pıyasalarda, tam bir şaşkınlık ıçin-
de sağa sola koşarak kendilerine sı-
ğınacak yer aradılar. Ancak Pruden-
tial Emerging Grovvth Fund, portföy
yöneticisi Susan Hirsch'in CNN'e
dediğigibi, "Olumsuz sürphzlerin sa-
yısı giderek olumlu sürprizlerigeçmiş,
şimdı artık saklanacak bir yer kalma-
mıştı" (9/10798).
Önce ABD faizleri yeterince inme-
diği için, sonra da geçen hafta IMF-
Dünya Bankası yıllık toplantısından
belirgin birsonuç çıkmadığı içın piya-
salann morali bozuldu. Kriz yöneti-
minde, 'serbestpiyasa' paradigması
çökmüştü, ama yerine ne geleceği
henüz belli değildi. Uluslararası düz-
lemde de bir lideriik boşluğu vardı.
Financial Times'tan Philip Cog-
gan, hafta içindekı dalgalanmalann
nedenlenni araştıran yazısında, bu
hafta, "Piyasa hareketlerini değerien-
dirmekte kullanılan gelenekselgereç-
leri camdan dışan atmak gerekiyor-
du" diye yazacaktı (11/10).
Evet piyasalann yönüne ilişkin kö-
tümser bir belirsizlik hâkimdi, ama
kimse, bu bellrsizliğin boyutlannın,
dolann, Asya ülkelerinin saldın altın-
daki paralan gibi bir günde yüzde 8
değer kaybedebileceği bir noktaya u-
laşmasını beklemiyordu. Geçen haf-
taya 136 yen düzeyinde giren dolar,
çarşamba günü bir ara 111 yene ka-
dar düştü. Perşembe günü biraz to-
parlanarak 119 yene yükseldiyse de
haftayı 116.35 yen düzeyinden, haf-
talık toplam yüzde 12'lik bir düşüşle
tamamladı. Hafta içinde ABD, Avru-
pa ve Japonya borsalannda çok şid-
detli dalgalanmalar ve düşüşler ya-
şandı. Gelişmekte olan piyasalann
borsalannm ise ters yönde hareket et-
tiği görülüyonju. Gözlemciler bu haf-
tanın da çok zor geçeceğini düşünü-
yoriar.
Saadet zinciri kınldı
Son yıllarda, bir Financial Times
başyazısının da tespit ettiği gibi "Kü-
resel ekonomi finans dünyasının esi-
ri olmuştur". Bu dünyanın en etkin
araçlanysa faaliyetlerinin yaygınlığının
sınırian ve karmaşıklığı, hafta aldıkla-
n riskler kimse tarafından tam olarak
bilinemeyen, fon yöneticisi kuruluş-
lardır. Dünyaekonomisinin en zengin-
lerinin portföylerini yöneten bu fonla-
nn sayısı 3000 civarında, kontrol et-
tikleri para trilyonlarca dolar... Geçen
hafta bunlardan biri, LTCM, çökme
noktasına gelince sorunun boyutları
bir anda bilinçlere çıktı. Bu fon, ser-
mayesinin 50 katı bir portföyle (ban-
kalardan kolaylıkla borç alabildiği için)
piyasada oynayabiliyordu. LTCM'nin
çökmesi banka sisteminin bu fonlar-
dan alacaklannı tartışmaya açınca da
bir banka krizi senaryosu oluşmaya
başladı dünya ekonomisınde. Yatınm-
cılar, bu fonlardan, batmayı bekleyen
en az bir tane daha mutlaka vardır di-
yorlardı. Ne de olsa, mutfağınızda bir
karafatma bulduğunuzda hemen ar-
kasından birkaç tane daha bulmaz
mısınız?
Yaöpımcı Şaşkın
Dünya zenginlerinın kaymak taba-
kasına çalışan bu fonlar, son yıllarda
çok kârlı bir saadet zinciri oluşturmuş-
lardı: Japonya'da yüzde 1 ile yen cin-
sinden borçlanıyorlar ve getırip bunu
yüzde 5'ın üstünde, ABD piyasasın-
da, özellikle Hazıne bonolannda de-
ğerlendirıyorlardı. Bu arada yen düş-
meye devam ettikçe kur farkından da
faydalanarak devasa kârlar gerçek-
leştınyorlardı. Bu saadet zinciri, LTCM
battıktan, arkasından da Fed faizleri
0.25 puan düşürdükten sonra koptu.
Geçen hafta fonlar, bankalann da ba-
sıncıyla borçlarını geri ödeme ışlem-
lerını hızlandırdılar, ellenndeki ABD,
Almanya, Fransa Hazine kâğıtlarını
boşaftmaya, yen satın almaya başla-
dılar. Yenetalep hızlayükselirken, Ha-
zıne kâğıtlan da artık sığınılacak bir li-
man olmaktan çıktılar. "Saklanacak
yer kalmadı." Böylece küresel malı
kriz gerçekten de küresel bir hale gel-
di. Dığertaraftanbu saadet zincirinin
neden şimdı, bu şiddette kınldığına
ilişkin birçok teori vardı. Bir teori, yu-
karda değindiğim gibi LTCM'nin çök-
me noktasına gelmesinin süreci baş-
lattığını savunurken, Australian Fi-
nancial Review'ın Tokyo muhabiri,
dolann bu ani düşüşünün ardında iki
süper gücün, ABD ve Japonya'nın
arasındakı gizli bir anlaşmanın yattığı-
nı bildiriyordu. Bu gizli anlaşma, Ja-
ponya banka sisteminin çöküşünü
engellemek için, eylülde yapılmıştı
(10/10). Böylece, Japon Merkez Ban-
kası, yenin bir dolar 200 yen düzeyi-
ne çökmesine yol açmadan, büyük
ölçüde emisyon yaparak banka sıste-
mini kurtarma olanağına kavuşuyor-
du. Ancak bu operasyon eğer doğ-
ruysa, küresel ekonomınin mali piya-
salann elinde nasıl tutsak olduğunu,
mali piyasalann da, gerektiğınde ger-
çek ekonomiyı bıçak altına yatırmaya
nasıl hazır olduğunu da göstenyordu.
Nıtekim Australian Financial Revıew,
Japon ekonomisinın tek pariak yıldızj
olan ihracatcı sanayi şirketleri için,
"Tokyo piyasasında, bir Japon ih-
racatçı katliamı yaşandı" diye yaza-
caktı.
Şimdi tam bir belirsizlik var
Bu gızlı anlaşma senaryosu aslında
mantıklı. Ama, giderek daha çok cha-
otic bir özellik gösteren karmaşık bir
sistem ıçınde yaşadığımızı düşünür-
sek, kısa dönemli bir kazancın orta
dönemde ağırbir kaybayol açması da
mümkün. Doğru, son yıllarda Japon
bankalannın, açıklannı kapatmak için
ellenndeki ABD Hazine kâğrtlannı pi-
yasaya dökmeye başlamasının yara-
tacağı kanşıklık, dünya mali sıstemini
çökertebilirdi. Bu arada ABD, Japon-
ya'ya, ekonomisıni canlandımnası içın
baskı yapıyordu. Ama Japonya, do-
lann 200 yene çıkarak bir Çın devalü-
asyonuna, ABD ile arasında bir tica-
ret savaşına yol açmasından korku-
yordu. Şimdi bu sorunlara birçare bu-
lunmuş gibi. Dolann düşmesı Asya ve
Latın Amerıka dövızlen üzenndeki de-
valüasyon basıncını da azalttı. Ama
bunlar dünya ekonomisinin en büyük
parçasını oluşturmuyoriar. Dolardaki
düşüşün Avrupa ve Japonya'da yara-
tacağı tahrıbat bu kazancı aşacâk bir
zarara yol açabilır.
Japon ekonomisinin, en, hatta tek
pariak noktası ihracata yönelik sana-
yı sektörüydü. Şimdi bu sektör yenın
tekrar değerlenmesiyle büyük bir dar-
be yedi. Bu darbenin ışsizlik ve eko-
nomik büyüme üzerindeki etkilerini
önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Avrupa'da da ihracat, ekonomik
büyümenin en önemli bileşenlerinden
biri. Avrupa'nın ihracatı ve iç piyasa-
lan, bir süredir zaten Asya bölgesin-
de oluşan basıncm olumsuz etkisini
hissetmeye başlamıştı. Şimdi dolann
bu ölçude gerılemesi, Avrupa'nın
uluslararası rekabet gücü üzerinde
olumsuz bir etkı yapacak. Bu olum-
suzluğu, Alman ve Fransız merkez
bankalannın faizleri indirerek bir ölçü-
de etkisizleştirmesı mümkün. Ancak,
bu sefer de Almanya ve Fransa'nın
faız oranlanyla diğerAPB ülkelerinde-
kiler arasındakı fark açılıyor ve ortak
para birimi uygulamasına geçmek için
gerekli olan "ekonomik benzeşme
tehiikeye giriyor".
İlk anda, dolann zayıflamasından
en çok ABD kârlı çıkacak gibi. Dolara
bağlı ülketerde, özellikle Latin Ameri-
ka üzennde basınç azaldı. ABD'nin
ihracatı daha da canlanabilecek. Ne
var ki, dolann zayıflaması ABD piya-
salanna yapılan mali yatınmlan olum-
suz etkıleyecek. Bu, Wall Street'in za-
ten bir geri çekilme sürecinde olduğu
gerçeğiyle bırleşince, sermaye hare-
ketlerinde dolann aksine bir yönelim
yaratabilir; bu eğer başlarsa, hem bor-
sanın hem de dolann düşmesini hız-
landınr. Uluslararası yatınmcılar, öme-
ğin Japonlar, bu sefer de zarar etme-
mek için ellenndeki ABD kâğrtlannı
bosaltırlar. Böylece zayıf dolar strate-
jisi geri tepmeye başlar. Zayıf dolar
stratejısınin geri tepeceği bir alan da
ithalat fıyatlannın yükselerek enflasyc-
nist bir basınç yaratması. Genleyen
borsanın da etkisiyle talebin zayıf ol-
duğu bir ortamda, fiyatlar üzerindeki
enflasyonıst bir baskı, üretim ve tüke^
tım üzerinde hiç de olumlu bir etki
yapmaz. Görüldüğü gibi küresel piya-
salarda manzara çok karmaşık ve be-
lirsizlik egemen. Zor bir haftaya daha
ginyoruz.
(ergin(uergin demon.co.uk.)
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Ankara...
Yann 13 Ekim, Ankara'nın başkent oluşunun 75.
yılı. Ankara'nın başkent oluşu Cumhuriyet'ten, bu
nedenle de 75. yıl kutlamalanndan ayn düşünülemez.
Ancak sona ermekte olan 75. yılın etkinlikleri içinde
bu konuya ayn ve özel bir yer verilmemesi, merkezi
ve yerel yönetimler için biryetersizlik göstergesi sa-
yılmalıdır.
•••
Cumhuriyet daha /(an edilmeden Ankara'nın baş-
kent yapılması, sıradan birolay değildir. Girişim, top-
lumsal, siyasal ve kültürel yönleriyle gerçekten
önemliydi. Bozkınn ve ülkenin ortalarında bir kasa-
ba, Ulusal Kurtuluş'un yönetim yeri olmasının öte-
sinde kalıcı bir konum kazanıyordu. Ankara ile yal-
nız Osmanlı yıkımıyla ilişkilenn kesilmesi kesınlik ka-
zanmıyor, geleceğin çağdaş ve ileri toplumunun te-
melleri atılmak isteniyordu. Ankara, iç ve dış siyasal
kararlann alındığı yer olmanın ötesinde, yeni yazıya
geçilmesi, birteştirilmişeğitim uygulaması, hukuk ku-
rumlannın oluşturulması, kadın-erkek eşitliğinin sağ-
lanması, şapka giyilmesi vb. düşüncelerin eyleme
dönüştüğü, izlendiği ve güçlendirildiği yönetim ye-
ri oluyordu.
•••
Ankara'nın şimdiki durumu bu açılardan bakjldı-
ğında gerçekten yürekler acısıdır.
Ankara, Türkiye yenileşmesinin, çağdaşlaşması-
nın ve gelişmesinin başkenti olma konumunu,
1950'lerden başlayarak ve her geçen gün artan bir
oranda yitirdi. Bununla da kalmadı; sıradan bir baş-
kent bile olamıyor.
Ankara, giderek daha da hızlanan bir biçimde ül-
kenin başkenti olmaktan çıkıyor. Bu gidişin, Cumhu-
riyet'in 75 yıl kutlamalan sırasında ayrıca ele alınma-
mastnın ötesinde, çok somut ve yaikıcı göstergeleri
var.
Başkent olmak yalnızca merkezi yönetimin yeri
sayılmak anlamına gelmez. Buna ek kimi etkınlikle-
rin bulunması gerekir. Ankara, Cumhuriyef in kuru-
luşunu izleyen yıllarda aynı zamanda bir kültür mer-
kezi oluyordu. Tiyatro ve konser salonlan, konser-
vatuvan, halkevleri ve Milli Eğitim Bakanlığı yayınla-
nyla bu yönde başanlı adımlar atılıyordu. İzleyen yıl-
larda daha ileri düzlemlere taşınması gerekirken bun-
lar çok büyük ölçüde budandı, yok edildi. Şimdiler-
de, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, tezhip
ve ebru kurslan açıyor. Bunlar, Arapçada, sırasıyla
yaldızlama ve kaş anlamına geliyor. Adı Ebru olan
okurlar bağışlasın; açılan kurslar, Arap harfleriyle
süslü yazı yazmayı amaçlıyor. Ankara Büyükşehir
Belediyesi, başkent oluşun 75. yılında Türk kültürü-
ne böyle katkı yapıyor.
Hitit Güneşi, yıilarca kentin sembolüydü; yakın yıl-
larda bunun yerini mavi-beyaz kanşımı ay ve yıldız-
lan çevreleyen ikili minare aldı. Uygulama, yağmur
yağdığında göl olan Ankara sokaklannın Iran ya da
Arabistan'da görülen türden ve hiçbir sanatsal de-
ğeri bulunmayan fıskiyelerle doldurulması; kavşak-
lan ibriklerin süslemesiyle tamamlanıyor. Cumhuri-
yet kûltürûnün yerini ibrik kültürû alıyor.
Üç milyonluk kentte yaygın satışı olan bir günlük
gazete yayımlanmıyor. Spor etkinlikleri de Anka-
ra'dan uzak tutuluyor; ulusal futbol maçları bile An-
kara'da yapılmıyor. Parasal etkinlıkler de Ankara'dan
uzaklaşıyor. Türkiye Iş Bankası gibi Atatürk'ün ku-
rucusu olduğu bir banka, genel müdürluğunü Istan-
bul'a taşıyor. Bunu, Merkez Bankası'nın ızleyeceği
söyleniyor. Aslında Istanbul'a taşınma genel bir eği-
lim, cumhurbaşkanı, hükümet üyelen zamanın bü-
yük bölümünü lstanbul'da geçirmekle kalmıyor, ul-
keyi Istanbul'dan yönetme eğilimi sergıliyor.
Ankara'nın gerilemesi bunlaıia stntrlı degil. Büyük-
şehir Belediyesi'nin imar anlayışsızlığı, her tarafı ka-
zılan sokak ve caddelere yansıyor. Kent, çok bakım-
sız. Kentin yaya yollan yayalara kapalı, otomobıllere
açık park yerleridir. Kavsaklan, bilmem kaçıncı kez,
yeniden yıkılıp yapılıyor. Düzensiz ve kapkaççı bir
anlayışla, kullanılmayan sanatsal/yapısal özürlü ait ya
da üst geçitlerin yapımı birbirini izliyor. Buna karşılık
yollar olağanüstü bir biçimde bakımsız ve bozuk;
yalnız ileri-geri inişli çıkışlı değil, sağa sola da yalpa-
lıyor. Yaya merdivenlerinin önü dağ gibi kum yığın-
lanyla kapatılıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin sergıle-
diği küttürel gericilik ve ilkel anlayış, fıziksel görüntü
olarak da kentin her hücresine yayılmak isteniyor.
•••
Kentler, işlevleriyle yasar ve gelişir. Ankara, kuru-
luşunun mayasını oluşturan Türkiye'nin yenileşme ve
çağdaşlaşmasının yönetim yen olma işlevıni, ülkeyi
yönetenlerin tutumu nedeniyle, büyük ölçüde yitir-
miş bulunuyor. Başkent, giderek halkın ıç ve dış so-
runlannın çözüm yeri olmaktan çıkıyor; kendisi çö-
zümü gerekli birsorun özelliği kazanmış bulunuyor.
Dış Ticaret Mustesarı Ege
'Mısır'la ticaretimizin
artacağına inanıyorum'
AMKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türk ihraç
ürünlerinin tanıtımı ama-
cıyla 100 ihracatcı 16-19
Ekim tarihleri arasında
Mısır'a gidecek. Ehş Tica-
ret Müsteşan Yavuz Ege,
gelecek dönemde Türkiye
ile Mısır arasuıdaki ticaret
hacminin önemli bir artış
göstereceğinden umutlu
olduğunu söyledi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı
koordinatörlüğünde, Ulu-
dağ thraçatçı Birlikleri or-
ganizasyonuyla düzenle-
nen Mısır gezisinde Türk
işadamlan heyetine Dış Ti-
caret Müsteşan Ege baş-
kanlık edecek. Tekstil, oto-
motiv ve yan sanayii, or-
man ürünleri, makine,
kimya, inşaat, gıda, elekt-
rik-elektronik ile demir-
çelik sektörlerinden işa-
damlanmn katılacağı gezi
sırasında Türk işadamla-
nyla Mısırlı işadamlan bir
araya gelerek ikili görüş-
meler yapacak. "Türkiye
ve Mısır Arasmda Ticaret
veYaönm Olanaklan" ko-
nulu seminer düzenlene-
cek.
Ege, gelecek dönemde
Türkiye ile Mısır arasmda-
ki ticaret hacminin önem-
li artış göstereceğinden
umutlu olduğunu belirtti.
Ege, şunlan sö>ledı: "Mı-
sır bölge ülkeleri arasında
ekonomik potansiveli en
yüksek ülkelerden biri.
Türkiye-Mısır iliskileri
olumlu bir seyir izlivor, an-
cak ticaret potansheümiz
olması gereken düzeyin
çok altında. 1997 >ilı veri-
lerine göre Mısır-Türkij'e
arasında 703 mih on dolar-
lıkticarethacmi\ar.Geçen
yıl Mısır'a 304 miNon do-
larlık ihracat gerçekleştir-
dik Onlardan 399 milyon
dolarhk ithalat yaptık. Bu
ticaret hacmini kısa sürede
2 kaüna çıkarabiliriz. Bu-
nun olanaklan vardır."
Ege, gezide hem Mısır-
lı resmi makamlarla bir
araya geleceklerini hem de
Türk ve Mısırlı işadamla-
nnın karşılıkJı görüşmele-
rinın sağlanacağını bildı-
rerek "Bu görüşmelerden
olumlu sonuç alacağımıza
inanıjorum" dedi
Ege, Mısır'la serbest ti-
caret anlaşması çalışmala-
nnm gündeme alındığını,
yıl sonuna kadar Mısir'la
serbest ticaret anlaşması
görüşmelerine başlamayı
planladıklannı belirterek
"Serbest ticaret anlaşma-
sını tajnamlayınca ticaret
faacmimiz hızlı bir artış
süredne gjrecektir" dedi.