29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EKİM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /cumek(« turk.net 11 Bizimkent mağdurları tepki gösterdi • E konomi Servisi - Emlakbank Genel Müdürlüğü'nce Beyl ıkdüzü'nde inşası süren Bizimkent konutlan sahiplen, gerekçe belirtilmeden konutlannın teslim edılmemesi nedeniyle tepki gösterdiler. Haziran ayında konutlan teslim edılmesi gereken 4 bin konut sahibi yaklaşık 15 bin mağdur, dün düzenledikleri toplantıda, konunun çözümü içın Başbakan Mesut Yılmaz'ı, Devlet Bakanı Yıldınm Aktuna'yı, Emlak Bankası Genel Müdürü Erdin An'yı ve yetkilileri göreve çağırdı. Sinan Solok, Balkaner Gnubu'nda • Ekonomi Senisi - Eski Emlakbank genel müdürlerinden Sinan Solok, önceki gün Balkaner Grubu'nda Icra Komıtesı üyesi olarak göre\e başladı. Solok 'un ıvnca, Yurt Gayrimenkul'de genel nüdürlük ve yönetim aırulu başkan yardımcılığı, Vurt Leasing ve Yurt -actoring'de genel «coordinatörlük ve yönetim aırulu üyeliği görevlerini ie sürdüreceği bildirildi. rüpkiye'nin IB'ye giriş ımudu • ANKARA(AA)- Mmanya'da seçimleri .azanan Sosyal Demokrat 'arti'nin lideri Gerhard jchröder, Türkiye'nin Kvrupa Birliği'ne (AB) lyeliğinin yeniden gözden ;eçirileceğini açıkladı. "ürkiye, AB'ye tam üye »lması durumunda, AB mtçesine yaklaşık 4.7 nilyar dolar yıllık katkıda •ulunmasına karşılık aklaşık 15 milyar dolar •âra âlabiletek. ,, K ^ , Yabancı tütüne hayır diyenler, bugün kurumu parça parça özelleştiriyor... TEKEL, bakanını bulamadıHAZAL ATEŞ ÇAKIR Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın. Alaattin Çakıcı ile telefon konuş- malannın ortava çıkmasıyla ıstifa etmesınm ardından, TEKEL'e ba- kan atanamadı. TEKEL'ın parça parça yabancı sermayeli şirketle- re devri kapsamında ihaleye açı- lan Tekel 2000 sigarası için ekim ayı sonuna kadar venlecek teklif- lerin nasıl değerlendirileceği de netlik kazanmadı. Akhisar sigara fabrikasının or- taklığı ıle Samsun ve Yenı Har- man sigara markalannın 49 yıllı- ğına kiralanmasmın ardından göz- ler, bu ay sonunda isim hakkı de- vir ihalesi yapılacak Tekel 2000 ve Tokat sigaralanna çevrildi. TEKEL'ın yeniden yapılanma- sı kapsamında yapılan özelleştır- melenn kurumu "yok edeceğüıi" belirten Kamu Işjettneciliğini Ge- liştirme Merkezi (KİGEM), Zira- at Odalan Birliği, Türkiye Mimar ve Mühendıs Odalan Birliği (T- MMOB), Tütün Tarım ve Satış Kooperatifleri, Tütün Eksperleri Deraeği yetkilileri tütüncüliigün yok edılmeye çalışıldığını bildir- di. Et ve Balık Kurumu'nun vok edilmesiyle hayvancılığa; Süt En- düstrisi Kurumu'nu satmakla süt- çülüge darbe vurulduğunu anım- satan yetkililer, TEKEL fabrika ve markalannın satışı ilekunımun pazar payınm daralacağını belirt- ti. Yetkililer, bu nedenle ortaya çı- kacak atıl kapasite ıle bazı fabri- kalann kapanmasına gidilecegine ve bırçok çalışanın da işine son verileceğine dikkat çekti. TE- KEL'in pazar payı ve cirosunun düşmesinin, yaprak tütünde uygu- lanan destekleme politikalannı da değiştireceğine işaret eden yetki- liler, "TEKEL, kâr etmesinin ya- nı sıra Tiirki>e"de 2.5 milyon türiin köylüsünü ilgiltndiren tütün poli- tikasının vazgeçilmez parçası" dı- ye konuştu. TEKEL'ın en başanh markalanndan Samsun'un ardın- dan Tekel 2000 için açılan ihale- nın iptalıni isteyen yetkililer, ge- lişmis ülkelerin kendi tanm sek- törlerini korumaya çalışırken, hü- kûmetin tütüncülüğü yok etmeye uğraştığına işaret edıyor. Yetkili- ler, konuya ilişkin olarak şöyle ko- nuşuyor: "YıDık tütün üretimi 350 bin ton. Bunun 100 bin tonu içeri- de Türkiye'deki fabrikalarda tü- ketüiyor. Bir o kadan da dışan ih- raç ediliyor. Fazla tütünii TEKEL alıyor. BAT ile yapılan anlaşma- dan sonra bu firma Samsun mar- kasını yavaş yavaş öldürürken, Ozelleştirmeye karşı eylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tekgıda-Iş Sendikası Genel Başkanı Orhan Balta, "TE- KEL'in parça parça satümasuu" eleştirerek "En kötü yılında 46 rrihon lira kâr eden TEKEL, ya- bancdara peşkeş cekflmek isteniyor" dedi. Balta. örnek olarâk yabancı sıgaralara seçenek olan TE- KEL 2000'in üretildiği Tokat Sigara Fabrikası'nın yanı sıra diğer fabrikalann da ortaklık yöntemiy- le ihaleye çıkanlmasını gösterdi. Balta, il il dola- şarak eylem yapacaklannı bildirdi. Resmi Gazete'nin yanı sıra çeşitli gazetelerde TEKEL'in fabrikalannın ortaklık yoluyla özelleş- tirileceğini duyuran ilanlar verilmesi TEKELÜe örgütlü Tekgıda-lş Sendikası'nı harekete geçirdi. Birçok kuruluşa TEKEL arsa ve tesislerinin be- delsiz veya bedelınin çok altında devredılmesini eleştiren Balta, "Mesela müikiyeti Milli Emlak Ge- nel Müdürtüğü'ne, kullanım hakkı TEKEL'e ait olan Cibali Sigara Kabrikası'nın ararisi Has Vak- fi'na bedelsiz devmiildi. Burası niye devlet üniver- sitesi olan Marmara l'nhersitesi'ne verilmiyor" diye konuştu. Tekgıda-lş Genel Başkanı, TEKEL'e ait tesisle- rin ortaklık yöntemiyle özelleştirilmesine karşı çıkmak için Türk-lş'e bağlı sendika başkanlan ve yöneticilerinin 15 Ekim'de eylem yapmaya hazır- landığıru bildirdi. ilk olarak I5 Ekim'de Anka- ra'da eylem yapılacak. kendi markalan Kent, Pall MalL Lucky Strike markalannı öne çı- kanrsa Türk tütünü daha az kıil- lanılacaktır. Türkiye'nin ihthacı yerli tütün işieyen fabrikalar. Tü- tünün yetiştiği toprakta başka bir şe>' yetişmez. Türtinün aJternatifî yok. Eğer yerli tütün üretkileri desteklenmezse,ekkdlerin yapaca- ğı başka iş de yok." Bakan bulunamadı Eyüp Aşık'tn Çakıcı olayıyla ilişkisi ortaya çıktıktan sonra isti- fa etmesinin ardından henüz yeni bakan belirlenemedi. Şu anda TEKEL, Başbakanlık'a bağlı o- larak çalışıyor. M orris'in kafası kanşü Samsun sigarasının BAT'a sa- tış yöntemini hukuka aykın bula- rak mahkemeye gıden Philip Mor- ns, Tekel 2000 sigarası ihalesine ilişkin dosyanın kendilerine de gönderildiğini bildirdi. Dosyada- kibilgilerinyetersizolduğunu be- lirten Philip Morris yetkilileri, uluslararası bir firmaya teklifle gıdılmesinin hata olduğunu söy- ledı. Avrupa kentleri gözdeliğini korurken havalann serinlemesi K. Afrika ülkelerini cazip kılıyor Bayramda tatil yolu gözüktü• 29 Ekim'de doğacak 4 günlük tatil olanağı için operatörler Türklerin gözde mekânlannın Avrupa kentleri olduğunu belirtiyorlar. 29 Ekim tatilleri v • Fryat ortaiamas» 1 • Yurtdısı Paris Barcefofta Madrid J^tıfKIUf IU 4M^^| Roma ^Jk RoransaCf Venedik Kahire Hurgada Prag TUnus _ d (4gün)$l 395-695 695 T* 495 r 575 Vg: 625 • v ^ •• Yurtıçı Kapadokya Pamukkate Abant Bttiek '~''^" Kem«r Sde Bodrum  riyat ortataması • MgünlTLİ 39 milyon 28-49 milyon 35 milyon 22-39 milyon 21-75 milyon 21 -80 milyon 12-30 milyon NtLÜFERŞENSÖZ Cumhuriyet Bayramı 'nm perşembe gününe denk gel- mesiyle, hafta sonu tatilinin 4 güne çıkması tur şirket- lerini harekete geçirdi. Tur yetkilileri. bu tatilde de Türk- lerin gözde mekânlannın Paris, Roma. Floransa ve Mad- rid gibi Avrupa kentleri olduğunu belırterek "Tatil kısa sürdüğü için sevahat etmek isteyenkr \akinlik, »cakbk \<e ucuztuk gibi kriterlere göre tercihlerini yapıyorlar" açıklamasında bulunuyorlar. 'Paris'te Türkçe konuşulur' Jokey Tur Satış Sorumlusu Serdar Akman, "Paris'te ba>Tamlarda Türkçe konuşulur" diyerek, Türkler içın Pans'ın değişmez bir kJasik olduğunu ifade ediyor. Prag, Budapeşte ve Viyana turlanna da ılgı gösterildiğıni be- lirten Akman, "Fransa, ltah-a ve tspanva'vı gezenler da- ha sonra eski Doğu Bloku ülkelerine gidi>oıiar. Fiyatlar cazip ve kültür turlan insanlann ilgisini çekiyor" diyor. Tatili jtntıçinde güney sahıllennde geçırmek ıstej'e»' lcnn. "Denize girebüir mhim, havalar iyi olur mu" so- rulanyla karşılaştıklannı ifade eden Akman, havalann soğumasından dolayı garantı veremediklerini söylüyor. Kuzey Afrika ülkelerinin sıcaklık nedeniyle alternatif ol- duğunu belirten Akman şöyle konuşuyor: "Malta'ya vi- ze u\gulanmaması ada>a olan talebi artünyor. Adı üs- tünde. kursanlar adası." Asya Tur'dan Yurtdısı Turlar Satış Sorumlusu Nüket Yılmaz. sıcak yerlere gitmek isteyenlerin özellikle Tu- nus, Malta ve Mısır'a yöneldiklerinı ifade ederek "Fi- yadann ucuz olması ve yakınnk tercihkri etkiüvor" di- ye ifade ediyor. Yılmaz, Kahıre'ye bir saat uzaklıkta olan Hurgada kentine olan ilgiyı de şöyle açıklıyor: "Bura- da dalış kurslan yapdıyor. Denizesadece.vüzmekiçingit- meyenier için göriilmesi gereken bir yer. Asya Tur'un Yurtiçı Turlar Satış Sorumlusu ÖzJem Yener de Abant, Assos, Yalova gibi yörelerin de tatili ya- kın bölgelerde geçirmek için tercih nedeni olduğıinu söyle>erek 'Sonbaharda Abant dökülen vapraklany- la, dioknnH* i$teyenkre göre" dı>e k^nu^uyor. .. DÜNY4 EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA Geçen hafta yatınmcılar, uluslarara- sı pıyasalarda, tam bir şaşkınlık ıçin- de sağa sola koşarak kendilerine sı- ğınacak yer aradılar. Ancak Pruden- tial Emerging Grovvth Fund, portföy yöneticisi Susan Hirsch'in CNN'e dediğigibi, "Olumsuz sürphzlerin sa- yısı giderek olumlu sürprizlerigeçmiş, şimdı artık saklanacak bir yer kalma- mıştı" (9/10798). Önce ABD faizleri yeterince inme- diği için, sonra da geçen hafta IMF- Dünya Bankası yıllık toplantısından belirgin birsonuç çıkmadığı içın piya- salann morali bozuldu. Kriz yöneti- minde, 'serbestpiyasa' paradigması çökmüştü, ama yerine ne geleceği henüz belli değildi. Uluslararası düz- lemde de bir lideriik boşluğu vardı. Financial Times'tan Philip Cog- gan, hafta içindekı dalgalanmalann nedenlenni araştıran yazısında, bu hafta, "Piyasa hareketlerini değerien- dirmekte kullanılan gelenekselgereç- leri camdan dışan atmak gerekiyor- du" diye yazacaktı (11/10). Evet piyasalann yönüne ilişkin kö- tümser bir belirsizlik hâkimdi, ama kimse, bu bellrsizliğin boyutlannın, dolann, Asya ülkelerinin saldın altın- daki paralan gibi bir günde yüzde 8 değer kaybedebileceği bir noktaya u- laşmasını beklemiyordu. Geçen haf- taya 136 yen düzeyinde giren dolar, çarşamba günü bir ara 111 yene ka- dar düştü. Perşembe günü biraz to- parlanarak 119 yene yükseldiyse de haftayı 116.35 yen düzeyinden, haf- talık toplam yüzde 12'lik bir düşüşle tamamladı. Hafta içinde ABD, Avru- pa ve Japonya borsalannda çok şid- detli dalgalanmalar ve düşüşler ya- şandı. Gelişmekte olan piyasalann borsalannm ise ters yönde hareket et- tiği görülüyonju. Gözlemciler bu haf- tanın da çok zor geçeceğini düşünü- yoriar. Saadet zinciri kınldı Son yıllarda, bir Financial Times başyazısının da tespit ettiği gibi "Kü- resel ekonomi finans dünyasının esi- ri olmuştur". Bu dünyanın en etkin araçlanysa faaliyetlerinin yaygınlığının sınırian ve karmaşıklığı, hafta aldıkla- n riskler kimse tarafından tam olarak bilinemeyen, fon yöneticisi kuruluş- lardır. Dünyaekonomisinin en zengin- lerinin portföylerini yöneten bu fonla- nn sayısı 3000 civarında, kontrol et- tikleri para trilyonlarca dolar... Geçen hafta bunlardan biri, LTCM, çökme noktasına gelince sorunun boyutları bir anda bilinçlere çıktı. Bu fon, ser- mayesinin 50 katı bir portföyle (ban- kalardan kolaylıkla borç alabildiği için) piyasada oynayabiliyordu. LTCM'nin çökmesi banka sisteminin bu fonlar- dan alacaklannı tartışmaya açınca da bir banka krizi senaryosu oluşmaya başladı dünya ekonomisınde. Yatınm- cılar, bu fonlardan, batmayı bekleyen en az bir tane daha mutlaka vardır di- yorlardı. Ne de olsa, mutfağınızda bir karafatma bulduğunuzda hemen ar- kasından birkaç tane daha bulmaz mısınız? Yaöpımcı Şaşkın Dünya zenginlerinın kaymak taba- kasına çalışan bu fonlar, son yıllarda çok kârlı bir saadet zinciri oluşturmuş- lardı: Japonya'da yüzde 1 ile yen cin- sinden borçlanıyorlar ve getırip bunu yüzde 5'ın üstünde, ABD piyasasın- da, özellikle Hazıne bonolannda de- ğerlendirıyorlardı. Bu arada yen düş- meye devam ettikçe kur farkından da faydalanarak devasa kârlar gerçek- leştınyorlardı. Bu saadet zinciri, LTCM battıktan, arkasından da Fed faizleri 0.25 puan düşürdükten sonra koptu. Geçen hafta fonlar, bankalann da ba- sıncıyla borçlarını geri ödeme ışlem- lerını hızlandırdılar, ellenndeki ABD, Almanya, Fransa Hazine kâğıtlarını boşaftmaya, yen satın almaya başla- dılar. Yenetalep hızlayükselirken, Ha- zıne kâğıtlan da artık sığınılacak bir li- man olmaktan çıktılar. "Saklanacak yer kalmadı." Böylece küresel malı kriz gerçekten de küresel bir hale gel- di. Dığertaraftanbu saadet zincirinin neden şimdı, bu şiddette kınldığına ilişkin birçok teori vardı. Bir teori, yu- karda değindiğim gibi LTCM'nin çök- me noktasına gelmesinin süreci baş- lattığını savunurken, Australian Fi- nancial Review'ın Tokyo muhabiri, dolann bu ani düşüşünün ardında iki süper gücün, ABD ve Japonya'nın arasındakı gizli bir anlaşmanın yattığı- nı bildiriyordu. Bu gizli anlaşma, Ja- ponya banka sisteminin çöküşünü engellemek için, eylülde yapılmıştı (10/10). Böylece, Japon Merkez Ban- kası, yenin bir dolar 200 yen düzeyi- ne çökmesine yol açmadan, büyük ölçüde emisyon yaparak banka sıste- mini kurtarma olanağına kavuşuyor- du. Ancak bu operasyon eğer doğ- ruysa, küresel ekonomınin mali piya- salann elinde nasıl tutsak olduğunu, mali piyasalann da, gerektiğınde ger- çek ekonomiyı bıçak altına yatırmaya nasıl hazır olduğunu da göstenyordu. Nıtekim Australian Financial Revıew, Japon ekonomisinın tek pariak yıldızj olan ihracatcı sanayi şirketleri için, "Tokyo piyasasında, bir Japon ih- racatçı katliamı yaşandı" diye yaza- caktı. Şimdi tam bir belirsizlik var Bu gızlı anlaşma senaryosu aslında mantıklı. Ama, giderek daha çok cha- otic bir özellik gösteren karmaşık bir sistem ıçınde yaşadığımızı düşünür- sek, kısa dönemli bir kazancın orta dönemde ağırbir kaybayol açması da mümkün. Doğru, son yıllarda Japon bankalannın, açıklannı kapatmak için ellenndeki ABD Hazine kâğrtlannı pi- yasaya dökmeye başlamasının yara- tacağı kanşıklık, dünya mali sıstemini çökertebilirdi. Bu arada ABD, Japon- ya'ya, ekonomisıni canlandımnası içın baskı yapıyordu. Ama Japonya, do- lann 200 yene çıkarak bir Çın devalü- asyonuna, ABD ile arasında bir tica- ret savaşına yol açmasından korku- yordu. Şimdi bu sorunlara birçare bu- lunmuş gibi. Dolann düşmesı Asya ve Latın Amerıka dövızlen üzenndeki de- valüasyon basıncını da azalttı. Ama bunlar dünya ekonomisinin en büyük parçasını oluşturmuyoriar. Dolardaki düşüşün Avrupa ve Japonya'da yara- tacağı tahrıbat bu kazancı aşacâk bir zarara yol açabilır. Japon ekonomisinin, en, hatta tek pariak noktası ihracata yönelik sana- yı sektörüydü. Şimdi bu sektör yenın tekrar değerlenmesiyle büyük bir dar- be yedi. Bu darbenin ışsizlik ve eko- nomik büyüme üzerindeki etkilerini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Avrupa'da da ihracat, ekonomik büyümenin en önemli bileşenlerinden biri. Avrupa'nın ihracatı ve iç piyasa- lan, bir süredir zaten Asya bölgesin- de oluşan basıncm olumsuz etkisini hissetmeye başlamıştı. Şimdi dolann bu ölçude gerılemesi, Avrupa'nın uluslararası rekabet gücü üzerinde olumsuz bir etkı yapacak. Bu olum- suzluğu, Alman ve Fransız merkez bankalannın faizleri indirerek bir ölçü- de etkisizleştirmesı mümkün. Ancak, bu sefer de Almanya ve Fransa'nın faız oranlanyla diğerAPB ülkelerinde- kiler arasındakı fark açılıyor ve ortak para birimi uygulamasına geçmek için gerekli olan "ekonomik benzeşme tehiikeye giriyor". İlk anda, dolann zayıflamasından en çok ABD kârlı çıkacak gibi. Dolara bağlı ülketerde, özellikle Latin Ameri- ka üzennde basınç azaldı. ABD'nin ihracatı daha da canlanabilecek. Ne var ki, dolann zayıflaması ABD piya- salanna yapılan mali yatınmlan olum- suz etkıleyecek. Bu, Wall Street'in za- ten bir geri çekilme sürecinde olduğu gerçeğiyle bırleşince, sermaye hare- ketlerinde dolann aksine bir yönelim yaratabilir; bu eğer başlarsa, hem bor- sanın hem de dolann düşmesini hız- landınr. Uluslararası yatınmcılar, öme- ğin Japonlar, bu sefer de zarar etme- mek için ellenndeki ABD kâğrtlannı bosaltırlar. Böylece zayıf dolar strate- jisi geri tepmeye başlar. Zayıf dolar stratejısınin geri tepeceği bir alan da ithalat fıyatlannın yükselerek enflasyc- nist bir basınç yaratması. Genleyen borsanın da etkisiyle talebin zayıf ol- duğu bir ortamda, fiyatlar üzerindeki enflasyonıst bir baskı, üretim ve tüke^ tım üzerinde hiç de olumlu bir etki yapmaz. Görüldüğü gibi küresel piya- salarda manzara çok karmaşık ve be- lirsizlik egemen. Zor bir haftaya daha ginyoruz. (ergin(uergin demon.co.uk.) ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Ankara... Yann 13 Ekim, Ankara'nın başkent oluşunun 75. yılı. Ankara'nın başkent oluşu Cumhuriyet'ten, bu nedenle de 75. yıl kutlamalanndan ayn düşünülemez. Ancak sona ermekte olan 75. yılın etkinlikleri içinde bu konuya ayn ve özel bir yer verilmemesi, merkezi ve yerel yönetimler için biryetersizlik göstergesi sa- yılmalıdır. ••• Cumhuriyet daha /(an edilmeden Ankara'nın baş- kent yapılması, sıradan birolay değildir. Girişim, top- lumsal, siyasal ve kültürel yönleriyle gerçekten önemliydi. Bozkınn ve ülkenin ortalarında bir kasa- ba, Ulusal Kurtuluş'un yönetim yeri olmasının öte- sinde kalıcı bir konum kazanıyordu. Ankara ile yal- nız Osmanlı yıkımıyla ilişkilenn kesilmesi kesınlik ka- zanmıyor, geleceğin çağdaş ve ileri toplumunun te- melleri atılmak isteniyordu. Ankara, iç ve dış siyasal kararlann alındığı yer olmanın ötesinde, yeni yazıya geçilmesi, birteştirilmişeğitim uygulaması, hukuk ku- rumlannın oluşturulması, kadın-erkek eşitliğinin sağ- lanması, şapka giyilmesi vb. düşüncelerin eyleme dönüştüğü, izlendiği ve güçlendirildiği yönetim ye- ri oluyordu. ••• Ankara'nın şimdiki durumu bu açılardan bakjldı- ğında gerçekten yürekler acısıdır. Ankara, Türkiye yenileşmesinin, çağdaşlaşması- nın ve gelişmesinin başkenti olma konumunu, 1950'lerden başlayarak ve her geçen gün artan bir oranda yitirdi. Bununla da kalmadı; sıradan bir baş- kent bile olamıyor. Ankara, giderek daha da hızlanan bir biçimde ül- kenin başkenti olmaktan çıkıyor. Bu gidişin, Cumhu- riyet'in 75 yıl kutlamalan sırasında ayrıca ele alınma- mastnın ötesinde, çok somut ve yaikıcı göstergeleri var. Başkent olmak yalnızca merkezi yönetimin yeri sayılmak anlamına gelmez. Buna ek kimi etkınlikle- rin bulunması gerekir. Ankara, Cumhuriyef in kuru- luşunu izleyen yıllarda aynı zamanda bir kültür mer- kezi oluyordu. Tiyatro ve konser salonlan, konser- vatuvan, halkevleri ve Milli Eğitim Bakanlığı yayınla- nyla bu yönde başanlı adımlar atılıyordu. İzleyen yıl- larda daha ileri düzlemlere taşınması gerekirken bun- lar çok büyük ölçüde budandı, yok edildi. Şimdiler- de, Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, tezhip ve ebru kurslan açıyor. Bunlar, Arapçada, sırasıyla yaldızlama ve kaş anlamına geliyor. Adı Ebru olan okurlar bağışlasın; açılan kurslar, Arap harfleriyle süslü yazı yazmayı amaçlıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, başkent oluşun 75. yılında Türk kültürü- ne böyle katkı yapıyor. Hitit Güneşi, yıilarca kentin sembolüydü; yakın yıl- larda bunun yerini mavi-beyaz kanşımı ay ve yıldız- lan çevreleyen ikili minare aldı. Uygulama, yağmur yağdığında göl olan Ankara sokaklannın Iran ya da Arabistan'da görülen türden ve hiçbir sanatsal de- ğeri bulunmayan fıskiyelerle doldurulması; kavşak- lan ibriklerin süslemesiyle tamamlanıyor. Cumhuri- yet kûltürûnün yerini ibrik kültürû alıyor. Üç milyonluk kentte yaygın satışı olan bir günlük gazete yayımlanmıyor. Spor etkinlikleri de Anka- ra'dan uzak tutuluyor; ulusal futbol maçları bile An- kara'da yapılmıyor. Parasal etkinlıkler de Ankara'dan uzaklaşıyor. Türkiye Iş Bankası gibi Atatürk'ün ku- rucusu olduğu bir banka, genel müdürluğunü Istan- bul'a taşıyor. Bunu, Merkez Bankası'nın ızleyeceği söyleniyor. Aslında Istanbul'a taşınma genel bir eği- lim, cumhurbaşkanı, hükümet üyelen zamanın bü- yük bölümünü lstanbul'da geçirmekle kalmıyor, ul- keyi Istanbul'dan yönetme eğilimi sergıliyor. Ankara'nın gerilemesi bunlaıia stntrlı degil. Büyük- şehir Belediyesi'nin imar anlayışsızlığı, her tarafı ka- zılan sokak ve caddelere yansıyor. Kent, çok bakım- sız. Kentin yaya yollan yayalara kapalı, otomobıllere açık park yerleridir. Kavsaklan, bilmem kaçıncı kez, yeniden yıkılıp yapılıyor. Düzensiz ve kapkaççı bir anlayışla, kullanılmayan sanatsal/yapısal özürlü ait ya da üst geçitlerin yapımı birbirini izliyor. Buna karşılık yollar olağanüstü bir biçimde bakımsız ve bozuk; yalnız ileri-geri inişli çıkışlı değil, sağa sola da yalpa- lıyor. Yaya merdivenlerinin önü dağ gibi kum yığın- lanyla kapatılıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin sergıle- diği küttürel gericilik ve ilkel anlayış, fıziksel görüntü olarak da kentin her hücresine yayılmak isteniyor. ••• Kentler, işlevleriyle yasar ve gelişir. Ankara, kuru- luşunun mayasını oluşturan Türkiye'nin yenileşme ve çağdaşlaşmasının yönetim yen olma işlevıni, ülkeyi yönetenlerin tutumu nedeniyle, büyük ölçüde yitir- miş bulunuyor. Başkent, giderek halkın ıç ve dış so- runlannın çözüm yeri olmaktan çıkıyor; kendisi çö- zümü gerekli birsorun özelliği kazanmış bulunuyor. Dış Ticaret Mustesarı Ege 'Mısır'la ticaretimizin artacağına inanıyorum' AMKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk ihraç ürünlerinin tanıtımı ama- cıyla 100 ihracatcı 16-19 Ekim tarihleri arasında Mısır'a gidecek. Ehş Tica- ret Müsteşan Yavuz Ege, gelecek dönemde Türkiye ile Mısır arasuıdaki ticaret hacminin önemli bir artış göstereceğinden umutlu olduğunu söyledi. Dış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğünde, Ulu- dağ thraçatçı Birlikleri or- ganizasyonuyla düzenle- nen Mısır gezisinde Türk işadamlan heyetine Dış Ti- caret Müsteşan Ege baş- kanlık edecek. Tekstil, oto- motiv ve yan sanayii, or- man ürünleri, makine, kimya, inşaat, gıda, elekt- rik-elektronik ile demir- çelik sektörlerinden işa- damlanmn katılacağı gezi sırasında Türk işadamla- nyla Mısırlı işadamlan bir araya gelerek ikili görüş- meler yapacak. "Türkiye ve Mısır Arasmda Ticaret veYaönm Olanaklan" ko- nulu seminer düzenlene- cek. Ege, gelecek dönemde Türkiye ile Mısır arasmda- ki ticaret hacminin önem- li artış göstereceğinden umutlu olduğunu belirtti. Ege, şunlan sö>ledı: "Mı- sır bölge ülkeleri arasında ekonomik potansiveli en yüksek ülkelerden biri. Türkiye-Mısır iliskileri olumlu bir seyir izlivor, an- cak ticaret potansheümiz olması gereken düzeyin çok altında. 1997 >ilı veri- lerine göre Mısır-Türkij'e arasında 703 mih on dolar- lıkticarethacmi\ar.Geçen yıl Mısır'a 304 miNon do- larlık ihracat gerçekleştir- dik Onlardan 399 milyon dolarhk ithalat yaptık. Bu ticaret hacmini kısa sürede 2 kaüna çıkarabiliriz. Bu- nun olanaklan vardır." Ege, gezide hem Mısır- lı resmi makamlarla bir araya geleceklerini hem de Türk ve Mısırlı işadamla- nnın karşılıkJı görüşmele- rinın sağlanacağını bildı- rerek "Bu görüşmelerden olumlu sonuç alacağımıza inanıjorum" dedi Ege, Mısır'la serbest ti- caret anlaşması çalışmala- nnm gündeme alındığını, yıl sonuna kadar Mısir'la serbest ticaret anlaşması görüşmelerine başlamayı planladıklannı belirterek "Serbest ticaret anlaşma- sını tajnamlayınca ticaret faacmimiz hızlı bir artış süredne gjrecektir" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear