Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 1998 CUMARTESİ
HABERLER
Resmi Gazete'ye
zamyapıldı
• ANKARA (AA) -
Resmi Gazete'nin gûnlük
perakende satış fıyatı 50
bin liradan 90 bin liraya
çıkartıldı. Zamla, 96
sayfaya kadarki Resmi
Gazete'nin yurtiçi yıllık
abone bedeli (KDV dahil,
PTT dağıtım ücreti hariç)
30 milyon lira olarak
belirlendi. Bunun
üzerindeki her 32 sayfa
için ise 30 bin lira ilave
ücret ahnacak. Resmi
Gazete'nin yurtdışı abone
bedeli 275 ABD Dolan,
415 Alman Markı, 2 bin
920 Avusturya Şilini, 8 bin
550 Belçika Frankı olarak
tespit edildi. Bu bedellere
uçak posta ücreti ilave
edilecek.
Hepatit-B
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sağlık Bakanlığı, piyasada
satılan ithal Hepatıt-B
aşısı ile bakanlığın ihale
yoluyla satm aldığı
Hepatit-B aşısı arasında
çok büyük fıyat farkı
olmasının, piyasada
satılan aşının ambalajlı ve
enjektörlü oluşu, firma
masraflan, ithalatçı,
depocu, eczacı kârlan ve
KDV girdisinin etkisiyle
meydana geldiğini
bildirdi. Yapılan yazıh
açıklamada, bakanlıgın, en
son ithalat izinlerini alan
üç firmaya erişkinler için
Hepatit-B aşılannı 2
milyon 790 bin lira ile 4
milyon 88 bin lira arasında
satabilme yetkisi verdiğı
belirtildi.
Efkan Şeşen'den
'Merhaba'
• Haber Merkezi -
Sevilen folk şarkıcısı
Efkan Şeşen'in dördüncü
kaseti 'Merhaba' dün
piyasaya çıktı. Şeşen, bu
albümünde de daha önceki
albümlerinde olduğu gibi
halk müziği ezgilerini
özgün tarzda yorumluyor
ve kendi bestelerini
miizikseverlerin
beğenisine sunuyor.
Kasetin yapımcı firması
olan Anadölû Mûzik'in
yetkilisi Cem Yılmaz,
"Yoğun çalışma
temposuyla üretilen ve
Anadolu rock esintileri
taşıyan Şeşen'in albümü,
ülkemizın dört bucağının
ezgi ve ritimlerini
buluşturdu" dedi.
Tekel ve BAT
tanüşması
• İstanbul Haber Servisi -
Tekel'in Akhisar Sigara
Fabrikası'nın yüzde 51
hissesi ile Samsun ve Yeni
Harman sigara
markalannın, British
Amerikan Tobacco (BAT)
Şirketi'ne 49 yıllığına
kiralanması konusundaki
tartışmalar devam ediyor.
Tanm Gıda-Sen Genel
Başkanı Vahit Genç,
Tekel'in yıllık 400 tnlyon
cirosuyla ülkenin en
büyük üretim ve sanayi
kuruluşlanndan biri
olduğunu, üretici ve
çalışanlanyla 4 milyon
insana ekonomik katkı
sağlayan bu büyük
kuruluşun emperyalist
güçlere peşkeş çekilmek
istendiğini bildirdi.
Ceza
mahkemeleri
• ANKARA (AA)-
"Geciken adalet adalet
değıldir" temel ilkesine
rağmen, ceza
mahkemelerine açılan
davalann karara bağlanma
sürecinin her geçen yıl
daha da uzadığı görülüyor.
Adli Sicil ve Istatistik
Genel Müdürlüğü'nden
edinilen bilgilere göre,
devlet güvenlik
mahkemelerine açılan
davalann ortalama
yargılama süresi 1986
yılında 127 gün iken. bu
süre aradan geçen 10 yıl
sonundal996'da2.7kat
artış göstererek 341 güne
ulaştı. Aynı durum 1988
yılında açılan çocuk
mahkemelerinde de farklı
değil. Çocuk
mahkemelerinin açıldığı
yıl 104 gün olan yargılama
süresi, 1996 yılında 4.6 kat
gibi büyük bİT artış
göstererek 478 güne çıktı.
îstanbul'da en zengin ailenin geliri, en yoksul aileden 1437 kat daha fazla
• En zengin yüzde 10'luk grup gelirin
yüzde 52'sini; en fakir yüzde 10, gelirin
yüzde 2'sini alıyor.
• Zenginlikte Ûdnci yüzde 10, İstanbul
getirinden yüzde 12 pav ahyor.
• En zengjn yüzde 20'tik grup geürin
yüzde 46'sını; en fakir yüzde 20 gelirin
yüzde 6'sını alıyor. • En zengin yüzde
10'lukgrup gelirin yüzde29'unu; en fa-
kir yüzde 10, gelirinyüzde3'ünü alıyor.
• En zengin yüzde 20'lik grup gelirin
yüzde 48'ini; en fakir yüzde 20 gelirin
yüzde 6'sını alıyor. • En zengin yüzde
10'luk grup gelirin yüzde 32'sini; en fa-
kir yüzde 10, gelirinyüzde3'ünü ahyor.
• En zengin yüzde 20'lik grup gelirin
yüzde 39'unu; en fakir yüzde 20 getirin
yüzde 7'sini alıyor. • En zengin yüzde
10'luk grup gelirin yüzde 25'ini; en fa-
kir yüzde 10, gelirin yüzde3'ünü abyor.
Zengm-yoksııL uçvurnnuİstanbul Haber Servisi - Îstanbul'da en
yoksul aile ile en zengin aile
arasındaki gelir farkının 1437 kat
olduğu belirlendi. Gelirin en adaletsiz
dağıtıldığı kentler sıralamasında
istanbul, Adana ve Erzurum başı
çekerken daha adil dağıtımın olduğu
iller ise Zonguldak. Gaziantep ve
Malatya olarak saptandı.
Türkiye Odalar Borsalar Birliği'nin
(TOBB) aylık dergisi Forum'da
Mustafa Sönmez imzasıyla yer alan
bir araştırmada, Türkiye'de gelir
dağılımının ne kadar çarpık olduğu bir
kez daha ortaya konuldu.
En düşük gelir 700 dolar
Devlet lstatıstik Enstitüsü'nce yapılan
"1994 Hanehaüa Gelir Dağıhmı
Anketi Sonuçlan"nın incelendiği
araştırmaya göre îstanbul'da en düşük
•
Büyük kentlerdeki gelir uçurumu ürkütücü boyutlara
ulaştı. En adaletsiz gelir dağılımmda İstanbul, Adana
ve Erzurum ilk üçü paylaşırken Zonguldak, Gaziantep ve
Malatya'da dağüımm daha adil olduğu belirlendi.
gelirli ailenin yıllık 700. en yüksek
gelirli ailenin de yıllık 1 milyon 6 bin
dolarlık bir kazanca sahip olduğu
ortaya çıktı. Araştırmada, 1994
verileriyle 7.5 milyon insanın yaşadığı
tstanbul'un ülke gelirinin yüzde
27.5'ini paylaştığı ve bu kentte yüzde
1 'lik bir azınlığın tek başına gelirin
yüzde 30'una el koyduğu belirtildi.
Bundan 20 yıl önce Istanbul'un ülke
gelirinden aldığı payın yüzde 14
olduğu anımsatılarak 19 ilin Türkiye
toplam gelirinin yansına sahip olduğu
vurgulandı.
Araştırmada, "Ortalama haneye giren
getirde İstanbul 11 bin 337 dolar ile ilk
sırada yer alırken Antalya 7 bin 433 ve
Adana 7 bin 333 dolar ile İstanbul'u
izliyor. 19 D içinde en son sırada 3 bin
400 dolarla Gaziantep var. İstanbul ile
Gaziantep hanelerinin ortalama
gelirleri arasında yüzde 234 fark
olduğu görülüyor" denildi.
Çahşmada, 1994 yılında Türkiye
gelirinden Ankara'nın yüzde 5.83,
Izmir'in yüzde 3.83, Adana'nın yüzde
2.29. Bursa'nın yüzde 1.76 ve
Antalya'nn yüzde 1.22'lik bir pay
aldığı da belirtildi.
Gelir dağılımının iyileştirilmesi için
belirli kesimlerin elinde bulunan
servetin yeniden dagıhmımn ve
ekonomik büyüme ile artan gelirin
daha dengeli dağıtımının sağlanması
gerektiği kaydedildi.
Çahşmada, gelir dağılımmda eşitliğin
sağlanması için şu öneriler yer aldı:
"Herkesin işi olmalı, istihdam arttıncı
ve işsizliği önleyici poütikalara öncelik
verÛmelidir. Çauşan tüm kesimlerin
sendika ve toplusözleşme haklan
tanınmahdır. Asgari ücret çağdaş bir
geçim standartı sağlayacak ölçüde
belirlenmelidir. Adil bir vergi ve
harcama politikası izlenmelidir.
Tüketki korunmalı. anti-tekekû
siyasetler güdülmelidir.
Sosyal güvenlik yay guüaşanlmah,
işveren kesimi birtakun
alışkanlıklannı terk ederek kısa
görüşlülükten kurtulmaudır."
19 Büyük Kentte Celir uçurumu
İstanbul
Adana
Erzurum
Antalya
Ankara
Trabzon
Bursa
Konya
Samsun
içel
Denizli
izmir
G.Antep
Kayseri
Eskişehir
Malatya
Zonguldak
Kocaeli
Diyarbakır
En Düşük
Gelirli Aile
(VYılda)
700
450
240
996
143
585
287
280
553
315
520
622
189
683
370
564
545
*
*
EnYöksek
Gelirli Aile
(İ.Yılda)
1006000
626450
178000
498833 j
63333
175333
76055
63067
94987
48483
76826
91500
20600
67518
31522
34667
27395
53743
64600
Fark%
1437
1392
742
501
433
300
265
225
172
154
148
147
109
99
85
61
50
*
*
* Gnıbun en düşük ge/ın be/ırtı/mermjör.
Gelirinyüzde 52'si zengine
19 Buyuk Kentın Gelır Payı
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Bursa
Antalya
lcel
Konya
Eskişehir
Kayseri
G.Antep
Samsun
Kocaeli
Denizli
Malatya
Erzurum
Diyarbakır
Trabzon
Zonquldak
19 ilin Top.
Türkiye Top.
Kentin Türkiye
Gelirinden
Aldığı Pav (%)
20251467
4293433
2822567
1684933
1297067
901533
616867
611667
607367
565267
464467 j
448367
357167
319200
296467
284167
256733
217333
132067
36428133
73645132
%
27.50
5.83
3.83
2.29
1.76
1.22
0.84
0.83
0.82
0.77
0.63
0.61
0.48
0.43
0.40
0.39
0.35
0.30
0.18
49.46
100
Ort.
Hane
Geliri ($)
11367
6667
5667
7333
5367
7433
4767
5000
4233
5733
3400
5900
5633
5233
4600
6067
3567
6867
4867
5774
5503
İstanbul Haber Servisi -
Istanbul'daki en zengin
yüzde 10'luk kesim, kent-
teki gelirin yüzde 52'sini
alıyor. Tepedeki yüzde
5'lik kesimi oluşturan 90
bin zengin aile gelirin yüz-
de 42'sini alırken, geriye
kalan yaklaşık bir milyon
700 bin aile gelirin yüzde
58'ini paylaşıyor. En tepe-
deki yüzde birlik kesimi
oluşturan 18 bin zengin ai-
le ise gelirin yüzde 29'unu
sahipleniyor.
Türkiye Odalar Borsa-
lar Birliği'nin yayın orga-
nı Ekonomik Forum'un
aralık ayı sayısında Musta-
fa Sönmez'in yaptığı araş-
tırmaya göre, lstanbul'da-
ki en yoksul aile ileen zen-
gin aile arasındaki gelir
farkı 1437 kat. Türki-
ye'nin en büyük 19 kenti
için 1994 verilerine göre
yapılan değerlendirmede,
gelir dağılımı en adaletsiz
olan kentlerin sıralaması
şöyle: İstanbul, Adana, Er-
zurum, Antalya, Ankara,
Trabzon, Bursa, Konya,
Samsun, İçel, Denizli, Iz-
mir, Gaziantep, Kayseri,
Eskişehir, Malatya, Zon-
guldak, Kocaeli, Diyarba-
kır. tstanburdaki en düşük
gelirli ailenin yıllık geliri
700 dolar. En yüksek gelir-
li ailenin yıllık geliri ise bir
milyon 6 bin dolar.
Ekonomik Forum'da yer
alan araştırmada şu değer-
lendirme yapılıyor:
"tstanbul'un, araşur-
manuı yapddığı 1994te bö-
lüştüğü gelir, 6075 trilyon
lira. Aynı yılın ortalama
dolar kuru 30 bin lira ka-
bul edilirse, İstanbul'un
kullandığı gelir 20 miKar
251 milyondolardemektir.
tstanbul'da yüzde 5'lik kesimi oluşturan 90 bin zengin aile gelirin viizde 42'sini
ahrken,geriyekalanyaklaşıkbirmilyon700bin ailegefirinyüzde58'inipaylaşıyor.
1994te İstanbul'un en zen-
gin yüzde 20'si bu gelirin
yüzde64'ünedkoymuşgö-
rünüyor. Ama İstanbul,
dolayısiylaTürkiyepirami-
dinin en zirvesindeld bu
azınlığın da daha 'tuzu ku-
ru' lan var. Yüzde 20'Bkde-
ğO de yüzde 10'luk ne ka-
dannaelkoyuyor diye bak-
üğnuzda karşuuza getirin
yüzde 52'si gibi çarpıcı bir
yanıt çıkıyor. Vani İstan-
bul'da yaşayan 1 milyon
780 bin ailenin yüzde 10'u,
kentin 20 mityar 251 mü-
yon dolarlık gelirinin yüz-
de 52'sine el koyarken, ge-
ri kalanlar yüzde 48'le ye-
tiniyoriar. En tepede oru-
ran yüzde 5 azuılık, pasta-
nın ne kadannı yiyor diye
soralım: Yanıtyüzde 42'si-
ni. Yani İstanbul'un 90 bin
zengin ailesi gelirin yüzde
42"si olan &5 mih-ar dolara
e) koyarken 1 milyon 700
bine yalan aile yüzde 58'e
talim ediyor. tstanbul'un
yüzde buini oluşturan 18
bin aile gelirin yüzde
29'unu, yaklaşık 6 milyar
dolan ahyor!"
En zengin yüzde 5'lik
kesim gelirin yüzde 42'si-
ni ahrken, en yoksul yüz-
de 5'lik kesim ise gelirin
yüzde birini alabiliyor. En
zengin yüzde 5'lik kesim
89 bin aileden oluşuyor.
En zengin yüzde biri oluş-
turan 18 bin aile ise 61 bin
kişiden oluşuyor ve İstan-
bul gelirinin yüzde 29'na
elkoyuyor.
ŞIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(5 raksnet.com
tÜ Işletme Fakültesi
kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
SEHER MIZRAK
"Liberal" görünümlü gazete-
lerimızden birisinin dünkü man-
şeti şöyleydi: "MGK'den irtica
uyarısı". Yazının spotunda şun-
lar yer alıyor: Din görevlileri grup-
lar halinde MGK Genel Sekreter-
liği'ne gelerek iç ve dış tehdttler
konusunda subaylardan oluşa-
cak bir ekip tarafından bilgilen-
dirilecekler. Gazeteci ve işadam-
lannın da davet edilmesi planla-
nan dersler, mart ayında başla-
yacak. Siyasi partilerin yönetbi
kadrolanna da kurs verilmesi
düşünülüyor.
Refah Partısi'nin hükümette
bulunduğu dönemde, siyasi Is-
lamın gündelikyaşamı tehdit et-
mesi, toplumda tedirginlik ve
gerilim yarattı. Taksim'e cami,
Refahlı belediyelerin modem ya-
şamı kısıtlamayayönelikgirişim-
leri, huzursuzluğu üst noktalara
çıkannca, 28 Şubat Milli Güven-
lik Kurulu karartan gündeme gel-
di. Genelkurmay, 28 Şubat ka-
rarlarının ardmdan REFAHYOL
hükümetınin uygulamalarını he-
def alan bir dizi brifing başlattı.
Bu brifingler, toplumun, basının
Çözümü Genelkurmay'a Havale Etmek
ve bürokrasinin etkili kurumlan-
nın desteğini sağladı ve Erba-
kan hükümeti, bu süreç içinde
devrildi. Yerine ANASOL-D hü-
kümeti kuruldu. Ancak, askerin
"irtica" duyartığı sürüyordu. Is-
lamcı seımaye ve "şeriatçı ka-
nai/ar" da MGK'nin gündemini
beliriemeye devam etti. Genel-
kurmay, bütün bu süreç içinde
önemli bir inisiyatif kazandı.
Demokrasinin yerleştiği bir ül-
kede, askerin gündeltk yaşam
ve siyasi yaşam içinde böyiesi-
ne etkin olması kabul edilemez.
Türkiye, yıllardır farklı bir yapı-
lanma içinde. 12 Mart ve 12 Ey-
lül askeri darbeleri, yaşamımızı
eskisinden tazla otortterleştir-
mişti. Türkiye, hâlâ 12 Eylül dö-
neminin hukuki düzeni ile yöne-
tiliyor. Pariamento, 12 Eylül dö-
neminde şekillenen partilerin
egemenlığinde.
Hükümetlere hâkim olan anla-
yış zaten otorıter yapılanmaya
çok yatkın. Bu yüzden, demok-
ratikleşme yönünde bir türlü
adım atılamıyor. Türkiye, ınsan
haklannı sürekli ihlal eden bir ül-
ke görünümden kurtulamıyor.
Siyasi İslamın yükselişi, Gü-
neydoğu'da binlerce insanımı-
zın yaşamına mal olan savaşın
sürüp gitmesi, toplumdaki çare-
sizliği arttınyor, buna çözüm üre-
temeyen parlamentonun ise
prestij kaybetmesine yol açıyor.
Bu ortamda, toplumun belli ke-
simleri, basının önemli bir ağırtı-
ğı, askerin devreye girmesini bir
kaçınılmazlık olarak görmeye
başlıyor.
Erbakan'ın Başbakanlığı dö-
neminde kabul edilen "Kriz Vö-
netimi Kararnamesi" Genelkur-
may'ın yetki ve olanaklannı da-
hada arttırdı. Yine dünkü bir ga-
zetenin haberine göre, Milli Gü-
venlik Akademisi tarafından üst
düzey bürokratlar için, kriz dö-
nemindeki sorumluluklarını an-
latan sempozyumlar düzenleni-
yor. Pariamento ve hükümet, iş-
lerin içinden çıkamadıkça ve kriz
derinleştikçe, askerierin inisiya-
tıfı daha da artıyor.
Bu gelışme ise birçok kesim
tarafından doğal bir zorunluluk
gibi kabul ediliyor ve içselleştiri-
lıyor. Asker, güvenilir ve dısiplin-
li bir kurum olarak daha fazla ön
plana çıkıyor ve çözüm gücü
olarak etkinliğini artınyor. Hatta,
Ankara'da bazı bakanlann, çık-
maza giren bakanlığına ait işleri
çözebilmek amacıyla askerler-
den yardım istediği söylentileri
dolaşıyor.
Askerin ağırlığının bu kadar
artması ve her kilıtlenen sorunu
çözecek güç olarak ortaya çık-
ması normal birdurum mu? Tür-
kiye, demokratik bir hukuk dev-
leti haline bu yoldan ulaşabilir
mi? Türkiye, siyasi Islamla bir
mücadete yürütmeli. Kürt soru-
nu bir çözüme ulaştınlmalı. Enf-
lasyonun önüne geçilmeli, gelir
dağtlımındaki adaletsizlik bir an
önce düzeltilmeli. Bütün bunlar
ancak demokrasi içinde çözü-
lürse bir kalıcılık kazanır. Otoriter
çözümlerin nelere yol açtığını 12
Eylül deneyıyle yaşamadık mı?
Kürt sorununun bu kadar için-
den çıkılmaz hale gelmesi, dev-
let içinde çetelerin oluşması,
yargısız infazlar, kara paranın en
büyük güç haline dönüşmesi,
katillere, uyuşturucu kaçakçıla-
nna yeşil pasaportlar verilmesi,
bu otoriter mantıkla oluşmadı
mı?
Birçok işi bugün askeriereha-
vale etmek bizleri rahatlatabilir.
Hiçbirgüç kendisine sunulan ik-
tidar olanağını reddetmez. As-
kerier bu durumdan kendilerine
"vazife" de çıkarabilirier. Ya son-
rası? Partamentosu tamamen
saf dışı kalmış ye çökmüş, hü-
kümetleri acız bir ülke, kendi ge-
leceğini nasıl kuracak? "İrtica
kurslar"\ da, Türkiye milli eğitimi-
nin modernleştirilrnesi de parla-
mentonun işi değil mi?
Bütün bunlan, isterseniz ye-
niden düşünelim. Kısavadeli he-
saplar uzun vadede pahalı so-
nuçlar yaratır.
CUMARTESİ
\AZELARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Yeni Bir Aşktan Önce
Yeni bir yıl yeni yaşantılara başlangıç gibidir.
Ömrünü tüketen eski ajandaların yenileriyle yer
degiştirmesi, eski adres ve telefon defterlerinin
gözden geçirilip yenilenmesi gibi eski yaşantılar
da yeni bir yıl öncesinde bir kez daha gözden ge-
çirilir. Geride kalanın geride kalmış olduğu belki en
kolay yeni bir yıl öncesinde kabul edilir. Bu kabul-
lenişte, geride kalan için duyulan hüzünle yeni ya-
şantılann umut ettirdiği heyecanın çelişik birlikte-
liği vardır...
Yine de, geride kalanın tümüyle sona erdiği, ki-
şiliğimizde, duygularımızda ondan hiçbir iz kal-
madığı, kalmayacağı söylenebilir mi? Modern iliş-
kilerin insanı, en güçlü duygusal yaşantılan da, sı-
radan, günlükyaşantılar gibi, günübirlik yaşama-
ya eğilimlidir. Bir aşk bitmişse vakit geçirmeksizin
yenisi yaşanmalıdır. Tüketilmiş bir yaşantıyı kur-
calamaya gerek yoktur. Göz açıp kapayasıya ge-
çen hayatta duygusal aynntılaria zaman yitirmek
anlamsızdır. Gittikçe daha sık rastlar olduğumuz
bu tür düşünceler, insanı bir emrne-basma tulum-
badüzeyine indirgeyen tüketim toplumu ideoloji-
sinin dolaysız yansımasıdır.
•••
Şairierin duygusal kimseler olduğu söylenir.
Duygusallık bir yaşantıyı derinliğine algılamaksa
bu tanım yerindedir. Yaşanmış olan şeylerin ger-
çekten yaşanıp bitmiş olduğunu kabulde en çok
şairierin (ve şiirin) zorlanması bu algılayış yoğun-
luğuyla ilgili olabilir. Yeni bir yılın ilk günlerinde
okurlarımla paylaşmak istediğim iki şiirden ilki,
benim ilk gençlik yıllanmın çok sevgili bir şairinin,
"Acı Su" adlı bir de kitabı olan Teoman Kara-
hun'un, 1958tarihli birVartıkYıllığı'ndaokuduğum
ve Ankara'daki üniversite öğrenciliği dönemimde
nice yalnızhk gecelerime eşlik eden "Yeni Bir Aşk-
tan Önce" adlı şiiridir:
Senin için yazdığım şiiheri
Dün teker teker okudum
Nasıl sevmişim bir zamanlar
Ûrneğin yüzen gemileri
Bunca mavisini denizin
Fark etmemişim şimdiye kadar
Beni eski bir tanıdık diye hatıria
Tut ki ölümsüz anılar yaşadık .. •
Bana sevgiyi öğrettin, yalnızlığı
Bir de uykusuz gecelerde çaldığım
O acılı, umutsuz ıslığı.
>
Şimdi uzaksın, bir karanlık öte
Ay '?'$?' yok, üryansın çınlçıplak
Şu sokak başı konuştuğumuz '. •" "'
Keçiören yolu tozlu ıslak
Sanki aradan yıllar geçmemiş
Beraberiz, mutluyuz, güven içre
Öyte zor ki yokluğuna inanmak.
11
Bu aşk içimde aynı hızia - •><:•• ' . S T . ' ^ İ I
' ' Akarsa önteyemem diyonjm • ' •'•.
Arafık kapıdan karanlıklar geliyor ' -"
örtmeliyim kimsesizliğim duyulmasın ' ••" .
Ben sana susadım, kadınlığına
Vahşi parmaklanm saçlannı anyor
Beni eski bir tanıdık diye hatıria.
•••
Yeni bir yıl yeni yaşantılara gebedir. Eski, yaşa-
nıp bitmiş, tıpkı geride kalan yılın -o sırada öyle-
sine önemli- ajandası gibi artık anlamsızlaşmışttr.
Yine de Pablo Neruda'nın, eski eşi Delia görüp
üzülmesin diye, yeni eşi Mathilda için yazdığı aşk
şiirieri kitabını, üzerinde şair adı olmaksızın ya-
yımlatması, beni duygulandınyor. Ve 1883-1937
yıllan arasında yaşamış bir Macar şairinin, Gyula
Juhasz'ın bir şiiri, gerçek aşkın ölümsüzlüğünü
duyumsatarak, yeni bir yılın ilk günlerinde de göz-
lerimi yaşla dolduruyor:
Sanşınhğı nasıldı, bilmiyorum artık
Ama bildiğim, kırlar da sanşındır.
Sararan yaz zengin başaklaria geldiğinde
Bu sanşınlıkta yeniden onu buluyorum.
Gözlerinin mavisi nasıldı, bilmiyorvm artık
Ama, güzle birlikte gökler açıldığında
Eylülün o baygın aynlışında
Gözlerinin rengine yeniden dalıyorum
Sesinin ipeği nasıldı, artık bunu da bilmiyorum
Ama, bahann başında çayır iç çekerken
öyle sanıyorum ki Anna'nm sıcak söz/eri
Gök kadar uzak bir bahardan bana sesleniyor.
Batman'da operasyon
Hizbullah militanı
14 kişi yakalandı
BATMAN (Cumhuri-
yet) - Batman'da 1994-
1996 yıllan arasında
RP'li Belediye Başkanı
Salih Gök'ün kardeşi Sel-
man Cök ile gazeteci
Sabri Daş'ın da aralann-
da bulunduğu 12 kişıyi
öldürdükleri, 3 kişiyi ya-
raladıklan bildirilen Hiz-
bullah örgürünün Ilim
Grubu'na bağlı 14 mili-
tan yakalandı.
Batman Emniyet Mü-
dürü M. Emin Körpe'nin
verdiği bilgiye göre; kent
merkezinde örgüt adına
adam öldürdükleri ve
eleman kazandırdıklan
saptanan Fevzi Bademci,
Seyiman Ekincl,Mehmet
Keskin, Orhan İlçiıı. Ra-
mazan Özdemir, Hasan
Aslangiray, Sadettin As-
langiray, M. Salih Aslan,
Mehmet Güngör, Şeyh-
mus Özer,ResulGüngör,
Alaattin Basut, M.Salih
Özcan, Masum Eroğlu
adlı Hizbullahçılar dü-
zenlenen seri operasyon-
lar sonucu gözaltına alın-
dılar.
Emniyet Müdürü M.
Emin Körpe, aralannda
tetikçilerin de yeraldığı
örgüt mensuplannın üze-
rinde üç tabanca, şarjör,
fişek ve örgütsel dokü-
manlann da ele geçiril-
diğini kaydetti.
Yakalanan Hizbullah
militanlannın gerçekleş-
tirdiği öne sürülen ey-
lemler arasında RP'li
Batman Belediye Başka-
nı Salih Gök'ün kardeşi
Selman Gök ve Hürriyet
gazetesinin Kozluk Mu-
habiri Sabri Daş ile Za-
hir Balan, M^dahartin
Demir, İhsan Mebmetoğ-
lu, Eyüp Taş, Reşh Gök,
Fuat Suna, Medi Suna,
Mehmet Sağlam, Ahmet
Artık ve Hasan Topik'in
tabancayla öldürülmesi,
Selman Suna, Mehmet
Değirmenci ve Aziz Öz-
demir'in de satır ve bı-
çakla yaralanması da bu-
lunuyor.