Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
0 Genel Yayın K.oordinatörü. Hikmet
Çetinka> a • S'aznşlen Müdürlen İbrahim
Yıldız - Dinç Ta\anç • Sorumlu Müdür
Fikret llkiz 9 Haber Merkezı Müdüai:
HakanKara#Göree!Yönetmen FikrrtEser
Dış Haberler Şinasi Danışoglu 9 lstihhar.il Cengiz
Yıldırım 9 Fkonomı Mehmet Saraç • Kültür
Handan Şenköken 0 Spor vbdülkadir > ücelman
• Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah
Yaaa 9 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge
Edibe Buğra 9 Yurt Hdberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu: tBıan Sdfuk (Başkan).
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinkava. Şükran Soner,
ErgunBalcLDinçTa>anç. tbrahim
V. ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125, Kat:4, Bakanlıklar-AnkaraTcl: 4195020(7hat), Faks:
419502^ • lzmır Temsılcısı: Serdar Kızık. H. Zıya
B!v 1352 S.2 3TeI 4411220. Faks:4419117*Adana
Temsılcisi: Çetin Yigenoglıı, Inönü Cd. 119 S. No. 1 KaJ: 1.
Tel. 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Mudüriı Üstün Akmen 0
Koordınatör Ahmet Komlsan #
Muhasebe Bülent \ ener01dan; HSseyin
Gürer • Ulemıe Öndcr Çelik • Bılgı-
tşlem Nail İnal # Bılgısavar SıMem
Mıirûvrt Çiler • Satış Fazilet Kuza
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 0 Koordınator Reha
Işıtman # (ienel \1udur Yartiımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 •
5139580-5138460-61.Faks 5138463
YayımU>aıı ve Basan: \ enı üün Haber Ajansı. Basm \e Yayıncıhk A Ş
TıAocağı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 lsl PK 246 IslanbuJ f el (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 19OCAK1998 İmsak: 5.47 Güneş: 7.18 Öğle: 12.22 Ikındı: 14.49 Akşam: 17.11 Yatsı: 18.37
Türkiye'nin
çığ bilançosu
• ERZURUM(AA)-
Gazi Üniversitesi tnşaat
Mühendisliği Bölüm
Başkanı Prof. Dr. ibrahim
Gürer. çığdan ölümlerin
son yıllarda artış
gösterdiğini belirterek
"Türkiye'de yılda ortalama
22 kişi çığ altında
yaşamını yitiriyor" dedi.
Türkiye'de çığa en çok
maruz kalan ilin Bingöl
olduğunu belirten Gürer.
çığdan ölümlerin yüzde
70'inin Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi"nde yaşandığını
bildirdi.
Gediz çevresine
SİT konuması
• MANİSA (AA) -
Manisa Valisi Muzaffer
Ecemiş. yoğun kirlilik
görülen Gediz Nehri
çevresinin StT alanı
kapsamına ahnması için
çalışma başlatıldığmı
açıkladı. Çevrede bulunan
birçok deri işletmesine
antma tesisi kurmalan için
süre tanındığını kaydeden
Ecemiş. kendi
olanaklannın antma tesisi
kurmaya yetmeyeceğini
belirten Salihli ve Turgutlu
belediyelerine uzun vadeli
kredi ve devlet yardımı
sağlanması için çalışma
başlatıldığinı bildirdi.
Bölgenin SlT alanı
kapsamına ahnması için
gerekli yerlere başvuruda
bulunacaklannı ifade eden
Ecemiş, "Bu konuda ilgili
daire müdürlerine gerekli
talimatlar verildi.
Çalışmalar bitince SÎT
alanı olan yerleri
açıklayacağız" dedi.
Büyülü heykeller
diyarı
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep'in tslahiye
ilçesinde bulunan.
dünyanın bilinen ilk ve tek
açıkhava heykel atölyesi
olan Yesemek, dünya
kültür rurizmine
kazandınlacak. 3 bin 500
yıl önce kurulan ve turizm
çevrelerince "büyülü
heykeller diyan", yörede
ise "heykel tarlası" olarak
tanımlanıyor, 1890yılında
Zincirli'de kazı yapan
arkeolog Felix von
Luschan"ın ortaya
çıkardığı Yesemek"te,
bazalt kayasından yapılmış
300'ün üzerinde sfenks,
aslan. dağ tannsı. kanşık
yaratık. savaş sahnesi
içeren ortostad yontu
bulunuyor.
Ünlüler
üniversitesi
• ANKARA (ANKA) -
Berna Yılmaz"ın onursal
başkanlığını yaptığı Bizim
Lösemililer Vakfı'nın
Haliç adıyla bir üniversite
kurmasına ilişkin yasa
Resmi Gazetede
yayımlandı. Kuruculan
arasında ise Genelkurmay
Başkanı Ismail Hakkı
Karadayı. Deniz
Kuvvetleri eski Komutanı
Güven Erkaya. Şişli
Belediyesi eski Başkanı
Gülay Aslıtürk gibi
isimlerin yer aldığı Haliç
Üniversitesi bünyesinde
Fen. Edebıyat. Tıp.
Mühendislık. tşletme
fakülteleri. Hemşirelik, Su
Ürünleri, Beden Eğitimi ve
Spor yüksekokullan,
Sağlık Bilimleri Enstirüsü
ve Konservatuvar
kurulacak.
Hepatit B
öldürüyop
• ANKARA (ANKA)-
Uzmanlar Hepatit B
hastalığının gerek
yaygınlığı gerekse
karaciğer, siroz gibi
ölümcül hastalıklara yol
açması nedeniyle
AIDS'ten daha öldürücü
olduğunu belirtiyorlar.
Araştırmalara göre Hepatit
B'den 1 günde ölenlerin
sayısı AIDS'ten 1 yılda
ölenlerin sayısından daha
fazla. Hepatit B'nin
karaciğer yetmezliği, siroz.
karaciğer kanseri gibi
ölümcül hastalıklara yol
açması nedeniyle
tedavisinin mümkün
olmadığını vurgulayan
uzmanlar. dünyada
her yıl 2 milyondan fazla
kişinin bu hastalıktan
öldüğüne dikkat ,
çekiyorlar.
TÜBİTAK, Türkiye'de iletişim araçlannın kullanımının yaygm olmadığını saptadı
'Teknolojiyi laıflanamıyoruz'
•
Türkiye'nin iletişim envanterini çıkaran TÜBİTAK, yalnızca
1 milyon 179 bin 601 kişinin bilgisiyar kullandığını,
bilgisayar okur-yazarlığının oldukça düşük olduğunu belirledi.
İşyerlerinin yüzde 11.3'ünde bilgisayar bulunuyor.
•
Araştırmaya göre yıllık telefon gelirinin yüzde 42'si
Marmara Bölgesi'nden elde ediliyor. Evlerin yüzde
81.8'inde telefon bulunuyor. Yurtdışı iletim teknolojisinin yüzde
68'inde kablo, yüzde 24'ünde uydu kullanıhyor.
EBRL TOKTAR
ANKARA - TÜBİTAK. Türkiye'nın
bugüne kadar gözardı edilen "iletişim
envanterinT araştırarak bir ilke imza at-
tı. Türkiyede iletişim araçlannın kulla-
nımının yaygın ve eşit olmadığını sapta-
yan TÜBİTAK. halkın teknoloji kullan-
ma becerisinin ise düşük olduğunu be-
lirledi. Türkiye'de yalnızca 1 milyon 179
bin 601 kişinin bilgisiyar kullandığını
ortaya çıkaran TÜBİTAK. ülkenin bilgi
birikimlerinin çok büyük bölümünün
elektronık ortama alınmadığı için kulla-
nıma sunulmadığı sonucuna vardı.
Ülkenin -telekomünikasyon. biJgisa-
yar-yazüım kapasitesini" belirleyen araş-
tırmada. halkın iletişim hizmetlerine "aç"
olduğu saptandı. Kamu kurum ve kuru-
luşlannda enformasyon teknolojisinin
yeterince izlenemediğini de ortaya çıka-
ran araştırmada. bilgisayar okur- yazar-
lığinın oldukça düşük olduğu belirlendi.
.Araştırmada. bilgisayarlann işyerlerinde
sadece "idari işlemlerin" yapılması ama-
cıylakullanıldığı saptandı. Teknoiojinin
en çok kullanıldığı alanlann mühendis-
lik sanayıi ve araştırma-geliştirme (AR-
GE) etkinlikleri olduğu \ urgulanan araş-
tırmada. şu saptamalara yer verildi:
"Türkhe, 1980'lerin başından itiba-
ren eğitim alanında bügisa>ançeşitli anıaç-
larla kullanmak üzere bir çabaya ginniş-
tir. Okullann bilgisavarlaşma oranı dü-
şük düze> dedir. Türki\e'de sağlık sektö-
ründe bugüne kadar hastanelerin ya da
kunımlaruı kendi ihti>açlarını karşıla-
ması gözününe aiınarak birtakım dona-
nun ve yazılımlar alınmıştır. Ancak sağ-
lık hizmeti ağındaki yavgınlaşma düzeyi
yeteri kadar gelişmemiştir. Yapılan de-
ğeıiendirmelerde ortaya çıkan en büyük
problemlerden bir tanesi, kamu kurum-
İannın ellerindeki me\ cut bilginin büvük
bir kısmını hâlâ elekrronikortama gjrme-
miş olmasıdır."
İletişim araçlannın yaygınlığı açısın-
dan kırsal ve kentsel kesimler arasında
büyük uçurum olduğuna işaret edilen
araştırmada. bunun ülkenin izlediği ge-
nel ekonomik politikadan kaynaklandı-
ğı belirtildi. Araştırmada, "Kentnüfusun-
daki iletişim kullanımı da yaygın ve eşit
değildir" saptamasında bulunuldu.
İletişim envanteri
Araştırmaya göre ülkenin iletişim en-
\anteri şöyle:
•Yıllık telefon gelirinin yüzde 42 si
Marmara Bölgesi'nden elde ediliyor.
• Telefon abonelerinin yüzde 26'sı iş-
yeri. yüzde 74'ü ev.
• Santral abone kapasitesinin yüzde
76'sı şehir santrallan, yüzde 24'ü kırsal
santrallar tarafından veriliyor.
• E\lerin vüzde 81.8'inde telefon bu-
lunuyor. Bunlann da 5.8'inde telesekre-
ter var.
• Yurtdışı iletim teknolojisinin yüzde
68'inde kablo. yüzde 24'ünde uydu kul-
lanılıyor.
• 1 milyon 179 bin kişi bilgisayar kul-
lanıyor.
• Evlerinde bilgisayan olanlar \iizde
6.5. Bunlann yüzde 1.2'si İnternet'ebağ-
h.
• İşyerlerinin yüzde 11.3'ünde bilgis-
yar bulunuyor. Bunlann yüzde 1.9"u In-
ternet'e bağlı.
• Türkiyede ses \e müzik kayıtlan
üretici yapımevi sayısı 1756.
• Sayısal veri bankası sayısı özel sek-
törde 1002.
• Türkiye'de radyo istasyonlanrun yüz-
de 88i yerel. yüzde 9'u bölgesel \e yüz-
de 3'ü ulusal düzeyde yayın yapıyor.
• 16 ulusal telev izyon kanalı yılda yak-
laşık 140 bin saat yayın yapıyor.
y^
n
Ukbahar-yaz
'Ç'
n
>aptıklan çalışmalan
pod> umlara yansıtmaya başladılar. Fransa'da
düzenlenen defilelerde Thicm Mugler
ve Dominique Sirop kreasyonlannı sundular.
Modacılann şifon ve tülden hazırladıklan
kıyafetlerini giymek bu yıl da cesaret iste>eceğe
benziyor. (Fotoğraflar: Rcutcrs)
Gökova'da çamlar kuruyor
MUĞLA - Gökova Termık Santra-
lı'nın etki alanında bulunan Datça Ya-
nmadası'nda çam ormanlannda me> -
dana gelen kurumanın nedeninın sant-
ral olmadığı sa\aınuldu. Çamlann ku-
runıa nedenı "sıklık bakunı yapılma-
mış olması" gösterilirken çe\reciler.
"Göko\a Körfezi'ndeki çamlar neden
kuruyor" diye sordular.
Datça Yanmadası"nda çam ağaçla-
nnda kuruma başlaması üzenne. Muğ-
la Orman Bölge Müdürlügü tarafindan
bölgede araştırma yapıldı. Orman Ba-
kanlığı tzmır Orman Toprak Labora-
tu\ar Müdürlügü ve Ege Üni\ersitesi
Ziraat Fakültesi'nın teknik yardımla-
n ile gerçekleştirilen araştırmasında.
çam ağaçlannm sıklık bakımlarının
yapılmaması sonucu kuruduğu açık-
landı.
Muğla Orman Bölge Müdürü Ca-
vitTığ. konu> Ia ilgili yaptığı açıklama-
da. söz konusu kurumanın 20 hektar-
lıkbıralandaaörüldüöünüdoörulava-
rak." 1970'li yıllarda yapılması gereken
sıklık bakımı uygulamasının yapılma-
mış olması ve > ine a> nı tarihlerde kök-
k'rin eberişsiz toprak tabakasına gir-
miş olmasınadan kaynaklanabileceği
anlaşıldı" dedi.
Sınırsız Çevre Yolculan Sözcüsü
SaynurGelendost. "Geçmişte \atağan
Termik Sanrralı'nın etki alanındaki
çanıiarda kurumaya başladığında böy-
le demişlerdi. Ama sonra orada toplu
kesimlere gittiler" dedi.
iskenderun
Santrallara karşı
ortak mücadele karan
AKIN BODL R
e-posta : tan Cg prizma.net. tr
İSKENDERIN-Demok-
ratik kitle kuruluşian \ e çev-
recilerden oluşan 18 örgüt.
Doğu Akdenız Bölgesi'nde
kurulması planlanan termik
ve nükJeer santrallara karşı bir
platform oluşturup mücade-
le etme karan aldı. Alınan
karan basın toplantısıyla du-
>uran platform \ önetımi. böl-
geye kurulmak istenen sant-
rallann Türkive'nin de imza
koyduğu birçok uluslararası
sözleşmelere aykırı olduğu-
na dikkat çekti.
Doğu Akdenız Çevrecile-
ri(DAÇE). İskenderun Çev-
re Koruma Derneği. Isdemir
ÇevTe Koruma Derneği. CHP.
tP. EMEP. ÖDP. Eğıtim-
Sen.Makine Mühendisleri
Odası. Haber- Sen. Hatay Ec-
zacı Odası. Genel-İş, Maden-
Sen, Hatav Diş Hekimleri
Odası. Tüm Emekli Sen şu-
be örgütlerinden oluşan plat-
form, santrallara karşı yapı-
lacak mücadelenin ilk eta-
bında halkı biigilendirme yo-
luna gidileceğini. ardından
etkili eylemlerin başlatılaca-
ğını açıkladı.
İskenderun Çevre Koru-
ma Derneği Başkanı Şem-
settin Eser. Enerji Bakanlı-
ğı "nın sadece enerji nakil hat-
larındaki kayıpları dünya
standartlarına indirgemesi
için gereken tedbirleri alma-
sıyla davatılan 10-12 santral
ihtiyacınm direkt olarak or-
tadan kaldınlacağına da dik-
kat çekti. DAÇE Ortak Sek-
reteri Oktay Demirkan ise
Doğa Akdeniz Bölgesi'ne
kurulacak termik ve nükleer
santrallann Türkive Çumhu-
riyeti'nin de imza koyduğu
uluslararası anlaşmalara av -
kırı olduğunu v urguladı. De-
mirkan. ''.Akdeniz Bölgesi,ya-
pılan uluslararası anlaşma-
lar ile korunma\a alınmıştır.
Akdeniz Eylem Planı ve Etar-
selona anlaşnıaları bunlar-
dan sadece ikisidir."
Milli Eğitim Bakanlığı
Oğrenci izleme
dosyaları
oluşturulacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Milli Eğitim Bakan-
lığı. 8 yıllık temel eğitim son-
rasmda "etkili rehberiikfıiz-
meüeriilköğretim başan no-
tu. akademik vetenek sınavı
ve şube öğrermenler kurulu
kararlannr dikkate alarak
yönlendirme yapılacağını
açıklarken rehberlik hızmet-
îerinin etkınleştirilmesi için
hareketegeçti. 1998 yılı Hiz-
met İçi Eğitim Plam'nı belir-
leyen bakanlık. hizmet içi
eğitim etkinliklerine önem-
li bir işlev yükledi. Buna gö-
re rehberlik v e araştırma mer-
kezi ögrermenlenne "Gnıp
zekâ testlerini tanıtım ve kul-
lanım" \e "okul rehberlik
hizmetteri" seminerleri veri-
lecek.
Milli Eeitim Bakanlıeı.
Hiroşima Barış Ödülü
sahiplerine verildi
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM-İsveçtebulunan Hiro-
şima V'akfi tarafından verilen yaklaşık 1
milyon kron (26 milyar lira) tutanndakı
"Hiroşima Dostluk ve Banş Ödülü". ikı
araştınnacıyla bir şair arasında bölüşrürül-
dü. Ödül. 1995 yılında \xa Nesin'e venl-
mişti Katalonyalı Cizv it rahıbi Xavier Ai-
bo ile Bolivyalı Felh Layme PairunıanL
Ant sıradağlannı paylaşan ülkelerdeki halk-
lann kullandıklan bölgesel dillerle ilgili
araştırmalanndan ötürü, Kuzey Amerikalı
şair Carolyn Forchede El Salvador'daki iç
savaş sırasında insan haklan konusundaki
büyük uğraşından dolayı bu ödüle layık gö-
rüldü.
Rahip Albo ile Layme Pairumani. Bo-
livya, Peru ve Ekvator'daki yerli halklann
kullandıklan dilleri antşürmış. Katalancay-
la olan bağını ortaya çıkarmış ve küçük dil-
lerin ortak özelliklerini belgelemişti. Çok
yoksul bir ülke olmasına rağmen Boiiv -
ya'nın ögretim sisteminde büyük reform-
lar yapmış olması ve iki araştırmacıyı des-
teklemesi, araştırmaların başanyla sürme-
smi sağlamıştı. Bolivya'dakı öğrenim refor-
mu. doğan çocuklann derhal Ispanyolcaya
zorlanmasını ve böylelikle kendi anadılle-
nnden kopmalannı önlemeyi amaçlıyor.
Amerikalı şair Çarolyn Forche. dün v a-
pılan ödül törenmden sonra Stockholm Kul-
rürevi'nde El Salvador'dakı iç savaş ve in-
san haklan ihlali üzerine bir konuşma va-
parak şiirlenni okudu.
Ödülü veren Hiroşima Vakfı. 1902-1988
yılları arasında vaşayan Editha Morris'ın
vasiyeti üzenneoluşturuldu. İsveç'tedoğan
v e Amerikalı yazar IraMorris'le ev lendik-
ten sonra Paris'te yaşamaya başlavan Edit-
ha Morris. kısa öykülerijle tanındı. Yaza-
rın en önemli yapıtını "Hiroşima Çiçekle-
rToIuşturdu. Editha Morris'in ölümünden
sonkurulan Hiroşima Vakfı. 1989'dan beri
her yıl "uluslar, topluluklar ve halklar ara-
sında banşı güçlendirici ve gerilimi azaltıcı
çalışmalaryapan" kışilere v e kuruluşlara \ e-
nlıyor. Bu ödül. 1995 yılında Azız Nesin
ile Tunuslu profesör Muhammed Talbi'ye
de verilmişti.
hazırladığı "rehberlik prog-
ram taslağınr tanıtmak üze-
re bir dızi seminer düzenle-
me karan aldı. Öğrencilerin
en sağlıklı şekildeyönlendi-
rilmesi için "öğrenci izleme
dosyalarım" oluşturmayı
planlavan bakanlık. rehber
öğretmenlen de bu konuda
eğitecek.
5 tnlyon 164 milyar 393
milvon lira maliyetli projey-
le tüm öğretmenleri hizmet
içi eğitimden geçirmeyi
amaçlayan Milli Eğitim Ba-
kanlığı. 455 kurs v e seminer
düzenleyecek. Ankara mer-
kez ilçelennde görevli öğ-
retmenler. "Windows 95,
W»rd ve Excel" kurslanndan
geçirilecek. Bu vıl progra-
ma konan "bire>sel \e toplu
eddnlikler" dersini değerlen-
diımek üzere düzenlenen se-
miner de ilköğretim 1. 2 ve
3. sınıf öğrencılenne anlatı-
lacak. Sosval bılgileröğret-
menlerine "vatandaşlık ve
insan haklan eğitimi prog-
ramı değerlendirmesemine-
ri". imam-hatıp lisesi mes-
lek dersi öğretmenlerine "dB-
ni nıusiki ögretim nıetotlan
semineri". yabancı ülkede
görevli öğretmenler ıçın
"Türk kültürü ve milli eğitim
sistemini tanıum" semineri
düzenlenecek.
Bakanlık. öğretmen baş-
vurularında optik okuyucu
sıstemine geçıvor. Turhan
Tayan"ın bakanlığı dönemın-
de "siyasal amaçlarla kulla-
nılabilir" gerekçesiyle red-
dedilen optık okuyucu siste-
mının Bakan Hikmet Uluğ-
bay tarafından kabul edil-
mesiyle öğretmen başvuru
sonuçlarına bir günde ulaşı-
lacak.
Yüksekösretim Kurulu
(YÖK) ile Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nca protokole bağ-
lanacak diğer bir çalışmay-
la da öğretmen adaylannca
vapılan staj uygulaması be-
lirli standartlara bağlanacak.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Gorbaçof'un 'Gerekçesi'...
oğuk Savaş' yetiştirmesi aydın kişinin, -sağ-
sı solcusu farketmez- basit idrâki şudur:
ABD, 'liberal' bir güçtür. SSCB ise 'sosyalist' bir güç;
bu iki güç, kedi köpek gibi birbirine düşman oldu-
ğuna göre, 'liberallik' ile 'sosyalistlik' birbiriyle asla
bağdaşamaz, çünkü 'karşıttır'; o halde, 'Yoldaş'
Gorbaçof saçmalıyor, 'liberalizm', demokrasi ya da
hümanizm gibi, 'sosyalist' bir 'değer' sayılamaz; za-
ten o, bu türden paradokslarıyla, SSCB'ni batırma-
dı mı, filân festekiz!
Acaba iş bu kadar basit mi? Dikkat edilirse, ne gö-
rülüyor: 'Yoldaş' Gorbaçof, 'sosya//sf değerier ara-
sında, 'demokrasi'y'\ saymış, 'hümanizm'] saymış,
'liberalizm'\ onlara eklemiş; iyi de, dibini biraz kanş-
tınrsanız, liberallik gibi, demokratlık ve hümanistli-
ğin de, dünyaya 'Aydınlanma Çağı'mn getirdiği de-
ğerier olduğunu görmez misiniz? Başka türlü söy-
lersek, Rasyonalizm (akılcılık) 'Aydınlanma'yı
oluşturmuştur; onun 'çocuğu' Pozitivizm'dir, Li-
beralizm ile Sosyalizm de, 'düşman kardeşler'i!
Hem canım, kim hatırlamaz: Labour Party'den ön-
ce (Işçi Partisi) Ingiltere'de, Muhafazakârlar (Tory'ler)
karşısındaki 'Solcular' 'liberaller'di (Vigg'ler); mark-
sist ekonominin üzerine kurulduğu temel kavram-
lardan pek çoğu, daha önce liberal ekonominin
(Adam Smith, Ricardo vs) kullandığı ve tarif ettiği
kavramlardır; o halde, 'liberallik' ile 'Sosyalistlik', bir
yerde, birbirınin tersi ve yüzü: bir manada, 'karşıtı'!
Şimdi bunu sinek pislemedik biryere yazınız!
Karşıtların birliği yasası...
Yanm yüzyılı aşkın yazı hayatımda, diyalektik
mantığın nasıl işlediğini doğru dürüst anlatabi-
len, ya beş 'solcu' aydına rastladım, ya on; neresin-
den baksanız, iki elin parmaklarını geçmez: bizde
'sosyalistlik' bir çeşit 'Tanzimat Alafrangalığı'
sayıldığından, 'ecnebi' uygulamaların 'bülbüllü-
ğünü' yapmak 'marksistlik' zannedilmiş; kimse
metodla ve işleyişle etraflıca ilgilenmemiştir; 7/-
beralliğin', aslında 'sosyalistliğin' içindeki değerler-
den biri olduğuna karşı, yükselen itirazlara, o yüz-
den, şaşmamak lâzım!
Halbuki.. diyalektif mantığın, en çarpıcı ifadesi,
yanılmıyorsam şöyledir: A, A ise, B, A'nın 'karşıt'
ise, A, B'yi 'içerir': evet, aynen böyle! Gece. A ise,
gündüz B ise, bunlann ikisi birbirini 'içerir': gün ağar-
dığı anda, gerçekte, gece olmaya başlamıştır; ha-
yatla ölüm, birbirinin kesinlikle karşrtıdır ama, ikisi bir-
birini içerir, çünkü doğduğumuz andan itibaren ufak
ufak ölmek sürecine girmişizdir, vs... Sosyalizm ile
liberalizm de öyle; ikisi birbirinin 'karşıtı'dır, ama iki-
si birbirini 'içerir'. Biliyorum, şimdi, nasıl ama? diye-
ceksiniz; hadi bir izah deneyelim.
Ulusal Demokratik Devrim, ('Hukuki Özgürlük,
Hukuki Eşitlik, Hukuki Kardeşlik), liberal burjuva dev-
rimidir; demokrasi ve laiklik, bir manada hukuk dev-
leti onunla gelir; feodal/ümmet döneminin hem alt
hem üst yapısı. onunla tasfiye olur; ama, yeni yapı-
lanma içinde, liberal ticaret ve sanayi burjuvazisi, iş-
çi sınıfını yeni bir itici güce dönüştüreceğinden, Ulu-
sal Demokratik Devrim, gerçekleştiği andan baş-
layarak, 'karşıtını'yâni Sosyalist devrimi 'içerir'; yâ-
ni neyi. 'Ekonomik özgürlüğü, ekonomik eşitliği ve
ekonomik kardeşliği'!
Sosyalist devrim, ulusal ve liberal burjuva demok-
rasisi içinden yükselecektir: burası birgerçek, orta-
ya çıkacak düzen de. klâsik gelişme şemasına gö-
re, ister istemez, önceki devrimin müktesabatını (ka-
zanımlarını) içinde taşıyacaktır; daha açık söyler-
sek. sosyalist toplum düzeni içinde, önceki dev-
rimin getirdiği toplumsal kazanç mevcuttur, sü-
rer gider; yeni düzenin getirdiği yeni kazançlar,
yâni ekonomik eşitlik, ekonomik özgürlük, eko-
nomik kardeşlik vs; daha önceki devrimin getir-
diği hukuki özgürlük, hukuki eşitlik, hukuki kar-
deşlik üstüne yükselir. Hal böyle olunca, sosya-
list değerier arasında, -hele hukuki düzeyde kesin-
likle- liberalliğin bulunmasına şaşmalı mı? Bu ada
lâyık gerçek bir sosyalizmde, bireyler sadece
ekonomik düzeyde özgür, eşit ve kardeş olma-
yacaklardır, hukuki düzeyde de olacaklardır; di-
yalektiğin, karşıtların birliği yasası, bunu böyle
yazar.
Sovyetler Birliği neden 'çürüdü?'
orbaçof da, o yüzden gözünü kırpmadan söy-
ler, çünkü o, klâsik şemayı ızlemeyen sosya-
list iddialı bir toplumun. ne çetin bir dikta ve tota-
literlik düzeni olduğunu, bizzat yaşamış bir halkın
çocuğudur: Sovyet devrimi, ideolojik düzeyde,
Fransız Devrimi'nin ve Komün'ün 'devamı' ol-
mak iddiasındaydı ama; onların topluma getir-
diği kazançlan, uygulamada şiddetle reddetmiş-
ti. Duruma, hele Ovsif Visaryanoviç Stalin ege-
men olduktan sonra, Sovyetler Birliği'nde, Ay-
dınlanma Çağı'mn insanlığa kazandırdığı huku-
ki özgürlük, eşitlik ve kardeşlik 'külliyen' red-
dedildiği gibi; insan haklan ve benzeri kavram-
lar, toptan çöpe atılmıştır; ekonomik düzeyde
sağlanabilecek özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin
yeterli olacağı iddia ediliyor; aslında, hukuki
özgürlük ve hukuk devleti ortadan kaldırıldığı
için, düzen sosyalist olamadığı gibi, içinden çü-
rüyordu.
Şimdi anlaşılıyor mu, Gorbaçof'un neden 'Glas-
nost/ Açıklık ve 'Perestroika/Yeniden Yapılan-
ma' programlarına başvurduğu? Neden, ufak ufak.
o katı ve mengeneye kıstınlmış yaşayan Sovyet Top-
lumunu, daha özgür ve hukuka dayanan bir haya-
ta götürmek istediği? Zira, hukuki düzeyde eşit-
lik, özgürlük ve kardeşlik (onun deyimiyle, 'li-
beralizm, demokrasi ve hümanizm') olmadı mı,
ekonomik düzeydeki özgürlük, eşitlik ve kar-
deşlik sağlanamaz! O kadar ümitle başlayan
Sovyet Devrimi'nin, dönüp dolaşıp, Nomenkla-
tura Oligarşisi'ne ve Parti Aristokrasisi'ne ge-
lip dayanması, bu acı gerçeği hepimizin gözüne
soktu.
Sokmamış zâhir, baksanıza neler saçmalıyorlar!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm