Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 OCAK 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Süleyman Velioğlu'nun Destek Reasürans Sanat Galerisi'ndeki resim sergisi ay sonuna dek sürüyor
'Oliime karşı direnen resimler'ÖZLEM GÜLŞEN
İlkokul yıllanndan itibaren sanata
karşı ilgi duyan Süleyman Velioğlu,
1949-53 yıllan arasında tıp eğitimi gö-
rürken Güzel Sanatlar Akademisi'nin
hocalanndan Zeki Kocamemi'nin öğ-
rer.cisi olur. 1956 yılında Istanbul Üni-
versitesi Psikiyatri Kliniği'ne, Türki-
ye'de ilk kez uygulanan bir yöntemi ve
bu yöntemi uygulayan bir psikopatolo-
jik sanat laboratuvan getirir. Amaç. akıl
hastalannın sanat yoluyla hastalıklan-
nın teşhisi ve tedavisidir. 1954 yılında
Fransa"da Sorbonne Üniversitesi kap-
samında kurulan bu laboratuvar, iki yıl
arayla Istanbul'da Velioğlu tarafından
kurulup 1994 yılına kadar kendisi tara-
ftndan idare edilmiştir.
Sanatçı, tıp alamndaki faaliyetlerinin
yanı sırakendi kurduğuözel atölyesin-
de de kişisel sanat yapıtlannı oluştur-
mayı sürdürdü. 1970 yılında ise Güzel
Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi
Eyuboğlu Atölyesi'nden mezun olan
Tangül Akakıncı ile birlikte Akatünvel
Sanat Topluluğu'nu kurdu. Akatünvel,
bu topluluğa katılan sanatçılann soyad-
lannın ilk hecelerinin birleşiminden
oluşan yapısal bir tümce. Sanat toplu-
luğu bugüne dek yurtiçi ve yurtdışında
olmak üzere pek çok grup ve bireysel
sergi açtı. Sanatçınm son dönemde yap-
tığı çalışmalardanbirtanesi de Istanbul
Şehir Tiyatrolan Tiyatro Araştırma La-
boratuvan'nın (TAL) düşünsel yapısı-
nı oluşrurma çabasma etkin olarak ka-
tılmasıydı.
Akatünvel Sanat Topluluğu, özgün
estetik anlayışı ve çağdaş insan varlığı
anlayışıyla sanat tarihi sürecinde yer
alan diğer topluluklardan farklı bir çiz-
giye sahip. Çağdaş insan varlığı anlayı-
şı, Velioğlu'nun 'Çağdaş İnsan' isirnli
kuramının bir özeti. Kuramın estetik
boyutu da topluluğun sanat anlayışını
ortaya koyuyor. Velioğlu'na göre çağ-
daş insan; "Biyotojikorganjzmanın üs-
tiine nerede ve ne zaman özbilinç potan-
siyeü ile yaratma potansiyeli oturursa
orada ve o yerde insan varlıgı yeryüzün-
de görünüşe çıkar" tanımına dayanıyor.
Bu tanım aynı zamanda özgün anlayışı
da açıklıyor. Antik Yunan felsefesinden
günümüze kadar gelmiş geçmiş bütün
. , . (Fotoğraflar: KADERTUĞLA)
'üleyman Velioğlu, çağdaş insanın, evrenle, toplumla arasındaki
yitik uyumu ve bütünlüğü sağlamak istiyorsa yaratma sürecinin
içinde olması gerektiğini savunuyor. Ona göre insan, ancak
yaratarak özgür olabilir. Özgür olduğu müddetçe yaratma edimine
devam edebilir ve yarattığı ölçüde de mutlu olur: "însamn
özgünlüğünü elde etmesi, yaratma süreci içinde olmasına bağhdır.
Ancak bu şekilde ölüme karşı direnç gösterebilir. tnsanın en saygın
edimi, ölüme karşı direnebilme gücüdür. Işte biz, yapıtlanmızda
bu çağdaş insana uygun olan estetik dili yakalamaya çalışıyoruz."
felsefeler, insan varhğını salt bir bilinç
varlığı olarak algılıyorlar. Ancak Veli-
oğlu için bu, çağdaş insanı açıklamaya
yetmıyor. "Çağdaş insan. bilinç varliğı
olduğu kadar bir yaratma vaıiığıdır. İn-
sanı diğer canlı variıklardan ayıran tek
büyük özellik, onun yaratma edimi için-
de olmasıdır. Bu tanım, sanatm ne için
gerekli olduğunu da ortaya koymakta-
dır."
İnsan varlığının, her şeyden önce bir
heterojen varlık kategorilerinden oluş-
tuğunu düşünen Velioğlu'na göre, insa-
nı teşkil eden yapı taşlan dağınık. Bir
canlı varlık olarak insan, her canlı gibi
bütünleşmek zorunda. Bürünleşme ıse
onu teşkil eden heterojen varlık katego-
rileri arasındaki 'uyumlu' birlık ve bü-
tünlükten oluşuyor. tnsan varlığı 'reel'
(gerçeklik) alanında temel isteğinin ya-
şamını sürdürmek olması nedeniyle bu
bütünlüğü gerçekleştiremiyor.
Stresten ölüme değin uzayan geniş
bir spektrum içinde yer alan birçok
olumsuzluk, gerçek anlamda bütünleş-
meyi önlüyor. Bunun sonucunda insan
varlığı ölüme yenik düşüyor. Oysa in-
sanın temel isteği ölümsüz olmak. Bu
istek nasıl gerçekleştirilir? 'Çağdaş tn-
san' varlığı üç temel kavram içinde ifa-
de edilebilir. Bunlardan birincisi canlı
varlık olduğu için bütünleşmek zorun-
dadır: ancak olumsuz etkilerden dolayı
bunu gerçekleştiremez. Ölüme yenik
düşme karşısında insan yaratma potan-
siyelini faaliyete geçirir ve soyut bir
alanda yapıtıyla ölümsüzlüğü ele geçi-
rir.
Bugüne kadar salt bir bilinç varlığı
olarak aktanlan insan varlığının temel
sorunu Antik Yunan'da. kendisini tanı-
ma yoluyla evrenle insan arasındaki ko-
puk ilişkinin giderileceği şeklinde orta-
ya konuyor. Bu görüşe göre kendisini
bilen insan yarattığında da bu olumsuz-
luklar ortadan kalkıyor. Bugünkü çağ-
daş insan, evrenle ve toplumla arasın-
daki yitik uyumu ve bütünlüğü sağla-
mak istiyorsa yaratma sürecinin içinde
olmalı. Velioğlu'na göre insan; ancak
yaratarak özgür olabilir. Özgür olduğu
müddetçe yaratma edimine devam ede-
bilir ve yarattığı ölçüde de mutlu olur.
"tnsanın özgünlüğünü elde etmesi, ya-
ratma süreci içinde olmasına bağhdır.
Ancak bu şekilde ölüme karşı direnç
gösterebilir. tnsanın en saygın edimi, ölü-
me karşı direnebilme gücüdür. tşte biz,
yapıtlanmızda bu çağdaş insana uygun
olan estetik dili yakalamaya çahşryoruz.
Bunun için de yapıtlanmızda dört ana
tema söz konusu. Birincisi, arkalk bir
tarz kullanmak. Arkaik tarzı kullanma-
nuzın nedeni, tarih öncesi çaglann bu
yapıtiara benzeyen bir biçim anlayışına
sahip olması. Geçmişe bir özenti ya da
kaçış değil. A> nca arkaik özellikler. çağ-
daş verilerin insanı tedirgin eden özeİHk-
lerini stfira indirme olanağını da sagb-
yor. Bu arkaik biçimler, bir taş dokusu
biçiminde sunuluyor."
Taş dokusu neyi açıklıyor? İnsan var-
lığının, yaratma sürecine bağlı olarak
açıklanmasını sağlıyor. Yaratma edimi
ise inorganik varlığı tinsel varlık düze-
yine çıkarmak demek. İnorganik varlık
yeryüzünde taş olduğuna göre, taşı tin-
selleştirdiğiniz anda soyut olarak yarat-
ma süreci içine giriliyor. Bunun dışın-
da yapıtlarda. sanata 'düşünsel boyutu'
katabilmek için parlak ve canlı renkler
yerine nötr renkler tercih ediliyor. Ya-
pıtlarda göze carpan bir diğer özellik de
'sadeHk'. Velioğlu, yapıtlardaki 'sade-
lik' özelliğinı ıse şöyle açıklıyor: "Es-
tetiğin varabileceği son nokta sadeliktir.
Sadelik demek, azla çoğu ifade etmek
demekrir. Azla çoğun ifadesi ise uyumun
temelidir. Bu bakımdan bizim yapıtlan-
mız ik dünya görüşümüz arasında bü-
yük bir panüelHk vardır."
A y 9 e v e* E r e n d K a l m ı f ll-lt n-'ü a
KostaDaponte
9
yianmagecesi
MECMİSÖNMEZ
6 Ekim 1978'de Strasbourg'da bir trafık kazası
sonucu yıtırdiğimiz Kosta Daponte bugün Ayşe ve
Ercümend Kalmık Vakfi'nda düzenlenen bir dizi
etkinlikle anılacak. 1995 yılında Mübin Orhon
hakkında araştırma yaparken. Kosta Daponte'nin
izıne rastladım. Paris'te yaşayan sanatçılarla yaptığı
önemli söyleşilerini çeşitli ^ . . _ _ _
çalışmalanmda kullandığım
Daponte, son yıllarda gerek
yazdıklan gerek 1970'lerden
vefatına dek düzenli olarak tuttugu
arşıviyle ilgi odağımın temelinde
duruyordu. Bu arşivin Istanbul'da
sergilenmesi ve Daponte'nin değişik
özelliklerinin yakın arkadaşlan
tarafından ele almarak, onun az
bilinen yönlerinin tekrar gündeme
gelmesı amacıyla bir etkinlik
düzenlemeyi uzun bir süreden beri
düşünüyordum. Bu istek,
Cumhuriyet gazetesi ile Ayşe ve
Ercümend Kalmık Vakfı'nm desteği
sayesinde gerçekleşti. Vefatından ^ ^ — ^ ^ —
yirmi yıl sonra Kosta Daponte'yi yazılannın
yayımlandığı kültür coğrafyasında ele alırken, hem
sergilenen mektup, fotoğraf gibi özel belgelenn
seçilmesinde hem de anma etkinliğinin tamammda
özellikle vurgulamak istediğim "Kosta Daponte
Kimdi" sorusu oldu. Çünkü anadilinden başka bir
dilde, lcusursuz denilebilecek mükemmellikle
,/l.osta Daponte,
bugün, arşivinden
düzenlenen bir
sergi ve îlhan
Selçuk, Gökşin
Sipahioğlu, Güneş
Karabuda'mn
katılacağı bir
s. söyleşiyle
anılacak.
yazılar yazan, demokrasıye olan inancını en zor
koşullarda takındığı eleştirel tavırla kanıtlayan bir
gazeteci olarak Daponte, 1970'li yıllardan itibaren
Paris'te bulunan kültür-sanat adamlanyla yakın
ilişki kurmuş ve onlan söyleşileriyle, hakkında
düzenli olarak çıkardığı haberlenyle Türkiye'de
tanıtmaya çalışmıştı. Onun bu çalışma temposu
içinde kültür ve sanata ayırdığı özel önemi.
_ ^ _ _ ^ _ arşivinde bulunan yüzlerce belge, el
yazısı, fotoğrafı elden geçirirken
ka\Tadım. Bu belgeler. dönemin
sergilerini yakından izleyen
Daponte'nin, değişen sanat akımlannı
kavramak için gösterdiği çabayı
gözler önüne senyordu. Athena
Daponte ile bu "belgeler denizmde",
hatıralara, geçmişe yenik düşmeksizin
bir şeyler ararken, bulduklanmızı
tarihlendirmeye, sınıflandırarak bir
düzene koymaya çalışırken. Kosta
Daponte'nin işine verdiği önemi.
ciddiyeti her dosyayı açtığımda, her
fotoğrafa baktığımda adeta kendisi
karşımda duruyormuş gibi hissettim.
• " • ^ ^ ^ ^ ^ Duygusallığa düşmeksizin, onu genç
lcuşaklara tanıtırken, yapılması gereken, arşivin
derli toplu bir şekilde sunulmasıydı. Istanbul'da
arşivin ancak bir bölümünü, Ayşe ve Ercümend
Kalmık Vakfi'nm resim sanatına olan katkılannı
göz önünde bulundurarak, sergi lemenin daha
yararlı olacağını düşündük. Bu yüzden ressamlann,
görsel sanat alanının çevresinde gezinen,
Daponte'nin bu alandaki çabalannın kapsamlılığını
ortaya koyan bir seçimle, sayısal olarak göz
kamaştıncı olmayan ama içerikleriyle
"yazar ve sanatçı iuşkHerinin" arka
perdesini ortaya çıkarmayı hedefleyen
"özneT bir tercih sonucunda
sergılenecek olan belgeler seçildi.
Serginin yanı sıra tlhan Selçuk,
Gökşin
Sipahioğlu ve
Güneş
Karabuda'mn
konuşmalan
Daponte'nin
yakın arkadaşı
olan bu kültür
insanlarımn ona bakış
açısını ortaya koymayı
hedefliyordu.
Bu etkinlik bir yanıyla
Kosta Daponte'yi genç
kuşaklara tanıtmayı
hedeflerken. öte
yandan onu kendi
dönemine ait
yazarlar,
aydınlarla birlikte
düşünmeyi,
anısını canlı
tutmayı
tasarla-
maktadır.
1. Arkeoloji Filmleri Festivali başlıyor
Kültür Servisi -1. L'luslararası Is-
tanbul Arkeoloji Filmleri Festivali, 20-
24 Ocak tanhleri arasında ltalyan Kül-
tür Merkezi'nde gerçekleştırilecek. Is-
tanbuUtalyan Kültür Merkezi ve mer-
kezı Milano'da bulunan Associazione
Culrurale Mediterraneo (Mediterra-
neo Kültür Derneği) işbirliğiyle, Fiat
ve Vehbi Koç Vakfi'nın sponsorluğun-
da düzenlenen festivalde 14'ü Italya.
6'sı Türkiye, 5'i Almanya. 3'ü Yuna-
nistan, 2'si Fransa, 1 'i tngiltere ve 1 'ı
Isviçre'den toplam 32 belgesel film
gösterilecek.
Festivalin gala gecesi, 19 Ocak Pa-
zartesi akşamı Roma'nın yeraltı gö-
rüntülerine yer veren ltalyan fılmi
'Roma Sotterranea' ve isİcenderiye
Fenen'nın bulunuş öyküsünü anlatan
Fransız filmi 'La Septieme Merveille
du Monre'un gösterimiyle gerçekleşe-
cek.
Yönetıciliğini mimar Antonio Za-
vagüa'nın üstlendiği festivalde film
gösterimleri. dört gün boyunca ltal-
yan Kültür Merkezi'nde 16.00-18.00
ve 19.00-21.00 olmak üzere iki seans
halinde düzenlenecek.
Orijinal seslendirmeyle gösterile-
• 20-24 Ocak arasında îtalyan Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilecek olan l.Uluslararası Arkeoloji Filmleri
Festivali'nde 7 ülkeden 32 belgesel film gösterilecek.
cek filmler, izleyiciye simultane cevi-
nyle sunulacak. Festival bojıınca tüm
film gösterimlerine giriş ıse ücretsiz.
1. Uluslararası Istanbul Arkeoloji
Filmleri Festi\ali'ne ltalya'dan Rove-
reto Arkeoloji FJmleri'nın yöneticisi
Dario di Blasi ve Archeologia Viva
dergısının yayın yönetmeni PÎero Pru-
neti de katılıyor. 'En tyi Belgesel
Film'ın de belirleneceği festivalin se-
çici kurulu ise P dergisinin Genel Ya-
yın Yönetmeni Celal Üster. belgesel
film yönehnenleri, Hilmi Etikan, Sa-
vaş Güvezne. Hasan Ozgen. Dario di
Blasi ve Piero Pruneti'den oluşuyor
Festival kapsamında aynca birçok
etkınlikler de seyırcilere sunulacak.
Festivalin son günü olan 24 Ocak Cu-
martesi günü. ltalyan Kültür Merke-
zi'nde gazeteci Oya Ayman. saat
15.00-16.00 arasında 'NeZafer Ne Ye-
nilgi' adı altmda bir dia gösterisi ger-
çekleştirecek. Ayman gösterisinde
Ekvador, Peru, Bolivya, Meksika, Ar-
jantin ve Şili'yi kapsayan Latin Ame-
rika gezisınde. bu kıta kültürüylü ilgi-
li izlenimlerini aktaracak.
Aynı gün yer alacak ikinci etkinlik
ise -Arkeok)ji-Sinema: Nasıl Bir Ge-
lecek?" adı altında düzenlenecek yu-
varlak masa toplantısı. Saat 16.30'da
gerçekleştirilecek olan etkmlik, arke-
olojinin sinemaya nasıl baktığı ve si-
nemanın anlattığı arkeolojinin nasıl
algılandıgı tartişılacak. Toplantıya ko-
nuşmacı olarak Rovereto Film Festi-
vali Başkanı Dario di Blasi, Archeolo-
gia Vı\a dergisinin yayın yönetmeni
PieroPnıneti, gazeteci Ozgen Acar ve
yönetmen Yusuf Kurçenli katılıyor.
Festivalde; salı günü saat 16.00-
18.00de, 'Dümanın Yedi Harikası"
(Fransa). 'Midas' (Türkiye). 'Karun
Hazinesi' (Türkiye), saat 19.00-
21.00'de Çatalhöyük-Geçmişin Sesi
(Türkiye), Sicilya'nın Tarihöncesinde
Pantalica (ltalya), Har Karkom: Dağ
Tannsı (Isviçre), tki Defa Bumerang
(Fransa), Persephone Nerede (Yuna-
nistan), çarşamba günü saat 16.00-
18.00'de İlk Kazılardan 125 Yıl Son-
ra (Almanya), Lazio'dakı Etrüskler
(Itah/a), Ayasofya'dan Süleymani-
ye'ye (Türkiye), Roma'nın Yeraltı
(Itah/a), Jüstinyen ve Mozayiğin Öy-
küsü (Yunanistan), Leptis Magna; Şe-
hir veÇöl(ltarya), saat 19.00-21.00'de
Nevalo Çori'nin Gizemi (Almanya),
Orroli'deki Anıtsal Yapı; Orroli (ltal-
ya), Buz Adam (lngiltere), Nubya Çö-
lüne Yolculuk (ttalya). perşembe saat
16.00-18.00'de Akdamar Adası, Ber-
gama'dan Berlin'e (Almanya), Pat-
mos; Bizans'ta Manastır Sarayı, Biz
ve Etrüskler (ltalya). saat 19.00-
21,00'de Amerikan Kızılderilileri-Ho-
pilerin Miti mi (Almanya), Roma'nın
Yeraltı (ltalya), Philosophiana (ltal-
ya), Urfa-Balıklıgöl (Türkiye), Mate-
ra'nın Kayaya Oyulmuş Evleri (ttal-
ya). cuma saat 16.00-18.00'de Noel
Baba Definesi (Türkiye), Alpler'den
Piramitlere (ttalya), Pisa Fayum'u Ça-
ğınyor (ltalya), Gökyüzü ile Yeryüzü
Arasında; Dünya Sanatının Gizemi
(ltalya) ve saat 19.00-21.00'de Antik
Çağın Büyük Şehirleri gösterilecek.
BUAŞAMADA
ŞUKRAN KURDAKUL
Zorunlu Yinelemeler
"Dalavere yapan dükkân açılsa
Besmeleyle her seherde ne fayda."
Yanıkoğlan -Izmirli halk ozanı
Bay Erbakan'ın, kapatma kararını eleştirirken
siyasal edebiyatımıza armağan ertiği bir tümceyi
büyük harflerle yazma gereğıni duyuyorum:
"OLAY, TARIHİN AKIŞI İÇİNDE BASİT BİR
NOKTADIR."
Hocanın bu sözlerle neyi amaçladığı belli de, bi-
zim bildiğimiz tarihsel akış, 200 yıldır her geçiş
dönemine özgü sıçramaların kültür birikimini ya-
rattı bu ülkede.
Somut örnek Ulusal Kurtuluş Savaşı, cumhuri-
yetimiz ve hilafetin kaldırılması.. ;
• • •
Laik Cumhuriyet karşıtlan yok sayıyorlar kaç
yüzyılın küttür birikimini.
Bu birikim ki, getirdikleri, yaşamda doğrulan-
mış bir evrim sürecinin ürünüdür, eski kurumlar dü-
zenini silip süpürmeyi başardı tarih sahnesinden.
Ne kağşamış Medrese,
Ne Padişah kulluğu, ne Halife saltanatı.
"Hurafe"den üniversite kafasına.
Tesbihten pergele. Bilimsel bilgiye.
Yaşam damarlanmızı yenilemenin özünde ulu-
sal bilinç.
Ulusal bilincin özünde aydınlanma.
• • •
Bir yazımda "Osmanlı döneminde saray, şeriat
kafasını besliyordu. Şeriat sarayı. Şimdi şeriatçı
odaklar siyaseti, siyasal odaklar şeriatı besliyor"
demiştim.
Asıl dayandıklan güç, tabandaki halkı iliklerine
kadar soyan ekonomik yapı..
Eklemek gereğini duyuyorum: Sıvas'taki gibi,
şeriatçının ateşle oynaması bile pek umurunda ol-
madı kimi siyasal odakların. Anayasa tartışmala-
nndaki tutumları da kanıtlıyor durumlarını.
Ama unutulmasın ki Derviş Vahdeti'nin öncü-
lüğündeki pas tutmuş kafaların işi Meclis basma-
ya, okullu zabitleri öldürmeye kadar götürdüğüne
tanık oldu yakın tarihimiz.
Oysa 31 Mart'ta ne yeni abece vardı ülkede, ne
ezan Türkçe okunuyordu, ne de halifelik kurumu
kaldınlmıştı.
• • •
Erken Cumhuriyet döneminde Osmanh'dan kal-
ma "maddi üretim araçlannı elinde bulunduran
katmanlara" dokunulamadığı için bilimi öncü ota-
rak kabul eden yeni güçler açmazda kaldı. Döne-
min oluşturduğu/geliştirdiği "Yeni Sınıf" da Ke-
malizm gösterip sağ vurma becerisini kazanmış-
tı çünkü. Tek Parti dönemi eğitiminin 1946'ya ka-
dar iğneyle kuyu kazar gibi sağladığı birikimin, i-
mam-hatip okullannın açılmasıyla güç yitimine uğ-
raması bundandır.
Yoksa Hasan Âli Yücel'lere. Hakkt Tonguç'la-
ra karşı Reşat Şemsettin, Tevfik ileri gıbılerinin
bannması mümkün ofur muydu bu ülkenın eğitim
politikasında? - '
Adnan Menderes gibi "Siz isterseniz Hilafeti bi-
le getirebilirsiniz" diyebilen yalancı perfttvânlar,
Kenan Evren gibi çağ dışı eğitim şampiyontan
bannabilirler miydi?
• • •
Erbakan'ın tarihin akışından anladığı demokra-
tikleşme sürecinde ortaya çıkma olanağı bulan,
karşıdevrimcilerin kazanımlarıdır kuşkusuz.
Ya 200 yıl boyunca devrimcilerin kazanımlan...
Ekonomik yapının değişmemesine karşın olu-
şan iç dinamik. llerleme bilinci. Her türiü engeli
aşan yasal örgütlenmeler.
Evet, laik Cumhuriyet karşıtlan silmeye çalışıyor-
lar kaç yüzyılın kültür birikimini, toplumsal sıçra-
malan..
Başarabileceklerini mi sanıyorlar?
Arıburnu Ödülleri 'nin
buyıl dokuzuncusu
gerçekleştirilecek
Küftür Servisi-Şairve
sinemacı Orhon Murat
Anburnu anısına düzen-
lenen geleneksel Anbur-
nu Ödülleri'nin bu yıl do-
kuzuncusu gerçekleştiri-
lecek. Bu yıldan itibaren
biri şair, biri sinemacı iki
ustaya 'Anburnu Çiçekle-
meleri' başlığı altında
Türk şiirine ve Türk sine-
masına yaptıklan katkı-
dan dolayı 'Anburnu La-
leteri' buketi ve birer hey-
kelcik sunulacak. tlk iki
usta; Fazıl Hüsnü Daglar-
ca ve Metin Erksan.
Adnan Azar. Salih Bo-
lat, Abdülkadir Budak,
Ahmet Erhan ve Ali Püs-
küllüoglu'nun seçici ol-
duğu şiirkitabı jürisi 'Ca-
hit Külebi Jüri Özel Ödü-
lü' ve şiir kitabı ödülü ol-
mak üzere 10 Nisan
1997'den sonra yayımla-
nan şiir kitaplanndan iki-
sini ödüllendirecek. Hü-
seyin Alemdar, Metin Ce-
lal Enver Ercan, Turgay
Kantürk ve Engin Tur-
gut'tan oluşan jüri ise ya-
yımlanmamış şiir kitabı
dalında kitap bütünlüğü
taşıyan dosyaları değer-
lendirecek.
Uzun metrajlı film da-
lı jürisi Yasemin Alkaya,
Hakan Balamir, küçük İs-
kender, Hüseyin Kuzu ve
Se^in Okyw seçıciliğinde
1997 yapımı filmlerden
üçünü 'En tyi Uzun Met-
rajh Füm\ 'En lyi Uzun
Metrajh tkinci Fılm' ve
'En lyi Uzun Metrajh
Üçüncü Film' ödülleri ile
ödüllendirecek. Jüri ayn-
ca 'En lyi Kadın/En tyi
Yardımcı Kadın Ovun-
cu', 'En tyi Erkek/En tyi
Yardımcı Erkek' ödülleri
yanında özel ödüller de
verecek.
Kısa metrajh fılm dalı-
nın jürisi Tank Akan,
Tunç Başaran, Şerif Sezer,
AUn Taşçıyan ve Aöf Yü-
maz'dan oluşuyor. Ödül-
ler, 30 dakıkadan uzun ol-
mayacak konulu filmlere
verilecek.
Özcan Karabulut, İb-
rahim Karaoğlu, Macit
Koper, Zeki Ölrten ve
Menderes Samancılar'-
dan oluşan uzun metrajh
film öyküsü jürisi sine-
matografik özellikler ta-
şıyan ve beş daktilo (bil-
gisayar) sayfasından uzun
olmayacak öyküleri de-
ğerlendirecek.
18X24 ölçülerinden
küçük olmayan siyah be-
yaz baskılann değerlen-
dirileceği fotoğraf dalının
jürisi de Merih Akoğul,
Nevzat Çakır, Orhan
Cem Çetin, Bennu Gere-
de ve Özer Kanburoğ-
lu'ndan oluşuyor.
Son katılım tarihi 10
Mart 1998 olarak belirle-
nen AnbumuÖdüIleri'ne
katılmak isteyenler yapıt-
lannı (Uzun metrajlı film,
kısa metrajlı film ve fo-
toğraf dallan hanç) bir fo-
toğraf \e yaşamöyküle-
riyle birlikte 7 nüsha ola-
rak 'Anburnu Ödülleri,
SadriAhşıkSokağı,27'3
Beyoğlu 80060 Istanbul
adresine göndermeieri,
daha geniş bilgi almak is-
teyenlerin02122512961
(gündüz),02126455806
(gece) no'lu telefonlara
başvurmalan gerekiyofr