23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURfYET 14 OCAK 1998 ÇARŞAM OLAYLAR VE GORUŞLER Siyasette Öngörü ve Sultan Galiyev S.HALİTKAKINÇ Y ırminci yüzyılın bana göre en talihsiz ön- deri, en idealist dev- rimcilerinden biri Mir Seyid Sultan Gali- yev'dir. 1930'lu yıl- larda Stalintarafından hapse attınlan; bir iddiaya göre bir süre sonra Beria tarafından hücresınde vurularak öl- dürülen Galiyev 'in yazılan, belgeleri yok edildi... Adı, ogünden bu yana or- talardan silindi. Bütün vatandaşlan birer birer ortadan kaldınldı. Lanetlen- di... Sağcılar için solcu, solcular için sağcı bellendi... Gerçek kimliği ve ki- şiliği unutuldu. Galiyev, Tatardı (Kazan). SSCB Mil- letler Birinci Komiserliği'ne kadar yükseldi; bir dönem, partide Stalin ve TroçJd'den sonra üç numaralı ad ol- du. Moskova Üniversitesi'nin SSCB dışından gelen öğrenciler için eğitim veren özel bölümünün rektörlüğünü yaptı. Ho Şi Minh'ten Hayri Bumed- yen'e kadar birçok Üçüncü Dünya devnmcısinı. çeşitli yazılannda 'fikir babanuz' diye kendisinden bahsetti- recek kadar güçlü bir biçimde etkile- di. Türk solunun ilk adları Mustafa Suphi ve ekibi Galiyevci'ydiler. Son- ralan Mehmet Ali Aybar, Attilâ İlhan gibi Türk soluna yön verenler, dönem dönem Galiyev ile ilgili alıntılar, da- ha çok göndermeler yaptılar. Fakat yabancı bırkaç araştırma. Erol Kay- mak'ın bir incelemesi ve Rusya 'nın Ta- tar kökenli milletvekili Renat Mu- hammedinov'un bir romanı dışında doyurucu bir Galiyev anlatımı ile he- nüz tanışılamadı. 5 ay kadar önce, Ankara'da UlusaJ adlı birdergi yayın hayatına atıldı. Bu dergideki makalelerin yüzde 80'i, Ga- liyevci ya da Galiyevci oldugu varsa- yılan bir çizgi tutturdu. Çizgi daha netti, ama malzeme bakımından ne yazık ki bir yenilik yoktu. Benim bir düşüm vardı, çocuklu- ğumdan bu yana: Galiyev'in ortadan kaldınlan kaynaklanna bir şekilde eri- şebilmek... Bunlan Türkçeye aktara- bilmek... Türk soluna da Türk sağına da gerçek Galiyev'i tanıtabilmek. Günlerden bir gün, bu düşümle il- gili start verildi. Hocam, Prof. Dr. Tok- tamış Ateş, doktora tez konum olarak "Sultan Galiyev ve Milli Komünizm"i onayladı.Tataristan'a gittim. Yaşayan en önemli Galiyevci ad olan Prof. Dr. BulatSultanbekovile Tataristan Dev- let Arşivi'nin yine Galiyevci yöneti- cileri ile taruştım. Sultan Galiyev hak- kında gün ışığına çıkan 1200 sayfalık belge topladım ve Rusça çevirilerini başlattım. 'Sovyet Türk Cumhuriyetieri Federasyonu' Çevirileri elden geçirdikçe, öyle şeylerle karşjlaşmaya başladım ki, tez çalışmam bitmeden, bazı bölümleri- ni sunmayı görev bildim. Sözgelimi, Sovyetler Birliği 'nin geleceği hakkın- da şöyle dıyordu Sultan Galiyev: "... Rus milliyetçüiğinin devrim iize- rindeki etkileri artmıştır. Eğerorgani- ze bir şekilde bu duruma karşı direni- şe geçümezse, bir yozlaşma ve devri- min hezimete uğraması söz konusu- dur. Bu da Sovyet egemenliğinin düş- mesi ve burjuva-monarşist rejünlerin geri gelmesi demektir... Devrimin ye- nilgiye uğramasından sonra milletîer. şu ya da bu kapitalist devletin 'man- da" yönetinıi altına düşecekler... ... Sosyalist devrim ve Rus devletçi- liği, devrimin ilk aşamasında 'fede- rasyon', ildnci aşamada ise 'Sovyet Sosyalist Cumhuriyetieri Birliği' ola- rak yapılanmayı zorunlu kümıştr... İl- yiç (Lenin),milli meseteteri 'aşmak' de- ğil, 'çözmek" gerekriğini anlıyordu... ... Sovyet egemenliği ve parti, devri- mi korumak ve kabile aşamasmdan ulus devletaşamasına gecememişolan Türk halklannın. uluslararası emper- yafizmin eline düşüp oyuncakdunımu- na gelmesini önlemek için bu halkla- nn boy özelüklerine göre bölünmesi- ne yönelik politikalannı gözden geçir- meli; uluslârarası irtica ve uluslarara- sı emperyalizme karşı tampon olarak SovyetTürk Cumhuriyetieri Federas- yonu kurularak Rusya ve Ukra>na iie eşit koşullarda Sovyeder Birliği'ne abn- malıdır..." (27 Şubat 1929, Sultan Galiyev'in Merkez Denetleme Komisyonu'nda verdiği ifadeden alıntılar...) Sultan Galiyev. So\yetler Birliği ad- lı genç devletin, devrim ihraç etme özgörevini (misyonunu) yeterince ye- rine getirip getirmediğine ilişkin tar- tışmalara da Türkiye'nin de admı ge- çirerek zehir zemberek yaklaşımlar getiriyordu: 'Hep kararsız, hep yanm yamalak kaldık' "İran'daki devrim. tümüyle mah- vedilmedi mi?_ Ankara Hareketi'ni, bu hareket doğmaya başladığında, belli bir güç ve enerji harcayarakdimize ala- maz nuydık?.. Neden yapamadık?.. Çünkü dikkat etmedilL. Hak ettigi önemi vermedik... Önemini anladığı- mız zaman ise 'kimin tarafıru tutalım' diye bocalamaya başladık. Mustafa Kemal 'i mi, Enver'i mi, Enverci solcu- lan mı?~ Neden olaylara yön vereme- dik? Çünkü biz, 1919 yılına kadar Türk komünistieri ile hiçbir şekilde ciddi olarakflgilenmedik...Kendilerini Tür- kiye'ye, en orada olmamalan gerekti- gi zaman gönderdik. Bu da onlann fe- ci ölümlerine neden oldu. Biz hiçbirfirsaükullanamadık. Tür- kiye'deki Ankara, İran'dald Küçük Han, Afganistan'daki İngiliz Karşıtı İhtilal. KuzeyAfrika'daki milli kurtu- luş hareketlerinin oluşturduklan te- mele dayanarak dünya burjuvazisine karşı organize bir mücadele verebilir- dik. Hareketlerimizde hep kararsız ve yarunyamalak kaldık!" (23 Mayıs 1923, Sultan Galiyev'in Merkez De- netleme Kurulu üyeleri ile Stalin ve Troçkj 'ye gönderdiği mektuptan) Üçüncü Dünya Devrimciliği'nin unutulmaya terk edilmiş önderi Sul- tan Galiyev, burjuvazi kavramına bu konularda kafa yoranlar için olağa- nüstü bir tanım getiriyordu, yine 1923 yılında. "Uhıslararasıburjuvazi,sadeceBa- ü Avrupa burjuvazisi değil. uluslara- rası bir birim. bir dünya ölçütüdür. Bunun yenilmesi için tüm karşıt güç- lerin -yani sadece proletananın kitle- sel istisman sonucu oluşan güçlerin degil. ulusal-sınıfsal istismar sonucun- da oluşan güçlerin de- diğerdeyişle sö- mürgeierin devrimseienerjisinin kon- santrasyonuna da ihtiyaç vanhr!" Mir Seyid Sultan Galiyev kimdi ger- çekten?.. Açığa çıktıkça büyüyeceği- ne ve 21. yüzyılda eski sömürgelerin kuzey-güney çekişmesinde çokça anımsanacağına inandığım Galiyev, şöyle anlatıyordu kendini: 'Sen kölesin 7 dediler "Gerçekten ben kimim? Komünist mi? Devrimci mi? Siyasal şantajcı mı? Maceracı mı? Provokatör mü? Karşı devrimci mi? Tüm yaşanamı kafamda canlandı- nyor ve görüyorum Id ben bir devrim- ci ve komünist olmuşum. Beni hav atin kendisi doğurmuş. Kölelik. ağır zulüm ve yüzlerce>ıhn voksulluğu doğurmuş. Ben ezilen bir haikın ezilenlerinin oğ- luyum. Evet de\Tİmciyim, ama köle bir devrimci.- O eski Fars şiirinde ol- duğu gibL Havatım boyunca özgürlüğe ka- vuşmak için can attım... Hayatım bovunca da kendimi hep köle gibi hissettim.' Sadece Ekim Devrimi'nin ilk yılla- ruıda, kendimi özgür hissedebildim. Fakat üçüncü yıldan sonra bana Biz sana güvenmiyoruz. Çünkü sen köle- sin" dediler. Ben devrimciydim...Zira köleliğin, aşağUanmanın ve yoksulluğun evladı olarak doğmuştum... Ama anladjm ki ben köle olamam. Ben devrimci olarak devam etmekve öyleölmekistiyvrum." Mir Seyid Sultan Galiyev'in fikir- leri ve mücadelesinin gün ışığına çık- masının, bu yüzyılın bitiminde, gele- cek yüzyılı karşılamaya hazırlanan v e yakın geçmişleri ile muhasebe yapan, düşünen beyinler için çok önemli bir kılavuz olacağına inanıyorum. ARADABİR BEHZAT AY Devlet Adamı Yokluğu Büyük Atatürk'ten ve inönü'den sonra işbaşı- na gelip kendilerini devlet adamıyım diye nitele- yenler, bizlereyutturamazlar. Gericiliğeyol açan Ad- nan Menderes devlet adamı rnıydı? Belleklerimiz- den çıkmayan Kemalızm karşıtı sözleri söylerken, Vatan Cephesi kurdururken, devlet radyosunda ol- madık yalanlan yayımlatırken ve hukuku çiğner- ken Inönü'nün ünlü, "Sizleri ben bile kurtara- mam..." öğüdünü dinlemediler ve devrildiler... O dönemın Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı kuyudan Inönü çıkardı... "Ben de Yazdım" adındaki anıla- rını yazarken, aklı başına geldi diye düşünüyorduk. Biz böyle düşünürken kargaları bile güldüren, "Bu kış Türkiye'ye komünizm gelecek" diye demeç vermedi mi? Onlardan sonra işbaşına gelenler, bir türlü ikti- dardan ayrılmak istemeyenler, dahası, "Iti kurda kırdıracağım ", "Bana milliyetçiler suç işliyor de- dirtemezsiniz" diyerek gençlen savaşa sürükleyen- ler, yine inönü'nün bilgece söylediği, "Insan için en önemli olay, iktidan yitirmek değil, itiban yitir- mektir" uyarısına kulak verdiler mi? Daha sonraları Cumhurbaşkanlığı katına kadar yükselmiş Nakşibendi (tarikatı hayranı) Turgut Ozal, birçok gülünç ve acı sözlerı arasında, "Be- nim memurum işini bilir" diyerek memurları rüş- vetçıliğe teşvik etmedi mi? Ve bugün devlet içine kadar sızmış rüşvetçilerın, çetecılerin bu sözden cesaretlendikleri yadsınabilir mi? Daha sonra başbakanhk makamına oturma- dan önce Necmettin Erbakan, "Kanlı mı gelece- ğiz, kansızmı" diye halka ve orduya gözdağı ver- meye kalkmadı mı? Ve de çok geçmeden kendi- si gibi şaibeli bir bayanla, yanı Tansu Çiller'le hü- kümet kurarak birbirlerini aklamadılar mı? Ve hü- kümet oldukları zaman da "11 ayda irticai etkin- liklerde bulunan, ama denetıme bağlı olmayan tam 3 bin vakıf kurdular" fCüneyt Arcayürek, Cumhuriyet gazetesi, 25 Temmuz 1997). Bugün 550 milletvekilinin 137'sinin imam-hatip çıkışlı; 810 kaymakamın 264'ünün ortaöğrenimle- rinı imam-hatip okullarında yaptığı söylenmekte- dir. Ve bugün imam-hatip çıkışlıların sayısı 1.2 mil- yondur... Kuran kurslarında 1.5 milyon çocuk oku- yor... 6 saatte bir cami yapılıyor... Adalet Bakanı Oltan Sunguriu, son yapılan yargıç ve savcılarsı- navında kazanan 890 kişiden 280'inin imam-ha- tip çıkışlı olduğunu açıkladı. (Cumhuriyet gazete- si, 21 Eylül 1997.) 1996-1997 öğretim yılında 5 bin 337 lisenin yal- nızca 19'unun tanm lisesi olması düşündürücüdür. Ülkemızde 561 imam-hatip, 454 ticaret meslek, 360 Anadolu lısesine karşın yalnızca 19 tarım meslek lisesinin bulunması acı vericidir. Hele de 492 bin 809 imam-hatip lisesi öğrencısine karşın yalnızca 2 bin 300 tarım meslek lisesinin bulunması, ağla- nacak durumumuzu yansıtmaktadır. Hele de de- ğerlendirilmesi gereken, ülkemizin boş arazileri dururken 18 bini aşkın tarım mühendisinın boşta bulunması yürek parçalayıcı bir durumdur. Bu denli çok din okulunun açılması meyveleri- ni vermektedir. Bir araştırmaya göre Islamcı pat- ronlardan 6 kişinin 100 trilyondan çok, 5 kişınin 20- 25 trilyon arası, 16 kişinin 10-20 trilyon arası, 13 kişinin 1-10 trilyon arası serveti varmış!.. Yani di- ni siyasaya araç ederek vurgunlarını vurmuşlar... Geçenlerde Cumhuriyet gazetesindeki bir ha- berde şu başlık vardı: "Gelirde ürküten uçurum." Alt başlığında da şu tümce yazılmıştı: "Türkiye'de açlık sınınnın altında yaşayanlann sayısı 10 milyonu aştı; en üst ve en alt gelir gmp- lan arasındaki fark 11 kata çıktı." Gerçekten ür- kütücü bir durum bu... Bugün faizcilik ve rantiyecilik ekonominin yüz- de 70'ini sarmıştır. Ekonomi paradan para kazan- masarmalındadır... Türkiyede ilk kez bilgisayar destekli TOeFL hazırlık kursu Son Kayıt Tarıhı: 18 Ocak İKurs Başlama Tanhı 20 Ocakl Foreign Language Center Nal Sok. No.13 ALTIYOL-KADIKÖY Tel: 347 20 92 - 347 42 23 T.C. BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜŞTEŞARLIĞI GÜMRÜiaERGENEL MÜDÜRLÜĞÜ İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ (Hukuk İşleri ve Kaçakçılık Şube Müdüriüğü'nden) Sayı:B.02.1.GLM 4.06.10.09.HIK. Konu:092 12458 (93)-18889 Bakjrköy 1. Aslıye Ceza Mahkemesı'nin Esas: 1993/901 karar: 1995/701 sayıh, 24.07.1995 günlükaran uyannca idaremıze 28.248.000.- TL para cezası ödemeye yüküm- lü Yavuz Selim Baykara kararda belırtilen adre- sınde bulunamadığın' dan mezkür para cezası tahsil edılememektedır. Teblıgata esas olacak başkaca bir adresi bilin- medığinden 7201 sayılı teblıgat kanununun 28. ve 29. maddelenne göre ilanen teblığıne karar venldı. Teblıgat yenne kaim olmak üzere tebliğ olu- nur. Basın: 1101 ECumhuriyet kitap kulübü Sergi Salonlarında OCAK AY1 PT^'-'i W FRİ (Yoğun istek üzerine) 14 Ocak Çarşamba Saat:17.00 (Cağaloğlu Sergi Salonu) FERDA EREREN ÜC DENİZ TOPLULUĞU Ûzcel (Otantik) müziğin evrensel bakış açısıyla yeniden üretilışı. Ferda Ereren'ın düzenlemelerıyle... (Giriş serbesttir) Adres: Türkocağı Cad 39/41 Cağaloğlu Tel:514 01 96 ŞARK NURHAK OY DAĞLAR GÜRLÜK İSTANBUL BAŞMÜDÜRLÜ- ĞÜ'NDEN tLANEN TEBÜGAT (Dogan ve Sevım oğ- la'1960 dogumlu Trab- zon ılı, Sürmene ılçesı, Baştimar mahıVöyu hane: 227. sayfa no: c 008 06 kütük sıra no. 27 nüfusu- na kayıtlı olup. halen Is- tanbul ili. Ümranıye ılçe- sı, Reşitpaşa Cad. mah,/ köyü. Atakent Sokak. No 42 de oturur) kaçakçılık suçundan sanık Yusuf Yanık hakkında Kadılcöy I. Aslıye Ceza Mahkeme- sı'nin E: 92/501 K: 93 '586 sayıh. 24/ 9 1993 tanhlı kesinleşmış karan geregi mahkûm olduğu 180.986.300 TLagır para cezasına aıt ödeme emn ile tüm aramalara ragmen adı geçene tebliğ ettırile- memıştır. llanen teblıg olunur. Basın. 1103 İSTANBLX GÜMRLTaERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'VDEN İLÂM.N TEBLIGAT Halil \ e Humuş o|la Gürze dofumlu Dıyarbakır ılı, Mer- kez ılçesı, Cücük mah kö\-ü hane 48 01 sayfa no- 74 kütük sıra no 58 nüfiısuna kayıtlı olup, halen Ltanbul iJi. Pendik İJ- çesı. Süreyyapaşa mah/ koyü. Cışkıne sokak, No. I 'de otu- rur kaçakçıiık suçundan sanık Ensan Tutak hakkında Istan- bul 1 Asliye Ceza Mahkemesı'nin E. 1993 427 K.: 1994 395 sa>ılı, 13 6.1994 tanhlı kesınle^mış karan gereğı mahkûm olduğu 1416 000 TL ağır para cezasına ait ödeme emn ile tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettırileme- mıştır tlanen tebliğ olunur Bastrr 1105 Avcılar'da 120 m", barbekülü. 3. kat, otoparklı, lüks, sıfır daire. 591 33 26 ATATÜRK VAKFVNDAN PANEL-ÖDÜL TÖRENÎ TARİH BOYUNCA TÜRK TOPLUMUNDA KADININ YERİ VE KADIN HAKLARI" Yöneten: Ord. Prf. Dr. REŞAT KAYNAR Oturum Başkanı: Prof. Dr. AÜ RIZA BERKEM Konuşmacılar "Islamdan önce Türk toplumunda kadının yen ve önemı - Prof. Dr. REŞAT GENÇ (Atatür* Küttür DılTanhKr Bşk.) "Islamı dönemde Turk toplumunda kadının yen ve önemı" - Prof. Dr. UMAY GUNAY (Hacetfepe Ünv Edebıyat Fak. Öğr. Uyesi) - "Meşrutryet ve Cumhunyet dönemtennde Türk toplumunda kadının yen ye önemi - Prof. Dr. AYSa ÇELİKEL (Ist. Ünv. Hukuk Fak. Dekanı) DEĞERLENDİRME. Prof Dr. BOZKURT GUVENÇ ÖDÜLTÖRENİ Sayın YEKTA GÜNGOR ÖZDENe "ATATURK VAKFI, ATATÜRK ÖDÜLU'nön verilmesi" YER Ataturk Kultür Merkezı Tanh • 17 Ocak 1998 Cumartesı Saat: 14.30 ATATÜRK VAKFI Tel: 293 26 33 - 34 Faks: 252 72 73 Adres: Istıklal Cad. No. 113/K. 3 Taksım - İST. Can dostum, kitap sevdalısı, Engin Yayınlan sahibi, HÜSEYİIV ENGİN'İ kaybettik. O'nu kitaplarla yaşaTacağız. HİKMET KOÇAK KOÇAK BASIN YAYIN TÜRKİYE BİLİlVn.ER AKADEMİSİ (TÜBA) SOSYAL BİLİMLERDE BİLİM, HİZMET VT TEŞVİK ÖDÜLLERİ 1998YILIDUYURUSU Sosyal Bilimler alanında TC uyrukJu bilim adam- lannayaptıklan seçkinçalışmalardolayısıylaheryıl TÜBA tarafından Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri verilmektedir. 1998 yılı TÜBA ödülleri ile ilgili duyuru, aday gösterme kurallan ve yöntemi tüm Rektörluklere, il- gili Dekanhklara, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür- lükleri ile ilgili kamu ve özel sektörkurum ve kuru- luşlanna gönderilmiştir. Aday göstermek için son başvuru tarihi 3 Şubat 1998"dir. Duyurulur. Sahibinden Etiler Sara> lar Beldesi Koop. 14/A Blok Satılık Daire. 520 86 53 Fulya Mehmetçik Cad. Sahibinden Satılık Daireler. 520 86 53 ZlRAAT BANKASI CAĞALOĞLU ŞUBESİ MÜDÜRÜ Sayın K. ÖNDER GÜRBÜZ'ÜN vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Gürbüz ailesinin acısını paylaşır, tüm Ziraat Bankası camiasına bas.sağlığı dileriz. CUMHLRtYET GAZETESİ VEFAT ve BAŞSAGLIGI Birliğımiz üyesi, ENGlN YAYINCILIK'ın sahibi değerli arkadaşımız HÜSEYİN ENGİN'İ genç yaşta, 12 Ocak 1998 günü elim bir trafık kazasında kaybettik. Mednuka Tann 'dan rahmet, kederli ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞt YEŞILELMA Seyahat Acentast ŞEKER BAVKAMINDA UDAPESTE 499.-T 28 Ocak - 2 Şubat 6 GÜN - 5 GECE **** OTEL THYİLE PRAG 549.-$ 28 Ocak - 1 Şubat 5 GÜN - 4 GECE **** OTEL ÇEKHAVAYOLLARIİLf Taksim: (212) 249 52 11-249 52 17LeYent {2)2) 284 21 24-284 21 23 Capitol: (216)391 51 30 Ankara: 1312} 440 56 00 PENCERE 'Model'i Değiştjrmeden Hiçbir Şey ObnaL.. • Medyada kaç köşe yazarı var?.. j Ben diyeyim 300, siz deyin 500.. Taşrayı da hesaba katınca, yazar sayısı binle ri aşıyor ve her sabah gazete köşelerinden yü*>- selen bir uğultu başlıyor; kalabalık bir kokteylsc- lonunda duvarlara çarpıp tavandan yansıyan ses- ler gibi sözcükler ve tümceler anlamlanncJan SA- nlıp kulaklan tırmalayan gürültüye dönüşüyoriar- Neyin gürültüsü bu?.. Sanki kıyamet alâmetiL Çete, enflasyon, yolsuzluk, pislik, kokuşmuş- luk, işkence, uyuşturucu, faili meçhul, rarröys. haksızlık, hukuksuzluk, tefecilik, yalan vedoiar- dan gayrı bir şey ne konuşuluyor ne de yazılıya: bütün köşeler, ağız birliği etmişler gibi, yaklaşcn kıyamet için israfil'in surunu üflüyorlar. Pislik, hr- sızlık, üçkâğıt, yolsuzluk, pariamentonun iç do- nanımını sardı, dekorasyonuna sindi, Meclis Ge- nel Kurulu'nun koltuklanna kuruldu. Eskiden kötümser yazan köşe yazarlanna "fe- lâket tellâlı" denirdi. Tellâl ne kelime!.. Şimdi kö- şe yazarı tapusuz arsada yapılmış kaçak cam- nin çarpık minaresinden gazel okuyan uçuk mû- ezzine dönüştü. Kara kaplı kitaba göre l<ryametin yaklaştığını vu- gulayan iki gösterge, bina ile zinadır. Maşallah ikisi de ibadullahL :-.- - • ' ""- ' Peki bu duruma nasıl düştük?.. ' Karayollannı kim mezbahaya çevirdi?.. Sarhoş şoförie bıçkın muavini mi?.. Yok canım... Ulaşımda seçtiğimiz model ne?.. Yük ve yol- cu taşımacılığını yüzde 95 oranında karayollan- na bağlayan biz değil miyiz?.. "Vızyon sahibi" di- ye şöhret yapan eski Başbakan Turgut Özal ne demişti: - Demiryolu komünist işidir. Türkiye "kara para" cenneti mi?.. Peki, köşe- başında serbest dövizin bakkal dükkânını açan kim?.. Rantiyecilik mi?.. Parayı tefeci faiziyle ban- kaya yatırıp "paradan para kazanma"y\ meslek edineni vergi defterinden silen hangi akl-ı ev- vel?.. Yolsuzluk, pislik, rüşvet, kokuşmuşluk nere- den kaynaklanıyor?.. Vizyon sahibi eski Başba- kan'ın aile çevresine bak!.. Mafya ile al takke ver külah gazetelere geçenler kimler?.. Hukuksuzluk mu?.. "Anayasayı bir kez delmekle birşeyolmaz" diyen kim?.. Türk parasını pula çevirip srfırlamak mı?.. Ülkede "dolarizasyon" düzenini geçerlikı- lan kim?.. • • v •• ' "/Wode/"1990'lardaoturdu. s ' 1980'li yıllarda benimsediğimiz "model" bizi bu- günkü noktaya getirdi. Sayısı gün geçtikçe artan köşe yazılannda ele alınan "neden" değildir. "Sonuç"tan yakınıyoruzi n.hi? . .baötıhıo-jllKl ,.t\Jygmiadığımtz "model'"densöz dçan yoMu Oysa bu "model"\ değiştirmeden çamurda de- belenmekten kurtulamayız, KlT'leri tö^tart yağ- ma etsek de zifos batağında kulaç atmaktan baş- ka bir işe yaramaz. Rantiyeci düzeni "ekonomik model" olarak korudukça batacağız. Özal değil miydi "Ikibuçukgazete kalacak" 6\- yen!.. Medyanın bugünkü durumunda iki buçuk paralık olan basın ahlakına kına yakmaktan baş- ka elden ne geliyor?.. Türkiye kısa sürede düzelir; ama önce şu kjrli "model"den vazgeçmekgerekiyor. SAFFET TUTUNCU "Soru dolu sessizliğinle Çok şey alıp götürüyorsun bizden Parmaklann kenetleniyor parmaklanmıza Yitiriyoruz Yaşamda değeri olan ne varsa!.. (Ulufer Şahin) Ünsal Yıldırım, Şengül-Güray Kılıç, İlbay Kahraman, Doğan Halis, Recep Bozlak, Naciye Demirel, Reyhan Önder, Hüsevin Gülseven, Hüseyin Keskin, Bülent Aktaş, AY han Yanık, Müjgan Alikâşifoğlu Nüfiıs cüzdanımı kaybettım hükümsüzdür. SUATŞAHİN Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANUĞI AĞAÇLAıNDIRMA VE EROZYO.N KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nin Yönetim Kurulu Üyesi, Üyemiz, dürüst fedakâr, dost insan, İnşaat Yüksek Mühendisi ŞADIK SÜMER'i kaybettik. Arkadaşımızm ailesine ve İnşaat Mühendisleri Topluluğuna başsağlığı dileriz. Anısını, demokrat bir ülke için Çağdaş Mühendisler mücadelesinde yaşatacağız. İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear