23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EYLÜL 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İpekçi suikastı davası • Istanbul Haber Servisi - Milliyet gazetesi eski genel yaym yönetmeni Abdi İpekçi' nin öldürûlmesi eylemıne yardımcı olduğu iddiasıyla tutuksuz olarak 20 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Oral Çelikİe ilgili davaya devam edildi. MlT'ten, olay günüyle ilgili istenen bilgi ve belgelerin Adalet Bakanlığı kanalıyla istenmemesi nedeniyle gelmedigi anlaşıldı. Duruşma, belgelerin istenmesi için ertelenirken Çelik ile beraberindeki 50 kişi hızla adliyeden uzaklaştı. Sığmmacılardan eylem • ANKARA (AA)- Türkiye'de bulunan lranlı sığınmacılar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) önünde oturma eylemi yaparak çocuklannın eğitimı için okul istediler. Sığınmacılar. 4 yıldır bulunduklan Türkiye'den üçüncü bir ülkeye gitme isteklerinin BM tarafından kabul edilmediğini anımsattılar. Türkiye'de geçici ikamet izniyle kaldıklannı belirten sığınmacılar. durumlannın belirsizliği sürdükçe çocuklannın eğtiminin de geciktiğini kaydettiler. Örten ifade verdi • İstanbul Haber Servisi - Mardin İl Jandarma Komutanı olarak görev yaparken uğradığı silahlı saldında şehit olan Albay Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden. tehdit telefonlan aldığı gerekçesiyle savcılığa yaptığı başvunı sonucu bazı isimlerin tespit edilmesi üzerine tekrar ifade verdi. Kamhi'den açıklama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- DTP İstanbul Milletvekili Cefi Kamhi, gazetemize gönderdiği yazılı açıklamada, " 16 bûrokrata tutuklama istemi" başlıklı haberde adırun geçmesinden üzüntü duyduğunu bildirdi. Kamhi. MMDS ihalesi için PTT tarafindan açılrruş olan ihaleye şirketinin katılmış olmasmın kusur veya ayıp gibi lanse edilmiş olmasını 'hayret verici' diye değerlendirdi. Kamhi açıkJamasında "Şahsen hiçbir ilgimin bulunmadığı, cumhuriyet savcılığının kararlan ile sabit olan 900'lü hatlar konusunda ise sual dahi tevcih edilmeden yayın yapılmasını da aynca yadırgadığımı belirtmeliyim" dedi. Menderes anıldı • İstanbul Haber Servisi - Eski başbakanlardan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan, ölümlerinin 36. yıldönümünde dün anıldılar. Liberal Demokrat Parti (LDP) tarafından Anıt Mezar'da düzenlenen törende Genel Başkan Besim Tibuk konuştu. Düzeltme • Gazetemizın dünkü bırinci sayfa ve devam sayfasında 'Savaş'ın incelemesi sürüyor' başlıklı haberde. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kutlu Savaş'ın yaptığı incelemelerde Susurluk kazasında bulunan silahı inceleyenlerin Adalet Bakanlığı Müfettişleri olduğu yazılmıştır. doğrusu İçişleri Bakanlığı Mülkıye Müfettişleri olacaktır. Düzeltir özür dileriz. Çiller, Sakarya'da köstebek olaymm da savunucusu olacaklannı açıkladı 'Susıırlıık'u sahipleniyoruz' BARIŞ DOSTER İLHAN UYGUN DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Susurluk olayını ve Orakoğlu'nu sahiplendiklerini belirte- rek "Çünkü güvenük güçierinin ve devletin çe- te ilan edilmesi, Türîd- ye'nin savunma refleksi- ni zayıflatıyor, miUetin bü- tünlüğünü tehdit edıyor" dedi. Cumhuriyet tarihinin en biiyük skandalını sa- hiplendiğini söyleyen Çiller, Pamukova'da CHP, ANAP ve DSP'li gençler tarafindan protes- to edildi. Çiller'e bir dar- be de pancar üreticilerin- den geldı. Şeker alım kampanyasını Çiller" in yörede bulunması nede- niyle erteleyen Adapaza- n Pancar Ekicileri Ko- operatifı yöneticileri, dü- zenledikleri basm toplan- tısında, DYP liderinin açılışa yine de gelmesi halinde kendilerinin ka- tılmayacaklannı açıkladı- lar. Sakarya'daki ziyaret- lerini sürdüren Çiller, Başbakan Mesut Yıl- maz'ın. Susurluk dava- sında tahliye edilen tbra- him Şahin'den özür dile- mesini ve göreve iade etmesini is- tedi. DYP tl Örgütü'nce öncekı akşam Sapanca'da onuruna veri- len yemekte yaptığı konuşmada, 'Susurluk' ve 'köstebek' olaylan- • DYP lideri Çiller, Sakarya'daki ziyaretleri sırasında, Susurluk ve köstebek skandallannı sahiplendi; îbrahim Şahin'den özür dilenmesini istedi, Başbakan Yılmaz'a 'hodri meydan' dedi. Pamukova'da gençler tarafından protesto edilen Çiller'in, programındaki şeker alım kampanyasına katılması, pancar ekicileri tarafından reddedildi. ANAP'lı Mumcu DYP liderini yargıyı tıkamakla suçladı 'Çiller çetenin gönüllü avukatı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu. Susurluk skandalmda yargının ttkanmasrndan DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer'i sorumlu tutarak "ÇOIer, çete saruklannın gönûllü avukab gibi davranryor" dedi. Mumcu, dün düzenlediği basın toplantısında Susurluk davasındaki son gelişmeleri değerlendirdi. Mahkemenin Susurluk'Ia ilgili vermiş olduğu ara kararlann çarpıtılarak siyasi malzeme yapılmasının hukuka saygısızlık olduğunu söyleyen Mumcu, DYP Genel Başkanı Çiller"in "çete sanıklannm gönüllü avukatı gibi davrandıgını'" kaydetti. Mumcu. "Bu tutumu mahkemenin önünûn nasıl bkandığının açık göstergesi" diye konuştu. REFAHYOL döneminde Susurluk skandahnm çözümlenmesi için gerekli belgelerin verilmediğini belirten Mumcu, Meclis açılır açılmaz milletvekili dokunulmazhklannın simrlandınlması, pişmanlık yasasının çıkanlması konusunda gerekli girişimleri yapacaklannı söyledi. Mumcu, Başbakanlık Teftiş Kunüu'nun konuyla ilgili olarak etkin bir çalışma yapmasını vaat ettiğini kaydederek Çiller'i bu konudaki yasa önerilerine destek vermeye çağırdı. Eski TURBAN Genel MüdüriL DYP Isparta Milletvekili Ömer BUgin ve RP"den aynlan Rize Milletvekili Şevki Ydmaz hakkında dokunulmazlıklann kaldınlmasına ılışkın fezlekeler olduğunu belirten Mumcu. sözlerini şöyle sürdürdü: "Sütten çıkmış ak kaşık iseler yargıdaıı kaçmasınlar. Çiller milletvekili feziekeierini başbakanlığı döneminde bir yıl gedktirdi." Mumcu, Türkiye'nin uzun bir zamandır laik- antılaık. ınanan-inanmayan şeklinde karanlık güçler tarafindan kutuplaştınlmaya çalışıldığını söyleyerek, Çiller'in ezamn Türkçeleştirileceği yönündeki açıklamalannı yalanladı. Mumcu, "Çiller provokasyon ortamı yaratmaya çahşıyor. tnançlar üzerinde siyaset yapmaktan vazgerîp Türkrye'ye verdflderi hizmetieri anlatsuılar" dedi. na değinen Çiller. şunlan söyledi: "Susurluk olayını ve Orakoğ- lu'nu sahipleniyoruz. Çünkü gü- venlik güçierinin ve devletin çete ilan edilmesi, Türidye'nin savun- ma refleksini zayıflatıyor, milktin bütünlüğünü tehdit ediyor. Bu o- lay, dış güçlerin federal pJanlannı destekler. Dünya, "Türkiye'nin doğusunda federal yapı olduğu takdirde. petrol kaynaklannı da- ha rahat kullanınz' diye düşünü- yor. Türkiye, 21. yüzyınn uyanan devidir. Bölmeye kalkarsanız, bundan dünya zarar görür." DYP Genel Başkanı Çiller. kendisini siyasete Cumhurbaşka- nı Sfileyman Demirel'in soktuğu- nu anımsatarak şimdi on- dan öğrendiklerini sa- vunduğunu söyledi. Çil- ler, Cumhurbaşkanlığı makamrnın tarafsız ol- ması gerektigine de dik- kati çekerek, bunun mü- cadelesini yapacağını be- lirtti. Tansu Çiller'in dün sa- bahki programında yer alan Adapazan Şeker Fabrikasfndaki pancar alım kampanyasının baş- latılması töreni bugüne ertelendi. Kampanyanın, Çil- ler'in törene katılmak is- temesi nedeniyle ertelen- diği öne sürülürken, Ada- pazan Pancar Ekicileri Kooperatifi yetkilileri de düzenledikleri basın top- lantısında, DYP liderinin törene gelmesi halinde, kendilerinin katılmaya- caklannı açıkladılar. Sakarya'nın Hendek, Akyazı ve Pamukova il- çelerinde de halka hitaben konuşan Çiller, iktidann seçilmediğini. atandığını öne sürdü. Çiller, 55. hü- kümetin arkasında ku- marhaneler, tekelci ser- maye ve kartelci medya olduğu iddiasını da yine- ledi. Devlete 'çete' denil- diğini savunan Çiller, "Güvenlik güçierinin moralini bozdular. İb- rahim Şahin'i çetebaşu katil ilan ettüer. Ydmaz, Şahin'den özür di- lesin ve Şahin göreve iade edilsin" dedi. TBMM'de dengeler değişiyor Refah, çözülme sürecine girdi • Yeni çalışma döneminde yeni transferler bekleniyor. Yalım Erez ve arkadaşlannın DTP'ye geçecekleri bildirildi. AYŞE SAYIN ANKARA-TBMM, 1 Ekim'de başlayacak 20. dönemin 3. yasama yılı- na, siyasi partilerin yeni transfer atağıyla girecek. RP'de, istifa eden Bursa Milletvekili Cemal Kü- lahlı'yı bazı Güneydoğu kökenli milletvekilleri- nin izlemesi beklenirken, Sanayi ve Ticaret Baka- nı Yalım Erez ve arkadaş- lannın DTP'ye geçecek- leri bildirildi. 8 yıllık te- mel eğitim yasasına kar- şı çıktıklan gerekçesiyle partiden ihraç edilen Korkut Özal ile Cemil Çiçek'in ise yeni parti kuruluşu çalışmalan için zemin yoklamaya devam ettikleri öğrenildi. TBMM'de yeni yasa- ma yılının başlamasına az bir süre kala, siyasi kulisler de hareketlen- meye başladı. Aydın Menderes eki- binde yer almasına kar- şın RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın. "öğrencisi" olarak bili- nen Külahlı'nın istifası, parride yeni çözülmele- rin ilk işareti olarak de- ğerlendirildi. Yurtdışın- da bulunan Külahh'nın ANAP'a katılacagı bildi- rilirken, Diyarbakır Mil- letvekili Haşim Haşimi ile Bitlis Milletvekili Ab- dülhaluk Mutlu'nun da RP'yi terk edeceği kulis- lerde dile getirildi. Haşi- mi ve Mutlu'nun da ANAP'la temasta oldu- ğu belirtildi. RP hakkın- da kapatılma davasının görüşülmesine az bir sü- re kala, yenilikçi kesim- de yer alan bazı milletve- killerinin partiyi terk edebileceğine dikkat çe- kiliyor. ErezDTP'yiseçti DYP'den koptuktan sonra Genel Başkan Tan- su Çiller'e bayrak açan ve partiye 'genel başkan' olarak dönme planlan yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in ise kısa vadede bu olanağı göremeyince DTP'de ka- rar kıldığı öğrenildi. I1HIIAnkara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan GüzeFin, bir konuşmasında, "Türkiye'ji cunta yönetiyor" diyerek "devletin askeri kuvveüerini alenen tah- kir ve tezyif ettiğj" gerekçesiyle, 1 yıldan 6 yüa kadar hapsi isteniyor. (AA) YDP lideri yargılanıyor ANKARA (AA) - Bir konuşmasında, "Türkiye'yi cunta yönetiyor" diyerek "devletin askeri kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif ettiği'' gerekçesiyle hakkında 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in yargılanmasına başlandı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Güzel. kimlik tespitı ve iddianamenin okunmasmın ardından söz alarak, isnat edilen suçu işlemediğini söyledi. Güzel. MGK'nin 28 Şubat 1997 tarihindeki toplantısınm ardından "muhtıra mahiyetinde'" bir bildiri yayımlanması üzerine, MGK kararlannı eleştiren bir konuşma yaptığını kaydetti. Konuşmasında orduya hakaret kastının olmadığmı ve böyle bir şeyin de düşünülemeyeceğini ifade eden Güzel, ordunun da içinde bulunduğu devlette 25 yıl görev yaptığını bildirdi. Mahkeme Başkanı Yılmaz, savcmın da talebi doğrultusunda, bant çözümlerinin yaptınhnası için sanık avukatlanna süre verilmesine ve dosyadaki diğer eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı başka bir güne bıraktı. Hükümette 'bacanak' sıkıntısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Hava Yol'la- n (THY) yönetimine, Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın ya- kınlannın atanması, hükü- metin küçük ortağı Demok- rat Türkiye Partisi'nin (DTP) tepkisine yol açtı. DTP Grup Başkanı Meh- met Köstepen. uyanlan üzerine önemli atamalar için oluşturulan 3 'lü komis- yona karşın, ANAP'ın bil- diğini okuduğuna dikkat çe- kerek "ANAP tek parti ikti- dan gibi hareket ediyor. Bu durum böyle sürerse, DTP yetkili kurullannıtoplar, ge- reğini > ı apar"dedi. Atama- larla ilgili oluşturulan 3'lü komisyonda yer alan DTP'li Devlet Bakanı Rıfat Serda- roğlu ise THY'deki atama- lann komisyon oluşumu ön- cesinde olduğuna dikkat çe- kerek "Komisyon uyum içinde çauşmaya başladı. Bundan sonra atamalara yeni düzen gelecek. İlk uy- gulama emniyet müdürleri ve valiler kararnamesinde görülecek" dedi. ANAP, Ulaştırma Bakan- lığı'ndan aynlarak özelleş- tirme kapsamında olması nedeniyle Özelleştirme lda- resi Başkanlığı bünyesine alınan THY yönetimini, ANAP'a yakın isimlerle doldurdu. POLİTtKA GUNLUGU HİKMET ÇETtNKAYA Dörtkol Çengi... Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim başla- dı... Fethullahçılann Zaman gazetesi şu başlığı atmış: "Zorunluya sorunlu açılış..." Haber şöyle devam ediyor: "Yeni öğretim yılına mevcudu 100'ü bulan sınıf- lar, açılmayan ya da öğretmensiz açılan okullarla girdik..." Sanki sorunlar sekiz yıllık kesintisiz eğitim yüzün- denortayaçıktı... Zaman gazetesi, her zaman olduğu gibi gerçek- leri saptınyor... Bir başka şeriatçı gazetenin manşetine bakıyoruz: "Kesintisiz curcuna..." Okuyoruz: "Ziller kesintisiz 8 yıl için çalıyor. Kitapyok. Yeter- li öğretmen yok. Oturacak sıra yok. Öğrenciler dün kesintisiz curcuna yaşadı..." RP'nin yayın organı Milli Gazete: "Yarasalı günler başladı..." Laikdemokratikcumhuriyetin düşmanlan 'dörtkol çengi' örneği saldırıya geçtiler. Takkeli ve takkesiz liboşlar hep bir ağızdan bağınyoriar: "Kesintisiz eğitim zırva!" Çetelerin kol gezdiği bir ülkede tüm bu haykırış- lan olağan karşılamak gerekiyor... Cuma eylemlerinin arkasındaki yasadışı şeriatçı örgütleri görmeyenler, onlara dokunmayanlar, hatta 'demokratik islam devleti' gibi zırvalaria ortalığı ka- nştıranlar mutlaka bir gün başlarını duvara vuracak- lardır... Devlet içinde örgütlü çetelerin bir kolu bugün şe- riatçı yapılanmanın içindedir. Tarikat şeyhleri ve şıh- lanyla işbirliği yapan enişte Hizbullah'tan İBDA- C'ye dek her türlü ilişkinin kilit noktasıdır... Çıkar peşinde koşanlar, Hazine alanlarını talan edenler, aynı kadronun adamlandır. Kürtçüsü, Türk- çüsü, şeriatçısı, faşisti, 'eroin kaçakçılığı'r\\n kolu- dur... Dikkat edin, bu çıkar gruplan bugün sekiz yıllık ke- sintisiz temel eğitime karşı çıkmaktadır... Aynı kadro Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı kin kus- maktadır... CIA desteğindeki 'tarikat şeyhi' ılımlı islam mode- liyle laik cumhuriyeti yıkacağına yemin etmiştir. Ör- gütlenmek istediği tek kurum, Türk Silahlı Kuvvet- leri'dir... • • • Cuma eylemlerinin arkasında Hizbullah, İBDA-C ve İslami Hareket gibi yasadışı şeriatçı örgütlerin ol- duğunu devletin istihbarat birimleri bilmiyor mu? Biliyoıi.. O zaman niçin bir soruşturma açılıp bu örgütlerin destekçileri ortaya çıkarılmıyor? Iştesorun burada!.. Cuma eyiemlerine göz yumuluyor, Başbakan Me- sut Yılmaz her yerde "Biz onlann kim olduklannı bi- liyoruz" dese bile görünmeyen bir güç şeriatçı terör örgütlerini koruyup kolluyor... Bugün Türkçüsünden Kürtçüsüne, Hizbullah'tan Refah'a, İBDA-C'den DYP'ye kadar uzanan bir ke- sim sekiz yıllık kesintisiz eğitime neden karşı çıkıyor? Sevr özlerncileri niçin bir anda birleşip laik demok- ratik bir eğitime karşı tavır alıyor? Tarikat şeyhleri ne- den bir yandan RP'ye karşı tavır koyar gibi gözüküp öte yandan demokratik eğitimi hafife almaya yöne- liyor? Başta belirttiğimiz gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde örgütîenmeleri engellediği için... Tarikat şeyhlerinin 'devleti ele geçirme' planı 2 bin yılında gerçekleşecekti. Tarikat şeyhleri o ne- denle kendi adamlannı RP, ANAP ve DYP'ye yerleş- tirmişti... Adil düzenin teorisyeni Necmettin Erbakan'ın en yakını olan tarikat şeyhinın müridi ne diyor bugün: "RP'den umduğumuzu bulamadık, yeniden orga- nize olmakzorundayız..." • • • Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emeklı Oramiral Güven Erkaya'ya Abdullah Gül'den Meral Akşe- ner'e dek RP'li ve DYP'lıler niçin tavır alıyorlar? Erkaya, 'sekiz yıllık kesintisiz eğitimin' yasama geçmesi konusu üzerinde MGK toplantılannda ıs- rarladurmuştur... Dünkü şeriatçı gazetelerin birinci sayfasındaki ha- berler dikkat çekicidir: "Erkaya da yargılansın..." Işin ilginç yanı ise Bülent Orakoğlu'nun 'şeriatçı gazetelere' verdiği demeçlerdir... Türkçüler, Kürtçüler, şeriatçılar, faşistleroyunu ku- ralına göre oynuyor... Bizim laik demokrat medyamız da bugünlerde bir- birierini yedikleri için, olup bitenleri sadece seyret- mekle yetiniyor... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(n raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 D G M d a v a l a r ı n ı n c o c u k t e r ö r i s t l e r i PoUstealınan ifadelerekolay kolaygüvenümez HALİLNEBtLER Biz, çoculdanmızı da gençlerimizi de "silahh çetenin üyesi y» da sair efra- dı ounak"la suçlayıp yargılayan bir milletin mensuplan olduk, çıktık. Mehmet oğlu, Halide Nükhet'ten ol- ma, 1975 doğumlu, Çanakkale ili, Bi- ga ilçesi Hamidiye Mahallesi nüfiısu- na kayıtlı, Ankara Üniversitesi Siyasal BilgilerFakültesi 3. sınıf ögrencisi Öz- gürTüfekçi'yi silahlı çete mensubuol- mak ve patlayıcı madde atmak suçla- nndan yargılarken Ankara Kapah Ce- zaevi'netıktık... Susurluk'ta ortaya çı- kan çetenin mensubu ya da sair efradı olan kimbilirkimlerortalıktadolaşıyor ve halen kimbilir nerelere patlayıcı maddeler atıyorlar. umursamıyoruz. ÖzgürTüfekçi'yi nasıl hapse tıktık? -Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın hazır- ladığı 7 Hazıran 1996 tarih ve 1994/54 esas sayılı iddianameye göre Özgür'ün silahlı çete mensubu olduğunu ve pat- layıcı madde attığmı kendisinin emni- yet ve sa\cılık ifadeleri. diğer sanıkla- nn emniyet ve savcıhk ifadeleri, yer gösterme tutanağı ve sanıklan eylem- lerde gösteren fotoğraflar kanıtlıyor. Yine aynı iddianameye göre Özgür, 30 Mart 1996 tarihinde Ankara'nın en iş- lek merkezlerinden biri olan Meşruti- yet Caddesi ile Dr. Mediha Eldem So- kağı'nın kesiştiği noktada, Mahir Ça- yan ve arkadaşlannın Kızıldere'de öl- dürülmelerinin yıldönünümde yapılan korsan miting sırasında yedi adet mo- lotofkokteyli atmış. (Şu an için bırakalım eylemi, kanıtı falan, iddianameye bir kez daha baka- lım. Sanıklann kimlik saptamalann- dan sonra asıl iddialann yer aldığı bö- lüm şöyle başhyor: "30 Mart 1972 ta- rihinde Kürt Halk Kurruluş Partisi Cephesi Hareketinin kurucusu ve lide- ri Mahir Çayan'ın Kızıldere'de güv«n- lik kuvvetieriyle giriştiği çaoşmada ölü ele geçirilmesini protesto etmek_" Ta- mam... Daha ne konuşulabilir? Adam anlatıyor: Hazreti İsa, Dicle nehrinin sulannı kılıcıyla keserek ko- yunlanru karşıya geçirdi. diye. Bir ke- re tsa değil, Musa... Dicle'nin değil Kı- zıldeniz'in sulannı... Kılıcıyla değil, asasıyla... Koyunlannı değil halkını. Bunun neresi düzeltilebilir ki?... Şim- di iddianameye gelelim. Kürt Halk Kurtulus Partisi Cephesi değil Türkiye Ha!k Kurtulus Partisi Cephesi... Baş- ka? Eh, en temel kavramda yanhşlık varsa, iddianamede, yargılamada daha kim biliı ne yanlışlıklar vardır!..) Polis kayıtlanna göre bu eylem 30 Mart 1996 günü saat 15.00'te olmuş ve toplam 30 saniye sürmüş. Yine polis kayıtlanna göre eylemin sanıklannı teşhis eden bir tek taruk yok. Başka bir kanıt da yok. Savcılığın kanıtlan, Öz- gür'ün ve arkadaşlannın polis ve sav- cılıkta verdikleri ifadelerden ibaret. Özgür ve arkadaşlan da bu ifadeleri iş- kence. baskı ve zor altında \ erdikleri- ni söylüyorlar. Geriye ne kalıyor kanıt olarak? Hıç... Pekiyi, iddianamedeki kanıtlara bir bakalım. Bu eylemden dolayı yargıla- nan sanıklardan Aşkm Doğan, olay gü- nü saat 11.00de Özgür Tüfekçı, Bülent Karakaş, Metin Murat Kalyoncugil ile Batı Sineması önünde buluştuklannı söyiüyor. Özgür'ün poliste verdiği ifa- deye göre aynı gün aynı saatte aynı ki- şilerle Kavaklıdere Sineması önünde buluştuklarmı belirtiyor. Metin Murat Kalyoncugil, yine polis ifadesinde ay- nı gün. aynı saatte bu kez bir başkasry- la, Hakan Diyarbekiroğlu ile Batı Si- neması önünde buluşup Tunalı Hil- mi'de bir pastaneye gittiklerini ve bu- rada Bülent Karakaş ile buluştuklannı anlatıyor. Yine sanıklardan Belgin Cen- giz, polis ifadesinde, aynı gün. aynı sa- atte Batı Sineması önünde Yekbun Uzun'la buluştuğunu belirtmiş. Aynı ifadeye göre Belgin Cengiz bu kez sa- at 14.00'te birkez de Megapol Sinema- sı önünde Bülent Karakaş'la buluşu- yor. Bu eylemin sanıklanndan Yekbun Uzun, polise Belgin Cengiz'le saat 12.00'de Akün Sineması önünde bu- luştuğunu söyiüyor. Sanıklardan Halise Karaaslan, olay günü sanıklardan Mehmet Karaman ve Nurdan Ba>r şahan ile Kızılay'da Tif- fany mağazası önünde buluşuyor. Ama Mehmet Kahraman'ın ifadesine göre Halise Karaaslan'la Batı Sineması önünde buluşuyor. Nurdan Bayşahan'ın sanıklardan bi- ri olduğunu artık biliyoruz. Nurdan, polise Batı Sineması önünde Aşkın Doğan'la buluştuğunu söylüyor. Oysa Aşkın Doğan'ın ifadesinde, Batı Sine- ması önünde buluştuğu kişiler arasın- da Nurdan'ın adı geçmiyor. Özgür'ün ifadesine göre Aşkın Doğan aynı saat- te zaten Batı Sineması önünde değil, Kavaklıdere Sineması önündedir ve Nurdan burada da yoktur. Birdakika!... Neoluyor?... Kim, ne- rede, kiminle, saat kaçta buluşuyor? Buluşuyor mu, buluşmuyor mu? Buluşuyorsa (ki polisin yazdığı ifa- deler buluştuğunu söylüyor) bunu na- sıl becerebiliyor? Bir kişi aynı anda i- ki yerde birden olabibneyi nasıl bece- rebiliyor? Ya da ben oradaydım diyen bir insan. bir-iki sayfa ifadeyle nasıl ortadan kaldınlabiliyor? Anlamak mümkün değil? Aslında mümkün. Nasıl mümkün? Şöyle... Türkiyede siyasal suç kavramı oldu- ğu ve demokrasinin bütün kurumlany- laoturmadığı sürece, poüstealınan ifa- delere kolay kolay güvenilmez. Onun yenne savcıya güvenilir. Savcı, yargı- nın bir unsurudur ve yargı bağımsızdır. Adhyenin kapısından girdiğiniz zaman artık polis tehdidi bitmiş demektir. Savcıya her şeyi en açık biçimde anla- tabilirsiniz. O kadar da basit değil. Bizim çocuk- lann olayına gelelim. Terörle Mücade- le Şubesi. çocuklan gözaltına alıyor. Sorguluyor. Ifadeler yazılıyor, imzala- nıyor. Artık sıra savcıda. Ama o ne? Sa- ruİdar savcılığa götürüleceğine, savcı emniyetmüdürlügûne geliyor. Neden? Bilinmiyor. Gerçi savcı her yerde ifa- de alabilir. Ama işkencelerin yapıldığı polis merkezlerinde bu ifadeden ne ka- dar verirn alır, o ayn. Her neyse. Sav- cı polis merkezine geliyor. Çocuklar savcının karşısına çıkanlıyor. Savcı ço- cuklann kim olduğunu biliyor ama ço- cuklar savcının kim olduğunu bilmi- yorlar. Karşılannabiri geçıyor, "anlat" deyip ifade almaya başlıyor. Pardon a- ma çocuklar falcı mı? Savcı kendisini tanıtmazsa çocuklar nasıl onun savcı olduğunu bilip, ona güvenip nasıl onun güvencesine sığınacaklar? Nasıl her şeyi açık açık anlatacaklar? O zaman da tek çareleri kalıyor, po- lise söylediklerini söylüyorlar savcıya da. Bunun adı da savcıhk ifadesi olu- yor. Bir sonı? Savcı ne zaman ifade alır. Bir yanıt: İsterse işe hiç polis ka- nşamaz. sanıklar yakalandıklannda ifadeyi doğrudan kendisi alır. Bunu yapmazsa, ilk ifadeyi polis alır, bütün kanıtlan toplar ve sanıklan savcıya gönderir. Bunun anlamı. sanıklann ar- tık poliste bir işleri kalmadı demektir. Şimdi, DGM savcısı Emniyet Müdür- lüğü'ne gidip ifadelerini alıyor ve An- kara DGM'deki çalışma odasına dönü- yor. Çocuklar ne oluyor? Tekrar Terör- le Mücadele Şubesi'nin hücrelerine dönüyorlar. Aradan beş gün geçiyor ve çocuklar tutuklanıyorlar. tyi ama o za- man savcı neden beş gün önce gidip ifade alıyor? O zaman yargı güvence- si nerede kalıyor? Bunun adı nasıl sav- cıhk ifadesi olabiliyor? Biz Özgür'ü işte bu tür ifadelere da- yanarak içeri tıkıyoruz. Bitti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear