19 Mayıs 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 EYLUL 1997 PA2AR CUMHURİYET SAYKA HABERLER PiPinçlik Ussü Genelkunmay'a • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin yönetimindeki Pinnçlik Dmlenme Üssü, 30Eylül"deTürk Genelkurmay Başkanlığı'na devTediliyor. Harb-îş Dıyarbakır Şube Bas.kanı Mehmet Durmuş, üsse7. Kolordu KomutanlığTnın yerleştirileceğini söyledi. 7. Kolordu Komutanlığı'na bağlı birlikJerin üs'te görev almasının ardından Amerikalılar tarafindan işlenne son verilen 270 Türk işçısınden 80'ınin de yenıden işe alınacağı belırtildi. Kışkırtıcı imam tutukjandı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Cuma hutbesinde halkı 8 yıllık eğitıme karşı sokağa dökülrneye çağırdığı belırtilen imam Orhan Hazır, gözaltına alındıktan sonra nöbetçi mahkemece tutuklandı. Yurttaşlar gü\enlikgüçlerine başvurarak Site Camısi'nde imam Orhan Hazır'ın yaptığı konuşmada. "Bu işler Istanbul'da 3-5 bin kişiyle olmaz. On milyonlarca toplanırsak o zaman galip gelebilıriz" dıye İconuştuğunu belirterek şikâyetçi oldular. "Halkı suç işlemeye teşvik" suçlamasıyla gözaltına alınan Hazır, tutuklanarak Buca Cezaevi'ne konuldu. İşçi kıyımma tepki • RİZE (Cumhuriyet)- Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nde (Çay-Kur) çalışan 71 işçinin, iş akıtlennin askıya alınmasına Tek Gıda-tş Sendikası Rize Bölge Şubesi'nden tepki geldi. Sendika Başkanı Ismail Topçu, sıyasilerin işçiler üzerinde politik oyun ojTiadıklannı vurguladı. Uygulama için Çay- Kur 'un tasarruf gerekçesinı uydurma bulan Topçu. aynca kurumun uzman kadrosu adı altında bazı kişilere nıaaş ödediğini, görevinden alınmış iki eskı genel müdür ile 15 genel müdür yardımcısına da ekstradan tnaaş odendiğine dikkat çekti. Seval Tüpkeş'in iddiası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'nin kurucusu Alpaslan Türkeş'in eşi Seval Türkeş, kendisine ve evliliğine yönelik suçlamalann "yakınlanndan yapıldığını" açıkladı. Kimseye verecek hesabının bulunmadıgını söyleyen Türkeş, "îftira kampanyasını açanlar daha başka şeylere de cesaret edebilecekler. Bunu hangi menfaatler karşılığmda ne içın yaptıklan v e kimler olduklan tarafimdan tespit edilmiştir. Zamanı ve yeri gelince açıklanacaktır" dedi. Öymen Irak'a gidiyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Onur Öymen, siyasi istişarelerde bulunmak üzere yann Irak'a gidecek. Dışişleri fcakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Irak Dışişleri Bakanlıgı Kıdemli Müsteşan Saad El Faysal'ın geçen mart ayında Türkiye'yi zıyaret ettiği ve siyasi istişarelerde bulunduğu anımsatıldı. Açıklamada, Öymen'in Bağdat'ta yapacağı temaslarda. ikili ve bölgesel ilişkilerin ele alınacağı bildirildi. Menderes'in basın toplantısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'nın sözcüsü Genel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes RP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, hükümetin ekonomi politikasını eleştirirken, "Orta solundaki halkçı Ecevit'in duyarlılığı ancak kendi arabasının markasıyla sınırlanacak kadar gerilemiş" dedi. Hükümetin Güneydoğu çalışmalan topraktaki 'feodal' dağılımı ortaya çıkardı Toprağm yüzde 3O'u ağanın EMİNEKAPLAN ANKARA-55. hüküme- tin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne "teşvik paketi' 7 için yaptığı çalış- malarda, bölgedeki çiftçile- rin yüzde 40'ının topraksız olduğu saptandı. Arazilerin yüzde 30'u toprak ağalan- nın elinde bulunurken, köy- lerde topraksız çiftçi oranı yüzde 85'e kadar ulaşıyor. Teşvik paketini 16Eylül'de Siirt'te açıklayacak olan hü- kümet, işletmelere verilen elektrikte yapılacak indirim oranını yüzde 30 olarak be- lirledi. Hükümet, 16 Eylül günü Siirt'te yapılacak GAP Yüksek Kurulu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Illeri Koordinasyon Kurulu top- lantılanna teşvik paketi ile gidiyor. Elektrik indirimi- nin yanı sıra belirli sayının üstünde işçi çahştıran işlet- melerce elde edilen kazanç- lar üzerinden üç yıl süresin- ce gelir ve kurumlar vergi- si alınmayacak. Aynı işlet- melere 7 yıl boyunca da vergi indirimi sağlanacak. Işverenin SSK primi belli bir süre devletçe ödenecek. Kurulacak istihdam yaratı- cı işletmelere bedelsiz arsa sağlanacak. Kız öğrenciler için yatılı ilkoğretim okul- lan açılacak. Yatılı ilkoğre- tim bölge okullanndaki öğ- rencilerin tüm giderleri devletçe karşılanacak. 2000 yılına kadar yapılacak 250 yatılı ilkoğretim bölge oku- lunun büyük bölümü bölge illerinde hizmete girecek. tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın anahtar teslimi yapacağı en az 150 yatılı il- koğretim okulu bölgede ya- pılacak. Köy envanter etütlerine göre bölge nüfusunun yüz- de 56'sı 8 il, 70 ilçe, 82 ka- saba olmak üzere toplam 160; yüzde 44'ü de 3 bin 923 köy ve 4 bin 840 alt köy olmak üzere toplam 8 bin 763 yerleşim yerinde yaşı- yor. Tanm topraklannın ai- leler arasındaki dağılımın- da büyük dengesizlik yaşa- nırken, kırsal yerleşim yer- lerinde çiftçilerin yüzde 40'ının toprağı bulunmu- yor. Diyarbakır'da bu oran yüzde 45'e çıkarken, köy- İerde topraksız olan çiftçile- rin oranı yüzde 85'e ulaşı- yor. Toprak, ağalann Tanm topraklannın yüz- de 30'u toprak sahiplerinin yüzde 5.4'ünü oluşturan ağalann elindebulunurken, 50 dönümden az olan işlet- melerin oranı yüzde 46.4, 100 dönümden küçük işlet- melerin oranı yüzde 65.8 olarak belirlendi. Topraksız çiftçilerin yüzde 27'si or- takçılık yaparak, yüzde 9'u da toprak kiralama yoluyla geçimini sağlayabiliyor. Toprak ağalannın duru- munda 1980 sonrasında ba- zı değişikliklerin olduğuna dikkat çekildi. 1967 verile- rine göre bir kişinin elinde bulunan köy oranı Şanlıur- fa'da yüzde 19, Gazian- tep'te yüzde 17, Mardin'de yüzde 13, Diyarbakır'da yüzde 11. Siirt'te yüzde 7, Adıyaman'da yüzde 1 o- larak belirlendi. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART Kadm vekil bunalımı AYŞE SAYEV ANKARA - Ülkelerin parlamenter düzeyde çağnlı olduğu Malezya'da geçen yıl yapılan "Kaduı Konferansı"na, kadın mıllenekili olmaması nedeniyle Hanımlar Komisyonu üyelerini göndererek siyasi skandala yol açan RP, yeniden benzer bir bunalımla karşılaştı. TBMM Başkanhğı'nın, 25-28 Eylül tarihleri arasında Helsinki'de yapılacak "Kadın KonferansTna siyasi partilerin birer kadın üye görevlendirmesi yönündeki karanna RP'liler, "Bu karanlan bizim haberimiz yok. Kadmlan bir erkek de temsil edebilir" diyerek tepkı gösterdiler. TBMM'de kadın milletvekili bulunmayan tek siyasi parti grubu olan RP, kadınlara ilişkin uluslararası toplantılarda temsil olanağı bulamıyor. RP'liler, kadın konferanslannda, erkekJerin de kadınlan temsil edeceğini savunurken, TBMM Başkanlığı, bu tür çağnlarda RP'yı devre dışı bırakıyor. Bu konuda son örnek, Helsinki'de yapılacak Kadın Konferansf nda yaşandı. 'Çoğulculuk ÖDP'yi zenginleştirdi' ÖDP Istanbul îl Kongresi'nde îl Başkanı Mehmet Atay üzerinde uzlaşılırken yönetim kurulu üyeliklerinde gruplann eşit temsili için benimsenen formül yaşama geçiriliyor tstanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Dayaruşma Partisi'nin (ÖDP) önceki gün başlayan ts- tanbul II Kongresi, bugün Zey- tinburnu Spor Salonu'nda sona erecek. Parti tabanının tümünün iradesinin yönetime yansıtılma- ya çalışıldığı ÖDP il kongresin- de, İl Başkanı MehmetAtay üze- rinde uzlaşma sağlandı. Yönetim kadrolannın belir- lenmesinde çoğulculuk ilkesinin benimsendiği ÖDP'nin Istanbul II Yönetim Kunılu'nda, beş ayn grubun temsil edilebilmesi sağ- lanacak. Ozgûrifikçfl sol Geniş Açı, Sosyalist Emek lnisiyatifi, Birleşik Emek înisi- yatifı, Kurtuluş Inisiyatifı ve Öz- gürlükçü Sol Inisiyatif adlı grup- lar. üzerinde uzlaşılan yönteme göre 18 kişilik il yönetim kuru- lu için kendi tercihleri olan 10 ya da 12 kişilik listelerini hazır- layacaklar. Geri kalan 6 veya 8 kişiyi de diğer gruplann hazırla- dığı isimlerden seçecekler. Alı- nan bilgiye göre 253 kişilik il de- legeleri de yine adı geçen grup- lann hazırladığı 170 kişilik liste- den seçilirken geri kalan 83 kişi de diğer gruplann listelerindeki isimlerle tamamlanacak. Böyle- ce sayısal olarak çoğunlukta olan gruplann, yönetimde de çoğun- lukta olmasının ve diğer grupla- nn aleyhine ağırlık kazanması- nın önüne geçilmesi hedefleni- yor. ÖDP Istanbul tl Başkanı Mehmet Atay, bu yöntenıle par- ti içinde çoğulculuğu yaşama ge- çirdiklerini söyledi. Oy aynm ve sayım işlemlerinin bilgisayarlı optik okuyucularla yapılacağını belirten Atay, bu yöntemin bir siyasi parti tarafindan ilk kez uy- gulandığını belirtti. Partisinin Istanbul II Kongre- si'nde konuşan ÖDP Genel Baş- kanı Ufuk Uras, çeşitlilik içinde solun birliğini, gruplar arası olumlu rekabetin dinamiği ile sağlamaya çalıştıklannı belirte- rek Temel dinamik olarak birey hukukuna dayalu halkın somut sorunlanna somut yanıtjar üret- meyihedefledik" dedi. ÖDP'nin başlattığı, çoğulcu, çoksesli par- ti projesinin kökleştiğini ifade e- den Uras, dünyada da monolitik lider sultasına dayalı tek bir sol parti kalmadığını söyledi. Bu yaklaşımı dünya solu açısından da önemli gördüklerini kayde- den Uras, "Her biıiik, aym za- manda bir aynşma anlamına ge- lir. Herkesin eşit olduğu, azınlığa düşmediği bir yapı ÖDP'yi zen- güüeştirmiştir T ' diye konuştu. DSP'li Eğitim Bakanı Uluğbay, sosyal demokrat bürokratı görevden aldı DSP solcu kıyımını sürdürüyorŞANLIURFA (Cıımhuriyet) -Milli Eğitim Bakanı HikmetLluğbay, "Atatürkçû"ürfa Milli Eğitim Müdürü Reşat Hervaa'dan sonra eski CHP'li belediye meclisi üyesi olan Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Kıbç'ı da görevden aldı. Urfa'daki görevden almalar "sofcu kıyımı" olarak nitelendirildi. ANASOL-D hükümetinde Milli Eğitim Bakanlıgı'nın DSP'li Hikmet Uluğbay'm sorumluluğuna verilmesiyle toplumda başgösteren umut, Şanlıurfa'da hüsrana dönüştü. Tarikatlann üs haline getirdiği Milli Egİtim Müdürlüğü'ne Atatürkçü kimliği ile tanınan Reşat Helvacı'yı getirdikten 20 gün sonra "gerekçesiz" görevden alarak yerine Bolu ilkoğretim müfettişlerinden Halit .Vdzoğlu nu atayan bakanlık, demokrat yapılı müdür yardımcısı Hüseyin Kılıç'ı da bu görevinden alarak Karaköprü îlköğretim Okulu'na öğreönen olarak atadı. Tepkiyte karşdandı Urfa Milli Eğitim Müdürlüğü'nde -tarikatçı" olduklan bîlinen Sabahattin Sancar, Mehmet Gürbüzer ile Halil Osmanoğlu gibi müdür yardımcısı ve şube müdurleri dururken "sofcu" Hüseyin Kılıç'm görevden almması tepkiyîe karşüandı. Şanlıurfa'da özürlüler için Eğitim ve Uygulama Okulu'nun açılmasını sağlayan. öğretmenlerle kurduğû iyi ilişkilerle dikkat çeken ve bir dönem belediye meclisi üyeliği de yapmış olan Hüseyin Kıhç'ın görevden almmasını kınayan demokrat çevreler, DSP'yi solcu kıyımı yaparak tarikatlann ekmeğine yağ sürmekle suçladılar. Eski Milli Eğitim Müdürü Öner Ergcnç'in kurumda örgütlediği ve çoğunluğunu tarikatcılann olusturduğu yöneticiler, kentte 500'ü aşbn öğretmen ile yüzlerce ilkokul öğrencismin türbanla derslere girmesini sağlamakla gündeme gelmişlerdi. IRMIKI AYDIN ENGtN (Perşembe günkü yazı bit- memiş, "devamı yann "olmuş- tu. Gel gör ki bir önceki günün devamı niteliğindeki Tırmık, benim bilgisayardan çıktı da gazetenin bilgisayannda kay- boldu. Arayıp bulduk ama ara- dan biri boş iki gün geçti. İki günden dolu olanı ise ÖDP Is- tanbul İl Kongresi'ne aynldı. Okuyucunun ferasetine sığı- nıp, kaldığımızyerden pişkince devam etmekten başka çare yok. İlk, lotocular fark etti. Artık her loto kolonunda 10 bin lira "sekizyılzammı" ödeniyor. Ra- kıcılar, cigara tiryakileri zaten zamma alışıklar. O yüzden Tekel ürünlerine gelen son zammın içindeki "sekiz yıl farkı"mr\ farkında bi- le olmadılar. Uluscak ve elbirli- ği ile Refah'ın yükselişini önle- mek, kadro kaynağını kurut- mak ve laikliği güvenceye al- mak için pamuk ellerimizi cebe atıyoruz. Atmayanlara attınyo- ruz. Az buz değil, sekiz yıllık ke- sintisiz eğitimin yıllık maliyeti Her Üç Liranm îkisi... 400 trilyon lira. Devletin ola- naklan bu kadar parayı eğiti- me ayırmaya yetmiyor. Zaten devletin memur maaşlarını ödemeye bile güç yetiremedi- ği aylar oluyor. Devletin parası yok. Peki devletin neden parası yok? Bir soru daha: Devletin ne zaman parası olacak? Son sorunun yanıtından başlayalım: Devletin -bu gidiş- le- hiç parası olmayacak. Şimdi bir kez daha ilk soru: Devletin neden parası yok? Bu soruyu bu yalınlıkta As- lan Başer Kafaoğlu'na sor- dum. Aynı yalınlıkta yanıtladı: - Bu devlet aldığı herüç lira- lık verginin iki lirasını alacaklı- lara faiz olarak ödemekteyse o devletin parası olmaz. Bu böy- le gittikçe o devletin ileride de hiç parası olmaz. Demek devlet borçlu. Hem de gırtlağa kadar borçlu. Bu kadar borçlandığına göre de- mek devlet çok savurgan (müsrif). Tutumlu olması, zo- runlu olmayan harcamalan kıs- ması gerek. Aslan Başer Ağabeyim göz- lüklerinin üstünden kötü kötü baktı: - Ne gibi? Gazete okuyor, televizyon dinliyoruz ya, başladık sayma- ya: - Şu Mercedes otomobil tut- kusu örneğin. Lüks arabalan kıssınlar. - Kıstılar zaten. Baksana Ecevit Kartal marka biraraba- yı makam arabası yaptı. - Yani iyi yaptı. - Hayır, eğer bizimle dalga geçmiyorsa kendinikandınyor. - Nasıl yani? Başladı anlatmaya: - Bak, bugün bankalarbiryıl- lık mevduata, yani yurttaşlann tasamıflanna yüzde 80 faiz ve- riyor. Gün geliyor faiz artıyor yüzde 110 'a kadar filan çıkıyor. Bankalar bizlerden topladıkla- n bu paralan ne yapıyorlar? - Banka ne yapar, küçük ya da büyük tasarruflardan topla- dıklannı sanayiciyeyatınm kre- disi, tüccara ihracatya da itha- lat kredisi olarak verir. Aradaki küçük farktan da banka kaza- nır. Tınmadı bile. Güldü üstelik: - Osenin dediğin ekonomiel kitaplannda yazıyor. Bizde bankalar yüzde 80, bilemedin yüzde lOOfaizle topladıklan ta- sarruflaha devlete yüzde 120 hattayüzde 140 faizle borç ve- riyor. Devlet aldığı borçla (gü- ya) işlerini döndürüyor. Topla- dığı verginin herüç lirasının iki- sini borcunu ödemek üzere bankalara veriyor. Yetmiyor, bankalardan yeniden borç alı- yor. Saadetzinciri böyle sürüp gidiyor. - Peki Güneydoğu 'daki şu kiıii savaş için yapılan harca- malar... - Savaş kirli, doğru. Silahlı silahsız, asker sivil yurttaşlan- mız ölüyor. Çokyazık. Ama sa- vaş için harcanan para, tefeci bankalara aktanlan paranın sa- dece üçte biri. Hükümet ban- kalara aktardığı kaynaklan bir puan düşürse 60 trilyon lira ka- zanır. On puanlık bir indirim- den 400 trilyon elde edilir ve bu sekiz yıllık kesintisiz eğiti- min bir yıllık giderini karşılar. Devlet, kazançlarını vergilen- diremediği büyük şirketlere, bankalara kucak dolusu para aktarmaya devam ettiği süre- ce bu kanama durmaz. Yurt- taş, yüzde 80 faizle bankalara yatırdığı paralannı, aynı banka- lannyüzde 140'lara varan faiz- le devlete borç venp akıl almaz kâhar elde ettiğini fark etmez; üstelik bir avuç vurguncunun yüksek yaşam düzeyine bakıp kalkmdık sanır... ••• Şu Aslan Başer Kafaoğlu'yla ne zaman sohbet etsem içimi (kapkara) bir sıkıntı basar. Ta- aa, onu tanıdığım 1971 yılın- dan beri bu böyle. Bir daha onunla konuşma- yacağım... POLİTtKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Acı Aşk... Sonbahar şafağında uzanıyor ellerin gölge yığjnlarının üzerine... Ölü suların durgun yüzünde bir sevda sona eriyor kimseler farkına varmadan... Oysa o milyonlarca istiridye avcısı gibi süt- beyaz bir sevdanın diplerinden bulup çıkarmış- tı onu... Ayrılıklar bilmiş, acılar yaşamıştı... Ama hüznün akşamında bitmişti her şey... Kötü geçen bir güzü ve umutsuz bir aşkı an- latan, rüzgârla savrulan kâğrt parçalanna yazıl- mış bildiriler gibiydi o son mektup... Şöyle demişti: "Sen bu şiiri okurken belki ben bir başka şe- hirde ölürüm..." Son telefon konuşmasında şöyle seslenmişti: "Sen biraçmazın içindesin..." Sonbahar, aynlıklar mevsimiydi... O gece Behçet Aysan'ın dizelerinde aradı sevdayı, Henri De Regnier ve Arthur Rimba- ud'yla buluştu deniz kıyısında... Martılarla konuştu, sarhoş gemicilerle kafa- yı çekti... Âhşap evlerin balkonlanndan kadınlar ba- kıyorduona... Hiç aldırış etmedi, yürüyüp geçti o dar sokak- lardan... Avazı çıktığı kadar bağırdı: "Sevdiysek böyle büyük Böyle hüzünlü böyle sevinçli Senin gözlerini sevdik." Kimse duymuyordu onu... İçinde sıkıntı giderek büyüyor, bedeni alev atev yanan mavi gözlü bir kadının çocuksu yüzün- den güç almaya çalışıyordu... Hiç duymadığı bir sesle irkildi... Odanın içindeki gölgeler çoğalmaya başla- dı... Ses giderek yükseliyordu: "çıkann rüzgânn kelepçesini size soracak yıldızlar dağlar koşacak denize doğru günler ise özgürlüğe doğru çıkarın rüzgânn kelepçesini." Bir aşk bitmiş, yenisi başlamıştı... Siyah gözlü kadının yerini şimdi mavi gözlü kadın almıştı... Ama o, kulaklarını sağır eden sesten irkiliyor- du: "Çıkann sözün ağzından kilidi size soracak sonrageleceğiniz evlere giden kanlı giysilerie baharda açan kardeşim gelincik çıkann sözün ağzından kilidi." Gölgeler hınzırca gülümsüyordu silahlarını doğrultarak... Gökyüzünün uçsuz bucaksız denizi durulmuş- tu? Güllere değecek miydi kuşların kanadı? Zincir- lerimizle, yaralarımızla ırmaklar geçilecek fırtına- terdinecek miydi? f - O gece hep bunları düşündü...' : " ' A ' M '-J ••• " " ' "' Unutulmuş bir akşamdı, solmuş çiçekler ara- sında siyah bir su yürürdü. Gülümserdi bize ha- yat ince tüller arasında... Yitik adreslere mi benzerdi ölüm, yanık otlar gi- bi? Bir kaçış sence avuntunun görünmeyen yü- zü müydü hiç haber vermeden?.. Bak, bir sonbahar şafağı bu, ardından masma- vi pazar günü... Artık yıldızlar da çekilmiş yuvalarına, kırlangıç- lar kanat çırpmıyor havada, o adam konuşmu- yor deniz kıyısında martılarla... Onun başının üzerinde mazgallarda nöbet- çilerin ayak sesleri yok... Gölgesinde gölgelenmiş güneşin, umudun öl- dürülüşünü de seyretmiyor artık... Haydi ses ver, sulann yelesini bırak aksın, söz ver! Gölgeler hınzırca gülümsemesin, bakmasın ahşap evlerin balkonlanndan kadınlar... Bırak haykırsın, bir sabah ağaçlara, kuşlara seslensin: "Acılara batmamış bir aşk söyle bana Yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle Bir aşk söyle sarartıp soldurmamış ama Inan ki senden artık değil yurt sevgisi de Bir aşk yok ki paydos demiş gözyaşlanna Mutlu aşk yok ki dünyada Ama şu aşk ikimizin öyle de olsa" ••• Bu bir sonbahar hüznü, bu bir sevda arayı- şı... Masmavi gözlü kadının alev alev yanan bede- ninde çocuksu bir çırpınışın resmi belki... Sütbeyaz bir sevdanın derinliklerinden yaka- lanan kadın yok artık... Geriye kalan birkaç damla gözyaşı. birfotoğ- raf, kitaplar olacak.... Yıldızsız bir gecede eski bir gramofondan ad- sız kentlerin şarkıları yükselecek... O şarkının adı 'Dönmeyecek olan şarkı' olarak uzun yıllar yazılı kalacak... "Ne kadar acı varsa bırakacağım söylenmemiş sözlerle yalan aşklan paslı zinciheri, mahpus türkülerini kara bir sis gibi çöken umutsuzluğu bir gün çekip gideceğim ben bu şehirden" E. Posta: Hikmet.CetinkayaCa raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DİNOZOR KESİNTİSİZ ZORUNLU MİZAH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear