29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-7 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul PB 29 Sınop PB 25 Edime PB 31 Samsun PB 26 Kocaeli PB 28 Trabzon 27 Çanakkale PB 30 Gıresun Izmır Y 26 32 Ankara A 28 Manısa A 34 Eskişehır Aydın A 35 Konya Denızli 35 Sıvas Zonguldak PB 28 Antalya 29 29 26 33 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A PB PB 32 30 38 39 35 36 33 28 27 Yurdun kuzey ke- simleri parçafı çok bulutlu, Doğu Kara- denız ıle Doğu Ana- < ->s '° RUPA PB 28 dolu'nun kuzeydo- Helsinkı PB 26 gususağanakyağış- stöckhölrn PB~25 fı, dıger yerter az bu- lutlu ve açık geçe- L o n d r a B 27 cek. Hava sıcaklığın- Amsterdam da önemlı bir değı- Brüksel şiklik olmayacak. 5 Rüzgâr, kuzey veba- r a n s tıyönlerdenhafifola- Bonn rak esecek. PB 27 PB 26 Y 30 PB 26 Münih PB 27 Milano Berlın Budapeşte Madrid Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina B B Y PB Y Y PB PB 2! 28 31 26 26 26 30 33 PB 29 \£i ^^;holm Moskova •Tahran Ka- ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahı.re Y A A A A A Y A 24 40 31 35 25 35 27 32 Şam 34 Parçalı bulutlu i Sıslı Bulutlu ^ Çok buluDu Yağmurtu Kart ^a.^~» Sulukar Gok güoıltülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK V Baştarafi 1. Sayfada 8 yılı bahane ederek başka hedefleri vurmaya ça- lıştığını ortaya koyuyor. RP yönetimi; ordu dayatmasıyla iktidardan ko- parıldığını her fırsatta kamuoyuna duyuruyor. "Bir dayatma" sonunda REFAHYOL'un, ortağı aracılığıyla da olsa devam edemediğini savunuyor. Bu irdelemelerin zemini ve dayanağı 8 yıl! Necmettin Erbakan'ın Çankaya'yı, hükümete ortak olan partileri suçlarken asıl hedefi TSK. Eleş- tirilerinin asıl amacı TSK. Orduya karşı yenı bir cephe oluşuyor. Bu cephede RP'nin iki "müttefiki" DYP ile BBP! H. C. Güzel'i DGM önünde kucaklıyor, öpüyor, okşuyoriar. Nedeni şu: Kıytırık bir partinin genel başkanı olan H. C. Güzel'in TSK'ye -bir vesile bu- lup- zaman zaman yüklenmesi... Güzel, kahramanlığa soyunuyor. Bu gibi kahra- manlann söylemlerinde nedense, Adnan Mende- res'i asan ip bulunuyor! Ûrnek: Güzel ve Şaibe! Ötekiler de savcılık önündeki eylemleriyle Gü- zel'in ordu karşıtı davranışını destekliyorlar. RP'deki lider çırakları ise; her vesiie ile aynı do- kundurmaları, saldırılan yapmaktan geri durmu- yorlar. Örneğin Abdullah Gülj iki gün önce 'TSK, ge- çen aylar içinde halkın da kanaati budur, politika- ya çok kanşmıştı" diyor. Allah selamet versin, Başbakanımız Yılmaz da 1 bu kanılan yargıya dönüştürmekten geri durmuyor. Amerikan gazetesi VVashington Post'a verdiği de- meçte, "askerlerin rejim bekçiliğine geri döndük- lerini" söylüyor. Daha başka irdelemeleri de RP politikasını bes- leyecek, doğrulayacak nitelikte. , 55. hükümeti "demokrasinin birzafen" diye ta- nımlayıp ilan eden bir Başbakan'ın kimi başka ger- çekleri ifade etmesi biraz tuhaf kaçmıyor mu? Zira bu demeçlerle Başbakan Yılmaz, "28 şu- batta askerlerin MGK zemininde 'siyasete girdik- lerini' kabul ediyor". Kuşkusuz "gerçekler" gizlenemiyor. Kesintisiz eğitimin bir geçmişı var. Yaklaşık iki yıl önce Milli Eğitim Şûrası, kesintisiz 8 yılı temel eği- tim olarak kabul ediyor. Hükümetler geliyor, hükümetler geçiyor. Köşk'ten hükümetlere kadar tek bir Allah'ın kulu ortaya çıkıp Eğitim Şûrası'nın aldığı karann niçin uygulamaya gırmediğini sormuyor. Atma Debreli Ne vakit ki askerler MGK'de irtica hareketlerini önleyecek 18 maddelik bir plan getiriyorlar, birden bir uyanış izleniyor. Köşk'ten ta aşağı kademele- re kadar hemen herkes "titreyip kĞridine ğetiyöf"." 8 yılın hem irticayı önleyeceğini hem de eğitimi çağdaşlık düzeyine yükselteceğini bülbüller gibi 'terennüm etmeye başlıyorlar. Öteden beri yazageldiğımiz gerçekleri son gün- 'lerde Güngör Mengi de savunuyor ve MGK'ye dek "partilerin, parlamentonun ve kurumlann, ir- ticanın devlet ve toplum içindeki tehlikeli tırmanı- şını çaresizlik ve teslimiyet içinde izlediklerini" ya- zıyor. 28 şubattan sonraki gelişmeler ve oluşmalar "malûm". Insanı şaşkına çeviren olay; 28 şubattan bu ya- na izlediğimiz gelişmeler, tartışmalar sanki Me- rih'te yaşanmış gibi. Siyasetçilerimiz o konuda su- sacak yerde, "parlamentonun, partilerin ve ku- rumlann demokratik kurallar içinde görevlerini ya- parak 'demokrasiye bir zafer' daha kazandırdıkla- nnı" gönül rahatlığı ile ilan etmeleri. Dün kesintisiz 8 yıla karşı çıkanlar -başta Mesut Yılmaz ve eğitimci arkadaşlan- bugün, bu tezi sa- vunan hükümet oluyorlar. Ama kendi kamuoyla- nnda puan yitirmemek için yasaya bir 4. madde getiriyorlar. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 4. mad- denin ya Tevhidi Tedrisat Yasası'na ya da anaya- saya uygunluğunu sağlamayı veya tümüyle yasa- dan çıkarılarak önümüzdeki zamana yeni sorun- lar katmamayı hedef alan direnişine katılmamak olanaksız. ^. Yasayı bugünü kurtarmak içın değil, yarınlan gü- ^enceye alacağımız inancıyia düzenlemek başlı- *ca bir görev. Laik cumhuriyete uygun bir numaralı ödev. Aksi savunular güven vermiyor. Tersine güvensizlik aşılıyor. OYS somıçları açıklamyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğrenci Yerleş- brmeSınavıİÖYS) sonuç- jan, Dugün açıklanacak. Türki/e Gazeteciler Cemi- yeti'nın ) ayımlayacağı "Sınaf-Sonuç" gazetesi de bugüı tüm gazete bayile- rinde satışa sunulacak. Açık Öğretim kurumlanna •yerlejtirilen öğrencılerin tam liitesi ise yann yayım- lanacık "Smav-Sonuç 2" gazettsi ıle duyurulacak. ÖS*'MBaskanıDr. Fet- hi Toter. bugün ÖSYM'- flin rrerkez bınasında saat 10.OOda düzenleyeceği ba- .sın tcolantısıyla sınav so- nuçlaina ilişkin bilgi ve- recek 22 haziranda yapı- lan •vt 647fcm921 adayın ;başvrrduğu sınavı kazanan 146 lin 114kişi, 4 yıllık progamlara kayıt yaptır- mayahak kazanacak. Bu rakarlara KKTC, Kaza- kisla \e Moldova'dakı ünivesitelenn kontenjan- lan «1 dahil. \ynca, 78 bin 154 l şi 2 yJlık program- lara., 3 bin Ö 4 kişi de özel yet&ckle öğrenci alan proggrmlara yerleştirile- cek. Öğrenci Seçme Sına- vı (ÖSS) sonuçlanna göre ögrenci alan Açık Öğretim (AÖ) programlanyla bir- likte toplam 819 bin 362 kişi, bir programa yerleşti- rilmiş olacak. Adaylar sı- nav sonuçlannı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayımlayacağı gazetenin yanı sıra Internet ve tele- fon aracılığıyla da öğrene- bilecekler. ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, sınav so- nuçlannın öğrenilebilece- ği Internet adresleri şöyle: http://oys.metu.edu.tr/, http://oys.boun.edu.tr, http:'/www.milli- yet.com.tr./oys/'index.html Adaylar aynca. 0 900 909 1000.0900 909 1010, 0 900 909 1011,0 900 910 1001, 0 900 910 1002, 0 900 910 1003, 0 900 910 1004 numaralı telefonlar- dan sınav sonuçlannı öğ- renebilecekler. ÖYS'yi kazanan tüm adaylara, ÖSYS Sonuç Belgesi, sonuçlann açık- lanmasından sonra gönde- rilmeye başlanacak. Sayuıuna inkara dayah SEBAHAT KARAKOYL'N ANKARA- RP, kapatma davasıy- la ilgili olarak Anayasa Mahkeme- si'ne verdiği savunmayı "inkâr" te- meline dayandırdı. RP savunmasm- da, Genel Başkan Necmettin Elrba- kan'ın RP Grubu"ndayaptığıu Kan- lı mı olacak. kansız mı" konuşması- nı medyanın çarpıttığı öne süriildü. RP liderinin. "geçiş uoneminin hu- zurlu oimasın isteğini dile getirdiğı bu konuşmayla ügili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın öne sür- düğü iddialann yersiz olduğu belir- tilirken; Rize Millervekili Şevld Yıl- maz ve Ankara Milletvekili Hasan Hüse>in Cejian' ın konuşmalanndan "iddianameyle haberdar olundugu" savunuldu. RP'nin ek belgeleriyle birlikte 215 sayfadan oluşan savTinmasında, ön- celikle küreselleşen dünyada demok- rasi. insan haklan ve özgürlüğün ön plana çıktığı vurgulanarak, "Faşist ve müdahaleci denemekr insanlığa saadtt geürmedi" görüşüne yer veril- di. Türkiye'nin imza koyduğu ulus- lararası sözleşmeler ve mahkeme ka- rarlannın anımsatıldığı savunmada şöyle denildi: "Çağdaş düm'ada kutsaldevletan- layışı yerine demokrasinin \e insan haklaruun ve özgürlüğün kutsalhğı anlayışı yerleştikçe siyasi partilerin kapaulmaması fıkri esas olmuş ve ol- maktadır. Totaliter rejimlerdeki ko- lektif suc yerine çağdaş ülkelerde su- çun şahsiligi prensibinin yerleşmesi de siyasi partilerin kapaulmaması te- mel esasını pekiştirmiştir. Bu çağda; geiişmelere paralel olarak Türkiye- mizde 50 \ildan beri demokrasimiz çeşiüi mernalelerden geçerek bu çağ- daş noktaya ulaylmışnr. 1986 yılmda Siyasi Partiler Kanunu'nda ve 1995 yıtanda ana\asada yapılan değişiklik- ler de bu doğrulhıdadır." Erbakan'ın ıddianamede yer veri- len konuşmalanyla ilgili olarak ay- nntılı bir savımma yapılırken, RP li- derinin uzun süre tartışılan "kanta mı olacak kansız mı" şeklindeki grup konuşması hakkında şu görüşler öne sürüldü: "Bu konuşma çarpıülmıştır, asıl gayesinden saptınlmıştır. Bir kısıra medya metni değiştirmi^tir. Konuş- ma incelendiğinde asıl maksadın ne olduğu görülecektir. Yapılan yorum- larla bir ilişkisi bulunmamaktadır. Haksız bir isnat söz konusudur. Er- bakan'ın geçiş döneminin huzurlu ol- masını isteyen grup konuşmasıyla il- gili olarak başsavcuun ileri sürdüğü iddialar yersizdir. Sıvas Çermik ko- nuşmasuun ise hiçbir dayanağı yok- tur. Bu konuşma kesinlikle yapılma- ıruşür." 'Haberimiz yok' RP'nin savunmasında milletvekil- leriyle ilgili olarak yöneltilen iddi- alara ise şu yanıt verildi: - Şevki Yılmaz: Şevki Yılmaz'ın konuşmayı yaptığı yıllarda RP ile bir bağı bulunmamaktadır. Bu tarihler- de adı geçen kişi RP'nin üyesi değil- dir. 27 Mart 1994'te Rize Belediye Başkanı seçilerek RP üyesi olmuştur. tleri sürülen konuşmanın ise nerede, ne zaman ve ne münasebetle yapıl- dığı belli değıldir. Delil olma niteli- ği yoktur. Delil olarak video bantlar sunul- muştur. Böyle bir konuşma yapılmış mıdır, şayet yapılmışsa nerede, ne zaman, hangi tarihte yapılmıştır? Bu video bantlar hangi yollarla elde edilmiştir, sağlıklı mıdır, üzerinde oynama, montaj var mıdır? Konuş- malar hakikaten adı geçene mi aittir? Yılmaz'a böyle bir konuşma yapıp yapmadığı sorulmamıştır. Adı geçe- nin partiyi temsil yetkisi bulunmadı- ğı gibi partinin kurul ve organlann- da da görevi yoktur. Yapıldığı ıddia edilen konuşmalardan partimizin ha- beri olmamıştır. partimiz bunlan id- dianame ile öğrenmiştir. Adı geçenin parti üyesiyken söz ve düşüncelerin- de eğer yasalara aykın bir durum varsa Siyasi Partiler Yasası madde- lerinin ışletilmesi gerekirdi. Adı ge- çen milletvekili 20.6.1997 tarihinde partimizden ihraç edilmiştir. - Hasan Hüseyin Ceylan: Izaf edi- len konuşmayla ilgili olarak ortada banttan başka bir şey yoktur. Bu ko- nuşmalar nerede ve ne zaman yapıl- mıştır, kim tarafından kaydedilmiş- tır? Yapıldığı iddia edilen konuşma- dan partimizin haberi iddianame ile olmuştur. Adı geçenin partiyi temsil yetkisi yoktur. Ceylan'ın konuşmalanmn yer al- dığı kasetlerin çoğaltılarak RP teşki- latlanna dağıtıldığı iddıası dogru de- ğildir. Partimizin böyle bir çalışma- sı yoktur. Video bantlann çoğaltıl- ması zor bir olay değildir. Ticari amaçla bu tip çalışma yapanlar ola- bilir. -1. Halil Çelik: Adı geçenin ko- nuşmalanyla ilgili TCK'nin 312. maddesinden dava açılmıştır. Adı ge- çen milletvekili partiden ihraç edil- miştir. -Ahmet Tekdal: Hacda yaptığı id- dia edilen konuşma ile ilgili video banttan başka bir dayanak yoktur. Bu kaseti ortaya atan kanal o dönemde partimize yönelik maksatlı yayın yapmaktaydı. Ahmet Tekdal, hacca genel başkan yardımcısı sıfatıyla de- ğil, vatandaş olarak gitmiştir. Hac ye- ri faaliyet yeri olmadığı için parti- miz adına bir konuşma yapması da mümkün değildir. -Şükrü Karatepe (Kayseri Bele- diye Başkanı): Kayseri DGM tara- findan hakkında tahkikat açılmış ve takipsızlik karan verilmiştir. -ŞevketKazan: Savcı. Sincan Be- lediye Başkanı'nı zıyaretini delil ola- rak göstermek istemiştir. Bir hükü- met üyesi ile ilgili böyle bir konunun denetimi TBMM'ye aittir. Meclis bu konuyu müzakere etmiş ve sonucun- da herhangi bir suç bulunmadığına karar vermiştir. Savunmada uluslararası kuruluş- lann ve mahkemelerin kararlanndan baizı örnekler parti kapatılmasına karşı dayanak olarak gösterilırken, HEP ve DEP davalarma hıç değinil- memesi dıkkat çekti. Yalnızca lşçi Partısi'nden önce Doğu Perinçek'in liderliğini yaptığı kapatılan Sosya- list Parti'yle ilgili olarak Avrupa İn- san Haklan Komisyonu'nun Türki- ye'yi haksız bulan karanna dikkat çekildi. Savaş'a tepki RP Grup Sözcüsü Süleyman Arif Emre düzenlediği basın toplantısın- da ön savunmayı okumadah başsav- cının mütalaasının açıklanmasını eleştirdi. Emre, "husumet platfonnunda birtakım iddialarileri sürüldüğünü" belirterek, "Kanun dışı bir usul bu. Allah'a şükür ki RP camiası olgun- dur, hklaUidir. Tahrik eden savcı da- bi oisa bu tahriklere kapılmayacak- ür" dedi. Oguzhan Asilrürk de Vu- ral Savaş'ın "hukukçu gibi degil si- yasetçi gibi" davrandığını söyledi. Asiltürk. "Bu mübarek zat savun- manuzı bir kere dahi okumuyor. Bu ayıbı herkes gördü" dedi. RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da, "Kimse RP'nin kapablacağmı zan- netmesin. Devam eden bir davayla il- gili olarak yayın yapan gazete haber- cilik yapmıyor, suç işliyor" diye konuştu. Harçlara yüzde 100 oranında zam yapıld ANKARA (CumhuriyetBûrosu) - Bakanlar Ku- rulu, ünivershe öğrencilerinin "harç" diye adlan- dırdığı katkı paylannı 1997-1998 öğretim dönemi için yüzde 100'e varan oranlarda arttırdj. Tıp fa- kültesi öğrencileri 46 milyon lira, mühendislık öğ- rencileri 30 milyon lira. sosyal bilimlerdekiler de 24 milyon lira harç ödeyecekler. Afetlerde zarar gören çiftçilerin kredı borçlan, faiz uygulanmadan 1 yıl ertelenecek. Memurların disiplin cezalanna af getiren yasa tasansı imzalandı. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel dün, Bakanlar Kurulu'nun önceki akşam yaptığı toplantıda alı- nan kararlan açıkladı. Gürel. devletin kamulaştır- ma nedeniyle 60 trilyon lirayı aşan mıktarlardakı borçlannm yılsonuna kadar ödenmesinin karar- laştınldığını bildırdi. Gürel, 1997 içinde afetlerden zarar gören çift- çilerin kredi borçlannın 1 yıl boyunca faiz uygu- lanmadan ertelendiğini, uygulamanm yılsonuna kadaroluşabilecek zararlan da kapsadığını kaydet- ti. Gürel, karann tanmla ilgılenen 68 bin aıleyi il- gilendirdiği öğrenildi. Bakanlar Kurulu'nda. ilaç- ta yerli sanayüıin güçlendırilmesi ve ilaç fiyatla- nndaki artışlann denetlenmesi konusunun da gün- deme geldiğini belirttı. REFArTV'OL döneminde, bırçok memur ve bü- rokratın üst düzey görevlere gelmesini engelle- mek için disiplin cezalan verdiğınin ortaya çıkma- smın ardından, hükümet yeni bir tasan hazırladı. Gürel, memurların disiplin suçlannın affina iliş- kin yasa tasansının da ımzalandığını bildirdi. Devlet Bakanı ffikmetSami Türk de, parlamen- toda düzenlediği basın toplantısında, bu tasanyla ilgili bılgi verdi. Memurlann zaman zaman hak- sız cezalandırmalarla karşı karşıya kaldıklannı, sadece sendikal faaliyetlerinden dolayı çok sayı- da memura ceza verildiğini kaydeden Türk, "Ama- cımız ülkede iç*banşı sağlamak. Memurlanmızın haksız yereönünü ükayan. şevldeçahşmalannı en- gelleyen cezalaruu sUeceğiz'' dedi. Türk, tasannın, devlet şahsıyetine karşı işlenen suçlar, zimmet, rüşvet gibi yüz kızartıcı suçlar. kaçakçılık. resmi ihale ve alım satımlara fesat kanştırma, devlet sır- lannı açığa vunna suçlan dışında kalan bütün suç- lann affinı öngördüğünü bildirdi. Tasan. sürmekte olan disiplin soruşturmalannı işlemden kaldınrken, kesinleşmiş cezalann ınfaz edilmemesinı de hükme bağlıyor. Ancak, af kap- samına gırenler, geçmiş süreler için parasal her- hangi bir istemde bulunamayacaklar. Disiplin ce- zalanna karşı idari yargıya başvuranlardan yasa yürürlüğe girdikten sonraki 30 gün içinde davaya devam etmek istediklerini bildirmeyenlerin dava- lan da görülmeyecek. Gürel, üniversitelere öğrenciler tarafından öde- nen katkı paylannın 1997-1998 öğretim yılı bedel- lerinin de belirlendiğini açıkladı. Buna göre. Yük- sek Öğretim Kurumu'nun yüzde 65 ile yüzde 100 arasında önerdiğı planlardan yüksek oranh olanı kabul edildi. Yeni belirlenen harçlara göre, orta- lama maliyetin 216 milyon lira olduğu mühendıs- lik fakültelerinde (inşaat, mimarlık, makine, elekt- rik) katkı payı 30 milyon; maliyetin 162 milyon li- ra olduğu hukuk, siyasal ve işletme fakültelerin- de 24 milyon: maliyetin 144 milyon lira olduğu fen-edebiyat bölümlerinde katkı payı 22 milyon li- raya yükseltildi. Ortalama öğrenci maliyetinin 162 milyon lira olarak saptandığı 2 yıllık meslek yüksekokullan için katkı payı 15 milyon lira olarak belirlenirken, yabancı diller yüksekokullanna bağlı bölümlerde öğrenim gören ve ortalama maliyetin 756 milyon lira olduğu bölümlerde öğrenim gören öğrencile- rin ödeyeceği katkı payı 31 milyon liraya yüksel- tildi. Üniversite sistemi içinde ikili öğretim yapan fa- kültelerin gece bölümlerinde öğrenim gören öğ- rencilerin katkı payı da öğrenci maliyetinin yan- sını karşılayacak düzeye getirildı. Başbakan Me- sut Yılmaz tarafından imzalandıktan sonra Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel'ın onayına sunula- cak ünıversıtelerdekı katkı paylan şöyle: Tıp fakülteleri: 550 milyon lira. Mühendislik- mimarlık fakülteleri: 108 milyon lira. Hukuk-si- yasal-işletme fakülteleri: 81 milyon lira. Edebiyat ve eğitim fakülteleri: 72 milyon lira. Anadolu Cni- versitesi Açıköğretim Fakültesi: 6 milyon lira. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada tür "/curianmalara alışık olduklan için, tam gaz gi- diyoriar. Son günlerde sürekli sahnede tutmaya çalıştık- lan oyunun adı, demokrasi. Komisyon çalışmalannda bir hakkın nasıl kötü- ye kullanılabileceğinin en güzel örnekleri sergile- niyor. Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimi, kesintili ke- sintili görüşmekte olan Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda RP'lilerin çalışma yöntemi şu: - 60-70 RP'li konuşma yapmak için adını yazdı- nyor. - Komisyon çalışması başlarken çogunluğu ora- da hazır bulunuyor. - Konuşmacılara verilen süre beş dakika. Buna hiçbir şekilde uymuyoriar. Yasalmış değilmiş, ge- lenekmiş tüzükmüş, bunlann hiçbirine saygıları ol- madığı için, bütün bunlann üstüne bir de yumuşak komisyon başkanı buldukları için, süreyi aşabil- dikleri kadar aşıyorlar. - ilk konuşmacıların lafı uzun tutmayı sağladığı- nı görünce, sırası ilerleyen saatlerde gelecek olan- lar usul usul evlerine gidiyorlar. Yemeklerini yiyor- lar. Sıranın kendilerine yaklaştığı an Meclis'e geli- yorlar. - Görüşmeler geçenin ileri saatlerine kadar de- vam ederken, bir grup RP'li tekrar eve gidiyor, uy- kusunu alıp geri dönüyor. - Bu sırada sürekli komisyonda bulunan üyeler tabii ki yorgun düşüyorlar. Dinlenmiş, yemeğini ye- miş RP'li başlıyor desteksiz atmaya... Biraz ordan biraz burdan sekiz yıl yasası kürdan... Laf bitiyor. Bu kez fıkra anlatmaya başlıyoriar. Böyle siyaşet yapılmaz. Eğer REFAHYOL devam ediyor olsaydı.. komis- yonda bu yasanın tersi görüşülüyor olsaydı.. ANAP'lılar, DSP'liler, CHP'liler sürekli içi boş ko- nuşmalarla çalışmayı engellemeye girişselerdi RP'liler kükrerdi, kamuoyuna şunu söylerdi: "Biz icraat yapmak istiyoruz. Muhalefet engel- liyor. Böyle muhalefet olmaz." Ardından da bir yeterlilik önergesi veririerdi. Da- ha ilk gün, "yeterincegörüşmeyapıldığı" karan çı- kartır, devam ederierdi. ' Günler süren engellemelerden sonra hükümet dün bu yolu denemeye girişti. Sen misin girişen. RP'liler hemen girişti... Efendim nasıl yeterlilik önergesi verilirmiş? İlk kez uygulanan bir yöntem olmadığı halde RP'liler kürsüyü kuşatıp bu konudaki oylamayı da engellemeye giriştiler. Bu arabozuculuğa karşı ara- bulucu olarak TBMM Başkanı'na gittiler. Geri götürme özgürlüğü— RP'nin nasınna basılmış gibi saldırmasını fazla yadırgamamak gerekiyor. Şimdi asrt olan, RP'nin saldırganlığı değil, çağdaş eğitimden yana olanla- nn kararlılığı. Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay sekiz yıl yasasını, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı ön- cesindeki kararlılığına benzetti. Durum ilk bakışta abartma gibi gelebilir, ama de- ğil. Bütün dünya 2000'li yıllara hazırlanıyor. Ulke yö- netiminden eğitimine kadar her alanda yeni düzen- lemeler yapılıyor. Bu yüzyılın başında Anadolu'da başanlanın ben- zerini yüzyılın sonunda eğitim alanında gerçekleş- tirmek gerekiyor. RP'nin ve değnekçisi DYP'nin durup durup de- mokrasi maskesi takmalanna da maskenin doğ- ruluğunu yanlışlığını tartışarak değil, düşürerek kar- şılık vermek gerekiyor. REFAHYOL döneminde olup bitenlerin tümü gün ışığına çıkanlmış değil. Laiklik boyutu ön pla- na çıktığı için öteki alanlardaki başarısızlıkları ister istemez ikinci planda kaldı. Kendi dönemlerinde demokrasiyi merdiven ola- rak kullanmışlardı. Şimdi de paspas olarak kullan- maya çalışıyorlar. Geçen aylarda Prof. Sadun Aren'ie sohbet edi- yoruz. Demokrasinin araç-amaç olarak kullanımı üzerine konuşuyorduk. "Demokrasilerde" dedi, "ülkeyi geri götürme özgürlüğü diye bir şey yok- tur"... Ozd okuida yedek Banş için HirosiıııaV luııılıııa liste kayıdan İstanbulHaberServisi-Özel okullarda asıl lis- te kayıtlan dün sona ererken, velilerin koşuştur- ması bitmedi. Asıl lıste kayıtlan sonrasında kon- tenjan açığı kalan okullara yedek listeden ön ka- yıtlar bugün yapılacak. Özel okullarda ön kayıt sıralama listesine göre kesin kayıtlar da yann gerçekleştirilecek. Özel okullarda dün sona eren asıl liste kayıt- lan sonunda kontenjan açığı kalan okullara ye- dek listeden ön kayıtla öğrenci alımı bugün ger- çekleştirilecek. Kesin kaydını başka bir okula yaptıran adaylar da açık kontenjanı kalan okul- lara, yedek liste adaylan gibi ön kayıt yaptırabi- lecek. Ancak bu adaylar, yedek listeden başka bir okula kayıt yaptırmak isterse, asıl listedeki oku- la yatırdığı ücretin yüzde 20"sinı geri alamaya- cak. Birokulun asıl listesinde bulunmasına kar- şın süresı içinde kesin kayıt yaptırmayan aday- lar ise o okula bu dönemde yedek liste ön kaydı yaptıramayacak. Ön kayıtta sınav sonuç belge- sinin fotokopisi yeterli sayılacak. belgenin aslı kesin kayıtta ıstenecek. Ön kayıt için başvuran adaylann listesi, puan- lanna göre yeniden sıralanarak bugün saat 17.30'da okullara asılacak. Düzenlenen bu liste- de yer alacak kontenjan açığı kadar aday, kesin kayıtlannı yann 09.00-15.00 saatleri arasında yaptıracak. Kontenjanlar, saat 15.00'e kadar doldurula- mazsa, sıralama listesinde bulunanlardan "okul- da bekleyenkr", puan sırasına göre sıralanarak kayıtlan yapılacak. Kayıt şansından yararlanmak isteyen velilerin yann saat 15.00'te okullarda hazır buhınmalan gerekiyor. Buvelüer, kayıtla ilgili belgelerini 11 ağustos günü mesai saati bitimine dek teslim edecekler. I Baştarafi 1. Sayfada yapan Hiroşima Belediye Başka- nı Takaşi Hiraoka. uygarlığın ge- leceği hakkında endişeleri oldu- ğunu belirterek. ABD'nin tem- muz başında Nevada'da başladı- ğı bir dizi nükleer denemeleri eleştirdi. Hiraoka, "ABD, bir ta- raftan nükleer silah stoklaruıı azaltacağma dair söz veriyor, di- ğer taraütan inada nükleer dene- me programmı sürdürüyor" de- di. Başbakan Ryutaro Haşünoto ise savaşsız bir dünyamn kurul- ması ve nükleer silahlann tüm dünyadan kaldınlması yolunda çalışılması çağnsmda bulundu. 2. Dünya Savaşı sırasında aske- ri bir merkez olan Hiroşima'ya ABD tarafından 6 Ağustos 1945 tarihinde atılan atom bombasımn yarattığı ısı ve radyasyon nede- niyle 140 bin kişi yaşamını yitir- miş, binlerce kişi sakat kalmıştı. ABD. Hiroşima'dan 3 gün sonra da Japonya'nın Nagazaki kentine atom bombası atmış ve 70 bin ki- şi yaşamını yitirmişti. Japonya. ABD'nin atom bombardımanı- mn ardından 15 Ağustos 1945'te koşulsuz teslim olmuştu. ABD'nin Hiroşima'ya atom bombası atmasının yıldönümü nedeniyle NATO'nun Brük- sel'deki merkezi önünde de bir protesto gösterisi düzenlendı. Değişık miUiyetlerden 50 kadar banş yanlısı gösterici uluslarara- sı ittifakın nükleer politikasını protesto etti. Uluslararası Toprak Ana (Mot- her Earth International) adlı ba- nşçı bir örgüt tarafından yayım- lanan bildiride, AB üyesi ülkele- rin yanı sıra Japonya, Ukrayna, Romanya, Kanada ve ABD'den gelen göstericilerin NATO yetki- lileriyle görüşme talep ettikleri kaydedildi. Butalebin kabul edil- memesi üzerine eylemciler NA- TO binasına giriş çıkışı engelle- diler. Göstericiler üzerinde "Nükleer silahlaryasadışı", "Sa- vaş suçu hazuiıkları sebebiyle ka- palıdır" ifadelerinin yer aldığı pankartlar taşıdılar. NATO gü- venlikgüçleri göstericileri engel- lerken aralanndan birinin NATO Genel Sekreteri Javier Soiana'nın bir yardımcısı ile görüşmesine izin verildi. Eylemi düzenleyenlerden Pol D'Huyvetter, "NATO üyesi ülke- ler, nükleer silahlann yasaklan- masma ilişkin çok tarafh görüş- metere başlanması yönünde yapı- lan uluslararası çağnlara uyma- maya devam edryorlar" dedi. Devlet Bakanı Hasan Gemici de Hiroşima'ya atom bombası- nın atılışının 52. yıldönümü ne- deniyle yayımladığı mesajda, in- sanlığın. katledilen yüz binlerce ' masum sivili hiçbir zaman unut- maması gerektiğini bildirdi. Ge- mici, mesajında şu görüşleri dile getirdi: "Hiroşima ve Nagaza- ki'ye atılan atom bombalan ile Baö toplumunun sevgi ve hoşgö- rü temelleri çökertildL Donemin siyasi ve askeri liderlerinin sağdu- yudan uzak ihtiraslan, atom bombası ile insanlık tarihinin en zalim soykmmlanndan birine dö- nüştü. Yeni Hiroşima'lar. yeni Na- gazaki'ler arük hiç ama hiç olma- malıdır. Nükleer silahlarla insan- lığuı geleceğine yönelik yaraalnıış olan tehlikeyi tümüyle kaktıracak uluslararası anlayış hızla sağlan- mabdır. Ülkemizi çevreleyen geri teknolojili nükleer santrallann yaratmakta olduğu nükleer tehü- keyi giderecek uluslararası yapf- lanmalar hızla gerçekleştirilmen- dir." Nükleer denemeler Bu arada, Türkiye Nükleer Tehlikeye Karşı Banş ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜ- SED), Nükleer Denemelerin Ya- saklanması Anlaşması'nın 34. yıldönümü nedeniyle ABD Baş- kanı Bill Clintona bir mektup gönderdi. NÜSED'den yapılan yazılı açıklamaya göre, ABD Başkanı Clinton'a gönderilen mektupta, dünya banşı, çevre ve sağlığını tahrip eden "düşükkri- tik düzeyde" nükleer denemelerin yapüması karannın bir hata ol- duğu belirtildi. Mektupta şöyle denildi: "Her rüriü nükleer dene- melerin durdurulmasL. imzaladı- ğınız Kapsamh Deneme Yasağı Anlaşması'mn hükümetinizce onaylanması ve 'yeni nükleer si- lah geliştirilmesinin tamamen durdurulması' politikasuıın ilan edilmesi için acil eyleminizi is- tiyoruz." Hiroşima'dan Akkuyu'ya insanlık köprüsü CEM ULUTAŞ Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer santrala karşı 4 yıldır sürdürülen mücadele, Japonya'ya atom bombalannın atılmasının yıldönümünde ger- çekleştirilerek Hiroşima ve Nagazaki ile Akkuyu arasında insani bir köprü kurulmak isteniyor. Ak- kuyu'da 4. Nükleer Karşıtı Şenlik, Nagazaki'ye atom bombasımn atıldığı 9 ağustos tarihinde ya- pılacak. Dünya üzerindeki nükleer tehlike madalyonunun bir yüzünde atom bombalan, diğer yüzünde de nükleer enerji santrallan bulunduğu fikrinden ha- reketle Türkiye'deki yaklaşık 50 sivil toplum ör- gütünden oluşan antinükleer platform. Akkuyu'da 4 yıldu" yaptıklan eylemlerini Japonya'mn Hiroşi- ma ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombala- nnın yıl dönümüne denk getiriyor. Böylece nükle- er enerjinin, potansiyel tehlikelerinin yanı sıra, nükleer silah yapırru için teknik altyapı olanakla- n sağladığı da vurgulanıyor. Greenpeace Akdeniz Bürosu Enerji Kampanya- sı Sorumlusu Mekla Keskin. bugüne kadar 400 bin insanın ölümüne, acılara. sakatlıklara, genetik bo- zukluklara yol açan ilk atom bombalannın ardın- dan, 50 yıl sürecek bir nükleer silahlanma çılgın- lığı geldiğini söyledi. 'Zehirli miras' Greenpeace'in ABD'nin Pasifik'te patlattığı atom bombalannı protesto eden bir avuç insanın çabalanndan doğduğunu anımsatan Keskin, 26 yıl- lık mücadele sonunda nükleer denemelerin geçen yıl yasaklandığını ifade ederek şunlan söyledi: "Iç içe geçen üretün süreçleriyle nükleer silah ve nükleer enerji endüstrilerinin zehirli mirası, yüz binlerce yıl boyunca insanhğı tehdit edecek. Akku- yu'da yöre halkının her yıl Japonya'ya atılan atom bombalannuı y ıidönümünde yaptağj nükleer kar- şıtı etkmUkler, çözümsüz aöklany la nükleer sant- rallann ülkemize sokuhnaması için bir uyandır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear