23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 AĞUSTOS 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ŞİRKETLERDEN • BENETTON012. 1997-98 dönemi için öğrencilere yönelik hazırladığı "Back to School" koleksiyonunda lacivert. gri. bordo ve nefti yeşil gibi okul renklen kazak ve yeleklerde kullanırken, Oxford gömlekler için beyaz, san ve mavi renkler tercih edildi. • MNG Holding'in satın aldığı Garantı Yatınm ve Ticaret Bankası'nın unvanı MNG Bank A.Ş. olarak değiştirilerek, 500 milyar lira olan sermayesı 5 trilyon liraya çıkanldı. NfNG Bank'ın Genel Müdürlüğü'ne daha önce Dışbank'ta Genel Müdür Yardımcılığı ve Halk Leasing'de Genel Müdürlük görev lennde bulunan Saım Sanlı eetırildi. • DIŞBANK ınsan kaynaklan vönetiminde, INKA yönetim paketi kullanılmaya başlandı. SFS-MAN'ın gelıştirdiği tNKA İnsan Kaynaklan Yönetim Paketi Kariyer Planlama. Ölçme/Degerlendirme. Performans Takibi, Eğıtim Planlama, Bütçe, Lotus Notes ile entegrasyon, Holding Konsolidasyonu gibi stratejik modülleri ile Dışbank'ın tercihi oldu. • SCRIKSS. kullanıcılar tarafından beklenen en ideal olarak saptadığı "07 mm" kalınlıkta Scrikss Versatil 0.7'yi üretti. Yeni ürünün kurşunkalem, krom ya da altın kaplama aksesuarlan, aknlik gövdesi. kapaktan çalışan otomatik mekanizması, yenilenen uçlan, sıyah, yeşil ve bordo olmak üzere üç farklı rengiyle kalemseverlerin beğenisine sunuldu. • THY, Aırbus lndrüstrie"den beşinci A340'ını teslim aldı. lç dekorasyon ve yemek servısı ile denizaşın seferlennde ilgı gören A340'lar Newyork, Chıcago, Tokyo, Bangkok, Jakarta gıbı non-stop uçuşlanndakı yoğun talebi karşılamak üzere kullanılacak. • BUNDAŞ ilkçekici ihalesını sonuçlandırdı. Mercedes-Benz'de karar kılan Bundaş, ılk parti için verdiği 75 adet Mercedes- Actros sıpari, ekim ve kasim aylannda şirket ortaklanna teslim edilecek. • MARSA KJS tarafından. perakendeciler ile Marsa KJS distribütör satış temsılciliklerine yönelik olarak düzenlenen Ticari Pazarlama Kampanyası, haziran ayında yapılan çekilişle son buldu. Çekılişte. Trabzon'dan perakendecı Hayrullah Baytar ve tzmit'ten perakendecı Alaaddin Aydın, 1997 model Renault Expres Tolee Opak kazandılar. • SLN MICROSYSTEMS, gelışmış ıntranet servisi ve VV'ebTone güvenılirliği sağlayan ilk server yazılımı Sun Solaris'i bilgi teknolojisinin hizmetine sundu. Netvvork ortamı için tasarlanan Sun Solaris. şirket departmanlannda ve yönetim kademelerinde hız, yüksek güvenılirlik ve düşük maliyet isteyen kuruluşlar için ideal özellıkler taşıyor. Sun Solans. beraberinde Sunlınk yazılımını da sunuyor. • ALCATEL TELETAŞ, Türk Telekom tarafından Ekım 96 tarihinde yapılan "'Türkiye SDH (Synchronous Digital Hyerarchy) Şebekesi thalesi" sözleşmesıni imzaladı. lhale konusu SDH sistemleri santraller arası haberleşme için çok yüksek hız ve kapasitede iletişım ortamını sağlayarak. tek bir fiber optik kılı üzerinden 30.720 telefon kanalmın aynı anda iletilmesinı sağlıyor. Önümüzdeki ay yapılacak Yılmaz-Kohl zirvesinin ana gündemi tam üyelik olacak Yılmaz'ın KohPle AB pazarlığı HAYRİYE MENGÜÇ İlk yurtdışı gezisini. 30 eylül- de Almanya'ya yapacak olan Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın. Alman- ya Başbakanı Helmut Kohl'le gerçekJeştireceği görüşmede, Al- manya'nın, gümriik bırliğinin ge- liştirilmesi ve Türkiye'ye bazı özel statüler venlmesi şeklinde özetlenebilecek "gümrük birli- ği artı" formülünütersıne çevir- mek için sert tepki koyması bek- lenıyor. Yılmaz, aynca gümrük birliğinin kapsammın genişletil- mesini de gündeme getirecek. Al- manya Başbakanı Kohl'ün ise ağırlıklı olarak insan haklan ve Kıbns konusunu masaya yatıra- cağı belirtiliyor. Kohl'ün Güney Kıbns'ın tam üye adaylığıyla il- gili olarak Yılmaz'ı yumuşatma- > a çalışacağına dikkat çekiliyor. Avrupa Birliği'nin geçen ay Türkiye'yi AB üyeliği dışında bı- rakan kararından sonra, kozlar Alman ekolünden gelen Başbakan Mesut Yılmaz'ın Almanya ziya- retinde paylaşılacak. Bu arada, Başbakan Yılmaz'ın ana günde- minde yer alan tam üyelik dışın- da Almanya'daki Türklenn 1998 seçimlennde oy hakkı elde efme- si. çifte vatandaşlığın kolaylaştı- nlması konulanndadataleplerde bulunacağı kaydediliyor. Almanya ziyaretinden önce Başbakan Yılmaz'a bir rapor su- nacak olan, merkezi Essen'de bu- lunan Türkiye Araştırmalar Mer- kezı'nin (TAM) Direktörü Prof. Türkiye'yi tam üyeliğe aday ülkeler listesine almamaya kararlı görünen Avrupa Birliği'nin 'anahtar ülkesi' olan Almanya ziyaretine hazırlanan Mesut Yılmaz. Alman Başbakanı Kohl'ü "gümrük birliği artı" formülünden vazgeçirmeye çahşacak. K e m a l Ş a h i n . Dr. Faruk Şen, Erbakan-Çiller koalisyonunun Türkiye'nın Av- rupa'yla ilişkilerinı neredeyse sı- firnoktasına getirdiğini belirterek. "Başbakan Yılmaz,son bir yıl- da donmuş politik ilişkileri ye- niden ısıtacaktır" dedı. Yılmaz'ın Almanya'da cıddı- ye alınan bir polıtıkacı ve devlet adamı olduğunu söyleyen TAM Başkanı Prof. Şen şöyle konuştu. "Başbakan yükseköğrenimi- ni Almanya'da tamamlamış bir politikacı olarak Alman politi- kacüannı yakından tamyor. An- cak iyi bir hazırlıkla Âlman- ya'ya geleceğini sandığımız Me- sut Yılmaz'ı iki zorluk bekli- yor. Öncelikle. Almanya yavaş yavaş seçim atmosferine giri- yor. Bugüne kadar ki deneyim, Almanya'daki Tûrkler konusu- nun Alman politikacılar tarafın- dan Türkiye ve TürkJer aleyhi- ne seçim mal/emesi yapıldığı yönündedir. İkincisi ise Türki- ye-A B ilişkilerinde son bir yıl- da görülen gözle görülür geri- lemeyi tersine çevirebilmek çok güç." Prof. Şen,"Türkiye, 'tam üyelik eksi serbest dolaşım' for- mülü ile bu durumu tersine çe- virebilir" diye konuştu. Avrupalı Türk Işadamlan ve Sanayicileri Derneğı (ATİAD) Başkanı Ahmet Aydın ise şöyle konuştu: "Sanıyorum, Başba- kan Yılmaz'ın. Kohl ile yapaca- ğı görüşmede en fazla fizerinde duracağı konu, üye adayı ülke- lerin ekonomik durumlannın Türkiye'den daha kötü olduğu- nu vurgulamak olacak. NA- TO'da yıllarca yaptığımız jan- darmalığın hiç mi hatın yok? Kohl'ü yumuşatmak gerekiyor. Kohl'ün yüzde99'u Müslüman olduğu için Türkiye'nin kültü- rünün Avrupa'ya uynıacağı tav- rıçokyanlış. Çünkü AB'ninte- melinde kültür biriiği vok. Şim- di bizim bu hatalardan yarar- lanıp bir gol atmamız lazım." AİTAD Istişare Kurulu Başka- nı Kemal Şahin, "Ekonomik ilişldlerin geliştirilmesi, Alman- ya'daki Türkierin pozisyonlan- nın güçlendirilmesi için Alman- ya'nın Türkiye için her zaman öncelikli ziyaret merkezi olma- sı gerekir" dedı. Lıberal Türk-Alman Derneğı Genel Sekreteri Sina Afra ise Başbakan Yılmaz'ın sanayi ma- mulleri kapsamına giren bazı ta- nm ürünleri konusunda iyileştir- meleristeyeceğini belirterek. Yıl- maz'ın Türkiye'ye döndüğünde Türk kamuoyuna "GB kapsamı- nı biraz daha genişlettik'' me- sajını iletmek istediğini belirtti. Akaryakıtın dolara endekslenmesiyle yıl sonu fiyatının yaklaşık 220 bin lira olması bekleniyor 1 dolar = Süper benzin = DıtilalTARIK YILMAZ Yaptığı her açıklamayla eko- nomide sarsıntı yaratan Devlet Bakanı Güneş Taner'in, süper benzınin 1 dolara endekslenme düşüncesi piyasalann zam bek- lentisı içine girmesine neden olu- yor. Uzmanlar, süper benzin fi- yatının 1 dolara endekslenme- sinin enflasyonda patlama anla- mına geleceğini belırtirken, bu durumda yılsonunda dolar ku- runa bağlı olarak, kalan 130 gün- de benzine yüzde 50 düzeyinde zam yapılması gerekeceğine dik- kat çekıyorlar. tşbaşma geldikten sonra bir ay aray la yüzde 32 ve yüzde 9 oran- lannda zam yapan hükümet, 68 centten aldığı süper benzinin fi- yatını 87 cente taşıdı. Yılsonun- da dolan 200-220 bin lira olarak tahmin eden uzmanlar, 1 dolara endekslenmesi durumunda sü- per benzin fiyatının 200-220 bin lira aralıSında olacağına dikkat çektiler. Bu da halen 142 bin 200 lira olan süper benzin fiyatının yılsonuna kadar 60-70 bin lira art- ması anlamına geliyor. Taner'in açıklamasının ardın- dan dün Başbakan Mesut Yıl- Benzin 1 dolara yaklaşıyor -1996- -1997- Taner'in 3 yıllık düşü Güneş Taner, "Süper benzin eşittir 1 do- lar" açıklamasını ANAP'ın muhalefette olduğu 1994 yılında da yapmıştı. Taner haziran ayında bir gazetede yayımlanan açıklamalannda süper benzinin 1 dolara sabitlenmesi ve diğer petrol ürünlerinin fiyatının bu tavana göre belirlenme- si önerisinde bulunuyor. Taner'in o gün yaptığı açıklamada diğer önemli ana başlıklar ise şöyle: Üretimdeki KDV'nin düşürülmesi, tüketim ver- gilerinin arttınlması, Ortadoğu'nun Singapunı olmak için Zonguldak ve Iskenderun'un serbest bölge yapılraası, tanm birliklcrinin kapatılması, bankalann mevduat munzam karşılıklarının ar- tınlması ve bunlara faiz ödenmesi. maz da bir açıklama yapma ge- reği duydu. Başbakan Yılmaz akaryakıt eşittir 1 dolar açıkla- masının bağlayıcı olmadığını an- cak Avrupa'mn Türkiye'den da- ha yüksek fiyatlarla benzin tü- kettiğini söyledi. Türkiye Şili'ye döner Bir bankacı. yılsonu dolar ku- runu 213 bin lira olarak tahmin ettiğini şu anda 142 bin 200 lira olan süper benzinin bu seviye- lere çıkanlmasıyla sabit gelirli ke- sımin büyük darbe alaeağını be- lirtti. Bankacı, "Akaryakıt fiya- tı 1 dolar olursa taksiciler ve kamyoncular kontak kapatır. Tıpkı Şili'de Pinochet'nin Al- lende'yi devirerek cunta yöne- timini getirmesi gibi Türki- ye'de sonu ihtilalle bitebilecek bir gelişmeye neden olur" de- di. Bankacı. Güneş Taner'in bu uygulamasını teknik olarak ne- ye dayandırdığını merak ettiği- ni, bu tür açıklamalann tıpkı Turgut Özal dönemindeki açık- lamalara benzediğıni söyiedi. Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi Dekanı Esfender Korkmaz ise, akaryakıtı 1 do- lar seviyesine taşımalannın müm- kün olduğunu ancak akaryakıta yapılacak zamlann maliyet enf- lasyonu yaratma etkisinin kuv- vetli olduğunu söyiedi. Korkmaz, akaryakıt zammı- nın maliyetleri enflasyon ora- nında yapmalan halınde çok faz- la sorun yaşanmayacağını ancak piyasalann bu artışla yetınmeye- rek enflasyonu daha da yukan- lara çekeceğini belirtti. Kork- maz. "Özellikle akaryakıta ya- pılan zammın doğrudan fiyat artışı yaratmasının yanı sıra bir de psikolojik fıya't artış et- kisi var" dedi. Hükümetin zam- lan göze batmayacak bir şekil- de yapması gerektiğini belirten Korkmaz, Başbakan Yılmaz'ın "1 dolar bağlayıcı değil" açık- lamasını da "Bizde gelire oran- la vergiler yüksek seviyedeyken Avrupa'da vergiler daha dü- şük gerçekleşiyor. Bu durum alım gücü düşük olan Türki- ye'de halka haksızhk anlamına geliyor'' şeklinde değerlendırdi. ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAH USUM! Farelerin ve Selin Zararı 40 Trilyona UlastıBURSA - Türk tarımı 60 yıl- dan beri görülmemiş birfelaket- le karşı karşıya. Yazlık sebze- ler Marmara Bölgesi'nde tama- men, Ege ve Trakya bölgele- rinde de kısmen büyük zarar gördü. On binlerce dekar ara- zi üzerine ekili domates ve pat- lıcanlar kurudu ve yok oldu. Bursa'dan Gönen'e kadar ya- yılan tarlalarda bir haftalık bile domates kalmadı. Bu arada bi- berlerin de etkilendiği bildirili- yor. Ziraat odalan yetkililennin tahminlerine göre, çiftçinin za- rarı en azından 40 trilyon lira civannda. Belki de daha fazla! Yüz binlerce çiftçi şaşkınlık içinde. Çoğu masrafının onda birini bile alamadı. Çiftçinin en büyük üzüntüsü de başa gelen- lerin bilinen ve beklenen birfe- laket olmasıydı. Karacabey ve çevresinde fareler daha iki ay öncetarlalan basmıştı. Her gün çoğalıyor ve yayılıyordu. İlk gün- lerde çiftçilerin kendi başlan- na yaptıkları mücadele etkili olamıyor, hatta fareler daha da ürüyor ve çevre ilçelerin sınır- larını aşıyordu. O günlerde tarlalarda yazlık sebzeler henüz yetişmemişti. Ancak, buğday, arpa ve yulaf vardı. Süratle çoğalan fareler özellikle buğdayı yiyip bitiriyor- du. Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca ve çev- re çiftçileri tehlikeyi sezince du- rumu tarım örgütlerine bildirdi- ler ve acıl önlem alınmasını is- tediler. Bu arada bakanlığa ka- dar başvurular oldu. Ancak ye- terli bir mücadele yapılamadı. Çiftçinin kendi başına yaptığı mücadele de sonuç vermedi. Milyonlarca liralık zirai ilaçlann hiçbir etkisi olamadı. Sonuçta fareler önce Mustafakemalpa- şa'ya, ardında da sırası ile Su- surluk, Manyas ve Gönen sınır- lanna kadar yayıldı. Bazı bölge- lerde buğdaylardaki tahribat yüzde 50'yi geçti. Bazı tarla- Son günlerde yaşanan sel felaketi İstanbul'u esir aldığı gibi çiftçiye de büyük zarar verdi. lardan ise bir tek tane buğday alamayanlar bile oldu. Sadece Bursa çevresindeki zararın yüz milyarlan, hatta trilyonları bul- duğu ileri sürülüyor!.. Ziraat odası başkanları yakınıyor Kısa süre içinde çoğalarak yayılan fareler tarlalarda tahri- batını sürdürürken, geçen gün yağan yağmurların ardından da domateslerde kuruma başladı. Fideler bükülüyor ve daha son- ra yatıyordu. Uzerindekı doma- tesler de beslenemediği için kuruyordu. Çiftçıler gene şaş- kına dönmüştü. Yetkili makam- lara yapılan başvurular da so- nuçsuz kaldı. Btnbir emekle ekı- len milyonlarca kilo domates ve patlıcan tarlalarda yok olup gidiyor. Verilen bilgiye göre tar- lalarda en çok bir hafta veya 10 güne kadar domates ve pat- lıcanlar brtecek. Şu anda bile bir- çok tarlada domates bulmak mümkün değil. Çıftçı, sabah tarlasına geldiği zaman, ya do- mateslerinin fareler tarafından yendiğini ya da fidelerin kuru- duğunu görüyor. Bursa Ziraat Odası Başkanı Fuat San, çiftçinin bu yıl her ba- kımdan perişan olduğunu ileri sürüyor: "Bursa yöresi önce buğdaydan büyük darbe yedi. Geçmiş yıllarda dekar başına 700 ila 800 kilo buğday alabi- len çiftçi bu yıl ne yazık ki 150 kiloda kaldı. 200 kilo buğday alabilen çiftçi, parmakla göste- riliyor. TMO'nun peşin para öde- mesine rağmen zarar çok bü- yük. Zira, verim düşük olduğu için bir kilo buğdayın maliyeti belkı de 40 bin lirayı geçti. Buğ- daydan ağzı yanan çiftçi doma- tese ve diğer sebzelere güve- niyordu. Hatta bütün umudu buydu. Ne yazık ki, iki ay kadar önce Karacabey'de ortaya çı- kan fareler kısa süre içinde tüm bölgelere yayıldı. Önce buğ- daylan tahrip etti. Ardından da domates ve patlıcanlara yönel- di. Bu arada Tanm Bakanlığı yetkılilerine yapılan başvurular sonuçsuz kaldı. Yeterince mü- cadele yapılamadığı için doma- teslerde tükendi. Tarlalarda hâ- lâ fareler var. Bölgemizde bir haftaya kadar domates bitecek ve salça fabhkaları da çalışa- mayacaktır. Zira, fabrikalara hammadde kalmayacaktır. Hem Türk ekonomisi hem de Türk çiftçisi büyük bir darbe yemiş- tir. Devlet zarar gören çiftçiye yardım etmelidir. Yoksa çiftçi- miz önümüzdeki aylarda kışlık ürünlerini bile ekemeyecek ka- dar parasızdır. Hükümet des- teklemezse zarar 1998 ile 1999 yıllanna kadar taşacaktır." San, mazota ve tanm girdi- lerine yapılan son zamlardan da yakınıyor ve "Bu koşullaral- tında çiftçilıkyapılamaz. Kendı- sine bakamayacak kadar fakır- leşen çiftçi tarlasına gübreyi na- sıl atacak, traktörüne mazotu nasıl alacak" diyor. Karacabey Ziraat Odası Baş- kanı Nuri Karaca da farelerden ve tarım teşkilatının ılgısızliğin- den yakınıyor: "Fareler, daha iki buçukayönce Karacabey'de görülmüştü. Giderek çoğalıyor- du. Çıftçilerile birlikte fareienyok etmek için büyük bir mücade- le verdik. Ama ne yazık ki başa çıkamadık. Buğdaylarımızı yi- yip bitirdiler. Milyonlarca liralık zirai ilaçlarda fareleri etkileme- di. Durumuyetkililere ilettik. On- lann mücadelesi de yeterli ola- madığı için fareler, önce buğ- daylanmızı, sonra da domates- lerimizi yiyip bitirdi. Salça fab- rikalanna bile domates kalma- dı. Bu yıl neyi işleyecekler bıle- miyorum. Bu büyük bir afettir. Çiftçi kendi başına bu darbenin altından kalkamaz. Mutlaka dev- let desteği gereklidir." San, Karaca ve diğer ziraat odalarının başkanlarına göre, buğdayla domatesleri önce fa- reler yedi. Ama domates fidan- lannın çürümesinin ve domates- lerin kurumasının nedeni son günlerde meydana gelen sü- rekli ve yoğun yağışlar. Bazı tecrübeli çiftçilere göre ise fa- releri yok etmek için tartalara atı- lan zirai ilaçlar. llaçlar hem bit- kilere zarar verdi hem de yarar- lı bazı canlılann ölmesine neden oldu. Durum gerçekten çok vahim. On binlerce dekar arazide eki- li bulunan buğday ve doma- tesleri önce fareler yedi ve ka- lanı hava koşulları yüzünden kurudu girti. Tahmin edilen za- rar daha önce de belirttiğimiz gibi 40 trilyon lira civannda. Bu müthiş bir rakam. Şu anda cid- dı bir araştırma da yapılmış de- ğil.Bu rakam 20 trilyon olabilir, ama 70 trilyon lira da olabilir. Tarım Bakanlığı bu bölgeler- de ciddi bir araştırma başlat- malı ve zaran tespit ettirmelidir. Zarar goren çiftçilere de gere- ken destek yapılmalıdır. Aksi hal- de, çiftçimiz bu yıl bankalara ve esnafa olan borçlarını ödeye- meyacek ve sonbaharda kışlık ürünlerini ekemeyecektır. • İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Tuzu KUPU Dünya pastasından en büyük payı alan ABD'de farklı ırk, din, kültürden insanların resmı dairelere ınançlarına uygun saç ve gıysılerle gıtmelerinin ser- best bırakılması, şeriatçı medyanın ve yorumcuları- nın bugünlerde baş konusu oldu. Düzeni için "batıl" dedikleri ABD'deki bu kararı demokratıklik adına öve öve bitiremiyorlar. Tabii ki sözü döndürüp dolaştırıp, Türkiye'dekı yasaklamalara getirip, 15 yaşından kü- çük kız çocuklarının bugüne kadar imam-hatiplerde olduğu üzere başları örtülü okula gitmelerıni, üniver- sitelerde, hastanelerde, mahkemelerde.. türbanı, çar- şafı, şalvarı, cüppeyı, sarığı savunuyorlar. 8 yıllık kesintisize karşı sıstematık kampanyaların- da, gerçeklen ters yüz etmede, demagojide işi öyle- sine ileriye vardırdılar kı, onlar; "hak, hukuk, demok- rasi, eğitimde yönlendirme, kalitenin kavgasını veren, özgürlük havarisi..", Türkiye'yi biradım ileri götürme çabası ve istemi ile hareket edenler ise, "Komünist düzenlerden kalma dikta eğilimli, demokrasi karşıtı, tek tip insan yetıştirme çabasında, hak ve özgürlük- lere düşman, hoşgörüsüz, askerlerin güdümünde..ta- biı ki din ve Islamiyet düşmanı.." kışiler. ABD'de bir memurun saçı kazınmış ya da saç-sakal kanşmış, ka- dının türbanlı, çarşaflı ya da şortlu, transparan giysi- li yan yana işe gıtmiş olması kimin umurunda? ABD düzeninde ne anlam taşır, neyı değıştırir kı? ABD'nin tuzu kuru. Süper devlet, askeri, ıstıhba- rat, sıyası, en çok da para gücüyle, uluslararası şir- ketlerı, tekelleri, holdıngleriyle dünyayı sömurmekte. Dünya nımetlerinden en büyük payları alırken, aslın- da ülkesinde yaşayan çoğunluğa da dışarıdan öyle görüldüğü gibi fazla bir pay verilmemekte. insanlar dünyanın her bölgesinden, her ülkeden, her ırk ve dinden "Büyük Amerika"nın bireyı olabil- mek için çırpınırlarken, içeridekilerin ırklara, dinlere göre en uç noktalarda, en mıkro düzeyde ayrımcılı- ğa yönlendirilmelerinın düzen ve düzenin çıkar odak- ları açısından hıçbır sakıncası yoktur. Tam tersi ço- ğunluğunun düzenle, haksızlıklarla hesaplaşamaya- cak kadar kimlık ayrımcılığı hastalığına yakalanma- sında, duzen ve sahıplerınin çıkarları açısından bü- yük yarar vardır. ABD'de sonuçta hıçbır ırk ve dını inanç grubunun düzene egemen olması, düzeni ele geçirmesı, baş- kalarını yok edebılmesi söz konusu değildır. ABD'de topraklarıngerçeksahiplenKızılderilıleryokedılip, si- yahlar, dünya sömürülerek elde edilen bırikim ile olu- şan çıkar düzeni çarkını sarsacak özgürlüğe ve ör- gütlenmeye değil, oyalamaya prim verilır. Bunun sonucunda da demokrasi ve özgürlükler için- de, milyonlarca işsiz, evsiz, düzen dışınaatılmış uyuş- turucu, alkol bağımlısı yaşar. Bırakın solu, sosyal de- mokrat partının bile adı duyulamaz. Sendikal haklar ışçilerin mutlu azmhksayılabilecek birgrubu için ge- çerlidir. Sosyal devlet kavramı unutturulmuştur. Bü- yük Amerıka'nın köşeyi dönecek, büyük zengin ola- cak bireyi olma düşü ile uyutulan çoğunluk, yoksul işçı olarak öleceğinin bilincine ancak ömrünün son günlerinde varabılir. Sonuç olarak gerek ABD, gerek- se dünya düzeyindeki sömürü çarkının işletilebilme- si, kıtlelerın düzene karşı çıkmama yolunda afyonla- nabiimesınde, özgürlük, demokrasi yutturmacasın- da her tür ayrımcılığı beslemek, yeni dünya sömürü düzeni için en etkili araç, aynı zamanda birsonuçtur. Bizimkilerın yalarrcılığına, düzenbazlığına, sahte- kârlığına gelınce: Tabii ki soyut demokrasi ve özgür- lükler açısından kulağa hoş gelen ABD'deki karar çarpıtılarak, amaçları için kullanılıyor. ABD'de başı- na türban giyebilecek birkaç kadının yanında, şort- lu, transparan, özgür giysili kadınların çoğunluk ola- cağı atlanıyor. Kadınla erkeğin bir mitingte, bir toplantı salonun- da, türbanlı, çarşaflı olsalar da yan yana durmaları- na katlanamayan, 15 yaşın altındaki kız çocuklarını çarşafa sokan, ımam-natipte topuğuna kadar man- tolu, türbanlı, erkeklerin bulunmadığı binalara kapa- tan kafalar gerçekten ABD'deki düzeni isteyebilir mı? Tuzu kurular, ABD'nin jandarmalığında yeni dün- ya sömürü düzeni sahipleri, bizim şeriatçılarla, dü- zenden pay alamayan yoksul çoğunluğun. gerçek insan hakları bilincinı edinememesinde, bu akıl almaz sömürü düzenine karşı örgütlenememesi ekseninde buluşuyor, çıkar ıttıfakı yapıyorlar. Bir de aydınlanmacı, çağdaş yaşamı hedef almış Kemalizm, Cumhuriyet devrimlerinın ilke ve değer- leri, özellikle gelışmekte olan ülkelerde gerçek demok- rasi, insan hakları, bağımsızlık, laıklik hareketlerine ör- nek oluşturacağı için, ABD'den yeni dünya düzeni ide- olojisinı pompalayanlarca unutturulması, eritilmesı gereken bir hareket ve düşünce akımı olarak görülü- yor. Tabii sonunda gerçek diktatörlüğü, karanlığı ge- tirecek, düşünmeyi reddeden, şeriata biyad eden ka- falar yaratmayı hedefleyen, bu nedenle de Kemalız- me, aydınlanmaya düşman bizimkılerin Atatürkçülük ve rejim düşmanlığı da, tuzu kurularınki ile bir eksen- de buluşmuş oluyor. Bu arada şerıatı her bırı bir başka yorumlayıp, in- san haklarını katleden, demokrasınin d'sının bile ol- madığı, şeriatı bayrak yaparak farklı çıkar ve sömü- rü ağları oluşturmuş ülkeler de, tek laik islam ülkesı- nın rejimini değiştirmek, kendi ülkelerinde bu yolda- ki gelişmeleri de durdurabilmek adına, bu kavgada ellerinden gelen desteği veriyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, içeriden ve dışandan parçalan- mak, rejimi değıştırilmek üzere çemberaltınaalınmış, ayakta kalmanın savaşımını veriyor. ŞİLE SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 1997-8 Satış Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cmsı, kıymeti. adedı. e\safı lslanbul üı, Şıle ılçesı. Bahbey mahallesı, Kömürayazma- deresımevkıı, 11 3pafta, 308ada, 19parsel,279 98 m2arsdvasıf- lı üzennde herhangı bir \apı ve ekonomik değen olan tanmsal üriin bulunmamaktadır lmar planı ûzennde bulunduğundan ıfrazı müm- kün değildır Arsanın denıze yakmlığı. mevkıı ımar alanı içinde kalması dıkkate alınarak arsanın m2 bınm fiyatı 4 000 000.- TL'den tamamı 1 119 920 000 - TL'den satışa çıkanlmıştır Satış şartlan: 1- Satış. 22 09.1997 günü saat 10 00'dan 10.30'a kadar Şıle Hükümet Konağı zemın katta açık aıttıııııa suretıyle ya- pılacak Bu arrtırmada tahmın edilen kıymetın yuzde ^5'ını ve rüç- hanh alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masrafiannı geçmek şartı ile ıhale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıramn taahhüdü bakı kalmak şartıyla 2.10.1997 Perşembe günü aynı yerde aynı saatlerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacaktır Bu amırmada da rüçhanlı alacaklılann alaeağını ve satış masrafiannı geçmesı şartıyla en çok arttırana ıhale olunur. 2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn. tahmin edilen kıymetın yüzde 20'sı nıspetmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bir banka- nın temınat mektubunu vermelen lazımdır. Satış. peşin para ıledır. alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebıhr Tella- lıye resmı, ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır. Bınk- mış vergiler satış bedelınden ödenır 3- lpotek sahıbı alacaklılarladiğer ılgılılenn (*) bugaynmenkul uzerindekı haklannı. hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalan- nı dayanağı belgelen ile on beş gun içinde daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcili ile sabıt olmadıkça pay- laşmadan hanç bırakılacaklardır 4- Satış bedelı hemen veya venlen mühlet ıçmde ödenmezse lc- ra \e Iflas kanunu'nun 133 maddesı gereğınce ıhale feshedılır. tkı ıhale arasındakı farktan ve o 'ol0 faızden alıcı ve kefillen mesul tu- tulacak ve hıçbır hûkme hacet kalmadan kendılerinden tahsıl edı- lecektır 5- Şartname. ilan tanhınden itibaren herkesın görebilmesı için daırede açık olup masrafı venldığı takdırde isteyen alıcıya bu ör- neğı göndenlebılır 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munderecatını kabul etmış sayılacaklan. baskaca bılgı almak ısteyenlenn 19978 satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ılan olunur. 14 08.1997 (*) llgılıler tabırıne irtıfak hakkı sahipleri de dahıldır Not:Tşbu gaynmenkul açıkarttırma ılanı adresı tespit edıleme- yen taşınmaz malıklennden davalı Hüsnü kızı Memnun Erdem'e teblıgat yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear