22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19AĞUSTOS1997SALI CUMHURİYET SAYFA 15 SŞK IMişantaşı SSK Nişantaşı Diyaliz Merkezi'nde iki hemşire... Biri Yeter Yılmaz; REFAHYOL'dan çok öncesinden beri başı açık çalışıyormuş... Öteki Ayfer Yaltırak; REFAHYOL'la birlikte ve türbanıyla gelince Yılmaz da türbana bürünmüş. Diyaliz Merkezi'nin özelliği nedeniyle hemşirelerin türban takamayacağını önce bir uzman doktor sonra bir diyaliz hemşiresi başhekim muavini Dr. Nurzan Erden'e hatırlatmış. Bir zamanlann sosyal demokratı Dr. Nurzan Erden görevini yapacağına REFAHYOL'u kalıcı sanıp şirin görünme çabasıyla türbanlı hemşirelere göz yummuş. Ardından türbana karşı çıkan doktorla hemşire kılıfına uydurulup Nişantaşı Diyaliz Merkezi'nden sürülmüş. REFAHYOL sonrası duruma gelince... SSK Genel Müdürlüğü'nün kılık kıyafet yönetmeliğini hatırlatan genelgesine rağmen türbanlılar iş başında, türbana karşı çıkanlar sürgünde. Ûstelik sicilleriyle oynanmış olarak. hrtemet http: / / www.planeLcom.tr / Xn Elektronik posta: Denfz.Som9planet.com.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - 8 vıl DYP'vi bölmüş... "5 artı 3'ten. 8 bölü 2've!" B ugün sekiz yıllık kesintisiz temel eğiiime karşı çıkan yobazlar, cumhuriyetı yıkmaya yönelik faaliyetlennı yıllar boyu camilerde sürdürdü. Camiye ıbadet değil siyaset içın gittıklerını açıkça söyleyenler bıle oldu. Arabis- tan'dan "imam" ithal edildi. Ama devlet duyarsız kaldı. Çünkü devleti de ele geçirmeye başlamışlar- dı. Kanıt ortada. Camilerde siyaset yapıldığının en somut göstergesi, gösterilerın merkez üssünün ca- miler olmasından bellı. Yetmedi, şimdı de camı çı- kışı eylemlerinı cumadan pazara kaydırdılar. Örne- ğın Istanbul'da pazar sabahı Eyüp'te, öğlen Üskü- dardaki camilerde buluşuyorlar. Yarın, haftanın yedi günü beş vakit, cami çıkışı so- kağa dükülürlerse kimse şaşmasın. Asıl şaşılması gereken, bu camilerdekı imamlan- nın nasıl oluyor da ibadete gelen cemaatle, mıtin- ge hazırlanan göstericıler arasındakı farkı anlayamı- yor olması. Yoksa, devlet memuru konumundaki Camiler-lmamlar bazı imamlar da göstericilerle işbirliğı halinde mi? İmam efendiler, sabahın köründe Eyüp Camisi'nin dolup taşmasına bir anlam veremiyor mu, Üskü- dar'da gösteriye hazırlanan militanlara namaz ön- cesı nasihat edemıyor mu? Semah Kültür ve Araştırma Vakfı Genel Başkanı Lütfı Kaleli uyarıyor: "Devlet birimlerinde devlet memurlarının siyaset yapması; din ve dince kutsal sayılan değerlenin ve yerlerin siyaseten kullanılması yasaktır. Oteden be- ri Refah Partisi'nin ocak-bucak teşkilatı gibi çalışan camileri, bugün çok açık biçimde eylem merkezle- ri halinde kullananlar bir ceza görmeyecek mi? O camilerde devlet memuru kimliğiyle görev yapan din adamları, disipline edilmeyecek mi? Türkiye'nin mevcut rejimini yıkmak için, her cuma namazından sonra camıden çıkıp eylem yapan köktendincileri öpen polisler cezalandırılmayacak mı? Bir devlet birimi olan Dıyanet, emrindeki adamlarına ve camı- lere hükmedemiyorsa, varlığını hâlâ sürdürecek mi? Devleti kuşatmış olan ırkçı ve köktendincilerden bu devlet ne zaman kurtulacak? Şeriatı sıyasallaştırarak iktidarataşıyan Necmet- tin Erbakan ve onun güdümünde eriyen Tansu Çil- ler felaketinden kurtulduğumuzu düşünmeyelım. Tehlike hâlâ devam etmektedır. Mesut Yılmaz'a ortaklık öneren Erbakan, devle- ti nasıl ele geçirdiklerini anlatmıştı... Şimdi Yılmaz, tüm sivil toplum örgütleriyle birlikte parlamentoda çoğunluğu sağlayarak hükümet oldu. Haydi baka- lım, Yılmaz Hükümetı de devleti Erbakancı kadro- lardan temizlesin. Çok geç olmadan." Camilerin yeniden ibadethane olabilmesi için ön- ce imamlardan başlayarak! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE SözHi dövüş sanatı: Tongue Fu Uzakdoğu'nun yakın dövüş sanat- larından sonra bu kez fıziksel beceri gerektirmeyen yeni bir "dövüş" sana- tıyla tanışıyoruz: Tongue Fu. Boyner Holding Yayınlarf ndan çı- kan "Tongue Fu"daZülfü Dicleli'nin çevirisiyle Sam Horn, sözlü dövüş sanatının inceliklerini anlatıyor. Tongue Fu'da amaç sözlü sal- dırılar karşısında acı sözler söyle- mek ya da susup kalmak yerine kendini koruyacak şekilde ve güven içinde davranmayı, konuşmayı sağ- lamak. Örneğin, ne söyleyeceğinizi bılmediğinizde ne söylemelısinız? "Söylememiş olduğum bir şeyin zararını daha hiç görmedim" sözünü anımsatan Horn, "Soruya soruyla ce- vap verin" diyor: "Birisi beyninizdeki düşünceleri okursa nasıl tepki gösterirsiniz? Böy- le bir durumda 'Ne demek istıyorsu- nuz?' sorusuylatopu hemen karşı ta- rafa geri atın. Bu sorunun güzelliği çok çeşitli düzeylerde işlerli olmasın- dadır. Ne demek istiyorsunuz, so- rusu: Bir şey söylemiş olmanızı sağlar. Öfkenizi geciktirir ve sizi saldıraya tepki göstermekten alı- koyar. Temelde yatan konuyu açı- ğa çıkararak size gerçek durum üze- rine konuşma fırsatı verir. Kendinizi toparlamanız için zaman kazandıra- rak düşüncelerinizi ileride pişman ol- mayacağınız bir şeyler söyleyecek şekilde düzenlemenizi mümkün kılar. Ham değıl tersıne zekice bir tepki iş- levi görür." PALAS PANDIRAS Postmodem Türk deyimleri serisi: Nerede çokluk, orada vidanjör! Müfrt Bozacı 1 İstanbul il Sağlık Müdürü Mehmet salman 'Ambulans hizmetinde aksamayaşanmıyory İstanbul Haber Servisi - is- tanbul l! Sağlık Müdurü Meh- met Salman. son günlerde çe- şith vayın organların çıkan •'Ambulans hizmetlerinde ak- saklıklar >ar" şeklindekı ha- hed£rin gerçeklen yanaitmadı-- ğını belirttı. Salman. bu tür ha- berlerin toplum sağılığı açısın- dan sakınca yaratabileceğını vurguladı. Salman. ambulans hizmetle- rinde aksama olduğu şeklinde- ki haberleri suç duyurusu kabul ederek bir inceleme yaptıkları- tıı açıkladı. İnceleme sonuçla- hyla ılgıli olarak dün yazılı bir içıklama yapan Salman, 13 âğustosta Bağdat Caddesfnde- \\ trafik kazasında ve 17 agus- tosta Kocamustafapaşa"daki tren kazasında. ambulansın olav yerine zamanında ulaştığım kaydettı. , Ambulans taleplennde top- lam vakaların yüzde 45"ıne ilk İ 0 dakikada olmak üzere yüzde &5'ine ilk 20 dakikada ulaşıldı- gını belirten Salman. "Trafiğin çok >oğun olduğu saatlerde bu sürenin uza>abileceği de beklenen bir durumdur" de- dı. Bu durumlarda genellikle sağlık personelının ihmalinin görülmedığıni ifade eden Sal- maru şöyle devam etti; "Olay \erindeki telaş ve ambulansın nereden talep edi- leceğinin veterince bilinme- mesi nedenivle ihbarın gecik- tiği ve bu gecikmenin idare- mizden kaynakladığı izlenimi oluşmaktadır. A\ rıca ola> a ta- nık olan basın mensuplarının ambulans talep etmedikleri gözlenmektedir. "Ambulans gelmiyor' haberlerinin vatan- daşın hizmete olan gü\enini zedelemesi ihtiyaç olduğunda ambulansın hiç talep cdilme- mesine neden olabilir ki bu durum toplum sağlığı açısın- dan sakınca \aratabilir." Mehmet Salman. acil olaylar- la erken dönemde karşılaşan ba- sın mensuplanndan 112 No'lu telefondan ambulans talep et- melerini ıstedı. Türk mutfağına yeni tatlar Sana ve Sofra dergisi tarafından ortakJaşa düzenlenen "Sana-Sofra Yemek Yarışması'nı tantuni. patlıcan çorbası ve acıbademli şeftali tatlısıyla yarışmava İstanbul'dan katıîan Hacer Akyıldız kazandı. Türkiye'nin çeşitli iHerinden fınalist olarak seçilen 10 bayan varışmacının katılınııyla Polat Renaissance Oteli'nde yapılan yarışmada ikinciliği İzmir'den Şengül Öge. üçüncülüğü Gaziantep'ten Canan Direkçi kazandı. Hazırlıklarına sabah 05.00'te başlayan finalistler, yemeklerini saat İ4.00'ten itibaren aralarında Sabah gazetesi yazarı Selahattin Duman ve Türk hafif müzik sanatçısı Candan ErçetiıTin de bulunduğu jüri üvelerine tattırdılar. Yarışmanm birincisi ve ikincisine birer bu/dolabı. üçüncüsüne ise bulaşık makincsi hedive edildi. ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI KÂMİL MASARACI Yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine ara vermiştir. H A R B İ SEMİH POROY BULUT BEBEK M'RAYÇIFTÇI biraz kızâıriym. oynayaJım Sayan hs... MIRMIRLAR ICIR DIRAK ...VENi ARKAOA^LAR- YERLER GbRMEK İ S T I - YORUNA... UARIKİIN İ4İNE 8A61NY- ULIKYAPAN BİRŞEY TARİHTE BUGUN MCMTAZ ARIK.AN 19 Ağustos a RUS BALESİ'NİN KURUCUSU f329 'M Si/SON, £ER6£I PAVLOVTCH (pİrA6YÎLYeF) S? rAÇINDA VENEOfe'TE ÖCMÜfTÜ. yiRMİNCl yüZYtL BAÇ/NPA, ÇEVRESlNE TORLAbl- Ğl EN IYİ & OtAĞANÜSTÜ y Ü BAT7NIU ÎLGİSİNI TOft LAMIŞT7. ÖeeÛTÇİİLÛSÜ VE ZEtJGtNLİ6lYL£ KLASİK DAAJSIN ULAÇMişn. r. OÜAM SAI/AÇI , PAMYAS.INA AAE&£2 OUUSAK MONTSC/VZLO' YU £EÇ£tJ DIA5HILEV (ÇİN; MJWSKY,P*VLO- VA Sigl DANSÇILAH;ieAVEL, STKAI//VSKY, FAUA 6/8/ MÜZMiÇfLEg; PfCACSO, L£OH SA*ST6/'- Bı /eessfjuti/t^^cEAaae/ÇÂy) ÇAt/ŞMfÇTf. Saİda,ICorsorma ıre klıjinslu) '6isel(t.'de. görulüyor: MANAVGAT İCRA DAİRESİ'NDEN DAVET KÂĞIDI DosyaNo: 1995 1741 1- Alacaklının adı, soyadı: Ramazan Şahin 2- Borçlunun adı: soyadı. tdris Akbaş 3-Haczinvapıldığıg"ünvesaat: 21.3.1997 saat 10.30 lcra ve Iflas Kanunu'nun 102. maddesıne tevfıkan yapı- lan hacız sırasında kendinizi veya Teblıgat Kanunu hü- kümlerıne göre tebellüğe yetkıli kimse hazır bulunma- dığından ışbu kâğıdın tebliğ tarihinden adı geçen kanu- nun 103 maddesi gereğınce üç gün içinde hacız tutana- ğını tetkık \e bir diyeceğinız varsa bildirmeniz içın icra daıresine başvurmanız, kendisıne (*) tebligat yapılama- van Seydıler köyü ' Manavgat adresinde mukim borçlu tdris Akbaş"a yasal sürelere 15 gün eklemek suretiyle ılanen tebliğ olunur. lc. lf. K. 103 (*) Ev velce hacız vazedenlerle borçlular dahı yeni ış- tirakve ılavelerkendilennebıldırilmek üzere 103 mad- de mucıbmce davet olunurlar (tc lf. K. 104 3 i Basın: 35309 YAYLADAĞI ASLİYE HUKUK MAHKExMESİ'NDEN EsasNo: 1995 72 KararNo: 1997 35 Davacılar Hanıfı ve Dudu Tokgöz tarafından davalılar Hazıne. Orman idaresi ve Yavladağı Beledıye Başkanlığı dahilı davalı Hanne Sakallı oğ- lu Selim aleyhıne açılan tapu ıptalı tescilı davasının yapılıp bitinlen du- ruşması sonunda: Davaya dahilı davalı olarak katılan Hanne Sakallı oğlu Selım'in Yay- ladağı ılçesı Kurtuluş Mahallesınde oturmakta iken bulunduğu yerden ayrıldığı ve tüm zabıta araştırmalanna rağmen açık adresinın tesbit edil- niedığınden mahkememızin 10.6.1997 gün 1995 72 esas 1997 35 karar sayılı hükmü ıle Yayladağı ılçesi Kurtuluş Mahallesı 145 ada, 136 nolu parsel, 109 ada. 14 nolu parsel sayılı taşınmazların 1 4 hıssesınin Hani- fi Tokgöz, 3 4 hıssesı Dudu Tokgöz adına tapuya tescıline karar venldi- ğı. verılen hükmün ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra davahya tebliğ edılmiş sayılacağı ilan olunur. 30.6.1997 Basın: 31298 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Gelışıgüzel 1 toplanmış eş- ya. 2/ Dökülen tohumlarla er- 3 tesıyılkendılı- . ğınden çıkan tahıl... Maden- 5 cılıkle ilgilı kuruluşumu- 6 zunkısa yazılı- j şı 3/ Sergen... Bir inceleme 8 1 2 3 4 5 6 7 sonucunu ıçe- ren yazı. 4/ lz- mır" ın su gereksınımını karşılayacak olan bir baraj. 5/ Hatay ılınde bir göl ve o\a... Müs- 2 tahkem yer. 6/ Eskı dıl- 3 de ekmek... Fazla bön. avanak. II Çok cefa çekmış kimse... Hü- kümdar başlıgı. 8/ Bir 6 nota... Derının yağ be- 7 zı ve ter bezı salgıları- • nın anormal artışı. 9/ j Küçük tuzlu bisküv 1. =* YTKARIDA.N AŞAĞIYA: 1/ÇanakkaleBoğazı'nın Batı dillenndekı adı. 2/ Bırgöz rengı... Kırmızı renkli ve etı lezzetlı bir balık. 3/ "Akar- su krosu" da denılen spor dalı. 4/ Belırtı. . "Benım yâ- rim gelışınden bellidır — ellerı deste deste güllüdür" (Karacaoğlan)... Birpeygamber. 5/Zorunlu gereksınme maddeleri içındevletçe saptanan fıyat... Yanağın alt kıs- mı. 6/ Eskı Mısır'da güneş kursu olarak betımlenen tan- rı... Benlyum elementının sımgesı. II Erol To\"un bir romanı. 8/ Taş kemer ya da tas. kemerlerle vapılmış ev. oda, kapı gibı şey... "Olmadı tenhaca bir ışret çemende —- ıle Üstüme göz dıkti nergısler nıgehbân oldu hep" (Nedım). 9/ Artvın yöresıne özgü bir halk oyunu Mahmut Esat Bozkurt ve "Atatürk İhtilalii" Mustafa Kemal Atatürk ve Anadolu halkı, za- manla evrensel bir iletiye (mesaja) donüşen Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'yla emperyalizmın ıkiyüzlü, kan içici ruhunu büyük bir bozguna uğratmıştır. Nasıl Amerikan emperyalızmi Vietnam yenilgisi- nı içine sindirememişse, Batı emperyalizmi de Anadolu yenilgısini ıçıne sindirememiştır. Bu ne- denle bugün emperyalızm, oyunlannı daha sis- temli, daha deneyım kazanmışlıkla surdürmek is- temektedir. Bu tehlikelerı göz önunde tutarsak. Kurtuluş Savaşı'mız bıtmiş değıldir. Emperyalızm yeryuzünde var olduğu sürece bilime, aydınlığa, akılcıhğa giden yolda ulusal bağımsızlığımız her zaman pusuyadüşürülmetehlikesi ıçindedır. Bu- gün. tıpkı geçmişte olduğu gıbi. ihanet çeteleri emperyalizmle dayanışma ıçındedir. Önlerındeki en büyük engel de Gazı Mustafa Kemal Atatürk ve onun çocukları olmuştur. Anadolu aydınlan- masının en büyük öncüsü Atatürk, bize cumhu- riyetin kendisi olmamızı öğrettı. Cumhurıyet, Ana- dolu halkının biricik kimliğidir. var oluşundakı töz- ^dür. Bu da kolay elde edilmedi. Emperyalizmin Anadolu aydınlanmasına en sınsı tuzaklarından biri, kuşkusuz, şeriatın gerı getirılmek ıstenmesi- dir. Çünkü bir halkın duyarhğını, benliğıni. bilın- cini yok etmenin en etkili yöntemi ona bağnazlı- ğın uyuşturucusunu. bilimdışılığın afyonunu yut- turmaktır. Şeriatçölleşmedir. Çölleşmenınyaşam (hayat) kuyulanndaysa insan kanı vardır Atatürk devrimlerinden kaygılananlar, şeriatın çöl akrep- leridir. Onlar çöl kumlarının altında yaşam sürdü- rürler ve ne zaman sokacakları bellı değıldir. Kar- deşcinayetlerınin meşrulaştırıldığı, ınsanın insan kanına alıştırıldığı bir dünyanın özlemi içindedir- ler. Türkiye'de laik hukuk düzeninın temellerini atanlardan Mahmut Esat Bozkurt'un Kaynak Yayınlan arasında çıkan Atatürk İhtilali adlı kıta- bını okuyorum. Kitap, Ataturk'ün direktıfiyle Mah- mut Esat Bozkurt'un hazırladığı konferanslardan derlenmiş ve Kemalizmı sıstemleştırme amacını taşıyor. Hilafetin Türklüğe Zararlan başlıgı altında şun- lar yazıyor: "Hilafet laiklıkle uzlaşamazdı. Yeni Türk Cumhuriyeti'ni laik kılmak birkaç bakımdan zorunlu idi. 1) Dinle devleti bırbırinden ayırarak modern bir cumhuriyet kurmak için. 2) Dını Tur- kün ilerleme adımlarınm onünde engel olmaktan çıkarmak için. 3) Ve nihayet modası ve manası yok olmuş, bütün bir tarıh içinde Türke, yalnız ve sa- dece zaran dokunmuş böyle bir kurumu yok et- mek içın. 4) Ulusal duyguyu uyuşukluktan koru- mak, ona hızını vermek için. Laiklık, bazılarının anladığı veya anlatmak ıste- diklen gibi dinsizlik değildır. Devletm dınle aynlı- ğıdır. Esasen devlete din ızafe etmek kadar yan- lış bir şey düşünülemez. Bilirız kı, dınler o dıne gı- renlere bazı ödevleryükler. (...) devlet ıse tüzel kı- şilıktir (hükmi şahsiyettir). Bu ödevlerı yerine ge- tiremez. Nasıl anlatayım. Bir devlet duşünülebilir mi ki, hacca gitsın de hacı devlet efendı olarak dönsün?! Yine bir devlet tasavvuru mümkün mü- dür ki, abdest alarak beş vakitte namaz kılsın ?Ra- mazanlarda oruç tutsun? Osmanlı Kanun-u Esa- sisi (anayasası) ve Birincı ve Ikinci Teşkılat-ı Esa- siyelerimiz 'Devletin dinı, din-i Islamdır. Ahkam-ı şeriyenin tenfizine Büyük Millet Meclisı memur- dur' gibi birtakım maddeleri ihtiva edıyorlardı kı, bu hem gülünç, hem de zararlı idi. (...) Çünku, din- le devlet birbihnden ayırt edilmedikçe din devle- te direktiflerini verıyor ve zalım hükümdarlarla on- lann emir kullarının elınde bir baskı aracı oluyor- du. Hükümdarların ve onların hükümetlerinın en fena hareketleri dinle meşru göstehlıyordu. (...) Idaresizlik kolayca şeriatın sırtına yükletiliyor ve akan sular durduruluyordu. Bizdekı isyanların, kaytaklıklann hemen hepsi şeriata arka verdı." "Ağzıkara" şeriatçılar. işte bu nedenle emper- yalizmin tetikçiliğini yapıp büyük kurtarıcı ve ba- ğımsızlıkçımız Atatürk'e saldırıyorlar. BALA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1997 143 Davacılar Fahri Ballı. Alı Ballı \e Ahmet Ballfmn da\a- lılarMalıyeHazınesı ve Karaalı Beledıye Ba^kanlığı alevhı- ne açmış oldukları tescıl davasmm yapılan açık dunı^malan sırasında verilen ara karan gereğince; Davacılar Fahri Ballı. Alı Ballı ve Ahmet Ballfnın Balâ ılçesı, Karaalı köyü hudutlannda bulunan Sada mevkiınde, doğusu 627 no'lu parsel. batısı elvenşsız arazı. kuzeyi 630 no'lu Halil Ballı taşınmazı, güneyı ıse zıraata elverı$M7 ara- zı ıle çevnlı olan tahmınen 50 dönüm mıktarındakı ziraata gavrısalıh taşınmazın davacılar Fahn. Alı ve Ahmet Ballı adına tescılını talep ettıklerınden. bu taşmmazda u>tun hak ve ıddıa sahıplennın bu ılanın yayımı tarıhınden itibaren üç a> ıçensınde mahkememızin yukandakı dosvaMna ıddıala- rını kanıtlayan belge ve delıllerle başvurmaları. aksı takdır- de davacılar adına davacıların ıddıası kanıtlandığında tespit \e tescıline karar verıleceğı ilan olunur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear