14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
! fi TEMMUZ 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 70 yaşındaki caz efsanesi Âçıkhava'da Caz tarihinin gerçek mihenk taşlarından Elvin Jones ve Jamaikapopüler müziğinin en önemli isimlerinden Ernest Ranglin CEM YEGUL Yıi 1968.. Caz dediğimiz müziğin rit- , mik ve armonik yapısını neredeyse kö- ' kûndendeğiştirenOrnetteColeınaıı,Blue Note için iki albüm kaydediyor. Cole- man altosunu konuşturuyor; davulda El- vin Jones rahatsız edici karmaşıklıkta ce- vaplar göndererek Ornette'i bile şaşırtı- nyor. (Coleman'ın müziğine aşinaysa- nız, bunun ne demek olduğunu anlarsı- nız!) "" Omerta Coleman'la free jazz'a geçiş r dönemini başlatan hareket o kadar önem- 'lidir ki belki de caz tarihindeki en köklii değişikliktir bu hareket. Ometta Cole- "man'ın müziğini yutmadan post- bopdi- ye adlandınlan dönemı hazmetmek, mü- , ziğin bugün geldiği noktayı kavramak "frnkânsızdır. Bu devrim sanılanın ve ına- nılanın aksme cazın köklerinden uzaklaş- " madan yapıbnış bir devnmdir. Omette Co- leman'ın müzığinde blues'u duymak ol- dukça kolaydır. Coltraine, Jones*u özgür kıldı J Omette Coleman. Elvin Jones'un da- L vuluyla neden ilgilenmişti? Nedeni olduk- '"<Ja basit galiba: Elvin Jones doğal olarak aritmik birdavulcuydu. Ornette'in geliş- 'rirmekte olduğu müzikal yapı içinde, Jo- " nes'un karmaşık, garip ve büyüleyici ör- güleri Coleman'ı bir mıknatıs gibi çeki- "yordu. Nedeni buydu işte. 1960'ta John Coltrane Elvin Jones'da karar kıldı. Coltrane'in unutulmaz dört- lülerinin davulcusu genellikle Elvin Jo- ~nes oldu. Ancak, Jones'un kendi sesini 'bulduğu çahşmalar. 1961'de Coltrane'le yaptığı çalışmalardı. Jones'un doğal arit- mik çalış stılı. bop'un temel çizgisi ile pek .bağdaşmayan bir çalış stiliydi. 1957'de ' Village Vanguard'da Sonny RolMns'ın ya- "nında verdıği yüksek derecede yaratıcı performanslannda bile. solistle çatışma- lannın getırdiği bezginlik yüzünden. Jo- 'nts yaratıcılığını sınırlandırmakta ve bu da perfoımanslannı olumsuz etkilemek- teydi. " OysaColtrane'leçalmayabaşladıktan sonra bu sıkışık. patlayamayan enerji to- lvin Jones bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda. Elvin bugün tam 70 yaşında. Süratinden ve dayanıklılığından çok şey kaybetmiş olabilir. Ancak, ne olursa olsun, insan caz efsanelerini izleme fırsatını her zaman yakalayamıyor. Müziği ritmik olarak yeni bir platoya çıkarmış olan Elvin Jones da caz tarihinin gerçek mihenk taşlanndan biridir. pu özgürce dolaşmaya ve ger- çek kimliğini bulmaya başladı. Coltrane'in yorucu formlan Jo- nes'u daha özgür çalması için adeta tahrik ediyordu. Max Ro- ach. Phiily Joe Jones gibi selef- lerinin aksine Elvin Jones, zil cümlelerini kalıplara sokmaya gerek duymuyordu. Jones araş- tırmaya koyuldu: Yeni yapılar, yeni dokuİar peşinde dolaştı durdu. Coltrane'in müziğinin yapısı da yukanda bahsettiğimiz gibi Elvin Jones'a bu özgürlü- ğü sağlayabilecek hacıme sa- hipti. Coltrane'in bütün simet- risine karşın Jones asimetrikti. Vurgulamalannın yoğunhığu ve yarattığı poliritmik kontrastlar. Coltrane'in ritmik yayılışına te- zat bir yapı oluşturuyordu. Bu zengin doku altında Coltrane ve Tyner'e cevap vermeyi de ihmal etmezdi Elvin Jones. Colt- rane'in ağırlığına karşın, denge- yi sağlayabilecek agırlıkta bir blok da Elvin Jones'un cebin- deydi. Aynı anda üç ayn ritim tutabilecek inceliğe sahıpti El- vin Jones. Coltrane'in dörtlü- Festivabn bu akşamki diğer konuğu Emest Ranglin CRR'de blenebilir. Festivalin bu akşamki diğer konuğu ise, Cemal Reşit Rey Konser Salo- nu'nda izleyeceğimiz Er- nest Ranglin. 1932 do- ğumlu Ernest Ranglin, sa- vaş sonrası Jamaika popü- ler müziğinin gelişmesin- de en çok pay sahibi olan müzısyenlerin başında ge- liyor. Ranglin ve Jamaika Emest Ranglin, profes- yonel müzık yaşamına Ja- maika'da ilk adım attığı günlerde müzik piyasası aşağı yukan 20 tane big band'in etrafinda oluştu- rulmuştu. Bu topluluklar ABD'deki Duke EDing- ton. Wood> Herman ve Count Basie gibi caz dev- lennin müzıklerini yakın- dan takıp etmekteydiler. Ernest Ranglin, bunlar arasında Milton Mepher- son, Ro> VVhite, Carlrslc Dcrmetingibilerini hatır- lıvor sünde Jones'un bazen Tyner'ın ses blok- lannın üstüne yükseldiği de olurdu. Colt- rane'ın tipik performanslan genellikle tenor-davul düetlerinin etrafinda oluşur- du ve bu davulcu da Elvin Jones"du. İş- te bu Elvin Jones bu akşam Açıkha\a Tiyatrosu'nda. Elvin bugün tam 70 ya- şında. Süratinden ve dayanıklılığından çok şev kaybetmiş olabilir. Ancak. ne olursa olsun, ınsan caz efsanelerını ızle- me fırsatını her zaman yakalavamıyor. Müziği ntmik olarak yeni bir plato\a çı- karmış olan Elvin Jones da caz tarihinin gerçek mihenk taşlanndan bındır. Dört- lüsündetrompcttedeWynton.Vlarsalis'i izleyeccğiz. Marsalıs için büvük sans. Ernest Ranglin 14 yaşında Kingston'a gelince, soluğu daha küçük kombolann çaldığı Coney Island'da alır. 15 yaşında Val Bennett'in topluluğuna katılır. 50'lerin başlannda büyük toplulukla- rı >aşatmak zorlaşmaya başlar. Ernest Ranglin bu sıralarda. Eric Dean'in or- kestrasına katılıp. onunla Haiti'yegider. Dönüşlerinde de mambo ve merengue ritimlerini beraberlerinde getirirler. Ernest Ranglin bu dönemde en çok et- kilendiği caz müzisyeleri arasında Char- lie Parker, Dizz> Gillespie ve Bud Po- vvell'ı sayıyor. 1958'de Islandplakşirke- tinin sahibi Chris BlackvveU'le (Bob Mar- ley'nin prodüktörü) tanıştıktan sonra 1960 ve 1962'de Island için 2 plak kay- deder. 1950'lerin sonlanna geldiğimizde Er- nest Ranglın'in Kingston'da aranılan adam olduğu döneme geliyoruz. Bu dö- nemde Emest Ranglin'in Coxsone Dodd, Duke Reid ve Prince Buster gibi dönem- de Coxsone Dodd, Duke Reid vePrince Buster gibi 'sound system' prodüktörle- ri için gerçekleştirdiği çalışmalan görü- yoruz. Daha sonra da Clement Dodd dö- nemi geliyor. Ranglin. Studio One için çalışırken, Cluett Johnson da onunla ça- lıyordu. Ranglin ve Coxsone Dodd'un aran- jörlerinden biriydi. Bu üçlü, o zaman Ja- maika'da çok revaçta olan "shuffe rhythnTden ska ritmini formüle ettiler. Reggae müziğinin babası sayılan 'ska'nın doğuşunda Emest Ranglin'in bayağı kat- kısı vardır anlayacağınız. (r&b. shuffe'la kanşınca ska doğuverir). Ska ve rock ste- ady dönemlerinde Ernest Ranglin pek çok kayıtta yer alır. 1964'te 8 milyon kopya satan Mflbe Small'ın *My Boy Lol- tipop"un aranjmanı Emest Ranglin'e ait- tir. The Wailers'ın "It Hurts to be Alo- ne"u da Emest Ranglin'in çalışmalann- dan biridir. , 1964'te Londra'nın meşhur Ronnie Scott'ında dokuz ay çaldıktan sonra Ja- maika'ya döner yani ska, rock-staedy ve reggae'ye. tlk defa 1974'te Newport Caz Festivali'ndeçalar. Daha sonraki yıl- larda Montreux ve North Sea gibi caz fes- tivallerinde boy gösterirken görüyonız Emest Ranglin'ı. Yaşayan Jamaika cazının ve Jamaika popüler müziğinin en önemli simalann- dan biri olan Emest Ranglin'in Cemal Re- şıt Rey Konser Salonu'ndaki konserini ka- çınrsanız. kendisini çarşamba akşamı Roxy'de yakalayabilirsiniz. ^tıf Yılmaz, Türk-Fransız-Yunan ortak yapımı, yeni filmi Nihavend Mucize'nin çekimine başlıyor Çağdaş bir Istaıılnıl masahj' Kültür Senisi - Yönetmen Aüf Yılmaz, yeni filmi Nihavend Mu- cize'nin çekimlerine lOtemmuz- da başlıyor. Beykoz Konaklan ve rEfes Pilsen'in sponsorluğu ile Delta Fılmcilik tarafından çekim- -lerine başlanacak olan, Türkan Şoray, Haluk Bilginer, Lale Man- -sur.ŞükranGüngör, Beyaz \e Mel- tem Sa\cf nın rol alacaklan Ni- -havend Mucize adlı filmin basın -toplantısı, pazar günü gerçekleş- tirildı. Beykoz Konaklan ıçen- sindeki Tarihı Av Köşkü'nde dü- zenlenen toplantıda filmin tüm -kadrosu hazır bulundu. 15 ağustosta çekimlerinin ta- mamlanması ve 14 ekimde gös- terime gırmesi beklenen film, bir Türk-Fransız- Yunan ortak yapı- jnı. 600 bin dolarlık bir bütçeyle çekimlerine başlanacak olan film. Eurimages fonundan da destek -airyor; ancak Kültür Bakanlığı'nın -filme herhangi bir katkısı yok. "Atıf Yılmaz, Refah Partisi döne- •minde ızlenen kültür politıkalan i3enaryosunu Zeynep Avcı'nın yazdığı filmde Türkan Şoray, Haluk Bilginer, Şükran Güngör, Lale Mansur, Beyaz ve Meltem Savcı oynuyorlar. 600 bin dolarlık bütçeyle, Eurimages desteğiyle çekilecek olan filmin vermek istediği mesaj için yönetmen Atıf Yılmaz, "Ne varsa, bu dünyada var, öbür tarafta da bir şey yok" diyor. (Fotograf: KADER TUĞLA) sonucu sinemaya olan desteğini kesen bakanlığın, sadece Eurima- ges fonunun aidatlannı ödemeye devam ettiğini belirtti. Senaryosunu, Zeynep Ava'nın yazdığı filmin tüm çekimleri. ls- tanbul'dagerçekleştirilecek. Bey- koz Konakları. Hyatt Regency Otelı ve Telesine Film Stüdyola- n ise filmde kullanılacakmekân- lardan bazıları. Kurgusu tama- mıyla Türkiye'de yapılacak olan film sesli cekilmeyecek; ancak kılavuz ses kullanılacak. Senaryo- da bulunan birçok fantastik sah- nenin dayanağı ise filmin yüksek bütçesinin sağladığı teknik ola- naklar. Daha tanıtım aşamasında pek çok sinema ve dağıtım şirketinden PARIS NOTLARI COŞKUN TUNÇTAN Rostropoviç'ten güldeste 'Yü^yılımızın viyolonseli' ı lrlandalı Samuel Beckett'in f Fransızca yazdığı "Godot'yu - Bekkrken". bu mevsim, Paris'te uzun süre oynandı. Bu oyun, ılk kez 1953'te, Paris'm küçücükbir tiyatrosunda sahnelendiğinde. bu sanatta yepyeni bir dönem açan özellikleri yüzünden, o za- man, olağanüstü derinliği hiç anlaşılama- mıştı. Sözümona *^ızman''lar, oyunu son kerte olumsuz. saldırgan ve alaycı tepki- lerle yerin dibine geçirmişlerdi. Seyircilenn ezici çoğunluğu ise, can sı- kıntısmdan, iki bölümün arasında, bazen d^ha da önce, salonu terk edıyorlardı. Uzun sözün kısası. tam bir fiyasko olmuştu bu temsil (Ama onu ilk seyredenler arasında bulunan Muhsin Ertuğrul, yaptığı büyük üstünlüklerinin derhal bilincine varmış, metni hemen Türkçeye çevirmiş, o yıllar- da Beyoğlu'nda yönettiği Küçük Sahne'de sergilemiş, böylece ne denli ileri görüşlü bir tiyatro adamı olduğunu bir kez daha ka- nıtlamıştı). 12 yıl sonra. ben onu Paris'te, Çhaptal Tiyatrosu'nda sahneye koyduğun- da, "Godot'vıı Beklerken". artık yüzyılı- rnızın en önemli yapıtlanndan sayılıyor- du, -çağdaş klasik" mteliğini kazanmıştı, yakın bir geçmişte onu deli saçması sayan a\Tiı uzmanlar şimdi onu göklere çıkanyor- du, sey irciler arasında sık sık Beckett hak- kında tez hazırlayan üniversite öğrencıle- ri de vardı. 347 koltuklu salon, iki mevsim boyunca. her gece dibine kadar doldu. Ar- dından da uzun turnelere çıktı aynı tem- sil. Bu başandan sonra, tiyatro prodüktör- leri, müdürleri ve yönetmenleri, "Godot'yu Beklerken"i birçok kez sahnelediler ve her seferinde oyun büyük ilgi çekti... Rond- Point Tiyatrosu'nun başına yeni getirilen değerli tiyatro adamı Marcel Marichal de. geçen aylarda bu üstyapıtı programına ek- ledi, kocaman salonu her temsilde tıklım tıkhmdı. Aynca, her akşam, yüzlerce kişi, bilet- leri tükenmiş olduğundan oyunu seyretmek olanağını bulamayıp üzünrti içinde gışeden uzaklaşıyordu. PatriceKerbrat'nınrejısi- nı üstlendiği temsildeki dört oyuncunun her biri ünlü sanatçılardı ve tümü çok başan- lrydı. Vladimir'i Pierre AnM Pozzo'yu Ro- bert Hircsh. Lucky'yı Jean-Michel Dupu- is canlandınyorlardı. Değişik yıllann ka>Ttian Estragon'u ise Marcel Marechal kendi- sine ayırmıştı ve bu rolde nefis bir kom- pozisyon yarartı. Dekor, yazann da istedi- ği gibi, bomboş bir sahnenin ortasına di- kilmiş, birinci bölümde kupkuru. ikınci bölümde ise hafifçe yapraklanmış bir tek ağaçtan oluşuyordu. Bu yapıtm gerçekçi mesajını benliğinde en gizli derinliklerde hissetmeyen seyirci günümüzde pek ender- leşti. Dünyada kendi Godot'sunu sıkıntıy- la yoğrulmuş bir umutla bekleyen, onun eninde sonunda gelip kendisini bütün dert- lerinden kurtaracağına sürekli ınanmaya ça- balayan. bu inancın desteğiyle. zaman za- man düşündüğü intihara yanaşmayıp, tüm zorluklara karşın, yaşama elinden geldiğin- ce sanlan insanoğullan çoğunlukta değil mi? "70 yaşıma vardıgıma inananuyorum bir rüriü.Tüm yaşamım bo> unca idealleri- min peşinden koştum sürekli. Ama ben koşmamı hızlandırdjkça, onlar da benden daha hızlı uzaklaşı\orlar gibi geldi hep ba- na. Niha>et, günün birinde, bir \andan koşmayi sürdürürken, bir yandan arka- ma bir göz attun ve geride bıramtş oMuğum izlerin rümünün bilincine vardım. Aştığım >wlun başlıca aşamalannı incclcdim \ e bun- ca zaman boşuna koşmamış olduğuma inanma>abaşuyorum şimdi." Bunlan, ça- ğımızın en ünlü \ıyolonsel ustalanndan Mistisla> Rostropoviç, FMI şırketınce >e- ni yayımlanan, 2 CD'li, ^Leviolonceledu ciecle"(Yüzyılımızın Viyolonseli) başlık- lı güldestenın kapağınayazmış. İki buçuk saat süren bu müzik şölenınde, Rostropo- viç'in değişik yıllarda kaydetmiş olduğu Bach. BeedHn-en, Ha> dn, Dvorak, Saint-Sa- ense, Schunıann. Brahms, Ça> kovski, Pro- kofie\. Britten, Dutilku\. \Hla-Lobos, Stra- vinski ve Şostokoviç'in \ apıtlanndan alın- tılar var. Müzik tanhınde adı artık altın harflerle geçmiş olan bu v ırtüoziin olağa- nüstü yeteneklerini yansıtan. her müzik- severi havTanlıkla coşturacak kayıtlar.. Yaz tatılı yaklaştıkça. kitapçılann vitrin- lennde ve raflannda. tunstik kılavuz kıtap- lannın sayısı gıderek çoğalıyor. Türki- ye'ye gitmeye heveslenenler. çoğu zaman, irili ufaklı. kimileri matbaadan yeni çık- mış olan. en azından yırmi yaprt arasında seçim yapabilmekte genellikle zorluk çe- kiyorlar. Bunlann burada aynntılı bir lis- tesini sunmak tabıi ki olanaksız. Bu nedenden, yalnızca, en yenileri ara- sından, üstelik içerikleri açısından birbi- rinden tamamen değişik olan. bir bakıma biri ötekini tamamlayan iki tanesinden söz etmek istıyorum bugün. Biri, Autrement Yayınlan'nın "İstanbuTu. Istanbul ve Türkiye kitaplan Ilk sayfalannda Nedim Gürsel'in hoş bir vazısının yer aldığı bu kitap. Türki- ye'nin bence en güzel kentinde, bir turis- te her konuda yardımcı olabilecek biçim- de düzenlenmiş: Yalnız mutlaka gezilme- si gereken tanhsel yerleri tanıtmakla ye- tinmiyor: oteller, lokantalar. mağazalar fa- lan hakkında da çok yararlı bilgileri içeri- yor. Bir de son sayfalanru, kimileri eski, kimileri çağdaş, Türk ve yabancı ünlü ya- zarlann Istanbul'la ilişkıli güzel metinle- nnden alıntılarla doldurmuş... Ötekı, Karthala Yayınlan'nda çıkan, Türkıve'nin tarihsel, siyasal. toplumsal. ekonomik, teknolojik, kültürel özellikle- rinı çok iyi tanıyan Jane Herve'nin "Laiur- quie" adlı. incelemesi. Türklerin bile ken- di ülkeleri hakkındaki bilgilerini ustaca pekiştirebilecek biryapıt. çeşitli teklifleralan filmin, yurti- çinde gerçekleştirilen festival ve yanşmalara katılacağını; fakat yurtdıştnda herhangi birorganizas- yona gönderilip gönderilmeyece- ğinin henüz kesinleşmediğini be- lırten Atıf Yılmaz'a göre Niha- vend Mucize, çağdaş bir Istanbul masalı. Filmin konusu ise kısaca şöyle: "Erol (Haluk Bilginer), bera- ber olduğu kadınlarda hep 25 yıl önce vitirdiğL eski bir ses sanatçı- $ı olan ve Nihavend makamını çok seven annesini arayan. bu >üzden de ikili ilişkilerini bir tüıiü diize- ne kovamayan ve geckin vaşına rağmen hâiâ gelişiminin Oidipus kompleksi periyodunu vaşavan so- runlu bir yctişkindir. Erol'un an- nesi Suzan (Türkan Şoray), oğlu- nun, sevgUisi Iris'le (Lale Man- sur) ve babası Asım'la (Şükran Güngör) olan problemkrini çöz- mesine yardımcı olnıak için dün- > a>-a hem de bu süre icerisiıide htz- la değişen ve tanınmaz hale gelen İstanbul'a geri döner. Zamanı kı- sıthdB-veoğhınun çapkm ortağı Ne- jat'ı da kendisine âşık etmiştir." Filmin başrol oyunculanndan Türkan Şoray, yine Atf Yılmaz ile çevirmiş olduğu GüDü serisin- den sonra bu filmin kendisi için ilk komedi deneyimi olacagını ve Türk izleyicisinden olumlu bir tepki beklediğini söyledi. Daha önce canlandırdığı rollerden fark- lı birkarakterle sinemaseverlerin karşısına çıkacağı için filmin ken- di açısından çok önemli olduğu- nu belirten Lale Mansur'a göre de Nihavend Mucize, insan ilişkile- riyle örülü sıcacık bir yapım. 'Olumlu tepki alacak' Bu ilk sinema deneyiminde Türk sinemasının önemli isimle- nyle çalışma firsatı bulan Beyaz, Nihavend Mucize adlı filmin kad- rosunda yer almaktan onur duy- duğunu ve sinema yapıtınm ölüm- süzlüğünün getirdiği sorumlulu- ğun da bilincinde olduğunu açık- ladı. Beyaz, altyapısındakı teat- ral' eksikliği, çok çalışarak ve kendi elektriğinden yararlanarak gidereceğine inandığını da belirt- ti. Türk sinemasının canlandığı son dönemde, Nihavend Muci- ze'nin Türk izleyicisinden olum- lu tepki alacağına inandığını ifa- de eden Atıf Yılmaz, yeni filmi ile insanlara vermek istediği mesajı da kısaca dile getirdi: "Ne varsa, bu dünyada var, öbür tarafta da bir şey yok!" 1. Serdar Çakjrer Karikatür Yamşması albümii yayımlandı -fı"Kültür Seoisi- 1995 yılında Fransa'da geçirdiğı trafık kazası sonucu aramızdan aynlan karikatür sanatçısı Serdar Çakırer anısına düzenlenen 1. Kankatür Yanşması'nın albümü yayımlandı. Kankatürcüler Derneğı ve Karikatür dergısince düzenlenen yanşmanın albümü yanşmaya katılan 100 civannda karikatürü bir araya getırdı. 178 sanatçının 322 yapıtla katıldığı yanşmada 1. ödülü Ali Şur kazanmıştı. Kayıhan Fırat, Levent Dağaşan. Hüseyin Çakmak ise mansiyonla ödüllendirilmişti. Yanşmada ikincüik ödülü alan karikatür. Takılap Takmtılap • Kültür Servisi - Güldal Sığınç Topdemır ve Nihal Gürsel'in 'Takılar Takıntılar' başlıklı sergısi, 15 temmuzda Baromerre Sanatevi'nde açılıyor. Sergi, temmuz sonuna kadar görülebilir. Sergi, deniz kabuklanndan. deniz taşlanndan, boncuklardan yapılmış takılardan. tablolardan oluşuyor. Plre'nin pesim sepgisi • Kültür Senisi - Sanatçı Muharrem Pire'nin resim sergisi, 15 temmuzda Istanbul Menkul Kıymetler Borsası Sanat Galensfnde açılıyor. Sergi 2 ağustosa dek gezilebilir. Gazi Eğitim Enstıtüsü Resım-lş bölümünü bitiren sanatçı, bir süre öğretmen okullannda resim öğrermenliği yaptıktan sonra serbest sanatçı olarak çalışmaya başladı. Duvar dekoru. reklam grafiği, yayıncılık, tiyatro afişleri, tiyatro dekoru gibi çeşitli alanlarda uğraş veren sanatçı, çalışmalanna Ankara'da devam ediyor. Yurtiçınde birçok sergi açan sanatçı. aynı zamanda birçok ödül aldı. En son 1995 yılında The Pollock- Krasner Foundation Inc tarafından eserlerindeki sanatsal başan düzeyinden ve özgünlüğünden dolayı 1995-96 uluslararası tanıtma kataloğunda yer aldı ve sanatsal yaşamını özgürce sürdürebilmesini desteklemek amacıyla karşılıksız bir fonla ödüllendırildi. İstanbuM900 • Kültür Servisi - 'Istanbul 1900' italyan mimarlar Diana Banlen ve Ezio Godoli tarafından hazırlanan. Art Nouveau adıyla bilinen mimari üslubun Istanbul"daki öyküsünü, bu öykünün toplumsal. siyası, kültürel ve mimari sonuçlannı, bıraktığı eserleri inceleyen 300 renkli fotograf ve illüstrasyon içeren bir kitap. 'Istanbul 1900' ilk kez 1996 yılında dört renkli ve Italyanca olarak Octavo Yayınevi (ltalya) tarafından basıldı ve Ingılızcesi Rizzoli Yayınevi (ABD) tarafindan yine 1996 yılında yayımlandı. YEM Yayınevi tarafından Türkçeye çevrilen kitap, yine dört renkli olarak Italya'da basıldı. Stıankar'ın konseri iptal edildi • Kühür Servisi - Ravi Shankar'ın. 11. Uluslararası Izmir Festıvalı etkinhkleri kapsamında dün akşam • Efes Antik Tiyatro'da vermesi beklenen konser, sanatçının rahatsızlanması üzerine iptal edildi. İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Sarper, yaptığı açıklamada, Shankar'ın Istanbul'da doktor kontrolünde bulunduğunu. bu nedenle Efes Antik Tiyatro'da vereceği konserin iptal edildiğini belirterek "Tamamen dışımızda, sağlık nedeniyle gösterinin iptal edilmesinden dolayı son derece üzgünüz" dedi. Konser biletleri, 15 temmuza kadar satm alınan gışelere iade edilerek parası gen alınabilecek. Yaşap Kemal'e adanan kitap • Kültür Servisi - Alpay Kabacalı'nın "Gül Yaprağın Döktü Bugün" (ağıtlar) adlı derlemesi, Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıktı. Kabacalı, 17 yıllık çabasının bir ürünü olan bu kitabını, halk edebiyatımızın en özgün türlennden biri olan ve ölüm acısıyla birlikte dünya sevgisinin de işlendiği ağitlan, ilk kez derleyip kitaplaştıran Yaşar Kemal'e adıyor. Yaşar Kemal'in bu kitap için yazdığı sunuş ve önsöz yazılannın da yer aldığı kitapta, Türkiye'nin çeşitli yörelerinden derlenmiş 218 ağit bulunuyor. Hayalet Gemi Keşfe Çıktı • Kültür Servisi - Hayalet Gemi'nın 37. temmuz'ağustos sayısı "keşif' temasına aynlmış. . Dünyayı. kendini, başkalarını keşfe çıkan insanın macerasını çeşitli açılardan ele alan denemeler ve öykülerden oluşan derginin bu sayısında Cemal Ener, Nazlı Ökten, Zeynep Dırek, Tansu Çelikel, Su Ufuk Uslu, Görkem Kiter, Nurdan Beşergil. Faruk Ulay, Derya Erkenci, Murat Gülsoy, İlyas Bingül, Balku Selim Ergun. Funda Çeşit katkıda bulunan yazarlardan bazılan. Bilimsel keşiflerin ve icatlann arkasındaki güdüler, coğrafi keşiflerle küçülen dünyanın yeni görüntüsü. felsefede şüpheciliğin oturduğu yer. Istanbul'u keşfeden Batılı gezginlerin- bize bakışı. zamanın keşfedilme serüveni bu sayıdaki denemelerin konulannı oluşturuyor. Aynca fotoğrafçının kendini keşfetmesini sorgulayan çalışması ile Orhan Cem Çetin yer alıyor. Derginin tasanmı ise Faruk Ulay'a ait. 25. ULUSLARARASI ISTANBUL MÜZİK FESTİVALİ BUGUN • Ava İrini'de saat 19.00'da "The Sixteen' dinlenebilir. 4. ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTİVALİ BUGUN • Etvin Jones 'Special Quartet' saat 21.30'da Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilir. • Ernest Ranglin Quartet saat 19.00 da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yer alacak. • Mahoganny Brass Band saat 23.30'da Roxy de izlenebilir. YARIN • Jacky Terrason Trio ve Joe Lovano saat 20 45 "te Açıkhava Tiyatrosu'nda izlenebilir. • RadioTarifa saat 18.30da CRR Konser Salonu'nda yer alacak. • Emest Ranglin Cmartet saat 23.30'da Roxy'de izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear