06 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 1997 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI 'Kalemli Çete'nin isyanı sürüyor. Aileler bağmyor: 'Çocukları verin, DGM'leri alm!..' 'KALEMLİ CETE'DEN MEKTUP VAR 'Yaramazlığın nedeni C4 tipi demokrasi' Kendileri için "Bizler isyankâr ruhumuzla çağunızuı yükselen değerlerine itibar etmeyen asi gençlerin içinden geliyoruz" diyorlar. "Hapis zamanlar ve hapis mekân- lardan" bize yazıyorlar. Yaşadığımız zamanı anlatıyor- lar: "Sessiz yığınlar, tüm dünyaya yayılmış monitörlerin- den birbirlerini izliyordu. Araya giren hacim arttıncı şampuanlar, sağduyu maceralan, beyazötesi temizlik reklamlan yeni dünyanın renkli hayatını simgelryordu. Bize bu toplumun geleceği oiduğumuz söyteniyordu. A- ma gelecek tehlikedeydir "Bizier" diyorlar. "bu tabloda payuruzadüşeneisyan ettik. Biz parasızlığın mecburiyetine değU, 3-5 kuruşun hiç değiL özgürlüğün provokasyonuna kapıldık." Harç zammı karşıtı 350 btn ımzayı TBMM Başkan- lığı'na ileüldiklerinı. örgütlendiklerini anlatıyorlar: "Ye- ni dünyaıun şımanktağma karşı ilk yarama/lığımız, öğ- rencilerin kendi bağımsız (irgütlenmelfrininde kurul- masına olanak sağiadı. Bu, Öğrenci Koordinasyo- nu'ydu.»" Dinar kampanyası, imzalar, açıklamalar derken "te- rörist" oluyodar: "Meclis, larihinde ilk kez bizim sesi- mizle karşılaştı. 'Öğrenim Hakkımtz Engellenemez', "Ferman Devletinse Üniversiteler Bizimdir' sk>ganlan bizim hayal gücümüzün bu defa Mecüs'i kapladığı an- dı." Bütün bunlar neden oldu çocuklar? "Bizim yaşadığımız 8 kişinin dramı değfldir. Susur- luk'ta kamyonun gazabma uğrayan'vatan kahramanla- nnı n" gençliğe ve onun yeni dünyaya isyan cdtşine politik yaklaşınudır. Biz parasızeğitim istedik, demokratik hak- larımız için isyan ettik. Akıl her zaman gerçekleri kurmaz. Gerçeklerin bir parçası otarak onlan ölümler için akılcılaştınr, haklılaş- tmr, yenilir-yutulur haJe getirir. Gerçekkr yalan söyle- mez, ama akıl söyler. Yalan gerçeklerin akılcı bir yoru- mudur ve ölümlülerin çıkarlannm emrine sunulur. Şira- di sadece geleceği bizlere emanet edenlerin bizleri mah- kemesıralanna neden oturttuklanna 'akılcı' bir cevap vermelerini bekfiyoruz." Neden bunlan yaptimz çocuklar? "Biz akıllıöğütkri dinlememeyi seçtik. Hayalgücümü- zün derin debisine bıraktık kendimizi. Biz yetkililerie diyaloğu zorladık. Ama C-4 tipi de- mokrasiyle karşuaşük. Bizler hayal gücümüzü parasız- lıgın mecburiyetiyledeğiLözgüriüğiin provokasyonuyla kurduk." Nasılsınız şimdı? "Ştaıdiavluda voKalıyoruz. Bir cebhnizde özgüriüğiin dayamlmaz kışkırücılıgı. öteki cebimizde btamle bera- ber olduğunu söyleyen tüm yürekli insanlara yol- layacağunız sevgi dolu bir sclamla." 'Şarkdardaıı korkanlar, çocııldarı üşütüyorlar' ECETEMELKURAN •2- Metin 24 yaşında lçen ahnmadan önce psıkolojı okuyordu. Ablası Handan Ersezer, "Ozellikk çocuklara yardım etmek istiyordu. Aeılı insanlann yanında olmak istiyordu' 1 dı>or \e eklıyor. "Onlar baskıya karşı sa\aştıklan kadar asık suratlı olan her şeye karşı savjştılar. Onlar, gülen >e nıutlu bir öğrenci hareketi, neşeli \e özgür bir dünya istiyorlardı. Cezalandıranlar, işte bunu istemiyorlardır Bugünlerde Metın ve ablası durmadan "şiirleşiyoriar". Metin. içeride bir şiır deften tutuyor. göndenlen ve kendısıne sabaha karşı sennliğin \e yalnızlığının armağan ettıği bütün ijiırlen bu deftere geçınyor "Mektuplarımı biriktirin" dıyor, "Çünkü beklemekten vazgeçmeli ve olabileceklere hazuiamalıyız kendimizi." Olabılecekler? Yanı 18 yıl hapis. >ani yalnızlık. Üstelik dışanda bir sevgı'li varken. Sevgilı Saadet Görüşlerde yüzü telli Saadet. O şımdı, Handan ablasına soruyor: Saadet'in gülüşü inceldî "Ne yapacağım ben aWa?" O da acıyı bal eylemenın artık meslekleştığinı söylüyor. gülerek ona şu yanıtı verdığını: "L'zülme Saadet. Sen de içeriye girersin. Size özel bir koğuş ayarlanz. Yaşayıp gidersiniz." Se\gılı Saadet. Yüzu tellı Saadet. O tellerden sızabılecek kadar incecik gülümseyebıliyor artık. Metın nasıl "terörisr oldu? Çocukken psıkolojik olarak sorunlu muydu? Yoksa büyükleri kafasına olur olmaz fikırler mı soktu? Handan ablası. "Biz öğretmen hareketi içindeydik. Imanm bizim anlatbklanmızdan etkilenmemiştir" deyıp, gülüyor. Konuşma boyunca hep gülmesınin bir yalan olduğu ıse, ıçenden gelen son mektubun ortaya çıkışıyla bellı oluyor. 'insan alışamıyor' "Metin bize hep güçlü olmamız gerektiğini söylüyor. Güçlüyüz, ama mektubu her okuyuşumda gayri ihtiyan gözlerim doluyor. Bu başka bir şey, insan alışamıyor. Artık ne zaman müzik dinlesem başüyorum ağlamaya." Ya gorüşler? "Karşüıkh oyun oynuyonız. Onlar içeriden gülerek geliyorlar, kahkahalaria. Biz dışarıdan öyle. O tellerin önünde gülüp duruyoruz. Ama dışanya çıktığımızda... Nasıl oLsa orada ağladığımı gören yok.* 1 Metın ünıversıte için Gebze'den Ankara'yagelivor Psıkoloji okuyor. Bir yandan da arkadaşlar. Handan ablası. "tlişkikri o kadar güzeldi ki" dıyor: *E> tuttular arkadaşlanyla. O çocuklan bir görseniz, an gibi çalışıyorlar. Bir ailede bile bu kadar iyi gitmez ilişkiler. Onlar bütün işleri Metin. ailesiyle çok konuştu. Şimdi herkes onun yanında. paylaşmışlar. \a\nız işleri bile değil. bütün hayatı." Ogrenci hareketıne nasıl bakıyordu Metın 1 Kasıl bir hareketi seçiyordu? Kırmak dökmek yok' "Öyle kırmak, dökmek yok. Metin \e arkadaşlan, onlar gibi düşünenler. güleryüzlü, birliktelikten yana bir hareket istiyorlardı. Eylemlerde amaçlaru kimseyi incitmek. kimseye zarar \ermek değildi. Sadece seslerini duyurmak istiyoriardı. Baştan beri hep güzel \e > umuşak ey lemler yaptılar. Değişik siyasi görüşte öğrenciler \ar, ama sorunlan ortak. Bunlan bir araya getirmek, toparlamaktı amaçlan. Ama ülkücüleri aynı kapsamda söylemek mümkün değil mesela. Çünkü onlar, hep Mirma>la kırmayla uğraşıyorlar. Ama bizimkilerin öyle bir yöntemleri yoktu." lstedığı kadar y umuşak. güleryüzlü olsun. aileler hep korkar Hele anneler. içleri hiç rahat olur mu? Metin'in annesi de öyle Hiç de memnun değil oğlunun bu işlere kanşmasından "Annem çok korkuyordu başına bir şey gelecek diye ve onu engellemeye çahşıyordu. \ma alındıktan sonra korkunun ecele faydası olmadığını anladı. Şimdi annem çok farklı bir insan. Artık onlar için her şeyi yapmaya karaıiı. Bu değişimde davadaki haksızlıklann çok büyük etkisi oldu. Çünkü istemlerin çok zararsız olduğunu \e haksızlığa uğradıklannı anladı. Şimdi baş destekçisi çocuklann." Handan Ersezer, Metin Murat Kalyoncugil'in ablası. "Çocuklan içeri koyanlar, bütün güzel şeylerden korkuyorlar" diyor. Ersezer'e göre çocuklan engelleyemezler, "Çünkü onlar cezaevini bile güzelleştirmeyi başanrlar." AüelerDGM'leriçin eylemdeAileler, çocuklannı yalnız bırakmama karan aldıklanndan beri çeşitli eylemleri deniyorlar. îmza toplamaktan. bölge mitinglerine kadar çeşıtfı planlar yapan aileler. Manisah aileler ve Öğrenci Yakınlan ve Aileleri Derneği ıle hareket etme karan aldılar. Aileler. bundan böyle çocuklan için yapacaklan ginşimleri Türkiye'deki demokratikleşme hareketinin bir parçası olarak görüyorlar. Sadece çocuklannın cezalandınlmasını engellemek için değil. hiçbir çocuğun cezalandınlmaması için çahşacaklannı söylüyorlar. Bunun için hazırladıklan imza mernı şöyle: Çocuklar için bir İmza "Her btrinin cebinde devtetin en üst bürokratlanmn imzası ile alınmış kinılikler, pasaportlar, izin belgekri, silah çıkan, tutukianır turuklanmaz serbest bırakılan, cinayetten eroin ticaretine kadar her türlü suçu işleyenler halen ortalıkta dolaşırken, işkence altında alındığı bilinen emniyet ifadelerine dayamlarak, yasadışı örgüt oluşturmak suçlaması ile Ankara'da 'parasız ve bilimsel eğitim' isteyen5üniversiteögrencisi toplam 96 yıl, Manisa'da banş ve özgürlük isteyen 12 lise öğrencisi toplam 76 yıl hapis cezasına mahkûm edikli. Cezaevlerinde olması gerekenler, geleceğimizin teminatı olan gençler değil. gerçek 'çcte üyelen'dir. Bizler hukukun üstünlüğünün, adil yargılama hakkı ve yargj bağımsızlığının demokratik bir dev letin temeli olduğuna inanıyor, Ankaralı üniversite öğrencilerinm ve Manisalı lise öğrencikrinin duruşma salonlarında ha> kırdığı 'Adalet ve Özgürlük' istemini gerçekleştirmeye katkıda bulunmak için bu nıetni imzalıyoruz." Kalemli çete'nin ikî uyesi. Me- tin ve Mahmut. Omuz omza vermek bugünlerde tek yoL Meiın neler dıvor göfösterde?" "v^ Yüzunde tel ızlenjle neler söylüyor? "Hep şakalar yapıyorlar. O kadar ilginç espriler gelişririyorlar ki aralannda. Mahmut şiir yazmış onu okuyor mesela. Avukatlan Ender de ağlamaya başlıyor. Eakat Mahmut şürin sonunu bağlayamamış. Durup, En se\dığım tatlı kazandıbı" diye bhiriyor şiiri. Ender hâlâ ağlıyor. Bunlar, kahkahalar atıyor" Sorular da karışıyor artık. "Hayattan ne bekliyordu" diye ^oru\eri>or insan. O dı'h geçmış zaman. bir yenilgıyı anlatıyor. kabullenılmemesı gereken. Gülüşulerek değiştırihvor soru "Metin'in istediği psikolog olup çocuklara yardım etmek. Bir de güzel bir dünya istiyorlar. Özgür bir ülke. İstedikleri bunlardı. Bunlardı değil, bunlar. Hâlâ bunlan istiyortar." Metın çıkınca ne şapmak ıstıyor ilk 1 İlk nereye gıdecek. kıme. nasıl1 "Abla çıkınca bol bol denize gireceğim. diyordu. Hepsinin özleminin doğa olduğunu sanıyorum. Deniz kıyisma gidip dinlensinler. Sanki içeride dinlenmiyorlar..." 'En kötüsü dokunamamak' Handan Ersezer. "En kötüsü dokunamamak" dı> or Yıne bütün bu zorluklar onu "istenilen" tarafa değil, tam karşısına düşurujor Bundan sonra Metin'in ablası nerede duracak? "Bundan sonra hangi eylem olursa ben de gideceğim, annem de gelecek. Bundan sonra gençlerin arkasında veya önünde değiliz, tam yanındayız." Handan Ersezer bunun biraz mızahi bır durum oldugunun farkında. bu yüzden "Gerekirseeylemeellerinden tutup öylegideceğiz" dıyor Oyun de\am edıyor Metın. Handan ablası ve dığerlen zorla şakalar yapıyorlar >aşananlar üzerine Çünkü bu bır inatlaşma. Çünkü bu güzellığe karşı açılan savaşta taraf seçmek. Handan Ersezer. bu savaşın sadece Metin"e karşı olmadığını düşünüyor, ona göre savaşın asıl hedefi her turden güzellık: "Bakın Manisalı çocuklara. \üzleri güzel, söyledikleri şarkılar güzel, istedikleri güzel. Bizimkiler? Onlar da öy le. Çocuklannın içlerinin güzelliği yüzlerüıe vurmuş. Hiç kötü bir şey istemiyorlar. Sorun da bu. Onlar için tehlikeli olan güzel olan her şey. Asıl savaş güzel olana karşı." Neden? "Onlar, gerçek çete. Hem de dışanda ellerini kollannı sallayıp geziyorlar. Bizim çocuklarımız dört duvar arasında. Bu, dayanılacak çelişki değiL" Handan Ersezer, söz bulamıyor söylemeye. Sonunda sesı kınlıyor: "Ama bunlar bitecek. Bitmek zorunda." Yarın: "Kim içeride kim dışarıda, belli değil" g B L X ^ L 4 C A SEDAT YAŞAYAS SOLDAN SAĞA: 1/ En önemlı temsilcısı Ah- met Haşim olan edebı topluluk 2/ Bır dınm öğ- renılmesı gere- ken ınançlarının \e tapınma ku- rallannın tü- 6 mü.. Zavıye. 3/ Sürüldükten sonra bır vıldın- lendınlen tarla Levleğe benzer 9 bir kuş 41 Bır yerde oturma 5/ llkel benlık.. Takımada. 6/ Heykel.. "Varam kul o- lam şeyh eşığıne dı- kınem \üz bin pareden" 3 (YunusEmre) 7/Bırgöz 4 rengı. "Başınıtaştanta- c şa urup gezer avare (Fuzulı) \'ılavet. 8/ Yayla çıçegı 9/ Işe yat- kın. ışının en. becenkh o lnsanı ıstenmeyen seçe- neklerden bınnı ızleme- ye zorlayan durum. YUK4RIDAN AŞAĞFVA: 1/ Dı\an ^aırlennın kendılerını övmek amacıyla yazdıklan şurlere \ enlen ad. V Kurnaz. açıkgöz Kesılmış sütten > a- pılançökelek 3/Yürürlükteolan...$ohret 4/Se\ecenlık,acı- ma . Bızmut elementının sımgesı. 5/Köpek.. Bezekçıhkte kullanılan veşıl v e pembe dalgalı bır çe^ıt sedef 6/ L stu ka- palı olarak anlatma . ls\ıçre'de bır kanton. 7/Lzennde ta- nıtıcı yazı ya da resimler bulunan levha.. lsraıl'ın plaka işareti. 8/Alkolsuz ıçecek.. Gı>sının yaka, kol. etek çe\- resme geçınlen mce şent 9/ Sahıp "Nasıl methedeyım hublar hasını / Yazarken \asfını — kan ağlar" (Ruhsatı) ORUŞ BEDRİ BAYKAM Cesur Bir Cumhuriyet Başsavcısı... Yıllardır beklenen olay nıhayet oldu. Aklı başında her insanın kendı kendine sorduğu bır soruyu nihayef'hu- kukdevleti" degundeme getırdi. Soru şuydu: "RP, le- gal bırparti mıdır yoksa değil midır? Rejımı, demok- rasiyı ve ıç banşı bu kadar fütursuzca ve aralıksız ola- rak tehdit eden bir parti, nasıl olur da hiçbir şey ol- mamış gibi işine devam eder? Nasıl olur da başkanı, mriletvekilleri, beledıye başkanları ve tum uyelerıyle anayasal rejimı, hukuk devletıni bu kadar hıçe sayan ve kamuoyunda sürekli olarak infial yaratan siyasi bir kurum, hiçbir ikaza aldırmadan, ûlkede ıç barışa kar- şı, bu saldırgan tavn sürdürür? Biz mı hiçbir şey bıl- miyoruz, anlamıyoruz. yoksa başsavcılar mı gorevle- rinı eksık yapıyorlar? Hukuk sıstemimızdekı boşluk veya gaflet bu kadar mı büyük?" Evet; tepki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'tan geldı Hukuk devleti içinden nıhayet bır s- es çıktı ve uzun suredir dıllerde dolaşan, yıllardır bek- lenen ıddianameyı Anayasa Mahkemesfnın önüne koydu. Soru, RP'nın legal olup olmadığı. Ben, yıllar- dır açıkça şeriatçı görüşlen savunan bır partiye de- mokratik rejimde yer olmadığını vurgulayanlardanım, Bunu böyledüşünen yalnız "ödünsüz-laik-demokraU Kemalıst" kesımı değil, aynı zamanda bırçok Akıt ga- zetesı yazarı ve Cemalettin Kaplan gıbı şerıat yanlı- lan. Onlar da ısrarla demokrasi ve şenatın bır arada gıdemeyecegını soylüyoriar. Zaten aklın yolu bir. Her ıkı "taraf" da böyle düşünüyor, mantık da öyle dıyor. Bunun detaylarıyla uğraşmaya gerek yok. Şeriatı her biri kafalanna göre yorumlamaya kalkan hiçbir yobaz ülkede demokrasinın d' sı yok ve olamaz. Ayrıca, Is- lam dınini sıyasete sokmaya çalışan her ülkenin han- gi acıklı durumlara düştüğü de zaten ortada: İşte Ce- zayır. işte Mısır. işte Suudı Arabıstan, işte iran, işte Af- ganıstan ve ne yazık kı işte özellıkle 163. madde kal- dırıldıktan sonra Türkıye. Bu saydığım dığer ülkeler- den ilk ıkısı, şeriatçı terörle. kavram karmaşalanyla ve cıhat yolunda akıtılan kanda bereket arayan yobaz- larla hâlâ boğuşuyor. Diğerlerı isedemokrasiyı ezerek telaffuzunu bile dıne kufur sayarak, şerıatçılığı fıılen uy- gulayan, kellelen uçuran. vınçle adam asan, el-kol ke- sen, taşlayarak kadın öldüren, gerıci yaşam tarzını zorla insanlara dayatan. karanlık ortaçağ dükalıklan konumundalar. 3. sınıf yaratık rolüne sokulan kadın- ların ezıldıği, düşünce özgurlüğunün yok edıldiğı, bin asır gensıne saatlerın kurulduğu bu ülkelerden, özel- lıkle Tran "devrim ıhracı"ru kendine bır varoluş sebebı haline getirmiştı. Bu ülke, Turgırt Özal aracılığıyla el attığı Türkıye'de, RP ıle kurduğu yakın dostluklar sa- yesınde dal-budak salarak sinsi emellerine dogru iler- ledı. Çeşıtlı ıçışlerı bakanlarının açıkça ifade ettiği gı- bı iran, birçok aydınımızın katlinden bırınci derecede sorumluydu. Refah Partısı, her basamakta Iran'ı daıma savun- du. Şeriatçı terorü, hiçbir zaman lanetlemedi. "Din bu değildir, Sıvas'ta veya Cezayır'de yaşanan vahşetın, Islamla hiçbiralakası yoktur'' diye demeçlerı göreme- dık. Aynen sureklı RP'yı destekleyen Akıt gazetesi gi- bi RP şeriatçı terore karşı hep sessiz kaldı. Bunun da ötesınde, bugün Adalet Bakanlığı yapan Şevket Ka- zan, Sıvas'ta canilenn avukatlığına soyunmaya kalk- tı. Şeriatçı teror örgütlerıyle dostane ılışkeler kuruldu- ğu, medyada kanrtlanyla sabıt olundu. "Kan" kelime- si, bu partinin yönetıcılerinin sözlüğune doğal bırteh- drt yaptırım olgusu olarak yerleştı. Topluma damardan adım adım enjekte edilen bu veriler, Atatürkçü kesım- lerde büyük tepkıler yaratınca, ınsanlan enayı yerine koyan RP'liler, hep aynı yanıtları verdilen "Biz öyle de- mek ıstememiştık, bunlan medya uydurdu," 2. cum- huriyetın zavallı teorısyenlerı ıse kontrol ettikleri med- yada, tüm bu genlım anlannda laıkleri. Kemalıstlerı, or- duyu, akıl almaz demagojık savlarla suçlu ılan ederek RP'yı savundular. Başsavcı Vural Savaş, bu ıddianameyı Anayasa Mahkemesi'ne sunmakla, geç de olsa görevinı yap- mıştı Bu girişımın tehlıkelerını gundeme getırecek olanlara verilecek yanıt şudur: Bu iddianame, hukuk devletının doğal akışı ıçındeyeralmaktadır. "Amande- mokrasıyezarargelmesin, YargıtayBaşsavcısı neden bu iddianameyi verdi kı nerede kaldı fikır ozgürluğü" diyenler bıraz oturup düşünmelidır. Oyle kaygılan var- sa partiler kanununun ve hatta anayasanın toptan de- ğiştirılmesıni teklıf etsınler. Partilerin dın somurüsü yapması açıkça serbest bırakılsın, cihat çağnlan ser- best olsun, cumhuriyeti yerden yere vurup, kan dök- metehdrtleri yapmak. şıddet çağnsına başvurmak, la- ikliğe saldırmak yasak olmaktan çıkanlsın. Böylece ne şeriatçı milletvekıllen "kıvırtmak" zorunda kalıriar, ne de halkımız "Cumhuriyet başsavcılan neden gorev yapmıyor" diye veryansın etmek durumunda kalır. Vu- ra! Savaş ın ıddıanamesını reddedenlerin malum par- tının hiçbir söz veya uygulamasından, hukuk dışı bın- dırmelerınden, sertlıkçağrılarından şıkâyet hakkı kal- maz. Bu ülke ya hukuk devleti olacaktır ya da gafleti- nı ilerıde çok pahalı odeyecektır. iddianame, yıllardır halkın ve basının dılındekı gerçekleri Anayasa Mah- kemesi'nin önune getirmıştır. Karar onlarındır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear