23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 MAY1S 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ANKARAIŞIK KANSU 19 Mayıs'a Doğru 19 Mayıs'a doğru ufukta iki önemli etkinlik gözüküyor. Bunlardan ilki, Kuvayi Milliye dergisinın eşgüdümünde hazırtıklan sürdürülen "Kuvayi Milliye Kurultayı". Kuvayi Milliye dergisinden Nezih Gençler, bugüne değin iletişim kurduklan Kuvayi Milliyecilerin 19 Mayıs'ta Izmir ya da Ankara'da toplanması düşünülen kurultay için bildirge taslaklannı oluşturmaya başladıklannı, 10 mayısa değin dergiye iletilecek taslaklann, 19 Mayıs'ta ortak bir metine dönüşeceğini söyledi. Kuruttaya katkıda bulunmak ve Nezih Gençler ile iletişim kurmak isteyenler, (312-439 12 97 ya da 318 39 79) numaralı telefonları arayabilirier. ikinci etkinliği de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 17 mayıs cumartesi "Yurttaşlık Bilinciyle Yeniden Kuvayi Milliye" mitingiyle gerçekleştirecek. Tandoğan'da yapılması düşünülen miting için ADD şu çağnyı yapıyor: "Mafyanm, çetenin, devletimizin içine sızmasından, karanlık olaylann sorumlulannın yargı önüne çıkanlmamasından, yargı bağımsızlığının zedelenmesinden, ikiyüzlü ve kirli siyasetten, köşe dönücü, bölücü ve ikinci cumhuriyetçi anlayıştan, gerici ve ortaçağcı ideolojiden, 8 yıllık zorunlu, kesintisiz ve seçme derssiz uygulamanın yapılamamasından, ülkemizi çağdaş gelişmelerin gerisine düşürme çabalarından, halk idaresini tam yansıtacak seçim sisteminin hazırianmamasından ve parti içi demokrasinin işletilmemesinden, sahteciliğin her tüıiüsünden davacıyız." 19 Mayıs'a doğru sorumlu yurttaşlann "manzara-i umumiye"si böyle. Kamu girişimciliği T rilyonluk kamu kuruluşlan yok pahasına elden çıkanlıyor. Kendi kendini kazıklayan bir "girişimci" düşünebilir misiniz? Satılan kuruluşun adı PETLAS ise, düşünebilirsiniz. Kazıklanmanın süreci şöyle işler Kamu, önce kuruluşun fiyatını düşürür, sonra peşin ıstediğıni takside bağlar, sonra ödenecek borçlan taksitlendirir, sonra işçilere ödenecek ihbar ve kıdem tazminatlannı devlet üstlenir falan filan. Bizler de bu çelişkili durumu yazar dururuz, PETLAS'ta örgütlü bulunan Petrol-lş Sendikası bağınr çağınr, arkamıza bir bakanz ki, yalnızız.. mı acaba? Her ne kadar diğer işçi sendikalan, konfederasyonlar, bürokrasinin bir kanadı, liderleri "Turgut Özal'ın kazandırdıklannı sosyal demokratlar yürütecek, liberal hareket gelişemeyince, liberal partilerin işlevini de biz üstleniyoruz" gibisinden açıklamalar yapan sol partiler suskun kalsa da, bu konuda eli armut toplamayanlar da bulunuyor. Daha önce gündeme getirmiştik. TMMOB, önümüzdeki sonbaharda düzenlenecek olan "Kamu Girişimciliği Sempozyumu"nun hazırlıklannı hızlandırdı. TMMOB adına Ayfer Eğilmez Elektrik Mühendislerı Odası adına AJi Yiğrt, Ahmet Akküçük, Alaettin Anahtarcı, Petrol- lş Genel Başkanı Bayram Yıldınm, DİSK adına Selma Şürücü, Prof. Dr. tzzettin Önder, Iktisat Fakültesi Mezunian Cemiyeti adına Mehmet Yavuzkan, Türk Tabıplen Birliği adına Beyza Çelenligil, Sempozyum Yürütme Kurulu'nu oluşturdu. Sempozyum için bölge komiteleri kuruldu. Şu ana değin 20'yi aşkın kişi bildiri sunma amacında olduğunu ilettı. Kamu sektörünün zayıflatılması, özelleştirmenin getirdiği yıpranmaya karşı suya bir taş daha atıldı. Dileriz etkisı dalga dalga genişleyerek, sağduyulu halkın şimdilik durgun görünen kıyısına da çarpar. Çehaletin kavurduğu çocuklar O lüm, çehaletin peşinden koşmuş Samsun'da. Vezirköprü'ye bağlı Tahtaköprü Köyü'nde 12 küçücük beden önce alev alev yanmış, sonra buz tutmuş. Köydekı 400 çocuktan 100'ü aşkını kızamık olmuş, 12'si daha doğru dürüst çember çeviremeden. çelik çomak, beş taş oynayamadan ölüvermış. Düşünün, 12 tane çocuk. Güzel turkü mü söyleıierdı, gözleri bal rengi miydi, iyi çekirge avlariar mıydı, bilinmıyor. Adlan gibi. Öylesine silinmişler. Aynntısızlar ve yoklar. Kadercilıkten, cahillikten ve kör inançlardan beslenen bir silsılenın, anne ve babadan başlayıp köyün muhtanna, ihtiyar heyetine, oradan Ankara'da Türkiye'yi yönettiklerini sananlara değin uzanan bir dizgenin kurbanı 12 küçük çocuk. Çocuklann ölüm gerekçesi, kızamıktan beter kızartır insanın yüzünü: "Aşı, çocuklan kısır edermiş; ondan kızamık aşısı olmamışlar." Buradan yola çıkıyor cehalet. Yürüyor, çocuklar aşı edilmiyor. Kente vanyor, yöredeki sağlıkçılar, eğitimciler çocuklann neden aşı edilmediğini sormuyor. Başkente geliyor, ülke yöneticileri her gün daha çok gizemciliğe yöneliyor, hastalann - neoliberal tanımıyla "müşteri"lerin- kader çizgilerindeki zaman dolmuşsa elden bir şeyin gelmeyeceğini savunuyor. Sonuçta, 12 çocuk göz göre göre ateşler içinde kavrulup ölüyor, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Füsun Sayek de isyan ediyor: "20. yüzyıl tamamlanmak üzere ve ülkemizde aşıyla önlenebilir bir hastalık salgını oluyor. Üstüne üstlük ölüm oluyor. Kızamıktan ölüm, artık çağdışı bir olay. Avrupa ve Orta Asya'da bir tek çocuk felci görünen ülkenin Türkiye olmasına üzülürken, bu felaket geldi başımıza." Türkıye'de aşı sıkıntısı çekildiği döneme göndarme yapıyor Sayek: "Bir dönem aşının olmaması, hem toplumun hem de sağlık personelinin alışkanlıklannı etkiledi. Aşı ile ilgili refîeks yitirildi diyebiliriz belki de. Dolayısıyla olayın yeterince üstüne vanlmadı." 12 çocuk öldü, kızamıktan. 2000 yılına üç kala. Darda olanlar başka H a bugün ha yann derken, Susurluk kahramanlarından DYP milletvekilleri Mehmet Ağar ile Sedat Bucak'ın fezlekeleri TBMM'ye gönderildi. Ne zaman? DYP 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimden yana gözükürmüş gibi olduğunda. Fezlekeler şimdi Anayasa Komisyonu Başkanı DYP'li Ahmet lyimaya'nın kortuğunun altında. Soru şu: lyimaya, RP'nin, ortağı DYP'ye karşı 8 yıllık eğitim karşılığında pazariık konusu yaptığı fezlekeleri ne yapacak? Anayasa Komisyonu üyesi DSP'li Metin Bostancıoğlu'na göre, iyimaya'nın iki seçeneği var Ya komısyon üyelerine, "Dosyalan inceleyin, bir hafta sonra yeniden toplanıp karar verelim" diyecek ya da işi alt komisyona havale ediverecek. Bu havale var ya havale, Bostancıoğlu'nun da düşündüğü gibi, ipe un sermenin daniskası: "Osmanlı'dan beri geienektir. Bir olayın, bir işlemin sonuçlanması istenmezse komisyona havale edilir. Böyle bir tutum takınılırsa ısrarcı olacağız. Diyeceğiz ki: 'Halk temiz toplum istiyor. Temiz topluma ulaşmanın yolu da söz konusu iki DYP milletvekilinin yargılanmasıdır' Bu yapttmaz, alt komisyonla, şununla bununla zaman geçirilirse, arbk fiili direnmeden başka yapacak bir şey kalmryor." Fiili direnmeden ne anlamalıyız? Metin Bostancıoğlu, sozünü açıyor: "Soru önergesi veriyorsun, araştırma önergesi, soruşturma önergesi veriyorsun, hiçbir sonuç alamryorsun. Neden? Çünkü, parlamentodaki çoğunluk vicdanlarına ve akıllarına göre karar vermiyor. Beyinleri ile parmaklan arasındaki bağ kesilmiş. Gerekirse Anayasa Komisyonu'nun kapıstna dayanacağım, yasal çerçevede ne kadar direnme aracı varsa kullanacağım." Ne garip değil mi? Savcılıktan gelen fezlekeler ile dokunulmazlıklan kaldınlarak yargılanması istenen milletvekilleri çok rahat, onlarla ilgili soruşturmanın sürdürülmesinden yana otanlar ise mücadele ediyor. Yüksel Endeğer yazıyor Bana öyle geliyor ki REFAHYOL hükümeti fazla uzun ömürtü değil. Sayın Erbakan'ın bütün iyi niyeti ve başansına karşın, yenı alternatifler düşünmenin zamanı geldi. Tut ki ben yanıldım, REFAHYOL uzun ömürlü çıktı, sürdükçe sürdü, o vakit ben özür de dilerim. Zaten Sayın Erbakan'ı başarılı bulduğumu söylüyorum. Fakat şu anki durumla onun pek ilgisi yok. O, işinde gücünde, gayet düzgün. Ama yeni yapılanmaların coşkusunu alıyorum. Durun bakalım, kısmet. Sayın Yalım Erez, liderler arasında turlar atıyor, herkesin az Hazırım, Hazırım!.. çok tuzunun bulunacağı bir milli mutabakat çorbası pişirmeye çalışıyor. Şimdi burada iki şey önemli: Birincisi, Başbakan Sayın Yılmaz mı olacaktır, Sayın Çiller mi? Öncelikle bunun kesinleştirilmesi gerekir. Bir gazeteci - yazar olarak müstakbel başbakanımı bilemezsem, siyasal borsada nasıl tavır alırım? ikincisi, bu karma hükümetin yelpazesi daha geniş tutulmalıdır. Sadece ANAR DYP, CHP, DSP yetmez. Yani hükümeti kurmaya yeter de, Bakanlar Kurulu sadece bu parti milletvekillerinden oluşturulmamalı. Bakan olmak için milletvekili olmak gerekmez. Bu durumda Sayın Çiller (ya da Sayın Yılmaz) parlamento dışından da birikimli, ekonomiden anlayan, politika bilen, iletişimde uzman insanlara bakanlığın güzel yollarını açmalıdır. Böyle olursa gerçek bir karma hükümet kurulmuş olur. Şahsen ben bu tür bir göreve hazınm. işten kaçmam. Bakan olmayı hiç düşünmemiştim ama hayır demem, diyemem. Fonlarla ilgilenen ya da ne bileyim kredi olayına bakan bir devlet bakanlığı bana uygundur. Turizm de olabilir. Hepsi olabilir. Vatan için yapılır, yapılmalıdır! Yüksel Endeğer görevden kaçmaz. Kulağı tetikte büyüklerinden haber bekler. Saygı sunar! Internet: htp/www/Sekiz koruma isterim! HAYVANLAR İSMAÎL GÜLGEÇ '•:. kaa n n nn n (ifln n ı KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGİLÎK K.ÂMİL MASARACI HARBI SEMİH POROY ( J .-•——— >^ 1 ~r* $\ 1 MGADDAR DAVUT NVRİ KURTCEBE BULUT BEBEK / Mraya ^uvar köyrnai: ffür? y BTrimim i-i $ımdi ûrd2 ( oturrrtuş,k2lf>ler l tanbeııler üretipâur[ TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN lOMayıs GÖKTEN UFSS DOŞTO! 13*1'DE 8U6ÜH, ALMAhl MAZİ OeL RUDOLF H£SS, İSKOÇYA'yA PARAÇÜTt£ İUOİ. SJAZİ PARTiSl 'UiU KURULUŞUNMH &£gj APOLF &T- LER'İH YAhilHÖA SULUMAKJ HESS, ONUU YABblM CIUĞIUI YAPUAK7HVDI. AAICAK, SON ZAMAM-' LAfLDA RUH SAGLIĞI PBK YE&NOe OEĞİLDİ. GİZBMCİÜKLB(MiSTİSİZM) ÇOK İ(jGİL£klEA] ve YILPIZ FALINACAST&OUDJI') MERAK SA- RAM HESS,GİDE££K OEMGESlMl YİTİRİYORDU. BİR UÇAK.LA GİZUCe ifJGlLTBHE'Y€ GİDBM VE PARAŞün.e ATLAYAAI HESS, gı/s öAiazı P İ Ğ İ N İ S . Ö Y L E M I Ş T İ : İ İ A N A Yte'- itJGİÜZLER. OtJU ODDİYE ALMAY/P G MAHKEtAESİME Pe&AJ VnMaAM<$lM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear