23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 NlScAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Pierrette evleniyor, şalıitleıiJaponPicasso yu bilirsiniz. Peki, Toroonori Tsunmakj'v i bılıjor musunuz? Hayır efendirr. ressam fîlan değil Tomonori Tsururraki Japon bir emlakçı Adamm önemi rereden gelıyor peki? Picasso "Mavi Dönem*inın sonuna doğru, 1905 yı'ında bir baseser daha yaratıyor. Tabloiıuı adı "Pierrette'in NikâhıJ" Tablo hemen hiç sergılenmıyor, pek az insan tarafın<iın görülüyor ama varlıgı ve değeri çok iyi bılınıyor. Öyle ki Pablo Picasso'nun 1892 ile 1906 arasında yaptığı yüzlerce yapıtın içinde en önemli, en değerli, en ilginç tablolardan biri olarak yerini aliyor. Birinci Dünya Savaşı geçiyor. Picasso'nun sanatı çok başka biçimlerde ve uzamlarda evTİliyor. tkinci Dünya Savaşı gelıyor ve o da geçiyor. Bütün kötü günlerîn gelıp geçmesı gibi. lkinci Dünya Savaşı'ndan sonra duman dağılıp ortalık biraz olsun durulunca bakıyorlar "Pierrette'in Nikâhı" adlı Picasso tablosu ortada yok. Üç beş yıl daha geçiyor, tablo ortaya çıkmıyor ve herkes tablonun savaş esnasında yok olduğuna inanıyor. Savaşın bıtimınden kırk üç yıl sonra. 1988 yılında, henüz Tomonori Tsurumaki ismi ortahkta yokken. bir zat daha zuhur ediyor: Fredrik Roos. Isveçli bir işadamı. Sayın Bay Roos, 1988 yıhnda hayatta olan hiçbir sanat tarihçisinin. resim eleştirmeninin, akedemisyenin görmediği bubaşeserin kendi ev ınde olduğunu açıklıyor. O yıla kadar bu tablonun (bir iki sıyah-beyaz fotoğrafı dışında) göreni bileni yok. Fredrik Roos, Isveç sosyetesınin zengin ve "nordik'* üyelerinden biri. "Pierrette'iıı NikâhTnı 1986 yılında Bernard de Sariac'ın kuzeninden satm almış. Bernard de Sariac, Picasso'nun avukatı. Avukat ölünce. kuzen resmi Isveçli işadamına satıyor. O güne kadar Picasso'nun bu enfes tablosu avukatın evınde bir dolabın arkasında asılı durmuş kırk yıl! • Isveçli. tabloyu evine asıp bakmayı filan düşünmüyor. Satmayı düşünüyor. 1988, Picasso tablo fiyatlannın doruğa tırmandığı yılmış. Roos. Picasso'yu açık arttırmayla satacak. ama önüne yüksek bir engel çıİayor. Fransa Ihracat Kanunlan, kültür hazınelennin ülke dışma çıkmasına izin vermıyor. "Pierrette'in Nikâhı" ülke içinde kalmak şartıyia satılabilir. ama o zaman Amerika'dan Japonya'ya kadar zengın müştenlen kaybediyorsunuz. Kapıtalizmde üçkâğıt mı ararsınız? "Başanb genç tsadamı" Fredrik Roos, Fransa dışında bir verlerde. Picasso'nun aynı döneme (Mavi Dönem) ait bir başka tablosunu satın alıp (bu tablonun adı La Celestine) Paris'tekı Picasso Müzesi'ne armağan ediyor. Bu jestinın karşıhğında ise Pierrette'in Nikâhı adlı Picasso tablosunu Fransa dışında satmak hakkmı ya da iznini alıyor Fransız yönetıminden. Bir yıl önce (1987 yıhnda) Van Gogh'un Günebakanlar adlı tablosunu yaklaşık 40 milyon dolar ödeyıp almış Japonlar ve dünyanın gözünden uzak bir kasaya kapatmışlar. tsveçli işadamı ile Fransız sanat pazarlayıcı arkadaşının gözleri Japonlarda. Pierrette'in Nikâhı'nı 50 milyon dolar gibı -anasının nikâhı" bir para karşılığı Japonlara satmak istiyorlar. • Tabloyu 52 milyon dolar venp Tsurumaki satın alıyor. Kimdır bu adam yahu? Japonyalı biryenı zengın. 16 yaşmda okuldan kovulmuş. Tilt ve langırt salonlannda, kerhanelerde ve ihale-emlak işlerinde sivnlmiş. Atlan var yanşan. 1980'li yıllarda borsada ve emlak işlerinde inanılmaz paralar kazanmış. para kazanınca kimileri gibi "saygıdeğerBk'" kazanma peşıne düşmüş bir ademoğlu. Bizimkilenn Japonya şubesi gibi! Bizde cebi para gören ha babam Şeker Ahmet Paşa, Halil Paşa satın almaya başlar ya, Japon'un bu ressamlardan haben olmadığı içın ne yapsm? O da Picasso, Van Gogh filan gıbı garibanlann resimlerinı topluyor! Tsurumaki, memleketinde sevilen bir insan. Otuz bin dolar bahşiş verdiği biliniyor. Gittiği gece kulüplennde bütün masalann hesabmı ödemek gibi görgüsüzlükleri var. Resım sergv^de "atyanşlannıîanötüjübaşlamış. At resimleri toplaniaya başlamış. Burada bızım kabzımallardan aynlıyor biraz. Bir yanş alanı var. Orada "dünya çapında" bir sanat müzesi kurmayı düşlüyor. Obür sonradan görme Japon zengınlen, kâr etmek için resim alıyorlar. Tsurumaki satın aldığı resimleri insanlarla paylaşmak. onlan sergilemek amacmda. Japonlar bu yıllarda Avrupa resminin Izlenimci başeserlerini ve modera başyapitlan ha babam satın alıyorlar. Van Gogh'lar, Renoir'lar, de Kooning'ler, ChagaU'ler, Vuıllard'lar. Lichtenstein'lar ve KJee'ler ve benzeri bir çok büyük ustanın yapıtı sürekli paketlenip Japonya'ya doğru yola çıkıyor Hemen her şeye sahıp olan bu yeni zenginlenn, milyonlarca dolan elden çıkanp "sanat eseri" sahibi olma tutkulannın kaynağı nedir peki? Parayı ve mülkü aşan bir şey: Saygıdeğer olma tutkusu. Öyle ya. bankada beşyüz milyon dolannız. bınlerce hektar toprağmız. kentleriniz. köylenniz, bankalannız, altınlannız olabilir. Ama bir Modigliani, iki Picasso araya katarsanız; parayla toplamış Avrupa'dan. Çoğunu da irili ufaklı kazançlar karşılığında hemen satmış başkalanna. Alınan borçla, kısa zamanda "Pierrette'in Nikâhı"na ait bakiye borç ödenıyor ve Picasso'nun tablosu Güney Japonya'daki bır dağ köyüne taşınıyor. Yanş alanı cıvannda bir depoya yerleştıriliyor. At değil araba yanşı. O dağ köyü hem çok rutubetli. hem de ısı sıfınn altında yirmı derece civannda. Deponun ısıtıcılan, kat kaloriferi (!) havalandırma tesisati var tabii. Resmin donmaması gerekiyor. Yalnız ne var ki, dağbaşındaki o depoda nem ve soğuk yanı sıra.. fareler ve sıçanlar da var. Deponun yanı başında açılan yanş pistinde bütün gün ha babam dönen yanş arabalannın getirdiği titreşimler sallayıp sarsıyor resmi. Bütün bunlar. Yeni Dünya Düzeni'ne ait bir insanın duyup göreceği şeyler değil elbette. Önemli olan resım değil. resmin piyasa değeri. Tsurumaki yanş pistiyle, yanş pistinin yanı başındaki özel müzesini aynı gün açıyor. Japonya'da ne kadar Pıcasso 1905 yılında bir başeser daha yaratıyor: "Pierette'nin Nikâhı". Tabloyu yıllar sonra 52 milyon dolar veripTsurumaki alıyor... 1991 yılından beri tablonun Japonya'da bir kasada durduğu biliniyor. Picasso bu resmi Japon bankerler ıçin mi yaptı, ınsanlar baksın, düşünsün diye mi? ılgılenmedığinı ıddıa eden bir başka öbek insanın da ilgisıni çekebilirsiniz.Oysa kapitalizm. mantığı ıcabı, bu hoşluklara pabuç bırakmaz Orneğın bir Japon şirketi, 12 milyon dolar ödeyıp bır Modigliani alırsa, hemen ardından bu tablonun hisse senetlerini yüzbin dolarlık parçalar halinde satar ve kasasındaki Modigliani bır anda bin sahipti bır arsa durumuna ındirgenir. Beş yıl sonra aynı tablo otuzbeş milyon dolara satıldığı zaman, hisse sahipleri hıç görmediklen bir sanat eseri üzerinden büyük bir kâra geçip bayram edeceklerdir. Modigliani'nin tablosu ise bir kasadan öbür kasaya taşınacak. gün ışığına çıkmayacaktır. Yeni Dünya Düzeni böyle emreder ve bu duruma canınız sıkılıyorsa. sosyalist bır dinozor- dangalak etıketı de alnınıza yapıştınlır çabukça. Bunlar olup biterken, 1990 yılında bir başka Japon işadamı. Bay Saito 83 milyon dolar sayıp Van Gogh'un "Doktor Gachet'in Portresi" adlı resmini satın alıyor. İki gece sonra aynı adam 78 milyon dolar daha sayıp bir Renoir'ı da Japonya"daki kasasına götürüyor. "Pierrette'in Nikâhı"nı satın alan Tsurumaki. tablonun fıyatı olan ellı küsur milyon dolann yirmi mılyonunu ödeyemiyor. Bir şirketten borç alıyor . ı Şirket hem para tıcaretı yapıyor, hem sigorta işlen. O şırketin sahibi de o güne kadar 300 milyon dolarlık değerli resim Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Kütüphanesi'nde arşiv sergisi ve bir kitapla Cemal Reşit Rey gündeme geliyorKültür Servisi-Yapı Kredi Kül- tür AŞ, ilkbaharla birlikte müzik etkinlıklerine ağırlık veriyor. Evin Hyasoglunun yazdığı "Müzikten İbaret Bir Dünyada Gerintiler" başlıklı Cemal Reşit Rey kitabı pıyasaya çıkarken, Fatma Tü- re'nin düzenledıği "Bir L'sta Bir Dünya" sergilerinın sekızıncısı de ılk kez bır müzikçiye, Cemal Re- şit Rej'e aynldı. Aynı zamanda müzede de bir müzik aletleri sergisi düzenleni- yor. 9 nisan -14 haziran arasında saat 10.00'dan 17.00'ye kadar açık tutulacak sergide Cemal Re- şit'in bugüne dek hiçbiryerde ser- gilenmemış eşyası günyüzüne çı- kacak. Yaşamöyküsünü anlatan fotoğraflan. mektuplan. el yazıia- rı, özgün nota yazılan, ağabeji Ekrem Reşit ile birlikte hazırla- dıklan operetlerinın özgün eskiz- leri, ödüllen, bagetı. metronomla- n, Kuranıkerim'i ve kişisel eşya- sından örnekler sunulacak. Ayn- ca yurtiçi ve yurtdışı konser afiş- leri, operet afışleri, program ki- tapçıklan, davetiyelen ile Sultan Abdülmecit'ın çızdıği Cemal Re- şit karikatürü de sergılenıyor. Evin llyasoğlu kitabının önsö- zünde şöyle diyor: "Biyografiler aslında çah k kaşlı kitaplardır. O> - sa Cemal Reşit Be> gibi bir sanat- çının biyografisini kah kurallara bağü. soğuk bir çerçeve içinde dü- şünemezdim. Bu nedenle biraz da öykücülük süslemelcri kullanarak onu kitabımın kahramanıyaptım. Ancak kahramanıma bir methiye yazmak, övgüler yağdırmak de- ğildi amacım. Onun gercek ile düş- lcm arasındaki kişiliğini, Osman- h İmparatorluğu'ndan Cumhuri- yet'e geçişin bir simgesi olarak içinde yaşadığı zamam ve çevresi- ni inceiemeye çaiıştım. Biryandan da yirminci yüzyılın ilk yülann- dan başlayarak, çağuı getirdiği sa- natsalvesiyasal olaylann ışığında, dünya sanatçısı Cemal Reşit Rey'i tanımış oldum. Cemal Rey, geniş bir zaman diliminin derin kül- türünü taşıyan aile yapısı, bü- yük konaklar, kalabahk hizmet- İiler, görkemli yaşam biçimi. ge- leneğine ve külrürüne saygisı ile Cumhurivet öncesini Cumhu- riyet sonrasına taşımış. çocuk- luğunu \e ilkgençliğini geçirdi- ği Fransa ve Isviçre'deki Avru- pai değerleri Osmanlı renkle- riyle tümleştirip, yeni kurulan Cumhuriyet'in coşkusuna ekle- miş. 1904'ten 198§'e dek süren yaşamında neredeyse tüm vir- minci yüzyılı ilk gününden son çeyreğine dek solumuş. Toplumun geçirdiği değişimi yine kendi düşlemsel gözlükle- ri ardından izlemiş; kendi dün- yasındaki acıları da bu düşlem- lere sığınarak yenmiş." Yapı Kredi Yayınlan arasında yer alan 350 sayfalık kitapta Ce- mal Reşit Rey'ın besteciliği. or- kestra şefliği, pıyanistliği. eğit- menlıği. kuruculuğu ve yapıtlan- nın aynntılı bir listesi ile bir de diskografisı bulunuyor. Kıtaba ekli iki kompakt diskten birincisi "Sesiyle Cemal Reşit" adını taşıyor. Burada besteci ile yazarın konuşmalan, orkestra provası sırasındaki kayıtlan, ken- di yorumundan Chopin mazurka- lan ve kendi sesinden "Lüküs Ha- yafın müziği yer alıyor. tkinci kompakt disk ise "Mü- aâği ile Cemal Reşit" başlığını ta- şıyor. Bu disk de Evin tlyasoğlu tarafından bir radyo programı gı- bı hazırlanmış. Aradaki anonslar- la sunulan yapıtlar açıklanıyor. Enstantaneler. Türk Manzaralan, Prelüd ve Fügler ve Andante Al- legro gibi yapıtlanyla Onuncu Yıl Marşı da bu diskın içeriğini oluş- turuyor. Cemal Reşit Rey Bilkent Senfoni Orkestrası bugün Lütfu Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda özel bir konser veriyor Çocuklarau müzikli bir masal9 Şimdi meseleye bir de şu açidan bakaltm: Bitmekte olan yüzyılımızın başladığı yıllar. Paris'te, 1905 yılında, yirmı dört yaşmda fakir mı fakır üstelık tspanyol bir ressam oturup bir resim yapıyor. Tabloya bakıyoruz. Bir bar ya da kahve masası. Altı kişi var tabloda Üç kadm, üç adam Pierrette, Commedia dell'arte'nin bu güzelim karakteri eli çenesinde. son derece üzgün oturuyor masanın bir ucunda. Sağmda aynı tiyatrodan Pierrot, parmaklannın ucuyla büyük bır öpücük yolluyor ortaya. Pierrette'in yanında, resimdeki tek yabancı otunıyor. Domuz gibı şişko, tatsız, silındır şapkalı. sıntkan birhenf. Pıerrette'ın kocası. •\damin yanında, Picasso'nun aynı dönem resimlerinden tanıdığımız bir kadınla adam, son derece üzgün, öpücük gönderen Pierrot'ya bakarak oturuyorlar. Altıncı kişi. sırtını bize dönmüş bir güzel kadın. Mavilere, beyazlara, ellere, şapkalara rağmen karanlık, son derece hüzünlü ama insanın yüreğinı, aklını, düşlenni ayağa kaldıran, usta ışı bır resım. Işıklar, gölgeler, usta ışı teknığı daha büyük bir ustalıkla gizleyen fırça vuruşlan: Şiırselliği riyatro ila örten. teatral olanı boyanın ışıgının ardına saklayan, bınbır türlü bakılıp, binbir türlü "okunacak" bir olağanüstü eser. lnce boyanmış bir tablo. Az boya kullanılmışbelli. Resimdeki (bence) en çekici insan olan sırtı seyirciye dönük kadının elbisesinden Kültûr Servisi - Bilkent Senfoni Orkest- rası, bugün Çarşı Mağazalan tarafından her yıl geleneksel olarak kutlanan 23 Ni- san Çocuk Şenliği çerçevesinde çocukla- ra özel bır konser verecek. Saat 14.00'te Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Anadolu Salonu'nda başlaya- cak olan konser, Tnüzikli bir masal' hava- sında gerçekleştirilecek. Şef VTtali Katayev'in yönetimindeki konserin programında Lyadov'un 'Sihirli Göl' ve 'Kikimora', Çaykovsld 'Fındıkkı- ran Süiti'nden fragmanlar ile Prokofi- yev'in müziklı masalı 'Peter ve Kurt' yer alıyor. Bilkent Senfoni Orkestrası (BASSO) 1996 yılında 10 bin kilometre katederek, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, 11 'i 8 ay- n merkezde olmak üzere 50 bin kışinın iz- lediği toplam 78 konser gerçekleştirdi. Türkiye'nin önde gelen klasik müzik topluluklanndan biri olan BASSO, bu yıl 12 konuk şef. 38 Türk ve yabancı solist eş- liğinde konserler sundu. lCuruluşundan bu yana 49 senfoni, 100 senfonik eser, 54 konçerto, 73 eşlikli eser ve 4 opera seslendiren BASSO, aynca Werner Egk'in 'Kleine Sinfonie' ve 'Mü- sik für Streicher' adlı yapıtlarının yanı sı- Bilkent Senfoni Orkestrası'mn Bahar Konserieri mayıs sonuna dek sürecek. ra, Bujor Hoinic'in '3 Gitar ve Orkestra içinKonçerto'su, Arif Meüko\'un '7.Sen- foni'si. Yalçın Tura'nın 'Vıyola Konçerto- su' ile Timur Selçuk'un 'Mevlana Uvertü- rü' olmak üzere toplam 6 eserin dünya prömiyerini ve birçok eserin Türkiye'de ilk seslendırmesıni gerçekleştirdi. 10. yılını geride bırakan Bilkent Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi'nde isegeçen yıl yüzde 40'lık öğrenci artışı gözlenirken. 'Tiyatro ve Opera Rejisörlüğü Sanat Da- lı'nın ardından. 'Müzik Hazııiık Okulu" yeni binasına taşındı. Bahar konserieri başiıyor Bilkent Akademik Konserler Dizı- si'nden Bahar Konserieri kapsamında. sa- lı günü Bilkent Akademik Oda Orkestra- sı, şef Ganiyev yönetiminde Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın ziyareti dolayısıyla özel bir konser verecek. 12 nisanda şef Ma- hir Çakar yönetimindeki Bilkent Gençlik Orkestrası'run konserini 15 nisanda 14. Uluslararası Ankara Müzik Festivali kap- samında yine şef Katayev yönetiminde BASSO'nun konseri izleyecek. Bilkent Akademik Oda Orkestrası, şef Server Ganiyev yönetiminde 28 nisanda Romanya Cumhurbaşkanı'nın ziyareti ne- denıyle özel bir konser verecek. 29 nisan- da ise konuk şef Jacque Mercieyönetimin- deki BASSO'nun konuk sanatçısı keman- cı Anastasia Chebotareva olacak. Mayıs konserieri ise 6 mayısta şef Kata- yev yönetimindeki BASSO'nun piyanist Gyögy Sandor eşliğinde başiıyor. 9 mayıs- ta Mersin'deki konserin solisti ise Devlet Sanatçısı kemancı Suna Kan. 10 mayısta- ki konserde yine Mersin Devlet Opera ve Bale Salonu'ndaki şef Vitali Katayev yö- netimindeki BASSO'nun solistliğini piya- nist Ayşegül Sanca üstleniyor. 20 mayısta BASSO şef Gürer Aykal yö- netiminde bir 'Gençlik Konseri' sunacak. 24 mayıstaki konser ise özel ve ilgınç bir nitelik taşıyor: 'Galatasaraylı Besteciler Konseri'. Şef Gürer Aykal yönetimindeki konser İstanbul'da Lütfii Kırdar Konser Sa- lonu'nda gerçekleştirilecek. Bahar Kon- serieri'nin sonuncusu ise 25 mayısta şef Gürer Aykal yönetimindeki Bilkent Aka- demik Oda Orkestrası'nca verilecek. aşağıya akıyor boya. Oluk oluk. Budabitmış, tamamlanmış bır resme "bitmemiş", yann-öbürgün- yüz yıl sonra devam edecekmiş havasını ekliyor. Işte böyle sevgıli okur. Okudugum gazetenin pazar ekinden anladığım kadanyla Pablo Picasso'nun bu resmi böyle bır şey. Benden bu kadar. Bundan sonrası senin işin. Picasso bu resmi Japon bankerler ıçın mi yaptı? Insanlar baksın, düşünsün dıye mı yaptı. Parayı bastınp satın alıyorsan resmi, bir kasaya kapatıp tahvile dönüştürerek satmaya hakkın var mıdır? Parayı veren düdüğü çalar diyorsan; parayı veren zenginler olduğuna göre. düdük durumuna düşenın sen olduğunu ne zaman anlayacaksın? Bir de şu soru var elbette. Kurnaz. fırsatçı ve zavallı insanlann egemen olduğu bır dünyada ne ya da kün olmak istersin? Zengin mi olmalı? Düdük mü? Y A P • Sydney Pollack bir filminı yanda keserek yayımlayan Danimarka devlet televizyonuna açtığı tazmınat davastnı kaybettı. 1991.yılında 'Akbabanın 3 Günü' adlı filmini televizyon boyutlarına indirmek için daraltılmış ölçüde yayımlanmasını protesto eden Pollack sinema endüstrisinin genış desteğini kazanmıştı. • Süpertramp gen döndü! 7O'lı yıllann dünya çapında 50 milyon satan ünlü pop müzik topluluğu. yeni albümleri 'Some Things Ne\er Change'le müzik dünyasına geri döndü. Topluluk nisan ayının 28'ınde Stocholm'de başlayacak Avrupa turnesi hazırlıklan içinde • Michael Jackson. kansı Debbıe Rovve ve Pnnce Michael Junıor adını verdığı 1 aylık oğlu ile bırhkte ılk kez 'OK!' adlı magazın dergisine kapak oldu. 1 milyon pound karşılığında dergıyle röportaj yapmayı kabul eden Jackson. evlilıği ile ilgilı dedikodulann son bulmasını ıstiyor. 18 yıldır ılk kez yazılı basına konuşan Jackson'ın mutlu bir aıle babası imajına soyunduğu gözlerden kaçmıyor. • Seamus Heaney ve Ted Hughes; yazın dünyasının iki ünlü ismi bir araya geldi ve bir şiir antolojısı yayımladı. Geçmışte -The Rattle Bag' adlı bir antolojıde birlikte çalışan Hughes ve Heaney bu kez 'The School Bag' ile lkinci Düma Savaşı sonrasında yaşamış şairlen edebiyat okuruyia buluşturuyorlar. Kitapta trlanda. Iskoçya ve Gal dıllennden yapılmış çok sayıda şur çevınsı yer alıyor. Heaney ve Hughes, Ingilız şiınnm aıle ağacını ortaya çıkarmak ıstedıklennı söylü>orlar. • LorenZO LOttO nun hayli geçikmış olan monografisı nıhayet yayımlandı. En son Bernard Berenson tarafından 1895'te yazılan Lotto'ya ait monografı. şu günlerde Peter Humfrey tarafından hazırlandı. Kıtap. Lotto'nun yaşamı ve Italyan Rönesansı hakkında geniş bilgiler içeriyor. "ÖDemü" insan varsa orada! Muzede Pierrette'in Nikâhı'nın yanında bir Magritte, bir Van Gogh, üç Monet, bır Renoir. üç Braques ve dört Bonnard sergıleniyor. Pencerelerin dışında da otomobiller yanşıyor. Açılıştan bir hafta sonra bu yeni zengin Japon işadamı. resimleri birer ikişer satmak zorunda kalıyor. Japonya'daki dev tröstler satın alarak el koyuyorlar bütün tablolara. Pierrette'in Nikâhı da satılıyor bır yıl içinde. Bu arada Japon ekonomisi de su koyvermeye başiıyor. Faiz hadlen yüzde iki buçuktan yüzde altıya fırlıyor. Borç para almak pahalı artık. Borsa durgunlas.ıyor. Dünya Sanat Alım Satım Piyasası da balıklama bır düşüşe geçiyor. Yeryüzünün birçok sanat eseri, sanattan bir şey anlamayan bir sürü Japon ışadamının elinde! Bir tek şirketin elinde. envanten yapılmış 6000 (altı bin) tablo var. Nikâh resmini şimdı deposunda tutan adamın elinde kırk tane Braque tablosu var ömeğin. Picasso'nun resmi 1991 yılının ekim ayından ben ortalıkta görünmüyor. Kimse görmemiş ama Japonya'da bir kasada durduğu bılınıyor Artık ınsanlığa değil, bır kişınin kötü karanhğına ait o CRR Senfoni Orkestrası Güneş ve Sağ ile buluşuyor Betin Güneş Kültür Servisi - CRR Senfoni Orkestrası bugün saat 19.30'da şef Betin Gü- neş yönetiminde -ve solıst- Kî*)rtoTfS«Ğ. Eroltaıtık ve Erdal Erzincan eşlığınde bir konser verecek. "Bağla- ma veOrkestra için Konçer- tino" başlıklı konserde Be- tin Güneş'ın *Made in Tur- key' ve Çaykovski'nın 'Ro- meo veJutief başlıklı yapıt- lanna yer verilecek. 1957 yılında istanbul'da dünyaya gelen Betin Güneş, 1964-74 yıllan arasında İs- tanbul Şehir Konservatuva- n'nda eğıtim gördü. 1980'de de Köln'de Müzik Akademisi'nde yüksek eği- time başladı ve Alman Aka- demik Eğitım Mübadelesı Hızmetleri'nın verdiği bur- su kazandı. 1985'te Prof. I. Blu- me'nin gözetımındekı kom- pozisyon ve mezuniyet sı- navını. 1986'da Prof. G. Fork gözetimindeki şeflik sınavını ve Prof. B. Sokar gözetimindekı trombon sı- navını veren sanatçı daha sonra Prof. U. Humbert'ten elektronik müzik dalında eğitim aldı. Güneş. 1988'den ben Köln Senfo- ni Orkestrası'nın ve En- semble Mondial Yaylı Saz- lar Orkestrası'nın şefliğini yapıyor. 1945 yılında Erzu- rum'da dünyaya gelen Arif Sağ ise 5 yaşında kavalla ve 7 yaşında sazla tanıştı. 14 ArifSağ yaşına kadar âşıklık gelene- ğini öğrenip deyışler söyle- meye başlayan sanatçı daha sonra lstanbul'a geldi ve Ni- daTüfekçi'nin öğrenciSf ol^ du. Anadolu Aleviliğinin 'âşık ozan' geleneği orta- mında yetişen sanatçı ilk plağı 'Gafil Gezme Şaşkın Bir Gün Ölürsün'u 1963 te 17 yaşında doldurdu. İstanbul Radyosu'nda 3 yıl stajyerlık yapan Sağ. bu dönemde tanıştığı Orhan Gencebay'la birlikte 1968'de radyodan aynldı ve 1975e kadar fantezi mü- zıkle ilgilendi. Sanatçı bu dönemde 45'in üzennde plak ve 200'ün üzennde bestevaptı. 1975"tekunılan İstanbul Devlet Türk Müzi- ği Konservatuvanna öğre- tım üyesi olarak giren Sağ, halk müziği ve bağlama ko- nusundaki akademik çalış- malannı da bu dönemde başlattı. Sanatçı 1982 yılında 'Arif Sağ Müzik Evi'nı kur- du ve Ya\uz Top, Musa Eroğlu ve Muhlis Akarsu gıbı bağlama ustalanyla 'muhabbet' sensını hazırla- dı 1975-76'dan bu yana sazda 'bağlama düzeninin ana saz akordu olması ve bir kural haline gelmesi' konu- sunda katkılan olan sanatçı Avrupa'nın birçok ülkesı ve Uzakdoğu'da halk müziğı- mizi ve halk çalgılanmızı tanıtıcı çalışmalar yaptı. MUŞTAFAKEMALPAŞA İCRA MÜDÜRLL ĞÜ'NE AİT MENKUL REHNİNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP TALEPLERİNDE ÖDEME EMRİ DosyaNo: 1996/1391 Muhatap (Borçlu): Ege Metal Endüstri AŞ EgeBınası 15. Ferah Sokak 80200 Te^vıkıye, İstanbul Alacaklı: Etibank Genel Müdürlügü Vekılı Av. Filiz Ulu- dağ. Maden lşletme Müessese Müdürlügü Bıgadıç Balıke- sir Alacağın Türk Parası ile tutan. faızr 1.617 127.400-TL alacağın takıp tarıhinden itibaren ışleyecek yüzde 150 fa- izı. vekâlet ücretı. ıcra masraflan ile birlikte ödenmesı. Borcun sebebi. 31.12.1987. 3.6.1991, 30.12.1992 tarih- lı İR 3553 nolu saha ile ılgili rödavans sözleşmesı. Merhunun ne olduğu' 500 ton ocak önünde krom cevhe- n çıkanlmaya hazır 1000 ton krom cev heri. ağaç govelmen, 10'luk ray 100 metre, 1 tonluk 10 metre vagon. prefabrık bma. brandalı bına, prefabrik koğuş. muhtelıf ha\a borusu 100 metre. 840 1988 model caterpiller loder Işbu ödeme emnmn ılan tanhinden itibaren 30 gün ıçın- de borcu ödemenız. rehin hakkına karşı bır ıtırazınız varsa ilan tanhinden itibaren 22 gün içinde dılekçe ile ve>a söz- lü olarak ıcra dairesıne bıldırmenız. borcun bir kısmına ıti- razınız varsa o kısmın cıhet ve mıktannı açıkça gösterme- dığinız takdırde ıtıraz etmemış sayılacağımz. senet altında- kı imzayı ınkâr ediyorsanız. aynca ve açıkça bildirmenız.' aksi halde senetteki imzayı kabul etmış sayılacağımz. bu sü- re içinde rehın hakkına açıkça itiraz etmediğinız takdirde alacaklının rehın hakkının takip ssfhası içinde artık tartış- ma konusu olamavacağı. sırf rehin hakkına ıtıraz edıldığı takdırde alacaklının bu takıp yolundan vazgeçerek takibin haciz yoluyla devamının ve 74 madde gereğince nıal beyanında bulunmanuı isteyebıleceğı. bu süreler içinde i- tıraz edılmez ve börç ödenmezse rehnın satılacağı ıhtar ol- unur. 6.3.1 W7 (lc. If. K.146. 147) Yönetmehk Ornek No: 2 Basın: 11671
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear