Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
luriyet
in Nadi
Genel Yayın Yonetmaıı Orhan Erinç 0
Genel Ya\ın Koordınatoru Hikmet
Çetinkaya • Yazıışlerı Mudurlerı
fbrahim Yıldız (Sorumlu). Dinç Ta\anç
0 Haber Vferkezı Müdüru Hakan Kara
9 Görsel Yonetmen. Fikret Eser
Dı> Haberler Şinasi Damşoğlu 9 Utıhbarat
C engi/ Y ıldırım 0 Kültur Handan Şenköken
0 Spor Abdülkadir \ ücelman 0 Makaleler
Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı
0 Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bıleı-Belae'
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç
VayınKunılu tlhanVtçuklBaşkjjıl.
Orhan Eriırç. Oktay Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya. Şûkran Soner,
Ergun BakL Dinç Tayanç. tbrahim
Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balbav. Hakan Kan.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balba\ 0 Haber Muduru Doğan
Akın Ataturk BuKan No 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat). Faks 41950^7 0 tzmır Temsılcısı.
S«rdarKızık,H ZıyaBK 1352 S.23Tel 4411220. Faks
44191170AdanaTemsılcıst ÇetinYigenoglu. lnonuCd
119S No 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Koordınatör Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent 'i ener 0
Idare Hüse>inGürer0îşletme
ÖnderÇelik#Bılgı-tşlem Nail
tnal 0 Bılgısayar Sıstem
Mürihet Çüer
MEDVA C: • Yonetım Kuralu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman 9 Genel Muduı Y ardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 •
5139580-5138460-61.Faks 5138463
-laber Ajansı. Basın ve \ ayıncıhk A Ş
4334 lst PK 246 tstanoul Tel (0 212) 512 05 05 l20hat> Fak* (0 212) M3
30NISAN1997 lmsak:4.P Güneş 5 57 Öğle: 13.09 Ikındı: 16.57 Akşam: 20.06 Yatsı: 21.39
er tnsan
vomisen
o'nun
tçılık ve
a
üicü on yıl
çevesinde
ı Akıllıoğlu,
lere
nmcılık
ınusunda
.çık bir
apacak.
iirleşmış
bınasmda, 5-9
ınhlen arasında
leşecek semınerin
onusu. özellikle
,nen ışçılenn
•rşılaştıklan ırkçıhk
^orunlannın incelenmesini
ıçenyor.
Öğretmenlere
pedagojik :
formasyon
• ANKARA (AA)-Milli
Eğıtim Bakanlığı,
pedagojik formasyonu
olmadığı halde göreve
atanan öğretmenler ıçın 30
hazıran-22 ağustos
tanhleri arasında
"Pedagojik Formasyon
Kurslan" açılmasını
kararlaştırdı. Mıllı Eğıtim
Bakanı Mehmet Sağlam
ımzasıyla tüm illere
gönderilen genelgede,
aday öğretmenlenn.
istedıklen takdırde
formasyon kurslanna,
göre\ bölgelerinin
dışındakı ıllerde de
katılabileceklen
belirtılerek bunun ıçın
öğretmen adaylannın en
geç 13 hazirana kadar.
kursa katılmak ıstedikleri
ilın mılh egıtim
müdiirlüğüne
başvurmalan istendi.
Distant
Tluınder-97
• ANKARA (ANKA) -
NATO'nun planlı
tatbıkatlanndan olan
Distant Thunder-97
Tatbikatı önceki gün Ege
Denızi ıle Doğu
Akdenız"ın uluslarararası
denız ve hava sahalannda
başladı. Genelkurmay
Başkanlığı'ndan yapılan
açıklamada, Distant
Thunder-9"? Tatbikatı'nın
deniz harekâtına Türk
Denız Kuvvetlen ve
Kruvazör. muhrip,
firkateyn, denizaltı ve
hücumbotlan ile yardımcı
smıf gemilerinın katılacağı
bildirildı. Açıklamada
aynca, tatbikatın deniz
aşamasının 7 mayıs günü
gemilerin Aksaz
Limanı'na gelmesı ve
yapılacak tatbıkat kritiği
ile sona ereceği belirtildi.
Ortakuzay
yürüyüşü
• MOSKOVA(AA)-Rus
v e Amerikalı iki astronot.
Mir Uzay îstasyonu'ndan
çıkarak 5.5 saat sürecek
uzay yürüyüşüne
başladılar. Bugüne kadar
ılk kez Amenkalı bır
astronotun, Rus aracıyla
uzaya çıktığı bildirildi.
Amenkalı astronot Jerry
Lınengerve Rus
kozmonot Vasili Sibliyev,
geçen yıl mart ayında,
mıkrometeorlann
kahntılannı toplamak ve
incelemek amacıyla
istasvonun üzenne
yerleştirilen bır Amenkan
teçhızatını sökmek üzere
uzaya çıktılar. Ekibin
üçüncü üyesı Rus
kozmonot Aleksandr
Lazutkm ise uzay
yürüyüşünü filme çekmek
için Mir Uzay
Istasyonu'nda kaldı.
özel tartti
damgası
• ANKARA, (AA) -
Posta İşletmeleri Genel
Müdürlüğü'nce, 30 nisan
günü. "Karadeniz
Ekonomik tşbirlığı 9'uncu
Dısışlerı Bakanlan
Toplantısı 30.04.1997
Istanbul" >azılı özel tarih
damgası kullandmlacağı
bildirildi. Posta Işletmesı
Genel Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamaya göre
bu amaçla hazırlanan özel
gün zarflan da 35 bin
liradan satışa sunulacak.
Zarflar. 3 ay süreyle
satışta kalacak.
Beynin işleyişi konusundaki yeni bulgular, öğrenme, anımsama ve unutma ile ilgili birçok sorunu çözecek
Belleğnı gizLeriaytlııılamyorÇeviri Senisi- Belleğin beyın han-
tasını çıkartan bılım adamlan, bellek
kayıplannın yol açtığı hasarlan en-
gellemenin vollannı anyorlar Hafta-
lık Tıme dergısınin son sayısı beynin
bıyolojik ve elektnksel aktivıtelennin
bılınmeyen yönlenne geniş yer ayır-
dı. Dergınin kapak konusu yaptığı ha-
bere göre nörolog ve nörobıyologla-
rın yıllar süren araştırmalannın sonu-
cunda. başta Alzheımer olmak üzere
pek çok bellek kaybı hastagının önü
alınacak. Araştırmalar aynı zamanda
sağhklı kışılerin öğrenme ve anımsa-
ma yeteneklenni arttıracak "aküh üaç-
lann" üretimine de kapı açıyor
Ortalama bır ınsan beynı yaklaşık
100 mılyar dolayında nöron'ıçeriyor
Vücudumuzdaki kimyasal ve elekt-
nksel trafiği yönlendiren bu nöronla-
• Bilim adamlannın bellekle ilgili son bulgulan. başta Alzheimer olmak üzere pek çok
bellek kaybı hastağının önlenmesine olanak sağlayacak. Araştırmalar sağhklı kişilerin
öğrenme ve anımsama yeteneklenni arttıracak "akıllı ilaçlann" üretimine de kapı açıyor.
nn arasında 10 trilyon sinaps (iki kom-
şunorönunçıkıntılannınbırbiriilete-
mas ettikleri bölge) bulunuyor. Her
an milyonlarca ımpuls. bu nöron ve si-
naps'lerden oluşan şebeke üzennden
hareket ederek. beynin emırlerinı ilgi-
li organa ıletip vücudun faalıyetlenni
düzenlıv or. Işte algılama, düşünme ve
anımsama bu bıyokimyasal temele
oturuyor.
Engram teorisi
Bugune dek geçmişe ılışkın anıla-
nn. 'engram' adı venlen. uyanlann
sınır sisteminde bıraktığı ızlerin oluş-
turduğu bır kapsül ıçine hapsolduğu
düşünülüyordu Bu küçük "zaman
kapsülleri" bir dış etken tarafından
uyarılmadıkça hareketsiz kalmaya
mahkûfndu. Örneğin bir engram ilk
öpücükle ilgili ara % e duygulara endeks-
lı iken. bır diğeri aile büyüklennden
binnın ölümü ıle ılgıh anılan ıçeri-
yordu. Ne \ar ki son çalışmalar. son
derece statık bir kavram olan engram
teonsının artık geçerlı olmadığını or-
taya koydu. Tomografik görüntüleme
teknolojisinın gelişmesıyle en küçük
bıranımsama ışlemınde bıle beynın yal-
nızca tek bir bölgesinın değil. değişik
bölgelerinin harekete geçtiğı görüldü
Bılim adamlan bugün amlann tek
birmolekül ıçıne sığdınlmadığını an-
lamış bulunuyor. Bu görüşe göre anı-
lar, beynin dört bır yanına serpıştiril-
miş nöron ve sınapslann oluşturduğu
bır şebeke çerçevesinde varhğmı sür-
dürüyor. Dolayısıyla anılar sanıldığı gı-
bı düzenlı bır arşiv görünümündekı
depolarda saklanmıyor, tersıne uyan-
lar karşısında kendinı yenıden düzen-
leyen labirentler içinde tutuluyor.
Anıdepolan
Milton Keynes Üniversitesi Bıyolo-
jı Fakültesi Başkanı Profesör Steven
Rose anı depolanm şöyle tanımlıyor:
"Belirli bir aıunın beynin neresinde
saklı tutulduğunu bilmek mümkün
değildir. Anı, bir bütün olarak beynin
dinamik vapısının bir özelliğidir."
Bu varsayım ilk kez 50 yıl önce
Amenkalı psikolog Karl Lashley ta-
rafindan ortaya atılmıştı. Lashley'ın fa-
reler uzennde yürüttüğü deney leri civ-
cıvlerle gerçekleştiren Rose. belle&n
iki aşamalı olduğunu belirtıyor. "İlk
aşamada öğrenılen bilgıler ikincı aşa-
mada belleğe kaydedıliyor. Bu arada
lovva Tıp Fakültesi Başkanı nörolog An-
tonia Damask). belleğe kaydedilen bil-
gılenn gen çağnlma işleminın son de-
rece karmaşık bir süreç olduğunu ile-
ri sürerek. beynin değişik bölgelenn-
de dağınık bır şekilde bulunan anıla-
nn bır araya toplama işleminın beypın
en karmaşık^istemlerinden biri oldu-
ğunu kaydedıyor.
Çalışanlann yaklaşık >üzde yetmişi işten atılma ya da hastalık \e kaza yüzünden işini kaybetmekten korkuyor.
Işyerindeki korkıdar
başardı olmaya engel
Çeviri Senisi - Milyon-
larca insan. işyerinde her an
korku ve panık ıçınde ya-
şıyor. Uzmanlar işyerlen-
ne an bu psikoloj ık durum-
lann nedenlerini, sonuçla-
nnı ve onlardan kurtulma-
nın yollannı aradılar.
Daha ışe gitmek ıçın >o-
la çıkıldığında başlıyor bü-
tün belirtıler... En huzurlu
günde bıle. ışlerin en yolun-
da gıttiğı anda bıle önce
midede rahatsız edıcı bır
kıpırtı başlıyor. Kasılma
gıbi bır şey... Ardmdan bu
duygu tüm vücuda yayılı-
yor ve avuç içleri hafıf ha-
fif terlemeye başlıyor...
Korku mu° Evet! Ancak
belirlı bir nedeni yok.
tşyerleriyle ilgili sandı-
ğımızdan çok daha fazla
insanın yaşadığı bir sorun
bu. Adı konamıyor. çunkü
reel kaygılara dayanmadı-
ğı içın kimse korktuğunu
kabul edemiyor. Kabul et-
mediği zaman yardım için
ilgili lcurumlara başvurmu-
yor. bu kısır döngü ıçınde
tedavi de edilemiyor
Korku baştan başlar
Alman Focus dergısınde
yer alan bır araştırmaya gö-
re, bu korkulann en yoğun
biçimde görüldüğü insan-
lar, şaşırtıcı ama. yönetici
konumdakı, çok para kaza-
nan, kanyenni tamamla-
mış ve yaşam standartını
jükseltmiş kışıler. Bunla-
nn korkulan çeşıtlı grup-
lardaodaklanıyor. Yapılan
araştırmalar ön sıralan oto-
rıtelerını ya da kontrolü
kaybetme korkulannın ış-
gal ettiğını göstenyor. Ar-
dından hata yaparak gü-
ven kaybına neden olma
ve bu sebeble bilgi akışının
kesilmesi korkusu gelıyor
Işyerlenne aıt dığer kor-
kulann başında şeflenn-
den. müdürlennden kor-
kan insanlar gelıyor. Her
an kovulma korkusu taşı-
yan, müdürü odaya gırdı-
ği zaman elı ayağına dola-
şan, •kovulmadan kcndim
gklevim' dıyerek her gün ıs-
tıfa etmeye hazır bekleyen msanlar da
var. Bu ınsanlann kendilenne güven-
medikleri. yaptıklan ışlerin dogru olup
olmadığı konusunda surekli endfşe
duyduklan ve asla ıyı bır şey > apama-
yacaklanna inandıklan belınılıyor.
Bunlann en büyük korkulannın arka-
daşlannın yanında rezil olmak ve ko-
vıılmak olduğu da belırlenmış durum-
da.
Korkulann yarattıği yan etkiler ıse
şöyle: Konsantrasyon bozuklugu \e uy-
kusuzluk bu tür korkulann ılk send-
romlannı oluşturuyor. Süreklı yorgun-
luk ve uykusuzluğa düşen kışı, önce
uyku ılaçlanna başvuruyor, ardmdan
Korku çarkının dişlileri
Korkunun
yaratttğı
bozulmalar
En çok korkulanlar
işını kaybetmek f 67.581
Hastalık. kaza
Hata yapma
Saygınlık kaybı
Rekabet
67.421
58.981
50.39
Otonte kaybı [_
Bilgi akışının kesılmes [_
Haksızlığa uğrama
30.23
28.21
27.31
20.37
1823 kışı
uzennde
yapılan anket
gündüz uyancı nıtelık taşıyan bazı
ılaçlar almav a başlıyor. Yorgunluk be-
lırtılen nedenıyle kah\ e \e çay çoğal-
tılıyor
Sıgara sayısı birden artıyor ve bun-
lar bir çark düzeneği içinde uykusuz-
luğu çağınyor. uykusuzluk yorgunlu-
ğa neden oluyor ve zıncır böyle sürüp
gidıyor
Korkuyu yenin
Işvenndekı korkulardan sıynlma-
nın ya da onlan en aza ındirerek ça-
lışma yaşamı ıçınde rahatsız etmeye-
cek boyutlara getırmenın yollan ıse uz-
manlar tarafından şoyle sıralanıyor:
- Korkunun vaşama ait
bir duygu olduğunu kabul-
leuin. Korkulan basûrnıa-
nm >a da voklarnuş gibidav-
rannıanın zaran daha fazla
olur. Bu nedenle korkulan-
nızı tanıvarak onlarla yaşa-
mayı öğrenin.
- Korkan sadece siz de-
ğılsınız. Arkadaşlannızm
çoğu da aynı duyguyu \ aşı-
yor. Ve belkı üstlenniz de..
- Vaptığınız her işte, siz eü-
nizden geleni \aptığınıza
emin olana kadar çauşm ve
' başanh olmak isteğinizi ön
plana çıkann.
- Arkadaşlannızm bilgi ve yetenek-
lennden de faydalanın. Ortak çalışma-
yı öğrenin. Önlan "adatmak' fıkrinı
unutun.
-Bedendilinizi tanıma>açabşın.Ses
tonunu/a dikkat edin. Kendinizi ve işt-
nizi se-.in. İkisinf de emek verin.
- Arkadaşlannızı tanıyın, ne ıste-
diklerinıvehedeflerinı öğrenin Böy-
lece çakışmaları da kesışmelen de or-
tadan kaldırmış olursunuz.
- Çalışüğınız işyerinde mutiaka ya-
zıimamış kurallar da vardır.
- Sorumluluk almaya çalışın. Özgün
ve yaratıcı olun. Kendınize güvenin kı
size de güvensinler.
SÖYLEŞİ ATT LA LHAN
PROTESTO AFtŞLERÎ BOYANDI, CHP LOKALİ TAHRİP EDtLDİ
Siyonürgergutl^bitnnyor
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Bergama'da
sıvanürle altın gergınlıgı
süruyor. Bergama Beledı-
yesi'nce kent merkezine
kurulan ve üzerlerinde "Si-
yanürie Albna Hayır" ya-
zılı panolann üzeri, kımlt-
ğı belırsız kişılerce siyah
spreyle boyandı. CHP Ber-
gama Gençlık Lokalı'nde
ise duvarlar ve masalar tah-
rip edildi, tablolar kınldı.
posterleryırtıldı.
Kent merkezındeki sı-
• yanür karşıtı yazılann üze-
nnin geçen cuma gece ya-
nsı sıyah spreyle boyan-
tnası ve aynı saatlerde de
CHP Bergama Gençlik Lo-
kali'nı bazı kışılenn tah-
rip etmesı, ilçedekı gerguı-
lığı tırmandırdı. Lokalde-
ki duvarlann ve masalann
tahnp edilmış, tablolann
kınlmış, Genel Başkan De-
niz Ba>kai'ın posterlennın
yırtılmış olarak bulunduğu-
nu belınen CHP tlçe Baş-
kanı Okta> Konyar, olay-
la ilgili savcılığa suç duyu-
rusundabulundu. Konyar.
görgü tanıklannın, olayla-
nn,35KDV86plakahbe-
yaz bir mınibüs ıçindekı
kişiler tarafından gerçekleş-
tınldiğını bıldirdıklerinı,
bu bilgıyı de savcılığa ılet-
tiklerinı söyledi
Saldınnın özellikle ve
planlı yapıldığını belinen
Konyar, "Daha önce şehir
merkezındeki 'Sıvanürle
altınahayır' yualı panolar
boyandı, geçen akşam da
partimizin gtnçlik lokaü iş-
gal edildi. Bu saldınlann
faiK meçhuldeğildir'
1
dedı
Konyar. bölgede çalıştınl-
mak ıstenen sıvanürle al-
tın madenciliğıne karşı çık-
tıklan için bu saldınlann
yapıldığını öne sürdü.
Taşkın'dan ktnama
Beyaz mınıbüsun Euro-
gold'a ait olduğunu belir-
lediklenni vurgulayan Ber-
gama Beledıye Başkanı Se-
fa Taşkın da saldınlan kı-
nadıklannı belinerek "Ül-
kemize u>gariık getirme-
yeniyctlencnçukuluslu nü-
safirlerin ve onlara \-ardak-
çılık vapanlann bu çağdı-
şı davranışla kamu ve par-
ti maüanna zarar verme-
leri son derece ayıp. Bize
altın getireceklerini vaat
edenler zehirin yanı sıra
şiddet de getiriyorlar'' dı-
ye konuştu.
e-posta : tan (g vol. com. tr
'Ufkun Arkasını Görebilmek!..'
j Ik bakışta çelişik, hatta karşrt görünür, ben de öy-
I le sanmıştım: Gâzi, 'Nutuk'da açıkça belirtmiştir:
"Panislâmizm, panturanizm siyasetinin mu-
vaffak olduğuna ve dünyayı tatbik sahası yapa-
bildiğine tarihte tesadüf edilmemektedir." (Nu-
tuk, s. 275)
C»ysa, 'Mazlum Milletler'\e, onlann uyanışı ve kur-
tuluşuyla ilgili pek çok sözü var; 'Mazlum Milletler'\n
büyük çoğunluğu, -hele o yıllarda- Türk ve Müslü-
man değiller mı? Çelişik hissıni veriyor. Meselenin
mahiyetinı anlayabilmek içın. Osmanlı'nın batış yıl-
iannı ınce elekten geçirmek icabettı. O zaman ne gö-
rüyorsunuz? Panislâmizm de, panturanizm de, Al-
man yayılmacılığının; XIX. yy'da zırvesıne ulaşmış In-
gilız/Fransız yayılmacılığına karşı, kullanmak ıstedi-
ği bir sılâh! Hınzırca, Bâbıâlı'ye telkin ediyorlat. Bi-
raz Rusya'daki Cedit Hareketi'nin, biraz Selânik'de-
ki Türkçulüğun etkısindeki ittıhatçılar, zaten 'Alman-
cı' olduklarından, fetih hayallenyle ıkisinin de üzen-
ne 'atlamışlar.'
Dikkatli okunursa, görülür ki, Gâzi, işin bu yanına
üstü örtülü olarak, başka bir konuşmasında temas
etmıştir:
"...büyük ve hayali şeyieri, yapmadan, yapmış
gibi görünmek yüzünden, bütün dünyanın husu-
metirti, garazını, kinini, bu memleketin ve mille-
tin üzerine çektik. Biz panislâmizm yapmadık.
Belki yapıyoruz, yapacağız dedik. Düşmanlar
da, yaptırmamak için bir an evvel öldürelim de-
diler. Panturanizm yapmadık. Yapanz, yapıyoruz,
yapacağız dedik, onlar da, yine öldürelim dedi-
ler. Bütün dava bundan ibarettir..."(Söylev ve De-
meçleri, 1. s. 196).
Gâzi Mustafa Kemal için, 'Mazlum Milletler'm kur-
tuluşu davası, bır dın ya da ırk davası değildir, bir in-
sanlık davasıdır. Nasıl ki Galiyef için de, Mustafa
Suphi içın de oyleydi. O yüzden de, daha çok 'Şark
Milletleri'nden, 'Mazlum Milletler'öen sözetmişler-
dir; ama, MüslümanlarveTürkler, 'mazlumlann ara-
sında' olduğu, hatta çoğunluğu oluşturduğu için
aralıksız gündemdeydi. Bugün de öyle değil midir?
Bir tarihçi aranıyor
Yinmıbeş yıl kadar oluyor, Mustafa Suphi'nin 'Ve-
n/Dünya'dakıbiryazısınıokurken, çokşaşırmış-
tım. Sebebini, o ılk paragrafı okurken, siz de anla-
yacaksınız:
"...geçen Balkan ve son Avrupa kasaplıklann-
da, bahtsız Anadolu rençperlerinin kanı dökül-
mesine; çılgınca, merhametsizce o şekilde mu-
harebeye karşı durmuş iken, (buraya djkkat) Mus-
tafa Kemal Paşa'nın takriben bir yıl önce bize,
Odessa'da iken bildirdiği kıyamcılığa razı ve ta-
raftar olduk; ve bugün, Antanta yağmacılan kar-
şısında büyük bir cephe açan Kuva-yı Milliye or-
dulannın muvaffakiyetine müzahir oluyoruz..." (M.
Suphi, Kavgası ve Düşüncelen, s. 39. Info/Türk Ajan-
sı, 1974)
O gün bugün, merak ederim: Mustafa Suphi da-
ha Odessa'da iken, Mustafa Kemal Paşa ıle irti-
bat halinde olduğunu yazıyor; ister sağcı olsun. is-
ter solcu, siz böyle hassas bir konuda, bu kadar has-
sas bir noktayı ele alan, araştıran, derli toplu bır 'teb-
liğ' sunan herhangi bır tarihçiye rastladınız mı?
Mustafa Suphi'nin. Galiyefçiliği dolayısıyla, 'mıl-
liyetçı' komünist vasrflannın ağır bastığını da, Kras-
naya Znamiye gazetesı dolayısıyla bir araştırma
yazmış olan AJexandre Benningsen'den okuyoruz.
"...'Rus Devrımi ve Doğu' başlıklı, dördüncü
sayfadaki son makale, Mustafa Suphi ile yapı-
lan bir mülâkat olup, Sultan Galiyef imzalıydı. (...)
Bu makale kesinlikle gazetenin en önemli dokü-
manıdır. Bu makale Sultan Galiyef'in 1918 Tem-
muzu gibi erken bir tarihte, dünya devriminin
yönlendirilmesi problemi ile ilgilendiğini, sonra-
lan yazdığı ve Stalin'le aralannın açılmasma yol
açan, meşhur 'Sosyal Devrim ve Doğu' makale-
sinde geliştirdiği; üçüncü dünyanın tartışmasız
önderiiği gibi cesur ve aykın fikirleri olduğunu
göstermektedir. (Buraya dikkat) 'Rus Devrimi ve Do-
ğu' aynı zamanda, Sovyet tarihçiliğinde, dürüst
bir bolşevik ve Leninist olarak takdim edilen
Türk komünist lider Mustafa Suphi'nin, gerçek-
te, Rus yoldaşlannın entemasyonalizmden ziya-
de, milliyetçi Tatar komünistlehnin devrimci pa-
nislâmcılıklanna yakın olduğunu gösterir" (Tarıh
Enstitüsu dergısı, ayrı basım, s. 158,1994)
'Üçüncü Dünyanın önderliği
i I I çüncüDünya'nın TartışmasızÖndeıiığı'!.. ne
\J dersiniz. acabaSultap Galiyef'in. Mustafa
Suphi'nin. Mustafa Kemal'ın Şevket Süreyya ve
öteki Kadrocular'ın, ortaklaşa hayali bu değil miy-
di?
Kim bilmez, Marks XX. yy'ın, sosyalizmin 'Dün-
ya Devrimi' yüzyılı olacağını öngörmüştu. III. Enter-
nasyonal.bu fikre katılmıştır. Öysa bunlar, bır ma-
nada, XX. yy'ın, bır sosyalıst devrim yuzyılı değil,
'Üçüncü Dünya 'nın ayağa kalkacağı, bir 'kurtuluş sa-
vaşlan' yüzyılı olacağını gormüşlerdi. Yüzyılın sonu-
na vanyoruz: ne III. Enternasyonal ortada kaldı, ne
de SSCB! Buna mukabıl, 'Mazlum Milletler'm 'ba-
ğımsızlık çabalan' -ne yazık kı, Türkiye'sız- sürüp
gidiyor. Üçüncü Dünya Hareketi, aslında, Galiyef'in
'Mazlum Milletler Enternasyonali' idealinin, kotu ve
heyecansız bir uygulaması değil midir?
'Ufkun arkasını görebilmek' buysa, onlar bunu
başarmışlardı.
http:// www. prizma.net tr/ AILHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html