22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 NtSAN 1997 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI RK1Kİ stantul _Y 16 Sinop B 12 Adana B 24 Edme Y 18 Samsun B 14 Mersin B 22 Kocaeii _Y 18 Trabzon B 16 Diyarbakır B 19 _ B 1 4 Şanlıurfa B 24Y 22 Gıresun zrrir Y 22 Ankara 17 Mardin B 16 /laiisa Y 2 1 Konya B 14 Siirt B 15 Y 20 Eskışehir Y 18 Hakkârı B 10 3enizı Y 21 Sıvas 9 Van B 12 Zonguldak B 15 Antalya B 23 Kars 12 Yurdun kuzeybatı kesimlerı çok bu- lutlu, Marmara, Ege, Iç Anado- lu'nun kuzeyi ve doğusu, Karade- nız'in ıç kesimleri ile Londra 16 ğanakyağışlı.dığer yerler az bulutlu ge- Sofya çecek. Hava sıcak- ığı biraz artacak. Paris Roma Berlın Amsterdar Madrid Sofya Brüksel B Y Y n B B Y B 18 16 15 13 19 16 13 Budapeşte B 13 Münıh Atına Milano Oslo Helsinkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y Y B B B Y Y Y 1b 20 10 5 4 15 14 14 12 Taşkent Tahr an §1 Biş TiflL Karr Şam O A : k Parçalı bu utlu Stslı B u İ L r t l u L Çok tnjlutlu • Yağmjrtu aj>J>J>f£ Suiukar G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Beştarafi 1. Suyfada Varşova Paktı'nın dağılmış olması, Sovyettehdi- dinin ortadan kalkması gibi kurmay zekâsının ya- rattığı nedenler, elbette değer taşıyor. Fakat basının karşısında bir masantn arkasında, sağındasolundayeralan generaller "tehdidin 'içe- riden' kaynaklandığını birkaç kez yinelerken içeri- ğini bir cümleyle anlatıyor ve: "Birinci derecede tehlike zira; TC'yi yıkmak için bölücü terörle irtica işbirliği halindedir" diyorlar. Bu irdelemenin önemini kavramak gerekiyor: Askerler; Yunan'ı, Iran'ı, Suriye'yi, hatta Rusya'yı bir yana bırakıyor, "birinci tehlike"y\ belirliyorlar. "Terör odaklanyla işbirtiği halinde olan irticaın yok edilmesinin 'hayati' önem taşıdığının" altını çizi- yorlar. Suriye ile Iran'ın mali ve askeri destek sağladığı- nı açıkça söylüyorlar. iç politikaya girmemekte titiz ve dikkatli davranı- yorlar. Bu brifingin bir amacı yok mu acaba? Olması ge- rek. O da halkımızı medya aracılığıylâ "asıl tehlike karşısında" uyanık ve Türkiye'nin geleceği açısın- dan vermekte olduğumuz savaşın anlamını milleti- mizin kavramasına birinci elden yardımcı olmaya çağınyorlar. Harekât Dairesi Başkanı Korgeneral Çetin Do- ğan, sorulara verdiği yanıtlarda TSK'nın vazgeçil- mez ilkelerinı bir diplomat üslubuyla tekrar duyu- ruyor. Örneğin. Türk'ün ve Türkiye'nin karşısında "bi- rinci tehlike" ile bağlantılı açıklamaları arasına ana- yasanın 2. maddesini okumadan, ama içeriğıni us- taca yerleştiriyor. "Laik, demokrat, sosyal hukuk nitelikli devletimizi korumak ve kollamanın başlıca görevleri" olduğunu -yumuşak bir sesle- söyleyi- veriyor. "Önce sizler izleyeceksiniz" diyor medyaya ve sonra ekliyor: "MGK kararian takip edilecektir". \\- gililere duyurulur! Görev kimde? Yalan mı yanlış mı diye araştırmaya gerek yok. doğrudur. Takkeli Başbakan, partıde baskı görmüş, 8 yıl yasasını imzalamıyormuş. Ikinci noktadahaönemli. REFAHYOL'dan kurtul- ma gereğinin bilinciyle partiler -nasıl olduysa- ha- rekete geçiyorlar. Ecevit'in başlattığı hükümet ara- yışları, "başka bunalımlann doğmaması için" bu kez, "olumlu bırsonuç" beklentisini güçlendiriyor. Unutmamalı: TSK, Türkiye'nin çok önemli ve tek organize kurumu. -JJugün; hedefler flösteriyor, tehlikeleri sıralıyor, Yunanistan'a barış elini uzattığını hiçbir komplek- ?.e kapılmadan söyleyebiliyor. Kendine özgü çabalarının yanı sıra, "kimi kurum- ların" da artık üzerlerine düşen görevleri yerine ge- tirmesini istiyor. Bu isteği sadece Güneydoğu'da organizasyon bozukluğuna bağlayabilir miyiz? Yoksa: parlamentonun, rejimin vazgeçilmez öğe- lerı olduklarını söyleyerek övünen partilerin de "bir görevi, hiç değilse bu kez" anımsayarak yerine ge- tirmelerini istemek hakkımız ve TSK'nin de hakkı değil mi? Askerlerin söylemlerini dikkatli gözle irdelemek -hele içinde bulunduğumuz bunalımlı dönemde- siyasetçilerin önündeki katı bir gerçek. Üstelik askerlerin sözlerini yanlış yorumlamamak gerekiyor: Örnek, işte: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ka- radayı, MGK toplantısından bir gün önce Brük- sel'den dönüyor. Havaalanında kısa bir demeç ve- riyor: '...Cumhuriyetimizin anayasada belirtilmiş olan temel nitelikleri aleyhine bazı gelişmeler var ise ki \ıardır" dıyor, "bunda kimse tepkisiz ve taraf- sızolanaz". "Çözüm yen"ni gösteriyor: "TBMM!" Takkeli ile Şaibe bu demeçten "Orgeneral Ka- radayı'nın bunalımın çözümünü TBMM'ye 'ihale etti' anlamını çıkarıyor" ve: 26 risan MGK ve sonrası, siyasal oyunbazlıkla- ra girtşiyorlar. Oysa, Orgeneral Karadayı'nın 25 nisanda hava- alanında söylediği son cümle: "TSK, yasalann kendiiehne verdiği her türlü gö- revin de bilinondedir. Bundan da hiç kimsenin şüp- hesi dmasın" diyor. Bu cümle. bir kez daha: 29 Nisan 1997 günü, medyanın huzurunda Ge- nelkumay'daki brifingde yineleniyor, yineleniyor. Anayana srvrisinek saz örneği... Biilent Tanla'dan güç bîrligi çağrısı • Bntarafı 1. Sayfada bunakmn nedeni değü. so- nucudır" diyen Tanla, şu görLUiri dile eetirdi: "Tırkiye'de siyasetin n- kanmsı yalnu dinci parti- den değiL, ötek partilerden de kfnaklanmaktadır. Th kanüığı aşmaun yolunu, si- yasal slamın t;msilcisi olan RP"war eden nedenkri gi- dern&te aranamızgerekir. Merbz sağ da nerkezsol gi- bi ik« bölünip adeta düş- man lamplan aynlmasay- dı F? yerel stçimlerde bü- yiik fcnüeri. gnel seçimler- de dtHrincipatikonıunuy- la laicumhıariyeti ve devle- B.bölünm: ve kiMr çe- kışnsierin denokratil. rejı- mi "Ttriat ya ca darbe" ikı- lem>e karşı «.arşıya mrak- tığınjelirten "anla, "RP, bu iktknyla da iaik cumhuri- ye-riı nitelighi değiştirip Tiirv>e"\ i bi rlslam cumhu- rpvtsıedönüşıirmeviınıaç- dve deMm et- ti. RP'nin yerine kurulması- na çaba gösterilen "derme çatma" koalisyonun RP'den daha tehlikeli olacağı görü- şünü sa\unan Tanla. şöyle devam etti: "Böyle koalisyonlan RP'- nin daha da biiyümesine yol açar. Türkiye artık koalis- yonlardan bıknuştır. halkjn problemlerini daha fazla çık- nıaza sokan koalisyoniardan sıtkı sı\nlmıştır. Halk artık günlerini gerginliklerden uzak, huzur ve banş içinde geçirmek istemekteiür. Bu gerilimi gidermek, bu ay- mazlığı bırakmak vedemok- rasinin önünü açmakzorun- dayız. Çözüm solun demok- ratik güç biıiiği \e iktidar için ortak irade beyanında. bu yönde atılacak somut adımlardadır. Cüç birliğinin taraflan sol siyasi partiler, sendikalar. biıiikler, \ akıflar, dernekler ve si\il toplumun örgütiü gücüdür, si> asi giiç- lerin toplumia kucakla^ma- sıdır." Yasadışı kurslara gözalb H Baştarafı 1. Sayfada venlik Kurulu (MGK) kararlannın uygulanmasında hiç kimseye. hiç- bir şekılde taviz verilmeyeceğinı söyledi. Malatya'da şeriatçı grup- lar. bir okulun duvanna. U İHL ka- patıJamaz. Galip gelecek Hizbul- İah" sloganı yazdılar. Erzurum'da yoğun olarak faaliyet gösteren dinci vakıflar ve tarikatlar gözaltında. Cumartesi günü yapi- lan MGK toplantısı sonrası Erzu- rum Valiliği. Emniyet Müdürlüâü ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın ani- den harekete geçmesi dikkati çe- kerken polis de olası tepkilere kar- şı önlem almaya başladı. Erzurum Valisi Ahmet Kavhan. MGK'ninal- dığı kararların taviz veriimeden uy- gulanacağını belirterek Kuran kurs- ları \e kılık kıyafet yönetmeliginin uygulanması ile ilgili çalışmalann sürdürüldüğünü söyledi. Kayhan. "İzinsiz olan Kuran kurslan kapa- tılacak. Diy anet'e bağh Kuran kurs- lan ise denetlenecek. Buralarda ya- salara uygun eğitim yapılıp yapıl- tnadığı araştınlacak" dedi. Devlet memurlarının kılık kıya- fet yönetmeliğine uymak zorunda olduğunu, türban kullanan memur- lann uvanldığını ifade eden Kay- han. tüm kurum \e kuruluşlara ko- nuvla ilgili olarak tebligat yapıldı- ğını belirterek şöyle dedi: "Erzu- rum'da türban örten bavan memur sa\ısı hav li fazla. En ücradaki kö>e biîe tebligat yaptık. Şimdi ise başta Sağlık \e Milli Eğitim pcrsoneli ol- mak üzere tüm bavan memuriarı denetlivoruz. Türban kullananlar gerekli şekilde u\anlacak. Hiç kim- se belûienen kılık kıvafet vönetme- liği dışına çıkamaz. Lvmavanlar nıutlaka çıkacaktır. Bu kişikr de ge- rekli şekilde uvanlacaktır. L>anla- ra kulak tıka>anlar hakkında isege- rekli >asal işlemi vapacağız." Erzurumun muhafazakâr bir il olduğunu. bazı konularda zorlana- caklannı belirten Kavhan. kılık kı- yafet yönetmeliğine uymamak için bazı memurların hileye başvurabi- leceğine de dıkkat çekti. Vali Kay- han. "Daha önce görev yaptıgı yer- lerde bazı bayan memurlar türban örtebUmek için doktordan heyet ra- poru aldı. Bu düzmece raporlan da inceleyeceğiz. Vasalar nev igerektiri- yorsa onu vapacağız*' diye konuştu. Erzurum Valiliği"ninemri üzeri- ne harekete geçen polis. Kuran kurslannı sıkı takibe aldı. Dün ya- pılan denetimler sonucu Şükrü Pa- şa Mahallesi'nde izinsiz olarak fa- aliyet gösteren bir Kuran kursu mü- hürlendi. Kurssorumlulan Mehmet Abuş, Fadime Abuş, Hatice Ö/de- mir, Sibel Burmabıyık ve Zübeyde Lğuıiu polis tarafından gözaltına alındı. Sanıklar sevk edildıkleri mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Öte yandan jandarmanın deneti- mine giren bölgelerde 500"ün üze- rinde izinsiz Kuran kursu bulundu- ğu. bu kursların kapatılması için jandarmanın harekete geçtiği bildi- rildi. Erzurum Jandarma Bölge Ko- mutanlığının üst düzey bir yetkili- si, ılçe. köy ve mezralarda çok sa- Denetimler sürüyorYiırt Haberieri Servisi - Valilikler yurt genelinde- ki yasadısı Kuran kurslanylatlgili denetimlerini sür- dürüyorlar. Yasadısı kurslardan 21 "i mühürlenirken 12 yurt ise güvenlik görevlilerinin müdahalesinden önce yöneticileri tarafından kapatıldı. Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde tlme Hizmet Vakfı Çaycuma Şubesi bünyesinde izinsiz faaliyet gösteren kız Kuran kursu, Vali Sami Seçkinın tali- matıyla mühürlendi. Kursun kapatılması sırasında çevTede toplanan sanklı bir grup. gazetecilerin gö- rüntü almasmı engellemek istedi. Sosyal Hizmetler ve Eğitim Vakfı Kayseri Şube- si tarafından Mimarsinan Mahallesi Gökçay Sokak Vairinlizade Apartmanı'nda kadıniara yönelik izin- siz faaliyet gösteren Kuran kursu da valilik tarafın- dan kapatıldı. Osman Kavuncu Caddesi'ndeki Sul- tan Camii ve Kuran Kursu Yaptırma Derneği tara- fından açılan yatılı Kuran kursu ile ilgili soruşturma başlatıldı. Adapazan'nda 2, Sapanca'da 1 kurs mühürlendi. Mahkemeye sevk edilen iki kursun yöneticisi tutuk- suz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Adapaza- n'nda 12 kurs da güvenlik güçlerinin takibi üzerine kendiliğinden kapatıldı. Sakarya Valisi Gökhan Ay- dıner. kaçak eğitim veren kurslara kesinlikle izin vermeyeceklerini, bu konudaki denetimlerin aralık- sız sürdürüldüğünü söyledi. Bursa kent merkezinde 7, Mustafakemalpaşa'da 2, Inegöl'de 4, Karacabey"de de 1 kurs mühürlendi. Kurslardakı bazı belgelere el konuldu. Emniyet yet- kilileri araştırmalann sürdüğünü, kapatılacak kurs sayısının artacağını söyledıler. Istanbul'da kaçak ol- duğu saptanan 47 Kuran kursuyla ilgili henüz bir iş- lem yapılmadı. yıda Kuran kursunun kapatıldığını. kapatma işlemlerinin aralıksız ola- rak sürdürüldüğünü sö> ledi. Pazar günü Erzurum'a gelen 25 Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi- nin pazartesi günü başlattığı tarikat yurtlanyla ilgili denetimler de de- vam ediyor. Değişik tarikat ve va- kıflara ait olan 33 orta ve yüksek- öğrenim yaırtlarını sıkı bir şekilde denetleyen müfettişler, 10 gün sü- recek ıncelemenin ardından hazır- layacaklan raporlan Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teftiş Kurulu'na sunacaklar. İsmınin açıklanmamasını isteyen üst düzey bir emniyet yetkilisi. ba- zı yurtlann bilinmeyen kişiler tara- fından daha önceden haberdar edil- diğinı. bu nedenle birçok suç unsu- runun yok edildiğinin belirlendiği- ni ifade etti. Erzurum'da bulunan orta derece- li okulların büvük çoğunluğunda okuyan kız öğrencilerin türbanlı olarak derslere girdiğı belirlendi. Tüm uyanlara rağmen öğrencilerin türbanlı olarak derslere girmeye de- vam ettiğini belirten Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, rürbanlılara göz yuman öğretmen ve idareciler hakkında soruşturma açılacağını söyledi ler. Erzunım Valiliği'nin yayımladı- ğı kılık kıyafet genelgesinden son- ra türbanlı personelin yoğun oldu- ğu hastanelerdeki yöneticilerde çe- şitli hileler geliştirdiler. Türbanlı hemşire ve ebelerin gözden uzak servis \e gece vardıyalanna alın- dıklan dikkat çekti. Malatya'nın merkeze bağh Top- söğüt tlköğretim Okulu duvanna kimliği belirsiz kişılerce şeriat yan- lısı sloganlar vazıldı. Okul dmarı- na siyah sprey boya ıle yazılan "Ga- lip gelecek Hizbullah". "V'aşasınşe- riat, kahrolsun laiklik" v e"IHL ka- patılamaz" sloganlarıyla ilgili so- ruştunna başlatıldı. V Petrosyan: Azeri-Ermeni savaşı olmaz • Baştarafı 1. Sayfada Azerbaycan arasında savaş olmayacağı konusunda biz garantiveriyoruz'* dedi. Pet- rosyan, Karabağ konusunda iki tarafı da memnun edecek bir formül bulunacağını söz- lerine ekledi. Ermenistan Cumhurbaş- kanı Levon Ter Petrosyan. dün saat tam 12.00'de Türki- ye Ermenileri Patrikhane- si'ne geldi. Yanında danış- manı Jirayr Libarityanın bulunduğu Petrosyan, Patnk Karekin Il'ye saygılannı sundu. Ermeni cemaatinin üst düzey yetkililerinın de bulunduğu salonda önce bi- zim özel görüşme isteğimi- zi Türkçe olarak "Şimdi ol- maz" sözlerivle geri çeviren Petrosyan. daha sonra ayağa kalkarak Türk-Ermeni ilişkilerinin gelişmesinden büyük memnunluk duyduğunu belirtti ve şunlan söyledi: "Ben buraya ikinci kez geliyorum. Bir daha- ki sefere özel olarak Patrikhane'vi ziyaret edece- ğinı. o zanıan inşallah Ankara"da, Ermenistan büyükelçttiği de açılnuş olacak." Ermenistan'ın son üç-dört yıl içinde çok bü- yük zorluklardan geçtiğini, ancak bugün bu zor- luklan büyük ölçüde aştığını ifade eden Petros- yan, sözlerini şöyle sürdürdü: PATRİKHANEYE ZİYARET - Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Petrosyan İstanbul'daki Türkiye Ermenileri Patrikhanesi'ni ziyaret etti. Petrosyan, 'Azerbaj- can'la savaş olmavacağına biz garanti veriyoruz" dedi. (Fotoğraf: HATİCE TL'NCER) " Bundan 2-3 yıl sonra daha i>i bir yaşama ka- v uşacağımızı umuvorum. Ambargo altında oldu- ğumuz için hâlâ sıkıntılanmız var. Ankara'da Sayın Cumhurbaşkanı Demirel'le görüştüm. Durunı vakın geiecekte daha iyi olacak. Biz şu anda bir şev yapamayız. Bu. Türkiye'nin işi. Biz sadece ona rica ederiz. Türkiye-Ermenistan iliş- kileri Azcrbavcan'a bağlanmamah. Biz bugün Azerbavcan'da savaş halinde değiliz. ZateH Er- menistania Azerbaycan arasında savaş olmaya- cağı konusunda biz garanti veriyoruz." Barışın kesinlikle korunacağı sözünü veren Petrosyan, iki ülke arasında sorun halinde bulunan Dağ- lık Karabağ bölgesiyle ilgi- li olarak da. "Karabağ'da her iki taran memnun ede- cek bir anlaşmaya varılabi- lir. Karşı tarafa hiçbir şekil- de haksızlık edilmesini iste- meyiz. Hem Ermenistan'ı hem de Azerbavcan'ı mem- nun edecek bir formül bula- cagE" dedi. Karabağ meselesinin ke- sinlikle diyalog yoluyla çö- zülmesinden yana oldukla- nnı belirten Petrosyan. şun- lan ekledi "Türkiye yolları açmab- dır. O zaman anlaşma daha kolaylaşır. Biz Türk resmi makamlanna bu isteğimizi bildirdik. İstanbul-Erivan arasındaki uçak se- ferieri sayısuıın arttırılması da aramızdaki bağj güçlendirecektir." Petrosyan. konuşmasını Türkiye ile Ermenis- tan arasındaki kültüretkinliklerinin arttınlması çağnsını içeren şu sözlerivle noktaladı: "L'lkemiz arasındaki kültür işbiıiiğini arttı- ralım. İstanbul doğumlu ve hâlâ Türk vatanda- şı olan ünlü orkestra şefimiz Onnik Çekiçyan önümiizdeki hafta Istanbul'da konseıier vere- cek. Yakında Erivan'da da bir Türk ressamları sergisi açılacak." G U N D E M MUSTAFV I Baştarafı 1. Sayfada - Genelkurmay Başkanlığı buna uyg miştir. - Türkiye 'de silahlı şeriat hareketinin tur. Ancak, bu gruplara büyük bir dış dır. Bu desteğin boyutlan ciddidir. Tür, nun buna geçit vermeyeceğine inanıyc. - Türk Silahlı Kuvvetleri silahını doğru,, tediği yönde ve gerektiğinde kullanır. - Bölücü ve irticai faaliyetlere izin verilme. letin intiharıdır. - iran ve Suriye'nin genelkurmaylanyta gö geiecekte masaya oturmamız mümkün değ PKK lideri. Suriye'de bir kışlada kalmaktadır. - Terörü destekleyen ülkelere karşı gerekli güı kullanılmalıdır. Bu, önce siyasi olur, olmazsa eko- nomik yaptınm olur. Bundan da sonuç çıkmazsa askeri güç kullanılır. Brifingin sonunda kapanış konuşmasını yapan Harekât Başkanı Korgeneral Çetin Doğan sözle- rini şöyle bağladı: "Türk Silahlı Kuvvetleri hiçbir zaman demokra- sinin önünde engel olrnamıştır. İktidarda kalma hırsını gönlünde yaşatmamıştır." Temel işlevi ülkenin sınırlarını korumak olan TSK'nin birinci tehdidin içeride olduğunu vurgula- ması, örgütlenmesini buna göre yapması Türki- ye'nin nereye geldiğini gösteriyor. Brifinge RP'nin kovuğundaki gazetelerin çağrıl- maması da tabii ki rastlantı değil. Genelkurmay karargâhında brifing devam eder- ken Hacbakan 25 Ayar Necmettin Erbakan da partisinin Meclis grubunda orduyu övüyordu: "Ordumuz sonuna kadar demokrasiye bağlıdır. Her gün sanki ordu darbe yapacakmış gibi yazılı- yor. Hepsi yalan, kof. Elinizi ordunun yakasından çekin." Erbakan. Menderes konusunda da faturayı medyaya kesmiş, "Menderes'i rahat bırakın" de- mişti. Hoca, kim sevmediği laf söylese çıkarıyor kasa- turayı, kesiyor faturayı: - Medyayı uyanyorum. Bunlan bıraksın... Her neyse.. sözün kısası, Genelkurmay brifing- deyken hoca fingdeydi... Ankara'da, yukarıdasıraladığımız gelişmeler ya- şanırken bambaşka bir gelişme daha vardı. Ece- vit'le Baykal görüştü. Ecevit'in Baykal'a olan yak- laşımını herkes biliyor. Bizim ek yorum yapmamı- za gerek yok. Ancak, DSP lideri de gelişmelerin ayırdında olmalı ki, böyle bir adım attı. Tansu Çiller ise aynı saatlerde çileli dakikalar ge- çiriyordu. Tansu Hanım'a teknolojinin son harika- sı uçak da dayanamadı, havada anzalandı. Haydî ordan... Bu genel görünüm ilk bakışta insanı ürkütüyor. "Ülke nereye gidiyor" sorusunu gündeme getirı- yor. Ancak, biraz soğukkanlı bakıldığında olaylar duygulann değil de aklın terazisine konulduğunda, "tarihsel" bir dönemden geçtiğimizi, tarihsel bir hesaplaşmayla karşı karşıya olduğumuzu söyleye-. biliriz. Bugün PKK ile Kürt yurttaşlarımız özdeşleştiril- miyor. Bir ara böyle bir tehlike ön plandaydı. Şimdi de, din ile şeriatçının daha net çizgilerle bir- birinden aynlması gerekiyor. Bu aynm zaten var. Ancak ana hatlarının daha sağlıkh çizilmesi, devletın organlarının bu çizgide olması gerekiyor. RP'nin iktidardaolmasıylabu so- runların çözümü için atılan adımlann hızlandırılma- sı çelişki gibi görünebilir, ama değil... RP'ye omuz veren kesimlerin kimler olduğu, ik- tidarın büyük ortağı olunca daha net ortaya çıktı. Aksi halde, toplumun pek çok kesimi, RP'nin de bugünkü sisteme uyum gösteren bir parti olduğu- nu iddia edecekti. Erbakan'a Bakanlar Kurulu üyelerinin son gün- lerde verdikleri demeçler bile söylediklerimizi doğ- rulamaya yeter... Erbakan ve Çiller'in en büyük şansı pasif, par- çalı muhalefet. Ama muhalefettekı hareketlilik hocayı ürküttü. Daha önce "Hükümet iki bine kadar devam ede- cek " diyen Erbakan, dün "Erken seçim " deyip ses- lendi: "Hodri meydan..." Haydi ordan... Biilent Ecevit yeni hükümet için turda • Baştarafı 1. Sayfada çekerek bu güçteki bir hükümetin ba- şanlı olacağını savundu. Yılmaz. "Sa- vın Ecevit'le görüşmemizde ahernatif hükümet unsuıian konusunda tam bir mutabakat olduğunu tespit ettik"açık- lamasını yaptı. Uzlaşma hükümetinin. liderlerin içinde yer almayacağı bir koalisyon ol- ması gerektiğini belirten Yılmaz, bu hükümetin süresinin de. saptanacak önceliklerin yerine getirilmesi için ge- rekli süreyle sınırlı olacağını söyledi. Yılmaz. milletvekili seçımlerinde ol- masa bile belediye seçimlerinde 2 tur- lu seçim sisteminin uygulanabileceği konusunda da Ecevit ile uzlaşmaya var- dıklannı bildirdi. Uzlaşma hükümetinin başbakanının kım olacağına ilişkin bir soru üzerine de Yılmaz, "Başbakan. uzlaşmaya ka- tılan herhangi bir partiden olabilir. üze- rinde uzlaşılacak herhangi biri olabilir, bir bütün olarak hükümete girerlerse D\ P'den olabilir" dedi. ANAP lideri. uzlaşma hükümetinin kendini MGK kararlanyla bağh sayıp saymayacağına ilişkin soruya, "MGK kararlan, şu andaki hükümetin bakan- lannın da katılınııyla alınan karariar- dır. Hükümet değişince VIGK'nin üye- leri de değişecektir. Kararlar >eniden gözden geçirilebilir. Esasen, MGK ka- rarlan uzlaşmava katılmayı düşünen partilerin düşünceleriyle de çelişme- mektedir" yanıtını \erdi. Ecevit. solda birlik baskılan nede- niyle bir arava gelmemeye özen aöster- diği CHP lideri Baykal ile yaklaşık 1.5 saat görüştü. Ecevit, Baykal'm önerisine karşı Edınılen bilgive göre. görüşmede Baykal'ın solun bütünleşnıesi önerisi- ne karşı çıkan Ece\ it "Biz bir işbirliği- ne girince hemen birleşme gündemege- li>or. bu da işbirliğini engelliyor. Mec- lis'te teknokrat ağırhklı birçok millet- vekili var. DYP'den birinin başbakanh- ğında hükümet kurulabilir" dedi. Bav - kal ise. gorüşmeden sonra "kendileri- ne aktanlan ANAP-DSP mutabakatı- nın" temel unsurlarını ozetledi ve şu değerlendirmeleri yaptı: "Ülkenin önündeki kriz sadece hü- kümet krizi olarak anlaşılamaz. İki rur- lu seçim konusunda anlaşan taraftann, 8> ıllık kesintisiz temel eğitim konusun- da bir anlayış beraberliği içine girip gir- medikleri ortava konmamıştır. Hükü- met programı ile ilgili bir arayışa giril- memiştir. Biz çıkışı, dağınıklığın aşü- masında görüyoruz. Bu da sosyal de- mokrat parlamenterlerin paıiamento- da bir araya gelmesidir. O zaman RE- FAH^OUa karşı başanlıbir hükümet kurnıa inıkânı olurdu. Bunun bütünleş- nıe projesi olmadığını. çıkış için önem- li olduğunu sövledik. Maalesef sonuç haval kırıklığı \aratti bende. Bu biıiik- teliğin gerçekleşmesi olanağı bulunma- dığı bir kez daha görüldü. DYP çekilir- se RP'siz bir hükümet ko.ıusunda güç- lük kalmavacaktır. D^ P-ANAP ve DSP'nin kuracağı hükümet giheno\u alabilir. DYP iktidardan uzaklaşma- dan. bu > apılanlar entelektüel egzersiz- dir." Baykal. öngörülen modelin "siyasi yönü gerne çekilmiş. temel uzlaşmala- n öneçıkaran.teknokratlar niteliği öne çekilmiş. Türkiye'yi seçime hazırlama amacını güden ve erken seçim hedefini şimdiden telaffuz etmeyi sakıncalı sa- van"birmodel olduğunu söyledi. Bay- kal. "Bu modeldesizyokmusunuz'" so- rusıına "Evet CHP'nin katılma ihtiya- cı olmadan bu hükümetin olabileceği- ni. Sayın Ecevit, 3'lü de. 4'lü de olabilir, diyerek ifade etti" karşılığını verdi. Baykal. "Bu tavrınızla DYT içinde çözülmeyi sağlama hedefine engel ol- muyormusunuz'* sorusuna, "Hayır. Bu hükümetin cumhuriveteza rar\erdiği- ni henüz istifa etmemişbakanlar da söy- lüyor. Bunun gereği verine getirilmeli'" karşılığını verdi. DTP liden Cindoruk. Ecevit'le gö- rüşmesinin ardından yaptığı açıklama- da, inisivatifin TBMM'de bulunduğu bir hükümet modelınin doğru olduğu- nu söyledi. Cindoruk. TBMM Başka- nı Mııstafa Kalemli'nin liderler zirve- sıni toplamasını istedi. "Kesintisiz de- mokrasi istivorum" diven Cindoruk. RP'nin rejım güvencesi vermesı gerek- tiğini vurguladı. Ecevit de görüşmelerini tamamla- dıktan sonra yaptığı açıklamada. Bay- kal 'la hükümet aravışı konusundaki görüşlerinin tamamen farklı oiduğunu kaydetti. ANAP \ e DTP liderlennın ise kendisıvle uzlaşma içinde olduklannı aktaran Ecevit. "Kendine güvenen B- der. hükümet içinde yer alma konusun- da ısrarcı olmamalıdır'" görüşünü dile getirdi. Baykal'ın, solda birleşme koşuluyla hükümet ortaklığına sıcak baktığını ak- taran Ecevit. "Bu hükümetin sağcıuk solculukla ilgili işieri değil, ulusal sorun- ları ele alması gerekir. Eğer sol blokolu- şursa. bu kez karşıda büyük bir sağ blok olur ki bu da rejim bunahmını daha da ağırlaştınr" diye konuşru. Çiller'e mesaj Ecevit. önerisinin herkesi bağlama- yacağını. DYP lideri, Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller dahil. gelecek di- ğer hükümet önerilerine de açık oldu- ğunu bildirdi. Ecevit, Çıller'ede, lider- ler turuna çıkmadan önce mesaj gön- derdiğini bildirdi. DSP lideri; başka bir hükümet için- deyken görüşme talebinde bulunması- nın doğru olmayacağı, ancak kcndisi ne zaman ısterse görüşmeye hazır ol- duğu mesajını Çiller'e ilettiğini de açıkladı. AGlT yakın takipte ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmettin Erbakan. Av rupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGlT) Parlamenterler Asamblesı Başkanı Javier Ruperez ve beraberindeki heye- tin, Avrupa'daki Türk yurttaşlanna yö- nelik insan haklan ihlalleriyle ilgili ola- rak kendilerinden özür dılediklerinı sa- vundu. Erbakan. "Eskiden olduğu gibi insan haklan ihlallerini sorgulamak için gelmeduer. İnsan haklan açısuıdan atılan adımlan takdirle izlediklerini söylediler" dedi. Ruperez, terörle mü- cadele konusunda Türkiye'nin yanın- da olduklannı bildirdi. Erbakan. partisinin TBMM grup toplantısında, Ruperez başkanlığında- ki heyetle yaklaşık bir saat süren görüş- mesine ilişkin bilgi verdi. Erbakan, gö- rüşmede, Avrupa'daki Türk yurttaşla- nna yönelik insan haklan ihlallerini gündeme getirdiklerini belirterek **AGİT heyeti, görüşmede bizden özür diledTdedi. AGlT heyeti. dün insan haklanndan sorumlu De\let Bakanı LütfüEsengün ile de görüştü. Esengün, Stockholm'de AGlT tarafından yapılan birtoplantıda Türkiye'ye özel temsilci ve heyet gön- derilmesi yönünde bir karar alındığını anımsatarak "Özel temsilci, ancak kriz dönemlerinde gönderildiği ve Türki- ye'de de bövle bir kriz olmadığı için Dı- şişleri Bakanlığı tarafından bu karar reddedilmiştir" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear