25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT1997 CUMA HABERLER DSP'den aynlan Aydın'ın 'Bağımsızım' dediği saatlerde DYP, 'Bize katıldı' açıklaması yaptı aibeli transfer komedisi TRANSFER BILAIVÇOSÜ Biryılda38 milletvekili 'yuvadan' uçtuANKARA (Cumhuriyrt Bûrosu) - REFAHYOL'a karşı alternatif hükümet arayışlan sürecinde milletvekili transferleri hızlanırken 20. yasama döneminin ilk I4ayında toplam 38 milletvekili yer değiştirdi. 24 Aralık seçimlerinde ortaya çıkan Meclıs aritmetiği, milletvekillerinin ant içme töreninin hemen ardından değişti. DSP'li olarak yemin eden Iğdır Milletvekili Adfl Aşının, kürsüden ınince ANAP'a geçeceğini açıkladı. DSP'den bugüne dek DYP'ye 3, ANAP'a l milletvekili geçti. ANAP'ın TBMM'yetaşıdığı7 milletvekili de seçimlerden kısa bir süre sonra bu partiden aynlarak. BBP'ye katıldılar. Hükümet pazarlıklan sürecınde. DYP'de ortaya çıkan kavgalar sonucu bu partiden aynlan 6 milletvekili de Demokrat Türkiye Partisi'ni(DTP)kurdu. DYP'den 6 milletvekilı de ANAP saflanna katıldı. ANAP'tan ıstıfa eden Muş Milletvekili Erkan KemaJoğlu DYP'ye, Abdülkadir Aksu ıle Mustafa Ba>ram da RP'ye geçtıler. 24 Aralık seçimlerinden sonra ortaya çıkan parlamento aritmetiği şöyleydi: RP: 158, DYP: 135, ANAP: 133, DSP: 76. CHP: 49. DSP'den istifa eden 2 milletvekilinrn DYP'ye geçmesiyle degişen parlamento aritmetiği ise şöyle: RP: 160, ANAP: 128, DYP: 120, DSP: 71, CHP: 49. BBP: 7, DTP: 6, Bağımsız: 8, Boş: 1. 24 Aralık'ta seçmenlerinin tercih ettiği partinin oylanyla parlamentoya girdikten sonra "yuvalannı terkeden" milletvekillerinin isimleri şöyle: Adıl Aşınm: DSP'den istifa ederek ANAP'a katıldı. Mustafa Küpeli, Şinasi Alüner, \aşar Dedelek, İrfan Demiralp, Edip Safder Gaydak, Tevfik Diker DYP'den a>TiIıp ANAP'a geçtiler. Hamdi Üçpınarlar: DYP'den istifa etti. BTP'ye katıldı, sonra DTP'ye geçti. Necdet Vlenzir. Rıfat Serdaroğiu, Mehrnet BataUı. Refaiddin Şahin, İsmet Sezgin: DYP'den istifa edip DTP'yi kurdular. Kubiby Uygun. DSP'den istifa etti. DYP'ye katıldı. Tekrar DSP'ye dönen Uygun. yeniden istifa edip DYP'ye katıldı. Nafiz Kurt ve MuzaJfer Ankan: DYP'den istifa edip geri döndüler. Gencay Giirün. Köksal Toptan, Ayseli Göksoy, Mehmet Köstepen. Eıtıre Gönensay. Cavit Çağlar, Mehmet Korkmaz: DYP'den istifa edip bağımsız kaldılar. Erkan Kemaloğlu: ANAP'tan ıstıfa etti, DYP'ye katıldı. Abdülkadir Aksu, Mustafa Bayram: ANAP'tan aynlıp RP'ye katıldı. Rüştü Kaam Yücelen: ANAP'tan aynldı, tekrar geri döndü. Muhsin Yaacıoğlu, Nevzat Yanmaz, Hasan Çağiayan, Recep Kınş, Orhan Kavuncu, Hanefi Çetik, Mehmet Ekki. ANAP listelerinden seçime girdıler. Seçim sonrası bu partiden aynlarak BBP'ye katıldılar. ErdalKesebir DSP'den ihraç edildi. Mahkeme karanyla döndü, ikinci kez ıhraç edildi. Hikmet Aydın, Şerif Çün: DSP'den istifa ettiler, DYP'ye geçtikJeri açıklandı. Baykal:Erbakan kamun hokkabazi ANKARA (Curahuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal sıyası onamın gerginleşmesinın iktidann seçeneği olduğu- nu belirterek. "Bunalımdan çıkışın iki yolu vardır. Ya Medisçözecekya sandığa gidilecek. Kimse sandık- tan umudunu kesmesin" dedi Baykal. Başbakan Necmettin Erbakan'ın SCT değerlendirmelerini eleştirirken, "Kavram hokkabaa" nitelemesi yaptı. Baykal, Başbakan'ın lran kon- soloslan desteğinde Türkiye Cumhuriyetı anayasasıyla mü- cadele ettiğini söyledi. Toplumda ciddi birgerginlik olduğu- nu, Cumhurbaşkanı'nın bu tedirginliğin sözcülüğünü yaptı- ğını belirterek şövle dedı: "Ancak bu gerginliği Başbakan'ın anladığına dair bir işa- ret yok. Başbakan yanlış istikamctte gidiyor. Yaptığı açıkla- malar, anayasanın 24. maddesindeki laiklik kavramını faşist bir anlayışın ifadesi oiarak gördüğü yönünde. Bir Başbakan anayasanın bazı maddelerinin değişmesini isteyebilir. Ancak değişmesini istediği madde, gelmiş geçmiş tüm anayasalan- ımzda yer almtşsa, tarihsel doğrulfu mu/un a\nlmaz bir par- çasıysa <> zaman mücadelenin niteliği değişir. l stelik Erbakan bu maddeyi değiştirmeye girişme yerine, sürekli kemirmeye yönelik bir çaba kinde." ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - DSP'den istifa eden milletvekillerinin DYP'ye katılım süreci komediye dönüştü. Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın'ın, "Bağımsız miUetveküiyim" dediği saatlerde, DYP Genel Merkezi, "Bize kaütöüar" açıklaması yaptı. Aydın, DSP'deki huzursuzluklar nedeniyle "beyinden üretme özeüiğinin törpülendiğuıi" söyledi. Hikmet Aydın dün yaptığı yazılı açıklamada istifa gerekçelerinı şöyle özetledi: " İ Ikemizin içinde bulunduğu şartlar herkesçe bilinmektedir. Yaklaşık 14 ayfak bir süreç içerisinde muhalefetin DSP kanaduıda ülkem için faydab çahşmalar yapmaya özen gösterdim. Bilimden ve bilimsel düşünce gibi olgulardan kopmamış, kopamamışuğun benim "Türkıyevan politıkacı' olmamı ördemiş tek nedendir. Özenie vurgulamak istediğim bir başka nokta ise 1980-83 yılları arasında yurtdışında buJunmak dolavısıvla 'bu topyekûn gidişatın' sorumlusu asla olma<nğımdır. TBMM'deld çahşmalan bazen şaşkınhkla, bazen de ibretle bizzat gördüm ve yaşadım. İlgili. bilgiii. saygılı ve iilkesi için kaygılı bir mUlenekili olarak, bu gidişattan son derece üzüntü duyduğumun bilinmesini isterim.'" DSP'dekj kargaşa ortarrunın "beyinsel üretme" özelliğini törpülediğıni bildiren Aydın, bazen de üretim yapamama noktasına geldiğini söyledi. Aydın, yüksek rakamlı transfer pazarlığı haberleriyle ilgili olarak da "Vayümaya çahşılan asüsız ve iftira dolu ve de direkt insancıllığı hedef alan kasıtiı imal ediimiş haberlere itibar edilmemesini bilhassa insanen istirham ederim. Böylesi imal ediimiş habeıieri yayımlayanlar hakkında vasal yollan sonuna kadar kullanacağjmı \e TBMM'nin bağımsız bir milletvekili olduğumu bildiririm" dedı. Aydın'ın "Bağunstzun" dediği saatlerde DYP Genel Merkezi yaalı açıkJamayla "Sayın Şerif Çim ile Sayın Hikmet Aydın partilerinden istifa etmişler ve DYP'ye kanlmışlardır" duyurusunu gazetelere faksladı. Bakanlar Kurulu, Başbakan Necmettin Erbakan başkanlığında bir aylık aradan sonra dün toplandı. {AA) Çilkr: Lıiklik karsrthğıyvkANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakaniar Kurulu, yakiaşık 1 aylık bir aradan sonra toplanırken, memur maaşlanna yapılacak ek ödemenin oranı, kabinedeki bunalımdan kaynaklanan gündem yoğunluğu nede- niyle belirlenemedi. DYP Genel Başkanı. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Tansu Çiller. top- lantıda, "hiikümt'tin iistün bir başan gösttrdiğini laik- liğe aykın birtutum olmadı- ğmı, muhalefetin yapav gün- dem >-aratma\a çahşağını" iddıa etti. Kabine, Bulgaris- tan'dan gelen 100 bin soyda- şın otunna ızinlennin 1 yil süreyle uzatılması ve sınır- dışı genelgesinin de ertelen- mesini kararlaştırdı. Güney illerinde yaşanan don nede- niyle zarar gören üreticile- rin kamu bankalanna olan borçlannın faızsiz olarak er- telenmesi, yeşil kart uygula- masının genişletılmesi ka- rarlan da benimsendi. Bakaniar Kurulu, dün Başbakan Necmettin Erba- kan başkanlığuida toplandı. Erbakan, toplantı öncesınde yaptığı açıklamada, bütün personele yapılacak ek öde- melerle ilgili son karann ve- rileceğini belirterek, adalet, üniversıte, yüksek düzeyde- kı kamu yöneücileri, öğret- menler ve vaızlerin ücretle- rine yapılacak ek ödemele- rin 1 ocak gününden itiba- ren geçerli sayılacağını söy- ledi. Toplantı sonrasmda hü- kümet adına açıklama, ya- pan Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, yurtdışına gıden bakanlann temasla- nyla ilgili bilgi sunduklan- nı belirterek, kamu çalışan- lannın durumlannın iyileş- tirilmesine ilişkin konunun uzun boylu görüşüldüğünü, ancak görüşmelerin tamam- lanamaması nedeniyle son karann verilemediğini kay- detti. Zeybek, yapılacak ek ödemenin denk bütçeyi bozmayacak şekilde en yük- sek düzeyde olacağını bil- direrek, şimdilik ek ödeme çıranınuı belırlenemediğıni belirtti. Yeşil kart uygulamasınuı yaygınlaştınlması karannın benimsendiğini anlatan Zeybek, uzun süreli tedavi- lerde ayakta tedavinin yapı- labileceğinı, yeşil kartı olan annelerin yeni doğan bebek- lerinin 90 gün içinde tüm te- davi olanaklanndan yarar- lanacağını bıldırdi. Zeybek. Bulgaristan'dan gelen soydaşlara özgü ol- mak üzere 100 bin soydaşın oturma izni süresınin uza- iılmasınınd^benimsendiği- ni kaydetti. Soydaşlar^sı- nırdışı edilmesıne ilışkjn genelgenin "ertelend^i'' belirtildi. Zeybek, Mersin, Adana ve Antalya'da yaşanan don- darj zarar gören üreticilerin kamu bankalanna olan borçlannın faizsiz olarak er- telenmesi. Konya'daki pata- tes üreticilerinin de elekrrik borçlannın faizsiz olarak er- telenmesi karannın da be- nimsendiğini belirtti. Ordu panelde Komutanlar devrim yasalannı anlatacak • Türkiye Ernekli Subaylar Derneği'nin (TESUD) düzenleyeceği devrim yasalan paneline Genelkurmay Başkanı îsmail Hakkı Karadayı da katılacak. YUSUFÖZKAN ~ ANKARA - REFAHYOL hükümetinin laiklik karşıtı girişimlerine tepki gösteren emekJi subaylann devrim yasalanyla ilgili toplantısına, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın yanı sıra çok sayıda üst düzey komutan da katılacak. Türkiye EmekJı Subaylar Derneği (TESUD), 3 Mart 1924 tarihmde kabul edilen "Eğitimin Birliği Vasası" ile cumhuriyet devrimı yasalannın uygulanması için harekete geçerken; duyurusu, Genelkurmay Genel Sekreterliği'nce yapılan panele sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de çağnldı. TESUD tarafından düzenlenen, "3 Mart 1924 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasalar ile Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriveti'nin laiklik niteliğini komma amacını güden des rim yasalannın'' uygulanması amacını taşıyan panel, yann yapılacak. AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda yapılacak panel, saat 14.00'tebaşlayacak. Kamuoyuna açık olan panele, işçi, işveren temsilcileri, demokratik kitle öıgütleri, yüksek yargı organlannın temsilcileri ile devlet yöneticileri ve çok sayıda asker çağnldı. Toplantıya, aralannda Genelkurmay Başkanı Karadayı'nm da bulunduğu çok sayıda üst düzey komutanın katılacağı öğrenildi. Panel, son günlerde özellikle hükümetin RP kanadmdan laik, demokratik cumhuriyete yönelık olumsuz girişimlere karşı bir "mesaj" olarak değerlendinldi. Panele Prof. Dr. Beçil Karal Akgün, Prof. Dr. Ergün Aybars, Prof. Dr. Ünsal Yavuz ve emeklı Tümgeneral Dr. Cemil Özgûl katılacaklar. Bayoğlu. RP'yi cumhuriyetle hesaplaşmaya çalışmakla sucladı DTP îstanbul yönetimi göreve başladı Hüsamettin Cindoruk ve İsmet Sezgin gibi eski DP ve AP çizgisinin önemli isimleri taraündan 7 Ocak 1997 tarihinde kurulan Demokratik Türkiye Partisi'nin (DTP) İstanbul Kurucu İl Yönetimi, çalışmalanna baş- ladı. DTP İl Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Bayoğ- lu, isim vermeden RP'yi 70 yıllık cumhuri\ede hesap- laşmaya çalışmakla, DYP'yi de şirketedönüşmekle suç- ladı. Feridun Bayoğlu, dün Snissotel'de düzenlediği ba- sın toplantisında, yönetim kurulu üyelerini tamtta. Ba- yoğlu, Demokrat Parti (DP) ile birleşme karan aldıkla- nnı, kendileri için sürpriz bir seçim planlayanlar varsa, bunun boşa çıkacağını. çünkü DP'nin seçime kaölma hakkı bulunduğunu anımsattı. İsim vermeden RP'yi 70yılhk cumhuriyetle hesaplaşmaya çahşmakia, DYP'yi de şirkete dönüşmekle suçlayan Bayoğlu, "Şirketin his- sesenetleri değer kaybetmesin diye cumhuriyetin temel îlkelerinin feda edilinesi uğruna iktidar oJmayı sürdü- riiyorlar" dedi. ÜZYAZII ORHAN BİRGİT Anayasanın 118. maddesi "Milli Gü- venlik Kurulu, cumhurbaşkanının baş- kanlığında, başbakan, Genelkurmay başkanı, Milli Savunma, Içişleri, Dışiş- leribakanlan, Kara, Denizve Hava Kuv- vetleri komutanlan ve Jandarma genel komutanından kurulur" diyor. Ve bu kurula, "devletin varlığı ve ba- ğımsızlığı, ülkenin bûtünlüğü ve bölün- mezliği, toplumun huzur ve güvenliği- nin korunması huzurunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbiıiere ait karar- lar"\ Bakaniar Kurulu'na bildirme göre- vini yüklüyor. Türkiye, günlerden beri bu kurulun şubat ayı sonunda yapacağı toplantı- ya endekslendi. Her ay bir kez toplanması doğal olan Milli Güvenlik Kurulu'nun bundan ön- ceki toplantıları ile kamuoyunun o ka- dar ilgisi dışmdaydı ki, açıklamalar, dev- letin resmi televizyonu dışında yazılı ve görsel medyamızda çoğu haber bile ol- madı. Olanlar da ya sayfalarda ya da haber bültenlerinin att sıralannda yer aldı. Oysa bugünkü toplant, her gün ar- tan ilgi ile haftalardır ülke gündemınin ilk arasında duruyor. Nedeni açık. REFAHYOL hükümetinin bir kesimi lran dopingli az sayıdaki seçmen tribü- nüne oynarken, öbür kanat, Arap bacı öyküsündeki "dur bakali n'olacak" beklentisi ile kuıağının üstüne yatmıştı. Milli Güvenlik Kurulu'nun bugünkü top- lantısı, siyasi iktidann bu aymazlığının ülke üzerinde yarattığı ağır havanın ko- şulları altında yapılıyor. Kurulun asker kanadı, o havadan mil- yonlarca sivil yurttaş gibi, kendi taba- nının da hoşnut olmadığını, hatırlayınız kaç kez ve ne kadar diplomatik ve de- mokratik bir söylem içinde dile getir- miştir. "Bu kez silahsız kuvvetler olaya el koysun" sözü, o özenin sonucunda söylenmiştir. Silahsız kı/vvetlerin karar- gâhının Türkiye Büyük Millet Meclisi ol- duğunda kuşku var mı? Milli iradenin toplandığı yer orası. Yasama yetkisinin varolduğu yer orası. Hükümetlerin ku- rulup denetlendiği, gerekli görülürse devrildiği yer yine orası. Çarpık bir se- çim sisteminin, oligarşik bir partiler ka- nununun içinde kilitlenmiş olduğu bir kez daha anlaşılan parlamentomuz, an- laşılmaz bir vurdumduymazlık ile DSP veCHP'nin Sincan olayları iletırmanan bunalım için verdikleri gensoru karşı- sında kendisinde var oiması gereken 28 Şubat 1997 gücü, küçük parti çıkarlanna kilitlemiş, gensoruyu önemsememiştir. Tıpkı, evdeki hastalığı basit bir so- ğuk algınlığı gibi görüp hekime danış- ma yerine evdeki ilaçlaria yetinmeyi ya da kocakarı metotlarına başvurmayı yeğleyen umursamaz aileler gibi... Parlamentonun bu tutumu, heyecan ve macera düşkünü medyamıza da yansıyınca "Geçen saJı günkü görüş- mede kim söz aldı ve ne dedi" ile ilgi- lenmeyen kamuoyunun başlıca uğraşı beş üniformalı komutanın, dört politika- cı ile Cumhurbaşkanı'nın başkanlığın- da bugün yapacağı toplantının günde- mi olmuştur. Şimdi herkesin yanrt ara- dığı soru, lran destekli azınlığın tahrik- leri ve "durbakali n'olacak" kafalı ba- cı aymazlığı ile çağdaş, demokratik ve laik yörüngesinden çıkartılmak istenen Türkiye'de olaya kimin, ne şekilde ve hangi ölçülerle "dur" diyeceğidir. Ben, 27 Mayıs 1960 müdahalesini gördüm. 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 dar- be girişimlerini yaşadım. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980'lerin hedef aldığı par- lamento kadrosundaydım. Tüm bun- lardan edindiğim birikimin bana söy- lettiğini, bu köşenin okuru ile paylamak isterim: "Erbakan + Çiller iktidan, ayaklan yere basan birsiyasigüç olsaydı, ülke- nin dış politikasında ne olup bittiğini, en azından son lran diplomatlan ile il- gili olaylar için, medyada yayımlanan Genelkurmay kaynaklı demeçlerie öğ- renmiş olmayı zül sayariardı." Genelkurmay Başkanlığı'nı, Başba- kanlıktan alıp Milli Savunma Bakanlı- ğı'na bağlama tartışmasını gündeme getirenler, iki haftadan beri dış politika- mızla yakından ilgilenmek zorunluğunu duyan askerlerimize, ülkemizin haysi- yetini korudukları için teşekkür etmi- yorlar mı? Basına karşı alınacak önlemler, Çe- kiç Güç, dahası kaynak paketleri konu- lannda TBMM'nin görüşünü öğrenme amacı ile öze> gündemler düzenleten Erbakan, son gensoruya sırtını dönece- ği yerde, bu gensoruyu ya bazı safra- ları hükümetten atma yolunu seçme ya da kürsüye çıkıp makulü arama diyalo- ğu için bulunmaz fırsat sayamaz mıy- dı? Adım gibi biliyorum ki, Kahraman Emmioğlu gibi millitvekillerinin kafala- nnı duvara vurmaktan bahsettiği güç- ler önünde, Başbakan bugünkü top- lantıda tüm belagati ile doksan derece- lik reveranslar yapacak, "kapalı kapılar" arkasında olmanın dokunulmazlığın- dan yararianmak isteyecektir. Bugünkü toplantının üniformasız üyeleri içinde bir tek kişi, evet sadece bir tek kişi, Cumhurbaşkanı Demirel sağduyuyu, ülke ve rejimin çıkartannı, demokrasinin erdemini hepimizin adı- na temsil ediyor. Öbürleri, Atatürk'ün Kurtuluş Sava- şı'nın en s»kıntılı koşullannda bile tek başvuru kapısı olarak görüp saygı ile başvurduğu Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'ni, yazık ki il genel meclisleri düze- yindeki işlerle uğraştrıp rejimin gele- ceğinin nasıl çözümleneceği konusun- da inisiyatifi parlamento dışında ara- mayı işin başından kabul etmişlerdir. Erbakan ve yandaşlan bu serüvenle- rinde gerçek seçmenlerinin kendilerini desteklediğıni hesaplıyoriarsa çok bü- yük bir yanılgı içindedirler. Kuşkulan olan varsa, Kahraman Em- mioğlu'nun o pespaye konuşmasını yaptığı Gaziantep Refah Partisi toplan- tisında asık suratlar ile kendisini dinle- yen partililerin görüntülerini videolarda dondurup uzun uzun ıncelesinler. BffiBAKIMA SERVER TANİLLİ Dava Çok Boyuthıdur... • Doğrudur, tehlike üç boyutludur: Laik Cumhuri- yet'in, çoğulcu demokrasinin ve sosyal hukuk dü-- zeninin düşmanları, eskisinden daha belirgin ve' daha örgütlü; bayrağını açmıştır; bireli iktidarda ise, bireli insanlanmızın vicdanında; kavramlaria oynu-, yor, bilinçleri saptırmak istiyor. ,- Dinci gericilik başında bunlann. Ama gerçeği görelim: "Şeriata karşı çıkılmazona, saygı duyulur" diyen bir Mesut Yılmaz'ı nereye, oturtacaksınız? O hep boşluğa bakan gözleriyle,.. "Laikliği siyasallaştırmayalım" diyen Tansu Çilier,, niçin daha az ürpertici olsun? Daha genelde kalarak söylemiş olalım: Konu sa-' dece RP'yi iktidardan uzaklaştınp, siyasal Islamın aynı değirmene su taşıyan -dünyadan ve tarihten' habersiz- çılgın alayını susturmak değildir; belki. asıl yapılması gereken, Türkiye'yi bugünlere getir-, miş olan siyaset kadrolannı tasfiye etmektir. Öyle' darbeyle de değil; demokrasinin sınıriannı genişle-' tip onu yerli yerine oturtarak; yurttaşlann bilinçlen- mesini örgütleyerek... Tepeden inme çözümlere il- tifat etmeden, biz, halk ve aydınlar olarak, konuyaJ "çok boyvtlu bir dava" diye bakıp üstüne gitmeli-" yiz. •* Gerçekten de çok boyutlu bir davadır ortadaki! Ve doğrudan doğruya halk ve aydınlardan gelen,' her ikisınin de ortaklaşa sahip çıktıklan, ülkemizin alışılmış siyaset kadrolannı aşan girişimlerin süre-' cine gelip girmıştir Türkiye. Bugün atılmış adımları da başkaları izleyecektir. Her akşam saat dokuzda, sürekli aydınlık adına, • -o bir dakikalığına- söndürdüğünüz ışığın gerick çevrelerde yol açtığı hiddeti nasıl görmez olursu- nuz? O küçük uyannın ne büyük anlamlar taşıdığınırr. farkında değil mi bu insanlar? 2 Evet, bir şeyler, yeni bir dil ve biçem başlamıştır^ Türkiye'de... Bu arada ideoiojik mücadeleyı daha da yoğun-j laştırarak sürdürmeli. Son günlerin modası şu: "Şeriat, Islam demek-^ tir"; bunun doğal sonucu olarak da, "şeriata karşı- olan Islama karşıdır". Ancak, kaba bir saptırmadır bu ve tarihin akışıy-^ la da zıtlık halindedir. * Şeriatın bir bölümü, ahiret ve ibadete ilişkin esas- lar ise, ona inanan milyonlarca insan var. Bu inan-, cın karşısına hiçbir engel konmamaJı; ve laik dev-, let derken de anlaşılan, öyle çokça söylendiği gibi, "dinsiz devlet" değil, bu inançlara müdahale etme-. menin yanı sıra, onlan başkalanna karşı da koru- yan, güvence altına alan devlet demektır. .'. Nankörlük etmeyin; Türkiye'deki devlet böyle biK devlet değil mi? Ama şeriatın bir öteki bölümü, yani hukuk ise,~ akan, yürüyüp giden yaşam önünde çürüyüp dö- külmüştür. Çünkü hukuk, değişen yaşamla birlikte. değişen bir şeydir. örneğin kadınlarla ilgili olan, t 1400 yıl önceki koşullara bakarak konmuş esasla- rı, "kadın-erkek eşitliği"r»n evrensel bir hukuk ilke-, si olup çıktığı yüzyılımızda savunmaya kalkarsanız gülünç olursunuz. ,, Ya kısasa kısas deyip hırsızıri da elini kestirdiğPj nizde? 19. yüzyıldan başlayarak, şeriatın hukuku yerine Batı kaynaklı kanunları yürürlüğe sokanlar, Kuran'a' saygısızlık olsun diye değil, yaşam dayattığı için yapmışlardır bunu. Devletı ve hukuku dinin alanın- • dan çıkanp dünyasal ve aklî ilkeler üzerine kurmak* da, laikliğin bir gereğidir; insan hak ve özgürlükle- rinin de yarannadır. Bunun tersi otoriter, hatta to-« taliter devlete kapılan açmak olur ki, MüslümarT dünyada, lran gibi, Suudî Arabistan, Sudan gibF yüz kızartıcı örneklere bakıp neyin ne olduğunu 1 görmek mümkündür. ' Bugün yürürlükte olanlar: Işte bizim hukukumuz! • Ama Anayasasıyia, Medenî Yasa'sıyla ve başka kanunlanyla pek mi yetkindir Türkiye'nin hukuku? Hayır! Ancak onları, çağın ve aklın doğrultusun- • da yetkinleştirmek, daha ileriye götürmek elimiz- de; demokratik hukuk adına bir kavgamız da bu za— ten. Niçin yer almıyorsunuz bu çetin mücadelede? Din, çağımızda vicdanlara ait bir konudur; ona böyle bir yer vermek, onu ayaklar altında çiğnenen • bir orta malı olmaktan da kurtarmak demektir.- Cumhuriyet'i kuranlar, böyle bir yolu seçmışlerse iyi etmişlerdir. Vicdanlara bırakınız dini, bir etkisi ola- caksa oradan daha iyi yapar bunu. Son olarak, 16. yüzyılda, Avrupa'da köylü isyan-.. larının pek ünlü bir şefinin, Thomas Müntzer'in, o yüzyıtda sizin kafanızda olanlara bakarak yaptığı bir.. hatırlatma vardır ki, bugün sizler için de geçerüdir, o: "İnsan olunuz, Tann da Tann olacaktır!" ^ Ne diyelim başka? " DYP, Kazan'da ısrarlı Hükümette kabine :> değişikliği bekleniyoı^ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da, RE- FAHYOL'un, rejim bunalı- mı tartışmalannın gündeme gelmesine yol açan gerilimi düşürmek amacıyla kabine değişikliği gerçekleştirece- ği iddialan ağırlık kazandı. DYP'nin, yaptığı çıkışlar- la sürekli tartışma konusu olan Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın kabine dışı bıra- kılmasında ısrarlı olduğu bildirildi. RP içinden de 'partiyizordurumdabirak- nğı' gerekçesiyle tepkiler alan Kazan için formül arandığı. görevden alma ye- rine Adalet Bakanf nın isti- fasının gündeme gelebıle- ceği belirtildi. DYP kulislerinde kabine değişikliğinin gelecek hafta gerçekleştinleceği savnnu- lurken Başbakan Tansu Çil- ler'in kapsamlı bir değışik- likten yana olmadığı, ancak hükümette uyumsuzluk ol- duğu izlenımi vermemek için sınırlı birdeğişikliği dü- şündüğü belirtildi. DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan, genlımın aşağı çekilmesi, tansiyonun indirilmesinın sağlanması için kabine değişikliği yapı- labileceğinin işaretini verdi." Kulislerde, DYP'li millet-' vekillerinin düzenlediği ye-' meklere katılan Özer Uçu-' . ran Çiller'in de, DSP'dett DYP'ye geçen Kubiiay Uy- • gun'a, *DSP'den5Idşiayar- > la, seni bakan yapayım" de- > diği öne sürüldü. Hükümetin RP kanadm-' da da kabine değişikliği ko-, nuşulmaya başladı. RP ku-, lislerinde Devlet Bakanı, Mehmet Alünsoyve Kültür, Bakanı İsmail Kabra- man'ın görevden alınabile- ceâı. AbduUah Gûl ile Ab-' düllatif Şener ın de yer de-f. ğiştirebilecekleri öne süriil-4 dü. Necmettin Erbakan'ın,^ hedef haline gelen Şevket' Kazan 'ı 'parti tabanından tepki alacağı ve geri adım afr-; öğj izleninıi doğacağı' ge-.^ rekçesıyle görevden alma- yacağı, ancak krize yol aç- • mamak için Kazan'ın istifa ı edebileceği savunuldu. Erbakan ise "Kabine de-. ğişikliği sözleri sunidir. Hü- , kümetimizin biinın üyeleri., canla başla milletimiz için, çahşmaktadır. Bugüne ka- dar olduğu gibi bundan son- ra da başanlı hizmetlerini sürdüreceklerdir'' dedi. Z
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear