Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
AYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 1997 PAZARTESİ
10 DIZIYAZI
SUNUŞ
"Susurluk Skandah ".
Kasım 1996'dan buyana
oplumsal-siyasal
*ündemin ilk sırasına
iturdu. Bir yandan bu
ikandahn hangi
iönemlere ve nerelere
4zanacağı merak
edilirken bir yandan da
'emiz toplum, temiz
siyaset istemleri ve
iemokrasinin bütün
gerekleriyle işlemesi
zorunluluğu bir kez
daha dile getirildi.
Derken Aczmendi
şeyhinin -ne yazık ki
'tısan hakları hiçe
sayılarak-
vakalanmasının
ardmdan, toplumumuz
tarikatların içyüzünü
açığa çıkaran, "cinci
hoca' ların nüfuzunu,
tarikat-seks, tarikat-
ticaret. tarikaî-siyaset
bağlantılannı ortava
koyan haberler ve
röportajlarla
çalkalanmaya başladı...
Başbakan 'ın iftar
yemeklerinden biri ise
her geçen yıl biraz daha
yoğunlaşan tarikat-
siyaset bağlantılannı
yansıtan çok önemli bir
olay, bir göstergeydi...
Bütün bu gelişmeler ne
yazık ki, tarikatların,
cinci hocalann Osmanlı
sarayındaki rollerini,
devleün en üst katında
oynadıkları "arpalık
elde etmeye ", çıkar
sağlamaya dönük
oyunları çağrıştınyorlar.
Bu noktada, "ibret"
alınması gereken tarihe
bir göz atmak gereğini
duyuyor ve Ahmet
Refik 'in Osmanlı
Devrinde hoca Nüfuzu
adlı yapıtına
başvuruvoruz.
•
Bu yazı dizisinde.
başlangıcı III. Murad
dönemine (1574-1595)
kadar giden entrikaların
en çarpıcı örnekleriyer
alıyor: Akıl hastası
Sultan Ibrahim 'in
(saltanat dönemi 1640-
1668) müderrislik,
kadılık, kazaskerlik
verdiği Cinci Hoca
Hüseyin 'in (ölümii
1648) saraydaki
entrikalan, riişvetlerle
yaptığı biiyük servet ve
Sadrazam Kara Mustafa
Paşa 'nın öldürülmesini
sağlayacak ölçüye varan
nüfuzu... "Ulema"nın
ikiye ayrılması ve
bunlardan bir kesimi
olan "Kadızadeliler "in
"bid'attir" (Hz.
Peygamber'densonra
ortava çıkan şeyler)
diyerek kaşıkla yemek
yemeye, çakşır ve don
giymeye bile karşı
çıkışları... "Saçlı ve taçlı
dervişan fıkarasmı"
tepelemek için yaptıkları
hazırlıklar ve Köprülü
Mehmet Paşa tarafından
tepelenmeleri...
"Ulema " arasındaki
çekişmeler,
yumruklaşmalar...
Şeyhülislamlığa gelişine
"Müfti-i fıtne " diye
tarih düşürülen Mesut
Efendi ve benzerleri... IV.
Mehmed döneminde
(1648-1687) zinayapan
kadının toprağa
gömülüp taşlanarak
öldürülmesi demek olan
"rectn " cezasının ilk kez
uygulanması... Kıbrıs
adasına sürülen
seyhler... Çocuklara bile
"ilmiye " rütbesi
verilmesi...
Altın ve gümüş kullanıp
ipekli giymeyi, içki
içmeyi cahil halktan
gizlemek gerektiğini
savunan ulema...
Şeyhülislamın ve Aygır
Imam 'ın Kabakçı
Mustafa
avaklanmasındaki
rolleri... Halife-i
Müslimin 'i tahttan
indirmek için eşkıya ile
birleşen hocalar... vb...
Ahmet Refik, Hoca
Nüfuzu nu vakanüvis
tarihlerinden ve
bugünkü "Başbakanlık
Arşivi" belgelerinden
yararlanarak akıcı bir
dille kaleme almıştır.
Hoca nüfuzu
III.Murad
döneminde
Ahmet Refik Altınay
"Tarihi sevdiren adam" olarak nıte-
lenen Ahmet Refik Altına> (1880-
1937), Harbıye Mektebı'nı bitırdı. Öğ-
retmenlik \e yazarhğı bırhkte yürüttü;
TercümaiM Halrîkat ve MilJetgazetele-
rinde başyazarlık >aptı. Balkan Sava-
şf ndan sonra emekliye aynldıysa da.
Binnci Dünya Savaşı başİayınca yenı-
den yüzbaşı rütbesiyle askere alındı \e
savaş süresınce asken sansür müfettişlığı görevınde bulundu.
1918'dekı ıkincı emeklıhğınden sonra Darülfünun'da(lstanbul Ünı-
versitesı) Osmanlı tarihı okuttu. Bu görevı 1933 Ünıversıte Refor-
mu'na kadar sürdü. Türk Tanh Encümeru Başkanlığı (1925) ve üye-
liği. Tarihı Vesıkalan Tasnıf Komısyonu üvelığı gıbı görevlerde de
bulunan Altınay. Demirbaş Şaıi adlı kıtabı (1916) dolayısıy la tsveç
makamlanndan nişan \e ödül aldı. Hem tanhsel belgelerin ağırlık
taşıdığı çahşmalap hem de Osmanlı tarihmin değişik dönemlennı
ve kışılerini ınceleyen, genış bir okur kıtlesme seslenen yazılan. kı-
taplan yayımlandı. Bu ıkınci kümedekı yapıtlanyla Osmanlı tanhi-
ne ilginin artmasına büyük katkıda bulundu.
başlacb|
\ V
\v
smanu /*
"BİBİI slfatttı f i rîşvcte ılet tiilaesi"
Ahmet Refik Altınav'dan aktaran Aloav Kabacalı 1
smanlı döneminde hocalann
nüfuzu (*)büyüktü.
İstanbul'un beledıye
başkanlığı görevını lstanbul
kadısı venne getırdığı gıbı,
vılayetlerde bulunan kadılar da
bulunduklan yerlenn güvenlığı. yönetımı,
denetımı ve yıyecek işlen> le uğraşırlardı
Mahallelenn yönetım ve düzemnde
mahalle ımamının ve müezzinın pek
büyük nüfuzlan vardı Sarayda hoca
nüfuzu III Murad döneminde (1574-1595)
başladı. III Murad döneminde Şeyh Şücca.
padışahın ınancı sayesınde kendisine
büyük bır mevkı sağlamıştı. Şeyh Şücca.
öncelen Manısa'da bahçıvanlık ederdi. O
zamanlar III. Murad şehzade ıdı. Şehzade
Murad bır gece rüya görür. Rüyasını
Raziye Kalfa'ya anlatır. Meger Raziye
Kalfa da Şevh Şücca'nın rüya
yorumladığını ışıtırmiş. Raziye Kalfa
hemen şeyhe haber gönderir, rüyay ı
vorumlatır. Şeyh Şücca. şehzadenın
yakında padişah olacağını söyler. Şehzade
bu muştudan memnun olur. Bır süre sonra
gerçekten II. Seüm ölür Şeyh sevincınden
ne yapacağını şaşınr. Raziye Kalfa, şeyhı
huzura çıkanr. Şeyh Şücca pek kurnaz III.
Murad'm saflığını anlar. istediği gıbı atar
tutar. "Saadetlû padışahın bir yolla
güvenini kazanır ki. büyük bilgin
olduğundan kuşku kalmaz." (**) Şehzade
Murad, şeyhı İstanbul'a getinr. Şeyh
Şücca. "padişah şeyhT diye ün alır. Şeyh
Şücca istanbul'a geldıkten sonra büyük bir
nüfuz sahıbı olmuştu. Şeyhin en önemli
nitelıği şuydu: Hassa (padişah) duacısı.
Şeyh Şücca bu mevkıden yararlanarak
Raziye Kalfa'vı tamamıyla elde eftı.
Servetını gıttıkçe arttırdı. Az bır zamanda
bahçeler. mahzenler. kayıkhaneler ve
meyhaneler açabildı. lstanbul'un "nazenin
nigâriarT (cılvelı güzellen) ile ömür
sürmeye başladı. Şeyhin bu halıni görenler
III Murad'abaşvurdular: "Şeyh hazretleri,
nian hahçesinde nigâr safasında felekten
kâm almaktadırlar. İtimat buyurulmazsa
güvenilir adamlar gönderip tecessüs
buyurun" dı>e padışaha yüz suyu
döktüier 111. Murad'ın şeyhe son derece
güvenı vardı Bu sözlere hıç önem
vermedı. Ama Şeyh Şücca hakkmda
söylenen sözler doğruydu III. Murad
zamanında her türlü kurum gıbı ulema (din
bılgınlen) kurumu da bozuldu. Hoca
Sadeddin'ler. Bostanzade'ler, BakTler.
erdemli ve yeterlı olmakla bırhkte. meşıhat
&»tffft&ry
• Şeyh Şücca pek kurnaz. III.
Murad'ın saflığını anlar, istediği gibi
atar tutar. "Saadetlû padışahın bir
yolla güvenini kazanır ki, büyük bilgin
olduğundan kuşku kalmaz. Şehzade
Murad, şeyhi İstanbul'a getinr. Şeyh
Şücca, padişah şeyhi" diye ün alır.
Şeyh Şücca İstanbul'a geldıkten sonra
büyük bir nüfuz sahibi olmuştu.
Şeyhin en önemli niteliği şuydu: Hassa
(padişah) duacısı.
(şeyhülıslamlık) peşınde koşmaktan,
devletm siyasetıne kanşmaktan bir türlü
kendilennı alamadılar. Kazaskerlenn bile
yenıçen zorbalan yanında nüfuzlan
kalmadı. III. Murad'ın son yıllannda ulufe
yüzünden ısy anlar çıktığı zaman, kazasker
Bostanzade'nin gözlen önünde ululardan
bır defterdan katletmekten bile gen
durmadılar Kazasker bukalkışmaya karşı
kızmış:
- Bu dıvan Yezıd divanı mıdır kı bunda Âl-
ı Resul başın galetan iderler' (kesıp
yuvarlarlar) diye bağırmıştı.
Ulemanm hırsı en çok 17. yüzyıla doğru
başladı. Bunda da başhca etken, siyasl
nüfuzu olan ulemanm çoğalması,
şeyhülislamın siyasal işlere kanşmasıydı.
Bu meslekte en çok seçkinleşen
şeyhülıslam Hoca Sadeddin Efendf ydı.
Hoca Sadeddin Efendi'nın sultanın
öğretmenı olması saraydaki nüfuzunu
arttırmış. böylece kendisine yanaşmak ıçın
ulemar.n rüşvet alıp yıyicılıİc etmelenne
yol açılmıştı. O zamana kadar yüksek
mertebelere ulaşmak için tek ölçüt ılımdı
O tanhten sonra vezınâzama ya da Hoca
Efendi'ye yanaşmış olmak büyük bır
erdem olmuştu. Ebussuud Efendi (1491-
1574) zamanına gelınceye kadar meşıhat
veya müftiyyülenam (şeyhülıslamlık)
mevkiı hıçbır bıçımde çekışmeye yol
açmazdı Ilim ve erdemle seçkınleşenler
Sultan III.Murad'a Kandil bahçesi'ndeki köşkte Revan'ın fethi haberinin verilişi.
doğal olarak bu yen alırlardı.
"Şe>hülislamın görevi karşıhgı. devlet
hazinesinden iki >üz akçc ulufe idL
Meşnıtası (lojmanu konutu) Bayezıd Han
inşası Ellili Medrcse \e yazlık ve kışlık
hilatkr (kaftanlar) ve soflar ve yıldan yıla
ikişer samur. vaşak (kürk)" ıdı. Ancak
çoğu bununla doymazlar. rüşvet ve
yıyıalikle onurlannı zedelemekten gen
durmazlardı Ebussuud Efendi'nın
şeyhülislamlığmın sonuna kadar hocalar
erdemlen ve bılgilenyle nüfuzlannı
korumuşlardı. Bu devir. Türklenn bilgin
hocalar etkısıyle dinı bır terbıye altında
gazadan gazaya koştuklan devırdi Hoca
Sadeddin"den sonra açılan dev irde ıse
hocalar arpalık kavgalanyla Osmanlı
Devleti'm yağmaya, memleketı ıhtılaller
ve ısyanlarla altüst etmeye başladılar.
Hoca Sadeddin Efendi. (1536-1599).
Yavuz Sultan Sdim'ın nedımı (dostu)
Hasan Can'ın oğluydu. Babasının
nüfuzuyla saraya yanaşmış. bununla
bırlikte ılım ve erdemce zamanının
uleması önüne geçmıştı. Hoca Efendi'nın
Osmanoğullan'na büyük bır saygı ve
sevgısı vardı Tacü"t-te\arih'ı Hoca
Efendi'nın Arapça \e Farsçadakı gücünü
gösteren nefıs bır eserdi. I. Seiim
devnnden sonra II. Selım, III. Murad
devnnı yaşayan Sadeddm Efendi. III.
Mehmed şeyzadeyken öğretmen atanmıştı.
Dolayısıyla şehzadenın Osmanlı tahtma
çıkışı (1595). Sadeddin Efendi'nin
nüfuzunu arttırdı Kendısinın padışahın
öğrermeni bulunması. saray sıyasetlenne
katılmasınavesileoldu Sadeddm
Efendi'ye özelhkle Valide Safiye Sultan
>üz gösteriyordu. Bıncik düşmanı,
Şeyhülıslam Bostanzade ıdı. Aralanndaki
düşmanlık III. Murad'ın cenaze
namazında başladı Sadeddin Efendi.
zamanının v ezırleri arasındaki rekabetlere
alet olmaktan da gen durmadı Şaır Baki.
kendısını şeyhülislamlığa geçırmedığınden
dolayı, Hoca Efendf >e kin bağladı.
Bununla birlıkte Hoca Efendi'nın sarayda
nüfuzu yıne vardı. Bır keresınde. Sinan
Paşa'nm düşmesryle Hoca Sadeddm
Efendi de düştü. yenıden Valide Safiye
Sultan"m aracıhğıyla eskı jenne çıktı.
Artık sarayda sadrazamlann atanıp
düşürülmesi bile Hoca Sadeddm
Efendi'nın onayıyla olmaya başladı.
Sadrazam Hasan Paşa'nm öldürülmesın
(1598) karar veren Hoca Sadeddin
Efendf vdi. Bütün vezirler Sadettın
Efendf yle hoş geçınmekten başka ç .
bulamazlardı. Hoca Efendi. Valide Safiye
Sultan'ın adeta vekılı durumundaydı.
(*) Nüfuz söccüğünün anlamı "sözü
dinleme, sözü geçer otma, etkin olma "dır
Yazı dı:ıswde hmı esh tanhsel sözcük,
deyim ve terımler yer alacak, bunlar
gerektığınde açıklanacaktır
(**)Tırnak ıçındeh cümle ve sözcükler
vazar tarajından tanhsel melınlerden
olduğu gıbı akıardmıştır Bız bugünkü dılle
verıvoruz
Sürecek
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Çok Özledim...
Her sözün başında Batı Batı deriz deriz, ama bu
kez bize iyice taktı. Uyuşturucu ışi gündeme girin-
ce dört bir yanından veryansın etti. Sadece bizi Ba-
tı dışlamıyor, kendimız de dışlıyoruz. Terör önlene-
mediği sürece bu dışlama sürüp gidecek.
Bize yakın görünen ülkeler öğüt verirken, "Önce
içinizi temızleyin" dıyorlar. "Içinizi temizleyin" ne
demek? Yakınılan ne kadar antidemokratık engel
varsa onlann kaldırılmasını istiyorlar.
Ben kendımi bildim bıleli ne kadar antidemokra-
tik engelden söz edilse, bu engeller hep vardır, sı-
kışıldığında da ortaya çıkarırlar. Fransız Büyükelçi-
si "Eviniçini temızleyin" derken bunu söylemek is-
tiyor.
Evin içi temizlendikten sonra sıra bır lıder arama-
ya gelir. Baksanız bugünkü liderlere, 60'ından aşa-
ğı kalmıyor.
Gözler genç lider anyor.
Umudumuz genç lıdere doğru...
Ben 12 Eylül'den sonra bır lıder anyordum. 12 Ey-
lül'ün ertesınde birçok terörıst çıktı, ama lider çık-
madı. ispanya'ya, Portekiz'e, Italya'ya bakın, hep-
sı bırer genç lider çıkardı, yapılan değiştirdi. Eski li-
derleri de yıktılar.
12 Eylül lıderinı çıkarmadı.
Kenan Evren gıbi paşalar da lider çıkmasın diye
ortaya döküldüler.
Korkumuz sanklıyla miğferli oldu. Bu yana bak-
sak sank, öte yana baksak miğfer...
Bıri gelirse yıllarca kalır, öteki gelırse bir daha git-
mez. Cami moda ya...
iki camı arasında kaldık.
Çankaya-Taksım
Dolmuş...
•
Bırakalım siyasetin çamurunu, dizelerın altın te-
razısınde tartalım şiiri, oturalım sofraya.
Güneş/e yollanna düştüğüm
dar sokaklann gizemli kokusunu
hani gölgemiz kesışirdi
yorgun kalabalıklarla
o kenti özledim
kaldınmlan gelıyor aklıma
pabucu dama atılan kaldınmları
adımlanm adımlanm gelmez sonu
uzar gider uzar gıder geceye doğru
o kenti çok özledim
meydanlan geliyor gözlenme
kaç köşede kaç pusu kaç mermı
kurumuş kan ızleri kaç köşede
kanşmış delikanlı gençliğimıze
o kenti çok özledim
tyot kokulu saçtannı gönder
çözulmesın at örgülenn seni de koklayayım
anason kokusunu bir de
kaldmrken kurtuluş'a rakıları
kordon'da bir masada
gazi ve arkadaşlan
o kenti çok özledim
• •
Gazi Paşa Izmir'i alır. Kurar sofrasını Kordon Bo-
yu'na. Çağırır en kıdemli garsonunu lokantanın. So-
rar: "Kral Konstarrtinburada/çf/my?" Içmedi. "Öy-
leyse" 6er. "Niye aldı bu kenti?" Gelelım bugüne...
Dimitra Linai çıplak, Yeltsin yatakta, Ankara'da
polis devletinın başı yanlıyor, hukuk devletının de...
Yaşasın şiir!
(Şiirler: idris Atmaca / Mayası Onur / Gerçek
Yayınevi.)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S
SOLDAN SAĞA:
1/ tzmır'ın Selçuk
ılçesı yakınlannda
turıstıkbıryöre. 2/
Kültür... fombul
fındık grubundan
bırfındıkçeşıdi 3/
Kımi nesnelere
parlakhk vermek
için sürüen ver-
mk...Eylemde bu-
lunan. 4/ tnce den
ya da ınce kabuk...
Bır göz rengı. 5/
Bayındır duruma
getırme... Gele-
cek. 6/ Olumsuzluk behr-
ten bır önek... Kars'ın do-
ğusundakı linlü eskıçağ
kenti... Japon lınk dramı.
7/Hawan Adalan'naözgü. 3
gıtara benzer dört telı bır 4
çalgı. 8/ Gözde retınanm
ortasında bulunan ve gö-
riintünün net oluşmasına
yarayan nokta. 9/Akdenız
yöresıne özgü bitki toplu-
luğu... Yunan abecesınde
bır harf.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Eskışehır"ın Sıvnhisar ılçesı yakınlannda antık bır kent.
2/ Elı açık. cömert. yiğıt.. Türk müzığinde bır dizının ışle-
niş bıçımme verilen ad. 3/ Kimı Türk tophıluklannda ve
tran'da kullanılan bir soyluluk sanı... Sınır nişanı. 4/ Hubu-
bat tozu... Iğdır ilınınbir ılçesı. 5/Rütbesızasker... Kıtapge-
tırmemış peygamber. 6/Ağız mukozasında oluşan yüzeysel
yara... En küçük sosyolojık bınm. 7/ Yosma... Arapça'da
•'ben". 8/ Avusturya'nın para bınmı... Bir gıda maddesi. 9/
Afnka'da bır ülke.. 1283 gramlık ağırlık ölçüsü bınmı.
BAŞBAK\NLK GÜMRÜK \IpSJEŞARLIĞI
GÜMRLTCLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMLTDÜRLÜĞÜ
(Hukuk Işleri ve Kaçakçdık Şb. Md)
Konu:B.07.0.GUM.1.10 00
Sayı:09'HtK. 092-3312 (93) 415
lstanbul 1. AslıyeCezaMahkemesfmnesas: 1993449
karar: 1993608 sayılı, 13.10.1993 günlükararı uyannca
ıdaremıze 653.500 TL para cezası ödeme>e yükümlü Ra-
mazan Özbay kararda belırtilen adresınde bulunamadığın-
dan mezkûr para cezası tahsıl edılememektedır. Tebliga-
ta esas olacak başkaca bır adresı bilınmedığınden, 720'
sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelenne göre
ılanen teblığıne karar venldı. Teblıgat venne kaım olm^.V
üzere teblığ olunur. Basm: 5ı ı^
MANİSA SULH CEZÂ MAHKEMESl'NDEN
Esas No: 1996 1313 Karar No: 1996'2420
Karar Tanhı: 19.12.1996
Mahkememızin yukarıda tanh ve numarası belırtilen
karan ile gıda maddelen tüzüğüne muhalefet suçundan
sanık Hatıce Gözûkara hakkında TCK. 396.. 647/4 mad-
desi gereğınce netıceden 1.320.000 TL ağır para cezası
ile cezalandınlmasına. TCK 402-1 maddesi gereğınce
cürme vasıta kı'.dığı meslek. sanat ve tıcaretm 3 ay müd-
detle tatılıne, 7 gün ışyerının kapatılmasına. hüküm öze-
tırun ılanına masrafın sanıktan almmasına karar venldı.
Durum TCK. 4022 maddesi gereğınce ılan olunur.
20.1 1997 Basın:4909