Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 ŞUBAT 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ktartul
Havayolları
Güneydogu'da
I Ekoromi Servisi -
Tıjrkiye nin en biiviik özel
hıvayolu şirken olan
İ.tanb>ı.l Havayollan.
^Cüne>'doğu'ya yönelik
Siferlerine başjıyor. Fırma,
Gaziaaıtep'i ıç hatlar tarifeli
Scferlerine dakil ederek özel
"hjvayollan arasında bir ilke
i~ıza atrnış olacak.
Ciineydoğu'daki ticaret
rerkezleri arasında yer alan
Gaziarıtep'e ik uçuşunu 5
Şibatta gerçekJeştirecek
clan Istanbul Havayollan,
haftada ıki gûıı olarak
{rogratna aldığı İstanbul-
Caziantep-lstanbul tarifeli
seferlerini. İstanbul'dan
Caziantep'e pazartesi ve
çırşamba 10.15.
Caziantep'ten tstanbul"a
aynı giinler 12 45 olarak
gerçekleştirecek.
TİSK'ten bedelsiz
uyarısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye tşveren
Sendikalan
Konfederasyonu'nun
(TİSK). tşyeri ve Işkolu
Sorunlan Ânketi, bedelsiz
ithalat karamamesinin
otomotıv sana>ii dışındaki
sektörleri de olumsuz
etkilediğini onaya koyuyor.
TlSK."ten yapılan
açıldamada. anket
sonuçlanna göre.
karamame kapsamında yer
alan ve kullanılmış makine
ithaline olanak tanıyan
düzenlemenin endışeyle
karşılandığı belirtildi.
THY'den bilet
ücretlerine zam
• İstanbul Haber Servisi -
Türk Hava Yollan'nın
(THY) iç hat bilet
ücretlerine yaklaşık yüzde
10'u aşkın oranda zam
yapıldı. Business Class
servisi bulunan hatlarda
yapılacak yolculuklarda
bilet fiyatlanna yapılan zam
oranının yüzde 50'den fazla
olduğu kaydedildi. Yeni
tarifeye göre İstanbul-
Ankara arası 7 milyon 100
bin liradan 7 milyon 800
bin liraya çıkanlırken
yurtıçi en pahalı hat da 8
milyon 800 bin lira olarak
tstanbul - Antalya, Istanbul-
Bodrum. Istanbul-Dalaman
oldu. THY Tanıtma ve
Halkla İlışkiler
Başkanlığı'ndan yapılan
yazılı açıklamaya göre
zamli fıyatlar 14 şubat
cuma gününden itibaren
geçerli olacak.
Memura öğle
yemeği zammı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet
memurlanndan alınan öğle
yemeği bedelleri, yüzde 14
oranında arttınldı. Yeni
uygulama. 17 Şubat 1997
tarihinde başlayacak. Öğle
yemeği için memurlardan, ek
göstergesiz görev lerde
bulunanlardan 55-70 bin,
1100'e kadar ek göstergeli
görev lerde bulunanlardan
90-120 bin. 2200'e kadar ek
göstergeli görevlerde
bulunanlardan 110-145 bin,
4800'e kadar ek göstergeli
görevlerde bulunanlardan
140-180 bin. 4800 ve daha
yukan ek göstergelilerden de
175-230 bin lira'günlük
bedel alınacak.
Bağ-Kur'lulara
yükselme fırsatı
• Ekonomi Servisi - Bağ-
Kur'lu sigortalılara
bulunduklan basamaktan
12 basamağı geçmemek
üzere. diledikleri sayıda
basamak yükseltme olanağı
sağlandı. Bağ-Kur'dan
yapılan yazılı açıklamada. 3
şubat pazartesi günü mesai
bıtimine'kadar basamak
yükseltme talebinde
bulunacak sigortalılann
taleplerinin ahnabilmesi
için 1 şubat cumartesi ve 2
şubat pazar günü bütün il
müdürlüklerinin açık
tutulacağı ve tam gün işlem
yapılacağı bildirildi.
Turizm için
yatınm hamlesi
• Ekonomi Servisi - Türk
turizminin önümüzdeki 10
yıllık dönemindeki
gelişmesini özel bir projeye
bağlamak. bu yolda
hükümetle de görüş birliği
sağlamak amacıyla Turizm
Yatınmcılan Derneği
(T\D}tarafından"2000'li
Yıllar İçin On Yıllık Turizm
Gelıştırme Projesi"
hazirlandı. Projenin 9.5
milyar dolarlık bir yatınmı
öngördüğü ve
gerçekleşmesi durumunda
on \ıl içinde 135 milyon
turisne 100 milyar dolara
yakın doğrudan dö\ iz girişi
saglanacağı kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi: Özelleştirme bankalara borçlu kamu kuruluşlarmı kurtarmaya yetmez
KÎTTere hacîz yolu açüdıANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa Mahkemesi. Özel-
leştirme Yasası'nın özelleştirme
kapsamındaki kuruluşlann taşınır
ve taşınmaz her türlü mal, hak ve
alacaklannın haczedilemeyeceği-
neilişkingeçici lS.maddesini ip-
tal etti.
lptalle. KİT'lerin mallan, özel
bankalara olan ödenmeyen borç-
lar nedeniyle haczedilme tehlike-
siyle karşı karşıya kaldı. Özelleş-
tirme Idaresi Başkanlığı yetkili-
leri. Petlasdışındaki KJT'lerin hac-
ze konu borçlan bulunmadığını
bildirdiler.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
YektaGüngörÖzden, Yargıtay 10.
Hukuk Dairesi ile Ankara 7. tcra
Mahkemesi'nden itiraz yoluyla
gelen iptal istemlerinin dün so-
nuçlandınldıgını kaydetti.
Özden, karar açıklamadığına,
sonuç bildirdiğıne dikkat çekerek,
Iistenin başında PETLAS yer abyor
ANKARA (ANKA) - Özelleştırme
kapsamındaki kuruluşlann mal ve
alacaklannın haczedilemeyeceğini öngören
yasa maddesinin iptalinden ilk etkilenen
kuruluşlardan bin, özelleştinne ihalesi
teknik olarak tamamlanan Petlas olacak.
4046 sayılı Özelleştirme Yasası'nın haciz
yasağı ile ilgili geçici 15 inci maddesinin
iptalini sağlayan ilk davayı Petlas'tan
alacaklı Güriş'in avukatı Hüseyin Sayuı
açmıştı. Avukat Hüseyin Sayın, Anayasa
Mahkemesi'nin verdiği karann önemli bir
haksızlığı giderdiğini belirtti.
Avukat Sayın, karann başta kendi davalan
olmak üzere özelleştirme kapsamındaki
kuruluşlar aleyhine açılan tüm alacak
davalanna emsal oluşturacağına dikkat
çekerek, yasadaki lasıtlayıcı hüküm
nedeniyle bu kuruluşlardan olan alacağını
tahsil edemediği halde şimdiye kadar
mahkemeye başvuramamış kişi ve
kuruluşlann da alacaklannın tahsili için
dava açabileceklerini vurguladı.
A\Tikat Sayın. Petlas aleyhine açtıklan
davaya konu olan alacağın Güriş tarafından
yapılan fabrika montaj işlerinden
kaynaklandığını, başlangıçta 7.5 milyar lira
olan alacağın. icra inkâr tazminatı ve faizi
ile birlikte davanın açıldığı tarihte 22 milyar
liraya yükseldiğini anlartı.
Yüzde 144 faiz
Sayın. Petlas ile Güriş arasında imzalanan
sözleşmede alacaklara, TÜPRAŞ'ın
müşterilerine uyguladığı oran olan yüzde
144 yıllık faiz yürütüleceğinin
öngörüldüğünü belirterek bu nedenle
toplam alacaklannın bugün 35-40 milyara
ulaştığını söyledı.
Ziraat Bankası na talimat verildi
Nemalar 3 şubatta
ödenmeye başlıyor
4046 sayılı Özelleştirme Yasa-
sı'nın geçici 15. maddesindeki 1.
ve 2. tümcelerin oybirliği. diğer
tümcenin de oyçokluğuyla iptal
edildiğini söylcdi.
Geçici 15. madde
Mahkemenin iptal ettiği geçici
15. madde şöyle:
"Bu kanun yürürlüge girdiği
tarihte özelleştirme kapsamında
bulunan kuruluşlar üe bundan son-
ra özelleştirme kapsamına alınacak
kuruluşlann, taşınır taşınmaz her
tüıiü mal, hak \e alacaklan, bu
kuruluşlar özelleştirme kapsamın-
da kaldığı siirece haczedilemez.
Konuhnuş olan hacizler kalkar ve
takipler diişer. Bu kuruluşlann
doğmuşveya doğacak borçjanndan
dolayı uygulanacak faiz oranı T.C.
Merkez Bankası' nca belirlenen
(vade tarihindeki) reeskont faiz
oranlannı geçemez."
ANKARA (AA) -
K.amuoyunda zorunlu tasarruf
olarak bilinen, Çalışanlann
Tasarrufu Teşvik Hesabı'ndan
nema ödemelerine, 3 şubat
pazartesi gününden itibaren
başlanıyor. Ödeme talimatı
yanndan geçerli olmak üzere
verilirken, cumartesi gününe
denk gelmesi ve bankalann
kapalı olması nedeniyle nema
ödemeleri pazartesi gününden
itibaren yapılabilecek.
Çalışanlann Tasarrufu Teşvik
Hesabı'ndaki birikimlerinden
kaynaklanan nema
ödemelerinin. şubat ayında
ödenmesine ilişkin Yüksek
Planlama Kurulu (YPK) karan,
hafta içinde Ziraat Bankası'na
gönderildi. Ziraat
Bankası'nda. Hazine'nin
verdiği "ödeme talimatı"
doğrultusunda hazırlıkJara
başlanırken, banka şubelerine
ödemelerin nasıl yapılacağına
ilişkin'genel mektuplar
ulaştınldı.
Bu arada, çahşanlan adına
Ziraat Bankasf ndan nemalan
alacak olan kurum ve
kuruluşlar da, hazırlıklannı
tamamladı. Aralık sonu
itibanyla yüzde 233.79 olarak
belirlenen nema oranı
üzerinden listelerini hazırlayan
kurum ve kuruluşlar. bu
listelen ilgili Ziraat Bankası
şubesine vererek paralan
alacaklar. Söz konusu paralar,
daha sonra kurumlar tarafından
çalışanlanna verilecek.
Ote yandan, çalışanlann
Tasarrufu Teşvik Hesabf nda.
1996 yılı Aralık sonu itibanyla
525 trilyon 842 milyar 202
milyon lira birikmiş
bulunuyor.
Hesapta bulunan paranın 189
trilyon 64 milyar 230 milyon
lirası ana para, 336 trilyon 777
milyar 972 milyon lirasını da
nema oluşturuyor. Şimdiye
kadar hesaptaki paranın 116
trilyon 634 milyar 461 milyon
lirası ana para ve nema olarak
hak sahiplerine ödenirken, 1
trilyon 765 milyar 68 milyon
lirası iade olarak kurumlara, 2
trilyori'22 milyar 883 milyon.
lirası da yatınm harcamalan
olarak Ziraat Bankası'na
verildi. Şubat ayında yapılacak
nema ödemelerinin. 60-65
trilyon lira civannda olması
bekleniyor.
Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz: Tartışmalar giderildi
'97 İthalat Rejimi çıkıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz.
RP'li Devlet Bakanı Fehim
Adak'ın itirazı nedeniyle halen
çıkmayan 1997 ithalat Rejimi
üzerindeki tartışmalann
giderildiğini söyledi. Yılmaz,
Adak'ın, tanm ürünlerinde
Avrupa Birliği'ne sağlanacak
gümrük indirimleri konusundaki
itirazı için, "Bu indirim,
temmuz ayında Sayın Adak'ın
da altında imzası olan protokole
dayanılarak yapılmıştır" dedi.
Yılmaz. dün Yeni Gine"vle
yapılan Ticari ve Ekonomik
Işbirliği Anlaşması'nın imza
töreninde gazetecilerin
sonılannı yanıtladı. 1997 tthalat
Rejimi'nin Devlet Bakanı
Adak'ın, AB'ye tanm ürünleri
için yapılan gümrük
indirimlerini gerekçe göstererek
imzalamaması nedeniyle
çıkmadığına ilişkin soru üzerine
Yılmaz şu yanıtı verdi. "Bu,
daha önce başlatılan bir
prosedür. İndirimler. Sayın
Adak'ın da altında imzası olan
geçen yıl temmuz ayında yapılan
anlaşmaya dayanılarak
düzenlendi. Bakanlar Kurulu
karan da imzalanmıştı."
Yılmaz, son düzenlemelerin
ithalat rejimlerinde bir
değişiklik öngörmediğini
belirterek "Zaten artıkesldsi
gibi rejim değişikliğine
gidilmiyor. Yalnızca eski Hsteleri
yenihyoruz. Orada bir yanlış
anlaşüma var" dedı. Yılmaz,
Adak'la önceki gün yapılan
toplantıda sorunun çözüldüğünü
de belirterek. "İthalat rejimi kısa
sürede vavunlanacaknr" dedi.
Saııayi gümrük birliği çöküntüsündeANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türk Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB) tarafı-
dan düzenlenen sempozyumda.
sanayi sektörlerinde, gümrük bir-
liğinin ardından yüksek oranlı it-
halat artışı ve üretim düşüşüyle
karşı karşıya kalındığı ortaya çık-
tı. Sempozyuma sunulan tebliğ-
lere göre. son 1 yılda dayanıklı tü-
ketim mallan ithalatı yüzde 100
oranında artarken, yurtiçindeki
otomobil satışlannda ithal araçla-
nn payı yüzde 10'dan yüzde 24'e
çıktı. Gümrük birlığine girilen
1996 yılında tekstil mallan ihra-
catı yüzde 7, madencilik ihracatı
yüzde 9 oranında azaldı.
TMMOB Başkanı YavuzÖnen.
dün düzenlenen "Gümrük Birli-
ğinin Birinci Yılında Sanayi Sek-
törlerimiz Sempozyumu"nda yap-
tığı konuşmada. hükümetin, güm-
rük birliğıne (GB) girişle yaban-
cı sermayenin ve gelişmiş tekno-
lojinin Türkiye'ye geleceği yö-
nündeki açıklamalannı anımsata-
rak,
u
Bu beklentilerde isabet ol-
madığı GB'nin birinci yılında an-
laşıldı. İhracat-ithalatdengesi ters
yönde gelişmiştir'" dedi.
Tebliğlere göre, gümrük birliği-
nin ardından sanayi sektöründeki
gelişmeler şöyle:
Otomotiv: Gümrük birliğinde
otomotiv sektörü için sağlanan 5
yıllık geçiş süreci avantajı. bedel-
siz ithalat karamamesiyle geri
alındı. Otomobil üretimi 1 yılda
yüzde 11 azaldı.
Otomotiv van sanayü: Bedelsiz
ithalatlayurtiçinegirecek otomo-
biller için gereken yedek parça-
nın Türkiye'de üretilmediğine dik-
kat çekilen tebliğde. yan sanayi
ürünlerinin tamamen ithal malla-
ra kaydınldığı vijrgulandı.
Dayanıklı rüketim mallan: Yur-
tıçi satışlarda ithalat payı son 1
yılda yüzde 5"ten yüzde 11 e yük-
selirken. ithalat mıktan yüzde 100
oranında arttı.
Madencilik sektörü: Maden ih-
racatı gümrük birliğıne girilen
1996 yılında. bir önceki yıla göre
yüzde 9 oranında düştü.
Kimva sanayü: Gümrük birli-
ğiyle birlikte koruma oranlannın
kaldınlmasıyla, hammaddesi dışa-
nya bağımlı olan bu sektörde, üre-
timin AB'ye göre daha yüksek fi-
yatlarla gerçekleştirildiğine dik-
kat çekildi.
Hazırgiyim sanavii: Rekabet gü-
cü en yüksek olacak sektör diye
tanımlanan hazır giyimde. yurti-
çindeki makro ekonomik veriler-
deki dalgalanmalar, pamuk fiyat-
lanndaki oynamalarnedeniyle bek-
lentiler karşılanmadı.
ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUM!
Bereketli Trakya Felaket Bölgesine Dönüştü!..
D
ünyanın en bereketli toprakları-
nın bulunduğu Trakya'da artık
tanm bitmek üzere. 15 yıldan be-
ri izlenen yanhş sanayileşme ve
yerleşim politikalan yüzünden yüz binler-
ce dekar arazi, ne yazık ki çoraklaştı. Geç-
miş yıllara oranla verim en azından yüz-
de 50 düştü. Dillere destan bereket sade-
ce anılarda kaldı. Topraklar sahibine ve ül-
ke ekonomisine yük olmaya başladı!..
Birinci sınrf tanm arazileri kolay yoldan
para kazanmak isteyen sanayicilerin sal-
dırısına uğradı. 1980 yıhndan sonra iş ba-
şına gelen darbeci ve sivil yönetimlerTrak-
ya'da yaşayan milyonlarca çiftçinin ve yet-
kililerin tepkisine önem venmedi. Hatta,
gelişigüzel yapılaşan sanayicileri teşvik
etti. En verimli tanm arazilerinin üzerine sa-
nayi tesislerinin kurulmasına göz yum-
du...
Trakyalı da sanayileşmeyi istiyordu. An-
cak sanayinin tanmı yok ederek gelişme-
sine razı değildi... Tanm arazilerinin dışın-
da kalan bölgelerde yapılacak sanayi te-
sislerine onlar da destek veriyordu. Hat-
ta bazı bölgelerde üçüncü ve dördüncü sı-
nıf tanm arazilerini sanayicilere hibe etme-
yi bile önerenler vardı.
Sonuçta olanlar oldu. Hükümetler cid-
di önlemler almayınca, özellikle Çerkez-
köy ve Çorlu çevresinde başlayan ve yay-
gınlaşan 'çirkin sanayileşme' hareketi Trak-
ya'nın ovalannı zamanla işgal etti.
Gene gereken önlemler alınamadığı
için Trakya'nın tüm akarsuları sanayi te-
sislerinden akıtılan atıklaria mikrop yuva-
sı haline geldi. Dev gibi balıkların avlan-
dığı, insanlann yüzdüğü, hayvanların içti-
ği, tarialann ve bahçelerin sulandığı nehir-
ler su yerine zehir akıtmaya başladı.
•Kısa süre içinde dev balıklar yok oldu.
•Dere ve nehirlere ayaklarını sokan in-
sanların kılları döküldü...
•Suyundan içen hayvanlar daha taria-
da öldü.
•Dereden sulanan tarlalar çoraklaştı.
Trakva'nın dilkre destan bereketi valnızca anılarda kaldı.
•Ağaçlar, çiçekler kurudu...
•Trakya Afrika ülkelerine döndü...
Trakya'nın simgesi haline gelen ve Tür-
kiye'nin sıvı yağ ihtiyacını büyük ölçüde
karşılayan ayçiçek tarihe karışıyor. Geç-
miş yıllarda dekar başına 250 ile 300 kilo
ürün veren tarlalarda verim 80 ile 110 ki-
lo arasına düştü. Buğdayda da pirinçte de
durum ayçiçeğinden farksız.
Hele hayvancılık tam bir çıkmaza gir-
di. Akarsular zehirli. Meralarda ot kalma-
dı. Tüm yeşillikler tükendi. Buna karşılık
yem fıyatları füze gibi fıriadı. SEK ve Et-
Balık Kurumu özel sektöre haraç-mezat
satıldıktan sonra üretici, etini, sütünü ma-
liyetinin altında satmak zorunda bırakıldı...
Böylece, cennet Trakya tanm kesimı için
yaşanmaz hale geldi... Trakyalı milyonlar-
ca insan, yerel yönetimler, sivil toplum ör-
gütleri yıllarca tanmı ve canlı yaşamı yok
eden çarpık sanayileşme hareketinı dur-
durmak için çok çaba sarf etti. Devlet yet-
kililerine, hükümetlereraporlar verildi. Uni-
versiteler ve öğretim üyeleri, bu konuda
yaptıkları çalışmaları hükümetlere iletti.
Ama sonuç ahnamayınca yerel yönetim-
ler harekete geçti. ilk bomba Babaeski'de
patlatıldı. Belediye Başkanı Gündüz Onat
tarafından düzenlenen "Trakya'yı kurtara-
lım" toplantısı büyük ilgi gördü...
Kırklareli Valisi, Trakya Üniversitesi Rek-
törü, bilim adamlan, uzmanlar, belediye
başkanlan ve il genel meclisi üyeleri, çift-
çi örgütleri toplantıya tam kadro ile katıl-
dılar... Konuşmacılar durumun son dere-
ce ciddi olduğunu ve kısa süre içinde ön-
lem alınamadığı takdirde de Trakya'da ta-
nm ve hayvancılığın yapılamaz hale gele-
ceğini ve bunun da Türkiye'de açlığa yol
açacağını ileri şürdüler...
Vali Kemal Önal'ın görüşleri iseolduk-
ça ilginçti. Önal, Ergene Nehri'ne giren in-
sanlann kıllarının döküldüğünü belirterek
şöyle dedi: "Trakya'yı bu hale bir başka
devlet getirmedi. Trakya'yı kurtarılacak
hale getirenler bizleriz. Doğayı bilinçsiz
kullanarak önce berbat ediyoruz. Sonra
da kurtarabilmek için forumlar düzenli-
yoruz. Zararın neresinden dönülse kârdır.
Yanlışı görmek ve kabul etmek en büyük
kazançtır."
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Os-
man İnci de plansızlığın geleceğimizi teh-
dit ettiğini belirterek şunlan söyledi: "Bi-
rinci sınıf sulanabilir tanm arazileri üzeri-
ne sanayi tesisleri kurularak araziler kul~
lanım dışı bırakılmaktadır. Ergene havza-
sı, sanayi tesislehnin sıvı, katı ve gaz şek-
lindeki atıkları yüzünden ciddi şekilde za~
rar görmektedir. Üniversitemiz, ayçiçeği,
şekerpancan, pirinç üretiminde önemli bir
yeri olan Trakya bölgesinin, tanmsal gü-
cünü hfz/a yitirdiğini görmektedir. Yakın bir
zamana kadardışanya sattığımız buğday,
ayçiçeği gibi temel tanm ürûnlehni ithal
ederduruma düştük. Şekerpancan da öy-
le. Böyle giderse, tanm başta olmak üze-
re tüm sektörlerde çöküş kaçınılmazdır. *
Trakya Üniversitesi Araştırma ve Çev-
re Sorunlan Uygulama Bölümü adına ko-
nuşan Prof. Timur Kırgız da Türkiye'nin
Batı bölgelerindeki tüm suların kirleodiği-
ni ileri sürdü: "Olumsuzluklardan en çok
etkilenen Ergene Nehri'nin yatağına ba-
kacak olursanız, su yerine suya benzer
bir sıvının aktığını görürsünüz. Bölgenın
tanmsal aktiviteleh için çok önemli bir
kaynak olan Ergene 'den artık ne arazi ne
bahçe sulanabilir. Hayvanlann da su ıç-
mesi mümkün değildir."
Toplantıda ayrıca, birçok ülkede de-
mir-çelik tesislerinin atık sulannda 'ala-
balık' yetiştirilirken bizim sanayi tesisle-
rinin bulunduğu illerimizi 'felaket bölgesi'
haline getirdiğimiz ileri sürüldü. Bazı ko-
nuşmacılar da Ergene'den su içen inek-
lerin kısa süre içinde öldüğünü iddia etti.
Gerek Trakyalı gerekse Türk ekonomi-
si, 15 yıldan beri bu 'çarpık sanayileş-
me'nin faturasını ağır biçimde ödüyor. Bu
konuda kesin bir rakam vermek çok güç,
ama bazı ekonomistlerin yaptıklan hesap-
lara göre kayıp, bugünün para değeri ile
bir katrilyon liranın üstünde...
Önlem ahnamazsa bir süre sonra bu
rakam belki de katlanarak büyüyecek! •
IŞÇEVEV EVREMNDEN
ŞUKRAN SONER
Burjuva Nerede?
TÜSİAD'ın anayasa raporu da ge-
nel alışkanlığımız olduğu üzere ön-
yargılarla tartışılıp bir yerlere konul-
du. Raporu demokrasi, özgürlükler
simgesi olarak kabul edenler, işve-
renlen çağdaş, toplumun önüne geç-
miş burjuvalar olarak bağırlarına bastılar. Raporda-
ki kimi görüş ve önerilere kafayı takanlar, bu öneri-
leri değişik kaygılarla tuzak olarak görenler, tepki-
lerini ağır suçlamalarla birlikte açıkladılar.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra, TÜSİAD ve
raporuna biraz daha serinkanlı. gerçekçi yaklaşa-
maz mıyız?
TÜSIAD'dan hiç kimse ağzına alıp dile getirme-
diği, toplumdan özür dilemek olgunluğunu göste-
remediği için, öncelikle 12 Eylül Anayasası ve ya-
salannın. 12 Eylül yasaklı hukukunun yaratılmasın-
da TÜSİAD'ın önemli katkısı, sorumluluğunu atla-
mayalım.
Hani 12 Eylül darbesinin başı Evren, hemen her
konuşmasında bize "lüks, bol" gelen demokrasi, ana-
yasa ve yasalardan söz ediyordu ya. Işte bu görüş-
lerin sahipleri öncelikle TÜSİAD ve TİSK çatısı altın-
da toplanan büyük sermaye sahipleri, işveren cep-
hesiydi.
Darbedeki rollerı tam olarak bılinemez ancak, 12
Eylül hukukunun, düzeninin yaratılmasında başrol-
deydiler. Kanıt mı istersiniz?..
12 Eylül öncesi ve sürecinde TÜSİAD ve TİSK'in
yazılı belgelerini, hükümetlere sunduklan istemleri-
ni tarayın, göreceksiniz. 12 Eylül'ün anayasa ve ya-
sa değişikliklerinin gündeme geldiği tarihlerde, dö-
nemin Türk-iş danışmanı Av. Onder Aker böyle bir
çalışma yapmış, Türk-lş'ın anayasa ve yasalardaki
yasaklara karşı çıkışına dayanak olarak kullanılmış-
tı. Türk-lş'in ilgili bütün yazılı belgelerinde yer aldı-
ğı üzere daha sonra da küçük bir kıtapçık haline ge-
tirildi. Meraklılan inceleyebilirier. 12 Eylül hukukunun,
yasaklı düzeninin, noktası virgülü ile ve de baştan
sona işveren ıstekleri, dayatmalan, TİSK-TÜSİAD is-
temleri doğrultusunda hazırlanmış olduğunu göre-
bilirler.
Bugün gelinen noktada ise TÜSİAD daha önce-
ki bir-iki raporunda da olduğu üzere, istemlerini bi-
lim uzmanlanna hazırlatıyor. Günahı sevabı, eksiği
fazlası ile raporlar uzman bilim insanlarının kalem-
lerinden çıkıyor. Bildiğiniz gibi son anayasa metni
de gerçekten bu alanda bilim insanlarının otorite ol-
duğunda buluştuklan, bu gazetenin okurlannın da
düşünceleri ile yakından tanıdıkları, saygı duyduk-
lan bir bilim insanımıza, Prof. Bülent Tanör'e hazır-
latılmış. Metnın içindeki kimi önerilerin, bugünün
koşullarında anayasa hukukumuza yerleşmesinin
sonuçları üzerinde ciddi kaygılar taşısak bile, demok-
rasi, hukukun evrensel ölçülen içinde, bütününde "ın-
san haklan, demokrasi" ilkelerine saygılı bir metin
olduğunu ret edemeyiz.
TÜSİAD, Türk sermayesinin büyükleri, bugün ya-
şanan düzenin birinci elden sahibi, sorumlusu iken,
bugün kendi yarattıkları düzenin değiştirilmesi iste-
mine öncülük yapma noktasına nasıl gelmişlerdir?
Kimi iyimser yazariarın öne sürdükleri gibi, ger-
çekten burjuva bilincine birdenbire ulaşıp, burjuva
demokrasisine sahip çıkma sorumluluğunu üstlen-
dikleri için mi? Doğrusu bu görüşü savunan ve ye-
ni dünya düzeninin tek ideoloji dayatmasını savu-
nan yazarlann bu ideoloji adına bile aşın iyimseriik-
lerini paylaşmama konusunda çok ciddi ve somut
nedenlerim var:
TÜSİAD ve büyük sermayenin darbelerle, ana-
yasa ve yasalara konan yasaklar, cuntalar sayesin-
de yaratılan çarpık düzen ile nerelere vardıklarını ki-
mi ölçüler içinde görebıldikleri, sonuç olarak kendi
çıkarlarının zarar gördüğü bir noktada bulundukla-
rı bir gerçek. Öncelikle çıkarları gelişmiş ülkeler ve
ekonomilerle buluşmada olan büyük sermaye, öz-
leminı duyduğu yerde olabilmek için, bunun koşul-
lannın da yerine getirilmesi zorunluluğunu öğrenmiş
bulunuyor. Burjuva demokrasisinin asgari ilkeleri
gerçekleşmeden, hukuk düzeni geçerii olmadan,
söz konusu ittifaklar içinde yerini alma olanağı yok.
Işte TÜSİAD'ın bilimsel yeteneklerine güvendiği
insanlara metin hazıriattırması ve istemleri olarak bu
metinleri benimsemesinın nedeni bu. Ancak bu ka-
darı gerçekten burjuva bilinci ve kültürüne varıldığı
anlamına hıç mi hiç gelmiyor. istisnalar var elbet. an-
cak genelleme için ölçü. soyutta ne söyledikleri, ne
istedikleri değil, somutta ne yaptıklandır
Kara sanayiin, kayıt dışı ekonominin, Anadolu
kaplanlan olarak sunulan, asıl kârlarını ilkel kapita-
lizm ve işçi sömürüsü üzerine oturtmuş çoğunluk-
tan zaten söz edemiyoruz. Oralarda akıl amaz bir
işçi sömürüsü, demokrasi, insan haklan ihlali teme-
line oturtulmuş, devlete vergısini ödemeyen, her tür
kirii işe. kaçakçılığa bulaşan ve aşın işçi sömürüsü-
ne dayanan bir düzen, üretim yapısı var.
Biz onları bir kenara bırakıp TÜSİAD'ı, oluştur-
duklannı düşündüğümüz en iyilerin durumuna bir ba-
kalım. 4 milyon civanndaki kayıtlı ekonomide, sigor-
talı işçi çalıştıran işverenlerimiz, bunlann ancak 250
bin kadarına sendikal haklarını tanımışlar. Bunun
anlamı, burjuva demokrasisinin olmazsa olmaz il-
kesi olan sendikal haklan bile içine sindirememiş bir
sermaye yapısının geçerli olduğudur. Üstelik yıllar
içinde, sendikasızlaştırma, işçilerin gerçek ücretle-
rini aşağı çekme ve çalışma koşullarını ağırlaştırma
da söz konusu. Bu yapı içinde olanları mı burjuva
demokrasisinin ilkelerini benimsemiş, demokraside
topluma öncülük yaptıkları için kucaklanacak, ba-
ğırlara basılacak burjuvalar olarak kabul edeceğiz?
Serinkanlı yaklaşım, büyük sermayenin çıkarla-
rının kendi yarattıkları canavarlardan zarar görecek
aşamaya geldiğini ve bu nedenle burjuva demok-
rasisinin ilkelerini söylemde olsun ağızlara almak
zorunluluğunda olduklannı gönmek olabilir. TÜSİAD'ın
sahiplendiği anayasa metninin de bu nedenle bü-
tünlüğü içinde, demokratik ilkeleri içerdiği ve kay-
gılar saklı tutularak, tartışmaya değer önemde ol-
duğu da tartışılmazdır.
Demokrasi belgesi olarak kabul göımesi ne ka-
dar sakıncalı ise karanlık hesaplar aramak da o ka-
dar sakıncalı olabilir.
NOT: Karanlığa Karşı Aydınlık savaşımına kat-
kınız için bu gece saat 21.00'de ışıkları söndürme-
yi unutmayın.
Braun'dan ateş-ölçer
Ekonomi Servisi - Elektrikli
tıraş makineleri, epilasyon alet-
leri, elektrikli ağız bakım ürün-
leri. saç kurutma makineleri gi-
bi kişisel bakım ürünlerinin ya-
nı sıra mutfak robotlan. el blen-
derleri. ütü, kahve makinesi. ro-
bot gibi alanlarda yaşamımızı ko-
laylaştıran Braun. ateş-ölçer Ther-
moScan adlı yeni ürününü piya-
saya suııdu.
1997 yılı boyunca kızılötesi
teknolojısiylekulaktan bir saniyede ateş-ölçer aygıtıTher-
moScan alan herkes, aynı zamanda Bizim Lösemili Ço-
cuklar Vakffna 500 bin TL bağış yapmış olacak.