23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 1997 PAZAR HABERLER Yargıtay kararları CD'lerde • ANKARA(AA)- İstanbul'da bır bilgisayar şirketi, Yargıtay kararlanndan içtihat niteliğı taşıyan 40 bin adedini bilgisayar orlamına aktararak disketler halinde piyasaya sundu. Hukuk Programlan Limitet Şirketi Genel Müdûrü Fikret Üregen. Yargıtay'ın yaklaşık 300 bin karannın incelendiğini beürterek, kararlann yanında bırkaç cümleden oluşan karar özetleri ile karşı oy yazılanna da yer verdiklerini söyledi. Üregen. disketlerin sûrekli yenileneceğini, karar sayısınm gelecek yıl 50 bıne yükseltileceğini kaydetti. Çetin Bergamalılara yol gösterdi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-TBMM Başkanı Hikmet Çetin'ın, Bergama'daki altın madeni madeniyle ılgili mahkeme karannın uygulanmasında "mahallin en büyük mülki aminnin yaptınm gücü" olduğunu bildirmesinden sonra Bergamahlar. tçişleri Bakanlığı'na yeni bir başvuru yapmaya hazırlanıyorlar. ^ÖzeHeştirmelep bafiımsızlığa engel' • YENİKÖY (Cumhuriyet) - Yeniköy Termık Santralı'nda TES-İş ve Maden-İş sendikalannca düzenlenen panelde özelleştırilme tartışıldı. Konuşmacılar. özelleştirmenın. devletin birikımlerinın yerlı ve yabancı sermayeye aktanlmasından başka bır şey olmadığını beürterek bir ülkeyi işgal içın topa, tüfeğe ihtiyaç olmadığını; Türkiye'nin, hisse senetleriyle ışgal edıldığıne dikkat çektıler Apo hakkında dava • ANKARA{L"BA) - Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, PKK liden Abdullah Öcalan hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesı'nde idam ıstemıyle açılan kamu davasının devam ettigini açıkladı. Karaman RP Milletvekılı Zeki Cnal'ın soru önergesıni yanıtlayan Adalet Bakanı Sungurlu, Abdullah Öcalan' tn "Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelık propaganda yapmak ve Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesine muhalefet" suçlanndan dolayı sanık durumunda bulunduğunu belirtti Odası • Istanbul Haber Servisi - Istanbul Tabıp Odası'mn "1998BütçesıveSağhk" konulu toplantısında konuşan Prof. Dr. Orhan Anoğul, Sağlık Bakanlığı'nın temel sağhk hizmetlerine önem vermek ve pratisyen hekimliği özendirmek yolundaki açıklamalannı desteklediklerinı belirtti. Ilahiyat mezunları • ANKARA(AA)-Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, ılahiyat fakülteleri mezunlannın öğretmenliğe ahnmadığı yönündeki iddialan yalanlayarak "llahiyat fakültesi mezunlan bugüne kadar öğretmen olarak atanmışlardır. Bundan sonraki dönemlerde de ihtiyaç oranında mesleğe alınacaklardır" dedi. RP Konya Mılletvekilı Veysel Candan'm soru önergesini yanıtlayan Uluğbay, söz konusu atama döneminde 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitıme geçilmesi nedeniyle acil ihtiyaç duyulan branşlara ağırlık verildiğini söyledi. Kuyumcu soygunu • İstanbul Haber Senisi - Yenibosna Feritpaşa Caddesi üzerindeki Hakan Kuyumcusu'na giren ve dükkân sahibi Hakan Bayer'i etkisiz hale getiren silahlı 2 kişi, 15 altın künyeyi alarak kaçtı. Sahte plakalı bir arabayla olay yerini terk eden soygunculann ardından Bayer'in 2 el ateş ettiği belirtildi. RP lideri Necmettin Erbakan, Anayasa Mahkemesi'ne verilen raporu değerlendirdi 'Raportör karar veremez'ELAZIĞ (AA) -Tûrkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ifa- de ederek, hukuka göre RP'nin kapatılmasınm söz konusu ola- mayacağını yineleyen RP lideri Erbakan, Türkiye'de demokrasi- nin, hukukun varlıgını gösteren bir karar almacağmdan kuşkusu bulunmadığını söyledi. RP Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan, Anayasa Mahkemesi raportörle- rinin mahkeme üyelerine yar- dımcı olduklannı beürterek, "Bu. Anayasa Mahkemesi'nin tabü işleyişinin gereğjdir. Rapor- töıier konular hakkında açıkla- VKI bilgi verirter, kararmercii de- pdirler" dedi Elazığ'a giderken uçakta ga- zetecılerin sorulannı yanıtlayan • Elazığ'a giderken uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Erbakan, "Bu, Anayasa Mahkemesi'nin tabü işleyişinin gereğidir. Raportörler konular hakkında açıklayıcı bilgi verirler, karar mercii değildirler" dedi. Erbakan, RP'nin kapatılması da- vasına ilişkin olarak gazetelerde yer alan haberleri değerlendirdi. Anayasa gereğince yargınm müspet ya da menfı etkilenme- mesi gerektiğini ifade eden ve gazetelerde yer alan haberlerin buna aykın olduğunu kaydeden Erbakan, şöyle konuştu: "Hukuka saygdı bir ülkede, yasalara bütün basınımızm uy- ması icap eder. Biz ülkemizin çağdaş, medeni, başka ülketere örnek, her bakımdan yasalara uygun bir ülke olmasını temenni ettiğimizden, bu manzara üze- rinde ehemmiyetle duruyoruz. Anayasa Mahkemesi, çalışmala- nnı büyük bir ötizliklc sürdür- mektedir. Hâkimlerimtri rahat birakmalıyız, huzur içinde çanş- malarmıtemin etmelryiz. Çağdaş ve medeni bir ülkede, buna a> kj- n davnuuşlann karşısuıdaolıın- ması gerekir. Çünkii mahkeme- nin yaptiğj çahşma gizMdir." Mahkemeyi etkileyecek mü- talaalan ileri sürmenin de yanhş olduğunu kaydeden Erbakan, şöyle devam etti: *Bu müdahalelerin gerçekk fl- gisi olup olmadığı ayn bir konu- dur. Anayasa Mahkemesi'nin bütün hâkimleri, çahşmalannı dddiyetle sürdürmektedirier. Her konuyu en ince şekflde ince- lediklerinden enıinim. Raportör arkadaşların kendilerine yar- dımcı olmalan, Anayasa Mahke- mesi'nin tabü işleyişinin doğai bir gereğidir. Ancak raportörler ko- nular hakkında açıklayıcı bilgi verirler, hiiküm mercii değildir- ler, Dolayısryla, raportöıiere at- fen birtakım bügUer Ueriye sür- mek, gerçeklere uymaz. Yanhş bir davranısOr." Erbakan, Tûrkiye'nin bir hu- kuk devleti olduğunu ifade ede- rek, hukuka göre RP'nin kapatıl- masınm sözkonusu olamayaca- ğım savundu. RP lideri Erbakan, Tûrkiye'de demokrasinin, huku- kun varhğını gösteren bir karar almacağından zerre kadar kuş- kusu bulunmadığını söyledi. Er- bakan, mahkemenin Deniz Kuv- vetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya'yı dinleyeceği yönündeki iddialann anımsatıl- ması üzerine de, *Anayasa Mah- kemesi'nin kendi çahşma esasla- nna göre her türtü incelemeyi yapmaya hakkı bulunduğunu'' ifade etti. Almanya Şeriatçı eğitim merkezi BERLİN (AA) - Aşağı Saksonya Eyaleti Anaya- sayı Koruma Teşkilatı, Milli Görüş'ün, 1200 nü- fuslu Laalzener köyûnde Alman asıllı Rus göçmen- lenn kaldığı yurdu satın alarak okula dönüştürme çalışmalanna başladığım tespit etti. Haftalık Focus dergisi- nin Alman makamlanna dayanarak verdiği haberde ''Milli Göriiş, açacağı bu okulda. Kuzey Almanya'da yaşa\ an genç ve çocuk yaş- taki Islamcı çocuklara yaü- holarakKuran'a bağh, Ba- n demokrasisi düşmanı eği- tim verecek" denildi. 'Genç Türkleri kullanıyoriar' Millı Görüş'ün Alman- ya'da topladığı paralarla yurdun satın alındığı belir- tilen haberde, köyün bağh olduğu Hannover makam- lannın, teşkilatın, eski yur- du okula dönüştürme baş- vurusunu reddetmesinin beklendıği kaydedildi. Milli Görüş'ün malvarh- ğının 100 milyon marktan fazla olduğuna dikkat çeki- len haberde, Almanya Anayasayı Koruma Teşki- latı Başkanı Peter Frisch' in "Genç Türkier arasında hızla yayılan şiddet eğttimi, dinci kesimlerin ögretile- rinden kaynaklanıyor" şeklindeki sözlerine de yer verildi. 'Çetelerden hesap sorulsun' Kayıp yakınlanrun 134. buluşmasinda Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Marmara Bölge Terroüciliği taranndan Cumartesi Anneleri'ne verilen lnsan Haklan Ödülü'nü alan Hasan Ocak'ın anne- si Emine Ocak, "Kayıplar sona erene kadar mücadelemiz sürecek" dedi. Cumartesi Anneleri'nin oturma eyleminde, 6 Arahk 1993 tarihinde Sherek'te gözaltına alınan ve bir daha haber ahnamayan Hüseyin Taş- kaya ve Ahmet Kalpar tanıtıldı. Kayıp yakınlan adına yapılan açıklamada, Taşkaya ve Kalpar'ın kaybe- dilmesi olayında adı geçen DYP'ü Sedat Bucak ve çetenin diğer üyelerinden hesap sorulması istenerek "Ai- leler AİHM'je baş\uracak. Türkiye bir kez daha mahkûm olacak" denildi. Cumartesi Anneleri'nin eyle- mine destekveren Gözalünda Tecavüz ve Taciziere Karşı Kadın Girişimi üyeleri Galatasaran Postanesi'nden, cezaevlerindeki tecavüze uğramış tutuklulara kart gönderdi. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) DYP'li Ağar ve Bucak'tan sonra diğer dosyalara geçildi Çakıtvğlu 'na kendifedekesidüştü ANKARA(CumhuriyetBürosu)- DYP Milletvekilleri Ylehmet Ağar ile Sedat Edip Bucak'ın dokunul- mazlıklannı kaldırma karan alan Anayasa-Adalet Karma Komisyo- nu üyelerinden oluşan 5 ayn hazır- lık komisyonu, diğer dosyalar üze- rinde de çalışmaya başladı. Dosyalann suç aynmı yapılma- dan rasgele dağıtılması sonucu, CHP'li Zeki Çakıroğlu'nun baş- kanlığını yaptığı hazırlık komisyo- nuna kendisi hakkında hazırlanan fezleke düştü. Hazırlık komisyon- lan yaptıklan toplantıda başkanla- nnı da belirlediler. Buna göre ANAP'lı MehmetKeçeciler. CHP- h Mehmet Moğultay, CHP'li Zeki Çakıroğhı ile CHP'li AM Şahin ha- zırlık komisyonlan başkanlıklanna seçildiler. Hazırlık komisyonlan. hukukçu üyelerini inceleme yap- mak ve en kısa sürede ön raporla- nnı vermekle görevlendirdiler. tlk toplantıda, komisyon günde- minde bekleyen 166 dosyada yer alan trafik suçu, görevı ihmal, Sı- yasi Partiler Yasası ve Seçim Yasa- sı'na muhalefet gibi suçlarla ilgili dokunulmazlıklann kaldınlması is- temlerinin dönem sonuna bırakıl- ması eğılımi ortayaçıktı. Bunakar- şın çoğunluğu RP'lilere ait olan ve "Atatürk'ün anısına hakaret, halkı sıruf, ırk, din. mezhep, bölge farkı göstererekkin vedüşmanhğatahrik etmek, hükümetin, TBMM'nin, TSK'nin, > r arguun manevi şahsiye- tini tahkir ve tezyif" suçlamalan- nm yer aldığı dosyalarla ılgili doku- nulmazlıklann kaldınlması karan- na vanlacağma dikkat çekildı. Denizli Çiller: Sandık gorundu ÖMERYURTSEVEN DENtZLİ - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, ANASOL-D hükümetinin "sandığın ucu gözüktüğü için'' kaçmaya hazırlandığı- nı beürterek "Millete bu ta- şın zor kış olacağını söyledi- ler. Bu kış halk için zor ola- caksa, onlar için de son kış olacak" dedi. Hükümeti, "lobUerin iktidan" olmakla suçlayan Çiller, millet ira- desini çalarak ve gasp ede- rek işbaşına gelenlerden halk adma hesap soracakla- nnı söyledi. Ankara'dan, beraberinde çok sayıda milletvekiliyle Denizli'ye gelen Çiller, Çı- nar Meydanı'nda düzenle- nen mitıngde hükümeti eleştirdi. Konuşmasına, "Türk halkına müjdem var" diye başlayan Çiller, sandığm ve seçimin ucunun göründüğünü beürterek "Baanız bunlardansia kur- taracakur. Zaten sizin ira- denizi çalarak iktidara ge- ienkrde yavaşyavaş kaçma- ya hazjrlanıyor. Arok kork- mayın. Üç kuruşluk dünya çıkan uğnına politika ya- pan namertler gitti, mertter bizde kaldı" diye konuştu. ANASOL-D hükümeti için "Bacanak iktidan", "lobicilerin iktidan" ve "dondurmacılar" yakıştır- ması yapan Çiller. iktidann Susurluk bombası yerine Karadeniz'e PKK bombası firlattığını savundu. Sayıstay denetçllerinln Istanbul Büyük$ehlr Belediyesi raporu ^Mîlyarlarca lii'ahk harcatna yapddı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istan- bul Büyükşehir Beledıyesi'nin yan kuru- luşlar ve taşeron şirketlere fazla ödemeleri- nı ortaya çıkaran Sayıstay, kiralanan araç- lar için de aşın harcamalar yapıldığıru sap- tadı. Sayıstay denetçileri İsmail Çay ve Ha- nifi Dağdeviren tarafından hazırlanan de- netleme raporunda, milyarlarca üralık faz- la ödeme yaptığı ve trilyonlarca liralık borç- lann tahsil edilmemesi konusunda büyük- şehir belediyesinin yasal gerekçelerle açık- lama yapması istendi. 1996 yıltnda kirala- nan araçlann 237 sayıh Taşıt Yasası'na ay- kın olarak kullanıldığı belirtilen raporda, belediyenin 1 >ıllığmakiraladığıaraçlariçin 6 milyar 808 milyon lira yerine 33 mılyar 704 milyon 213 bin 750 lira ödeme yaptığı kaydedildi. Raporda şu saptamalara yer ve- rildi: - Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nde ki- ralama suretiyle temin edilenaraçlardanbi- nek otomobil olanlann, mevzuat hükümle- rine aykın bir şekilde tahsis edildiği. hatta bunlann belediye dışındakı kuruluşlann kullarumma verildiği ve bunlarla ilgili mas- raflann da belediyeden ödendıği tespit edil- miştir. - Gerek denetım sırasmdaki gözlemleri- mizden, gerekse araçlann tesUm zimmetle- rinden tespit edilen bu uygulamaya, 1997 yılrnda da aynı şekilde devam edildiği mü- şahade edilmiştir. Sayıstay, yan kuruluşlann dış borçlannın da belediyeye yüklendiğini belirledi. Rapor- da, belediyenin kuruculan arasında yer al- dığı ve en büyük ortağı olduğu lGDAŞ'a ait 3 trilyon 309 milyar 823 milyon liralık dış kredi borçlannın anakent belediyesince ödendiği belirtildi. Konunun aynca Sayıstay Yasası'nın ek 9. ve 29, maddeleri hükümle- ri çerçevesinde incelendıği kaydedildi Sayıştay, belediye görevülenne yapılan yiyecek yardımlannda da mevzuata uyul- madığını kaydetti. ŞIFIgNOKTASI IORAL ÇALIŞLAR Radyo ve televizyonlarla ilgi- li yasanın değiştirilmesi için hü- kümetin hazıriadığı taslak, Meclis'in gündeminde. Bu ye- ni taslağın gerekçesinde "özel radyo ve televizyonlarda tekel- leşmenin önüne geçilmesi he- deflenmiştir" deniliyor. Taslak, daha önce bir TV kanalında yüzde 20'den fazla hisse sahi- bı olunmasını engelleyen mad- deyi kaldınyor. Aynca yıllık or- talama izlenme oranı yüzde 30'u aşan kuruluş ve kuruluş- lardan aynı anda hisse sahibi olunamayacağı hükmü getirili- yor. Bu yeni taslağın gerçekten tekelleşmeyi önleyip önleye- meceğini öğrenmek amacıyla konunun uzmanlarıyla görüş- tük. Türkiye Büyük Millet Mec- lisi Başkanvekili Uluç Gürkan, şimdi değiştirilmek istenen ya- sanın hazırlayıcılanndandı. Gürkan, yeni taslağın, genel gerekçesindeki iddialann aksi- ne, tekelleşmeyi azdıracağını düşünüyor. Yüzde 20'lik sınınn kaldınlmasının sınırsız birtekel- leşme isteğinin önünü açacağı- nı belirten Gürkan, "TVyayın- Medyada Tekelleşmeyi Azdırma Yasası cılığı bir kamu hizmeti. Bu ya- yıncılığın belli ellerde tekelleş- mesi, haberalma özgürlüğüne darbe indirir. Yeni taslağı ha- zıriayanlar medyada zaten te- kelleşme olduğunu, yüzde 20 sınınnın çeşitli yollarla aşıldığı- nı söylüyorlar. Nama yazılı his- se senetleriyle bunun önüne geçileceğini öne sürüyoriar. Kesinlikle doğru değil. Bir baş- ka iddia ise kara paranın bu yolla aklanmasının da önüne geçilebileceği. Şimdi, yüzde 20 sının kalkınca bir kişi istedi- ği kadar parayla ve tek başına bir kanalın sahibi olacak. Ayn- ca, kara para sahipleri eskiden birden çokvekilyoluyla TVhis- sesi alacakken şimdi bir tane adamı yoluyla bir, hatta birden çok kanalın bile sahibi olabile- cekler." Deneyimli bir gazeteci olan Uluç Gürkan, yeni taslaktan çok endişeli. Taslağın bu haliy- le Meclis'ten geçmesine engel olmak için elinden geleni yapa- cağını belirtiyor. Taslak'taki yüzde 30 izlenme oranı sınınnın ise çok daha vahim sonuçlar yaratacağı söyleniyor. En çok izlenen kanalın yüzde 10'ların biraz üstünde olduğu ülkemiz- de, bu yolla bir kişinin üç büyük kanala birden sahip olması mümkün hale geliyor. Bir baş- ka deyişle, yüzde 2-5 arası iz- lenme oranı olan kanallardan 10-15'ine birden sahip olma imkânı doğuyor. ••• Bu ise bir büyük holdingin Türkiye'nin haber alma tekelini tamamen ele geçireceği anla- mına geliyor ki bu, vahim bir durum. Zaten medyada aşın tekelleşme yüzünden, orta bü- yüklükteki gazete ve TV'ler haksız rekabet nedeniyle ayak- ta duramıyoriar, bir de yeni te- kelleşme yasalanyla iş iyice ba- tağa saplanacak. "Bizim Medya" programın- da geçen çarşamba "Promos- yon ve Medya" konusunu tar- tışırken ortaya çıkan tablo za- ten iç karartıcıydı. Tabak-çanak promosyonuyla "Rekabet Ya- sası "nı delen tekeller, haksız re- kabet yoluyla kendi dışlannda promosyon yapmayan medya kuruluşlannı piyasadan silecek birtavır içine giriyorlardı. Dağı- tım tekelini de eline geçiren bu kurumlar, tam anlamıyla bir medya egemenliğe imzalannı atıyoriardı. Yeni yasa, bu konuda zaten vahim olan durumu dahada ar- ttıracak gibi görünüyor. El al- tından ve büyük bir hızla hükü- met tarafından hazırlanan bu taslak, anlaşıldığı kadarıyla medya tekellerinin isteğiyle ve onlann yönlendirmesiyle hazır- lanmış. Eski kanunun değiştiril- mesinin gündeme gelmesiyle birlikte, Meclis'te yeni bir söy- lenti daha dolaşıyor. Eski yasa- da, medya kuruluşlarının sa- hiplerinin devlet ihalelerine gi- remeyeceği hükmü yer alryor- du. Yeni hazırlanan taslakta bu konudan söz edilmiyor. Ancak bir iddiaya göre taslak Meclis'e geldiğinde bir öneriyte, devlet ihalelerine girememe engeli de kaldınlacak. Boylece medya patronlan el- lerindeki medyanın gücüyle, büyük devlet ihalelerinin en et- kili müşterileri ve yüklenicileri haline gelecekler. Tekelci med- yanın, ülkenin en büyük hol- dingleriyle ilişkisini bilmeyen yok. Üstüne bir de devlet iha- leleri eklenirse vann gerisini siz düşünün. •*• Biz haberleri nereden alaca- ğız? Haberlerin özgürce elde edilebilmesinin önünde zaten yeterince engel var. Yeni yasa taslağı, krt kanaat öğrenebildi- ğimiz gerçeklerin önüne yeni engeller çıkaracak. Devlet iha- lesine girmiş bir medya patro- nu, o gün devletin başındaki ik- tidarlann aleyhinde nasıl haber yazacak? Devlet kredisiyle işi- ni çeviren medya patronu, han- gi gerçeklerin yansıtılmasına izin verebilecek? Medyada artan tekelleşme, Tûrkiye'nin siyasi kilitlenmesi- nin yeni bir boyutu olarak gide- rek tehlikeli bir hale geliyor. Haydi hayırlısı. MİKRO DtNÇ TAYANÇ 'Yok' Kadınlar "Türkkadınına seçme ve seçilme hakkının ve- rilmesinin 62'nciyıldönümü törenletie kutlandı" diyor TV'deki sunucu kadın. "Verilişinin" diye yineliyorum içimden, "kadın- lann haklannı alışının değil!" TV'deki sunucu, hakkı verilmiş kadınlığının kı- vanmış yüzünü gölgeleyerek, ikinci habere ge- çiyor; "Kadın kuruluşlannın nüfus sayımında ka- dınlara mesleklerinin sorulmamasına tepkisi ar- tarak sürüyor..." "Kolay verilmiş hakkın yok sayılması daha da kolay olur" diyorum... Sunucu, bu kez kadın olup olmadığına aldınş bile etmeden Devlet Istatistik Enstitüsü'nün uz- man(!) yöneticilerinin(!) açıklamalanna(l) geçiyor. "Zaten 30 Kasım'da yapılan nüAıs sayımı değil, nüAıs tespitidir." "Yalan, kuyrukluyalan, istatistik" diyemınlda- nıyorum... Ardından kafayı takıyor muyum şu işleri güç- leri olup da kocalannın gölgesinde "yoksayılan" kadınlara! Örnekler birbiri ardınca sıralanıyor beynimde: Tansu Çiller, Rahşan Ecevit, Gülay Aslıtürk, Hülya Avşar ve ille de Emek Hakkıyok... Yahu; onca yılın profesöru, MV, koskoca DYP'nin genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet bakanı, başbakanı, dışişleri bakanı; Refah Partisi'ne karşı laikliğin güvencesi(!), RP'nin ka- natlan altındaki son iktidar(!) döneminde şeriatın pazarlayıcısı Tansu Hanımefendi'ye işi gücü so- rulmaz olur mu? Sorulmayıp da; örtülü ödenek yönetiminden Bizim Vadi'ye, PelisterÇiftliği'nden Marsan'a, Amerikanya'daki mülklerden 400 do- lardan düğüm üstüne düğüm atılarak ulaşılmış trilyonluk servete giden yollan döşeyen taşlann tümü gariban Özer Enişte'nin sırtına mı yükle- nir? N'olacak, istatistikçi kafası işte! Ya Rahşan Hanım'ın siyaset işleri? Ne yani, CHP'den DSP'ye; onca gençlik ve kadın kolu- nun kapatılmasından MV'lerin seçimi ve "gide- rilmesine", Demokratik Sol Parti'nin (anti)De- mokratik Sağ Parti'ye dönüştürülmesinden ev- deki kediciklerin bakımına, tüm işleri yapıp Bü- |ent B,ey'i akgünlerden yok.günlerp, Karapğ- lan'dan Solgun Umut'a getiernek 'Vş" değif.tJe nedir? Istatistik dediğin, yalan ile kuyruklu yalanın sonrası değil mi, n'olacak! Kolay mı Gülay Hanım'ın işleri? Şunca on bin nüfuslu Çatalca'dan Atığ olarak kalkıp trilyonluk Şişli'yi ele geçirmek, geçirip de rant ekonomisi- ne can vermek, verip de ihale ustası kesilmek, kesilip de peylediği sevdiceği uğruna "alnının akıyla" Aslıtürk olarak istifa ediverip de işin için- den sıynlmak "iş "değil de nedir? Hiç işte n'olsun, "tespit!" Bunlann hiçbirini işten saymasalar bile, Hül- ya Hanımefendi'nin "ince işleri"ri\ nasıl gözardı edebiliyorlar? Hangi erkekte var ondaki "işçi- lik"? Şarkıcılıktan futbolcu ajanlığına, tenisçilik- ten "bodys/7ow"culuğa, yatınmcılıktan "tüketi- c/"liğe, ama ille de doğmamış çocuğundan mil- yarlar götürmeye, kim becermiş onun becerdiği işleri? (Bendenizin haddi değil, ama elimde değil; Hülya Hanımefendi'ye, hem de bedava tarafın- dan, bir iş önerisi; şu milli ufaklığın doğumunu TV kameraları karşısında yapsanız ve de kıçtna ilk şaplaktan sonra 'ciyaaakkk' diyecek yerde be- beciği 'hanibenimalbebekgülbebekbezim'di- ye avazlatsanız işiniz iş, yoğurdunuz kaymak ol- maz mı, ne dersiniz?) Istatistik işte; işine gelir sayar, işine gelir tespit eder! Adı geçmedi diye hiçbir kadın alınmasın; top- lumumuzda hakkı yenip kocalannın gölgesinde yok sayılmış nice yüz bin Tansu, Rahşan, Gülay ya da Hülya yok mu? Efendim? Emek Hakkıyok mu dediniz? Geçin onu bir kalem; sayılsa ne yazar, sayılma- sa ne yazar? Ama ille de "kim" diyorsanız, işte tanrtıyorum: Emek Hakktyok, gündüzleri fabrikada işçidir, genelevde sermaye... Devlet dairesinde dişli çar- kın tozu, evlerde temizliğe gelen sigortasız "hiz- metçi", üniversitede öğretim görevlisi... "E- mek"X\r gündüzleri... Emek Hakkıyok, geceleri; evde aşçıdır ya da çocuk bakıcısı, sofrada rakı mezesi yadadayak- lık oyuncağıdır kocasının, yatağa girdiğinde er- keğinin(!) malı olmakla yükümlüdür... "Hakkı- yok"iur geceleri... İş mi bunlar ki devlet adamdan saysın; hem şu- nun şurasında kaçıcık Emek Hakkıyok "yaşatılı- yor" ki aramızdaü! Attilâ llhan düşüyor aklıma, "biz ne kadınlar sevdik, zaten yoktular!" Ana fıkin Türk kadınına oy hakkı, "iş olsun" di- ye verilmedi. Ana fikrin ana fikri: Dünya, erkeklerin dünya- sı(!) olabilir, ama kadınlar olmadıkça bir "işe" yaramadığı kesindir... Beykoz, zaferîni kuüadı İstanbul Haber Servisi - Milli Saraylar Dairesi'ne verilmek üzereyken Beykoz'daki sivil toplurn örgütlerinrn karşı çıkışıyla kapatılması engellenen Beykoz Kasn içindeki Çocuk Göğüs Hastanesi için dün bir şerüik düzenlendi. Şenliğin yapıldığı Mutlu Düğün Salonu'nu dolduran Beykozlular kazandıklan zaferden duyduklan sevinci dile getirirken, hastanenin durdurulan kaynak aktanmınm yeniden başlamasını istediler.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear