23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatoni. Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlcn ibrahim Yddız - Dinç Tayanç # Sorumlu Müdur Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara •Gorsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Dınışogtu • tstihbarar Cengiz Yüdınm 0 Ekonomı Mehmet Saraç • Küftur Handan Şenköken 9 Spor \lxiulkadir Yücemnn 4 Makakler Sami Karaören 9 Duzeltme Abduflah Yana9 Fotograf Erdoğan Köseoğhı •Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Orhan Eriuç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinka> a, Şükran Soner, Ergıuı Bakı. DinçTayınç, tbrahfm Yıldız, Orhan Bursalı, Mastafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi. Mastafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • tznur Temsilcisi: Serdar Krak, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3Te! 4411220, Faks 4419117»Adana Temsilcisi: Çetin Yigenoglu, Inönü Cd 119 S. No. 1 Kat 1, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü tstin 4kmen • Koordınatör Ahmet Korulsan # Mıiıasebe Bûknt Vener«Idare Hûsmn Görer • tşletme Öndtr Çciik • Bılgı- tşlem' Nail lnal 0 Bılgısayar Sıstem Mürâvet ÇBer«Sanş FazîletKuza MEDVA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gûlbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman 9 Genel Mûdur Yaıdıroctsı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Y ayımla\aD \e Basaa: Yem Gun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A Ş TûıkocağıCad 39 41 Cağaloglu 34334 lst PK..246 laanbul Tel (0112) 512 05 05 (20 hatl Faks (0'212) 513 85 95 7ARALIK1997 Imsak: 5.36 Gûneş: 7.08 Öğle: 12.02 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.10 NoelBaba çağa uydu • Dış Haberler Servisi - Almanya'da Noel Baba kılığına gıren ıkı motosıkletli, Bonn kentıntn merkezinde şehır turu attı. Kask takmadan motosıklet kullanmanın yasak olduğu Almanya'da trafik polısı motosikletlı Noel babalan durdurmadı. Şımdı çocuklar 'yastıklannın altına bir hedıye koyar' umuduyla Noel Baba'yı beklıyor. Rengeyıklennın çektiğı bır kızakla değılse de, motosikletle geleceğı umuduyla.. 1998in 116 günü tatil • İSTANBUL(AA)-1998 yılında, 14 günü resmi ve dını bayramlar ıle yılbaşı olmak üzere toplam 116 gun tatil yapacağız. Şeker Bayramı'nda 4.5, Kurban Bayramrnda ıse 9 günlük uzun tatil fırsatlan doğacak. Bu yılın ilk tatil günü 1 Ocak Perşembe. Yılın ilk uzun tatili 28 Ocak Çarşamba günü öğleden sonra başlayacak olan Şeker Bayramı. 31 Ocak Cumartesi günü sona erecek olan bayram, ardından gelen pazar günü ile de birleşınce 4.5 güne çıkacak. Yılın en uzun tatili ıse Kurban Bayramı. 6 Nisan Pazartesi günü başlayacak Kurban Bayramı. 10 Nisan Cuma günü sona erecek. Ote yandan Posta Işletmesı Genel Müdürlüğü, yeni yılda meraklılan içın 9 ayn konulu anma pulu çıkaracak. YÖK tarafından hazırlanan projeye göre, artık her üniversitenin her bölümünde doktora yapılamayacak Doktora ölçütlerideğişiyor• 1998yıhEylül ayında yaşama geçirilmesi planlanan projeye göre, doktoralar üniversitelerin yalnızca gelişmiş bölümlerinde yapılacak. Doktora programına katılacak adaylar. "akademik ortalama, yaş sının ve Lisansüstü Eğitim Smavı" ölçütlerine göre belirlenecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksekögretim Kurulu (YÖK), dokto- ralann üniversitelerin belirli bölümle- rinde yapılmasmı öngören bir çalışma başlattı. 1998 yılının Eylül ayında ya- şama geçirilmesi planlanan projeye gö- re artık her üniversitenin her bölümün- de doktora yapılamayacak. Üniversite- lerin yalnızca gelişmiş bölümlerinde yapılabilecekdoktoralarda, "akademik ortalama, yaş sının ve Lisansüstü Eği- tim Sınavı (LES)" ölçütlenne bakıla- cak. YÖK'ün, taşra üniversitelerindeki araştırma görevlisi ve öğretim üyesi ge- reksinımını gıdermek üzere hazırladı- ğı projeye göre yurtdışındaki gelişmiş üniversitelere giden öğrencılerde iste- nen koşullar, yurtiçindeki gelişmiş bö- lümlerde doktora yapacak öğrenciler içın de aranacak. YÖK, bu amaçla üniversitelere, han- gi bölümlerinde kaliteli doktora prog- ramlan açabileceklerinı sordu. Üniver- sitelerce gönderilen yanıtlardan, aka- demik yeterliliği ve öğretim üyesi kad- rosu en uygun üniversitelen seçecek olan YÖK, "doktora programı" açılıp açılmamasına karar verecek. Bu prog- ramlara alınacak araştırma görevlilen içın de belirli koşullar aranacak. 1998'ın ilk aylannda YÖK tarafindan verilecek ılanlarda, LES puanı, akademik ortala- ma ve yaş sının dikkate alınacak. Üni- versitelerin doktora programlan ile öğ- renciler arasındaki eşleştirme de ÖSYM tarafindan yapılacak. ÖSYM, araştır- ma görevlılerinin puanlan arasında sı- ralama yaparak en uygun doktora prog- ramına yerleştirilmelerini sağlayacak. Başka bir üniversitede doktora eği- timini yapan araştırma görevlisinin kad- rosu ise kendi üniversitesinde olacak. Doktora eğitimini yapacak öğrenci- lerin bannma gereksinimlerini karşıla- mak üzere Ortadoğu Teknik Üniversi- tesi (ODTÜ), Hacettepe Üniversitesı, Ankara Üniversitesi, Istanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ), Boğaziçi Üniversi- tesi, Çukurova Üniversitesi, Dokuz Ey- lül Üniversitesi ve Atatürk Üniversite- si'nde yurt yapılıyor. Yurtlann, 1998 yılının mayıs ayıında tamamlanması bekleniyor. 'Amaç nitelikli eleman' YÖK Başkanvekıli Prof. Dr. İsmail Tosun. her üniversite bölümünde dok- tora yapılmasının doğru olmadığına işa- ret ederken bunun özellikle taşradaki üniversitelerin gelişimi açısından sa- kıncalı olduğunu söyledi. Taşradaki üni- versitelerin kendi öğretim elamantra ye- tiştirmek üzere açtığı doktora program- lannda yeterlı kalitenin sağlanamayaca- ğını belirten Tosun, şunlan söyledi: "Türkrve'de çok gelişmiş üniversite bö- lümleri var. Bunlann çoğu da anl durum- da. Nasıl vurtdışına ögrenci gönderi>«r- sak, yurtiçinde de kaynaklanmızı doğ- ru kuDanmakzorundayız. Bu amaçia ge- lişltin bölümlerde doktora programlan açarakburayaahnacakaraştırma görev- Hlerüçin belirli koşullar ara\-acagız.Yurt- dışına doktora öğrencisi gönderirken aradığımız koşullann benzeıierini yur- tiçindeki bölümler için de arayarak ni- telikli öğretim elamanlan \ etiştireceğiz. Böyieceyurtiçindeki ünrvcrsiteierin lisan- süstü potansryeli de geüşecek." resmi geçitteAskeri eğitimde ve sportif antrenmanlarda "kaz yürüyüşü" denilen bir hareket vardır. Ayak bilekleri iki eile kavramr ve insanlar zorlanarak "kaz gibi" yürümeye çabalariar. Buradaki "kaz yürüyüşü" o değil, gerçeği... Ekvador'un başkenti Quito. yılbaşı kutlamalan kapsamında. önceki gün çok üginç bir gösteriye sahne oldu. Dünyanın Ugisini. koruma kapsamındaki önemli doğal yaşam alanı Calapagos Adalan'na çekmek isteyen çev reciler, kazlara geçit resmi yaptırdılar. \ üzlerce kazın yer aldığı yürüyüşü halk beğeniyle izledi. Quito'da yılbaşı kudamalan günler öncesinden başlıy^r ve kentte çok savıda şenÛk, gösteri ve boğa güreşleri düzenleniyor. (Fotoğraf: REUTERS) RADAR AGI KURULUYOR Seflere karşı uyarı sistemi • Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü, Türkiye'de sık sık yaşanan sel felaketlerini önlemek amacıyla 1998 yılında 10-13 adetlik erken uyan radar sistemi kuracak. Proje için 4.3 trilyon liralık kaynak avnldı. ANKARA (UBA)-Dev- let Meteoroloji Işleri Ge- nel Müdürlüğü, başta Is- tanbul ve Ankara olmak üzere Türkıye genelındeki tüm illerde sık sık yaşanan sel felaketlerine son ver- mek için kollan sıvadı. Edinılen bilgiye göre 1998 yılım teknolpji trans- fer, teknolpji ıyileştirme \ e modernizasyon yılı olarak ilan eden Meteoroloji Ge- nel Müdürlüğü, uzun yıllar- dır kaynak yetersizlıği ne- deniyle başlanamayan radar projesini 1998yıluıdabaş- latıyor. Genel Müdürlük. proje kapsamında Türkıye genelinde 10-13 adet radar istasyonu kurmayı planh- yor. Proje içın genel mü- dürlüğün 1998 yılı bütçe- sınde 4.3 tnlyon liralık kay- nak aynldı Meteroloji Iş- leri Genel Müdürlüğü yet- kilılen, projenin kurulma- sıyla ülkenın en ücra köşe- sıne düşecek yağış mikta- nnı önceden belırleme im- kânına ka\Tjşacaklannı bil- dirdiler Yetkililer. "Radar sistemi ik sel felakeUerine karşı daha erken ihbar ya- püarak can ve mal güven- liği sağlanacakür. Ayrtca projenin hizmete girmesiy- le ha\ a tahminlerinin doğ- ruluk derecesi de art- ünlacakür" dediler. M SAK USTUNDE Kelebekler palavracıdır Bir film ızledim. Mongolyen bir çocuk ve bir işadamının arkadaşlıklan anlatılıyor. Filmin bir yerinde "Kelebeklerpalavracı" dıye bir söz geçiyor. Aldı beni taa Japonya'ya götürdü. 1983 yılında Tokyo'da "Put Çocuk Tiyatrosu"nûa benim için özel bir oyun oynandı. Taiji Kawajiri oranın sahibidir. Istanbul'a geldiğinde evımde konuk oldu, karşılıklı çocuk tıyatrosu, kukla ve gölge tiyatrolan üzerine uzun çalışmalanmız oldu. Ben Tokyo'ya gittiğimde de tiyatrosunda özel bir gösteri yaptı. Bu gösteriye mongol, elli kadar çocuk gelmişti. Sahneye çıktım. Hepsi Türkçe olarak bana, "Merhaba Müjdat Gezen hoşgeldin" dediler. Bunu yaşamım boyunca unutamam. O film bana bunlan anımsattı. Kelebekler gerçekten palavracı, hemen ölup gidiyorlar. Gerçek olan insan. Yaşıyor, üretiyor, yarartı olmaya çalışıyor. Insanın insan olması kolay olmadı. llhan Ağabey bunu hep söyler. Gerçek de bu zaten. Anneannem Küçüktüm. Akşam üzeri yavaştan hava kararmaya başladı mı, gökyüzüne bakardım. Bulutlar yürürdü. Anneannem pencere önüne oturur benimle birlikte onlan seyrederdi. Sorardım: "Annane, bulutiar nereye gidiyor?" "Evlerine" derdi anneannem. Çocuk aklı işte. Sormazdım "Evleri varmı?" diye. Soru sormama alışkanlığı. Fazla soru sormak hem ayıp hem günah sayılırdı. Anneannem sürekli Kuran okur, namaz kılardı. "Bulutlar nereye gidiyor annane?" "Evlerine..." Peki evleri nerede? Bulutlann evi olur mu? Olursa nasıldır? Bulut canlı mıdır? Nasıl oluşmuştur?.. Yok, soru yok. Madem evlerine gidiyor denildi evlerine giderler o kadar... "Çok soruyorsun yahu... Yeter amma sordun be." Bu sözler çocukluğumuzun alışılmış kalıplan idi... Ne zaman ki soru soran, daha öteye gidip hesap soran bır kuşak sapasağlam yetişecek, o zaman korkmayın... Soru sormadan olmaz. Pencereden bakmak Artık buna zaman ayırabiliyorum. Kimi dostlanm beni "erken emekli olmak"\a suçluyorlar. Oysa şu kısacık dinlence bana öylesine iyi geliyor ki. Pencereden dışanyı seyredebiliyoaım. Buna vaktim var şu aralar. Çünkü kısa bir süre sonra yine çekimler ve oyun yönetmeler başlayacak. Çok yorulacağız. Artık genç de degiliz yani. Pencereden bakıyorum, bulutlara. Anneannem geliyor aklıma... Ne güzel... Aziz Nesin'e mektup Sevgili Aziz Ağabey... Sana uzun zamandır yazmıyorum. Nedeni malum. Ne yazacağım? Ülkenin durumunu sen zaten biliyorsun. Ama bu mektubumda seni ilgilendirecek bir iki konu bulacaksın. Birincisi, oğlun Ali, senin adına bir okul açmak için para toplamaya başladı. Onu umuyorum gerçekleştireceğiz. Ikıncısi; senin Sıvas olaylan duruşması sonuçlandı. 33 ıdam verildi. O gün neler yasadığını en iyi bilenlerdenım. Akşam seninle konuştuğumuzda hâlâ burnundan siyah kurumlar geldiğini söylemiştin. Ama gene de seni öldürmeye çalışanlann ölümüne razı olacağını sanmıyorum. Sen de ben de uzun yıllar idam cezalanna karşı çıkmış insanlar olarak bu karardan mutluluk duyamayız. TÎ hiçbir suç cezasız kalmamalı, ama idam kötü. İnsanlar bir y; sonucu insanlan öldürebiliyor, ama devletin insanlan öldürmj artık gerilerde kaldı. Sen yaşamda olsaydın bu cezayı istemezdin. Ben de istemiyorum. Seni öldurmek isteyenl yaşamalı ve anlamalı düşüncenin ne denli güçlü bir şey olduğunu... Seni özledim Aziz ağabey... Arada oğlun Ali ile konuşuyorum. Onun konuşmalarını sana benzetiyorum, ama bir önemli fark var. Ben sana "abi" derdim, o bana "abi" diyor. Pazarın fıkrası: Temel intihar etmeye karar vermiş. Ipi beline sıkıca bağlamış, diğer ucunu da atmış ağacın dalına. Recep sormuş: - Neden ipi boğazına bağlamadın? - O zaman nefes alamayrum, demiş Temel. Kumar 2 Kumar konusunda bundan önce bir kez daha yazmıştım. Bu ikinci yazım. Nefret ediyorum. Kumar insana yalan söyletiyor. Benim çok yakın arkadaşlanmın içinde kumar oynayanlar var. Yalan söylediklerini saptadım. Kimseye yakıştıramıyorum. Ne aptalca bir tutku. Salak salak oralara gidip, salt kazanmayı planlamış bir makineye teslim olmanın neresinde akıl var... Çok ayıplıyorum kumarbazlan ve hkj saygı duymuyorum. Eğer arkadaşlanm da bunu sürdürürierse onlara da saygım azalacak. Deniz Baykal, Moon Tarikatı'nın davetlisi olarak ABD'ye gitmişti ya Bence bu geziyi din değiştirmek amacıyla yaptı. Ya da burada bu tarikatın sözcülüğünü başkalannın elinden alıp kendisi yüklenecek. Belki de Moon, Baykal'ı iktidara gelmesi için dışandan destekliyor. Bunlann hepsi olası. Ama en akla yakını, Baykal Baykal Moon Müslüman bir Moon tarikatı kurup yeni bir TV kanalı açarak CHP-MOON-ISLAM sentezi üzerine bir girişim içerisinde. En akla yakın olanı bu... (Milletin işi gücü yok, attıkça atıyor. Trende çok güzel bir kız ve karşısında bir delikanlı ile bir yaşlı adam oturuyor. Tren tünele girdiğinde bir öpücük sesi ve bir tokat sesi duyuluyor. ihtiyar düşünüyor - Delikanlı kızı karanlıkta öptü, tokadı da yedi. Delikanlı düşünüyor - Yaşına başına bakmadan kızı öptü, tokadı yedi. Genç kız ise kendi kendine gülümsüyor ve, - Ağzımla bir öpücük sesi yaptım, elimle de tokat sesi, kim bilir bu ikisi şimdi neler düşünüyordur?..) 1982 yılında bir yayınevi kurmuştum. Hem Çetin Attan gibi ünlü yazariann hem de genç yazariann kitaplannı ba- sacaktım. Çetin Ağabey, "Ben sana iyi bir genç yazaröneriyorum, bas kitabını" dedi. Bastk. Odül aldı. Önerdiği genç yazar oğlu Ahmet Attan'dı ve bu onun ilk kitabı idi. Ahmet, yedeksubay olarak Kıbns'a gitti. Izne geldikçe görüştük. Onda hep dürüst, açık sözlü, yaratıcı bir zekâ bulmuşum- dur. İlk romanından son romanına hep tırmanan TOBAV'ın Kültür Bakanlığı ile el ele Mersin'de yaptığı kurultayın henüz sonuç bildirgesi elimize ulaşmadı. Ama gözlemci arkadaşlann söylediklerine göre çok olumlu bır buluşma olmuş. Türk tiyatrosunun hemen tüm genel sorunlan tartışılıp görüşülmüş bu buluşmada. TOBAV'ı bu olumlu çabasından dolayı Portre birgrafikazyazardabulunur.AhrnetAJ- tan bunu başarmış ender yazarlardan- dır. Sık görüşmemekte birtikte ne za- man telefonlaşsak veya yüz yüze gelsek, hep karşıtıklı bir sevgi iletjşimi sezinterim. Kitaplannı okuyup kutlama teiefonu açtjğımda. uzunca ko- nuşuaız. Hemen babası gelir gündeme. Çetin Ağabey'in anekdotlarını anımsar güleriz. Ahmet AJtan, az yetişen ve kısa sürede kulağı geçecek nitefikte bir yazardır. kutluyorum. Türk tiyatrosuna genç, yeni, dinamik yazariar kazandınlması konusunda da her tiyatrosever kurum ve kuruluşa görevler düşüyor. Bakırköy Belediyesi bu işi artık kurumsallaştırdı. Başka kurumlardan da bekliyoruz. Türk tiyatrosu, yazan yüreklendirildikçe güçlenecek. Beni güldürenler Yıllar önce ünlü kabadayılardan Kürt Idris ile Egemen Bostancı Tarabya'da bir gazino açmışlardı: Villa Zarif. Burada çalışan genç komedyen biraz hastalık hastası ve evhamlı okjuğundan, arkadaşlan da bunu bildiğinden her gece komedyene, "Yahu bu gece senin neyin var. Rahatsız mısın?" gibi şakaiar yaparlardı. Komedyen bir süre sonra program yapamaz oldu. Hep kendini hasta sanıyordu. Bunu fark eden Kürt Idris, "Çocukla uğraşmayın, sizin şakalannız yüzünden kendini hasta sanıp program yapamıyor, bundan sonra odasına kimse girmeyecek" deyip, kapısının önüne de bir iri yapılı delikanlı koydu. O delikanlı bir şeyin farkında değil, sadece komedyenin odasına arkadaşlannın girmesini engelliyor. Ama bir ara kendi girip komedyene, "Bir şey ister misin? Ne o yoksa hasta mısın?" diye soruyor... O genç komedyen benmişim. Bu olayı anımsamıyorum, ama o günlerde gazinonun assolisti olan Emei Sayın'ın o zamanki eşi Ismet Kasapoğlu, Savaş'a anlatmış ve, "Hâlâ evhamlı mı?" diye sormuş benim için.. Çok şükür artık hastalık hastalığım kalmadı, çünkü yaş kemale erdiğinden gerçekten hastalanıyorum. Çiçu Aziz Nesin'in ünlü oyunu Çiçu, Kıbns'a tumeye gidiyor. Bursa Ahmet Vefik Paşa Tıyatrosu Mudürü Emin Gümüşkaya'nın bildirdiğıne göre oyun Girne ve Lefkoşa'da oynanacak. Okuyun: Ağır Roman (Yeni baskısı çıktı) Izleyin: Ağır Roman Sevin: Türk sineması. Mektuplarınızı Ziverbey Durağı, Kadıköy Istanbul adresine yazabilirsiniz. Moda Iskelesi Bu nefis yapı terk edılmiş durumda öylece duruyor. Oysa Kadıköy Belediyesi buraya talip olmuştu. Bu nefis yapı sanatevi olabilir, bir lokal olabilir, her şey olabilir. Neden terk edılmiş bir durumda?.. Hıçbır ilgili bununla ilgilenmeyecek mi? Hayır ilgilenmeyecek. Çünkü bin yıllık bir laf vardır ya: Bizde ilgililer bilgisız, bilgililer ilgisizdir. Çocuklar için: Bir arkadaşımın küçücük bır oğlu var. Adı Banş. Annesi mutfakta sogan doğrarken, soğan gözlerini yaktığı için yaşlar akmaya başlamış. Bunu gören Banş, annesıne sormuş: - Anne niye ağlıyorsun? - Görmüyor musun oğlum, soğan doğruyorum. Banş biraz düşünmüş ve, - O zaman patateslerin ne günahı var, onlan doğrarken neden ağlamıyorsun, demiş. Yargıç Sıvas davasına bakan yargıç, ka- rar öncesi, kale- mini kırmadan salondakileri uyardı. Keşke uyarmasaydı. Ne talihsizbirkonuş- maydı o. "Burası tiyatro salonu de- ğil... Taşkınlık, ba- ğınp çağımna ıs- temem, dışan çıkartınm..." Yani tiyatro salonlannda böy- le bir şey olabilir. Hayatında hiç tiyatroya gitmemiş mi bu yargıç?.. Ben şimdi desem ki: "Burası mahkeme sa- lonu değil, terbiyesizlik, rüşvet, adaletsızlik istemem." Pazarlık ve duvarlık sözler Tanrı bizi kendimizden korusun. Biz bu filmi görmüştük Kendim de oyuncu olduğumdan uzun uzadıya düşündüm: Bu yazıyı yazayun mı yazmayayım mı? Yazmaya karar verdim, ne kendimden ne kimseden saklayacak bir şeyim yok, rahatsızlığım da yok. Ama biz bu filmi daha önce görmüştük. Benim film çektiğim yıllarda, gene şarkıcılar, türkücüler filmler yapmaya başladılar. Öylesine birbirinin aynı, bırbirinin tekran basit şeyler yaptılar ki bir gün bir baktık Türk sineması bitivermiş. Şimdi aynı şey televızyonlarda başladı. Şarkıcılar, türkücüler dizi film yapıyorlar televizyon kanallarına. Oyunculuklannı izliyorum. Bir gün birdenbire bitiverecek bu furya. Çünkü inanılmaz derecede kötü oynuyorlar. Ama diyeceksiniz ki: Böyle başa böyle tarak. O da doğru. Bana gelenler: işçi Partisi, Hasan M Yücei anısına bır kurultay duzenliyor. Adı "Devnmci Cumhuriyet İçin Eğitim Kurultayı." • Denizli Vatan, Hatay Güney Rüzgârı dergileri geldı. Teşekkürler. • Çalı Kültür Sanat Dergisi bu sayısını Oğuz Tansel'e ayırmış.* Köşedekı Aydınhk / Erdoğan Gökçe - Habis'in Serüvenleri / Sulhi Dölek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear