Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
27 ARALIK 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
Tolkı
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizlı
Y
Y
PB
Y
Y
Y
Y
PB
15
12
13
16
16
14
16
13
Sinop
Sarnsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
9
11
12
11
8
7
5
3
Adana PB 17
Zortguldak PB 9 Antalya PB 17 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkârı
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
16
8
11
7
6
2
0
PB -3
Yurdun batı kesim-
leri çok bulutlu, Mar-
mara'nın batısı ile
Ege kıyılan yağmur
ve yer yer sağanak , ,
yağışlı, öteki yerfer Stockholm
İVRİIİ»
K -2
K 1
K 0
az bulutlu ve açık Londra PB 8
geçecek. Hava sı- Amsterdam
caklığıbirazartacak. Brüksel
Yurdun ıç ve doğu Pans
kesımlerinde sts gö- Bonn
rülecek.
JTO
9
Münıh Y 10 Milano
Berfin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
9
6
7
9
12
10
15
18
Y 12
Moskova K
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tlflis
Kahire
Y
K
Y
PB
Y
PB
Y
5
-10
4
7
5
9
20
Şam PB 13
f^\ Parçah buıutlu : Sıslı BJ utlu ^ Çok bulutlu ı Yağmurtu Kariı Sutu kar t GöK gürüttülü
G Ü N C E L CÜNEYTARCAYTJREK
H Baştarafi 1. Sayfada
Cumhurbaşkanı Demirel, son konuşmalannda demokra-
tik rejim dışında kimi hevesfere kapılınmamasını yineliyor.
Oysa, Cumhurbaşkanı'nın bu vurgulamayı gerekli gördüğü
son günlerde, Şaibe Hanım+RP ve Amerikan basını dışında,
demokratık rejimimızle ilgili olumsuz yakıştırmalar duyulma-
mıştı.
VVall Street Joumal, demokratik rejimimiz üzerinde suçla-
maya yakın çok ağır irdelemeler yapıyor. "Ordunun kapalı ka-
pılarardında RP'nin kapatılmasınıdesteklediğini"be\\rtiyorve
"Ama laık generallerin bır sorunu var Islamcı bir hükümeti
devirmek için haziranda püskürttükieri sis artık dağılıyor" di-
ye yazıyor.
Gazete, ABD yönetimine yakın bir gazete. ABD Dışişleri Ba-
kanı Albright'ın Başbakan Yıimaz'a, -sanki yargı hükümetin
emrindeymiş gibı- "RP'nin kapatılmasına karşı olduklannı"
söyfemesinden sonra VVall Street'te böyle bir yazı çıkıyor.
Üstelik yazınm, RP'n/n köktendinci gazeteler ve parö söz-
cüleri aracıhğıyla yaydığı pek çok savı içerdiği görülüyor
istanbul Üniversitesi'ndeki toplantıda biröğrenci, Cumhur-
başkanı'na "Askerierdemokrasiönünde bjrengetmidir" so-
rusunu yöneltiyor.
Demirel, "Asker, demokrasinin askeri" diye karşdryor.
Bir yazı, bır soru çok şey rfade ediyor. Genç beyinlere ve si-
lahlannı bize yönettmeye hazır Batı çevrelerine işlenen görüş-
ler ve bilgiler dikkat çekici, değil mi?
Şimdi gelelim rejim tartışmalanyla bağlanülı başka bir ola-
yın sorriLrt sonuçlanna:
Cumhurbaşkanı Demirel, Birieşik Arap Emırlikleri gezisin-
den dönerken uçakta, gazetecı soruyor:
"28 Şubat sürecı bitti mi?"
Çankaya'nın yanıtı çok açık: " "
"Ne sürecı? Öyle bir süreçyok. 18 Haziran var."
Demokratik rejime gölge düşmesinı istemeyen bir Cumhur-
başkanı nın başka içerikte yanıt vermesi elbette olanaksız.
Bu, ne bu?
Defnirel'in yanıtından çıkan yorum; Cumhurbaşkanı, 28 Şu-
bat MGK kararlanyla patlayan siyasal olaylann Takkeli Erba-
kan'ın 18 Haziran'da ıstıfasıyla kapandığına işaret ediyor.
Bir başka yorum; Cumhurbaşkanı'nın, 28 Şubat bunalımı-
nın rejime "herhangıbır müdahale"olmadan demokratikyol-
lardan çözümlendığine inandığını gosteriyor.
Elbette bütün bu yorumlar, inanışiar ve rejıme gölge düş-
mesinı engellemeye uğraş veren irdelemeler, askerierle de-
mokratik düzenı iç içe gostermeye yönelen çabalara karşı çık-
mayı amaçlıyor.
Ne var ki; suyu bulandıranlar kimlerdir, asıl bu soruya yanıt
bulmak gerekiyor. Başta Şaibe Hanım geliyor. Hemen her gün
ara rejimden söz ediyor. Askerleri karalayan, rejimi avuçlan-
na aldıklannı iddıa eden konuşmalar yapıyor.
Şaibe ile işbirliği içinde olan Refah'çılar, içerde ve dışarda
"rejıme müdahale edildığini" fısıldayıp duruyorfar.
VVall Street Journal, VVashington Post ve New York Tımes
gibi ünlü Amerikan gazetelerindeki yayınlan Şaibe ile Refah'çı
çevreier besliyor.
Şunlar yetmiyormuş gibi; yaraya-tuz- dökmeyi istercesine
birdavranış, 55. hükümetın kuruluşunu "demokrasinin zafe-
ri" diye ilan eden Başbakan'dan geliyor. Yılmaz, bakanlıklara
gönderdiği, gün boyu yalanlanmayan "çok gizli bir genelge-
de" bakınız, ne diyor
"28 Şubat kararlanyla ilgili önlemlerin ahnmasında yeterti
başan göstenlemedıği ve sadece kesıntisiz eğitim yasasının
çıkanldığı... 28 Şubat kararlannın (özellikle irticai faaliyetleri
önleme bölümünün) uygulanmasında yeterti ılerteme sağla-
namadığı için" Başbakanlık bünyesinde 28 Şubat MGK ka-
rarlannı "Takıp Kurulu" oluşturuluyor.
Yani? Başbakan'a göre "28 Şubat süreci" devam ediyor.
28 Şubat kararlannın kaynağı kabul ettiği Batı Çalışma Gru-
bu'nun hükümet olalı beri kaldınlmasını ısteyen Mesut Yılmaz,
28 Şubat kararlarını izlemek için "Takip Bürosu" kuruyor.
Üstüne üstlük bu son zikzak devletin tepe noktalanyla ters
düşüyor.
Peki ama, rejime ne kazandınyor?
Ortadirek bütçesi yama tutmuyor
• Baştarafi 1. Sayfada
yi ancak karşılayabilecek. Tem-
muz- kasım dönemjnde yaşanan
enflasyon nedeniyle memur ve
emekli aylıklannın yüzde 29'u,
asgari ücretin de yüzde 24'ü kay-
boldu. Hükümetin, aralık ayında
gerçekleştirdiği veyeni yılda sür-
düreceği zamlarla çalışanlann
kaybının büyûk boyutlara ulaş-
ması bekleniyor.
55. hükümetin temmuz ayın-
da memur ve emekli ayhklanna
yaptığı yüzde 35'lik zamla en
yüksek memur maaşı alan 1. de-
recenin 4. kademesindeki bir va-
linin eline geçen para. 152 mil-
yon 423 bin lıradan 205 milyon
771 bin liraya çıktı. Ancak aynı
ay yaşanan yüzde 6.3 'lûk enflas-
yonla en yüksek memurmaaşının
reel gücü 1 milyon 258 bin Iira-
lık değer yitirdi. En yüksek me-
mur maaşı, yüzde 6.2'lik enflas-
yonun yaşandığı ağustos ayında.
yüzde 7.3'lûk enflasyonun ger-
çekleştiği eylül ayında, yüzde
8.3'lük enflasyonun yaşandığı
ekim ayında ve yüzde 6.6'lık enf-
Jasyonun yaşandığı kasım ayında
da erimeye devam ederek, top-
lam 58 milyon 410 bin liralık de-
ğer kaybetti. Ahm gücü kasım
ayında 146 milyon 591 bin liraya
kadar inen en yüksek memur ma-
aşının, temmuz ayında veriJen
yüzde 35'lik zamla gelen 53 mil-
yon liralık değeri yok olduğu gi-
bi, temmuzöncesi zamsız maaşın
da 5.5 milyon lirası kayboldu.
En yüksek memur aylığında,
hükümetin ocak ayında vereceği
yüzde 30'lukartışla 63 milyon li-
ra yükselme olacak. Böylece en
yüksek memur ayhğının, 5 ay
içindeki 58 milyon liralık değer
yitimi kapatıldıktan sonra Aralık
1997 ve 1998'in ilk 6 ayındaki
enflasyona karşı yaJnızca 5 mil-
yon liralık koruması kalacak.
En düşük memur maaşını alan
15. derecenin 1. kademesindeki
bir hizmetli yüzde 35'lik temmuz
ayı zammıyla 36 milyon 731 bin
lira almaya başladı. Ancak yaşa-
nan 5 aylık enflasyon karşısında.
en düşük memur maaşı da toplam
10 milyon 156 bin liralık değer
yitirdi. Böylece reel olarak 25
milyon 844 bin lira düzeyine i-
nen en düşük memur tnaaşının
neti, brüt asgari ücretin de geri-
sine düştü.
Emekli aylıkian da, memur
maaşlannda oldugu gibi tem-
muz-kasım döneminde yüzde
29'luk değer kaybına uğradı.
Temmuz ayında 142 milyon 588
bin lira olan en yüksek emekli ay-
lıgı, yaşanan 5 aylık enflasyon
karşısında toplam 40 milyon 625
bin liralık değerini kaybederek,
kasım ayı itibanyla reel olarak
101 milyon 962 bin liraya kadar
düştü. En düşük emekli aylığını
alan hizmetli ve memurlar ise,
temmuz ayında ceplerine giren
40 milyon 146 bin liranın kasım
ayı itibanyla 11 milyon 553 bin
lirasını enflasyon karşısında reel
olarak yitirdiler. En düşük emek-
li ayhğının temmuz ayında 100
kabul edilen reel ahm gücü kasım
ayında 71'edüştü.
Kamu kesiminde çalışan işçi-
ler adına imzalanan ve ilk 6 ay-
dan sonra aylık enflasyon oranın-
da artış anlamına gelen eşel-mo-
bil sistemi öngören toplusözleş-
melerie en düşük brüt çıplak üc-
ret 39 milyon 945 bin lira, orta-
lama brüt çıplak ücret 68 milyon
lira, en yüksek brüt çıplak ücret
de 87 milyon 680 bin lira oldu.
Toplusözleşmeleri 1 Ocak
1997'den itibaren yürürlüğe gi-
ren kamu işçileri için temmuz
ayında haziran ayı enflasyonu
oranında artış verilerek eşel- mo-
bil sistemi uygulamaya konuldu.
Ancak yüzde 5.9'luk ocak ayı,
yüzde 5.7'lik şubat ayı, yüzde
5.4'lük mart ayı, yüzde 6.6'lık ni-
san ayı, yüzde 4.7'lik mayıs ayı
enflasyonlan yok sayılarak, tem-
muz ayında yalnızca yüzde
2.9'luk haziran ayı enflasyonu
ücretlere yansıtılarak, ücret dü-
zeyindeki 5 aylık erime gideril-
medi.
Ağustos ayından itibaren yü-
rürlüğe giren asgari ücret ise 4 ay
içinde 5 milyon 503 bin liralık
deger yitimine uğradı. Bu yılın
temmuz-kasım döneminde yaşa-
nan yüksek enflasyon karşısında
neti 22 milyon 943 bin lira olan
asgari ücretin reel düzeyi 17 mil-
yon 439 bin liraya kadar düştü.
Asgari ücrette gelecek yılın ağus-
tos ayına kadar herhangi bir artış
olmayacağına dikkat çekılirken,
erimenin büyük boyutlara ulasa-
bileceği belirtildi.
ABD'yle
flörtün faturası
Yeşilçam'a
B Baştarafi 1. Sayfada
Yeşilcam'ın >ıldızlan her zaman oldugu gibi yi-
ne sorunlanna sahip çıkmayarak yürüyüşte arka-
daşlannı yalruz bıraİrtılar. Protestoyu izleyen kame-
raman ve gazeteci sayısı sinemacılannkinden faz-
Iaydı.
Filnı yapımcısı Sabahartin Çetin, Taksım Atatürk
Anıtı önünde yaptığı konuşmada, bu yıl Türk sine-
masının Eşkıva. Ağır Roman gibi örneklerle Ame-
Yîkan sinemasını gölgede bırâkan başdnlar'kazwı-A
dığını belirterek, Avrupa Birliği 'yle ilişkileri zayıf-~
latan hükümetin Amerika'yla flört adına yerli fibn-
lerden alınmayan rüsumu yüzde 10'a yükselttiği-
ni, yabancı film rüsumlarını da yüzde 25'ten yüz-
de 10'a indirdiğini iddia etti. Çetin, 9 Aralık 1997
tarihli rüsum kararnamesinın en kısa sürede iptal
ediimesini, beş yıl daha rüsumsuz yerli film göste-
rilmesini ve yabancı filmlerden alınan rüsumun bir
fonda toplanarak Türk sinemasına aktanlmasını is-
tediklerini belirtti.
Türkiye sinema piyasasının yüzde 81'ini elinde
tutan Hollyvvood filmleri, ABD'nin dünya ihraca-
tının üçüncü büyük kalemi olarak ülke ekonomisi-
ne dev bir katkı sağlıyor. Bundan dolayı ABD yö-
netimi Hollyvrood'un çıkarlannı korumaya özel il-
gi gosteriyor.
'RP'nin kapatilmasıANAP'ı etkiler'
DURDANE K. KIRÇUVAL
ANKARA-Anayasa Mahkemesi'ndeRP
üe ilgili kapatılma davasında karar aşama-
sma gelinirken siyasette de yeniden yapılan-
ma için hareket başladı. ANAP, 1998 yılı O-
cak ayının ilk yansında yetkili kurullannı
toplayarak kendisine yeni bir yön çizmeye
hazırlanıyor. Başbakan Mesut Ydmaz,
"RPnin kapaülması en çok ANAP'ı etki-
ler'' dedı.
Anayasa Mahkemesi'nin RP'yi kapatma
yönünde karar vermesi durumunda Türk si-
yaseti 1998 yılına büyük bir dalgalanmayla
girecek. RP'nin yeni birpartidetoparlanma-
sı beklenirken merkez sağ partiler RP'den
aynlan tabanı yakalamaya çalışacak.
1998 yıh bütçesinin TBMM Genel Kuru-
•lu-'nda kabul edılmesinin ^rdından ANfW
grubunu toplayan Yılmaz, RP'nin kapatil-
ması davasına defindi. Yılmaz, "Anayasa
Mahkemesi'nin karan neolursa olsun Türk
sh aseti bundan etkilenecek. En çoketkilene-
cek parti ise AJNAP olacak" dedi. Türkı-
ye'nin gelecek yüzyılı etkileyecek böyle bir
durumda yeni bir değerlendirmeye gereksi-
nim olacağını belirten Yılmaz, ilk değer-
lendirmeyi 9 Ocak'ta yapacaklan MKYK
toplantısında gerçekleştireceklerini bildir-
di. Yılmaz daha sonra 12 Ocak'ta ANAP
grubunu toplayacaklannı bildirdi. Yılmaz,
iftardan sahura kadar sürecek bu toplantıda
yıne RP ile ilgili gelişme ve ANAP'ın izle-
yeceği politikanın değerlendirilecefini söy-
ledi.
Yılmaz, partisinin önceki geceki grup
toplantısında CHP lideri Deniz Baykal'ın
Güney Kore'deki gibi cesur kararlar alın-
ması önerisinı de değerlendirdi. Baykal'ın
bütün siyasi modelinin hükümetin başansız-
lıği üzerine kurulu olduğunu sa\aınan Yıl-
maz. "Siyasi mülahazalan da göze alarak
Baykal'ın Kore örneginde oldugu gibi cesur
kararlar alıp seçimi kay betnıek islemiyo-
rum. Mart ayından itibaren ekonomidecid-
IMF ile orta yol bulunacakür" dedı.
ANAP'lı üst düzey bir yetkili de RP'nin
kapatilması durumunda kendilerine yakın
olan bazı milletvekillerini kazanmak için
neler yapabileceklerini ve son seçimlerde
RP'ye kaçan tepki oylannı yeniden çeke-
bilmek için alınması gereken önlemleri sap-
tayacaklannı söyledi.
Matematîkçi Cahit Arf öldü
ICÖÇEYtBU
O TARKAN
OHAZAL
3 YAŞAR
GAGA
mi
HE* ÇARŞAMBA, BÜTÜN B
B Baştarafi 1. Sayfada
pergel yardımıyla çözülebileceğini sapta-
yan Arf, -Arf Değismezliği" ve "Arf Hal-
kalan" teorilerine imza attı.
1910 yıhnda Selanik'te doğan Cahit Arf,
tzmirLisesi 'ni, Paris St. Louis Lisesi 'ni bi-
tirdikten sonra yüksek tahsilini Fransa'da
Yüksek ÖğretmenOkulu'ndayaptı. 1938
yılında Almanya'daki Göttingen Universi-
tesi'nde "sayılar kuramı" üzerine doktora
yaptı. 1943'teprofesör, 1955'teordinaryüs
oldu. 1964-1965 yıllan arasında Prince-
ton'daki Yüksek Araştırma Enstitüsü'nde
araştırmacı, Kaliforniya Üniversitesi'nde
konuk öğretim üyesi oldu. 1967-1980 yıl-
lan arasında da Ortadoğu Teknik Üniver-
sitesi (ODTÜ) matematik bölümünde gö-
rev yapan .Arf, uzun yıllar TÜBÎTAK'ta
Bilım Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.
1948'de Inönü Armağanı 'na, 1975 yıhnda
TÜBİTAK Ödülü'ne değer görüldü.
1980'de tstanbul Teknik Üniversitesi ve
Karadeniz Teknik Üniversitesi, 1981 'de de
ODTÜ onur doktoralannı aldı.
Matematiğı "gûzel sanatlardan" biri
olarak gören Arf, bu bilim dahnı şöyle
açıklıyordu: "Matematiğiıı de müzik gibi
kompozitörleri, >1rtüözJeri vardır. Kompo-
zitörler teorileri kuranlar; \irtüözler dete-
oriJeri sö>k-diğim manada anlavarak, his-
sederek ifadc edebilenler. hissettirebilen-
lerdir."
Cahit Arf "in cenazesi, pazartesi günü
tstanbul Levent Camii'nde kıhnacak cena-
ze namazının ardından Zincirlikuyu Me-
zarhğı'nda toprağa verilecek.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
öyle.
1998, yaşamımızın kalan diliminin ilk yılı.
Yeni yıl, siyasi yaşam için de bir dizi yeni geliş-
meye gebe. Refah Partisi'yle ilgili kararın getirip gö-
türeceklerini önümüzdeki haftaya bırakıp, hükü-
mete geçelim.
Başbakan Mesut Ytlmaz'la Başbakan Yardım-
cısı Bülent Ecevit yeni yıla yeni umutlarta girme-
ye hazırlanıyor. Son dönemde hükümetin içerden
ve dışardan görünümü farklı yorumlara neden ola-
cak biçimde değişikliklere uğradı.
Yılmaz'la Ecevit 1998'in ilkgünlerinde uzuuun bir
görüşme yapacaklar. Masaya her şey yatırılacak.
Kimi şeyler zaten yatık olduğu için bunda fazla
zorluk çekilmeyecek ama, masadan kaldırmak na-
sıl o/ur, öngörmek zor.
Hükümetin dışarıdan görünümünü olabildiğince
tarafsız bir gözle aktarmaya çalışalım.
ANAP'tan başlarsak... 55. hükümet atandığında
ANAP'iı bakanlann bir bölümü hemen tanıdık çık-
rrtıştı. Özal'ın çevresindekiler şimdi Yılmaz'laydı.
Özal'dan sonra daha farklı bir görünüm çizmeye
çalışan Yılmaz'ın eski-yeni koalisyonu yaptığı dik-
kati çekiyordu.
ANAP'taki bu görünüm devam ediyor. Daha
doğru bir tanımla bugün ANAP'ın en az iki parça
olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomiden sorunlu Dev-
let Bakanı Güneş Taner'e yönelik rahatsızlıkta bu-
nu gözlemek olası.
Yılmaz'ın tüm merkez sağı kucaklayamaması,
DYP'nin Çiller'i aşamaması siyaset yelpazesinin
sağını sığlaştırdı.
DSP kanadında da ANAP'ın kendi içindeki ikili
tutumunun yansıması var. Ekonomide ve dış poli-
tikadaki gidiş DSP'yi rahatsız ediyor. Özellikle IMF
ile görüşmelerde Taner'in hükümete bilgi vermeyi
gerek görmeden hareket etmesi ilişkileri geriyor.
Dış politikada ise iki değişik hat oluşuyor. Biri De-
mîrel-Yılmaz-Cem hattı, öteki de Ecevit-Şükrö
Sına Gürel hattı. Bu iki hat uyumsuz ya da birbi-
rine zıt demiyoruz ama, böyle bir oluşum dikkati
çekiyor.
DTP kanadı da ANAP'taki parçalı görüntüden
farksız değil. Yılmaz'ın kimi tavırlan Cindoruk'un
cinlerini doruğa çıkartıyor. Aynntıya girip yazıyı de-
dikoduya boğmayalım.
DTP kurulduktan hemen sonra iktidar ortağı ol-
mak gibi bir şansa ya da şanssızlığa erişti. Grubu
kurup hükümete girdi ama, o günden beri ne uzu-
yor ne kısalıyor. Arada kısalma eğilimine karşı
RP'den yeşil sargı hazır tutulmaya çalışılıyor.
Cindoruk, biraz iyimser biraz gülümser. Çiller'in
artık bittiğini düşünüyer ama, btzim »yaset topra-
ğımız ilginçtir. Tam bitti dediğiniz kişi öyle bir biti-
verir ki, dal budak salar. Yoksa siyaset bu kadar
yoğun dallanır mıydı?
Bizim Meclis ne atar?
Hükümetin genel görünümü böyle. Bu kadar
parçalı hükümet bir de azınlık olunca, kendisini ne
ölçüde kalıcı hisseder?
Sorunun yanıtı salt hükümetin durumuna baka-
rak verilemez. Kendi gelecekleri konusunda son
derece hassas olan milletvekillerj, bir hükümeti bi-
tirirken mutlaka şu soruyu da sorarlar
- Yerine yenisi kurulabilir mi?
54. hükümetin gidişiyle yenisinin gelişi arasında-
ki gel-gitleri dikkate alırsak vekillerimizin bu konu-
daki becerisi daha iyi anlaşılır. Kimi milletvekili ve
bakanlar yeni hükümetin gelmekte olduğunu gö-
rüp hemen istifayı basmamış mıydı?
Yeni seçimde Meclis'i dolduran adların yüzde
70'inin değişeceği hesaplanıyor.
Bunun altına kim imza atar?
Bizimkiler atsa atsa desteksiz atar...
Siyasi tarihimizde TBMM, kendi karanyla ken-
disini üç yılda yenilemedi. Yılmaz'ın da acelesi ol-
madığını düşünürsek, 1998'de "olmadı baştan"
demeçlerine hazırlıklı olmak gerekiyor.
Bütün bu değerlendirmeler "mevsim normalle-
rine" göre. Atmosferde zaman zaman garip şey-
ler olabiliyor. Anı hava değişiklikleri olasılığını da
yok sayamayız.
31 Aralık'tan geçerli olacak
Gazete kâğıdına
yüzde 13 zatn
İstanbul Haber Servisi -
SEKA, 31 Aralık'fan ge-
çerli olmak üzere gazete
kâğıdı fiyatına yüzde 13
oranında zam yaptı. SE-
KA'nın Temmuz 1997'den
bu yana kâğıda yaptığı zam
oranı böylece yüzde 27'ye
ulaştı.
Siyasal iktidar sözcüle-
rinin "6 ay zam yapılmava-
cağua" yönelik açıklama-
lan, THY ve PTT'den son-
ra SEKA'da da bozuldu.
SEKA'dan dün yapılan ya-
zılı açıklamaya göre, gaze-
te kâğıdı fiyatı 31 Aralık
1997 itibanyla kilogramı
76bin762.51iradan87bin
875 liraya yükseldi. SEKA
daha önce 29 Temmuz
1997 tarihinde kilogramı
51 bin 985 lira olan kâğıdın
fiyatuıı 64 bin 102.5 liraya,
eylül ayında ise 76 bin 762.
5 liraya yükseltmişti.
Hükümette güven
• Baştarafi 1. Sayfada
nu değil" diye konuştu.
Ecevit, Devlet Bakanı
HüsamettinÖzkan ve Cin-
doruk, dün Başbakanlık bi-
nasında topiantı yaptı.
Cindoruk, DTP Genel
Idare Kurulu (GİK) toplan-
rısı öncesinde gazetecilerin
sorulan üzerine, hüküme-
tin farklı bir hükümet ol-
masını, bu farkın da fark
ediimesini istediklerini
söyledi. Cindoruk, "Hükü-
mete yönelik çeşith' elestiri-
lerimiz oldu. Biz bunlan
buza yazmadık, tarihin si-
yasi siciline yazdık1
' dedi.
Mılli Güvenlik Siyaset
Belgesi ve Kriz Merke-
zi'ne yönelik bir soru üze-
rine de Cindoruk, "Paıia-
mento'da boşluk bırakılır-
sa bunu hükümet doMurur.
hükümet boşluk bıralarsa
başka kunımlar doldurur.
Kriz varsa, bu krizin kay-
nağını pariamento çözemi-
yorsa kriz masalan kuru-
lur" diye konuştu.