25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Almanların önerüikleri Özelleştırme tdaresı ıleAlman Frederıch hauman Vakfı nınge- çen gunlerdegerçekleştırdıklerı "Türkiye 'de OzeUeşürmenın Gö- rünümü " başlıklı konferanstan ahnnlar yapalım ıstedık Once Almanlann goruşlennı \erelım Hanst Rehlerger: Bız Turkı- ye'de lıberal duşüncelerı \a\ıp dahafazlahurrnet dahaazde\- let müdahalesı daha fazla va- tandaş sorumluluğunu savuna- cağız Christoph Urban: KİT len hız- la ozelleştırm Bunuyapamıyor- sanızyenıdenyapılandınn bunu da yapamıvorsanız kapatın Sıra Turklerın göruşlerınde Ayşe Dönmezer (Hazıne tem- silcisi): KİT'lerde ışçı sayısı 506 bınden 403 bmeırtdı 84 4 tnlyon lıra zarar eden KİT ler 1997de 402 tnlyon kâra geçtt 1998 kar beklentısı 921 trılvon lıradır Selim Sanibrahimoğlu (Hu- kukçu): Ştmdtye kadarçıkan özel- leştırme \asalan eksıktır Ana- yasa Mahkemesı kararına u\a- rakyasa çıkanlmalıdır Imtıvaz- lar, özelleştırme ıçın engeldır Ihaleler yasalara gore \apılma- lıdır ÖzetleAlmanlar ülkemızde lıberal düşuncelerı yaydıklarını soyluvor gerektrse KÎT'lerı kapat- mamızı önenyorlar Buna karşı- lık Hazıne temsılası \e hukuk- çular, KlT'lerın kârettığım özel- leştırmelerın \e ıhalelerın vasa- lara aykın olduğunu vurguluyor Dıyeceklenmızı Özelleştırme tdaresı Başkanı Uğur Bayar ın konuşmasuıdan bır bolum ile bağ- la\alım "Türkiye'de özelleştırmeden çok, özeUeştirme ûzenne toplan- ü yapûdu Bundan dolayı mah- cubuz." Yorum okurumuzun ISIK KANSU Bilimde emeklilik olmazProf Dr Atalay Yorükoğlu denınce, ak- hmıza hemen "çocuk" duşer Çocuk da duşlerden oluşan mercan adalannı çağrış- tırır Atalay hocanın onuruna duzenlenen top- lantıda, H U Tıp Fakultesı ÇocukRuh Sağ- lığı \e Hastahkları bolumunden oğrencısı Dr Fatih Cnal iorukoğlu nu tanımlarken bır ımgesel anahtar sozcük kullandı "Büyü." Lnal'agöre Yorükoğlu çocuklarla "bü- yülü bir ıletişim " kuruverıyordu 5-10 da- kıkada hazıne kutusu açıhyor ıçınden o gız doiu dünya ışınlany la ınsanın vuzune \an- sıyordu Çocuk, bılmçaltında ozenlesakla- dığı gonulçıngırdagını Yorükoğlu naodunç olmamacasına venyordu Bovle bır ınsan herşeyın "sanal'"'laştırılmak ıstendığı bır surece karşı çıkmaz mı hıç7 Vıtekım top- lantıda kıtle ıletişim araçlanmn aıle ve ço- cuk uzerınde etkılen tartışılırken, Atalay hoca "sihırii kutu " dıye tanımlanan tele- vızyonun kotu kullamlması nedenıyle aıle ıçındeh duygusal ıletışımın yok olduğun- dan söz ettı ucuz zevklenn kültûr aşınma sına yol açtığını vurguladı Dr ErdalAtabek ıse ınsanlann katılım sız pasıf ve bağımlı hale getırıldığınden yabndı "Türkiye'de önceükle yetişkınle- rineğitilmesıgerekiyor. Yetkınleşmış bırey- leryeaştiremiyoruz." Burada sozu bılımın onemınegetırenAta- bek, Yorükoğlu nun 20 baskı yapmış "Ço- cuk Ruh Sağlığı ",10kez basılmış "Genç- likÇağı" kıtaplannıyaratmış "bilimada- mı" yanına değındı "Bilimden emekli olunmaz, Sevgili Atalay Yorükoğlu 'ndan yeni kitaplar, yeni yorumlar beklıyoruz." Çok doğru Acımasızhğın, şıddetm, eko- nomık sorunlann yaşamımızı karabasana dönüşturduğü günlerde valnızhğın çıkmaz sokağı karşısmda tek vön "bilim " olmalı Giineydoğu'ya dönük bilimsel saptamaGenelkurmay ın basın men- suplannı Güneydoğu 'ya götür- dükten sonrasını ammsayalım bır Gezryekatılan hmıyazar- larımızın öykülerım okumuş, dınlemıştık hanı tpekpyama- lısını mı ıstersınız dağın ba- şında duş arayanım nn savaş uçağına bınıp kusanırumı He- le hele, gezı bayunca hemen he- men hıç kadırda karşılaşmadan "Güneydoğu kadınuun sorun- larını" olsa olsa mantığı de tr- deleyenıne bıle tanık olduk. Zevzeklıkarası maydanozye- mevı bıryana bırakalım Çey- rekyuzyüdır bolgeye ılışhn ahn araştırmaları yapan Sosyolojı Derneğı Başkanı Prof Dr Bir- sen Gökçe nın, hafta onasında başlavan "Türkiye Sorunlan- na Çözüm Konferanst "ndasun- duğu büdırıde yaptığı sapta- malara kulak verelım - Doğu ve Güneydoğu 'da oloriterbir toplumsalyapı var- dır. Bir tarafta aşiret reislen, ağalar, şeyhler, şıhlar; diğer tarafta devlet otontesi,jandar- ma, güvenlık orgütlen. Orta yerde insan, detişun araçları; zjhınlerde demokrası, hak ve hukuk kavramlan. Herkes bu çerçevede kendisi için iş,aşve özgürlük istemekte, doğal ola- rak bu talepler otorüer unsur- lardan kaçtşa yol açmakta ve bu durum sonuçta 'etnıkhm- lık iddiasında bulunanlann işinikolaylaştırmaktadır. Böy- lecetoplumungündemindebö- lünme sözcüğü telaffuz edü- meye başlanmıştır. 'Bız" ve "onlar aynUkçdığın temelfel- sefesini oluşturur. "Ötekme" karşı çıkılarak bız " savunul- maya çalışüır. Aynhkçt akım- lann temel amacı, terör örgüt- leriyle TüHdye Cumhuriyeti'ni parçalamak, Doğu ve Güney- doğu Anadolu 'da bağımsız bir de\letkurmak ve bu doğruitu- da bölge halktna ve dünya ka- muoyuna kendi görüşlerini farkUyaklaşımlaHayansıtmak- tir... - Iç kargaşanın rantım yıyen ınsanlar, soruna uzun vadelı çözüm bulunmasını ıstememek- tedırier Bu nedenle "gûndüz külahh, gece süatdı"lar etrafi kaplamıştır - Korucuiuk, yörenin kal- kınmasını engelleyicı çok cid- di bır sorundur. Hazw para, uyuşturucu ve stlah kaçakçı- lığı, çalışma ve üretme güdü- sünü baltalamış, yok etmiştır. Doğu'nun ınsanı ekonomık açıdan, hem teröristier, hem de uyuşturucu çeteleri tarafin- dan kullandan bır potansıyel haline gelmişür. -îşsızlıksorunu cıddı boyut- lardadır Geçvn kaynağı kaçak- çılığa bağlı olup, kaçakçıhğın orgütlenmesı 1990'h yıllarda ağa tamfindan yapdvyordu An- cak, 'geçıcıköykoruaduğu've 'aşiret silahlanması' hayıan- cılığı gerıletmış kaçakçıhğın yerını 'korucuiuk tnaaşı' \e 'silahlanma' aldıgından, emek ısteven hayvancıhk da gtderek yok olmuştur Dolayısıyla aşi- ret reislen, ağalar, korucular ve bunlann aılelerı emek tste- meyen bu düzenın devamından yanadırlar Prof Bvsen Gckçe 'nm çözüm onerilerme de pazartesı günü koşemızdeyer vereceğız. Rantıye kesım, ağzından gırdı burnundan çıktı, vergı reformunu hallettı Yok "Borsa batar" vok "Serbestpiyasaya müdahale edil- mez "şamatası yüzunden vergıyü- ku dondu dolaştıyıne çalışanın us- tune bındı Meclıs 'te 1998 Bütçe- sı gorüşuldü Konuşmalar gırla Sonuç? 1998 Butçesı uretmeyenın, elını sıcak sudan soğuk suva sok- mayanın cebıne yanyor u Yokcanım,o kadarda olmaz" demeyın Turk Harb-tş Sendıkası, butçenın eleştırıldığı bır btapçık çıkardı Bırlıkte okuyalım "Faiz, bütçe kalemleri içinde yüzde 157.5 ile enyüksek artışın öngörüldüğü kalem olmakta ve bütçeden yüzde 39.9 ile en büyük payı almakta. Böylece faizjerın payı 1996 ydı rekorunu da kıra- rak 2 puan yüksettyor." Yazımızhmılennce "muzırneş- nyat"tan sayılsa da, daha çınl- çıplak bır gerçeğı gozler onüne sermeden edemexeceğız "Kamu hizmeti üretmekleyü- kümlü birbütçenin toplumun azjn- Ukta kalan varlıklı bır kesımıne borçfaiz ödemelen yoluyla ozel bırhızmet sağlamanoktasınagel- mesı ve işlevım bununla sınırlan- dtrması düşündürücüdür. Devlet, vergi alması gereken kesımlerden borçlanmakta, buna karşdık ver- gı alabddığı kesımlerden elde et- tiğıgeltrlen borçlandığı kesımle- re transfer etmektedir. 1998 büt- çesı, vergi gelirlerinin yüzde 66.3'ünü rantiye kesime aktar- mayı öngörüyor." Bu ışler, medyaplazaların "mik- rop"tan anndırılmış odalarında "piyasa dedikodusu " yapmaya, sosyaladaletıçıngerçekleşen DISK yuruvuşunu, eylemın ıçenğını bo- şaltıp "Rıdvan Budak'ın sakalı dabir haftahk oldu "ya mdırgeme- ye pek benzemnor Tçkelcı med- yanın "özgürleşme"den kastı ran- ttyenın çıkarianm gözetmekse eğer, bu hedefıne ulaştı Yüksel Endeğeî yazıyor 0 bana gülümsedi!Ben yarı Amerıkalı bır Turkum 1 Bununla da guaır du- yarım Gozlerım modemızmın ışığıyla Amerıka'da kamaştı, hayatla orada tanıştım desem yendır Beynıme ağıriık yapan tum kohne ve hantal fikırlerden orada kurtuldum. Bununla bırlıkte, Amerıka Bırleşık Devletlen'nı, en çok son zıyaretımde, daha doğru- su Mesut Yılmaz'ın yanında gıttığım zaman sevdım Baş- bakan'ın yanında 200 kışılık burokrat-ışadamı ordusu var- dı Ben ılışkılerımı ve şınnlığı- mı kullanarak onların uçağıy- la gıttım Amenka'ya Uçakta Show TV'nın patronu Sayın Erol Aksoy ile yan yana otur- duk Erol Bey, gınşımlennı çok beğendığım, başarılı bır ışa- damı Ikıh sohbetler ıçın ılgınç bır yontem gelıştırmış Once ne dedığını anlamıyorsunuz, adeta sahıbı olduğu CINE-5 kanalı gıbı şıfrelı konuşuyor Fakat gereken mıktan yanında bulunan sadık çalışanına (adı Meliha veya Salıha ya da oy- le bır şey) verdığınız zaman Erol Bey'ın dılı çozuluyor, dıya- log netleşıyor Bıraz pahalı, ama guzel bır sohbet oldu Once New York'a ındık Yıl- maz'a Musevı Antı-Defamatı- on League-ADL (Iftıra ile Mu- cadele Bırlığı) adlı kuruluş ta- rafından "Seçkın Devlet Ada- mı Ödütu "verıldı Yılmaz, torende yaptığı ko- nuşmada, "Turkıye, Israıl'ın var olma hakkını desteklıyor" de- dı. Ben de dayanamayıp Yahu- dı halk danslarından ornekler vermek ıstedım Hernedense engelledıler Bununla bırlıkte Amerıka zıyaretı boyunca Yıl- maz'ın ödulunu bızzat kendım taşıdım Avrupa Bırlığı ıçın konuştu- ğumuz Amerıkalı dıplomatlar, "Dunya, New York kadar acı- masız, kımse kımseye lyılıkpe- şınde değıl Avrupa Bırlığı yo- lunda sarsıntı oldu ama lastık bılepatlamadı Yoladevamet- mek gerek" yorumunu yaptı- lar Ben de "Ekselanslan" de- dım, "New York bıryana, dun- ya bır yana Keşke AB 'ye katı- lacağımıza, sızın fahrı değıl, tam bır eyaletınız olsak" de- dım Tektekellennısıktım.Tur- kıye'ye davet ettım Sanırım benden hoşlandılar New York'tan VVashıngton'a geçtık 19 Aralık Cuma gunu Mesut Yılmaz Beyaz Saray'a çıktı Ben de yanındaydım Başbakan'ın oğluyla kurdu- ğum dostluğun (ıkımız de Los AngeJes Lakers'lıyız) bunda et- kısı oldu galıba Yılmaz, Clın- ton'la Oval Ofis'ınde goruşur- ken, ben Beyaz Saray'ı adım adım gezdım, tozlanmış bazı yerlerı bızzat mendılımle sıl- dım Yeni Dunya Duzenı'nınbu kutsal mekânı ıçımı açtı Glo- bal açıdan hacı oldum da dı- yebılınz Tum modernlerın bu duyguyu yaşamalarını ısterım Yılmaz, Clınton'a demokra- sı ve ınsan hakları konulann- da ılerleme sozu verdı Clınton da desteklennın devam ettığı- nı belırttı Ikılı goruşme sıra- sında Clınton'ın zaman zaman Yılmaz'ın dızıne dokunarak ko- nuştuğunu duyduğum ıçın, soz konusu dıze punduna getıre- rek btr şra ben-de dokunmayt ve boylece dolatylı da olsa Clın- ton' latokalaşmış olmayı plan- lıyordum kı, Beyaz Saray'dan çıkarken Sayın Başkan bızle- rı bızzat tokalayarak uğurtadı Bayılıyorum sandım Opamuk elını ıkı elımın arasına aldığım- da sağ gozumden bır damla yaş akmasına engel olama- dım O ıse tum karızmasıyla bana gulumsedı Beyaz Sa- ray'da toplam 1 saat 35 dakı- ka kaldık (Omrumun en onem- lı 95 dakıkası da dıyebılırım Ve hatta dıyorum da 1 ) Bu arada gerçek bır hanım- efendı olan sayın Bema Yılmaz da, once Çocuk Sağlığı Mer- kezı'ne gıderek hasta çocuk- lara hedıye dağıttı onlan ku- cağına alıp ılgılendı Kesınlık- le bır melek ımajı çızıyordu, post- modern bır Belgin Do- rukgıbı hoşvetatlıydı Berna Hanım daha sonra Beyaz Sa- ray'da Hillary Clınton la bır araya geldı Muhteşem first lady, Berna Hanım'a "BıH ve ben eşjnızın yenıden Başba- kan olmasına çok sevındık Tansu Hanım, Refah'la ışbır- lığı yaparak bızı kandırmıştı Washıngton 'a geldığınızde ha- benm olsun " demış Ne dıyelım, bır zamanlar sev- gımı hak eden Tansu Hanım, kendısı ettı ve yıne kendısı bul- du Şımdı Berna ve Hillary ha- nımlar arasındakı muthış ar- kadaşlığa bakıp bakıp ıçlen- mesın de ne yapsın Ne ya- pacak, gıdıp Nermin Erba- kan'la aşurenın nasıl yapıldı- ğını tartışacak Bır ılgınç olay da Devlet Ba- kanı Güneş Taner*ın ABD Baş- kan Yardımcısı Al Gore ile go- ruşmesı sırasında fincanını elın- den duşurmesı oldu Taner'ın elbısesı ve halı kahve ıçınde kaldı Kravatımı çıkanp halıyı te- mızlemek aklımdan geçmedı değıl, ama malum çevreler bu davranışımı "yalakalık" olarak nıtelerter, Guneş Taner'ı zor durumdan kurtararak ulkemın prestıjını yukseltmek ıstedığı- mı anlamazlar dıye vazgeçtım A) Gore da muhteşem bır ın- san, ılerde başkan olabılır Onunla da tokalaştım IMF Başkanı Michel Cam- dessus, Mesut Yılmaz'ın enf- lasyonla mucadele kararlılığın- danetkılendığınıaçıkladı Ben de kendısının bu olgunluğun- dan çok etkılendım Onun da elını sıktım Zıyaretın tek olumsuz yonu, ABD'nın Turkıye'ye helıkopter satmamasıydı Hıç onemlı de- ğıl Hayatta helıkopter nedır kı'? Hangı pervane bu guzel dostluğa golge duşurebılır Internet htp/ www/ Her- kese mutlu Noeller' HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ KİM KÎME DUM DÜMA REBIÇ AK rtr T ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI H A R B t SEMtH POROY e*maif: czzt-prrt... TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAJS 27Aroiık 1 'DÛNYn BANKASI" KURULUrOR.. 194S"TE Sl/St/A/, PUUr* SANKASt, ABD 'OE KUKUL- KREDt G£S/ZUtU£BlHr GtDCR- U K/LMAK ; KM/AfUAGM S£UfM£S/NE DÖA/ÜK MAtC GEUÇMtf K&et>ıt£RiNt puçu*: YAÜD/MCf , fS-ZO GÖRÜŞ Dr. TANAY SIDKI UYAR Nükleer Enerjide Son Durum Enerjı sektorune ılışkın kararlaralınırken doğru bılgılerın kullamlması, ulkemızın bugunu ve gele- ceğı açısından yaşamsal onemdedır Ulusal so- runlarımızı, ulusal çıkarlarımızı gozeterek ve doğ- ru bılgılerle, bırlıkte değerlendırdığımızde dışarı- dan gelen telkınlere karşı kendı tercıhlenmızı oluş- turabılıyoruz Aksı takdırde her ıkısı de ulusal çı- karımıza uygun olmayan ve fakat onumuze ko- nan ıkı olumsuz karardan bır tanesını tercıh edı- yoruz Bu tercıhler ıse çoğu kez yurtdışında ve- ya yurtıçınde, doğal olarak kendı çıkarlarını ko- ruyan ve bu yonde yardımcılar tutan, urun uretıp tıcaretını yapan kışı ve kuruluşların ısteklerı doğ- rultusunda bıçımlenmektedır Bılgı toplumunda sıs- temlı değerlendıren bırey ve kuruluşlar sıstemlı değerlendırmeyen dığer bırey kuruluş ve ulkele- rı kandırabılmektedır Bunun ortamını sağlamak uzere serbest pıyasada kışı ve fırmaların, bırbır lerını zor durumda bırakıp batırma da dahıl olmak uzere rekabet etmelerı, ulaşılması gereken bır he- def olarak sunulmaktadır Turkıye Atom Enerjısı Kurumu'nun Ocak-Nı- san 1997 tarıhlı 26 sayılı bultenınde yer alan dun- yadakı nukleer reaktorler tablosunda, gelışmış uikelerde, Fransave Japonyadışında, planlanan, teklıfı yapılmış veya ınşa halınde bır tek tane bı- le nukleer santral bulunmadığı gorulmektedır Fransa ıse daha once ınşasına başladığı uç sant- ralın ınşaatını surdurmekte, ancak hıçbır yeni santral planlamamakta ve teklıf etmemektedır Japonya ıse gelecekte kullanacağı 22 adet yeni santralı planlamakla yetınmekte ve teklıf edtlmış ya da ınşa halınde hıçbır nukleer santralı bulun- mamaktadır Anlaşılan Japonya da 197O'lı yıllar- da tasanmlanan ve dunyayı kurtarmak bır yana, dunyanın kendısınden kurtulmaya çalıştığı eskı nuk- leer santral teknolojısıne pek sıcak bakmamak- tadır Eskı ve sorunlu nukleer santral teknolojısı ucuza satıldığından, sadece Çın, Iran, Guney Ko- re, Tayvan ve şımdı Türkiye'de teklıf yapılmış nuk- leer santrallar bulunmaktadır Gelışmış uikelerde bulunan nukleer santral ure- tıcılerı, bu uikelerde daha onceden kurulmuş bu- lunan nukleer santrallan yeni çevresel kısıtlar al- tında çalıştırmanın gerektırdığı, ek araştırmaların malıyetını paylaşabıleceğı kurbanlar aramakta- dır Ayrıca gelışmış ulkelere ekonomık olmadığı ıçın satamadıkları eskı teknolojıye dayalı nukleer santrallan, kendı enerjı sıstemını bılgıye dayalı olarak planlamayan ulkelere satarak yeni tekno- lojı ıçın kaynak yaratmaktadırlar Eğer bır teknolojının guvenlı olarak çalışması ıçın bu kadar çok onlem alınması gerekıyor ıse nuk- leer santralların guvenlı olduğunu soylemek ım- kânsızdır Aynca dunyada kamuoyundan sakla- nan ya da duyurulmak zorunda kalınan tum nuk- leer kazalar bunun kanıtıdır Bır teknolojıyı meslek edınmış olmak o tekno- lojının topluma vereceğı zararıarı gozardı etmeyı gerektırmemektedv Amertka, Almanyavelsvıç- re'nın eskı teknolojı olduğu ıçın yan fiyatına satıl- masına rağmen, ekonomık bulup kullanmadığt eskı nukleer teknolojının Turkıye'ye transferını gerçekleştırmek uzere bundan çıkarı olan yırtdı- şı firmalan ellennden gelen her şeyı yapacaklar- dır Eğer bır ulkenın karar verıcılen geleceğe ılışkın değerlendırmelerını yaparken kendı ulkelerının çıkarlarını ve geleceğın teknolojılerını goz onune almazlar ıse yurtdışından gelen telkınlere açık olurlar ve dığer tarafa yardımcı olup kendı ulke- lenne kotuluk ederier Kısacası, geçmışın teknolojılen ile geleceğı plan- lamaya çalışırlar BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 İ9 1 2 3 4 5 6 I I I U U M M Ul HJ J-ü-rvFPHF • l 8 i 9 • 1 2 3 4 SOLDA> SA- ĞA: 1/ Yanbş ve çap- raşık düşünce 2/ Hayal ürünü ılgınç Guney Amenka'da ya- şayan bır yük hayvanı 3/ Dı- van edebıyatın- da meyhaneye venlen ad 4/ Soğurma, em- me Ek\ator bölgelennde ye- tışenbırmeyve ağacı 5/ Bır denız \ol- culuğunda gemının ya .. da yukünün gördüğü za- rar Duman lekesı 6/ 2 Türkıye'nın de üyesı ol- 3 duğubırörgût Cınayet A 7/"---Tüfekçı" Halk- ^ bılımcı ve saz sanatçısı ö Eskıdıldeköpek.8/hal- 6 ya'nın en uzun ırmağı 7 Bır tanm aracı 9/ Os- o manlılarda gece bekçı- sı Vebahastalığuıave-^ nlen bır başka ad YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Yatarkoltuk Eskı dılde ayak 2/"Doğar — mıde- leîden nur toplu ıhtılaller" (Faruk Nafız Çamhbel) Nevşehır'ın bır ılçesı 3/ Özelhkle taşlamalan> la tanın- mış XIX yüzyıl halk ozanı 4/ Buyuk kardeş, ağabev Yunanıstan'a aıt bır ada 5/ "Satyajıt " Hıntİı sıne- rna yönetmenı Yüz metrekare tutannda yuzev olçüsu bırınu 6/ Yararlanılan uygun koşul Satrançta bır taş II Bır gömleğın göğüs kısmına buzulü olarak ılıştınlen dantel susleme îsabet ettırememe 8/ Dınsel ınancın ak- la değıl, duyguya bağlı olduğunu öne suren oğretı 9/ Es- kı Turklerde kutsal sayılan hekım BURSA ASLIYE (4) HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo 1997 629 Esas Davacı tsmaıl Curay vekılı avukat Mehmet Cavıt Pışkın tarafından davalı Halıme Curav alevhıne açılan boşanma davasma esas olmak uzere, Mahkememızce davalmın bıldınlen adreslenne teb- lıgat yapılamamış Cumhunyet Baş;>a\ cılığı kanalı ile de davalının adresı tesbıt edılemedığınden, duruşma nın yapılacağı 6 Şubat 1998 günü saat 09 30'da davalı Halıme Curay'm bızzat duruşmada hazır bulunması veya kendısını vekjl ile temsıl ettırmesı veya dava>a yazılı olarak cevap vermesı duruşmada hazır bulunma- dığı kendısını vekıl ile temsıl ettırmedığı taktırde ıse yıne duruşmalara yokluğunda devam edılerek yıne yokluğunda bır karar venleceğı hususu da\alı Latıf ve Zehra'dan olma 1934 Bulganstan doğumlu Halıme Curay'a dava dılekçesı ve dumşma günunün teblığı ve- nnegeçmek uzere ılanen teblığ olunur Bisın 602^2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear