25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 1997 ÇARŞAMBA HABERLER Öztürk, partinin hem anayasa hem de siyasi partiler yasasma aykırı davrandığını ileri sürmüştü RP'ye kapatma davası bugünANKAR\ (Cumhumet Bürosu) -Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Sa- vaş'ın. -laiklikkarşıüeylemlerin odağı ha- Hııe gekflği'' gerekçesiyle RP'nin kapatıl- ması istemiyle açtığı da\anın görüşülme- sine Anayasa Mahkemesi "nde bugün baş- lanıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. davaya ılişkın ra- portörraponmun kendisıne ulaşmastndan sonraraporu üyelere dağıtmış ve heyeti 10 Aralık'ta toplantıya çağırmıştı. Anayasa Mahkemesi'nm bugûnkü top- lantısında "araşOnlması gereken bir konu. bilgisinebaşvurulması gereken bir kişi ve- ya loşilcrin olmaması ve üyekrden rapo- ru incelemek için ek süre istemi gelmeme- s" durumunda raporun okunmasına baş- lanacak. Anayasa Mahkemesi"nin 11 ki- şıden oluşan heyeti. kapatma isteminı gö- rüşmeye başlayacak Görüşmenin bir haf- ta ile 10 gün arasında sürmesi bekleniyor. Raportör \tosufOztürk, hazırladığı ro- parda. RP'nm hem anayasanın 68 ve 69. maddelenne hem de Siyasi Partıler Yasa- sı'nın ilgili maddelenne göre kapanlma- sı gerektiğı yönünde görûş bildirmışti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Savaş, • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın, Refah Partisi'nin "laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle kapatılması istemiyle açtığı davanuı görüşülmesine, Anayasa Mahkemesi'nde bugün başlamyor. 21 Mayıs 1997 günü hazırladığı 18 say- falık iddıaname ıle RP'nin, anayasanın 68'4 ve 69:6. maddelerine göre kapatıl- ması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştı. Söz konusu maddeler, bir si- yasi partinin u laiklik karşıtı eyleınlerin odağı haline geldiğinin" Anayasa Mahke- mesi"nce saptanması durumunda kapatıl- masını öngörüyor. Anayasa Mahkemesi, RP hakkındaki iddıanameyı 23 Mayıs'tapartiye tebliğ et- mişti. Partinin ön savunmasıru vermesi için tarunan yasal süre 24 Haziran'da dol- masına karşın, RP'nin ek süre isteminı görüşen yüksek mahkeme, ön savunma ıçin 30 gün ek süre daha vermişti. RP de ön savunmasını 4 Ağustos'ta Anayasa Mahkemesi 'ne vermişti. Yargıtay Başsav- cısı Savaş da 6 Ağustos'ta esas hakkmda- kı savunmasını yüksek mahkemeye ilet- mış, mahkeme bunu aynı gün RP'ye gön- dermiştı. RP'nin esas hakkındaki savun- ması için tanınan bir aylık süre 4 Eylül'de dolmuştu. RP bunun için de ek süre iste- minde bulunmuştu. Anayasa Mahkeme- si, bu istemi de yerinde bularak RP'ye son savunma ıçin 30 gün ek süre vermişti. RP, 6 Ekım'de esas hakkındaki son savunma- sını Anayasa Mahkemesi'ne vermişti. .Anayasa Mahkemesi, Başsavcı Savaş ile RP Genel Başkanı Necmetân Erba- kan'ın sözlü açıklamalan için 11 Kasım tarihinı belirlemişti. Erbakan, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak Savaş'ın açık- lamalanndan 15 gün sonra savunma yap- mak istediğini belirtmiş, ancak bu istem kabul edilmemişti. Savaş. 11 Kasrm'da sözlü açıklamala- nnı tamamlarken ardından Anayasa Mah- kemesi Heyeti'nin karşısına çıkan Erba- kan, Savaş'ın açıklamalannı inceledikten sonra sözlü savunma yapmak için yine 15 gün ek süre ısteminde bulunmuştu. Ana- yasa Mahkemesi, bu istemi 7 gün olarak kabul etmış ve Erbakan 18 Kasım'da baş- layıp 20 Kasım'da tamamladığı sözlü sa- vunmalarında 11 saat konuşmuştu. Sözlü açıklamalann deşifresi yapılıp taraflara tebliğ edildikten sonra davanın açıldığı günden beri raportörlük yapan Yusuf Öz- türk, Başsavcı Savaş'ın ve Erbakan'ın açıklamalannı da değerlendirerek yakla- şık 450 sayfadan oluşan raporunu tamam- lamıştı. YöneticOerin durumu Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldığı takdirde partinin kapatılmasına söz ve ey- lemleri ile neden olan ve gerekçeh karar- da adlan geçen parti yöneticileri ile üye- lerine 5 yıl süreyle siyaset yasağı gele- cek. Bu kişiler 5 yıl süreyle bir başka par- tinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denet- çisi olamayacaklar. Iddıanamede tbrahim HalüÇefik, Ha- san HüseyinCeylan, ŞevkiYıhnazve Şev- ket Kazan'm adlan geçiyor. Bu milletve- killennden üçü RP'den istifa etmelerine karşm, gerekçeli kararda da adlan geç- mesi durumunda parlamenterlik görevle- ri anayasanın 84. maddesi gereğince so- na erecek. Kazan için de aynı durum söz konusu.Haklannda çeşitli suçlamalarla fezleke hazırlanan milletvekilleri. RP'nın kapatılması durumunda yargı önüne çıka- caklar. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçe- li karannda RP'nin kapatılmasına neden olarak gösterilen milletvekillerinın üye- likleri düşeceği için Erbakan başta olmak üzere, Çelik, Yılmaz ve Ceylan gibi par- lamenterler hakkındaki fezlekeler işleme konacak ve dokunulmazlıklan kalmayan bu kişiler, haklanndaki suç iddialanyla il- gili yargı önüne çıkacaklar. Anayasanın 69. maddesi. kapatılan si- yasi partilerin bir başka ad altında kuru- lamayacağını öngörüyor. Ancak RP üye- si olmayan kişileryeni bir parti kurup, RP tabanına hitap edebilecekler. "HûDe yo- luyla" kurulacak yenı parti içm Refah, şimdilik "Ferah" adını düşünüyor.Parti tüzel kişiliğine ait mal\r arlığı Hazine'ye kalacak. Ancak RP'nin menkul ve gay- rimenkullerinin bir bölümü Erbakan'ın üzerinde göründüğü için el konulamaya- cak. Erdoğan konuşmasını savundu • tstanbul Haber Senisi - lstanbul Büyükşehir Beledıye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'te yaptığı konuşmada şurle verdiğı mesajın mıllı mücadele ruhunu yansıttığını iddia etti. "Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız" şiirinın 1967'de yerel bir gazetede yayımlandığını belirten Erdoğan. "Bir konuşmanın ıçinden iki kelımeyı çekıp alırsanız istediğiniz gıbi kullanırsınız" dedi. Zorlu'nun yapgılanması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, 27 Mayıs 1960 devriminden sonra Yassıada Mahkemesi'nde yargılanarak idam edilen eski Dışişleri Bakanı Fatın Rüşrü Zorlu'nun yeniden yargılanması istemiyle kızı Sevin Zorlu'nun yaptığı başvuruyu, 'yasal koşullann oluşmadığı" gerekçesıyle reddetti. Mahkeme karan oyçokluğuyla aldı. Kamu çalışanları iş bırakacak • tstanbul Haber Senisi - Kamu Emekçılen Sendıkalan Konfederasyonu'nun (KESK). yüzde 30'luk maaş zammını protesto etmek için aldığı iş bırakma eylemine yann bütün yurtta binlerce kamu emekçisi katılacak. Eylem nedenıyle, otoyol ve köprü gışelennde. hastanelenn acil servisler dışındakı bölümlerinde, vergi dairelerinde, okullarda ve beledıyelerde hızmet duracak. Sultanbeyli'de soba faciası • tstanbul Haber Servisi- Sultanbeylfde, kömür sobasından sızan gazdan zehirlenen Kaleli aılesinin 4 çocuğu öldü. Zehirlenen anne Suna Kaleli ise yoğun bakım servisinde tedavi altına alındı. Çiller'm yemeği • A>JKAR\ (Cumhurivet Bürosu)-DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, eskı Demokrat Parti, Adalet Partisi ile DYP milleU'ekillerine verdiği yemekte 1946 dönemini diktatörlük yıllan olarak tanımladı. 1950'nınhalk zaferi olduğunu, zaptiyeden jandarmadan güç alan siyaset anlayışının yıkıldığını kaydeden Çiller, Türkiye'de darbe paradoksunun devam ettiğini savundu Sınavlara iptal • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Adalet Bakanlığı. bilgisayar işletmeni ve operatör olarak alacağı 120 kişi için açılan sınava 8 bın 400 başvuru olunca 14 arahkta yapacağı sınavı iptal etti. ÖSYM, daha sonra belirlenecek bir tarihte sınavı yapacak. 28 arahkta yapılacağı duyurulan icra müdür yardımcılığı sınavı da aynı gerekçelerle iptal edildi. Bu sınav da belirlenecek bir tarihte ÖSYM tarafından gerçekleştirilecek. Mekteb-i Mülkiye'nin 138. yıh Mekteb-i Mülkiye'nin 138. kuruluş yıldönümünde bir araya ge- len 1947 mezunlan hasret giderip anılannı tazelediler. Atatürk Külriir Merkezi'nde düzenlenen geceye, Mülkiye mezunu olan İstanbul Valisi Kutlu Aktaş da katılırken 1947 mezunlanndan 25'ine "50. Yü Plaketieri" verildL Her kuşaktan Mülkiyeülerin Mülkiye Marşı'nı ayakta okuduğu gecede, pek çok mezun göz- yaşlannı rutamadı. Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şube Başkanı Metin Konca, Mülkiye'nin etkinliğinin ve sav gınhğının sürdüğü- nü belirttL Ankara Universitesi SBF Dekanı Celal Göle de Mül- kiye'nin işlevini koruduğunu vurgulayarak "Mülkiyenin amaa Atatürk'ün laikcumhurivetine bağlı. aydın ve kamu bilinci yük- sek oğrencikr yetiştirmektir'" dedL (KADERTUĞLA) Katil zanlısı Ibrahim Doğan'm zimmetten yargılandığı belirlendi Mectis doktorunun suç UstesikabarıkANKARA (UBA) - Eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli döneminde göreve getirilen Meclis doktorlanndan tbrahim Doğan'm ismi. bu kez de "ammet ve görevi kötüye kuUanmak" suçlanna kanştı. Hacettepe Hastanesı'nde görev yaptığı dönemde sol görüşlü asteğmen doktor Necdet Güçlü'yü öldürmekle suçlanan Doğan'ın, Trafik Hastanesı Başhekim Yardımcısı ve Satın Alma Dairesi Başkanı olduğu dönemde yolsuzluk yaptığı iddiasıyla. 10 sanıkla birlikte Ağır Ceza Mahkemesi" nde yargılandığı ortaya çıktı. Geçen yü göreve getirildiğinde büyük tepki uyandıran Doğan'm suç listesi kabanyor. 1990-91 yıllannda Trafik Hastanesı Başhekim Yardımcısı ve Satın Alma Dairesi Başkanı olan Doğan'ın, bu dönemdeki bazı faalıyetleriyle ilgili olarak hakkında dava açıldığı, ancak dosyasının 6 yıla yakın bir süre Danıştay'da bekletildiği belİTİendi. Bu sürenin Danıştay'a gönderilen bir dosya için rekor sayılabilecek bir süre olduğu bildirildi. Danıştay 2. Dairesi'nin 20 Kasım 1996 tarih ve 1996/ 2034 sayılı karan ıle Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Doğan'ın dosyasında yer alan iddialar ise şöyle sıralandı: # Hastanenin onanm inşaatuu. ihale vapmadan. sahte fatura kcstigi Maliye Bakanlığı'nca tespit edilen Muzaffer Özbek isimH bir tornacıya vermek. Doğan'ın, buicraaü ile 1990 rakanüanyla 260 milyon lira usulsüz gelir elde ettiği, % Göktuğ Turizm. Taahhüt ve Ticaret Limitet Şirketi'nden. ihale yapmadan fahiş fiyatla satın alınan tıbbi malzemelere ilişkin olarak sonradan düzenlenen ihale evraklannı imzaladıgı, # Onanm ve tadilat işlerini herhangi bir resmi evrak tekemmül ettirmeden Öz-tş Torna Firmasrna yapörmak ve konuya ilişkin belgeleri daha sonra düzenlemeye çalıştığı" ileri sürülüyor. Doğan'la aynı davada yargılanan diğer ısimler ise dönemin Trafik Hastanesi Başhekımi Savaş Ağaoğju. Radyoloji Uzmanı Hamza Şahin. Hastane Müdürü Arif Aydın ve yardımcısı Orhan tnan, Ayniyat Saymanı Fikret Çağıncı, Ambar ve Depo Memuru Ömer Kaya, Memur Zikri Avşar, Hastane Müdür Yardımcısı Hüseyin Duman ve Başteknisyen Recep Erdem olarak dosyada yer aldı. Refah Partisi Erbakan moral verdi ANKARA (Cumhurivet Bürosu)- RP Genel Başka- nı Necmettin Erbakan, ka- patma davasıyla ilgili ola- rak Anayasa Mahkeme- si'nde bugün başlayacak görüşmeler öncesinde mil- letvekillerine moral verdi. Erbakan, dün yapılan RP grup toplan*ısının basına kapalı bölümünde milletve- killenne "Merak etmevin parti kapaOlmavacak, yola devun edeceğiz'' diye sesle- nirken, toplantının basına açık bölümünde de "kök- ten" çözümden söz etti. RP lideri "Bu demokrastdeğil âyitro oyunu. Bu işi Al- lah'ın izniyle kökünden dii- zdteceğiz'' dedı. Erbakan, RP grup top- lantısınm basma kapalı bö- lümünde kapatma davasına değindi. Alınan bilgiye gö- re kapatma karan verilme- sine yol açacak hukuki da- yanaklann bulunmadığını savunan Erbakan, "RP'nin kapaulmayacağıor savun- du. Erbakan, Anayasa Mah- kemesi raportörü YusufÖz- türk' ün "partinin kapaüV- ması" yönünde görüş bil- dirdiği raporuyla ilgili ola- rak da "Bu raporun layme- ti harbiyesi yok" değerlen- dirmesini yaptı. Erbakan, bir süre önce başlayan yurt gezilerine de- vam edeceğıni söyledi. Er- bakan, bu hafta sonunda ls- tanbul ve Izmir'e 73"ermil- letvekilinden oluşan iki ay- n heyetin gideceğinı ve köylerine, mahallelerine kadar bu kentlenn dolaşıla- cağını kaydetti. Ahnan- ya'nın Türkiye büyükelçi- siyle geçen hafta y aptığı gö- rüşmeye değinen Erbakan. "Büvükelçi, RP'ye Türk halkını temsil eden en önemli kuruluş olarak bak- üklannı, saygı duyduklan- nı, demokrasi ve insan hak- lan konusundaki görüşleri- mizi takdir ettiklerini ifade etti" dedi. SJFIR NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(g raksnet.com Türkiye'de sendikacı olmak kolay iş değil. Başınıza türlü dertler gelebilir. Askeri darbe- lerde hapse atılabilirsiniz, işi- nizden gücünüzden, ekmeği- nizden olabilirsiniz. Hele bir de Güneydoğu'da sendikacı olur- sanız, işler iyice zorlaşır. Bugün size Güneydoğu'da sendikacı olmanın ne anlama geldiğini açıklayan bir örnekten söz et- mek istiyorum. Urfa'da kamu emekçileri bir süreden beri, uğradıklan baskı- lan kamuoyuna duyurmaya ça- lışıyorlar. Son olarak 7 Arahk'ta Urfa Valiliği önünde yapmak istedik- leri kitlesel basın toplantısı en- gellendi, çeşitli şehirlerden kendilerine destek vermek amacıyla gelen arkadaşlan Ur- fa'ya sokulmadı. 20 sendikacı ise bir süre gözaltına alındı. Öy- künün bir de geçmişi vardı. Kamu Emekçileri Sendikala- rı Konfederasyonu (KESK) Şanlıurfa ll Platformu imzalı açıklamalarında Urfalılar, son Güneydoğu'da Sendikacı Olmak aylarda başlanndan gecenleri şöyle anlatıyorlardı: "Bizler Şanlıurfa'da çalışan kamu emekçileriyiz. Yedi yıldan bu yana gerek Türkiye, gerekse Şanlıurfa'da gerçekleşen e- mek cephesinin içinde yer alan kamu çalışanlanyız... Çalıştığımız bölgelerde sen- dikacılıkyapmak, sendikalhak- lanmızı istemek günün moda deyimi ile bölücülük sayıldı ve potansiyel suç/u ilan edildik. Ve bize yedi yıldır, sizler bu bölge- de çalışanlann haklannı kom- yamazsınız, sendikal örgütlü- lüğü oluşturamazsınız denildi. Uygulanan anti-demokratik uygulamalara sessiz kalmamız istendi. Tek suçumuz bu böl- gede sendikal faaliyet yürût- mekti." KESK'liler, başlanna son dö- nemde türlü dertler geldiğini, keyfi olarak gözaltına alındık- lannı, yöneticilerinin tutuklan- dığını belirtiyoriar. "Sendika üye ve yöneticilerimiz gözaltı- na alınıp, bir gün tutulduktan sonra SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) Şube Başkanı ihsan Avcı, üyeler Deniz Barut, Mesut Özaydınlı apar-topar hiçbir hukukigerekçe olmakstzın, po- lisin tutanaklan doğrultusunda cezaevine gönderilmiştir. Gö- zaltına alınan SES yönetimin- deki bayan arkadaşlanmız be- kâret kontrolünden geçirilmek istenmiştir. Hemen akabinde 12.11. 1997 tarihinde sendikalanmız Eğitim-Sen ve SES basılmış, her türlü sendika resmi evrak- lanna, kitaplanna, para mak- buzlanna, üyekayıtformlanna, arşivlerine el konulmuştur. 17.12.1997 tarihinde valiliğin istemiyle alınan mahkeme ka- ran doğrultusunda Eğitim-Sen ve SES şubeleri altı ay süre- since mühürienmiştir. Neyazık ki kapatılma gerekçesinde gösterilen toplatılmış kitap ve dergiler her gün kitap ve kırta- siyelerde satılmaktadır." Şanlıurfalı kamu emekçileri, toplusözleşme haklannı savun- mak amacıyla miting yapmak istemişler, bunadavalilik, "bö- lücü örgütlehine gelişebilecek bir eylemi önlemek" gerekçe- siyle izin vermemiş. Son altı ay içinde Şanlıurfa kamu emekçi- lerinin sendikalan, 40'tan fazla adli ve idari soruşturmaya uğ- ramış. ••• Güneydoğu'da sendikacı ol- mak görüldüğü gibi gerçekten zor. Türkiye'nin her alanda bü- yük sıkıntı yaşadığı böyle bir dönemde, kamu emekçilerine gösterilen hoşgörüsüzlük, on- ların faaliyetlerini engelleme çabalan acaba ne işe yanyor? Türkiye'yi yönetenler hâlâ me- muru, çalışanı zapturapt altına alınması gereken kesimler ola- rak görerek nereye vaımak is- tiyoriar? Biryandan Avrupa'nın kapısına dayanıyor ve bizi ara- lanna almalannı istiyoruz, öte yandan yüz binlerce kamu emekçisinin örgütlenme çaba- sını tehlike olarak görüyoruz. Bu çelişmeli duruma bir an ön- ce son vermek zorundayız. ••• Türkiye, birçok açıdan Ba- tı'nın kapısını zorlayacak po- tansiyele ulaşıyor, önemli biri- kimlere sahip oluyor ancak devleti yönetenlerin mantığı, bir türlü bu potansiyele uygun oranda geiişmiyor. Yöneticiler hâlâ 1950'lerin, 1960'lann ka- fasıyla kamu emekçisini emi- reri gibi görüyor, onun örgüt- lenmesinden, hak istemesin- den korkuya kapılryor. Şanlıurfalı kamu emekçileri- ni potansiyel suçlu olarak gör- mek, bir bakış açtsı. Bu bakış açısı, Türkiye'ye yön verdikçe, daha çok sıkıntılar çekeriz. GLOBAIJ'OIJTİKÜLTÜR ERGIN YıLD1ZOĞLU Küpeselleşme Değil, Küresel Dayamşma 1929 depresyonunu hatııiatacak bir şekilde, küre^ sel etkiler yaratmaya başlayan, bölgesel bir mali-sınai krizyaşanıyor. Bu krızin yaşandığı bölgede, Kyoto'da. küresel çevre sorunlarını tartışmak üzere uluslararası bir toplantı var. Hem ekonomik krizin hem de "çevre sorunlannın" küresel ve ulusal çözümlerine ilişkin ola- rak modern zamanlara damgasını vuran şu iki seçe- neği tartışmak için bundan daha uygun bir an olabilir mi? Birinci seçenek sorunlann çözümünü piyasa ilişki- lerıne bırakmak. Ikincı seçenek ise, bu sorunlardan sı- kıntı çekenlerin, ortak iradesini harekete geçirecek bir dayamşma temelinde, somnlan toplumsal bir şekilde eie alarak çözmeye çabalamak. Tabıi bu sorgulamayı "küreselleşme sureci" arka planı ile ele alarak yapmak gerektiğini de unutmadan. Burada kestırme bir cevap bulmaya kalkmak mümkün değil. Ama tartışmada be- lirleyicı olan bazı noktaları vurgulayabıliriz sanınm. Küreselleşme, malların ve sermayenın küresel çap- ta giderek daha serbestçe dolaşması egilimi temelin- de ileriiyor. Bu süreç ekonomik faaliyetin, diğer bir de- ğişle sermaye bırikımınin, farklı iki düzeytere ait iki bo- yutunun egemenliğini giderek güçlendiriyor. Birindsi ekonomik faaliyetin coğrafyasına ilişkin. Bu düzlemde küresel boyut giderek uiusal ekonomileri kendine ta- bı kılıyor. Sermaye birikıminin öznelen, şirketler gıttik- çe küresel boyutta etkinlik gösterebılmenin gerekleri- ne uyum sağlamaya çalışıyorlar. Bu uyum, birleşmek, ya da başkalannı yutarak büyümek ve mümkün oldu- ğu kadar ulusal ekonomilerin ve devletlerin getirdiği kı- sıtlamalardan kurtulmak yoluyla gerçekleşıyor. Ikinci- si ise ekonomik faaliyetin türüne ilişkin. Bu düzlemde sermayenin en likıt ve hareketli bıçimlen (mali serma- ye), üretken sermaye karşısında giderek artan bir güç kazanıyor. Krediyi kontrol eden, birikmiş ya da gele- cekte bırikecek servetlerı mülk edinmekte en avantaj- lı konuma yükseliyor. Her iki düzeyde de oyunun ku- ralı, kıyasıya bir rekabet içinde en fazla kân yapabil- mek. Bu arka planı saptadıktan sonra, şimdı ulusal ve kü- resel düzeylerde karşı karşıya olduğumuz temel sorun- lardan bazılanna kısa bir göz atabilirız. Örneğin, top- lumu oluşturan bıreyler ekonomik faaliyetlerini sürdür- düklerı sırada, hem kendilerinin hem de çocuklannın ve ailelerinin sağlık ve eğitım sorunlannın ıstikrarlı bir şekilde karşılanmasını, sonra da, ekonomik faaliyetle- rini sürdüremeyecek bir yaşa geldiklerinde, ya da du- ruma düştüklennde. onurlu bir şekilde yaşamaya de- vam edebilmelerine olanak sağlayacak güvenliğe sa- hip olmak isterler. Toplumda herkesin kendi özel hastanesine, özel okuluna, öğretmenlerine sahıp olması mümkün değil. Bu söz konusu, hızmetlerın, kıt kaynaklar birleştirile- rek ve merkezileştirilerek toplumsal olarak, sağlanma- sı gerekir. Toplumun çıkarlarını temsil ettiğini ileri sü- ren devlet elındeki kaynakları öncelikle bu gereksinim- lerı yerıne getırmekte kullanmalıdır. Gerekli kaynak da, ancak serveti çok olandan çok, az olandan az miktar- da alınarak etkın bir şekilde sağlanabilir. Nihayet, top- lumun büyük çoğunluğu devletin bu ısteğine uygun olarak işleyebilmesinı sağlamak ıçin karar süreçlerini ve doğru tercıh yapabılmesi için de, bikjınin dolaşımı- nı ve üretiminı en etkın bir şekilde, demokratikyöntem- . jefle ko«trol etmek ıster. Ancak. hem ulusal ekogoqpi içinde, hem de küresel düzeyde rekabet ortamıha uyum sağlamak için çabalayan şirketler, üzerierine ek yük getirecek olan vergıleri vermek istemiyorlar. Bu- nun en kestırme yolu da vergilere gerekçe oluşturan toplumsal hizmetlerin özelleştınlerek, bızzat kâr ve re- kabet sürecinin konusu haline getirilmesidir. Devlet, elindeki fonları şirketlerin rekabet sürecine uyum sağ- laması için kullanmalıdır. Küresel düzlemde önemli sorunlardan, en ilginci, Kyoto toplantısının da konusu olan küresel ısınma. Dünyanın iklimi ve eko-sıstemi sanayi artıklannın etki- sıyle, yavaş ama süreklı bir şekilde bozuluyor, geze- gen üzerindeki canlı yaşamını tehlıkeye sokuyor. Bu süreci durdurmanın ve tersme çevırmenin de bir eko- nomik maliyeti var. Malların ve mali sermayenin ser- bestçedolaştığı küresel rekabet ortamındaşirketler, et- kileri ilerde pek de belli olmayan bir zamanda ortaya çıkacak bir şey için bu günden, kaynak ayırmak, üre- tim maliyetlerini yükseltmek, böylece rekabet güçleri- ni ve kârlannı azattmak istemiyorlar. Küreselleşme bir taraftan gittıkçe güçlenen ve mali kaynaklan kontrol eden dev şirketler oluşturuyor. Üs- telik bu şirketler, bilgınin üretimini ve dolaşımını kont- rol eden dev medya tekelleri tarafından destekleniyor. Diğer taraftan kaynaklann demokratik kontrolüne ko- nu olacak devletler küreselleşme sürecine tabi oluyor- lar, kaynaklar üzenndeki kontrolünü giderek kaybedi- yorlar. Toplumsal gereksınimlerin sağlanmasını, gezege- nin geleceğini garanti altına almak için bu fasit daire- nın kınlması gerekir. Le Monde Diplomatique'ın ara- lık sayısında, Ignacio Ramonet "Piyasalan silahsız- landınn" dıyordu ve ekliyordu: sendikalarla, toplumsal, kültürel ve ekolojık amaçlı kurumlarla bir işbirliği için- de, küresel bir dayamşma mşa etmek ve bu yolla hü- kümetlerı baskı altına almak ve zorlamak gerekiyor. TBMM Başkanlık divanmda kadrolaşma tartışıldı ANK\R\ (Cumhuri- yet Bürosu) - "Eş dost" kadrolaşmasının tartışıl- dığı TBMM Başkanlık Divanf nda. bunlan de- şifre eden basın mensup- lanna karşı "vaptınm" da gündeme getirildı. Meclis'in KJT görüntü- sünden kurtanlması için "MecUs tazminatı'* uy- gulamasının kaldınlma- sı önerisinin de ele alın- dığı toplantıda, bazı üye- ler milletvekillennin "abarülı" sağlık harca- malanna karşı önlem alrnmasını istediler. TBMM Başkanlık Di- vanı'nm dünkü toplantı- sına Meclis Başkanı Hik- met Çetin katılamadığı için somut karar alın- mazken cuma günü kad- rolaşma konusunda yeni kararlar alınması için ye- niden toplanılması be- nimsendi. Alınan bilgiye göre toplantıda, Meclis kadrolanna CHP'li TB- MM Idare Amiri Önder Kırh \e DYP'li kâtip üye Haluk Yıldız. basının. milletvekillerini ve Mec- lis'i küçük düşürücü ya- ymlaryaptığmı ileri süre- rek Meclis kulislerinin gazetecılere kapatılması önerisini getirdiler. An- cak, dıvanın diğer üyele- ri "Önce kapatıp. sonra açmak zorunda katarsak bu daha kötü olur" ge- rekçesiyle öneriye karşı çıktılar. Kırh, basma yö- nelik bazı kısıtlamalar getirihnesi için yönetme- lik değişikliği üzerinde çalıştığını bildirdı. Top- lantıda aynca Meclis'in KİT görüntüsünden kur- tanlması için yeni düzen- leme yapıhnası gündeme geldi. Bu çerçevede Meclis personeline öde- nen "tazminat uygula- masının kaldınlroası" göriişü benimsenirken Kırh, "Selçuk Parsa- dan'uı'dolandırdım' de- diği Çiller'in özel kalem müdürü Akın Istanbullu bile Meclis personeli. Bu nasıl iş" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear