Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 EKİM 1997 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Stanbul PB 21
Edime
Kocaeli
Çanakkale
izmır
Manisa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
A
A
A
A
23
22
24
26
26
28
24
Zonguldak PB 19 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
2U
17
16
17
21
22
19
14
A 27 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin'
Sıirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
PB
PB
2b
26
27
26
22
23
17
18
PB 15
Yurdun kuzeydoğu
kesimleri parçalı
bulutlu, öteki Oslo
Stockholm
Londra
yerter az bulutlu ve Helsmkı
açiK geçeceK.
Hava sıcaklığı
artacak. Rüzgâr
kuzey ve batı Bruksel
yönlerden hafıf ara p j ^
sıra orta kuvvette §5^,
esecek.
ASYA
Amsterdam
Y 21 Atina
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
Y
PB
PB
Y
PB
Y
A
8
27
30
26
20
30
19
31
Münıh Y 24 Mılano Şam PB 26
Parçalı bulutlu i &SH t Ço* bulutlu ı Yağmuriu Kart. > Gök güpjltülü
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
tıktan sonra, uçağına aldığı dört gazeteciyle yurda
döndü.
- Ertesi gün, 4 gazetede Yılrnaz-Kohl görüşmesi
resmı açıklamalar dışında kalan bilinmeyen ayrıntı-
laria yer aldı. Ne ki; Hürriyet, Yılmaz-Kohl görüşme-
şindeki aynntılan "zabıtlaştırmıştı".
£2 Ekim sabahı; Yılmaz'dan ses çıkmadı.
*" Zira; dört gazetedeki manşetler, Kohl'le yaptığı gö-
rüşmeyi aksettıren haber-yorumlar, yurda dönerken
uçakta dört gazeteciye verdiği bilgilerin yansımasıy-
dı.
Hürriyet; öğrendiklerini okunur hale getirmiş,
Kohl'ün söyledikleriyie Yılmaz'ın söylemlerini "birtu-
tanak üslubu içinde" aktarmıştı. Bonn'da kıyamet
kpptu.
Alman Büyükelçiliği -Bonn'dan aldığı talimatla-
"Türk gazetelenndeki heyecanlı içeriği ya/an/ayarT
resmı açıklamadaki kimi satırlan bürolara faksladı.'
. Bonn'dakı hiddet, Yılmaz'adayansıdı. Başbakan,
"Almanlar tarafından yayımlanan basın bildırisinin
daha iyi anlaşılması için gazetecilerin sorulanna ver-
diği yanıtın bir tutanak çerçevesine konulmasından
duyduğu üzüntüyü ve doğrvlann duyurulmasına at-
fettiği önemi" gazeteye bildirdi.
» Sadece Hürriyet'e gönderilen bir açıklama. Ama
gaşbakan bilgileri yalanlamadı. Sadece söyledikle-
rınin "bir tutanağa dönüştürûlmesine üzüldüğûnü"
iTade ediyordu.
Tükenmez gelişme
ı" Sorun bu noktada kalmadı, yürudü. Almanya, Hür-
nyet'te 3 Ekim sabahı yayımlanan Yılmaz'ın açıkla-
masını "yeterii" görmedı ve bastırdı.
' 3 Ekim akşamı; Başbakanlık, bu kez bütün gaze-
telere ıkinci bir "resmiaçıklama" faksladı.
ikı başbakan, medyamız, Almanya ile Türkiye ara-
sında daha büyuk skandala dönüşmeye gebe böyle
bir otayın üzerine gitmediği için ikinci açıklama gaze-
telerde yer almadı, göriılmedi, okunmadı.
Yılmaz; ikinci açıklamasında bu kez; uçakta 4 ga-
zeteciye söylediklennin "fümünü"yalanlıyordu: "29-
30 Eylül tanhlerinde Almanya'ya yapmış olduğu zi-
yaret sırasında Başbakan Kohl ile yapmış olduğu gö-
rüşmelere ilişkin olarak, bazı gazereterde çıkan ha-
berlerin gerçeği aksettırmediği müşahede edilmiş-
tir" diyordu.
£ Almanya ikili görüşmeyi yansıttığından kimsenin
ftjşku duymadığı bilgileri "yalanlatmayı başarmıştr.
. Cumhurbaşkanı ve Başbakan "seçilmiş gazeteci-
len", özel uçaklarına alarak, kamuoyu oluşturma has-
tahğından ne zaman vazgeçecekler? Basını bütü-
nüyle değerlendırmeyi siyasal bir ahlak haline ne za-
man getirecekler?
Gerçek, bir-iki gazetecinin teyplerinde yatıyor.
ı«.Kıüçük "görünen" büyük rezalet feugün kapanmış
görünüyor. Ama bir gün...
' Gerçi Türkiye'de o denli büyük bir siyasetçi enflas-
yonu var ki, dün söylediklerine bugün inanılmıyor.
Dünle kıyaslanınca bugün söyledıkleri kolaylıkla ya-
lan hanesine yazılıyor.
Tezatlar, çelişkiler birbiri ardına geliyor. "Sistemin
tıkandığını süreklı vurgulayan" bir Cumhurbaşkanı
ile Başbakan, tıkanan bir sistemde Cumhurbaşkan-
lığı ve Başbakanlık görevini sürdürebiliyorlar.
- Oysa, ülkeyi sarsan böylesi bir savı öne sürenler;
Batı'da, hak ettikleri yanrtı toplumdan ve demokratik
kurumlardan alıyor. Ustelik tıkanan rejım savının sa-
Rjpleri üzerlerine düşeni, başkaları anımsatmadan
yerine getiriyoriar.
Ya bizde? Koltukta daha uzun kalmak için tartış-
ma açryorlar!
_ Son bir örnek: Başbakan, TRTdeki bir program-
d£, enflasyonun aşağı çekilmesi için ilk koşul olan
"yaygın uzlaşmanın" gerçekleşmemesinin sakınca-
(ânnı öyle bir nedenle destekliyor ki: "Muhalefet par-
tüeri, (yaygın uzlaşma olsa) Meclis 'te enflasyonu aşa-
ğıya çekmek için mutlaka uygulanması gereklı olan
poütikalan engelleyemezler" diyor.
_ Oysa enflasyonun ındirilmesinde harekete geçecek
bjrincı unsur, hükümet.
Hükümet, enflasyonu düşürücü önlemleri alacak
fek mekanizma. Muhalefetı ve bazı çevreleri suçla-
yarak enflasyonu aşağı çekememeye mazeret bul-
mak, bir hükümete ve sorunlan çözmeye hazır oldu-
ğunu söyieyen görevli bir Başbakan'a doğrusu yaraş-
mıyor.
Ama ne ki olaylar tam tersi görüntüler veriyor:
Ört ki ölem!
Alım gücü düşüyor
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Hükümetin. me-
mur ve emekli maaşlan ile
kamu kesımindeki işçilenn
ücretlerınde 1998'de en
fazla. hedeflenen enflasyon
oranmda yüzde 50 zam ya-
pılacağını açıklaması. çalı-
şanlann gelir düzeyindeki
rieel azalışın sürdürüleceği-
rim de göstergesi oldu.
1994 yılından bu yana her
yıl yüİcsek enflasyon karşı-
smda alım gücü yüzde 30
düzeyinde düşen memur ile
yözde 25 oranında azalan
ışçiler. gelecek yıl daha da
fakirleştırilecek.
" De\let Planlama Teşki-
latı (DPT) \erilenne göre,
rhemur maaşlan 1994 yı-
hhda yüzde 22,1995 yılın-
da yüzde 4.7, geçen yıl da
yüzde 7.6 oranında reel
kayba uğradı. Memurlara
bu yıl başında yüzde 47,
temmuz ayında da yüzde
35 oranında venlen zamla
maaşlara yapılan lyileştir-
me ise ancak bu yıl için tah-
mın edılen yüzde 90 ora-
nındaki enflasyonu karşıla-
yabilecek. Ancak memur-
lann son 4 yılda alım güç-
lerinde yüzde 30 oranına
ulaşan azalma yine sürer-
ken, gelecek yıl yalnızca
yüzde 50 düzeyinde verile-
cek zamla maaşlar reel ola-
rak daha da azalacak.
DPT'nin verilerine göre.
kamudaki işçi ücretleri re-
el olarak 1994 yılında yüz-
de 5.2.1995'te yüzde 21.3.
1996"da yüzde 23.3 oranın-
da geriledi.
Enflasyon oranında zam
diye tanımlanan "eşet-mo-
bil" ile imzalanan toplu-
sözleşmeleriyle de kamu-
daki işçilenn ücretlerinde
son 4 yıldır gerçekleşen ka-
yıp giderilmezken, zamlar
ancak fiyat artışlannı kar-
şılayabilecek.
Hükümetin 1998 için
yüzde 50 olarak öngördüğü
ve gerçekleşmesine "şüp-
heyle" bakılan enflasyon
hedefi doğnıltusunda vere-
ceği zam, çalışanlann alım
güçlerindeki düşüşü ve fa-
kirleşmelerini daha da art-
tıracak.
-Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞIAĞAÇLANDIRMA
VE EROZYON KONTROLÜGENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Emeklîler: Yaşamak istiyoruz
ANKARA (CumhuriyetBiirosu) -
Enflasyonun yükselmesinde sıvil
toplum kuruluşlannın tepkisizliğinın
de etkili olduğunu söyieyen Başba-
kan Mesut Yılmaz. sendika haklan-
na ilişkin yasanın çıkanlması iste-
miyle .Ankara'da toplanan emeklile-
ri İcabul etmedi. "Kuyruklarda öl-
mek istemiyonız", "Her gün zam,
ucuztuk ne zaman?" sloganlanyla
tepkilerini dile getiren emeklilerin
Güvenpark'tan Başbakanlığa kadar
yüriimelerine de engel olundu.
Eskişehir'den Gaziantep'e, Art-
vin'den Konya'ya kadar Türkiye'nin
çeşitli illerinden gelen DlSK'e bağ-
lı Emekli-Sen'e üye emekliler, dün
saat 11.00'de Güvenpark'ta toplandı-
lar. "İnsanca yaşamak hakkımız",
"Zam, zulüm. baskıya hayır", "He-
defımizözgür vedemokratikbir Tür-
kiye" sloganlan yazılı olan eylem ön-
lükleri giyen emekliler, şu sloganla-
n attılar: "Yaşasın örgütlü mücade-
lemiz", -EmekBlersaflara",^İnsan-
ca yaşamak hakknnız". "Örgüdii
emekli onuriu insan", "Ozefleştirme-
w hayır", "REFAHYOL-ANASOL,
hepsi aym yoL"
Emekli-Sen Genel Başkanı tbra-
him Şahin, çalışırken çeşitli sorunlar
yaşayan emeklilerin •'ikinci baharla-
nnda" da yeni sorunlajla karşı kar-
şıya bırakıldıklannı söyledi. Anaya-
sanın 90. maddesinden doğan sendi-
kal haklannı istediklerini kaydeden
Şahin, emeklilerin dığer taleplerini
de şöyle sıraladı: "•Emekliler arasın-
daki maaş farklılıklannın giderüerek
İntibak V'asası'nın bir an önce çıka-
nlması. De>1et bütçesinden saglığa
daha cok pay aynlması. kuynıklann
son bulması. Emekli maaşlannm 96
milyon liraya çıkartümasL Maaş ve u-
cuz ekmek kuy ruklannın son bulma-
SL Kimsesiz\e bakıma muhtaç emek-
lilerin insanca yaşam koşuüannm
sağlanmasL Sosyal güvenlik kuruluş-
Emeklilerin, geçim derdi yüzünden yapüğı yürüyüşe engel olundu. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
lannm yönetimlerinde, hizmet alan
ve verenlerin temsil edilmelerinin
sağlanması. Emekliler için sosyal te-
sislerin kurulmasma devietin destek
vermesi. IMF patcntli politikalara
son verilmesi. Sosyal güvenlik kuru-
luşlannın tasfiyesine karşı durulma-
sı. Çete hukuku yerine özgür, demok-
ratik bir Türkiye yaraûlmasL"
İP, CHP ve DİSK'e bağlı bazı sen-
dika temsilcilerinin de destek verdi-
ği emeklilerin eyleminde konuşan
DtSK Yönetim Kurulu üyesi ve
OLEYİS Genel Başkanı Env«r Ök-
tem, eylemin özünü örgütlülük anla-
yışının oluşturduğuna dikkat çekti.
Konuşmalann ardından Başba-
kanlığa doğru yürüyüşe geçen emek-
liler.Güvenpark'ınçıkışmdapolisler
tarafından durduruldu. Yürüyüş iste-
ği nedeniyle yaşanan gerginlikte
emekliler zoryatıştmlırken, bazı ey-
lemcıler, "Buraya kadar ne için gel-
dik? Başkalannm yürümesine izin
veriliyor. Nerede demokrasi? Dikta-
tör yönetim" diye tepki gösterdi.
Emekli-Sen yönetıcilerinin Başba-
kan Yılmaz'la görüşmek üzere ay-
nldıktan sonra emekliler de olay çık-
madan dağıldılar.
Emekli-Sen yönetıcilen. yaklaşık
45 dakıka bekledikleri Başbakan-
lık'ta görüşmek için hükümet yet-
kilisi bulamadılar. TRT 1 'de önceki
gün yaptığı konuşmada sivil toplum
örgütlerini yüksek enflasyona karşı
tepkısizlıkle suçlayan Başbakan Yıl-
maz'ın. randevu alınmasına karşın
kendılerinı kabul etmediğini söy-
ieyen emekli temsilcilen, tepkilerini,
"5 milyon insam temsil ediyonız. Sev-
da Demirel olsa görüşürterdi" dedil-
er. Emekli-Sen Genel Başkanı Ib-
rahim Şahin, Yılmaz'a getirmek
üzere hazırladıklan dosyayı yere fir-
Iattı.
Çalışana darbe, rantiyeye para
• Baştarafı 1. Sayfada
görüyor. 1997 yılında gay-
ri : safi ,ulusal , ^elirin
(GSMH) yüzde 10'u civa-
nnda gerçekleşmesi bekle-
nen bütçe açığının 1998'de
yüzde 8'e düşürülmesı
planlanıyor.
1998 için yüzde 3 oranın-
da büyüme, yüzde 50 düze-
yinde yıl sonu enflasyon he-
defi öngörülüyor. Enerji,
önemli ulaştırma, sağlık,
eğitim ve organize sanayii
bölgeleri yatınmlan dışında-
ki projelere kaynak aktanl-
mayacak. Özelleştirme hız-
landınlacak, sosyal güvenlik
kunıluşlanna aktanlan kay-
naklar sınırlandınlacak.
Memur maaşlan, kamu-
daki işçilerin ücretlen ve ta-
nm destekleme alım fiyatla-
n da en fazla yüzde 50 düze-
yinde belirlenen enflasyon
oranında arttınlacak. Maaş-
lara ocakta yalnızca yüzde
25 zam verilecek. 1998 büt-
çe çalışmalan, Merkez Ban-
kası ve Hazine arasında im-
zalanan protokolle sûrdürü-
lecek. Maliye Bakanlıği ve
Hazine arasında yapılacak
protokolle de nakit akışı,
program çerçevesinde sınır-
lı tutularak izlenecek.
Üç yıllık progTamın bir
bölümü olan bu hedeflerde
döviz kuru sepetindeki artı-
şıh getbbeTc yVf "enflâsyoTlüh
M
altında yüzde 45 düzeyınde
arttınlmasının öngörüldüğü
öğrenildi.
Hükümetin, 1998 için 29
milyar dolarlık ihracat, 50
milyar dolarlık ithalat olarak
açıkladığı ve 21 milyar dolar
gibi yüksek dış ticaret öngö-
ren hedefleri, Hazine'nin
borçlanması için kısa vadeli
dış borçlanma anlamına ge-
len "sıcak para politika-
sı"nın sürdürüleceğinin gös-
tergesi oldu.
Bu kapsamda, yurtiçinde-
ki gelirler reel olarak düşurü-
lerek tüketim harcamalan tu-
tulacak, yatınm ve üretimde
daralma yaşanacak. Kur po-
litıkasının da etkisıyle ihra-
catın gerileyeceğine dikkat
çeken ekonomi çevreleri, bu
program sonucunda yine sı-
cak parayla beslenen ve Ha-
zine'nin borçlanmasıyla kâr
eden sermaye gruplannın
rant gelirlerini daha da arttı-
racağını vurguladılar.
Yetkililer. IMF'yle anlaş-
ma için bu yöndeki program-
lann ağırlıklı olarak benim-
sendiğini vurgularken Hazi-
ne'nin gelecek yıl yapılacak
11 milyar dolarlık dış, 5 kat-
rilyon liraya ulaşan iç bprc
stokünü' finanse edebîlmeK
için dış krediye gereksinimi
olduğunu belirttiler. Yetkili-
ler, uluslararası piyasalardan
kredi alınabilmesi için de
IMF'nin desteğinin şart ol-
duğunu kaydettiler. Devlet
Bakanı Çelebi, dün Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel'le Kuveyt'e giderken
uçakta gazetecilerin sorula-
nnı yanıtladı. Programı uy-
gulamakta kesin kararlı ol-
duklannı vurgulayan Çelebi.
şöyle konuştu:
"Ağustos başında enflas-
yonun 3 haneli rakama gide-
ceğiiddiaediliyordu. Biz 'ha-
yır" dedik. Yüzde 85'te tuta-
cağunızı söy ledik. Bunu ger-
çekleştiriyoruz. 1998 nedefı-
miz dc enflasyonu yüzde
50\e çekmek. Aylık ortala-
ma enflasyonu yüzde 3-3^
dolayuıda planlıyoruz. Bunu
gerçekleştirnıekiçin iki temel
uygulamamız olacak Birin-
cisi özeUeştirmeden elde edi-
len gelirler sadece yatınmla-
ra kaydınlacak İkincisi
borçlanmayla ilgili. Aynnb-
lanna şu aşamada girmek is-
temivorum."
Istanburun kurtuluşu
coşkuyla kutlandı
« ^ Istanbul Haber Senisi -
Istanbul'un düşman ışgalın-
den kurtuluşunun 74. yıldö-
nümü dün coşkuyla kutlan-
dı. Istanbul'un düşman işga-
linden kurtuluşu için ilk tö-
ren sabah 09.00'da Tak-
sim'deki Atatürk anıtına çe-
lenk konulmasıyla başladı.
Atatürk anıtı önünde düzen-
lenen ilk törene. lstanbul
Valisi Kutlu Aktaş. lstanbul
Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Recep Tayyip Erdoğan,
1. Ordu Komutanı Orgene-
ral AtiUa Ateş katıldı. Töre-
nin ardından Vatan Cadde-
si'nde de bir tören gerçek-
leştirildi. Belediye Başkanı
Erdoğan burada yaptığı ko-
nuşmada. tstanbul'un kurtu-
luş yıldönümünü Fatih Sul-
tan Mehmet'in lstanbul'u
fethine benzeterek "lstan-
bul'u 1453'te fetheden ruh
ne ise işgalden kurtaran ruh
daodur"dedi.
Törenler sırasında Vatan
Caddesi yaklaşık 4 saat ula-
şıma kapatılırken, ilk ve or-
ta dereceli okullar da bir
günlük tatıl yaptı.
Kadıköy Evlendırme Da-
iresi'nde, Kadıköy Beledi-
yesi ile Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Demeğı (ÇYDD)
tarafından ortaklaşa düzen-
lenen programda, "Nutuk",
Meriç Velidedeoğlunun ha-
zırladığı, Ali Düşenkalkar
ve Füsun Kostak'ın sundu-
ğu dia gösterisi eşliğinde
seslendirildi. 90 dakikalık
dia gösterisinde, Kurtuluş
Savaşı ve savaş sonrasında
Türkiye Cumhuriyeti'nin
kuruluş aşamalan anlatıldı.
Gösteri, akşam düzenlenen
kokteylden sonra konuklar
için tekrar sunuldu.
lstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi tarafından Cemal
Reşit Rey Konser Salo-
nu'nda saat 20.00'de düzen-
lenen resepsiyonda da Okay
Temiz ve Mehter Takımı bir
konser verdi.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ve Başbakan
Mesut Yılmaz. tstanbul'un
düşman işgalinden kurtulu-
şunun yıldönümü dolayısıy-
la tstanbul Valisi Aktaş ile
Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Erdoğan'a bırer kutla-
ma mesajı gönderdi.
AKŞAAP
1
21:05
CANLI
Sedat Ergin ve Fatih Çekirge .
Türk siyasi hayatında kapılar ardında
konusulanlar her Salı ekranda.
N T V KAPALI KAPILAR ARDINDA
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
batıya 145... Kilometre küçük ama önemi büyük.
Orta Asya'da yeni yeni petrol yataklan bulunuyor.
Iddia edilen o ki, kimi kaynaklar henüz dünyaya da
duyurulmuyor. Bugünkü verilerte Kuveyt, dünya pet-
rol rezervlerinin yüzde 10'una sahip. Durum böyle
olunca, Kuveyt'teki "demokrasiyi" korumak isteyen
de elbette çok oluyor. Kuveyt, dünyanın yakın tarihi-
ne Körfez Savaşı'yla konuk oldu. 2 Ağustos 1990da
Irak Kuveyt'i işgal etti. ABD, Irak'ın Kuveyt'i 19. vila-
yeti ilan etmesinin dünya banşına büyük darbe vura-
cağını ilan etti. Hemen, Suudi Arabistan'ın ve Ku-
veyt'in petrodolarlannı kendisinesiperetti. Bildiğimiz
Körfez Savaşı yaşandı...
Savaşın toplam maliyeti 60 milyar dolardı. ABD 65
milyar dolar tahsil etti.
Bugüne gelelim...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel iki günlük res-
mi bir ziyaret için Kuveyt'te. Bu gelişin "çok özel" bir
anlam ve önemi yok. Karşılıklı dostluğu ve işbirtiğini
geliştiıme...
Vitrine yönelik açıklama böyle ama, bu gezi için,
Türkiye'nin Israil'le işbirliğinden kaynaklanan "Arap
ülkelehyle soğukluğun" giderilmesine yönelik çalış-
malann bir parçası diyebiliriz.
Sonradan ileri bir tarihe ertelenmiş olsa da Türki-
ye-ABD-lsrail'in Akdeniz'de planladığı "Arama ve
Kurtarma Tatbikatı" tüm Arap ülkelerini tedirgin et-
mişti. Demirel, eylül ortasında Mısır, Suudi Arabistan,
Kuveyt, Sunye başta olmak üzere bölgedeki ülkele-
re bir mektup gönderdi. Mektupta, "Aziz kardeşleri-
ne", bu tatbikatın bölge ülkelerine yönelik bir tehdit
içermediğini anlattı.
Hemen ardından Mısır'a gitti. Devlet Başkanı Hüs-
nü Mübarek'e durumu yüz yüze de anlattı. Dışa yan-
sıyanlara ve açıklananlara göre Mübarek ağzını aç-
madı, Demirel'in verdiği bilgileri yeterti buldu.
Sıra Kuveyt'te. Demirel, Türkiye'nin genel polmka-
sını anlattktan sonra Israil'le işbiriiğinin kimseye teh-
dit oluşturmadığını yineledi.
Kuveyt'ten sonra sırada Suudi Arabistan, Birleşik
Arap Emirlikleri ve Katar var. Demirel, aralık ayı ba-
şında bu ziyaretleri gerçekleştirmeyi planlıyor.
Seçmen: Okur-yazar erkek...
Ortadoğu'da zeminin ne kadar kaygan olduğunu
görmeyi sağlayacak pek çok olay var. Kuveyt-lrak-
Iran üçgeni de bunlardan biri...
1980"de başlayan Iran-lrak savaşında Kuveyt, I-
rak'ı tuttu. Hatta, kimi silahların Saddam Hüseyin'in
istediği yere ulaşması için topraklarının kullanılması-
na bile izin verdı.
Aradan on yıl geçti. Saddam, Kuveyt'in Irak'ın 19.
vilayeti olduğunu ilan edip, "Yaa petrol" dedi, bu ül-
keye girdi.
, Kuveyt'in yaklaşjk üçte biri Şii. Irak'ın da güneyin-
de yoğun olarak Şiiler yaşıyor. Saddam rejiminın çök-
mesi, Şiilerin daha etkin olmasına zemin hazırlaya-
cak. O zaman Iran, bölgede ağırlığını daha fazla his-
settirecek. O zaman Batı'nın kanlı bıçaklı olduğu Sad-
dam'ın iktidarda kalması gerekiyor. O olmasa bile
mutlaka onun gibi birisi yönetime gelmeli...
Bölgesel sorunlannın çözümünde birbirleriyle an-
laşamayan Arap ülkelerine karşı Türkiye'nin işi çok
zor.
Her sorunla ilgili ayn üçgenler oluşuyor.
Bölgeyi sevse Batı, Batı'yı sevse Arap ülkeleri...
Türkiye'de arada bir sorgular olduk ya, yazıyı Ku-
veyt'in yönetim biçimiyle noktalayayım.
Yönetimde Sabah ailesi var. Aile, devleti yönete-
cek Emir'i beliriiyor. Emir, başbakanı ve bakanlar ku-
rulunu atıyor.
Siyasi parti kurulması yasak. 50 kişilik Ulusal Mec-
lis'in yetkileri son derece sınıriı...
Seçimde oy kullananlar da sınıriı...
21 yaşını dolduranlar...
Okuryazarolanlar...
Ve erkek olanlar...
Ucretli vergi şampiyonu
ESRAYENER
ANKARA - Maliye Ba-
kanlığı verileri, Türkiye'deki
ücretlilerin, vergi oranlann-
da yıllardır dünya rekoru kır-
dığını orlaya koydu. Dünya-
da, ücretlilerin ödediği gelir
vergısinin gayri safi yurtiçi
gelir (GSYIH) oranı ortala-
ma binde 3 düzeyinde bulu-
nurken, bu rakam Türkiye'de
yüzde 3.3 gibi olağanüstü bir
büyüklüğe ulaşıyor. Dünya-
da tüm gelir ve kurumlar ver-
gisinin ulusal gelire oranı
yüzde 13.4 düzeyınde bulu-
nurken, burakamTürkiye'de
yüzde 6.6'da kalıyor. Bu ora-
mn yansını da ücretlilerin
ödediği vergileroluşturuyor.
Hükümetin, Türkiye'deki
vergi gelirlerinin düşük ol-
duğuna ilişkin yakmması-
nın, çalışan kesımi kapsama-
dığı belirlendi. Maliye Ba-
kanhğı Gelirler Genel Mü-
dürlüğü'nün Vergi Istatistiği
Yıllığı'ndaki verilere göre,
kamu malıyesınin gelir üze-
rinden alınan vergilerinin en
önemli kalemini ücretlilerin
kesintileri oluşturuyor.
Verilere göre, ücretliler
1994 yılında 128 trilyon 207
milyar lira. 1995 yılında 237
trilyon 737 milyar lira, 1996
yılında da 466 trilyon 647
milyar lira vergi ödediler.
Çalışanlann ücret ve ma-
aşlanndan yapılan kesintile-
rin toplam vergi içindeki pa-
yı her yıl artarak 1994 yılın-
da toplam gelir ve kurumlar
vergilerinin yüzde 46.2'sini,
1995 yılında yüzde
52.3'iinü, 1996 yılında yüz-
de 51.4'ünü oluşturdu.
Türkiye'deki tüm gelirler-
den alınan vergilerin yansın-
dan çoğunu ödeyen çalışan-
lann vergileri de 1996 yılın-
da GSYlH'nin yüzde
3.3'ünü oluşturdu.
Aynı yıllıkta yer alan
"OECD ülkelerindevergi ge-
lirlerinin GSYİH'ye oram"
başlıklı ve dünyada temel
gösterge olarak kabul edilen
hesaplamaya göre. bu ülke-
lerde gelir ve kurumlar ver-
gisinin GSYİH'ye oranı or-
talama yüzde 13.6 düzeyın-
de. Bu oran Amerika kıtasın-
dakı ülkelerde yüzde 11.4,
Avrupa ülkelerinde 13.5 dü-
zeyinde bulunuyor.
Çalışanlann ücret \ e ma-
aşlanndan yapılan kesintiler
ile gelir ve kurumlar vergısi
mükelleflerinin toplamını
gösteren bu oran Türkiye'de
ise yüzde 6.6 düzeyinde ka-
lıyor. OECD ülkelerinde, üc-
retlerden kesilen vergilerin
GSYİH'ye oranı ortalama
binde 3 düzeyınde bulunu-
yor.
Türkiye'de ise bu oran
1996 yılında yüzde 3.3 gıbı
"olağanüstü" bir büyüklüğe
ulaşıyor. Buna göre. Türki-
ye'de yüzde 6.6 oranıyla
dünya ortafamasının çok al-
tında görülen gelir ve ku-
rumlar vergısinin GSYİH'ye
oranının yansını, çalışanlar-
dan kesilen vergiler oluştu-
ruyor. Bu verilere göre, dün-
yada yüzde 13.6 düzeyinde
olan, çalışanlar dışında be-
yanname yöntemiyle vergi
ödeyen gelir vergisi mükel-
lefleri ile kurumlar vergısi
mükelleflerinin toplam ver-
gi gelirlerinin GSYlH'ye
oranı Türkiye'de yalnızca
yüzde 3.3 düzeyinde.